Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 16 ARALIK 1978 YED t SANAT EDEBİYAT ÇARŞI KULLARI... Oğuz Atay'ı yitireli bir yıl oldu ir Insan özeMikle benim gib> bir insan ne zaman yazmaya başlar? Daho doğrusu, ne zamon onun ıcin. yaşadıklan, hissettiklerl, düşündükleri artık ifade etmekten kacmamayacoğı bir yoğun luğa ulaşır^ Bilmiyorum. insan kendisi icin böyle bir durumda olduğunu sâyleyebilır mi? Bilmiyorum. Büyük bir acı, bel ki bir aşk. belki de cok boşka bir sarsıntı sonucu insan ken dlni önemlj bir kararın öncesın de; belirsiz de o!sa, yaklaşan bir değışımır huzursuzluğu ıcınde bulabılir. Korkulu bir bek leyiştir bu ınsan bu bılinmeyen soreıntının yaklostığmı rns sedince bir süre ne yapacağnı büsmez. Sonra butün gücuyle, belki ds doho önce hıc hayoHnaen gecirmediğı gırişimlere otılır daha doğrusu kenrimi dnha önce duşünmeye bıle cs saret edemeyeceğj bir eylemın Jclnde bulur. Bir eylemin lcinde bulur... daha önce düşunmeye bıle ce saret edemeyeceği bir eylem... bir eylemin icınde nosıl bulu r Insan kendini? Hayalınden bıle gecirmediği bir eylemin icinde bulur mu kendini inson? Hayır, böyle bir şey oiamoz. Hıo olmazso doha önce tasorlodığı, yo do hayal gücünü aşmoyan bir durumdo insan okıl ve juh oucunıı koruvcıbılr insan... İnson... kim bu Inscn? İnsan genel bir ısımdir. ceçitli şartlar oltında, ceşıtll bıreyleri ffade etmek icin kullanı lobilir. Ono, 'irsan' yerine, me sela X de diyebilirsiniz. Ona B Romancı, hikâyeci ve bilim adamı Oğuz Atay'ın son roman çalışması "Eylembilim,, adlı yapıtın giriş bölümünü yayınlıyoruz X denilebilirse, özellıkle ben, bu varsayımdan dolayı cok mutlu hissederım kendımi. Cün kü ben bir matemotikçiyim ve ıcinde bulunduğum durumda bütün umudum, başıma geienleri, bir 'X' bfünmeyenınin çözülebilır fonksiyonlanndan ibaret olarak görebılmektır Böyle ce bircok korkulu rüya hiç ya şanmomış clacaktır. Ben Dır materratik hocasıyım daha doğrusu bir matema tik profesörüyüm yıllarca, 'ben bir matematik profesörüyüm' diyebilmeyl hayal etmiştim: şımdi 'hoca' gıbı, belirsiz ve kacak bir deyiir.9 sığınıyorum nedense: Kendime 'pro fesör* demekte gucıük ceklyorscm, bu cekingenlığımde meso la Reşıt Bey'in de, kartvızıtınde adından önce aynı baslığı kullanmasıntn payı büyüktür. Aman AMafıım Reşıt Bey ve ben: Profesör ve profesör. Olamaz! Bütün olanlardan sonra... Oysa bir zamanlar evet ne yozık ki öyle zamanlor da vardı profesör Reşıt Bey'e benzemek İcin... Hoyır, ben bu yazma ıçını surdürem6yeceğim. Nasıl olur? Biraz önce, 'kacmılmaz bir yoğunluk'ton SDZ edıyordun... Hayır hoyır... biraz duralım, yeni bostan duşunelim. Yeni baştan düşündüm. Hoyır ben 'insan' gibi, X gibi ge nel bir deyim olmaya katlanamam; 'maıematik profesorü' nün yenne gecen bir 'X' olarck Reşit Bey'le aynı fonksiyonlarda bulunmaya rozı olamam. Bu nedenle, düsönmek üzere bu satırlara ara verdiğ,m gunlerde evet, 'yeni baş tan duş'jnelım' ile 'yeni başton duşündum' aro. ında beş gun var benı bu satırlorı yazmo ya zoriayan nedenierie uğraşırken. 'matematik aiışkanlıkiarım'dan mümkün olduğu kadar uzak durmayo karar verdim Bütün genelıemelerden uzaklaşarck, 'kişısei bir belge' ortaya koyma gırişımi de benı ürkutüyor Hayatım boyunca ceşıtli vesilelerle. kend.mden bile biz' olarok söz etmiş olmarruan dolayı bir tutukluk var bu kışısel girişım'le ilgili. Duy gusal bir hesaplaşmaya gır.şmıs olrrektan da ürküyorum. Pekı ne istıyorsun? Bilmiyorum; bslkı de herşeyi vaşoyarok göstermek istivorum. Ancok gercek bir yaşantıda insan bu kelimeyi kullanmayocaktım va. neyse insan filon değil, yanı ben hayatın dışında katon kücük endişelerden, gârunüsü kurtarmayo calışan kuruntulardan sıyrtlır... esaslı bir yoşontı demek istiyorum. K;m böyle yaşadığını ileri süre bilır? Ben hıc olmazsa, gercek lerı görmeye basladığımı, b>rşeyler aramaya basladığımı ileri sürüyorum Cünkü bir süreden beri bilıyorum kl, b'rsey ileri sürmeaen. 'ifode edilrnesl kacmılmaz durumo gelen duyarlıklardon' söz etmenin anlamı yok öyleyse hemen anlatmava baslamalıyım, gercek ya şantı oyalamaya doyanamaz Olayların başlangıcında ofaylar diyorum. cünkü herşeyi tek bir nedene bağlayabileceğimi sanmıyorum benim dış görünüşüyle düz ve yatay cizgili hayatıma bakanlar ben dahil bu yıpranmış matematik profesöründen herhangi bir çoşırtıcı atılım bekiemiyorlardı. Yoş konusunda belirll sınırlar koymck isteyenler arasında sık sık tartışmalar cıktığını görmüçümdür. ama beni «orta yaşlıInn bölgeslnden genclere doğrıı kaydıracak kimse olduğunu s^nmıyorum. Ayrıca orta yaşlı cimakton da şikâyetcl değüdım olayların bcşlangıcında. İlk gencüğimde ksndimı cekıcl bir erkek sanırdım, ama bu sanımı benimle paylaşacak bir kadın cıkmadığı İcin, bir süre ortalıkta mahzun ve kalbi kırılmış olarak dclcşmayı denedim. Son radan kanm olan genç kızın. hangi özelüğirni (cekicllift, kalp kırıklığı ve hüzün) beğcndiğini hıc bir zaman kesinlikle bileme dım. Evlendikten bir sure sonra yapmo hüznümü yürütmeyi beceremediğim icin, olsa olsa ceklciliğtmle karımı etküemış bulunabilirlm. Oysa gercekten Cttkici olan erkekler kadınları oncak düzenli ve güvenli bir ha yatın etkiledığini cok lyi bilirler. Ve elbette bu bakımlardan kadınlara her zaman cekici gel dığimi öğünerek mi, üzulerek mı bilmiyorum belirtmeliyim. Ne var ki, hüzünlü ve kalbi kırık dolaştığım sahipslz günlerimde bazı kücük yaşantılann verdiğl münasebetsiz huylann • bunların neler olduğunu ben bile unutmuştum • ıgüvenirliğlm» konusundaki etkenliğim beni bile şaşırttı (olayların boşlangıcında). Yarattiğım ha = yal kırıklığı İcin herkesten özür 5 5 55 dllerlm. İLK GÜNLER Bugün kendiml yorgun, ama huzursuz hissediyorum. Kürsudeki odamda amaçsız ve cevreme llgisiz otururken asis tonlardan birl geldi: Refik Bey rohatsızlanmış, onu haber ver meye gelmiş. isteksiz bir hareketle telefon defterime uzandım. Profesör Refik Bey. ağır hareketli, canlı ve kurnaz bokışlı gözlerinden başka ilgi cekicl bir yönu olmayan ihtiyar bir hoca. Kimsenin pek anlamadığı hesaplarla sözü öyle dolaştırır ki, insando sözlerinin sonunu dinleme isteği kalmaz. Santralo Refik Beyin numorasım verdim; Refik Bey olsaydı. arayacağı kimsenin adını verirdi o kadar. Yaşayışım tasarruf esası uzerine kurmuştur: Kelimelerlnl bile israftan çekinir. Telefona karısı cıktı: Ağlamaklı bir sesle, kocasının bir kalp krizl geçirdiğini. onu hastaneye yatırdıklorını söyledi. Bir ikl gecmiş olsun kelımesl mırıldanıp telefonu kapadım. İCim sıkılıyordu, kötü birtakım şeyler olacaktı sanki. Nitekim biraz sonra dekan aradı: Hepimize gecmiş olsunmuş, Refik Beye acil şlfalar diledi (yöneti cilerin görevl); neredeyse, «Bunlan karısına söyleyin» diyecektim. Zaten aramız lyi değfldi dekanla. vazgectim. Dekon dc asıl amacını ocıklodı bu arada. Refik Bey yerine derslsrine gıremez miymışim? itiraz edecek hâlim yoktu; üstelik telefonu hemen kapadı Kurnazlar arasında kaldık diye tembel tembel düşündüm Sonra Refik Beyi düşündüm: Ener liden tasarruf bıle bazen kalbe yaramıyordu. Herkes hakkındo kötü şeyler düşünüyordum, fa kat o zamanlar her şeyin farkınöa değildim Miskin bir kö tülu!! Icinde olduğumu yavoş /avaş, ancak bu satırlan yazarken farkedivorum. INCELEME ARASTRMA ROPORTA] Eskişehir'de küçük sanayi sitesinden bir kaç atelye kapıp dükkân ağası rolü oynamak isteyen sözde sanayicilere rastlanıyordu 40 yılhk müzisyen Hırant Lüsikyan hastanede müziğe döneceği günü düşlüyor Atillâ DORSAY aylon bir torbadan fotojroflar, kartonla'a yapıştırıim:ş, kımı sararmış eski resımler çıktı, beyaz çarşafların ustüne yayıldı. Gecmışte kaimış geceleri, Kaygısız meyhanelenn, şen gece kulüplerının havosını, getlrdi, bu ıiişkısız meköna, ilaç kokulu bu hastane koğuşuna SOKUverdi. bu resımler.. Gülen eğlenen. calıp söyleyen, genc yaşlı, kadın erkek, insanlar... Ne kaımıştı bu yaşanmışlıklardan. şu resimlerden başka? Coğunda Eddıe Cantor'a benzeyen patlak gozlu. gaga burunlu, cın mı an, şen rrı şen bir yuz: 40 yıllık muzısyen Hırant Lüsikyan... Şımdi. Yedıkule Göğus Hastalıkları Hastonesi'nin 8. koğuşunda karşımda olan da oydu. Aniattıkiarını koğuştcki hastalar da, hastabakıcılar da benim kadar ılgiyle izlediler, fotoğraflar kimbilir kacıncı kez elden ele gezdi. Onlorla birlıkte şimdıki zamanm ocılarından gerilere gıdiverdik, Beyoğlu gecelerıne dalıverdik. MÜZİĞE BAŞLAMA « Bir, bir bucuk aydır bir kırıklığım vardı, grip gibi... Baktık kötüye gidiyor, gelip baktırdım. Ciğerlerden şifayı kapmışsın dedıler. Adnan bey ('Fuaye' Adnan) yotırdı buraya benı... Simdi tedavi altındayım.> « Gecrriş olsun... Yaş kaç, Hırant bey?» c 62... Müziğe 7 yaşında keman calarak boşladım. Ama asıl hevesim nefesli sazlardı. Birgün babamla Yüksekkaldırım'dan cıkarken Papa George'un önünde durdum. Ve vitrindeki basit, küçük klarnetı gösterdim. Cok istediğlmi biliyordu. Ailemin hepsi muzisyendl zaten... Annem pi , yano, babam keman, 2 kızkardeşim piyano çalartardı. Girdik ve o kücük klarnetl aldık. Boşloyıs o başlayış... Sonraları saksafon da caldım. Ama osıl calgırr klarnettir benim.» O bunlan anlatırken, «Beyoğlu'nun Beyoğlu ol duğu», (benim de bekâr olduğum) gecmiş yıllarda blrcok kulüpte Lüsıkyan'la ve klarnetiyle karşılaştığım geceleri ammsıyorum: Kulüp 12'de orkestrayla veya Fuaye'de yalnızca bir piyano eşllğinde klarnetlnl üfleyen, lyl çalan, zoman zaman yalnız kendisi icinmiş gibi çalan bu Beyoğlu emekçisiDl... 40 YILIN ÖYKÜSÖ « 1937'de llk kücük orkestramı kurdum. Amotör bir orkesta... Soınt Benoit'yi yeni blürmıştlm. Sonra işl büyüttük, 1940 41'de 22 kişilik büyük bir caz orkestrası kurduk. O vakitler Glenn Miller türü müzik rrodaydı. Bız de ona uyduk. Saray sinemasında filan konsorler verdik. Takdımcimiz. merhum Ferdi Taytur'du. Hepsi amatör arkodaşloraı, ama hepsi notisttl, yanl nota bilirdi. O yıllarda caz müziği cok sevilırdi. Dışardan da pok değerlı müz.syenler gelırdi. Sonra dağıldık. Ben de profesyonelliğe döktüm işl. Kentet. sekstet gıbi kücük gruplar kurdum. Yeşilköy'de Röne Parkta, Demz gazınosundb. Park Otel'de (ordo 17 kişi yemek müziği yapar. sonra 6 7 kişi pavyono Iner, caz catardık), Cınar, Hilton Roof'ta çalıştım. Sonra Beyoğlu kuluplerl... Arada Adana, izmir. Bursa Celik Palas...» Türkiye'de cazın hâla meraklısı vor rrı? Müzik zevki yozlaşıyor. Gelip bugün beat müziğine, diskoyo dayandı. Noto bilen bllmeyen, sesı olan olmoyan calıp söylüyor. Ama cazın meraklısı, az da olsa her zaman var. Rahmetli Sevinc Tevs Elmadağda bir caz kulübü actığında bera ber caldık. Caz müziği zordur. Cok prova Ister. f Müzik zevkı yoziaşıyor. Gelip bugün beat Emprovizasyono dayanır, o da büyük müzik bilgisi ve kulağı ıster. Türkiye'de lyi cazcılar var. oma coğu bugün pivasonm istediğine koyıyor». Saksafonla klarnet çalıyorsunuz. Arada fork var mı? « Klarnet asil bir calgıdır. Saksafondan cok doha zordur, daha teknik ister. Büyük dudak yorgunluğu yapar. Saksafono biz captal saz» deriz. Klametln ustaları coktur Buddv de Franco. Benny Goodrran. Artie Show, Wood Herman...ı Ya Sükrü Tunar? « Haklısınız, büyük klarnet ustasıdır o do... Klarnetl ode?o aıaturko bir soz hollne geîirmiştir.» Hırant Lüsikyan. hic evlenmemiş: »Blzlm hoyatımızdo evlenmek hlç lyi bir şey rteğil. Kanm ev de oturacak, ben sabaha kadar çalışacağım. Evlensevdim, Işımi bırakırdım» NERDE ESKİ BEYOĞLU? Yıllorco Beyoğlu'ndo colışmış emektar muzieyen, Beyoğlu lafı acılınca özülüyor: fHlc acmayın bu lafı... Hic anmayalım eskl Beyoğ'u'nu... Eski Bevoölu'nun vanında Paris bile halt etrrlstir. N Sanoyi ve Tekno!o|i Bakonlığının b.cımler.dırıp, yonlendirdığı kucuk sanayi sıtelerı tasansı, c!un değındığimız tip statjde yansıtılan ereklerı, boyut ları ve ongörduğu kooperatif modelıyle, kdcuk sonatkâr top luluktrirının kımı temel sorunlarına cozurn geıirebılecak bir gorunjmdedır. Ancok, bu kâğıt uzenndekı bir cozumdür. Onemlı olan. tasarının uygulamcdaKi, gercek yaşamdakı etkınlığldir. Başka bir deyışle, anılan tasarı, sanoyi carşılarındokı feodal yapının cozülmesinde ne denlı etkınlık taşımaktadır? Ka munun akcalı olanakları ozgülendığı ereklere ne ölcüde ulaş maktadır? Carşı kulları özlemini duydukları insanca calışma koşullarına ve düzenli işyeri konutlanna kavuşabllmek te mıdır? Kamunun kredileri, ya da toplumun kaynakları söz konusu olduğunda, bu sorular önem kazanan ve yanıtlanması gereken sorulardır. Goruşmelerimiz sırasında, kucuk sanayi siteleri tasarısını yurütmekle yukumlu olan Bakanhğın müfettişierı, uygulamada karşılaşılan kımi yolsuzluklonn, tasarıyı ve kamu kredılennı ereklerine tam olarak ulaşmaktan alıkoyduğunu vurguladılar. Türkiye'nin ceşitII yörelerinde kurulan bu tür site kooperatiflerinin, toplumsal ve ekonomik yapının işleyişlnaeki kımı çarpıklıklardan kayraklanrn ciddi sorunlarla yüz yuz6 geidiğine değındüer. Bu tur sorunlarla yoğun bir bıcimde kaışılaşan ve şımdilerde tesıslerını tarnamlayarak. o.'uımuzdeki gunlerde hlzmete acılması beklenılen kücük sanayi sitelerinden biri de Esklşehır ılınde kurulmuştur. Geçırdığı ilginc deneyimlerle siyosal çevrelerin, basının ve komuoyunun gözlerini cokca uzerlne çe ken bu yapı kooperotıfi, yukarıdakı sorunların yanıtlanmasında en yakın ve somut örnek lerden bırıni oluşturmaktadır. ESKİŞEHİR'DE KURULAN Eskisehr llındeki küçük sanayi sıtesi yapı kooperatıfi Başta toprak ağaları olmak üzere, komisyoncular, demır tuccorları, doktorlor, celepler, sarrafları kozmet.k satiCıları ve kooperatif statusunde belirlenen kücük sanayıcillkle yakınaon uzaktan hıcbır ügısi olmayan pek coklerı, esnaf dernek lerının kopıiarını aşındırıyor. Kenttekı sobacılar. demirciler ve mobılyacılor dernekleri önün de uzun kuyruklor oluşturuyorlar. Ticaret ve Sanayi Odasıyle yoğun bir trafiğe girfşiyorlar. Kendılerinın yon'sıra. eşlerıni, yakınlarını v$ cocuklarını da bu esnaf derneklerine üye yazdırarak, «kücük «anayicl b*lg«si» alıyorlar. Öylelikle, bir cırpıda toprak ağaları, tuccarlar, 6v hanımtarı ve öflrencller düz mece belgelerle kücük sanoylci olup, cıkmışlar ortaya. Bu sözde sobacı, bısikletcl ve demircı'.er, meelek kuruluşlarından kolaylıkla elde ett!kl«ri sahte sanayici belgelerlyle, kooperotıfe ortak olup, buyük vurgunlar vurmonın ön gerekle rini hazırlamışlar. DERNEKLER VE BİR BELGE .. Kooperatif yöneticilerl, sayıH n yüzleri bulan bu düzmece kücuk sanayici belgelerinin doğ ruluklannı araştırmak bir yona. kendileri de bir liste hazırlc\yıp Demirciler Oerneğl uzerinde. sanatkâr olmayan kimi ortaklorını üye kaydetmeleri Icin baskı yapıyorlar. Sanayi Bakanlığı kredlsinl olırken, kurdukları kooperatif» tip statüde bellrlenen kücük sanatkârlar dışında kimsenin ortak edilmemesl Koşulunu üst lenen kooperotif yönetiminin bu tutumunu onlamak oldukca güc Kücük sanayici belgelerinin esnaf derneklerinden koo perctlfe gelmesi olağan bir yol iken, bu tersine işletllen 8u reç, Demirciler Derneğlnln Sanayi Bakonlığına gönderdiği ve 11.4.1078 tarihli ve 6 savı nolu yazısında tüm acıklığlyle ortaya cıkmakta BİR BELGE Bakanlık müfettişlerinln ken te gelerek aürdüraüklerl yoğun Incelemeler sonucu, anılan der neğin Sanayi ve Teknolojl Ba esnafının toplumsal ve ekonomik cıkarlanmn savunuculuğt nu yapmak olan derneğın, mus takbel dukkân ağalarını hıcbiı 8oruşturmaya bağlt kılmaksızır kuruluşuna uye kaydetmesı ve aüzenledıâı gercek dışı belgelerle bu vurgunculorın koopero tife ortok olmalarıno göz yum mosı varlığıyle ters düşen biı yönelimdlr. Oysa, coğulcu toplumlardc bu dernekler, gucsuz sonotkâr topluluklorının eş cıkarlarmı ko rumaya ve tek tek cözemeyecekleri büyük boyutlu sorunlarmı cözmeye yönelık önemll bir baskı grubu oluşturmok du rumundadırlar. Buna karşın, anılan derneğin, üye kaydettiği kişilerin demırci olmadıklarını ve kentle birer işyerlerının bulunmadığını beş yıllık bir er telemeden sonra soruşturup, an cak sitedeki atelyelenn dcğıtımtna girişilmeden birkac gün önce (114.1978) bakanlığa bil dirmesi, ne denlı carpıkloştığını göstermesı bakımından cok ılginctır. Oysa, aynı dernek, kooperatiften kuruluşuna kaydedılmesi istenen bir böiük söz de sanayiciler konusunda h.c zaman yitirmemis ve ıki gün ıcinde yönetim kurulunu toplayıp, oy birlıği ile üyelik kararlarını çıkarabılmiştır. Kaidı ki, Bakonlık müfettişleri kente gelerek derinlemesine incele^eler yapmasaydı, dernek yönetim kurulundan son alınan (383i sa yılı karar cıkar mıydı biünmez.. SOBACILAR Bunun yanısıro, kenttekı S<> bacılar ve Bisikletciler Derneğl de, 13.10.1976 tarih ve 33 sayıh yazısiyle, kücük sanayi sitesi kooperatifine ortak oian 46 kişinin dernekleriyle llgıli bir meslekle uğraşmodığım ve il dahilinde kücük sanayi ile Hgi II bir Işyerlerinln bulunmadığını Sanayi ve Teknoloıi Bakanlığına blldirmiştir Bir boska lis tede ise, kucOk sanoyici tanınıma uymayan 25 kooperotlf ortağı saptanmaktadır Eskişehir kücük sanayi s!î«sl deneylml, azgelişmiş carpık bir sosyo ekonomik yopırta, kamunun akcalandırdığı ve püc 8üz keslmler yaranno olan ta Hıront Lutir., an 950'lann başında bir kulüptt klarnstlnl üfl«rk«ı... ( BİR BAKANLIK MÜFETTİŞİ: «KÜÇÜK SANAYİ SİTESİ KOOPERATİFLERİ BAŞLANGIÇTA SIKI TUTULMUYOR. ESNAF DERNEKLERİ ZAPTI RAPT ALTINA ALINAMIYOR. ARAŞTIRMA YAPMADAN HER GELENE KÜÇÜK SANAYİCİ BELGESİ VERİYORLAR.» kanlığına lletmek zorunda bıra sarıların eskl yapayla bütünleşkıldığı yazıda aynen şoyle de tlğinin somut bir örneğidlr Bu yapı icinde esnaf dernekleriynilmektedir: «Sanayi Bakanlığı Kücük Sa le, kooperatıfler de carpık ışiev ler görmektedir. natlar Doinısl Relsllğlne, (DEVLET ANKARA DOLANDIRILIYOR...» E»kif«*ir 8. S. Kücük SanaKuçük sanayi sitesindekl bu yi Sltetl Yapi Kooperatiflnln 21/5/1973 tarihli yazılan D« yolsuzlukları soruşturmak üzere, yöreye Ticaret BakanSığı bir, mircll«r Demeğlmrıo gönderflm u kredisl alınmış. Bakanhğın mlştlr. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı özgülediği kredinin suresl, el23/5/1973 günu D*mlrcUer İse, iki kez müfettlş gönderiyor. tenin bitimlnden bir yıl sonra Demeglmiz Yöneilm Kurulu top Müfettişier kentte dernek derbaşlamak üzere 10 yıl. ve kooperatif lantı yaparak Esklşehlr SS. Kö nek dolaşarak cük Sanayi SltMi Yapı Koop* ortoklonnın işyeri acma belgeİzieyen yıllarda 170 bin metratiflnd*n aclen yazıyı yönetlm lerini sorusturarak yorucu inrekarelık bir alanı kapatan c a ğ kurulu Inceleyerek, adı geçen celemeler yopıyorlar. Bu calışd a ş görünümlü 700 atelye ve yazıya Istinaden kooperatlfin meları sonucundo Ticoret Bososyal hizmet tesisleri gercekkayıt ettiği ortaklorın Demir kanlığı müfettişi 70, Sanayi Ba leştırıliyor. Sıte teknik acıdan ciler Derneğine üye kayıtlan kaniığı müfettışi de kooperatif üst duzeyde başarılı, c o k lyi ta nın yapılması Içtaı (275) sayılı ana sözleşmesine aykırı bıcım sarlanmış bir tesis g ö r ü n ü m ü n karar İ1« oybirtiği karar vsril de siteye ortak olmuş 180 sozde. Prefabrık yapım yöntemiyle de küçük sanavici soptıvorloi". miştir. kurulmuş. V«riien karar üzeıine kayıt Ve bun'arı raporiarıno yansıtıyapılmıstır. Derneflimlz* yorlar. Sitedeki otelyeler kullanım lar Sonoyi Bakanlığı müfeUısJ, amaclcrına gore üc ayrı tıpten kayıtlarını yaptığımız bu üyeoluşmokta. En buyüğü 400 met lerin Istihbaratlan yapıldığında, Bokanlığına sunduğu roporunrekarelık bir alanı kaplıyor. Her demir sanayici olmadıkları ve co. statü dışı volsuzluklorına atelyer.ın cevresınde yeşil alan işycrlerinin de olmadığı tasbit değinmiş ve soptadığı sayımn var. lclerınde ıse, duş, WC, lâ edilerek 27/3/1978 tarihli yöne daha do vüksek olablleceğı ko vabo, asma kat ve büro g>bi tim kurulu toplantımızda adı nusunda Bakanlığının gözünu bölümler bulunuyor. Ayrıca. geçen Oyelerln dernektoki ka cekmis. Kendısiyle göruştüg'Jkooperatif statusunde belirle yıtlannın slllnm^slne (383) »a muz Bakanlık müfeltışı, kucuk nen her türlü sosyal hizmet ko yılı koror oybirliğl İle olmıtnf sanayi sıtelerı konusundakı deneyimiermi şöyle özetledı: nutları da sıtede yer almakta. tır. «Kooperatıfler baslangıeta sıPTT'sı. banka konutu, toplantı Kayrtlan slllnen uyatorin islm ve sergl salonları, kitaplığı, cı ve soyadlan ile sıra numarala kı tutulmuyor. Esnaf dernekleri zaptu rapt oltıno alınamıyor. rak aerslıkleri ve dernek oda rt ekte sunulmuştur. lariyle düzenli yerleşımli çağBilgilorinlze sunulur, «ayflila Araftırma yapmadon her ge!«n» kücük sanayici belgesi verida? bir çcnayi sıtesi. rımızla. D«mek Kâtibi Demek Baçkanı» yoriar. Bu yapıda devlet deneKURULDU AMA... tlml etklslz ve yetersiz kolıycr. (hıua) (Imza) Kooperatif yöneticilerl kamu Kentte cağdaş bir kuçük DÜKKAN AĞALIĞI kredlsinl almodon önce beyan sanayi sıtesının kurulacağı ve Ve dernek başkanının imzaveriyorlar. Biz çok ortaklı kosıtenin uzun soluklu kamu kre siyle 159 kişıhk uzun bir liste. oparatif kurduk. ortaklanmız adıleriyle destekleneceğl haberi, Küçük sanayi sitesinden bırrasında kuçuk sanaylcl olmakuçük sanatkâr toplulukları de kaç atelye kapıp, dükkân ağayan yok diye. Ancak, bu taahğin. belki de daho cok bun'or sı rolü oynamok isteyen sozde hütlertnt yeıine getlrmlyorlar, dışındakı kesimlerın ılgıs'm ce sanayicflerle dolu bir beige. kıyor. O denll ki kentin ege Devletin kücük sanoyici toplu Devleti tokmıyorlar Devlst dolandırıhyor Türk Ceza Kanumen kimı varsıi kesımlen, sıte lukiarmı blrer atelye sohıbi nuno göre bu bfr suctur. Kamu dekı atelyelerln yokın bir gele yapmak amocıyle yüzbınlerce kredtlari amaclanno ulaşcmıceKte aıtyapının da oluşturul metrekarfllık b'r alanı kamiiiaş yor. Kamu koynaklarıyle dükmaslyie büvük değerler kaza tırıp, alt yapısını göturdüğü, kân ağaları türetlllyer. Kücük nobileceâıni kolavca kestirdık vüz milyonluk kamu kredileriysonavl sltelerine verilen krodllermden. buradan bir kaç atel le akcalandırdıâı bir sitedeki ler vo cok sıkı bir blclmde izye kaporak olaOarüstü speküln atelyelenn, vurguncular arasın lenmeff. yo da koMfrılmalıdır.» tıf kazonçlar ve rantlar elde da nasıl birer ulufe gibi do<5ıYARIN: etmenin yollarını aramaya baş tı'dıÇ ıın ocık kan.tı. KOOPEPATİF BAŞKANI lıvnrlnr Ann onravf anrCAk demırci AĞIR HALAY Sarılmış fabrikalar, kurşunlanmış Inanclar Nasıl sokulur şiire, düşunüyorum. Var mıdır yerl patlamış bir dudağın Basılan yurtlar, sürüklenenler Blzleri biz kılan acılar karmaşası Almıp yokılon slgaralor. Aşklar gördüm duvarlarda geceleri yazılmı> Blldik adlar soktum bir marşa, haykırışo Vardığım o sancının vardığım en ucunda Hayat Belletmlş bir kere yırtıcı kuralını Gözlerim kısıldı yürek tutuşmalarından Kon doldu bakışlarıma Bakışlarından. Saboh serinliğini fırsot blten capalar Ayartmak icin toprağa eğilince Sorular bırakarak cekilirdi güneşle Ve terin sırtta soğurken bıraktığı ürperme Anılarla sovrulan kil kokuları sonra Ayazdan cıkından, yaşmaktan bilınir adımlan Ve şehrln damarlarında boşanan Sorular duyarak. duymadan boşananlar En kıyısından yaşayanlar Uçurumkırı. Duyuyorum yollardan tankerler gscişlnl Mazot koşturuşunu şehrin damarlarına Cünkü damarlar tıkalı Damarlar boğulu kac zamandır Ve ustüpüleri göğüs ceplerlnde işciler Oylece parıldıyorlar yağmura karşı Ve yağmur kinler sıcratıyor ordan Parliyan asfalta. kirlenmis bakışlara. Mümkün mü kaygısız eğilmem yüzune artık Bir karanfil bile yaralar hatırlatırken Eğilsem soluğum yetmez dudaklarına Gozyaşları kurudu, ocılar duyuldu bir bir Dlrenlşler, yine da hüzünler göz çukurlarında VÖ bu diz boyu acı, karartılmış gökyuzü Mahpus bedenin, mahpus yüreğlm benim Gözlerinde ucuşan baharın durmadan seyrelmesl Gözlerini andırsın diye bir gün, bir bohar günü Bir gun bütün yeryuzü. . | I I I 1968 yılında kurulmuş. Slte yerl icin. kentin istanbul çıkışında 350 bin metrekoreük blr alon =5j kamulaştırıiarak kooperatif a5 S dına satın alınmış. Pro|esl haŞ5j zırlanıp, 1974 başlarında inşaa= = tına girişilmiş. Sanoyi ve Tek5 = noloji Bakanlığından, tip statüSS sünün gereklerlne uymak ko= şuluyle, 103 milyon liralık kass = = = I • • I . I I I I | I I = = == = = = = ; £= *** ES s: SS ss: SE ^5 ŞjS 55 5^ = 5^ = 5£Ş ^^ =E = = 55 ~ a: ^~ = = 5 r=; Erol ÇANKAYA Şalrln «BİR MERHABAYLA BAŞLAR» adlı kltabından. I ~ ^s: z^ aa: rs: SS: ş== ^Z: