Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
eçen yazımda Çağdas Yayınlan arasında «Şarlo» adlı bır kıtabının ciKtığını soyledığım unlu Fransız ozanı Phıııppe Soupouit'yu 1949 yılında Ankara'ya geidığı zaman tanımıştım Phılıppe Soupault. Bırıncı Dunya Sav3şı sonrası Fransız şıırmın, ıstersenız daha genış tutarak, Avrupa yazınının en tanınmış adlarından birıydi. Onu, Fransa'dan gecıp Avrupa'ya maledışımın nedenı, Dadacılık, Gercekustuculuk gıbı Avrupa'ya yaygın sanatyazın akımlannın onderlerınden bırı olmasıdır. Gerçekten de bu anakara (kıta) ysnı zamanlar torıhı boyunca bır kultur bırlığı, butunluğu gosteregelmıştır. Bızım de Tanzımattan ben bJ butunun bır parcası olma yolunda bulundugumuzu bılıyoruz. Turk yazarlan, ozan'arı, sanatCilorı gıtgıde arton bır bıçımde Botı kuiturunjn etkısi altında kalmıslardır. Başka turlu de olamazdı. Nıtekım Cumhunyet donemı yazınım z, şıırimız, sanatımız da Batıdakı akımlarla sıkı bır ışbırlığı ıçınde bulundu. Phılıppe Soupault'ya gelınce, onu nerdeyse butun ozanlarımız ta nıyorlardı Ankara'ya geldığınde Adcmı bu aa bıraz şaşırttı ıdı sanıyorum Turkıye'nın gen kalmtş bir ülke olduğu ımgesı coğun bu tur şaşkınlıklara yol acmoktadır Italyan ozanı Quosımodo (Nobel) bır Pen Club toplantısındc tanıştığı Oktay Akbal'a, «Sizde de yozın var mı?» dıye sormuş, bunu sorarken elıyle yazı yazar gıbi yapmiş. Şımdı kendımızı tanıtamıyoruz dıye bır soyleve gecmeyeyım de şuncası ıla yetıneyım Adamlar tumden cahıl bılıyorlar bızı Benzer olaylar coktur. Bızım zayıf yanımız, o butünu. parca parça benımsemeye kalkmamı?da gızlıdır. Batıda sanat akımlorı, bılım, felsefe akımları ile bır hızoda bulunur olmuştur Ortak kulturun anlomını Durada oramalıyız Prof Dr ismaıl Tunalı. «Felsefenin Işığında Modorn Resim» adlı özgun yapıtındo. Izlenımcı resım doğduğu sırcda Botı'da ne tur bır felsefe akımmın etkın durumda bulundugunu. fızık, optık alanlorındo ne tur oraşnrmalar yapıldığını, ne gıbı buluşların ortayo atıldığını gercekten doyurucu nıtelıkte gozler onune serer. Bıze gelınce. bız başarılı ızlenımcı resımler koymusuz ortaya, ama bu akımın Mach felsefesıyle. Helrn holtz'un, Chevreul un optık deneyımlerı ıle ılışkısinı ılgıye değer bulmamısız Bızde, şnr, yazın, genellıkle sanatlar. 'elsefece, bılımlerce koşutlanmamışlır Bu calışma dalları bırbırlerınden kopuk olduğu gıbı ^cnat turlen orasında da bır zamandaşlık yoktur sankı Sozgehşı Gercekustücüluk sanat anlayışı bızım sonotcılanmızı etkıledı, ama o sanotın dayandığı dusun G OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BİR AGIRLAMA Melih Cevdet ANDAY akımlarından haberlmlz olmadı Felsefe, bılırn konusunu bır an ıcın bır yana bıraksok da, bızde sanatlar alanında bıle bır tutarlılıkian soz edılemez kolay kolay Sozgelışı bızde ozan lo ressam arasında bır bakış, gorus yakıniıgı hıc bır donemde aranır olmamıştır Ahmet Haşım nıcm Nazmi Zıya'dan soz etmedı hıc 9 Ikısının de yaptığı aynı ıştı. Oysa Phıııppe Soupault'nun yetıştığı, tanındığı yıllardo Batı'dakı butun sanat kollarında bır uyumluluk vardı Phılıppe Soupault, Breton Ip bırlıkte yazdığı Les Chemps Magnetıques a'dlı kıtabı ıle yozın alanına gırdı. llk şıır kıtabındakı şıırler Gercekustu anlayışın urunlerıdır Ama o, bellı Dir anlayış ıcınde surgıt kalacak doğada değılaı, durmadan kendını arayan, bulmağa ca'ışan bır yazar, ozan nıtelığı gosterıyordu Şıırden başka, romanlor, yaşam oykulerı de kaleme aldı. Oktay Rıfat ıle Orhan Velı ondan bırer şnr cevırmışlerdı o zaman, bu şıırler kısa zamanda genış bır alana yayılmıştı. Daha başka cevırılen ıle bırlıkte Soupault yenı şıırımızı etkıleyen bır yabancı ozan ununu kazonmıs oluyordu Demek ıstıyorum kı. Turkıye ye geldığınde. onu tanıyan bılen kimselerle karşılaştı. Onu nerede. nasıl ağırladığımızı anlatacağım şımdı. Ankara'da. Yenişehir'de bır apartmanın bahcesınde tek odalı bır ev vardı, belki apartman kapıcısı ıcln, belkı de ışcılere sığınak olarak vapılmıştı. her neyse... Orada bır zaman Cahıt Sıtkı Taroncı oturmuştu bekârlığında, Cahıt evlenıp gldlnce bu tek odalı evı Orhan Velı tuttu Gözumün onündedır. dık dortgen bır odaydı, duvarlorı yer yer cotlamıştı bu odanın, sokak kapısından başka. icerde tuvalete acılan bır kapısı riaha vardı. oma bu tuvalet gerı kolmış bır koydekı bahce tuvaletı gıbı capraz tahtalarla ortulmuş bır cukurdu Eşyaya gelınce, Orhan Velı'nın cok eşyası yoktu bır somyo bır kucuk masa, bir Iskemle... Işte o kador. Dıyecegım, bu durumu ıle Orhan Velı nın odosı bır konuğu ozeılıkie yaboncı bır Konuğu agırlamağa pek elverıslı değılaı Bır gun duyduk kı, unlu Fransız ozanı Phılıppe Soupauıt Ankara ya gelmış. Ankara Palas'ta kalıyormuş, Turk ozanları ıle tanışmck ıstedıg.nı soylemış Bızı bır heyecan sardı. O zcman France Press aıansının Ankara temsılcısı olan arkadaşımız yozar, cevırmen Erol Guney (şımdı Israıl'ae) tanışmış Phılıppe Soupault ıle, ona Yaprak gazetesınden, Yaprak'ı cıkoran ozanlardan, yazaılardan soz etmış Adam da tutturmuş onlarla tanışmok ısterım dıye. Bız bu ış ıçın elbette Orhan Velı'nın kaldığı odayı aklımızın ucundan bıle gecıremezdık. Kentın lyı lokantalanndan bırını duşunduk konuğumuzu ağırlamok ıcın. Fakat Soupault «olmaz» dıyerek dırenmıs, «Benı Yaprak gazetesımn yonetım evıne cağırsınlar» demış Sıze bıroz da Yaprak dergısınden soz edeyım Bılenler anımsar, bır gazete yaprağının yarısı boyutunda bır yazın gazetesıydı Yaprak Imtıyaz sahıbı Orhan Veli idı Beş altı arkadaş bırlıkte çolışarak cıkarırdık Yaprak'ı. fakat Orhan Velı nın emeğı tumumuzun emeğinden coktu Onun basımevınde. dızgımen ıle karşılıklı olarak calışması şimdı gozumun onüne gelıyor... Sayfa düzenimn 1yi, guzel olması ıcin buyuk bır tıtızlık gosterırdı Yaprak yazısının altına her sayı başka bır renk koydururdu. Ona buyuk bır keyıf verıyordu bu ış Sabahattın Eyüboğlu. Nusret Hızır. Oktay Rifat, Erol Guney, Necatı Cumalı vardı. sonra ben vordım. Orhan Velı Yaprok yonetımevi olarak ılgılılere. oturduğu o tek odalı evın adresını vermıştlk Caresız, bu odaya cağıracaktık Phıl'ppe Soupault'yu Inanır mısınız, ıkı gun ıcınde bam başka bır duruma soktuk o yıkık dokuk odayı. unce Dir temız badana eıııran, sonrn uuvarlardakı catlakları yaprak dergılerı ıle kapattı'r Renk renk oldu duvarlar. Evlerden ıskemleler koltuklar. ıckl takımları, yemek takımları, res'tr ler, cıgara sehpaları, halılar, kılımlsr taşıdık oraya Ikl korkumuz vardı Bırı tuvalete ılışkındı bu korkularımızın. adam tuvalete cıkmak ısterse ne dıyecektık'' Karar verdık. tBurada bahceye edılır» dıyecektlk Ikıncı korkumuz eskı odasının ne duruma geldığını bılmeyen Cahıt Sıtkı Tarancı'nın, kendınl tutamoyıp şaşkınlığım ocığa vurabıleceğıydı Phılıppe Soupault. bereket. tuvalete cıkmak ıstemedı Fakat Cahıt Sıtkı Taroncı ondan sonra geldı Ama bız cAman Cahit. belll etme'» dıye bağırarak onun şaşkınlığım onledık Cahıt, eskı odasının büründüğu yenı kıhğo bakıp bakıp guluyordu. Phılıppe Soupault'ya rakı verdık. ılk kez lcecegını soyledığı ıcın nasıl ıçmesı gerektığ.nı anlattık Sıra şıır konusuna gelmıstı Orhan Velı, kendı sıırlerınden bırını okuyacakmıs gıbı boslayarak, Soupault'dan çevırdığı şu şıırı okumaz mı? Şarkı Sakir efendi Koltukcu Öldu Dun gecs Cerkeş'te Oldu , Gitti Cerkes'te öldu glttl. Orhan Velı'nın bu yerlıleştırılmlş cevirısı. dıze duzenı yapı bakımından aslına cok benzer Bız Scupau't'nun gerceğı oğrenınce ne dıyeceğını duşunerek gulumsuyorduk Işın ıcyuzu ortaya cık'nco adam cok sevındı, şaşırtıcı gelecek arra. şıırmın cok doğru, 1yı cevrıldığını soyledı, sesten anlamıştı bunu fŞıır gercı bır soz sanatıdır, ama bır oz sanatıdır da Bu bakımdan baska bır dıle cevrılebılmelıdır Ben şıırin cevnlebıleceğıne ınanıyorum Hatta daha da fazlasına, şıır dılının, muzık gıbı uluslararası bır dıl olduğuna ınanıyorum Dünya uluslon bırbırlerinı belkı herşeyden cok şiirle anlayocaklardır» dedı Iste o tanısmanın öyküsü kısaca budur. Sonra Soupault. Istanbul'o gıttl Ülkemızden aynlırken bır istanbul gazetesıne demec verdi. butun dunyayı gezdığını, şıırı Turkıye'de bulduğunu soyledı, Gorıp akımının üç ozanının odını verdı DAR KAPI... cevıt Hukumetinin kurulması çeşıtli kaynaşmalar yarattı. Bu dogaldır. MC niteliğinde bir ortaklığın çozulup dağılmasının koloy olmadığı açık. 42 mllyonluk Turkiye'de deviet orgutu cok genıştlr. On bınlerce yeni kodroylo akıncılarını ve komandolarını deviet orgutune yerleştiren MC ortakları şimdl ne yapacaklarını saşırmışiardır. Kolay mı? Daha 25 yaşına varmamış komando, Tekel İdaresi'nin yıllanmış memurlarını karsısında hazırola geciriyor: Bıyıkları yeni terlemıs akıncı, emniyette çeyrek yuzyıllık şube mudurunu bir kenara itıp koltuga oturuyor. Ya eğitlm «nstitulerl ne olacak"? Başkentte kurulmuş faşist partisinin şubeleri gıbı ulkeye yayılmış bu komando üsleri, Milli Eğltım'in okulları niteligine donusturulecek mi? Hırslı bir öğretmen duşunun Yeni atılmış mesleğe .. Nasıl yukselir? Hacı Basbuğun orgutunden biri çıkar: Gel aslanım, titre ve blze don. Şıppadak kılıt noktasına sıcrayıverir hırslı oğretmen.. Kı ne yetenegi zengındır, ne deneylmı. . Kendinden çok daha kıdemli ogretmenlerin ustune yukselmek. okulları komando karargahı gıbı kullamp afra tofra satmak, çevrede korkuyla karısık ilgi gorup ona buna posto koymak, kucuk burokrotın d'islerınde gordugu bır ozlemdir ve gerceklesmlstır. Şimdl eski durumuna nasıl donsün? Genel mudurlukler, mudurlukler, şube mudurluklerl, teftfs kuruliarı ve yone'im kurulu arpalıkları, MC'nin partizanlarından nasıl temizlenecek' Kuşkusuz bir suresi var bu işın. . Ote yandan CHP'nin kapısında bekliyen binterce, on blnlerce kisi, yaptıkları veya yapmadıkları hizmetlerinın karşılıgını bekierler. Telefonlar, mektuplar, telgraflar, ziyaretler, dılekler, istekler, ihbarlar, sevinçler, ofkeler, duş kırıklıkları ortasında bir kaynaşma yeni hukümetl ve partisini sarıverir Araya bir de deviet işlerl, ivedl sorunlar, yabancı ziyaretciler, Meclis'teki butçe çalışmaları girdi mi toz duman artar. E Vergi Ödemede Eşitlik Gerek OKTAY AKBAL Evet Hayır VEFAT Mustafakemalpaşa eşrafından merhum Hact Mehmet ve merhume Hact Hanîfe'nin oğulları, Nimet Balkır'm eşi, merhum Ali Balkır, merhum Muttafa Balkır ve merhume Ayşe Vnal'm kardeşleri, Özcan Balkır ve Filiz Shah'm babaları, Türkân Balkır ve Kim Shah'm kaytnpederleri, Babür, Bengü, Bahadtr Balkır ile Lara Shah'm büyükbabalart, Sedaret Balkır, Emine Recik ve Yüksel Balkır'm amcaları, Sevim, Mehmet vs Nadire ünal'ın dayıları, Zeliha Balkır, merhum Sıdıka Balkır ve merhum Re şat ünal'ın kayınbiraderleri, Sait Ete'nin dünürü lrkaç yıl onceydi. Şişli Vergi Daıresınde beyanname vermek Içın sıraya gırmıştım Benden once gençten bir adam vardı. Elinde yıllık bıldırım kagıdı... Uzun uzun bekledik, bu arada ahbap oiduk. Teşvlkıye yoresınde muoyenehanesi olan bir hekımin yanında calışıyormuş. Elındeki de o hekımin yıllık gelır bildırgesi. Şoyle bir goz attım. Bir de ne gorsem, «zarar» yazılı o unlu koşede! Teşvikiye yoresınde muayenehane sahıbı bir hekim o yıl zarar etmiş! Bu yuzden de devlete beş kuruş Gelir Vergısl vermeyecek! Oysa yanında çalıştırdığı sekreter, odacı, kapıcıyo verdiği aylıktan en a? uçte, bırinj d,evLqt vergıdtyıı aityor ve almakta... B Ne var ki butun bunlar ayrıntılardır. MC'nin çöküşü vs dağılışı başka biçımde olamazdı kı... Yeni yonetimın kuruluşu, enınde sonunda bu ulkede ve bu burokrasl içinde gercekleşecek Bırakınız gensoruyla duşürülen hükümetl bir yana: Kurtuluş savaşından sonra Mustafa Kemal'ln devletl bile Osmanlı Babıâlisi'nl devralmıştı. Bugun Içln Turklye'de onemli olan, geciş doneminin doğal rahatsızlıkları değildır. MCden Ecevit yonetlmine donüşmek lyl ve kotu yanlarıyla gerçekleşecekti. Bu ortamda onemli sorun, yeni hükümetln önündekl dar kapıdır. Yeni hukumetin hangi dar kapıdan geçmesl gerektlğini Turkiye'nın dunyadaki konumu. ulkeyi orumcek agı gibi saran dıs bağlantılar, yurdun 70 sente muhtac durumu saptamaktadır. Turkıye'nin elini kolunu bağlayan ipleri bir silkinişte koparıp atacak bır güc değildir Ecevit hukümetl... Ne var ki dunyanın hiçblr yerinde normal bir hukümet değişikliğıyle emperyolizmln bağları bir gunde koparıtıp atılamaz. Boyle ışler, ulkenin tum demokratlk. ulusal. llericl guçlerlnin ve orgutlerlnin butunleşerek yuruttuğu uzun bır savaşımla gercekleşebilır. Ecevit hukumetinin yerinl işte bu kurala göre saptamak gerekir. Turkiye'de emperyalızmin ağını yırtacak bır guc daha oluşturulamadı. Ancak demokratik bir ortamda halk yıgınlarının surekli bıünclenip orgutlenmesiyle üerlcl ve devrimci keslm adım adım gellşlp buyuyecektır. Ecevit yonetimı, MC'nin faşizan Iktidarının kalıntılarını temlzledlkce, ulkeyi onayasal bir ortama kavuşturdukça, coğda» topluma doğru bır adım atılmış demektir. • .».j^.vj. . Köy Enstitüleri kurucularından Gelır Vergisı konusu açıhnca hep bu olayı anımsorım. O hekim her kimse gıbi pek cok serbest meslek sahıbi var. Pek çok ışadamı, tuccar, şu ya da bu alanda yaşamını kazanan serbest meslek sahibi yurttaş var. Bunlar ne kadar vergı verırler bılir misınız? Canları ıstedigi kadar!.. Gecen gun bır dolmuşta konuşuluyordu vergilerin ağırlığı... Bır yolcu açık oçık eglendi hepimizle, «Siz vergiyı peşin peşin verırsinız, her ay başında çatır çatır keserler, alırlor elinizden. Bense yıi sonunda veririm. Hem de ne kadar vermeyi uygun bulmuşsam, o kadar» deyiverdi gulerek1 .. Bu acık haksızlıkları yazmaktan yoruldu kalemler! Ne var ki Moliyenln işine gelir hazır parayı almak... Verglslni en rahat, en kolay odeyenler aylıklrlardır, emekçllerdır, deviet memurlarıdır. Istedlklerl icin değil elbet, careslz olduklorı icin!.. Hep yazılır, soylenir, yinelenir, sonuc cıkmaz 1960'lorda Edebıyatcılar Bırliğinden bir ku'rul olarak o gunlerin Mallye Bakanı Melen'i gormeye gltmlştlk. Kendisine telıf ucretlerindekı vergi ındirimlnin onbinden hiç değllse yuzbine cıkarılmasını önermiştik. Guldu, boyle şey olmaz, gibilerden kestirip attı, uzerinde konuşmadı blle... Turkiye Gazetecıler Sendikası istanbul Şubesi Yonetim Kurulunca hazırlanan «Vergi Haksızlığı» adlı kitapçıgı karıştırırken bir kez daha duşundum bunları. Zaten bız ucretliler, her ay başında para alırken acı acı duşunuruz bu tür şeylerii Elimize geçen, bordroda yazılı sayının yarısıdır. Oteki yarısı da bizi çalıştıran kurumun, orgutun cebinden kasasından çıkar bizlere odenmiş gıbi... Sendıka bu kitapçıgı tüm Parlamento uyeletıne yollamış. jyj de etmiş. Başta Balcıoğlu'nun guzel bir karikatürü var. Devletin elı ucretlinin kafasını yakalamış çektikçe çekıyor, koptu kopacak nerdeyse!.. Sendika şoyle diyor: «Emekçilerden, memurlardan kesılen yuksek vergller, yan odemelerin vergilendirme bıçımleri, emekçiıerın, memurların yaşamlarını zor koşullar altına ıtmektedir. Tum yan odemeler ve sosyal haklardan da maaş ve ucretlere yakın vergi kesintisı yapılmaktadır. Emekçilerin ve memurların her kuruşu vergllendırılirken, obur kesimler adeta diledikleri vergiyi ödemektedirler. Bu ıse, hem Anayasa ilkelerine hem de hukuk devletlnin eşitlik ilkelerine aykırı duşmektedir. Yuce Meclisın ve Kukumetin soruna eğilmesi mı'yonlarca ınsanı mutlu kılacaktır » Bakın, 1975 yılında elde edilen 33 milyar 238 milyon liralık Gelir Vergisınin yuzde 63,2'sini ucretliler odemiş! Aynı yılda tıcarı kazanç elde edenier yuzde 26,5; tarımsal kazanç elde edenier yuzde 1,4; serbest meslek sahipleri yuzde 1,8; goyrimenkul sahipleri yuzde 2; menkul sermaye sahipleri yuzde 0,6 oranda vergi odemişler. Son yıllarda Gelir Vergısinde oranlar ucretliler aleyhine daha da buyuk bir gelişme gostermiştir. Gelir Vergisınin yuzde 68'ini odeyen insanlarımız yalnızca ellerl, kolları ve kafalarıyla belırli bir kazanç sağlayanlardır. Bunların gellrl bellrli oranlarda artabilır, belırli zamanlarda .. Diyelım brut aylıgınız 10 104 liradır. Bakın ne kadar vergi kesiliyor, elinize ne geçiyor? 3289 lıra Gelır Vergısl, 267 lira M.D. Vergisı, 40 lira Damga Vergisi, ayrıca 1008 lıra Sigorta odeneğı, toplam olarak aylığınızın yuzde 46'sı!. Hangi serbest meslek sahıbı, hangı isadamı. hangi çıftcl, hangi tuccar kazancının yuzde 46'sını vergı olarak devlete verlr? Varsa gostersinler, çıksınlar ortaya1.. Brut aylıgı 10.104 lıra olan yurttaşın elıne ancak 5.500 lıra geçer. Ondan da birtakım başka paralar kesilir, uyelık odentıleri, sandık parası talan... Bu ucretlinin yılda odedıgı vergi ise 46 bin liradır. Zaman zaman «kim ne kadar vergi odedi? diye listeler yayınlanır. Bakar gorursunuz falanca ışadamı bilmem ne kador ödemış, şu tanınmış şarkıcı bu kadaı... Klml zaman bu sayılar on bin, otuz bin, kırk bınl ancak bulur! Oysa o kişiler. o şorkıcılar. o «sanatcı»lar cuvol dolusu para kazonmaktadırlar. Bunun kırıntısını verirler ancak! Pek cok yolu vardır az vergi odemenin, bu Iş icin uzmanlar buyuk para alıriar. Pek şaşorım bilmem hangi şarkıcı hanımın ya da bayın, gecede beş on bin, daha cok para alan klmselerln yılda ödedlklerl paraları gördukçe!. İstanbul Gazeteciler Sendikası şoyle bitirmiş llginç raDorunu: «Yuce Meclisin bu haksızlığı gidereceğine inanarak umutla ve sabırla bekllyoruz.» Hep bekliyeceğiz... Süleyman Edip Balkır Hakktn rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 28 Ocak 1978 Cumartesi günü (yarın) öğle namazını müteakip Teşvikiye Camünden kaldırılarak ebedî istirahatgâhına tevdi edilecektir. ruz. Yoşasm Kımya bırlığı. Ğ Kımya Mühendislerı Odası Istonbul Şubesinın 23 Genel Kurulu. 29 1.1978 tarıhınde Beledıye Sarayı Kokteyl Salonunao soat 10'da yapılacaktır. Devrimci arkadaşların katılmalarını onemle duyuruyoMuhendlslerının devrimci eylemınin Ai L E S i DEVRİMCİ MUHENDİSLER GRUBU (Cumhurıyet: 859) (Yeni Atans: 141) 869 DUYURU SENDIKAL MÛCADELE VERIRKEN İŞTEN CIKARTILAN AKBANK EMEKÇILERI ICIN. DAYANIŞMA FONU anımef endi, kocanız Charlie'nin Meleklerı'ni beğenİYormu? Bugun carşıya çıktığmızda kocanıza iki şişe "bıra" alıverın. Onun meleği sızsımz. ADI ALTİNDA AŞAGIDAKI BANKA SUBELERINDE HESAP ACTIRILMIŞTIR. BANKA EMEKCILERINE VE EMEKÇI HALKIMIZA DUYURULUR. T. C. Ziraat Bankası Sultanhamam Şub. 630/7062 T. Iş Bankası Sultanhamam Şub. 5328 T. Tlcaret Bankası Sultanhamam Şub. 1137085 VEFAT VE TEŞEKKÜR 231.1978 gunü ebedıyen aramızdan ayrnan CHP Kırıkhan İlce ve Beledıye eskı Başkanı. aıle buyugumuz vefat ve defni nedenıyle yakm ilgılerıni esırgemeyen Iskenderun ve Kırıkhan Beledıye Başkanlıklarıno, Iskenderun ve Kırıkhan'ın vefakâr halkına ve acımızı paylaşan dostlara teşekkur ederız. Eşl : HATİCE KILICOĞLU Kızlorı : JALE ve LÂLE Yeğeni : ADNAN KILICOĞLU (Cumhurıyet: 866) SABRi KiLlÇOĞLU'ntın •»•••••••••»>•••• BİRÂ BU KAPAĞIN ALTINDADIR. Aaa: 1236/849 • • • ••••••••••••< Ç I KT I • • • • KONGRE İLÂNI AUER IMALAT A Ş. Mensupları Yardımlaşma Derneğı'nın yıl lık adı Genel Kurul toplantısı 18 şubat 1978 cumartesi günü, sact 16 00'da Topkapı Gumüşsuyu Cad No 48'dekı Işyerımız kafeteryasında yapılacaktır. GUNDEM: 1 Yoklama, 2 Acıiış konuşması, 3 Kongre Dıvan heyetl secıml. 4 Yonetım ve Denetfm Kurulları raporlarının okunması, 5 Tenkıt ve temenniler, 6 Genel Kuruldan ıbra alınması, 7 Yonetım ve Denetım Kurullorı seclmi, 8 Kaponıs YONETIM KURULU BAŞKANI METIN GÖZUM tCumhurlvat S53) HEDEF. DEV BlR DENİZ GUCU! TÜBK DOMANMA VAKFINA VAPACAGlNFZ VARDIMLARLA BU HEDEfE. ^ ULASABiLıRiZ. Niçin Diyalektik Füsun ALTIOK FELSEFE, SANAT. U Z I N KOMUIARINDA EILIMSFL NESNEt DEGERLENDİRMEIER... EDERI: 25 LİRA • • ISÎEME ADRESI ÇAĞDAJ YAYINLARI lURKOCAGl CAD. 39 4 ) CAGALOĞLU İSTANBUL