Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
irmincî yüryılın ilk' yorısında patlok" veren iki dünya savaşı tum jnsanlığın mutluluğuno yönelen cabaları yoğunlaştırdı. «Savoş kimin icin yapılıyor, savaştan kim. ne kazamyor?» sorulcrına verilecek karşılıklorı serinkanlılıkla tartışmak. borışo giden yoldoki dikenıeri, engelleri kaldırmamıza büyük ölcüde yardımcı olacaktır. Başka sözlerle, insanoğlu savaş ekonomisine dayalı olan düzenden hızla uzakiaşıp barış ekonomisine dayalı olan düzene yönelmek zorunluğu ile karşıkarşıyadır. Birleşmış Milletler Genel Kurulu 1970 1980 dönemini silâhsızianmonın 10 yılı olorok ilân etmiştir. 1972'de isvec'in başkenti Stockholm'do toplonan Dünya Cevre Sorunları Konferansında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ku>t Waldheim şöyle diyor: «Eğer dünya milletleri. karşılaştıklan muazzam sorunları çözümlemekte başarıya ulaşmak istiyorlarso, öncelik listelerinde baş döndürücü bir değişiklik yapmak zorundadırlar. Bugün askeri amaclarla harcanan paralann buyük bir kesimini toplumun ve hayotın soruniarına ayırmadığımız sürece sağlık, nü'us. kirlenme, gelişmiş ve az gelişmiş ülkele jrasındaki farkın doha cok artması ve benzeri, karşı konamayacak ölcüdeki sorunlonn üstesinden gelemiyeceğimiz acıkca anlaşılmaktadır.» Y Kirıeıorı aunyanın... uoıetoyı HUKMMUU umun OLAYLÂR VE GÖRÜŞLER BİLİNÇLENME İİ Prof. Fehmi YAVUZ 1970 yılları, geri kalmış ülkeleri kalkındırmanın bîrinci 10 yıiı. 1970 1980 dönemı de kalkınmpnın ikinci 10 yılı ilân edildı. Butun bu dönem adlandırmaları, silâhsızlanma ile gerı kalmış ulkelerin kalkınması arasında sıkı bir bağın bulunduğunu gostermez mi? Kuşkusuz, yuzyılların birıkimini 10 yıllık birkaç dönemde soküp atmak kolay olmaz. Gücluklenn kaynağı, sömürü üzerine kurulmuş olan anamalcı düzenı korumak isteyenlerın cabalarında aronmalıdır. Bu yolun yolcuları, Ucüncü Dunya diye adlandırılon geri kalmış ülkeleri sömürmek icin reçeteler arayıp bulmayı şimdilik başanyorlar. Yeni sömürgecilık deyiminia anlamı budur. Savaş ekonomisini sürdürmek, yeni sömürgecilerin özlemidır. Birinci ve ikinci Dünyanın baştemsilcisi olan Rusya ile Amerika, aralannda çıkacak yeni bir savaşın galibi ve mağlubu olmayacağını, tüm dünyanın sonu anlamına geleceğini pek iyi biliyorlar. Nükleer silâhlar onlarda bu kanıyı pekleştirmiştir. Ucüncü Dünyo ülkelerini silâhlandırıp birbirine düşürmek şimdilik onların başan ile uyguladıkları bir yöntemdir. Bu oyuniarı bozmak icin Ucüncü Dünyo ülkelerinin girişlnılerde bulunmağa başladığı dc bir getcek. OPEC bir güc olorak onların karşısına cıkmıştır. Minı OPEC'lerden de söz edılıyor. Amerika Cumhurbaşkanı Birleşmiş Mılletlerin yoziaştığını söylerken Genel Sekreter Kurt VValdheım Ucüncü Dünya ülkelerinin sesini duyurmağo ve yükseltmeğe bcşlamasının Birleşmış Milletleri geıcek nitelığine kavuşturacağı anlomına geldığı görüşunü savunmuştur. 20. yüzyılın ikinci yorısında olup bıtenler, insanoğlunun kcrşılaştığı. duımadon yoğuniaşan bunalımı gizli elin ve de bir avuc iiderın çözemıyeceği gerceğini kapitolist, sosyaiıst dunyada ve Üçüncu Dünya ulkeierıntie ortaya koyınuştur. me olanağından yoksundur, biz onlar adına bu işi yapıyoruz» diyorlar. Bunlar nüfus artışını. doğol kaynakların hızla yok edilmesini tarırr, urünlerinin yeterince artmamasını, havanın, suyun, denızlerin, toprakların kirlenmesıni ileri sürerek dünyanın geleceğini karanlık gösteren yayınlorlo kötümser bir ortam yaratmışlardır. Öyle ise büyüme durmohdır (xl. Hele geri kalmış ülkeler doğal denge. hava, su kirlenmesi... Bakımlarından oldukca elverişli durumdadırlor. Bunların sanayileşmeleri akılsızlık sayılabilir. Onlar ileri ülkelerin karşılaştığı trafik, kirlenme, loğadan uzakloşma. kentleşmenin getirdiği turlü olumsuz sonuctarla karşılaşmak ıstemiyorlarsa bizim hatalarımızı tekrarlamamalıdırlar. Roma Kulübünün değinrr.ekten kactığı şu iki sorun dünyanın geleceği acısından cok önemlidir. 1 Halk kitlelerine, kendi geleceklerıni ve tüm insonlığın gsleceğini düşunme yeteneği kazandırılamaz mı? insan haklan Amerikalı, İngiliz, Fransız, Rus... hakkı mıdır? Hintli, Afganlı. Afrikalı, Güney Amerikalı... nın da bu hoklardon eşit ölcüde yororlandrrılnıosı gerekmez mı? 2 Silâhlanma icin harcanan 100 milyarlorı, tüm insanlığın mutluluğuna yöneltmek neden engelleniyor? Üç Tuzak... T ürkiye MC yönetiminde karanlık üc yıl geçlrdl. Tam anlamında yoziaşmayı ve kokuşmayı iceren üc yıl. MC ortaklıgı cozulunce kurulan Ecevlt Hukumetl, ağları önceden örülmüş uç tuzakla karşı karşıya kaldı.. Patiamalar Dönemi 20. yüzyılın bir adı da patlamalar dönemidir. iki Dun/o Savaşı. atom patlaması, nüfus potlaması. bılım alanındaki patlama, cevre kirlenmesı... Patlcmalar zincırınin en önemlı halkalarıdır. Oie yandan, ulaştırmonın, haberieşmenin sağladığı olonaklar dünyayı küçulttü ve olup bitenlerı kısa sürelerde herkesın oğrenmesı yollannı actı. Bunun doğal sonucu, Birleşmış Milletlerm scvunduğu ınsan haklanndan yorarlanma tutkusunun yaygıniaşmosıdır. Geri kalmış ulkelerin vatandaşlon temei haklannın karşnanması bakımından Ibeslenme. sağlık, konut, gıyımkuşam...) cok gerı düzeydedirler Onlar kendi yannlarını yaşamları boyunca karşılaşabılecekieri sorunları, çocuklonnın geleceğini, hemşehnierının, uluslarının ınsanlığın sorunlarını düşunme. tartışma olanaâındon voksundurlar. Bu yetersizlığı ve boşluğu ileri ulkelerin liderlerı, cok zengin firmala'in. kışilarin kurduğu örgütler. destek'ediğ: araştırmocılar sürdürmek yolunu tutuyorlar. Son yıllardo en cok sesi duyulan ROMA KULÜBÜ bu görevi üstlenmiştir. tMadem ki halk O Tuzaklardan birincisi güvenlik konusundadır. Yayjjınlığı çarpıcı bir görünum alan terör eylemlerinin kaynağı nerededir? Eylemcilerin dalları, budakları, kokleri ilginc odaklara uzanmaktadır. Ecevit Hükümeti köklere indikce devlette yuvalanmış güclerle karşı karşıya gelecektir. Bugünkü devlet burokrasisi, terörizme karşı yürütülecek onlemleri, sola karşı eylem niteiiğine dönüştürebllecek yapıdadır. Çünkü guvensizliği yaratan faşıstler, guvenligi sağlamakla görevli devlet örgütlerinin köşebaşlarına yerleşmişlerdir. Ecevit Hükümeti, terörie savaşımı sola karşı savaşım niteiiğine dönüştürmek isteyenlere karşı dikkatll olmak zorundadır. O MC Hükümetinden kalon ağır mlras, tflösa süruklenmiş ekonomidir. Ecevit Hükümeti, yabancı kaynaklardan ivedi borç bulmok zorundadır. Bu konuda en yakın kaynak ünlü IMF'dir. Ancak IMF'nin koşullarına evet demek ne saglayacaktır? Bu soruya kısaca şu yanıt verilebilir: Turkiye'nin yeniden borclanmasını saglayacaktır. Yeniden borçlanma, gununu kurtarmaktan başka Işe yaramaz. IMF'nin borc vermek icin ongorduğu koşullar, mazlum ülkeler hesabına korkunç birer tuzoktırlar. Bu koşulları uygulayan hükümetler halk yığınlarını karşılanna almakta, ama ekonomide gercek sağlığa doğru bir adım bile atmaktan yoksun kalmaktadırlar. Emperyailzmin ağında yaşayan ülkeler, ancak bozuk ekonomik düzenl değiştirerek kurtulabilirler. Türkiye IMF'nin işaretiyle acılacak yeni kredileri kısa bir sürede yedikten sonra kısır donguds yeniden cırpınmaya başlayacaktır. Üstelik halk yığınlarının yoğun muhalefetl, demokratik sol partlnln oluşturduğu hükümetin karşısına yığılacaktır. Coğu mazlum ülkede yaşanon bu oloy, kökü dışarda sermaye düzeninin en büyük tuzaklartndan blrini oluşturmaktadır. Ecevit Hükümeti bu tuzağa dlkkat etmelidir. O Dış politikada Ecevit Hükümetini bekleyen tuzak da ilginctir. Türkiye, Amerikan silâh ambargosu altındadır. Bürokrat kesimi gittikce daha etkin bicimde kapsayan onyargıya göre. ambargoyu kaldıracak dış politika onlemleri bir gün bile yitirilmeden alınmalıdır. ABD'nin ambargoyu boskı sllâhı olarak kullanma politikası böylece meyvelerinl vermiştir. Yaygın yargıya bakılırso, ambargonun kolkması icin gerekli adımlar Kıbns'ta atılmalıdtr. Pekl, bu adımlarla nereye doğru yürünecektlr? MC döneminde VVashington ve Ankara Hükümetlerl arasında bir Ortak Savunma Anlaşması onaylandı. Aniaşmaya göre Türkiye yılda 250 milyon dolar karşılığında Amerika'ya üsler verecektir Yoni yurt toprakları para karşılığında ABD'ye kiralanacoktır. Kıbrıs'ta Ankara'nın vereceği ödunler Amerika'da olumlu karşılamr, Ortak Savunma Anlaşmasını Kongre onaylarso; MC döneminde kapatıldığı söylenen Amerikan üslerf Ecevit döneminde mi acılacaktır? Yeni hükümet bu tuzada düşmemek icin gerekil onlemleri şimdiden düşünmelidir. Birleşmiş Milletler örgütünün bir yayınında 1975 yılında dünya milletlerinin savunma giderlerinin toplarnı 300 milyar olduğu tahmin ed:ldikten sonra, Japonya örneğinden şöyie söz ediliyor: «Japonya son 25 yılda kaynaklarının olağanüstü düşük bir oranını (% 1'den azınO milli savunmaya ayırmıştır. Kuşkusuz bu durumun Japonya'nm kalkınmasına katkısı büyük olmuştur.» Vedat Dalokay bir toptantıdo. dünya milletlerinin bir yılda savunmaya harcadığı 300 milyar dolarla 100 milyon sosyal konutun yapılabileceğini söylemiştir. 5 yılda 500 milyon konut, dunya capında konut sorununun çözümü onlamına gelmez mi? Nedeni Değil, Sonucu! Roma Kulübünün unuttuğu bir gercek. nüfus ' artışının gerı ka'mışlığın nedeni değil, sonucu olmcsıdır. Zengin ülkelerde nüfus artmıyor. iki yıl once Dunya Nüfus Yılı nedeni ile Bükreş'de toplancn korgrede, geri kalmış ütke temsilcıleri, ileri ülke ternsilcilerine: iSizde nicin nüfus artmıyor 7 » sorusunu yönelttiler. Ve yanıtı yine kenctileri verdiler: «Cünkü sız zenginsiniz, nüfusunuz ondan artmıyor» dediler ve eklediler: «Bizim zer.ain olmamıza engei olan nedenlerj kaldırın. gareceksiniz bizde de nüfus artışı hızını büvük ölcüde yitirecektir.» Anlaşılon, tüm ınsanlığın sorunlarına cözüm orama işini, zengin devletiern ve sözcülerinin tekelinden kurtardığımız ölcüde amaca ulaşacoğız. fx) The Limits To Grov»th, Donella H. Meadotvs 1972, Mıhajlo Mesarovıc ve ... The Sur.cessor to Th« Limits to Grovrth, 1976. Sömürgecilerin Özlemi Birleşmiş Milletler, 1970 1980 dönemini sllâhsızlanmanın 10 yılı ilân etmiştir. dedik. örgut bu türlü dönemleri ilk kez ilân etmiyor. 1960 Devlet Adamlığı Bu mudur? Muzaffer ÖZSOY Emekli Tümgeneral on siyasal gellşmeler, Türkiye'yl yeni bir noktaya getlrmiştlr. Kuşkusuz bu noktaya gelişte, 111er hareketlnln taşıdığı tarihsel büyüklük kücümsenemez... Cünkü bugün Türkiye, 11'ler hareketi ile yeni bir dönemin eşlğine gelmlştlr. MC'nin yıkılışı meşru bir zemin üzerinde demokratik kurallaria olmuş. rejlmi bekleyen tehllkell bunalımlar da artık geride kalmıştır. Şimdi, M C nin bıroktığı enkaz üzerinde umutlarla dolu yeni ve aydınlık bir ufuk acılmıştır. Ecevlt'l bekliyen sorunlar, yapay (ktidar önlemleriy le süratle cözülebllecek sorunlar değildir. Gundemde Türkiye'yl İc olanda siyasal ve ekonomik Iflâstan, uluslorarosı alanda da yalnızlıktan kurtaracak önlemler bulunmaktadır. Bundan başka Türkiye, beş yıllık bir şiddet süresi ile siyasal Istikrarsızlığın yerleştiği, ağır ve clddi bunalımlarm bulunduğu tarihsel bir noktaya da getirilmlşttr. Hassas bir siyasal denge icinde, Türklye'nin bu noktadan cekip alınması, Meclislerde güclü bir dayanışmayı gerektirmektedir. Olaytar ise, mücadelenln son derece cetin gececeğinl göstermektedir. Bitmez tükenmez Doğu saldırganlığı ile bağımsızların istifa nedenleri, AP'ce Bakanlık koltukiarma bağlanmaktadır. Buno karşı, bağımsızlar da Demirel'l, «doğruyu söylememekle suclayarak kendilerine yapılan önerileri açıklamışlardır. Bu acıklamalara göre, Demriel, 11' lere, geri dönmeleri icin «secim garantisi ve tümüne Ba kanlık koltuklorı» verme vadetmistir. Ne cirkin! Sağlom Insanlara bocluyuz iylligi, güzelliği. Demirel, yeni hükümet modelini, Türk siyasî tarihinde emsali görulmemiş bir entrikanın mahsülü olarak gör mektedir. Yine Demirel, Devlet Başkanı'nın bu tür ahlâk dışı hlleleri onaylamasını, demokrasi icin bir darbe olarak, tanımlamaktadır. Bu tolihsiz cıkışları ile Demirel, Türk ic politika yaşamına sert catışmaları iceren bir yak loşım getirmek istemektedlr. Partiler arası cekişmelerin uzlaşmaz bir cizgide bulunması, onu rahatlatmaktadır, Bu mudur devlet adamlığı? Oysa, demokratik bir devlette, parti catışmalarının ülkenin askeri cabosını da karıştırdığını, Atinalı politika cı Cteon olayı göstermiştir. Mecllslerin, öfke, güceniklik kıskanclık, haslsllk ve olışılmamış daha başka kötü eğillmlerin etkisinde bırakılmosı ise, son derece tehlikeli bir tutumdur. Stuart Mlll, hükümetin nasıl ortaya cıkmış olduğu konusunda kuromlarla değil de, «elde ettiği sonuclarla değerlendirilebileceği» tezint savunmaktodır. Benedet Splnoza da tinsanların hayatlarını birlik İcinde gec'rdlklerl ve yosalann bozulmadığı yerdeki yönetim, en iyi yönetimdir» demektedir. Siyasi kuramcıların cıkardıkları bu ilkelere bakarak Türkiye üzerinde de bazı somut sonuclaro varmak mümkündur. Dinsel ve ütopik ayırımlaria Türkiye, bugün bir «bölünme» platformuna getlrilmiştlr. Atotürkcü düşünüş, yerinl, bir takım mihraklarm körüklediğl ideolojik bir tedhlşe bırakmıştır. «Manevl kolkınma.» tutumuyla ahlâksızlıklor döneml acılmış, genlş sullstlmaller bu kalkınmanın teme! öge lerini oluşturmuştur. Parti cıkarları ve devlete egemen olma istekleri, blreylerl, bir etiket yapısına göre, ayrıcaklı Işlemlere götürmüştür. Dış politiko'do devlet haysiyeti zedelenmiş, ulusal savunmamız, ambargonun dar cemberi İcinde, sakat bir politikanın ısrorlı dayanışmasına bırakılmış ve nlhayet tüm iktisadi varlığımız da, bir «borclu yapısı» icinde, dış kaynaklara yöneltilmiştir. Böylece Türkiye, partizan bir zihnlyetin ve federatlf bir idare tarzının cephecilik sloganı altındo cumhuriyet tarihinin en krıtik noktasına getirilmlştir. Şimdi Türkiye, yoğun ic ve dış sorunlorın kümelendlği bu tarihî noktada, geleceğini, kuvvetll güvence altına olacok «şortlorın» yeni bir yönetim icinde oluşmasını, umutla beklemektedir. Türk Ulusu icin bu bir «silkinme» ve «kendine gelme> sovaşı olacaktır. BİLİM DÜNYASI Tür'lerin Acıklı Sonu scor Wild'ın «Gül ve Bülbul» öykusu unludür: Kız, kendisini sevcn delikonlıdan kırmızı bir gül istemektedır. Gül gelirse, delikanlı ile. saray balosundo, sabaha kadar dans olanlardır. Bunların kofasına soedecektir. Fakat, cocuğun boh pa ile vurulur. Ölenler ölür, olcesındeki güllerin kimi beyaz, meyenler, sersemler sersemlekimi sarıdır. Bir tek kırmızı gül mez. derileri yuzulmeye başlafıdanı vardır, fakat onun da oa nır. Hoyvanlonn nasıl feryad et marları soğuktan donmuştur. tiklerinı tohmin edersiniz. Bu Oğlan aglamoya başlar. Bunu arada, yavrularının yardımına işiten bir bulbul güle gider, Kır koşmak isteyen analor da ya öl mızı gül vermesi icin kendisine dürulür ya korkutularak kacırtıyardım etmesini söyler. Gul ra lır. zı olur, fakat karşılığı cok yuk • Endonezya yerlilerince «or sektir ve müthistir: Bulbülun, mon adamn anlamma gelmek goğsünü, gülün bir dikenine yas uzere Orongutan diye adlandırılamasr ve ayışığındo sabeha kaian maymunların ötümü de yudar ötüp kalbindeki butün kar.ı rek parcolayıcıdır. Saklanmok güle gecirmesi gerekmektedir. icin ağacların tepesine cıkan Bülbul isteneni yapar olur. ana Orangutanlar tüfekle vuruGül kızarmıştır. Delikanlı gülü larak düşürülur. yordımcısız kakopardığı gibi soluğu kızın evinlan yavrular neye uğradıkiarını de alır. Öykünün gerisi konu şaşırırlar, coğu yere düşer düşmuz dışında. İşte bugün, ınsan mez de ölurler. lık, böyle boş doyumları icin • Ayılar, büyük meşalelerle canlı kıyımıyla karşı karşıyakorkutulup önceden hazırlanmış, dır: Kızınki kadar sacma amacustü hafif örtülü çukurlara doğlorla filler, kaplanlar, aslonlor, ru sürülürler. Sonra, cukura yubalinalar, tilkiler. timsohlar, gevarlanan hayvan, ya sıvri deyikler... Acımasızca yok edilmirlerle öldürülür veya canlı yamektedir. Tükenmiş türlerin sayısı, şimdiden on binlerl bul kolanarak hayvanot bahcesi ko misyoncularına satılır. muştur. 0 Bugün Avrupa'da büyük Bu zavallı hayvanların tükebir tilki avı sürüp gitmektedir. niş nedenleri ceşitlidir. Fil, beSavaşınyazlar tarafından dişleri icin, Nedeni, İkinci Dünya don hemen sonra. kuduzun bu yerlılerce de eti ve yine dişi icin öldürülmektedir Fil dişinden ka hayvanlara da sıcradığı iddiasıdınlara tarak, turistlere hediye dır. Önce Polonya'da başlayan lik eşya yapılmaktadır. Yılan ve salgın bugün bizim sınırlarımıtimsah derisinden kadın oyakka za dayanmıştır. bıları, ceketleri yapılmaktadır. Foklar, kürklü hayvanlar kürk yapımı için yakalanmaktadır... Fillerin öldürülmesi o kadar Başka bir tükeniş nedeni. acıklıdır ve o kadar canavarcahayvanların yaşadığı çevrelerin gittikce daralmasıdır. Yok edi dır ki, onlar icin ayrı bir bölüm lip tarla yapılan ormonlar. yer ayırmak gerekir. Fil, alnından kurşunla vuruleşme yerleri haline gelirilen lunca hemen ölür. Onları en uyfundalıklar. sanayi artıklarıyla zehirlenen ırmak. göl ve deniz garca (!) öldürmenin yolu buyler... Hayvanların yaşama ola muş. Fakat kurşun hayvanın de risine işlemez. İşlerse ya da hay naklarını ellerinden almaktadır. Başka bir tükeniş nedeni. bi van dizinden yaralamrsa o zalim laboratuvarlan içln hayvan man felâket başlar. toplamaktır. Maymunlar, kobayDizinden yaralanan hayvan lar, beyaz foreler... Bu yüzden tökezler, yan üstü düşer, kalktükenmektedir. Bir de spor ba maya uğraşır, kalkamaz, acı acı hanesiyle avcılık da hayvan inlemeye başlar. Bu arada fare neslinin kurumasında büyük rol ler, karıncalar, kurtlar... hayva oynamaktadır. nın yarasından iceri sızarak lcorganlarını yemeye başlarlar. Fil, hortumunu yerden yere vuTükenen hoyvanlor sadecs rur. Çocuk gibi sesle ağlar, göz yukarda saydığımız bicimde öllerinden fındık büyüklüğünde dürülseler gene iyi. Bunların yaşlar akar. Hayvanın feryadları coğu. dolaylı dolaysız işkencelerle öldürülmektedir. Ve insa yüzlerce, binlerce metre uzaktan duyulur. nı isyan ettiren de budur. S O Vehbi BELGiL Ya Filler? İşkenceİ! Ölümler Fakat, yukarda saydığımız belâlı hayvanların yaşoyacağı bir ulusol porktan kım, nasıl yarar lanacaktır? Ve bir parkın geniş\ lıği mityonlarca tür hayvonı yaşatmaya yetebilecek midir? Fil öldürmenin başka bir yolu, 3> ö t e yandan, atomun patla hayvanı, ayılara yapıldığı bicim masındaki zircirleme tepkiler gi de cukura düşürmek, sonra olbi. bazı hayvanların ölmesi. ondurmek veya hayvanat bahceleların sırtından gecinen başka nne satmaktır. hayvanların da yokolmalarına Başka bir öldürme biciml, hay yol acmaktadır: Brezilyo nehirle vanlar!, su ictikleri yere bir deh lizden sürmektır. 2030 fil su ic rınde yaşayan tımsahların yok mek icin dehlıze girlnce en ar edilmeleri, bunların yedikleri cpi ranha» adlı yırtıcı bolıkların akadaki fil öldürülür. Öldurülen normot artışına yol acmıştır. fil yolu tıkoyınca öbürleri dışarı Bu yüzden, nehirden su icmek cıkamaz olur. Bunlar da birer isteyen hcyvanların^ dilLerjni ^İİU, birer öldürülür. balıklar koparmaktadır. Öogu tarımcı Afrikâ yerlileri ise, 1İI ve Orta Afrika'da su aygırlorıleri yakarak, ölmeye bırakırlar. mn öldürülerek azaltılmalan, Bunlar, file bizim keciye baktığı bunların suda yüzerken bırakmız gozle bakarlar: Fil, günde tıkları ortıklarla gecinen balıkla 100 litre su icer. 400 kilo ot yer. rın yok olmasına, bu halde o Yeni yetişmiş ekinler, ağac sürbolıklarla gecinen yerlilerin yiye gunleri, filin bayıldığı şeylerdir. cek sıkıntısıno düşmelerine yol Yerliler, fillerin ekinlert yemesiacmıştır. ni hic bir bicimde önleyemedik4) Bazı hayvanlar da. yaşamlerinden, onların topluca bulunlorını. sırf insanın bilincli korudukları yerleri ateşe verirler. Kamasına borcludurlar. Koyunu nnlanna kadar yanan hayvanlar kacarlar. ama iflah da olmazfor. asıl değerli yapan, süttür. Süt vermeyen koclar, kurban diye her yıl, milyonlarca kesümekte dir. Koclar kesilmese kimse ko yun beslemez. Durum bütün evcil hayvanlar icin aynıdır. Aslan, kaplan, pars... gibi bazı hayvanlar da, daracık kafesBen, uzayda kücümencik mas lere iki büklüm ve karpuz kabu mavl bir top durumundaki dün ğu gibi kendi ustlerıne kıvrılmış yamız üzerinde bizimle yazgı bicimde sokulup günlerce yolcu birliği yapan hayvanlarm, buluk yaptırıldıkları icin, hayvanat tün canlıların korunmasını istibohcelerine varıncaya kodar yorum. Ama bu nasıl olacak? çoktan ölmüş olurlor. Milyarlara, trifyonlara varacak koruma giderlerini kim odeyeBu tür hayvan ölümlerini cacek? Her şeyden önce bunların navarca diye niteliyoruz. Aslınbulunması gerekda öldürmenin her bicimi cana yanıtlarının mektedir. varcadır. Bu yüzden, hayvanları Dorvvm «Türlerin Kökeni» adkendi yazgılarıyla başbaşa bırak lı yapıtını çıkardığı zaman dunmak gerekir. Ancak bu noktayayı sarsmıştı. Ben şimdi fTürda kimi zıt düşünceler, cözülme lerin Tükenişi»ni ele alacak si gerekli bazı sorular, akla gelbir dâhi bekliyorum: Hıristiyanmektedir: ların saf saf İsa'yı beklemeleri 1) Aslan, kaplan, yılan, dogibi! muz, fore, sivrisinek, timsah, ger gedan, akrep, cekirge, karga... gibi insana zararlı hayvanların coğalıp gitmelerine her yerde müsaade mi edüecektir? Yoksa «Benden atlasın da nerde patlarsa patlasın» hesabı, bunları, Afrika'nın yoksul halkı, ne bahasına olursa olsun yaşatsın mı denecektir? Bu takdirde, bu in sanlar tarlalorını genlşletmek, yerleşme merkezleri kurmok haklanndan yoksun mu kalacak lardır? 2) Hayvanların ulusal parklar da korunması, bir düşüncedir. Üc tuzak, kökü dışarıda sermaye •gemenllğlnde oluşturulmuş, Ecevit Hükümeti İcin programlonmış görunüyor. Bu tuzaklardan sıyrılabilmek ustalık Ister. Dünyonın ve Turkiye'nin yeni koşulları icinde Ecevlt'in bu ustolığı gö>termesi olasılıdır. 17 Nısan Köy Enstitülerini Sevenler Derneğinin TONGUÇ ÖDÜLÜ YARIŞMASI Köy emekcisini sosyal alonda bilinclendirme amaclı ' Köylü tarafından benimsenme koşullu / Konusu ve yazı türü serbest" / 31 mart 1978'e dek süreli / Birinciye 10000. ıkinciye 3000. ücüncüye 1500, dördüncüye 1000, beşinciye 500 lira ödüllü / Herkese acık olan bu yarışmaya katılacaklar ayrıntılı acıklamayı Dernekten istemelidtrler. Adres: Hazan Sok. 5, Bostancı istanbul Cumhurıyet 761 İLK E l FİY&TIYLA, SAF VE TEKMİK Yolda Ölen Yırtıcılar NİTRİK ASİT DiĞER ASİTIER VE KiMYEVİ MADDUER ASİT TiCARET FENER İ n . TEl: 24 18 24 25 41 16 (Aians 70: 29/745) çağdaş görüşle "Şeyh,, Bedreddîn hakkında gercek ilk eser f »• • » » • » • • » • » • ••• •• • •• Emperyalizm ve oligarşiye karşı • Örneğin, Kanadanın Saint Lawrance Körfezinde, avcılar her bahar fok avına cıkarlar. En cok aranan foklar, yeni doğmuş Bursa Universitesi Rektörlüğünden Ûniversitemlzde yeni kurulan Veteriner Fakültesi'ne 1750 Sayılı Yasa'nın 43. maddesi hükümlerine göre değişik bilim dallarında aşağıda ünvanı, derecesi ve adeti belirtilen Öğretim Üyeleri alınocaktır. 1 İsteklilerin 1 dilekce, 2 biyografi. 2 yayınların listesi, 2 yayınlardan birer örnek ve katıldığı Kongre ve Kanferansların listesi. 3 nüfus hüviyet cuzdanı sureti ile 6.2.1978 Pazartesi günu akşamına kadar Üniversite Özlük işleri Müdürlüğü'ne şahsen veya posta ile başvurmalan, 2 Postadaki gecikmelerln kabul edilemeyeceği, evrakı eksik olanlara uyanda bulunulmayacağının bilinmesi duyurulur. Ünvanı Derecesi Adeti Profesör Docent Docent Docent 1 2 3 4 2 3 2 3 (Bosın: 10639) 750 Bütün yönleriyle Bedreddîn JScrdcl Kurdakul DOĞAN AVCIOĞLU CEPH E ncr TÜRKLERÎN TARIHI Birinci Kitap Çıktı. Genel Dağıtım: Tekin Yayınevi Istanbul Çıkıyor ••••••••< KAYIP İ.T.Ü Mokina Fakültesinden 1977 78'de verilmiş 341 numaralı hüviyet kartım kayıptır. M. Selim CAVUŞOĞLU (Cumhurıyet: 749) K A YIP 34 RR 913 No'lu ara öamın plâkası calındı. Hükümsuzdür. Fahrettin KETHÜDAOĞLU (Cumhuriyet: 752) Ihamur, büyük boy, 373 sayfa, 120 TL ödemeÜ îsfeme cdresJ. DÖLER YAYINLAR] Kodaman Coddesi 129 Şişii • İSTANBUL 46 40 18 19