25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
(VMHURlYn eçenlerde bir doshım Sovyet Modelinl M»o cu damgası yemeden eleştırebtlmenin olanakgırlıgından yalcımyordu. Haklıydı; Ulkemizd* •olun büyük bir bölümünün sosyalizm sorunıtknna yaklasım biçlmlni dil» getıriyordu bu yaltuı masıyla. 4 A60ST0S 1977 G OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Dü?ünce «zgürlügüne saygılı bir toplumd», kalkmma, bajtımsızlık ve demokra*l §011011181101 »osyalizm sorunlanndan ayırmak olanaksız. önü müzdeki yıllarda, iktidarda hangi parti ya da partiler olursa olsun, »osyalizm sorunu gündemde kalacak. çesitli yönleriyle tartışılacak. Faşisi. tirmanış düşfcnce özgUrlUJiinü daha da kısıtl*ss da toplumsal koşulların yarattığı güçler zorlayacak bu tartışmayı. Ne var ki doğruları bulma amacı güden bir tartışma, tarikatçılığm aşıl ;nası, «logancılığın bir kenara Hilmesi, tartışanların «revizyonirm» v# «sektarizm» suçlamaiarmdan kurtanlması saglandığı oranda yararlı olabtlir. Aneak böyle bir ortamda evrensel toplum ynia'anrn lilke gerçeklerfne uygulayıp »omut öneriier getirebilmek olanaklı. Biz bu kıs» yazıda son günlerde Avrup» Komünist Partilerinde meydana gelen gelişmelerle llglli tRrtışmaların önemli buldugtımıiî noktnlsnna genel çizgileriyle deginrnekle yetinecegiz. Lrnin'e gör«: «Markslzml sınıf aavaşımı öğretisuyle «ınırlandırmak, onu burjuvazi tarafınrian kabul edilebtlir bir seye indirgemek demetctir. Sadece, stnıf nvaşımını tanımayı proleterya diktatörlügUnli tanmıaya vardıran kirnse Marksist.tir.» Oysa Fransu: KomUnlst Parttai Uyesi J. Elleinsteın (1) şöyle diyor Leninle ilgili değerlendirmesinde: «Lenin'in saygın yapıtı artık tarilı sel ve cografyasal bağlamı (contexte) içine yerleştirmeye, ona göre değerlendirilmeye başianmıştır. Aslmda Leninizm politik, ekonomik ve ktilttlrelalanda «zgelismls bir Ulkede aosyalümi gerçeklestirmejrl basaran şasırtıoı bir irad« yi simgelemektedir. Lfinin'in yapıtlan, yararlanmanıız gereken değerll bir kaynakçadır. Staü nlzm ise bir kuramdan. bir üretim biçiminden COk tarihsel koşullarm Urünüdür.» Fransu Kornünist Partisi yönetleilerine grtre, Prans» kosull«rı içinde, proleterya diktatörlüğü kavramının tam olarak dile getiremedifti bir sosyalirt iktidar biçimine gerek»inim duyulmaktadır. Ptıtinin görevi sermayenin kurbam clan bütün tabakalara ortak dttşmanlarını tanımaları için yardımcı olmak, sermayenin iktl* dar biçimine gereksinim duyuhnaktadır. Paıtv nin gdrevi sermayenin kurbanı olan bütUn tab» Sosyalizmin Güncel Sorunları Murat SARICA kmlar» ortak (TOşmnnlanıu tarımalan İçin yardımcı olmak, «ermayenin lktldarını yenılgiye u>;ratabilecek tek güç oian «çoğunlukçu toparlanmayı» olu?turnıaktır. Emekçi halkı temsil edon iktinann proleterya diktatörlUSÜnden daha s«nla bir labana sahip olması gerekmektedir öte yandHn düşünür E. Balibar'a göro (21«Devlet avRitmı yıkmaya hemen girişmeksizin burjuva diktatörlüğUnıin tarihsel temelini yık nıak olannksızdır. Empeıyalizmin karısmasmdan klırtulmak için ur.un savaşımlar verrnek ««• rekecektir. Pransi/ tophımıınun dünya empervulist sistemlne bagımlılığı a/almamış, önemli ölçiıde artmıştır. EmperjaHzmin bugiin hala çok bıiyük gücü. girisimi vn önceden düşllnebilme yet«nekleri vardır.» K. Balibar'a göre bazı sosyalist lilkelerin t.arlhi «Proletarya DiktatörlUüUnün» biçimini bozmuş ve degerdpn dllşıirmfi^tür. Parti ile dı»v1ntl özdeşlirerek «ploretarya üzerinde diktatörlüftiin» eş anlamlısı yapmıjıtır. Bu durumu derinlemesine inceleyerek proletHrya dıktatörltlgü kavıammı yeniden 7enginleştirmek. vanlı? ııyırulamalardan arUnıak gerekir. Ha/iran 197fi da Berlin'de toplanan komlinist partıleri konferansı ise batı knpitalist Ulkelorinin komiinist partileri kadar Doğu Avrupa'mn iktidardaki komünist partileri arasmdaki göriiş ayrılıklarını da ortaya koydu. (3) Toplantıya kotılan komünist partüerinin hirleştikleri nokta Sovyetler Birlifti'nin dış politikasıdır. Sovyetler Birliği Komünist Partisl'nin yumujama (detant) ve bans içinde birarada yaş&ma saflarında «nlaşıyorlar söz konıısıı partiler. Ayrıca sonuç bplgesinin acık olarak belirtmemekle birlikte, saptadığı ortak noktaları: Barış, güvenlik ve sosyal ilerlemedir. Ote yandan *n «nemll v« bnjt» geisn tartı?.ma konusu «prcletarya enternasyonalizmı»dir. Bu yüzden sonuç belgesinde «proletarya enternasyonali/minden» değil, nenternasyonal dnvnnışma^ıdan >öz edilebilmiştir. Proletarya ente.''nRsyonBİizmi ile ilgilt tartışma bu kavrama dayanarak «reliştirilen «sosyallst enternasyonaliznn kavramının anlamı yuzUndot, dogmuştur. B\ı kavıamın kb'keni 1968'lere dayanır ve Varşova paktı üyelerinin Çekosiovakya'ya karışmalarını nolittk ve ideolojik açıdnn aklamak aınacuıı güder. Ö/ellikle yııgoslav, Pransız, Italyan ve İspanyol partileri tarafından tartışma konusu ya pılmış ve yapılmafctadır. Onemll bir nokta da Berlin Konfeıansı sonuç belgesinde, uzun tartışmalardan sonra, sosyalist deneyimlerin eleştirilebiİRcegi yani «antl«osyalizm»ın «antikomünizm» sayılmıyacagı H 1 kesinin kabul edilişldir. Bu ülke knbul edilmiçtir ama tHrtısma yine de sürmektedır. Kasıııı 1976 tarihli «Nouvelle Revue Internationale» rie çıkan yazıria «îsçi sınıdnın ileri kanadı. bugt'.ne kadar 1917'dc Rmya'di elrie edilen özgürlükleri burjuva ülkelerindekl özgüriüklerin en üstüne verleşttrmektcı ve (Sovyet Rusya'da) uygulanmakta olan aosyaüzmde kendi özlemlerinın gerçeklejmekte oldugunu görmektedir.» deniliyor Bir başka lartışma konusu da sosyalizmin genel yasaları il» ulusal denev'er arasındaki denK» sorunu. Berlın konferansı bu sorunu, ulusal deneylere, h*r partinin özgül programına öncslik tarvıyarak çbzdügü izlenimini veriyor. ÇUnkü sonuç belgesinde «eenel yasanlardan söz edilnılyor. Ne var ki bazı partilerin dergilerinde «öz gürlüğün abartılmflması, salt gerçek fıallne getirilmemesi» hatırlatılırken, başka bazı partiler proteteryn flHcfatorynKindan vazgeçlyor, Tııgnnlavya, RomBnya, Macaristan partileri ise bu genel yasaların uygulamasında «orgul koçulların agırlıaım» tistüne abasarak belirtiyorlar. Bir önemli nokta da bu degişme stlreci içinde Fransız KomUnist Partislnln, Stalinizmtn etktsinden, ftalyan. Komünist Partisinden çok dnha sonra kurtuluşunun Elleinstein tarafından clegerlendiriliKi. Pransız tarihyisine göre Fransa'da devrim öncesl, «eski rejim»e dayanan güQİÜ bir ıtıerkeziyetçi devlec geleneği var. (Bizde olduğu gıbi) ihtilâlden sonra devrim sürecl içindrt Jakobinîzm Utrafından ileri sürülen ve günümüzn kadnr erişen bu gelenek, Slalinizmin Fransız Partisini daha tazla etkileme olanağı bulmasına yol açmışur. Ch'sa ttalyan Komüntst Partisinin liberalızminin kaynagında ulusal birllğini çok dana sonra saflıyan ve merkezi devlet boyundurugunu fa/İH tn.şımamış bir ulusun geleneklerl yatmaktndır. Bu yüzclcn İtalynn Komünist Partisi staıını/ınin etkislnden çok daha erken kurtulabilmistir. Dıişiindr N. Poulanr./as (4) ise yagmurdan kaçarken doluya tutulmamak için, yeni proletarya diktatoryasının günlimÜ7d«ki uygulanış hiçlnıinin yarattığı sakınpalardan kaçarken sosyal demokrasi batagına düsmemek İçin, devletln sıı ya da bu biçimde teknokratların eline geçmesinl öyleyebilmek için, tenısili demokrasi kurumları yanında. emekçi haikm yönetime katılmasını saglıyan do^nıdan demokrasi kurumlarına da yer VRrilmesi qerekti»inl savtınuyor. Ayrıca bu dentsenin nasıl kurulacağı üz.erinde düşllnmeye çağırıyor. Bupün batıda tartışılmakta olan bu konular yurt ve dünya sorunlarıyla ilgilenen aydınl.v rı, farklı egilimli sol akımlar yakından ileilen(.lirmfîktedir. Ülkenin (»üncel konulan yanısıra, yukanda kısaca doginilen sorunlar üzerinde aydınlanmak ve kopyacılığa düşmeden tartısmak solun bugünkünrien duha çok bölünmesıni degıl, saglıklı bir biçimde {rellmesini saglıyacaktır. Deneylerle de kanıüandıgı gibi sadece genel dogntlan tekrarlamak yetmiyor. (1) Jean Elleinütrln IJe Annle Krlrurl'ln tartısması I* Noııvel Observateur, Sayi ma, 10.7.1977, (2) Proletarya DıktatSrlÜKÜ Üstüne, Birildm, S«yı 18 haziran 1976. (3) Lllliy Marcou Lc Monde Dlplomatlque, Mayıs 1977. (4) f* Monde, 11 Mart 1977. Suç Kimde? alk keslmlnde «halamın bıyıkları olso, ameam olurdu» diye ozdeyiş vardır. Aydınlar keslmlnd* buna benıer vartoyımlar yapılır: Kleopatra'nın burnu bir santlm daha kısa olıa, dünya tarihl değlşlrdl. Muslafa Kemal Paşa, Anafartalar'da ingllizlerl durdurmasaydı, İstanbul duşecek, Karadenlz'den Çarın yardımına koşan emperyalisller 1917 Ihtllâline engel olacaklardL Prut Meydan Muharebesinde Katerlna, Baltacı'yı kandırmasaydı, bugünkü Rusya olmazdı. Yaşadığımız toplumdn bu felsefe üzerine büyük sözler Işltmekteyiz. Eger Adnan Menderes, Moskovaya yönelmeK egillminde olınasaymış, 27 Mayıs eyleml olmazmış. Cııntacı Bonapartlstler olmasalarmış 12 Mart olmazmış. Pekl, ne olurmuş? Tarihsel gidlşl rastlantılarla eşdeğerll tutan kişllere bir dlyeceğlmlz yok; ama kaç kez dinlemlşimdir blllmsellerimlzln ağzından: 27 Mayıs olmasa CHP seçlml kazanacakmıs; bir tarihsel tuzağa düşmüşüz. 12 Mart olmasa yine sandıkla AP'nin işl bitecekmlş. Ama ah o kucuk bur|uva devrlmcllerl yok mu! Ah o sabırsızlar! Her f«y onlar yüzünden... 1977 seçimlerlne giderken Içimlz tltriyordu bir «kazaı olmasın diye... Bereket sağ ve sallm vardık 5 hazlrana. «Sağ ve salim vardık» derken, lâfın gelişlnl vurguluyorum; yokıa bu arada olenlerin sayısı 27 Mayıs'tan da, 12 Mart'tan da çoktur. Her neyse, seçlmler gerçekleştl. Üc sagcı parti butunleşlp hukumetl kurdu. Ve başladık biıblrimlz» masaı okuınoyo: Ah efendim, şıı vetoiar olmasaydi; seçlm tarihl üc ay one alınmasaydı; Ecevlt, Demlrel gibi pazarlıkta usta olsaydı, MSP'yi kandırsaydı... H Dar boğazın temelindeki.. Dr. Fikret BAŞKAYA I.MO. Araştırmo Msrkazl Baskanı Yine Yabancı Dil Öğretimi Üzerine u gunlfirde ortaftgretim yabancı dil öğretmenleri meslek kursları yapmakta olduk larından yöntem konusu güncelleşmıs bulunuyor. İki yıl kadar önceleri konuyla ilgili olarak yine bu sütunlarda görüşlerimi 4 yazı ile açıkladığımı llgililer anımsıyacaklardır. Bu yazıda ise iki yıldan bu yana, genellikle bü tün yabanoı diller, özellikle Fran sısıca öğretiminde ters yöndeki oluşumlar üzerinde durmak istiyorum. $ Şükrü TAHiRGiL Atatilrk Aksam Lısesi Ögretmenl ilgi gösterilmedijınl sırası gelmisken kamuya duyurmak ist'erim. yHrarlanmamız isteniyor?» hu dersler tatil günlerine alınmalı. (Biz de şumı ekliyellm ki kiml okuüarın sabahçı, kimilerinin oğlenci oluşları da bu yayınların dinlenememesine büyük neden olmaktadır.) 3) Radyoda işlenen dersle sınutta işlenen ders özdeş olmalı. 4) Yabancı dilin tumce ögeleri, sırası bi/lere öğrettlmeli (Bu ilginç öneriyi Nısantaşı Kız Mes lek T,isesi Orta I. ögrencileri yap mıştır.) 5) Kitabımr/da yabancı dilin anlamını verpn bir sözlük bulunmalı. (5) Kitabımızda bol alıştırma olmalı. 7) Dil ögrenimini kolaylastırmak için sesli • resimli araçlarımız olmalı, laboratuvar kunilm.fi lı iBu öneri îslâhbul Kız Lisesi Orta .1 ögrencileriründir». (!) Bizler yabancı dili gerekli görüyor ve seviyoruz. İyi öğrenmemiz için ders saatleri artırılmalı . » Ne denir ki? Küçüklerin öne Kİ)(İIK OGRENCİIERİN ONERİIERİ.. T ürklye'de dif 6dem« güçlükUri »on yıUarın «n hritih düzeyine ulaftı. Bu durum uzun yıllardan beri izlenen *Kalkınma' modelinin doğal sonueudur. Mtvcut kalkınma modeli terlıedümedikçe da gtçerli hiç bir çözüm söz honusu olamaz. İkinci Dünya Savajı »onrası dönemde, özellikle de 7950 ve J960'larda geri kalmış ulkeler bağımlı bir $anayileşme turecin* girdiler. Bu »ürcçie birlikte o zamana kadar kapitalist batı ülkelerinden ıthal edilen tükeüm mallart, *y«ıll üretimle* Uarfilnşmaya 6ajlandı. Fahat bu görünüşte böyledir. Aslında bu durum Oeri halmif ulkelerin dı$ ilişkileri açısından radikal bir değişiklih anlamma gelmiyordu. Tüketim dış ihşkiUrı açısından radikal bir değişikhk anlamma gelmiyordu. Tühetim malları, tüketime hazır olaralt gari kalmif ülkelere ihraç edilmeh yerine, o malı uretecek, fabrikalar, yari'mamuller, hammaddiler; tehnih bilgi vb. ihraç edümeye başlandı. Böyle bir çözum hem kapitalist ekonomilerin ulastığı aşamaya uygun düsüyordu, hem, de gerihalmif ulkelerin gerici yönetici *ınıflarına ideolojih destek sağlıyordu. Ülkenin sanayileşmekte olduğu ve 'dışarıya bağımlıhğının gidereh azalclıgı*, biçiminde düsüncelerin kitlelerin bilincinde yer etmesıne neden oluyordu... Gerçek durum ite bunun tam tersidir. 'Sanayilesme>, ekononıiyi daha bağımlı hale getirmis. Aynı zamanda teknolojik bağımhhk ortaya çıkarak bağımlılık yapısal bir nitelik kazanmışür. Benimsenen sanayileşme sureci aslında kapitalist dünya ekonomisi bütünlüğü içinde bir tamamlayıcılık islevine sahiptir. Bu nedenle de geri kalmış ulkelerin yönetici smıflannm bu süreçte aktif bir tavn olmamıştır. Geri kalmış sömürge ve yansömürge ulkelerin egemen sımflan sadece bu sürece ayak uydurmuşlar ve batı burjuvazisinin «ortoteçuı» durumuna gehnişleıdir. Sözü edilen sanayilesme süreci öyle bir süreçtir ki; daha fazla üretilmek için daha çok ithalat yapmah, daha çok ithalat yapabilmek için daha çok borçlanmak, daha çok borçlanabilmek için ise daha çok ödünler vermek, (sık. sık devalüasyon yapmak gibi) gerekmektedir. Bunun anlamı son tahlilde ekonominin köşeye sıkıstınlmış olduğudur. (...) İşte son yirmi, yirmi bes yılhk «büyük hamlelerin* bilânçosu budur. Bugün Türkiye, ekonomisinı ayakta tutabilmek için hatının mall kuruluşlanna sürekli ödünler verniehten başka bir seçeneğe sahip değiidir. Bu ödünlerin basında da sık sıh para avarlamalnn. devalüasyonlar yapmak geliyor. Eğer Türkiye'de ekonomınin yapısı vi 'ileri sanayi ülkeleriyle olan ilişkılerine göz atıhrsa devalüasyonlann bir çözüm olmaktan çok çözumsüzlüğü arttırdığı kolaylıkla görülür. Bir ker» ithal edilen mallann üyatları sürekli olarak yükseliyor. İthal edilen bu mallarla üretilen sanayi ürünleri ise dış pazarlara, ihracata yönelih olmak şurda dursun, iç pazarın bile küçük bir bölümüne hitabediyor. Bunun anlamı üretilen sanayi mallartndan döviz saglama yolunun hapalı olduğudur. Oysa bu mallann üretilebilmesi için her geçen gun daha çok ithalat yapmak gerekiyor. Bu da önemli döviz kaynaklarını gerektiriyor. O zaman gerıye ülkenin klasik ihracat ürünlerine (tanm ürünleri madenler vb.) bel bağla)naktan başka bir seçenek kalnuyor. Bu mallann durumu iki yönlü bir oluınsuzluğun etkisi altındadır. Bir kere esit olmayan degişim sureci sonucunda. *değişim hadlerindeki* aleyhle gelişme, mallann fiyatlannm sürekli düsmesinin nedtnidir. İkincisi de sürüm zorlukları söz konusudur. Ucuza bile ihraç malları dünya pazarlarında alıcı bulamamaktadır. Böyle bir ortamda ise devalüasyon yaparak durumu lehe çevirmek diye bir şey söz konusu olamaz. Devalüasyon sadece sömürü oranını yüftseltir. Sonuçta da ithal edilen mallann daha pahalıya satın alınması sonucu ortaya çıkar. Yerll sanayinin finansmanı bugüne kadar büyük oranda yurt dışındaki işçilenn yolladıhlan dövize dayandırumıstır. Pakat bugünku aşamada. İŞÇİ döviıleri de yeterli olmamaya başlamıştır. Ama, devalüasyon aslında para değerini 'gerçek duruma» uydurmaktan başka bir şey olmadığı için, ister istemez gerçehleşmehtedir. Devalüasyon yapdmadıaı zaman bunun bedeli başka mekanızmalarla mutlaka ödenecektir. Soruna tek çözüm yolu kapitalist dünya sistemlne bağımlı «feoltemmo modelini terketmektir. Bu da ancak. insan ihtiyaçlarını tatmin etmeyi amaçlayan bu sosyal düzendt gerçeklıh kazanabilir. ÇELIjEN YONTEMLÎR M.E. Bakanlıgı, Cumhuriyetin hemen ilk yıllarından başlamak Uzere diinyanın o zaınanki gidişıne uyarak okullardaki yabancı dil derslerinde «kese yöntem» (m^thode directe) kullanraayı benimsemişti. İşte sürüp gitmek te olan tutum halâ budur. Oysa gelişen Dilbilim'in ortaya koydugu gerçeklor karşısında ileri tıluslann 1520 yıldır kapı dışarı ettikleri, öğrencinin ezberciliğine ve edilgenliğine yolaçan çağ ve us dısı kalmış bu yöntemin, yapılmakta olan kurslarda genç Fransiüca ögretmenlerine «yeni bir yöntem» gibi tanıtılması Talim Terbiye Dairemizin bu alunda ne denli geri kalmış bir durum içinde bulunuşunun açık ve somut bir kanıtıdır. Ortaokul öğrencilerinin raıiyodaki dil derslerinden yarar o!çülerini, dil derslerinin daha verımli olması içtn onların önerilerini, Fransızca ders kitapları üze rindeki düşüncelerini, okula baş larken Fransızcayı seçme ya da onu istememe nedenlertni ÖRrenmek amatiyle. giden ders yılı sonunda 15 okulda inceleme yap tım. öğTenci ve öğretmen arkadaşlarla ayrı ayn konuştum. ö g rencilerin öneıileri hem türleri, hem de dUşünüşlerini yansıtması bakımlarından ilginç Yavrular özet olarak diyorlar ki: 1) «Radyoda okunan, dil derslerimizle ilgilt Türkçe açıklama ve anlamiar kitaplarımıza niçin konmuyor? Eizim daha iyi öğren memiz istenmiyor mu yoksa? 2) HaftRda 2 kez (saat 11.30 12.00 ve 14.00 14.30'da) verilen dersler okul zamanına rasladıgın dan izliyemiyoruz. Kger bizlerin rileri gerçegin tafl kendinl. Bizlerüı bir yaşam boyunca ancalc elde ettiklerimizi yavrular bir çırpıda söyleyiverdiler. Atalanmız «Bin bilsen de bir bilmiyene danış!» diye ne KÜzel söylemiş. Bugünkü yöntemciligin temel ilkesi bu sözdür işte. Öğretmenler: «Giden ders yılında radyoda uygulanan yöntem karşısında agzımız açık kaldı. Bize, «Derslerinızde Türkçe açıklama, anlam verme yok» diyen (Livredu Maitre I. sayfa: 5 vb.) yetkililerin birden bire ve bizlere haber vermeden yön degiştirmelerine şaştık. Bu tutum sizin yazılarınız üzerine oldu. Ancak bu değişikliğin btzlere bir genelge ile bildirilmesi gerekirdi. Bu yapılniHdığına göre bizi kuşku ve hattA korku içine iten bir durum çıktı ortaya: Müfsttiçler derslerimize gelırse biz hangi ycjntemi uygulayacagız?» demek Aydın klşl, kuskusuz blllme ve kurama öncellk tanıyan klşldir. Ama bilim ve kuram, yaşamdan üretlllr. Hayatın verdlgl derslerl algılamak hem billmin gereğidir, hem bir erdemdlr. Şimdl kafamızdaki kurguyla gerçekler cellştl diye şuna buna suçlama kampanyasına glrlşirsek yine bir «tarihsel yanılgıoya düşerlz. Önce bir düşunellm: MSP'nln gerçek kimliği nedlr? Dinsel akımlar, tarihsel gidlş Içlnde hem emperyollzme karşı dlrenme savaşımında rol oynuyorlar, hem emperyallzmln maşası Işlevinl benlmseyeblllyorlar. Güncel Türkiye'de hangisi yaşanıyor? Adam, Tlcaret Odalarının başından gelmiş, yıllardan berl faşlzmin ve sermayenin hizmetinde polltlka yapıyor. Solcu mudur? Ama gönlümüzde bir aslan yatıyor bizim; dlyoruz kh CHP II* MSP koalisyonu olasıydı. Olasıydı, olmadı. Vakllyle olmuş olan yürüyemedl. Suç klmde? Ecevlt'te... Zaten suc hep solcudadır; genctedlr, öğrencidedlr, devrimcldedlr. Şlmdl suçlamada tırmanma, Ecevlt doruğuna ulastı. Hle sağcıda suc olur mu? Sayın Erbakan, mls gibi solcuyken, CHP İle anlaşmaya da hazırken, Ecevit'in beceriksizllğl yüzünden sağa itildl. Kafamızdaki vorsayımla gerçek blrblrine uymadı diye solda bir suçlu aramak, eski göreneğlmizdlr. Klmse cıkıp da «tutucu ve gerlcl iltifakı seçlm sandığında bozulamadı» dlyemiyor. Oysa gerçek bu değll ml? Bal gibi «ilkell birlik» yapıyor sağ... 163'u kaldırma, 141 142'yj surdurme. kapitallzml guclendirme, faşlzmin temellerinl tağlamlastırma üzerine İlkell blrllgl gerceklestlrme yolunda yürüyor. Ama bu yolda tökezler ml? Blrllk dağılır mı? Sağdan kopmalar olur mu? Hatta llerde MSP yine CHP İle ortaklık yapar mı? Bunlar ayrı sorulardır. Demlrel bütünlesmeye zaten hazır sağı bütünlestlrdl; kendini bir sure için kurtardı; Türklye'nln solunu dar boğaza Ittl. Şimdl bekllyor: CHP iclnde patlama bekllyor; Ecevit'in yıpratılmasını bekllyor; devrlmcl keslmln «suo sende, suc bende» diye blrblrlnln boğazına sarılmasını bekliyor; soldan bazı zamanlamasız atakların, bokstakl glbl kontraya duşmeslnl bekllyor. Sağ; solun çocukluk etmeslnl bekllyor... Cocuklar cocukluk elm«y(n! NEDENIER Fransızcanın artık okullarda seçilmeyiş nedeni en başta Bakanlığm 810 yıldır daha sıkı bir şekılde izlemeye koyuldugu yanlış yöntem yüzünden, bu dilin Küç olduğu, Devlet okullannda öğrenılmesınin olanaksızlığı gibi yanlıs bir kanının yayılmasıdır. Ancak bir çok velinin yılda 1530 bin lırayı göze alarak Fransız kolejlerinde sıra yarışına girmeJeri bu1 dilin itibardan düşmedigme de kunıttır. îngilizcenin bilınen nedenleıie yeğlendiği bir gerçek. Ama bir noktada yurttas «Çocuğum bir yabancı dil öğrensin de hangisi olursa» deınek ten kendini alamıyor. Sonra, okullarırnızda Fransızca'dan kaçan ların, öbür dillerde işe yarar lıırijpyler öğrendikleri de söylenenıez. Eşit koşullar altında dillerın öğrenilmesi eşit olur. Bu arada Okmeydanı Ortaokulu I. sınıfında bir öğrencinin Fransızcayı seçme nedenini ilginç gör dügiim için alıyoıum: «Herkcs İngilizce istıyor, öğretmsn yetişmiyor, dersler boş geçlyor. Öte yandan Fransızca öğretmenleri ögrencisiz kalıyor. Ben, derslerim boş gaçmesin, bir şeyler ögıeneyim diye Fransızcayı seçtım» demiştir bu öğrenci. Yasalarunızdan başka ayrıca klşisel olarak 67 yıldır yaptığı mız dirençli önerilerimize karşı T.T. Dairesi bu yöntem konusunu bilimsel bir kurul önünde çö zümlemeye yanasmamıştır. Bu yanaşmamanın nedenleri arasında T. Terbiye'de Fransızcanın teknik ve egilsel yöpünu elinde tutan yetkili kişinin, kendi yazdıgı kitabı yine kendisinin ders kıtabı olarak kabul etmiş olması gerçegi gibi demokratik olmayan bir duzenin etken oldugu söylenemez tniV Oysa bugün artık ulkemızde de hemen her konu bilimsel toplantılarda, sempozyumlarda... çözümlenme yoluna girmiştir. Ama, ayni T. Terbiye, önerdlğimiz yöntemt bir türlü kabul etmemesine karsın onun ilkelerinl 197677 ders yılı içinde TRT I'de öğrenciler için yaptıgı yayınlarda sessizce uygu lamaya başlamıştır. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince bu na asla hakları olmadığını burada bir kez anımsatmak isterim. Bu yönden ne kadar sinsi davra nılırsa davranılsın bizim yöntemimizin kullanıldığı gizlenemez. ÇUnkü iki yöntem arasındaki kar şıtlık çok belirgindir. Bizım yön temimizin baş özelligi «yabancı dil ögretilirken ana dll öge ve kuruluşlannın gözönünde tutulması» olduğu halde onlarca benimsenen yöntem, tam te,rslne, «yabancı dil öğrenilirken ana dil le ilişki kurmayı yasaklar». Burada bir noktayı da ayrıca belirtmekte yarar görüyoruz: Bı7,ım salık verdigimiz yöntem, geleneksel «dolaylı (indireçte)» yöntemin yepyeni bir sUrgilnU, halkasıdır. Buııa «dllbilim uygulama, özelleştirilmiş, ulusal, karşıtsal...» gibi türlü adlar veril ^ S mekte ise de bence ona en uyS g\ın ad «bakıştırım yöntemi» ol ^ = malıdır. ^r: Fen Fakültesi Dekanlığından Fokültemlz.Nazım Terzlofllu Matematlk Araştırma Enstltüs'ü'nde (Silivri tesislerlnde) çalıştırılmak üzero Yardımcı Hizmetler sınıtında acık bulunan 1 adet 12. derece Bekci kadrosuna istekltlerin 19.8.1977 cuma günü saat 17.00'ye kadar Dekanlığımıza müıacaatları ilân olunur. (Basın: 22297) 7315 T.C. Dz. K.K. Taşkızak Tersanesi Döner Sermaye Genel Müdürlüğü Hasköy • İstanbul Fotokopi Makinesi Satın Alınacaktır ONAY NO: 170 1 Kopalı zorf usulüyle satın nlınacak 1 adet Fotokopi makinesınin tahmınl bedeli 170.000, TL. (Yüzyetmişbin lira) gecıcl teminatı 9.750, TL. (Dokuzbin yediyuzelli lirajdır. 2 Teknik ve Idari şartnamelor Genel Müdürlüğümüz Satın Alma Komisyonu Başkanlıömdan Donanma Vakfına 100, TL. yordım karşılığında alınablllr. Posfa İle şartname gbnderılmez. 3 Eksiltmeye katılanlar Fotokopi makinesinln kendi imolâtı oldugunu veya ithal malı ise Imalâtçı flrmanın yetkili satıcısı oldu^unu Ticaret Odasından veya Imalâtçı Firmadan veıilnıiş bir belge ile tevsik edeceklerdir. 4 Genel Müdürlügümüz 2490 sayılı kanuna tabi değildlr. 5 Genel Müdürlükce herhangi bir teklifin seçilmesl ve üzerindo muameleye geçilmesi Genel' Müdürlük ile satıcı arasında bağlantı garantısl yuklemez. 6 Ihaleye Iştirok eden firmalar tekllflerini şu ,'şekilde vereceklerdir: Önce gecici terainat veznemize yatırılacak veyo vadesiz banka teminat mektubu verilerek olınacak makbuz teklif zarhııın içlne konulup satınalma ofisine kaydettirllecek ve sonra Döner Sermaye Salınalmo Komisyonu Başkanına verilecektir. 7 Teklltler en gac 1 Eylül 1977 günu saat 14.30'a kadar Satınalma Komısyonu Başkanlığına verilecektir. Postadoki geclkmeler kabul edilmez. (Basın 22449) 7317 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografl ve Oşinagri Dairesi Başkanlıgından Bildirilmiştir. Denizcilere ve Havacılara 101 Sâyılı Bildiri S Agu«tos 1977 tarihlnde UB.UU'den 24!)O'e kadar aşagıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın ?W0 metreye kadar olan yük•ekliği can ve ma! emnıyatı bakımından tehlikelidir. KARADENtZ yENİKÖS (1) 41 dereca 3H daklka kuzey 28 derece M dakika doğu (2) 41 derece 33 dakika kuzey 29 derece 00 dakika dogu (3) 41 derece Ifi dakika kuzey 28 derece 50 dakika dogu (4) 41 derece 16 dakika kuzey 38 derece 4(1 dakika dogu DENİZCÎLERE VE HAVACILARA DUYUFULUR. (Basın: 21568 SONUÇ Yabancı dil derslerindeki olum Ruzlukları gidermek, emek oranında yarar sağlayabilmek İçin yerRkli ilk önlemler işte: 1) En kısa sürede üniversite dil bilginleri, müfettişler, öğretmenler ve Bakanlık ilgiltlerinden.. oluşan bilimsel bir toplantı yaparak önce yöntem, sonra da kitap ve başka «orunlara çözüm gotirilmeli. 2) Bu kesimlpr arasındaki kopukluk sürekli işbirliğine dönüşttirUlmeli. 3) Bakanlıkta yabancı dll lslerını yürüten görevlilerin demokratik ve çagın yöntemcilik aıılayışı içinde bulunmak zorunda 7312) olduklannı bilıneleri. ALTI KAVAL, ÜSTÜ... T. T. Dairesi 3 yıl kadar önce t«levizyonda uyguladığı pandomim oyununu andıran yöntemi bırakıp radyoda bizim yöntemimizi uygulamaya basladı ama bu degisiklik ögrencilere hlç bir yarar sağlamadı. Nedeni: Kese yöntemle hazırladıkları ders kitap larına dolaylı yöntem uygulanmasıdır. Böylece İlk derslerde verılmesi gereken bilgi ve beceriler sonlara dUşmüs ve bunun tersi olan durumlar ortaya çıkmıştır. Dahası, TUrkçe yapılan bir çpk açıklamalar. verilen anlamlar ya yanlış ya da eksik olmuştur. Kese yöntemin öğrencinin ana dıli gerçeğinl yok saydığına göre sonuç doğaldır. Bu tür bir uygulama için İse ögretbilim ve dilbilim ilkelerine uygun, eni konu hazırlanmıs bir kitap gerekirdi. Talim Terbiye'ye bu anlattıgım türden yanlıslarl; ilgil) örnek yolladığımı ve bir de liste »unmayı önerdiğimi. ancalc buna da ^ TEŞEKKÜR Anl olarak aramızdan ayrılan kıymetll Alle Büyüğümüz, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seylr Hidrografl ve Oşinoıjrafi Dairesi Başkanlığından Bildirilmiştir. Esat Mahmut Karakurt'un cenoze torenlne kotılan. celenk gönderen, telefon, telgrof ve zlyorstle tozlyette bulunan Sayın Devlet Buyuklerlne, Resmi ve Hususi tesekkullere, dost, akroba ve yakınlara teşekkür ederız KARAKURT AİLESİ Denizcilere ve Havacılara 104 Sayılı Bildiri 5 Agustos ile 9 EylUl 1H77 tnrıhicrl arasında saat 13.00'den 19.00'ya kadar aşağıdaki noktaları birleştiren saha içlnde seyretme, demırleme, avlanma ve bu sahanın 14(10 metreye kadar olan yuksekliğı can ve ma) emniyetı bakımından tehlikelidir. EGE DENIZÎ IZMIR KORFEZÎ URLA (1) 38 derece 2b dakika kuzpy 26 derece 37 dakıka dogu (3) 38 derece 'J9 dakika kuzey 28 derece 40 dakika doğu (3) 38 derece 25 daklka kuzey 26 derece 42 dakika doğu (4) 38 derece 25 dakika kuzey 26 derece 41 dakika doğu DENİZCtLERE VE HAVACILARA DUYtTRULTJR. (Cumhurlyet , 7316) (Baaın; 21773 7311) HEDEF, PEV BİR DENiZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA YARDIMLARLA VAKFINA YAPACAĞINIZ ULAŞABİLİRİZ BU HEDEFE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear