Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
M 1938'lerdeydık. Biaıcilerimız Mussolıni Kupasını kazanmışlardı. Her yerde sozü edılen oır olaydı bu. Avrupa'nın kahredicı bır savaştan yenı çıktıgı yıllardakı bazı başarüar dışmda sporculanmızın herhangı bır yarışmada cıddı bır varlık gosteremedıklerı bır gerçektır. Bunun nedenlen, her basarısızlıktan sonra cıda;yetten uzak bırkaç bevlık lafla anlatılmaya çalısılır. Oysa devam edegelen ou durumun ÇOK dmnlere ınen sosyoekonomık nedenlen vardır. Bunları kısaca anlatmaya çalışacağım. Omrunün buyuk bolumunu Cumhunyet gerıç llğının beden eğıtımıne adamış Selun Sım Tarcan daha 193031 vılları arasır.da radvodan bızlere şoyle seslenıyordu: «Spor ılerlemeK, geçınek, muvaffak olma.c arzusundan doğan şıddetlı bır faalıyettır. Yarış, sporun esas karakterıdır En bas.t bır çember çevırmek veya ıp atlamak ıddıaya bınince spor mahıvetmı alabı'.ır. Bır takım nıaddi ve manevî vasıflarla alâicadar o.an sporun bır milletın ıçtımaî ve ahlâiti tekâmülunde muhım rolu vardır. Bir taraftan herjî°5'n fevkınde olmak emelı ıle hıssıyata, ote jandan muvafiakıj ete âmıl olan tekruk mesaı ıle akıl ve mantığa istinadeder.> Konuşmalarımn bır tanesıni de şoyle bıtırmıştı: «Pazılarıtnla gıtUğım tsveç'ten kafamla dondum:». O"na kulak ventıeyı bıraz daha surdurelım. Anlattığına gore bır gün Demosten kontışma kursusunden çok onemlı bır konu uzenne Atmalıların dıkkatıru 'oplamaya çalışıjormuş. Bunda başarılı olamadığını gorunce konuyu kesıp bırden bır hıkâye anlatmaya başlamış: Çok sıcak bır gunde adarrun bırı Atina civarında bır koye gıtmek uzere bır eşek kıralamış Kendısı eşek ustunde onde, surucu arkada yaya olarak bır 6ure gıttıkten sonra bir golge aramış, bulamayınca eşekten ınıp golgesıne yatmak ıstemış Eşekçı buna razı olmamış, «Ben sana golgesinı deŞıl. sadece eşeğı kıraladım. dıye tutnırmuş Tartışma büytimüş... Burada Demosten sozu kesmış, halk da sabırsızlıkla bajnrmaya başlamış, <aman söyle sonra ne oldu'» riıye. Demosten «vay, eşeğın golgesı mi sizi bu kadar ılgılendırdi?... dıye güzelce bir ders vermış. Bız de başlayahm yavaş ravaş ders almaya. Pazıları hıç de Clay'ınkıJerden aşağı olmayan Foreman'm dupeduz kafasızlıktan venik düştüğunu belırten çıkmadı. Gazeteler Clav'ın zaferını, ozellıkle, Musluman oluşuna bağladılar... Gelelım sımdi butun bunlann uretımle olan ılıskısme. Bıhndıği gıbı toplumlar kaba olarak yuksek \e duşuc uretımlı olmak uzere ıkıve ayrılırlar. Aradakı sınır kesın tanfle avrılmamış olmakla bırlıkte nufus başına çelık, enerjı vb. buna olçu olmaktadır. Yuksek üretım bır topluma dımgasını nasıl vurur' Onoe. bıreylerde fıkır dısıplın sevıve^ı yukselır; saat. dakıka, hatta sanıje ıle hare'<et etme alışkanlığı yerleşır; koylu toplumlardr 'se buna rastlanmaz Zira onlann ekonomılen bovle bır şeyı gerektırmez. Sonra. bıreysel sorumluluk duygusu gelışır: Bır pıstonu mıhmetrenın vuzde bırı hassas.setle torna eden kışı vaptıfı ışın onemını \e o pu*onun ıçınde çalışacaâı motorıtn \apımnda kendıne dusen sorumluluğu algılamıstır Avn: w karasabanm arkasmdan koşan kovluden beklenmez Yuksek uretım ekıp çaiışmasını gprekMrır: bu nedenle bıreyler çevrelermdekılerle yakın ışbırhğme yatiinlasırlar. selelert bunlardandır Bir mili ilk kez dört dakıkanm altında koşmış ve uç Londra hastanesmae muşavır asabıyecı tabıb olan R. Baıınıster 19V0'te .kaslara oksıjen ulaştırılması atletı^ performan ıçın hayati onenıı haızdır Modern antrenman \ontemlen bunu artırab.lmektedır. Afletlerın ddha 1213 jaşlaıında çalısmaya başlamaları halınde bır mıl'm uç buçj: dakı^ada koşulması olanagı vardır. dı;e yazr.oıdu. Ve de ş,jnları ekııvoıdJ: «Bence atlerler arasmdakı peıfoımnns farkı sadece fız.ksel farklar, kalp \enmı va da oksnen geçısı olmay.p zıhnî tıyarılma kabınyetıne bağlıdır.» Beyjı jıne on pıanca' Ama bu'un br.nların '.anı^ııa oıaiısel çalısmaların \e ou calışmalara olanak sağlayacak te"=ıs, donatım \e kadrolann \arhgi banıs KOHUsudur kı. bunlar ancak juksek uıetımlı topıumlarm harcıd'r. Bjr.dan bassa. bır Baveın Muncfıe:ı "akımı ıle bızırr.ıalerden herhaiıaı bır.sı bır Doğj Bloxu gureş takımı ıle b zımki arasında ortalama eğıtım, kultur kıyaslaması Vrtpm~ıc Ougunp kadar Kimın a<ıına îeld: 0 Kım, butun şampı\onlann (bazı ı=tısnalar kaıdejı boz maz) hep \ukseK uretımlı toplumlardan çıktığını belırrtı9 Doğu Bloku sporculartnın bııer • profe=>one!« robot olaraK ; etıstınldıklen e:sanesır.f de faz'aca kreaı açmamak gerekıjor. Sovvetler Bırlıâı'nın bas antrenonı Gabrıel Korobkov bu konuda şoyle yazıyor «Sovyetler Bırlıgı'nde antrenor. oğrencısını sadece kendı dalınaa bır uzman, bır şampıyon ya da bir rekortmen yaratm?k uzere değıl, onu aynı zamanda, butun meleke!eme sahıp, bılınçlı bır \atandaş halıne getırmek ıçın bedence ve r ınça yetıstırır Bu nedenle So\vet sporcusu profesyone. Oımajı srzulamaz. Antrenman, eğıtım >a da calışma hayatına golge dusurmemelıdır » Donelım. a'.Tj doğrultuda olması itıbarıyle, Sehm Sırrı beyın ogretı'eııne • Malumatı umu mıye.erı ku\\et:ı olmayan kırr.seler ıster fıkre, ıster bedene a t ışlerde mutehassıs olamazlur . Lısanı kuvvetlı olma\anlar edebıyatta buyus bır muvaffaknet gostereırıezler. Çocukluklarmda ojunla jımnastığı ıhmal edenler. sporun hıç bır şubesuıde mukemmel olamazlar.. Hava çalma^la ıvı rrusık:=ıras yerısmedığı gıbi spor yaparak sporcu >e*ısmez Spor bır ga\e değıl, bır •\asitadu. Spor, bır eglence degıl, ırade kudret:nı azami bır haade ıılastıran bır dısıplın mektebidır Çekırdek'en sporcu yetısmez. çekirdekt«n adam yetişır, adamdan sporcu olur.» Son tahlilde demek oluvor ki çelik üretimimİ7 on bes p]'\<~ i toru b'ilnı^dıkça herhanjı bır kaleje aol atnıamız havlıca muşku'aur Durumun ıslahı ancak ıçıne 'ot=\al reîormu alan bır genel devlet planlaması çerçe\esı ıçmde mümkundur I9rîl başlannda bır vazı sensınde belırtrığım gıbı hıçbır problem fmıllı eğıtım. baymdırhk, sağhk. koy kalkmması..) tek başına çozulenıez, tıokı üretımm arttmlması problemı gıbı Cıdd «.osval reforma g dılıp lefah tabana vayılmadıkça boks takımımızı «gıda yardımına muhtaç» bırki" vuz genç arasından seçmeye raahkumuz Os'a yukse< uretimlı toplumlarda bu takım ıvı beslı vuzbınler arasından çıkıvor .. Schm Sırn beve cok şev boçluvıız. Admı bır saiona \ermekle nu horcu odedıpnıızı sanma'alım Onun ruhunu «< de r mrk, oğretıîenm • bpnınnemekle olabıhr P 'ları henüz benımc«meriık çunku celık uıetı.nımız hâla ıkı mjjon tonda auraklıyor!.. CUMHURim 9 ÎIMMUZ 1 9 7 ! OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Çelik Üretimi Yükselmedikçe Burhan OCUZ Yuksek üretîm ciddı bir bılgi dağarcığı ıster; bıreylenn egıtım ve duşunsel duzeylen, koylu toplumlarınkılerie kıyaslanamıyacalc bır duzeye ulaşır. Ve nıhajet yuksek uretım, toplum bırejlenrıı. jaşam standardmı onemh şekılde yukseltır gazetelerde. amator sporcuya «gıda yardımı gıbı utanç verıcı laflara rastlanmaz. Dafla He'enıstık donemlerde jımnastıkhaneler bırer kultür nalmı almışlardı. Bergamalı hekim Galıen (II. yuzvıl), ıcadı Herodotus'ca Lydıalılara baglanılan top oyunlannı salık verıyor, ounlann «fıkrî kaütelerı gelıştırmelenrun yanısıra bedenm sıhhatını ve uzuvların uygun nıspetlerını sagladığım» eilıyordu. Fransa da jımnastığın babası sayılan Amoros da geçen yuz yılın başlannda şoyle yaayordu: .JımnastiK ınsanı daha secur. daha gozupek, daha akıllı, daha duyarlı, daha güçlu, daha becerlklı, daha hız.ı. daha çevik, daha kıvrak hale getıren eksersızlenn uygulanmasını kpo^.r • Gördugümüz g:bı çok eskden berl beden eğıtım: kavramı duşunsel gelışme kavramı ıle beraber ırdelenmış. Hıç bır zaman kafasız «pazı» duşunulmemıjtir. Beden eğıtımi, lnsan vücudunun daha verımlı iş gormesınl sağlama amacını gtittuğune gore bugunku toplum koşulları altındaki fızıksel venmlihk bır feodal toplumdakınden farklı olup değışık turden bır beaen eğıtımını gerektırır. llkel toplumlarda buyuk adale faalıyetleri \uk taşıma, kaidırma, tırmanma, el ışçıhğı ıle çeşıtlı esya imali vb den ibarettir Oysa teknıklerın ılerlemesi ıle kitlelenn çeşıtli adalesel narekedere katılraası smırlandığından (demır artık balyozla değil, motorlu şahmerdanlarla do\uliiyor) fızıksel gelışme \e \enml'.hk ancaı: onceden ha7irlanmış bır beden e2:iımı programı ıle sağlanabılrrektedir Bu doğrultuda olmaK üzere \ıne Selırr Sırn beyın şu sozlermı ka^dedelım <Bır hareketm r.mna«*'k olabılmesı ıçm uzvıvetı takvıve \e terbiye e'nıesı Iszımdır . Jımnastık bır dısıplın ve bir 'Uyma. Otculudur . Jımnastık biyolonve aıt bır bı'.mdır. onun talım ve terbivede yerı tababetle hıfzıssüıhar.ın janındad'r Jımnastık ussal faklı) ve aynstırımsaldır ftahhlidır» .. Jımnastıîın ıçgudusel bır ozu (^mahıretO voktur Hareket bır başkası taraf'ndan duşunülerek tertıp edılır . Ovıırıda çnCU'Î hareketlen keşfeder. ıunnîls."tıkte her hareke* bılnır ve bır dısıplıne baglıdır. Bu r.edenle ımnastığın degen dııvgujla degıl akılla olçuı i' ÇOCUK oyunun geregını duvar, umnastıgın sereğmı algılamak gerekır. Çocuk ov ınu kenr1! kendıne sever, jımnastığı eğı'ıcı sevdaıır. Çocuk faalıjette z»v'k arar eŞı'icı faalıyette fa'da olduğunu ogretır Jımnastık duşunceye ılışkın dersler gıbıdır Fsydası goruldukçe sevılır.. Terbıve edılmemış toprağa eküen tnh'jmların mukemmel urun vermesıne ımriaıı >oktur.... Pakistan'da veya lokistanda... akistan'da olanbitenler konusunda şazetelerde avrmtılı haherler ve vorıımlar çıkıvor. Bır bak'm ı bovle olavlann îirdi<;ini çıktı<nnı kavramak çuçtıır PaKistan. bir vanı az gelişınıs kapitalizmin caıklarına. bır vanı Douu feoddli7mıne bağlı karmasık vapıda bir ulke Kabıleler, asıretler, etnik avnltklar. mezhepsel inançlar, ckose bir kumasın reııkleri gibi birbirine secmiş; sivasal \a«amı k<)rdüğiunle«tirmiş. Mazlum halk, Ingiliz sömurgccılijinin kırbacı altında ezilip horlannııs vıllarca Ikincı Dıuıva Savaşından sonra sözde bağımsızlığma kavusmuş Pakistan: ama bu kez verli egemenlerin bovunduruçu halkın hovnuna dolanmıs Lvanış gercekleşinceve değın halkın cekece»i var Kokii dısarıla kapitalistinden asiret bpvinc, varı avrtinmdan kafası kireçleşmış vobazma deçin bir sürfi sovtarı. sivasal sahneje lıora tepecek Bu kpvmfkeş irinde ordu ikide bir de memleketi kurtannak iciıı darbe yapacak Su baskıni gelecek voksullann canım alacak. halpm fakirleri kırıp geçirecek. fivatlar vükselccek nıa7lumlann canına okuvarak: vönetimler decisecck ama hılk Uııı bırsev degışmevecek 4cılı çalkaııtılar iewd« I'PIHI vc dcvrimci giıçler orgutleninceye değin çektıği kadar çekeırk Pakistan lıalkı . P Jimnastik Pekı, sporun toprağı nasıl terbiye edıhr? Jımnastıkle1 Gerçekten, sağlam bır matematık kulturü olmayan kişının ıyı bır muhendıs olmasına olanak bulunmaması gıbl jımnastık temelı olmayan bır başarılı yarışmacı da duşunulemez. Başarı gostererr.e; en sporcularunızın durumunu tahlıl ederkeu ışe bu yonden başlavalım. Bunlar jımnastık yapıyorlar mı? Yapıvorlarsa nasıl bır jımnas''ik \ apı>orlar° Gazetelerde goruvoruz, fılân tasım >hırs.ı çaüstı» dıye yazı>or. Fotoğraîta da duzensız, dısıplmsız, «esas duruş>suz karmakarısık kol taacak hareketlen fcoruluyor. Bu duzensızlıgı de antrenor, ıkı ell behnde, guler yuzle seyredıjor. Büjriık bir örgütlenme yetaneğmi, ani ve kesın karar verebılme nıtelığını, dolayısıyla ustun bılgı ve zekâyı gerektiren askerlıkte «esas duruî. her şeyin temelını teşkıl eder. Onun meleke halıne gelmış mükemmellığı ordunun başhc« başarı etmenlerındendır. Jımnastıkte de aynı şekılde kesin olarak tanımlanmış «esas duruş» vardır. Gıderek, bunda kusur etmemeıt için hocasız yapılan h&reketlenn avna karşısında denetlenmesı salık venlir. Esas duruşa geçmeyene jımnastık yapıvor denmez. Bu ıslerı iyı bılen bir arkadaşnn, rahmetli Yaşar Doğu"yu r.mnas'ıgın Iü7umuna ıkna edemedığini anlatmış'ı Demek oluvor kı bızde ussal \e avriTilaştınnrîal (aklî ve tahhli» cıddı bır umnastik bılıncı henuz oluşmamısfır Hanı ınsanın «kes. yeter. ust 'arafını anlatma • dıvesi gelıyor. Yanı sporcumuz gerçek bır umnastığm vazgeçılmez koşulu olan dıişunsel dısıplınden yoks'in demek tır kı duruma kendısm.n duşuk uretımlı bır toplumun bırejı olması nıtelığı jardımcı olmaktadır He. yıl atletler daha hızlı koşuyor, daha vukseklere sıçrıvorlar Dunva bu ılerlemevı ınw ı bpcıpnndpn azamı vennı alm>'< pmacı ıle vuru'uîen bılımsel çahşmalara borçludur. Beslerm» dersesı kslbn ana'om'k olarak genışlp''lmw «urerivlp ksslara daha fazla ossıjen sevkı, her tıp atletık faahye'e mpın e'<sersız tıpının (izotonık, ızometnk..) saptanması me • Tuıkne'de ne zaman Pakistan'dan soz açılsa. \akmhk duvgulan dile getirilır: Dost Pakistan. kardeş Pakistan Nıçin kardesiz Pakistan'la? Ger^eğe inerseniz. vervü7iındckı hiıtun halklar birbirivle kaıdptir. Dusmanlık UP1.Ktlere ozmı bırsev \ma Pakıstan la karde*>li!;ınıİ7in lıokeıu var. Asva Mu.slumanları llusal Kurtııtus ">a'.rsınıı/.ı az pıı val.ınlık gostemıişlerdı? Ne vazık kı tkıncı Dunva Savasından sonra bu kardesliçi getirip CENTO'da basj'a«iıiar. ABD'nin hesabına göre. Yunanistan Turkiv • lıan Pakistan Afganistan kusaçı Çın Hiııdi'nde \ ıptııama desin sovyetlerı kuşatacak. guneve sarkmasını enrelle^eı ektı. Bu arada Tıırkive Iran Pakısta'i ı. aralarına lngıltere'ji de katarak CENTO'da toparladı Anifiika *MI sasılası ıse bir bakın'. Biz l'lusal Kıırtııluş Sa: ısımızı lnçılu eni]>er>alıznıiııe karsı vermısız, Pakıstaıı Ingıliz «omiırspcıliğinın pentesinde inlemls. ama CKNTO'da ln;iltere'vi yanımıza alarak övlesine bir anlaşıııa >apıvnnız ki blzim MtT'le CIA ve SAV'AK resmen işbirliğine geçiv orlar. Divpcesimız su ki Pakistan'la kardeslieimizi Amerıkan CI\'sıvla Inffiliz Entelıcens Servisı bıçimlendırıvor. Bu arada Pakistan askerı darbelerdcn kurtulamnor bir turlü... Ordu'nun çpnerallrri empervalizmin nkullarında vetismiş. Bir fılke ne denlı geri kalırsa kalsın, kendine eöre hir solcıılıık ve sağcılık, va da ılericılik ve çericılık toplıımda belırgınlesir Pakistan'da ilerıciliği sivil vonetimın başı Zulfikar Mi Butto simçelivor. Rııtto rta. olanaksi7İıklar içinde çırpınıvor. Infili? arakkahısı. Italvan kostümü givmıp, Fransız kıravatı takınarak kımliğinı vuceltrceKini sanan Butto'nun ilericilijri bilp tepkiler olıısturuvor Pakıstan'da... Bu arada çerçekten devrimci bir avııç avclm. kıtlelcre sesinl dımınıp lıalkı bir itıci çüç niteliğine donuşturcmijor. • Bdvle ülkelerde ne yapar ordu? ABD bu islerde ııstadır. Gelismemiş ülkelerde halkın hir bolumiı uvanmava başladı mı, ecrici ilerici itişme«>i baslamıs dcmektir. Ama ilericilerin sollaşması vc sosvalistlcşmrsl de bir uzun sürecin aşılmasına bağlıdır. Empervalİ7min Vaşıngton'daki ustaları. bunu çakal gıhi biIırler: az gelismis ülkolerin ortlulannı kendilerine ha?larlar mazlum ülkelerın subavlarını Amerıkan tezçahından crcırip hevinlerını vıkarlar. Vurucu çuçlerı ABD damsasıyla belirlenen az jtelişmis ülkelprde ilericilerle çericiler birbirine trirdı mi, ortalık lozdan dumandan gorulmez olur. Iste o dakika orgutlü ve silâhlı guç vonetime el koyar. Radvolarda nutuklar, marşlar, zartzurt, kurtuluş haraları, sevınç çozyaşları cırla... Işçınin kövlünun bilinçlenip örgutlenmediçi geri kalmıslarda hep aynı dram ovnanıvor. Artık ezberledığimtı; bır senarvo. Biz sevretmekteıı bılcmadık. onlar da sahneve kovmaktan bıkmadıUr Pakistan'da, lokıstanda ve başkalannda... Selâmet'in Selâmeti Osman ULAGAY urki.'edeld seçmfn çosunlujunun. bılinç duzej^le sınırlı bır rasyonellikle oy kullandığı son genel seçimlcrIP bir kez daha kanıflanmıştır. Bıı seçimlerde sol \e sol eğilinıli oılar buvuk coeunlukla CHP'de. tııtucu o\lar buıuk çogunlukla AP'de toplanmış, C(.P le DP gibı i?le\inl tanımlama\an partiler silmırken MSP oylannın da 1973 ciuze*>nde dondufu sorülmustur. Yapılan tüm harraınalara. seferber rdilen tuın de»let olanaklanna karşm <lin, manevnat \e palavra edebi^atıvIa sağlanabilecek oy potansheliııin ta^anı bo\lece belirlenirken sağda veni bir umut olarak Rorulen partmın bu ker MSP değil MHP olduğu gözrten kaçmamıştır TARTISM A OKUMAK DENEN KUTSAL UĞRAŞ «Gozlerımızın kudretını artırmax ıçın, bızden daha onco hayata bakmıs olanlarm goz luKlerını kullanmak zorundayız Bu gozlukıer, onlarm yazmıs olduğu kıtaplardır » der Çetııı Altan Ve cıe okumanın gereğın vuıgular Tekcuze bır \a^n mın, anlamsız soluk alıp \er menın ne yararı olur kı kışıye' Yaşam, bınbır orguden oluşuı, karmaşıktır, ılk planda. Ne kı msanoğlu, nercden nasıl başlayacagını bılebılır dılerse. Var oluşunun nedenlerme egılebılır. Yaşamını anlamlı kılabılmelı. gıderek toplumuna olumlu katkılarda bulunabılmek ıçm zorunludur da buna Düşunce ufkunun genışlemesı, ayrıntılı baKis açılarını getırır. Turk koylusu ıçın ozan Daglarca, «oyle dalmıs a: yuzyülar suren uykusuna, uyandırmazsan uya nacak degıl» der. Dogru soze can Kurban Hadı bır yerde koylumuzu hoş gorebılıvoruz Ne ektık kı ne bıçmek ıstıyo0 ruz Ne verdık kı nejı aîmak amacımız1 Pekı ya bız okmnuş kesım: Acaba bızler tumden bılınçlı ve uvanık mıyız'' Zıhınsel gehşmemızı tam an'.amıyle onem=ıyor muyuz' En babavığıt bır kıtabın bıle, uç beş bmde takılıp kalması, ki*apçı raflarında unuıuluvermesı acep nasıl bagışlamr? Yaşamı renkli kılmarun, bevmsel zengınlıkle dp oîası ola bıleceğın1 unutmamak serek. Her ne kadar aç oır dunvada fd^bıva'm OKumanın ışlevının nf" oldugu ortaya atılıyorsa da \e ha'a gereksızlıgı konuşulu \orsa da bız bunu, sanatçı kışılığın tatlı ofkesmın bır >ansı nıası oiarak alnoruz Işın e^asmda aç bır dunyada edebnatın ışi, gerçek bir tstir. Bu açlıgın nedenlerme, kokenme efılıp usta ışi anlatımlarla sunarak, acıyı, ofkeyı ve somuruyu sanatsal yontemın başkildırıcı ince süzgeçlerınden geçırıp, dü şundüre duşundure, kuyumcu titızlıfıyle çahşmaktadır Çunkü çağlar boyu, sanatçı düşünceyl, usu seçen kışıdır o ezılegelmektedır. Bır bakuna bu baskılar, bu engeller, büyıik sanatçı ıçm bır sıçrama tahtası da olmaktadır. Çekilen nice kahırların temelmde, halkının yanuıda olmasınm, kıınılu bozuk düzene boyun ekmemesınin hıncı yatar egemen çevrelerde Bir yuce erdemdir, okunıak denen Kutsal ugras. Onda saklıdır yaşamın gızı Ondan varılır dogrulara Çoğu ınsan, sıkıldığından, bunalaıfından >a.nızlıktan dem vurur Oysa ınsar.oğlunun yalnız olması olana^sızdır Geçmışm \e geleceğ.n ağırlıgı omuzlanndadır Işte sorm da burda zaten Geç mışın ağırlığını saptamak, gelecege .sonelık jaşam çızgısını egnsız çi7ebılmek Yanı • O ne muthış bır aahtıyarhk anK.nuk Ü.1.gıum anlamdi, gı dem \e gelmeK'e olanı » Gideni ve gelmekte olanı. Geçmışi ve gelecegı. Okuyarak, çoğaltmak düşunceyı. Ej'lemı yanl'.ştan antabılmek, doğruları devreye sokup rotayı şaşırmamak. Zaten tarıhsel uzantısı ıçınde btz. msanlarm, özellıkle ekonomik yorumla gırersek konuya. araç yapmayı ve kullanmayı öğrenen yaratıklar olarak soylendıgı bir gerçektır. Uretkenlık, insan olmamızın en belırgın yanı. Salt tüketen olmak, üretımsel etkınlikten ırak olmak, eksık kalmaktır. Tarıhsel gelışımın çeşıtlı duraklarında mola vere vere okuyarak, ızleyerek, usa vurarak, gelınen yerın oncelennı, geçirılen aşamalan bilınek . Gıdenı ve gelmekte olanı kavramak. Insan olmanın zorunlu gereklerıdır bunlar. Kuşkusuz bızıere kıla \uz olacak, jol açacak gerçek sanatçılara aa çok ış duşmekte. Sanatın gorevı, alışüagelmış yaşam tekduzesını aşmak, daha anlamlı bır gerçeklığı çağırmak, umut vermektır :r.sana. B:zlere de dusen gorev. bu doğrultuda, tum olup bıtenı yerlı \erme koyabılmek, bunun ıçın de. O kutsal uğraşa gonul vermek içtenlikie. Tımur'un rr.ezan, ogretmen:nm ayağı dıbındeymış. Boyle ıstemış koca hüktımdar. Oğretmenının, kendısinden daha onemlı olduğunu, gelecek kuşaklara anlatmak ıstemiş. Ne denli yetkın bır davranış. Oysa aradan yüzyıllar geçıyor, ogretmenler, evet ozellıkle oğretmenler ıssız Anadolu mezarlıklarmda oylecene yapayalnız Yani, «Güneş'in Katlı» Ama: «Ne mümkun zulm ıle bıdat ile imhayı hurrıyet' Çalıs ıdrakı kaldır, muktedirsen ademıyetten » Kutsal uğraş, karanlıgı yenecek, yok kuşkumuz bundan. Oinçav PEKER Erkek Li«p«;i tng. Oğretmeni K. laka İZMÎR T ÇAĞDAŞ YAYINLARt SEHA L. MERAY Bu sonuçlar «üçüncii büiuk parti» olma iddiasındald MSP'nin çok kritik bir ılönüm noktasına seldiğini \e buçune dek sürdürdüğü «her ne pahaüina olursa iktidar ortaklıgı» politikasımn çıkar yol olmadığını vurgulamaktadır. Gunümüz Türki.ve'slnde ikiüç bakanlıkta kadrolaşıp beşon temel atmal.la ja da geçınisin ha\allerivle a\unup mane»i liaikınma nıasalları anlatmakla ernış seçmen yigınlarını ınaudırmak ve «buyiık parti» olmak olanağı yoktur. MSP, bazı kişilerin politık ihtiraslarını \a da çabuk zenginleşme ısteklenni dovurmaktan \c kapitalist sötnurüye koltuk değneği olmaktan bte bir amaç güdü\orsa, uzun \adeli hedefierini gerçekti \e tularlı bıçimde saptamak \c kısa \adeli iktidar hesaplanvla bu hedeflerden odun \frmemek znrundadır. \ksi takdirde grtdcrek AP'nin uydufiu haline fcclmesi \e ufalanıp eritilmesi kaçınılmaz olacakür. MSP'nin Türldyc siyaset sahnesinde kendine fizjrü hir Ter ve süreklilik sağlayabilmesl, bugtine dek yalnızca kafa kanştırmava \e çok çesıtli kesimlerden haklı haksız tepki da\et etmeve yarajan çelişik çorüs \e davranışlannı tularlı bir çlzçive otnrtabilme^ine hağlıdır. Bu iie bu;ün \ar.Ian noktada belirli tercihlerin açıklığa ka\uşturulmasınt zorunlu kılmaktadır. Birincisi MSP «Balı» karşısındaki tavrını açıklığa ka^u<.turmak zorundadır. MSP'^e göre «B*tu, Osmanlı kafasıjla «İM» \e «kotiı» vanları ayırdedilip kötD sayılan \aııları orııeğuı kultür mirası reddedilecek. buna karşılık i\i sa\üan \anlan omeğin teknolojisi beinmsenecek bir «sev» mıdir? Yoksa «Batı», 3. Dun\a ulkelerini çesitli \ollarla ıc çevıtli alanUrda bağımlıhk iliskileri içine hapseden kapıtalı«.t düııva sısteminin eüdııcü «merkez»i midir? Eğer ılkivse MSP bır süre daha ha. anda su dövecek. hayali fetihlerle ıp «;â\ur dusmanlığı» ile a\iınacaktır. Efer ikincisi^se \p M»P bu «Batı»\a karsnsa o 7aman diıı \e ırk ayırımı ^apınadan ntcki i. Duma ulkeleriyle yakın dayanışmavı ıreıcn bır polıtıkayı benımsemesi çerekeceUtir. Bııgünün dunvasında bu tnr bir politikaya vönelmeden «Batı'va karçı» olınak hiç bir jcrcekçı anlam \e onem taşunajacak \e «dın karde^lerimız»ı bıle ilgilendirmevecektir. Jkincisi MSP ekonomik duzen \e kalkınma konulannriaki goruslcrıni açıklığa ka\usturmalıdır. Ekoııomi ıçındeki gerekli eklemleşme>i, yeterli ka\nak ve teknolojiyı saçlamadan «ağır sanayi hamlesi» bezirgânlıği >apmak, faizsiz kredilerden söz etmek \e sdmürü mekanizmasuia dokıınmadan «somuruyu kaldıracağını» ılân etmek hiç de inanriırıcı olmamaktadır. MSP'nin bvı konularda inandırıcı olal/ilmc^ı \e ol>ur partilerden farklı dusundusünu kanıtlavabilmesi için kimseyi etkilemeyen havali \aatleri bır kenara itip kendi içinde tutarlı bir proçram olıışturması ve bu rrograrna icerde ve dı>arda veni vandaşlar bulmak için gcrçekçı bir lııtum ızlemesi zorunlııdur. Cçüncfisu MSP düşunce ozçurlüçu ve demokratikleşme konularındaki hıtumunu içtenlikie ortaya koymaktadır. Demokıatik ozçurlükleri bazı Rruplar için va da bazı suurlara dek savunmak ozellikle MSP konumundaki bir parti için çıkar >ol değilciir. ilkemizde demokrasiyi rafa kaidırma eçilimi taşnan ve tasıvabilecek olan guç odaklarının MSP've iyi sozle bakmadıkları. saklamava bile çerfk duvnıadıkları bir çercektir. MSP'nin demokratik özîiirlukleri hutlama yolunda atacağı bir adını va da vereceği bir ödün kendi sonunun başlangıcı olabilecektir. Kanırmzca s e iâmefin selâmeti İçin tek çıkar yol uran vadeli hedefleııvle en az çelişecek sivasal (rüçleri doğru saptaması vc kavpaklığı bırakarak perçekçi divaloglara firmesidir. MSP'nin kısa vadeli hesaplarla yenl bir MC ortaklığına katılması ise Selâmeti değil. ancak bazı Uıtiraılı Selânıetçileri amaçlanna nlaştırabilecektir. Başlarıııı Devler Tntıitus D«»l«r {i/^lu haik Amı. ınsariojlu U,nın bı'mçt«nn«)f«fori(jn' ıırtını ytrt jttır r devlerm! SUÇLU ARAYAN SANIKLAR Yıllardan berı kaikınmanın ozlemını çeken mılletlerden bırı de bızız Bu ozlemle gunün en az sekız saatını, hatta on onıkı saa'ını çalışmaya ayırdıgımız halde, «yok canım B;z tembelız, bu gıdısle Avrjpa deiletlerıne yetışmemızm mum kunu yo1.;», dıyenler, herhald» bu mıl'letın 24 saatını çalışmayla geçırmesını ıstıyor olmalıdır. Boylece gerı kalmışlığın sebeplerı de 810 saat çalışanların sırtına vurula. Acaba bız tembel mıyız? Bu sorularm yanıtını bazı gerçeklerle ortaya çıkaralım. Atatur'.;, «Turk mılletı çalışkandır, Turk mılletı zekidir. derkea yalan mı soyledı? Vatanı empeıvalist saldırganların elinden almadık mı° Bunu başarmak ıçın çoluk çocuk. kadm erkek çalışmadık mı'.. Şımdıki durum ise daha açık Almanyadakı ışçılerımızm ça lışkanlığmı tum devletler kabul edıyorlar. Memleketımizde ise koyden kente goçup, her gun ış ararken, fabrıka kapılan yuz^enne kapananlar. gecekon dulann çılekeş ınsanları, gun lerını o kotu sartlarda yatarak mı, yoksa calısarak mı geçırı yorlar? Gazete satarak, ayakkabı boyacılıgı yaparak evlerındekı geçıme katkıda bulunan çocuk lar yok mu' Çalışan köylü ka dmı, çaüşan kenflı kadınlar fabnkalarda bır yığın haksızlı ğa uğrayan kadınlanmız yok mu? (Bunlann hepsı var, yme de tembelız oyle mı?..). Ijte bize tembel dıyen ağızlarla, tstiklâl savaşındaki emperyalıst guçler arasında hıç bır fark yok bence Başka kapıtahst ülkelerm komısyonculuğunu yapanlar, duşüncelerı kapkaç, somuruye yuklu olanlar, yurdun gen kalmışUğını halkın aa sırtına vurarak, kendı p3yına dusen tum suçu hafıflet meğe ugraşırken, çalışanlar.n daha fazla çalışmalarını sağîa yarak, daha fazla kâr elde etmeyı duşunmektedırler Bovlece, hem bır suçun sanıklığından kurtuldukları gıbı, aynı zamanda çalışmadan sefa sürmen,n bozulmasına da engel olmayı amaçlamaktalar. Bu duşunceler bır sure geçerlıliğını korumuş olabılir. Fakat ouna ınanan yok artık. Memleketı gen bıra<can sebebln, somum olriuğunu herkes oğretııyor ja\aş >avaş. Taban tutturamayan faşo zorbalar, bu defa halkın kar>;ısına başka kılıklarla çıktılar. Buyuk topluluklann karşısında Kur'anı ellerme alıp, camıierf de bov • boy fo oğraf çektırerek, gazetelerde yayınlanmasını sağlavanlar, Başbuğluktan, Hacı Başbuğluğa jukselenler dm somurusane de dort elle sarıldılar. Bu nıyetlen de anladı haıkımız. Kendine akıncı dıyen şaşkın bır yolcu, CDoğru yoldan sapma, hakkına razı ol) sloganını yayıyor. Yanı, bu sayın ustat dıyor kı, «Parası olanlann bunu hangı 5'ollardan elde eftıkierine bakma, sana venlene nza goster, gensının onenu yok.» Sen akıncı kardeş, doğru yolu sbmürünün kollannda savunuyorsun. Böyle oldukça, sen de bır somurücıi ve onun yeşıl pençesısın. Çıkarcüarın yanında olmadığını ısbata hıç çalışma. Insanlar gunün 12 saatını 2,5 5 lıraya çalışaraK geçırdıklerı sıralarda da, (Doğru yoldan sapma, hakkına razı ol, t dıyerek kapıtaiıstlenn ekmeğıne yag surdun. Sen akıncı kardeş, Kuran'ın ıçındekı gerçeklerın gızlı kalması ıçın, onun Turkçeye çevrılmesıne engel oldun Allah'ın kullarmdan istedıklerinı bazı larımn kafaları doğrultusundd vererek onlara hızmet ettır Bazen layık bır ulkede olduğiimuza unutarax. dın \e dunya ışlennı bırbırıne kanştırıp, şe rıatı da bağırdın Allah'la kul arasındakl bağa, ahlâk ve vncdan duyguları arasına, dunya ışlennı de sokarak bır karmaşa yaratmaya çalıştın. Gen kalmi', lığımıza hizmetin, bunun gıbı çeşıtlı yonlerde gorüldu. Onun ıçın sana akıncı değıl, şaşkın yolcu demekten kendımi alamıjorum. Gen kalışımızdaki sebepler, Turk mılletınin tembelhğinde'ı değıldır. Bunda koylunun, ışçı nın, memurun ve dıgerlerının SJÇU yoktur. Yerimızds sayışımız, sadece suçlu arayan saniK lann yuzundendır. Sayın suçlular, tum halka tembel dıyerek suç ortağı anyorlar. Gerçekler, hıç bir zaman dımaglardan süınmez, gızlenmek ıs*enenler ae er \eya geç meydana çıkar ışte bdyle. Necmettin ÇAKIR Bir emekçi F yıtı 2 0 Llf» Cağaloğlu HaJkevîSok.no; 3941 Istanbut İMAR VE İSKÂN BAKANLÎĞI MESKEN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1) Eskışehır Seyitgazl 10 Konut ıkn.al ın^nrn ıi 773 sayılı kanun ve uygulama yonetmelığı nukumlenne gore kapalı zarf usulu ıle eksıltmeve konulmuştur. 2) Işın keşıl beaelı (1.14* Üf lt) TL. dır. 3a •1) Eksılme, Ankara'da Imar \e Iskan Bakanlığı Mesken Genel Müdurluğu (Ne'atıoev Caddes: No 35) Ihale Komısyonunda 14.7 1977 (pe.şembej guru saat (ll.üU)de yapılacaıUır. i) Eksıltme şartnan.esı \e aıger e\,ak tatıl suııleıı hanç hergun mesaı saatlerı dahılınde Imar ve Iskan Bakanlığı Mesken Genel Müdurluğu, Konu Proje ve LJjşuUma Daııesı Başkanl.gında (Gazı Mustata Kemaı Bulvaiı, Turtes Han. Kat 1 gorulebılır. > 5) Eksıltme;.e "jrebılmek :ç:n iiteK.ıleıııı; a) Imar ve Iskan Bakanlığı aaına (48 133) TL. iık geçıcı temınatını, bi 1977 yılına aıt Tıcaret \e>a Sanayî Odası belgesını, c) Inıar ve Iskân BakanLğı Mesken Genel Mjdjrljgu Yeterlık Belgesı Komıs'.onunaarı (Gazı Mustafa Kemal Bulvan Turps Han K. 1) £ilacakları Yeterlık belgesını, Tekl:f mektupları ıle bırlıkte zarta ko..maları lazımdır. 6) Isteklilenn, YeterhK Belgesı alabılmeleıı ıçın, eksıltme şartnamesmde belırtılen ve usulune gore hazırlanmış olan yapı araçları bıldırısın:, teknık personel bıaııısını, taahhut bıldırısını, sermaye ve kredı olanaklarını açıkıavan malı durum bildırismı, banka referansını, Bajmdırlık Bakanhğı'ndan almı? oldukları (C) grubundan en az kefıf bedelı kadar ısın eksıltmesıne gırebıleceklennı gosıerr Muteahhıtlık Karnesımn aslını, muracaat dılekçeleruıe ealemelerı gerekhdir. 7) Isteklıler teklıf mektuplarını 14 7 1977 fperşeırbe) gunıi saat (10 0()>'a Kadar, md^buz karşılıgında Ihale Komısyonu BaskanİJğı'na veıeceklerdır. 8) Yeterlık Belgesı alınması ıçm son muracaat tanhl r 11.7 l 7 (pazartesı) gunu mesaı saatı sonuna kadardır. 9) Telgrafla vapılacak murscaatlar ve postadakı vaîd gecıkmeler dıkcate alınmayacaktır. Kejiıjet ılân olunur. HEDEF, DEV BiR DENiZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFTNA YAPACAGLNIZ YAÜDJMLARLA BU HEDEFE ÜLAŞABİLİR1Z. STRA5BURG ffNIVEBSİTESI MEZUHU BATIH Ö6RETMFH IİRAFIND4H FRANSIZU DERSt VERIUR: BÜTİİNLEHEIİ OORENCILER SINAVURi rETIJIIRILIR. FRANSIZCA Tel: 58 68 96 1 Şartnamesıne gdre kapalı zarfla teklıf aln.ma.c suretiyle müessesemize aıt ışçüenn naklı ıç.n otobus tcralanacaktır. 2 Teklıf zarflan en geç 18 7 1977 pazartesı giınu saat 14"e kadar Ereğli Komurlerı Işletmesi (E K.Ij Genel Muhaberat Şefliğıne verılmış olacaktır. 3 Zarflar aynı gun saat 15'de Muessesemız Tıcaret Müdurlüğü'nde aç:lacaxtır. 4 Şartnameler Zonguldak'ta E.K î. Tıcaret Mudurluğu'nden, Ankara'da Turkıye Komur Işletmelerı Kurumj Genel Müdurluğu Satınalma Daıresı Başkanlıgı'ndan, Istanbul'da Beyoğlu Istıklâl Caddesı Odakule Iş Merkezi No 284/288 Kat 12'de TKİ Satınalma Mudurljğu nden temın edıîebilır. 5 Mues.sescmız 2490 sajih kanuna tabl degildır. Müessesemize ait işçilerin nakli için otobüs kiralanacaktır « Ereğli Kömürleri Işletmesi Müessesesi Müdiirlüğünden iBaaın: 20b2&) S5S9