Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IJCJ UMHUkİYEI T:;;MUZ lzde İM Meclisll yasama kuruluşuna 5 5 Millet Meclisi» d«nir ya, Fransızlar «Parlement» adını takmışlar ona; göruldüğü gıbi «parler»den, «konuşma»dan geliyor sözcük. Demelc onlar «konuşulan yer» sayrnışlar Meclisiferini. Dahası var; en yeni bilimsel dil anlayışla nna flöre. bizlm bugün «dılyetisi» diye çevirdijimiı «lan^agenn toplumsal görünüşü «langue», bireysel görünüşü lse «parole» adını almaktadı*. böylece parlemento, bu anjama uyarak konuşma sözlerinin söylen'diği yer demek oluyorOnun için bizde her konuşmacının aklma geleni. aklına geldiği gibi söylemesi en yeni bilimSÎI buluşlara uygundur. Biz «konuştay» diyebilirdik pekâlâ Meclis için, Fransızcasına uygun olurdu. E.. Fransızlar deyip de küçük görmejm. demokrasiyi, parlementoyu yaratan uluslardan biri de Fransiz ulusııdur. Meclislerinin adını «parole» sözcügtinden getirdikleri için midir n* dir. Fransız Parlementosunda büyük konuşmacılar, söylevciler yetişmiştir. 1789 Devriminin yarat(ı?ı coşkunluktan olacak, yalnız çok degil. h»vecar.h da konusurlar Fransız milletvekillerl, ko nusırrn kürsüsü nerdeyse bir kendini gösterme yeridir oniar için. Büyük Devrim MeclisindP «söz» bir silâhtı, Robespierre kürsüye «ktı mı aşağıdakiler tirtir titremeye başlarlarmış hangimizi suçlayacak diye. çünkü suçlanan başını verivordu. Ünlü Thiers ise her $eyi bildigi ile övünürmüş, her şeyi bildiğini göstermek için söz ahrmış. gerçekten de dokunmadı£ı. demek ki bi]medi£i konu yokmuş. Bir gün bir muhaüfini eleştirirken «Bernm eczacılık bilmediftim gibi, o da bu konuyu biimiyor» deyivermiş, böylece bilme oif'i bir konu oldıığunu itiraf eder dumma dıiş. müs, milIetvekiH«ri Thiers bilmedigi bir konurı açığa vurdu diye düşünerek gülümserlerken «Yo.» diye eklemîş kürsüden Thiers, «kirara bilirim.» B OLAYLAR VE GÖRÜSLER KONUŞMAK Melih Cevdet ANDAY gün o kotvuçurken) pariak konuşmasmdanm .s. DLerafcli üstelik çok göze batar bîçimde şık da ?iyinirmiş. Yadırgamışlar, sinirlenmişler İngilizler. Ama alışır sonralan Disraeli Meclisin havasmr; byle ki yaşlılığındaki başbakanlığında. bir gün rr.uhalefet partisinm baskanı çok sert bir ko iıuşma yapmış, eMni öyleslne vurmuş ki kür5uye, kürsünün üsî'indeki yüzyıliardan kalma hoV; kalar, kalemler. kamışlar yere fırlamıs. Yanıt vermek iizere sğır aâir yerinden kalkan ya?l> başbakan kürsüye selmis, eğiliü yere düşen hokkalnn, katemleri, kamışları toplamış. masar.m ti/eriRe koymuş, sonra hiç bir şey demeden ağır agır gidip yerıne oturmuş. İngilız Meclisindeki konuşmalan anlatan yazılan merakla okunırrı. Adamlar sanki konıışmamak için çareler arayr. buluyorlar gibidir. Sözgelişi. başbakana bır soru crıeıgpji VPrildi Miyelim. adam, «Bu sonınun yanıt; şu tarihli rlemecimde vardır» diyerek kesebiîir . Bizim tek parti dönemindeki Büyük Miller Meclisi, daha çok İngiliz Meclisine benzerdi, çünkü orada çok az konuşulurdu. Hükümete öyle ikide bir soru sormaya kimse kalkamazdı. Bir soru önergesı verilse .bile damşıkiı döğüş olurdu bu. O sırada ulusa belli bir konuda bir açıklama yapmak zorunu duyuldu demekti. Yalnız Isrnet Inönü Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bir gün Meclis'te Kılıç Ali soz almış tolaganüstü bir şey, çunkü hıç konuşmazdı. Atatürk olmazsa Meclise de gelmezdi), Inönü'ye bir soru J'öneltmışti. O günlerde halk Inönü'ye hıpodromda sevgi gösterisinde bulunmuş, coşkunlukla arabasını kaldırmıştı. Içte Kılıç A]i (Atatürk'ün buyruğu ile olduğu besbeili) söz alıp bu olay üslüne Inönü'den açıkiama istemiştı. înönü, söze başlarken Kılıç Ali'ye teşekkür etmiş, onun kendisıne bir azizîikte bulunduğunu. çünkü hiç hazır olmadığı bir konuda sorguya çektiğını soylemişti. Inönü'nün bütün konuşma'.arını uzun uzun. düşüne taşma hazırladıgını yakınları söylerler. Sonra bu konuşmayı arkadaşlarına gösterir, onlaruı düsüncelerinı alırdı. Gerçekte kısa, öz konuşmaya bakardı; öyle ki, agzmdan pişman olacağı bir söz kaçırmazdı. Kısa süre sonra kendisini güç duruma sokacak bır demeç vermezdi. Böyle olduğu için de, davranışlarım, kanılarını kısa süre içinde değiştirmek zorununu duymazdı. «Dün böyle dedin. bugün şöyle diyorsun» eleşnrısi ile hiç karşılaşmadl. Parleraentonun konuşma yeri oldugunu o da biliyordu elbet. ama bu konuşmanın başka bir tür konuşma oldugunu çok iyi anlamıştı. Bir sıyaset ada Bakm. îngiliz ttarlemerıfosunda durum buntm tam tersidir; Ingiiiz milletvekilleri de. balanlan da sanki az konuşmakta birbirleriyle yanşırlar. Geçen yazılarımdar: birir.de sözünü ettıf:m Di^raeli'nin, ilk sÖ7İevinde ıslıklanması. «mMletvelrilleri ketii köpek tp.klidi yapmışlar o Bugünitü dunimumuza bakınca. parlementorıun kurucusu olan îngilizlere de, Fransızlara da benzemedigimizi söylememiz gerekir. «Biz bize benzeriz» diyeceksiniz, gerçekten de öyie. Bunca boş konusmak kimsenin başaracafı işierden değüdir. Siyaset adamlarımız ipe sapa gelmez sözleri uzata uzata yinelemeyi «konuşma» sanıyorlar. Ne İngilizler gibi Kısa. ne Fransızlar gıbi hünerli konuşabilıyorlar. Genellikle bılgi düzeyi ise ortanın çok altındadır. Bülent Ecevit bir yana bırakılacak olursa, ötekı partilerin sözcüleri «süslü» konuşmağa da önem veriyorlar. Süslü konuşma ise, onlarca, Türkçe anlaşılır sozlerden kaçınmak anlarmnadır. Sözşelişi, «söyledim» demiyorlar da «iiade ettim» diyorlar. Ayrıca bir gün önce. ya da ıki dakika önce söyledikleri Dir sözü yinelerken «Dün» ya da «Demin ifade ettiğim gibi...» diyorlar. Oysa «îfade» sözcüğü ancak koğuşturmalarâaki yanıtlar anlamında «Dün savcılıkta ifade verdim» biçiminde kulİEmlabilir. Siyaset adamlanmızm söylediklerini dinUyorsunuz ya da okuyorsunuz. ne olmuş, o ona ifade etmiş, bu buna ifade etmiş. tümü bu; toplumun hiçbir sorunu üstüne hiçbir yeni söz yok. Bütün konuşmalan toplasak «Yetkili kurullarımızda müzakere edeceğiz», «Yetküi kurullarımızı toplantıya çağırdık». «Temelı kurduk, çatıya çıkıyoruz» gibi bırtakım sözlerden başka bir şey anımsayamayız. Konuşmayı iyi beceremediğimiz Için biz Ingiliz parlementosıınun geleneklerine uysak daha iyi olarak denm. Yeni MC kurulmadan önce ne ıdi o televizyonun durumu! ögle akşam siyaset adamlarımız halkın karşısına çıkıyor, birbirleriyle çekisiyorlardı. Gerçegi aranırsa pek dlşe dokunur bır sey konuşulmadığı da sonunda anlaşıldı. Işte MC yeniden kuruldu. Bunun için miydi bunca yorgunluk, bunca masraf, bunca anlamsız söz yığını! Tümü de sözlerinin en başma demokrasiyi sa\Tjnacaklanna. yaşatacaklarına ilişkin sözleri koyuyorlar. Düşünüyorum da. böyle boş sözlerle demokrasi biraz zor savunulur. Bilmem. İI»de ('. ı edebildim mi'? idı. Ş urnnca bir slire ys Çağdaş Edebiyatımıza Çağdaşça Yaklaşım.. ükran KurdaKulun fCağdaş Turk Edebiyotı» May Yayınlarında çıktı. Yazar kitabın niteliğini <Edebiyatımızın son yuzyılda kazandığı gelişmeleri vansıtmak amacı» diye belirlemektedir. 1900 1975 yıllarını kapsayan kitap, çağdaş edebiyatımızı incelerken, 19. yuzyıla uzanmak ve 20. yüzyıldaki oluşumların nedenlerini geçmlşte oramak zorunluğunu duyuyor. Yazar «Cağdaş Türk Edebiyatı» nı Meşrutiyet ve Cumhuriyet Donemleri diye Iklye ayırmıştır. Yayınlanan bölüm «Meşrutiyet Donemiıdlr. Ne var kl İkinci Abdulhamlt zamantnda unlenip Meşrutiyet'e sarkan sanatçıiarla, Meşrutiyetl asıp Cumhuriyeti yasamış olaniar da bu bölümde yer almıslardır. Bu kapsam içinde Şükran Kurdakul, konuya nasıl eğileceğinf kesinlikle bilen bir klşl olarak yöntamini şoylece belirliyor: cYeni cağın başlartgıc yıllarındo, üikemizde de toplumsal ve .siyasal değişmelerin birbirini izlediğin'i biliyoruz. Abdülhamit ll'nin saltçı iktidanndan II. Meşrutiyefe, I. Dünya Savaşından tMütarekesye, Kurtuluş SavdŞırtdan Cumhuriyet ilânına... Hic kuşkusuz herbiri ayrı özellikler taşıyan bu evreleri, toplumbilimciler, genel özellikleri yönünden değerlendirerek buriuvalaşma surecinin ilk aşamaları olorak kabul ediyorlar. Edebiyatımız da göreca özerkliği içinde toplumsal koşullardan etkilenerek ve onları etkileyerek değişımlere uğruyor bu evrelerde. 19. yüzyılın ikinci yarısmda şiir, roman. hikâye, oyun turlerindeki gelişmeler, askersivıl ara tabaka kendini ortaya koydukça. belli işlevler kazanıyor. Bu etkileşimin 2. Meşrutiyet yıllarında daha da ağırlık kazanarak. yeni eski, ileri geri, Osmonlıcı Türkçü, Batıcı Osmanlıcı biçiminde ayrımlarla geliştiğını görüyoruz. Günümüze değin de sürüyor bu aynmlar...> Kurdakul yopacağı işl cEdebiyat hareketlerini toplumsal koşullardan soyutlamadon vermekî diye tanımlıyor. Nedlr toplumsal kosullar? 19. yüzyıl Batının Osmanlı Devletini tam anlamında boyunduruk altına oldığı donemdir. Kuşkusuz boyunduruk ekonomik alanda acısını cok duyuruyor. Namık Kemal cibret» gazetesinde yakınıyor: « Biz ziraatte olduğu gıbi sanayide de kendi yağımızla kavrulurduk. Hemen her ihtiyacımizı karşılayacak tezgâhlarımız vardı. 20 30 senede onların hemen cümlesi mahvoldu » Batı kapitalizmi ulkeyi yarı sömürge niteliğine düşurmuştü. Abdülhamit in aşırı mutlakiyetçi despotlzmi ulkeyi butun çağdaş gelişmelerden uzak tutmaya cabalıyordu. Ama tarihsel gelişim durdurulabilir mi? Türkiye Meşrutiyet'e yönelmişti. Yirminci yüzyılın birinci on yılında bu eylem gerçekleşti. Şükran Kurdakul işte bu çerçeve içinde edebiyat hareketlerini ve yazarların kimliğini yazıyor. Öyle sanıyorum ki üikemizde ilk kez bu yontemle bir cağdaş edebiyat tarihi yozılmaktadır. Kurdakul'un konuya bilimsel yaklaşımı, yapıtının temel özelliğini oluşturmaktadır. Bilimsel yaklaşım, aynı zamanda nesnel ve yansız ölcütleri kullonmak demektir. Boyle olunca da daha önce coğu edebiyat tarihinde aforoz edilmiş, yasaklanmif, ama duşun ve edebiyat yaşamımızda gerçekten yeri olan bazı klşiler Kurdakul'un kitabında yerlerini almıslardır. Sözgelimi Meşrutiyet Edebiyatını okuyan öğrencimiz, Ziya Gökalp'ın kim oldugunu bilir. Bilmesl de gerekir. Ülkenin geçmişinde etkili bir rol oynayan Ziya Gökalp bugün cağın gerisinde kalmıştır. Peki, Şefik Husnu Deymer'e niçln yer vermez edebiyat tarihleri? Gökalp 1876'da doğmuştur, Şefik Hüsnü 1887"de... Ne var ki Şefik Hüsnü, Cumhuriyelten önce de, sonra da ülkenin düşün alonında tutarlı bir bütünluk içinde yazan ve bugünkü kuşakları etkileyen kişidir. Temsil ettlği akım cağdaş dünyayı boydan boya sarmış, Turkiyeyi de kapsamıştır. Böyle bir düşün adamının, şimdiye dek atlanıp geçilmesl gibi, Nâzım Hikmet'e yer vermeyen edebiyat antolo|Herlnln cokluğu do Turkiye'dekl zovallıltğı vurgulamaz mı? < Kurtiakufım kitöbı nayopacağını Wl»n klşlnln ürünü.r Ne yapacağını bilmek, coğu zaman başarıya ulaşmokla eşdeğerlldlr. ıÇağdaş Türk Edebiyat» kltaplıklarımızda yerini bulmah. 5 Meclis Başkanlığı Rahmi KUMAŞ Trabıon Milletvekül Yeni MC Hükümeti Ve Güven Ovu J İü 5 hazir,<n seçirr.lehnin ardın'dan 13 haziran 1977 günü toplanan Millet Meclisi bugune dek başkanını seçememifür. Aradan geçen surenin uzunluğuna karşın, Meclı* kendinden beklenenleri yerine eetirmede, air bakima, işlevint sürdürmede başarüı olamamıştır. Bu konuqa AP, MSP ile MUPnin demokratık olmayan yönde btliren tutumları, 15 ekim 1961 ile 14 ekim 1973 sonralarmda AFnin gösterdiği demokrasi dı5i tutumdan kaynakianmaktadır. Meclis'teki sağcı parlilerm düfüncelerine göre Millet Meclisi Başltanı 226 oyu sağlayan herhangi bir uye olabilir. Gerçekte ise 1961 Anayasası döneminde Millet Meclisi ile Cumhurıyzt Senatosunda başkanlar en çok üyelı partilerden seçUmişlerdir. Bu alanda 1961 yıhnda MM'nde bulunan partiler arasmda yapılan •centilmen anlaşması* MM'ı luîanaklarma da geçmiş bulunmaktadır. Anayasa koyucu, Başkanın yansızlığını düşünmüştür; Meclis'te en çok uyesi olan partiden seçümemesmi değil. Yansız kimse MM'nde üye sa'yısı az olan partilerden çıkar diye bir ilke öngörülmemiştir. Gerçekte üye sayısı az olan partınin üyesi daha yanh olur. uye sayısı en çok olan partinin uyeleri arasından yans:z bir kişi seçmefe olanağı daha çok olur. Yalnız dogru düsünmek dahi, bizi. başkanın uye sayısı en çok olan parttderr $e$ilmesi gerekliliğine "JbrdıryAaktaaır. Nitekim Temsilciler Meclisi tutanaklanndan da öğreniyoruz ki, Anayasa koyucu. MM'nin yönetiminde başkanlık kurulunun (divanının) yansızlığını düzenlemeyi cmaç edinmiştir: 'Anayasa Komisyonunun noktai nazari odur ki, Cumhurbaskamna tanınmış olan yetklleri Meclis Başkam için tanımak imkânı Türkiye'de mevcut değildir..' diyen Yarkurul Sözcüsü Turan Güneş, İngiltere'den aktarıtan başkanın yansızlığı savlarmı da şöyle yanıtlar: <Muhterem arkadaslar, Türkiyede Baskanlık Divanı denen müessesenin durumu İngiltere'dekine benzemez. Çünkü İngiltere'de aslolan başkandır, spikerdir. Halbuki bizim kurduğumuz sistemde Kara Avrupa devletlerinin parlamentolarında olduğu gibi aslolan Baskanlık Divanıdır. Meclis hizmetlerini gören Baskanlık Divanıdır. En nihayet müzakereleri idare eden yine Baskanlık Divanıdır. Bu sebepledir ki, kürsüde iki tane kâtip üye bulunur. Bunları İngiltere'ye benzetmek mümkün değildir. Kaldı ki. Meclise gelmiş ve Meclis Başkanı olmuş bir insan için tarafsız ve parti ile alukasını kestiği andan itibaren özel bazı hahların tanınması lâzımdır. Meseld. kendisinin C. Senatosunda tabii uye olmak kaidesini feoymah Idzımdır (Temsilciler Meclisi Tutanak Dergisi Cilt: 3, S. 457). Baskanlık Kurulunu düzenleyen Anayasanın 84. sıralayışmm gerekçesi. 'Meclis Baskanlık Divanlarınm tarafsızlığını ve siyasl grupların Meclis çalışmalarına temel unsurlar olarak katümalarmı sağlamak'tır. Başkan, en çok üyeli partiden olmalıdır. Çünku: 1 Başkan seçilenin Cumhurbaşkanı gibi partisinden ayrılmasım buyuran Temsilciler Meclisi Üyesi Fahri Belen'in önergesi reddedilmiştir. (TM, Tutanak Dergisi. Cilt: 3. S. 480). Daha önce Istanbul tasarısı da böyle bir ilkeyi öngördüğü halde Yarkurul bunu metinden çıkarmıştır. Demek ki. Anayasa Koyucu MM Başkanımn yansızlığını parti üyeliginden ayrılma koşulunda aramamıştır. Ancak Başkanlar ile Başkanvekillerinin. üyesi bulunduklan, siyasal parti gruplarının TBMM'nin içinde ya da dışındaki çalışmalarına ve görevlerinin yerine getirilmesini gerektiren durumlar dışmda, Meclis tartışmalarına katılamayacaklarım ve başkanın hıç bir zaman oy kullanmamasını öngörerek başkanın yansızhğınm korunabileceğine ilişkin ilkeleri belirtmişlir. 2 Meclis Başkanlıkları için Meclisteki siyasal parti gruplarının aday gösterememeleri (m. 84/2). çoaunluk partisir.in üzerinde önemle duracağı adaym baskı ile seçilmesini önlenieyi ve daha yumuşak, esnek, muhalefete saygılı bir kimsenin seçilmesine olanak tanımayı sağlamak içindir. Çoğunluk partisinin alacagı grup karan ile Meclis'te baskı yönetimi kurması bu yolla önlenmek istenmistir. Gerçekte bu yargı bile başkanın çoğunluk partisinden olması gerektigine bizi açıkça götürür. Çünku Anayasa Koyucunun amacı çoğunluk partisinden başkan seçilmesini önle~ mek olamazdi; olsaydı o zaman çoğunluk azmlığm yönetimine bırakümış olurdu ki. bunun tutarsızlığı ise çok açıktır. 3 Başkan. Başhanhh Kurulunun bir üyesi olduğuna ve grubu olan partiler de bu kurulda güçleri oranında temsil edileceğine göre en çok üyesi olan parti en güçlü parti olduğundan en güçlü üyelik ona verilmelidir diye düsünmek doğru duşüncenin bir sonucu olur. 4 Anayasada açıkça başkanın en çok üyesi olan partiden seçilmesi gerektiğini yazmnk Anayasanın özlü oluşuna aykındır. Her bilimin belitleri (aksiyomlan) vardır. Siyasal bilimin de belitlerinr Anayasada yazmaya gerek yoktur. Örneğin; MM'nde 226 üyelik elde eden partinin genel başkanına başbakanhk gorevı verileceği Anayasada yazılı olmadığı cibi. güvenoyu alamayan hükümetin çekümesi de yazıh değil. Hatta hakkmda Meclis Soruşturması açılması karan verilen Başbakanın görevinden çekileceği de yazıh değildir. O halde Anayasada. MM'i Başkanı en'çok uyesi clan partiden olur diye bir kural aramak siyasal bilimden ve Anayasa tekniğinden haber$ız olmakla eşdeğerdedir. angi yönden bakılırsa bakılsın ülkemizin bugünkü durumu içaçıcı olmaktan uzaktır. MC iktidarı, iki yılı aşkın çağdışı yönetimi ve uyguîamaları ile Türkiye Devletinin içte ve dışta saygınlığını yıtirerek, ülkeyi tehlikeli bır uçuruma sürüklemiştir. MC ıktidarı; Türkiye Cumhurıyeti Anayasası ve Atatürk ilkeieriyle bağdaşmayan politikası. özgürlükçü demokrasi kurallanna karşıt tutum ve davranışlarıyla ulusumuzu düşman kamplara bölmüştür. îçerde tam b:r kargaşalık, dışarda saygınlığı zedelenmiş ve yalnız kalmış bir devlet görüntüsü doğurmuştur. İki yılda Türk parasının değeri dokuz defa düşurülmüş, iç ve d^ borçlar milyarları bulmuştur. İzlenen enflasyonist mali politika sonucu artan yaşsm pahalılogı dayanılmaz bir düzeye erışmiştir. Köylü, işçi. esnaf. dar gelirli vatandaş geçim sıkıntısı içinde ezılir ve bunalırken; vergi iadeleri, teşvik belgeleri ve haksız kredi'.erle miîyoner biraderler, yeğenler ve yiyenlerin yaratılması MC iktidannın adeta simgesi olmuştur. MC iktidarı döneminde yalancılık, tezvir, iftira, hırsızlık. rüş/vet,' dın istismarij . ğağ^ışı özlemler, nemelazımcüık, gününü gün etmek. sorumsuzluk, huluskârlık, partizanlık bir tür beceri biçimınde görülmüştür. Buna karşm dürüstlük, erdem mamuskârlık, sorumluluk, üstün görev duygusu küçümsenmiştir. Milliyetçilik adına milliyetçiliğin, din adına dinin; ahlâk adına ahlâkın büyük zararlara uğ ratıldığı bir aşama oîmuştur. MC dönemi. Bu dönemde top lumda ciddi güvensizlik yaratıîmış, Türk toplumu giderılmesı güç bir inanç ve güven bunah mı içeris:ne düşürülmüştür. Memunın amiri, Genel Müdü rün Bakam, Bakanın Başbakanı dinlemediği, makam odalarmda tokatlamalarm sergilendiği dörı başlı MC iktıdarı dönemindeki hükümet etme biçimi, değil Tür kiye Cumhuriyeti geçmişinde, Dünya tarihinde görülen ömeklerden defildir. Hesapsız, plansız, programsız temel atmalar, sorumsuz harcamalar, artan dış ticaret açığı ve kısa vadeli yüksek faizli borçlanmalar yoluyla Türkiye devletini iflasın eşiğine getiren MC iktidarırun başı sayın Süleyman Demirel, silahlı eşkiyanın ortalığı kasıp kavurdugu, dış alacaklılann hazine kapısını çaldığı, devletin dış ülkelerdeki memurlarına maaş veremez duruma düştüğü bir dönemde erkerı seçim isteminde bulunmak zorun' luğunu duymuştur. Bütün bu olup bitenlere, Lockheed rüşvet olayı ile mobilya yolsuzluğuna, MC iktidarmdan kuvvet alan silahlı eşkiye çetelerinin Niksar'da. Şirvanda. Erzincan'da, Kars'ta sayın Bülent Ecevit'le beraberindekilere saldırıları ile Taksim katliamına karşın, MC iktidannın başı ve 12 Mart öncesi bunalımın baş sorumlusu Süleyman Demirel, ülkenin bir yanından öbür yanma koşmaktan ve partisinin tek başmajktidar olması için oy istemekrcn çekinmemiştir. Seçün döneminde MC iktidannı oluşturan partilerin sözcüleri en ağır deyimlerle biribirlerinı kınamışlardır. Demirel, Erbakan' m milli görüşünü «safsata» oiarak nitelendirmiş; Erbakan da, Demirel'i Amerika Cumhurbaşkanı Carter karşısında takla atmak ve buna benzer ağır sözlerle suçlamıştır. Baskı. terör, din sömürüsü ve akü almaz başka önlemlerle; gerçeklere karşıt, demokrasi kurallan ile bağdaştınlması güç yoğun propagandaya karşm, AP'nin yalnız başına iktidara gelme si şöyle dursun, gerek Millet Meclisinde gerek senatoda en güçlü parti olamamıştır. Her çetin dönemde olduğu gibi 5 haziran seçimlerinde de, üstün sağ duyusu ile hareket etmesini bilen Türk ulusu, CHP'nin parlamentoda en güçlü parti olmasını sağlamak suretiyle siyasal iktidan oluşturmak konusundak: seçeneğıni göstermiştir. 5 haziran seçrmleri sonucunda olusan parlamento aritmetiğine özen gösteren Cumhurbaşkanı sayın Fahri Korutürk, yeni hükumetı kurma görevinı Millet Meclisinde en çok mületvekiline s»hip CHP Genel Baçkanı 8»yın Bülent Ecevit'e vermistir. Yeni H veriien bir deıtoçte: «Çankaya'dan geldüderi gibi gitmişlerdir» biçiminde anlfc^ılması güç deyimlerin kullarulmasmdan çekinilEMEKLÎ TÜMGENERAL memiştir. Bu tutum ve davranışlar degişik çevrelerde üzüntü ile izlenmiş, böyle bir davranışa anhükümet başkanımn seçilmesi ve retle okuyacakları. açıklanması lam verilememiştir. Millet Meclisimn güvenoyu verhükümetin kurulması, en sade güç bir devlet anlayışı örneğı memesi üzerine sayın Ecevit, vatandaşın dahi anlayacagı bı verilmiştir. meclisin iradesini saygıyle karşıçimde özgür demokrasi kurallaOysa sayın Cumhurbaşkanının nna ve anayasa hükümlerine uy CHP Genel Başkam sayın Bü lamış ve hükümetinin istifasını gun bıçimde oluşmasına karşLn. lent Ecevit'i yeni hükümeti kur sayın Cumhurbaskamna sunmuşbaşta sayın Demirel olmak üze makia görevlendirmesi ve bu hü tur. Hükümetin istifasını kabul re MC'yi oluşturan üç parti li.. kümetin göreve başlaması, yurt eden s^yın Cumhurbaşkanı, özderiyle sözcüleri tarafından hak içinde. dış dünyada büyük umut, deş biçimde hareketle Millet sız, yersiz, geçerli yasalar ve sevinç ve esenlikle karşılanmış Meclisinde ıkinci derecede mılAnayasa ile bağdaştınlması ola tır. Sayın Cumhurljaşkanının öz letvekiline sahip AP Genel Başnaksız savlarda bulunulmuştur. gürlükçü demokrasi kuralları :1e kanı sayın Domirel'i yeni hüküYeni Cumhuriyet Hükümeti Can Anaj'asa ve yasa hükümleri kar meti kurmakla şörevlendirmiş ve başkanlığında AP. kaya Hükümeti biçiminde adlan şısındaki hassasiyeti herkesçe bi Demirel'in dırılmıştır. Bakanları işgalci. sa linirken; yapılan işlemlerin hu MSP, MHP'den oluşan hükümet yın Cumhurbaşkanı da Anayasa kuka uygun olduğu. bu konuda kurulmuştur. Dürüstlügü, erdemliliği. yurtseverliği. üstün görev dışı doğrultuda gösteriimeye ça kuşkuya gerek olmadığı Tnrk duygusu, 1974 lışılmıştır. Böylece Türkiye Dev Hukuk otoritelerince vurgulanır ve sorumluluk letinin saygınlığı MC'nın üç kaken, üç parti liderince akıl dışı Kıbrıs Harekâtında kanıtlanan adamlığı nitelikleriyle nadı tarafından bir kez daha ze savları sürdürülmüş ve güvensiz devlet delenmişt'r. MC hükümetin de lik oyunun verümesi için parla haklı bir üne kavuşan. böylece yeralan bakanların çoğu ve sayın mentoda degişik baskı önlemle Türk halkının tek umut ışığı haline gelen sayın EceviT'in büyük Dpmirel'ce yeni hükümetin Baş rine baş%lurulmuştur. bakanı ile bakanlanna Devlet soSayın Ecevit hükümetinin Mil özveri sonucu yaptıfı CHP AP runları hakkında bilgi verilme let Mçclisinden güvenoyu alama koalisyon önerisi de sayın Demiş. görev devir ve tesümi ya yarak düşmesinden sonra da, mirel tarafından reddedilmiştir. pılmamıştır. Böylece MC ikti her türlü temel ve dayanaktan Sayın milletvekiUeri, ülkenin r darı %e onun başı sayın Demirel yoksun propaganda sürdürülmüş ve ulusun felaketini oluşrurmada an gf efe!v«kuşak»rıf ib titr. * sç'in^Demirel ile ort^dajpmm^taj A rarlı blduklan kuşku götürmez biçimde ortadadır. Güvensizlik oyu ile koalisyon hükümetini düşürmek ve MC'nin yeniden canlandınlmasını önlemek her milletvekili için kaçınılmaz bir yurt görevidir. Yeni bir MC deneyine ulusun tahammülü kalmamıştır. ŞIRKETIMİZİN ESKİ GENEL MÜDÜKLERİNDEN"; Güvensizlik oyu ile Demirel hükümetinin düşürülmesi konusunda milletvekillerinin tarihsel görevlerini yerine getirmemeleri • • • » ••• » »» • • • •• » » ••»• • halinde açıkladığımız gerçekler daha ağır biçimde yeniden sahneye konulacaktır. Silahlı eşkiya çetelerinin igrenç cinayetleri üzerine Kurdukları yengi şenlikleri devam edecek; siyasal nedenvefatını büyük bır tessürle ögTenraiş bulunuyoruz. lerle öldürülen Türk çocuklarıMerhuma Tanndan rahmet diler. Kederli Ailesine başnın sayısı binlerı, yaralananlar on sağlığı dılegiyle taziyetlerimızi sımanz. binleri aşacaktır. Sayın Demirel ile yandaşlannın siyasal tutkulaGAMEDA GAZETE rı uğurunda Devletin ve ulusun DAGIT1MI LTD. ŞTt. VE yazgısı ile oynamaya hakları yok MESAİ ARKADASLAR 1 tur. Kesinkes bu felaket önlenmeli /e sayın Cumhurbaşkanıttm İfCHOARIKDAN HE5AP SORAN rAZIUR... mızın önerdikleri gibi: «Anarşik (Cumhurrıet: 7131) durumu giderecek; can, mal güvenligini, milli birlik ve beraberDO6AN AVCI061UHUN OMSOZÜ VE AITAN OYMEM'IH TANITMA liği sağlayacak; Atatürk ve AnaYAZISIYU DAĞITIM: TEKIN YAYINEY) İST. 27 6 9 6 9 yasa ilkeleri doğrultusunda bir hükümetin oluşması» parlamen• tonun desteğiyle sağlanmalıdır. • • • • • • » • • • •• • • • • • •• • • • » '•»»»••»•••» Parlamenterlerimizin, güvensiz Hszik tedavisi ile bcni yeniden sağhğıma kavuçturan lik oylan ile Türk toplumunun SSK Süreyya Pasa Göğüs Hastalıklan Hastanesi Mütehassıs Hekimlerinden saygıdeğer : içerisine düstügü büyük bunalımın yaratıcısı olduklan kanıtlanmış bulungn sayın Demirel ile koalisyon ortaklannın, daha çok ulusun yazgısı ile oynamalanna alâkalannı ssirgemeyen Opr. Dr. Nüzhet Sayman ve Dr. Nimüsaade etmeyeceklerine ve Ata lüfer Başözdemir e sonsuz şükran ve teşekkürlerımin arzına türk Türkiye'sini kurtaracaklarısayın gazetenizin tasa\".Tıtunu rica ederim na olan umudumuzu hâlâ koruORHAN ENGVN yoruz. SiluTke Taşucu'nda kurulmakta olan Kraît Selülozu, Kraft Kâgıdı ve Kereste fabrikaiarından müteşekkıl tesis(Cumhuriyet: 7127) lerimizin revirinde istihdam edilmek üzere aşağıdakı sa|^k personeline ihtiyaç vardır. M. Resat GÜLEKEN BAŞSAĞLIĞI SAYIN Ruhi Koçoğlu nun Bütün Kitapçılarda UĞUR MUMCU BİR PULSUZ DİLEKÇE TEŞEKKÜR Dr. Tülin Şadoğlu SEKA Akdeniz Müessesesi Müdürlüğünden ÇAĞDAŞ YAYINLARI SEHA L. MERAY MELTEM'in doğumunu, dost ve akrahalara müjdeleriz. OYA ve ZİYA BLYLKKAYALAR İstanbul 26/7/1977 Kızımız 1 Doktor (Dahiliye Mütehassısı veya Pratisyen) 2 Diş Hekimi. 3 Hemşire veya Sağlüc Memuru. Bu elemarüara, Devlet Personel Kanununa eöre maa?, kadrolanndaki yan ödeme verilecek ve ikametlerine lojman tahsis edilecektir. îlgüenenlerin Müessesemiz Personel Şeflığlne 15.8.1977 tarihine kadar müracaatlan rica olunur. (Basın: 21823) 7U7 Başlarını Dovler Tntmuş De»fer jü;iu. Ama, ımjnojlu b'lınfltnme/rjbrfün! U)ranan (Cumhuriyet: 7128) ZAYİ t.Ü. Kimya Fakültesinden aldığım şebeke ve İETT kartrmı yitirdim. Hükümsüzdür. Reflk DÖNMEZ (Cumhuriyet 7124) KAYIP Gazetecilik ve Halkla İlişküer Yüksek Okulu'ndan aldığım şebekemi kaybettim. Hükümsüzdür. Rasih SAYIN (Cumhuriyet: 7123) KAYIP Bayrampoşa Vergi Daıresınden almış olduğum 021192 Nolu Perakende Salış Fiş talop karnerni zoyi ettim. Hukümsüzdür. İ8MAİL BAHAR ISeç ŞekJân); 7.1311 Su Tasfiye Cihazı Satın Alınacaktır î Kombin:ırr.ız ihtiyacı olan 1 adet su tasfiye cihazı kapan zarfla teklü* alınm&k sjretiyle satm alınacaittır. 2 Bu işe ait şartname bedeisiz cüarak Zeytinbumu Et Kombınası Müdürlüğü Malzeme Senisinden temin edilobilir. 3 Ihale S.3.iîn7 günü saat 15.00de Et ve Balık Kurumu Zeyt:nburnu Et Kombinası Müdürlüg'Jnde yapılacagmdan kfcpalı teKİİı is.teme mc.ktuplarının aynı gün engeç saat 12.00'fe kadar Kombınaraız Yazı ve Arşıv îşlenne levdı edilmesi lazjmdır. Pnstsda vakl Eeçikmeler dikkate alınmaz. 4 Kurumurruz 2490 Sayilı Kanuna tabi olmadısından ıhaleyi yapıp yapmamakta veya diiediğıne kısmen veya taınamen yapme.kıa terbesttir. El VE BALIK KVRCMU ZKYTINBLRNL ET KOMBINASI MfDURLfGC (Basın: 21384) 711» hıtk ttrcınt ycre jeıir r devfertn! : 10 Lira ÇAGDAŞ YAYINLARt Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 " Istanbul