Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İJÜ tutmma da knrar renney dijrumurıdsdır Y«s«, kerd^ı degil, »adece merceğıdır Onun orune ve ımacı:» defıi, sozüne sofuca inanmışhk, somut lnsanı. soyut kurr.llara teslım e'mek; adalet yenne yasa dınıne tapmak demektır. Oysa, çagdaş ceza adaletı, daha öncekı ömelclerin (emsall*rm) rahatlığma kendinı bırakmamak, her eylarnı kendı koşulları ıçinde yenı baştan ırdeleyıp dpğerlendırmek r.onındadır Elbette, kendlnden önrekı kuramsil ve uygulamalı sonuçlarla elde edılen denevımlen busbutün yadsımayacaknr o. Tfrsme bunla^ı n°r an veruden ırdeleverek ve f'rumseverek dunıadan a5acaktır Donmayacait•ır Cunku ndalet urrrt>nızmftsı, bır ornekler oykurme>=ı '^.ikiıdı) d»iil. arayışlar sıstemıdır. Üstel.k 'oplumsal hıbmlerde, olaylarda. kesın benlerhkler kes.r.lîjnfler yokrur. Bu çaoa adalet epistemolojis'.nın ta kendısıdır. Gorulujor kı. cıgc'as ceza atialetınde jargıcın yuku ço.c agırla^mıştır. Bugıxnun ceaa yargıcı, *oDiumsal cvr:m ve uzun ın^an yaşamının yata\ çı/g'lTiyle. bu >a^amın b:r anlık lceaıti ıç'nde brher suc devmirr.inın dusey çi7gısınln kes:«;t:klen noktavı. Sokrates dıya'.estığı ve ustalıjıj, la saptamak zoıundad: Karşıthklan yoklıya irdeleje adaletm sağduvusunu bulmak onun ba's'.ıca göre, ı c r Yaızlç olmak. yasalar uzmanı Ucpis'e) olnıaktan daha fazla bir şeydır. Kerr?t cetve'.i şıbı vasa madd"!°'inı ezbe;e bıîmet, ne kuranı kor'fıju ne ÛP ya^nl «ozcuklere bağnazca inann'!şl\ vtkın bır vargıç mabılmek :• çm yeterlıdır Tersı dıırumda. adalet jasalarm hi7me*me s ı e r '"a«a!?.r ad?!»tm değıl Bu nuk•Tdan ı'ıbaı°r. ne vabancıla«;i"na ol^usumın ıvmesı rrtar Halkçı nVj'İp yasal filçutun adalc anc lav.'îinda butun el!.k karanmaiarı oır duştur artık DU aşamada ü neaenle. jargıç. topiumsal evrsm doSru^nsu^da. ciT*vjadin kendmı yenılemelı adale" t'"jv;!«'irıı u'ke lerçe^'ıorm» g^re oluşturuo kotprdıgı ariplp* fr.layı<;ır.da bıçımleni riirr e!idır Çünku. adalet ve adalet duygu^u, insanca bır ozlemd'r>r aslında. Ceza adaletı, ınsanca özlemlerı gerçekleştirdığı, besledıgi, incıtmed;*ı oranda vabanc.î?=rpadan kurtulabılır anr 1 r?k O vızdfn ja PT •.?rc ".madan hnoe yalnıı jasa değıl. adalet b.lırcını de kazanmahdır. 1 9 \m adalettnin .vazgeçilmez bğelerinden bın olarak niteledlğimız adalet duygusunu ışlerken deginmış, ınoelemeyı bir oaşka yazıya bırakmıstık, O yazımızı bıtirirken, ne denli çaba goeterüirse göstenlsin, yasaların her raman adalet duygusunu yansıtamayacaklarını, üstelık gıderek toplumsal gelışınr.n gerısınde kalacaklarını belirtmıstık (1). Bo.vlece, yasanın konumlandıgı durağan (sabit) nokta (rbper noktası, jalon) ile toplumun bulunduğu değışken nokta arasındakı arahgın durmaksızm büyüyeceğıne değınmlştik Yıne o yazımızda, adalet duygusunun tunç yasasının. yabancı oğeler karıştırılmadığı takdırde, evrensel ve özdeş sonuçiar doğuracağını soylemıştık. Her bılımın, bu arada hukuk bılımının temel amacı; karmaşıklık ve değışıklık içmde değışmeyeni saptamak olduguna gore, bu lcuramsal yasanın topiumdan topluma ve çağdai çağa mçırı başka baska bıçımlendığmi araştırmak jerekır Olagandır bu baskahk. Tersınl llen sürmek, top.um gerçeğinden soyutlanmak demek*ır Çunku, msan toplumu, bırejlenn salt n.cel fsayısalı bir toplamı, yığışımı değü. nuel ve karmaşık bır etkılenısırnler sıstemıdır Bu etkılemşımın yarattıgı ortak kultur, her alanda kenduıı gosterereknr Degıl mı kı, knltur nuaiıeı. ınançlar. sanatlar, alışkanhklar, gelenekler, gorenekler hiıtunudür; bıreylenn bılıncme sınen ortaklaşa dav ranışlar duvuşlar, tasanmlar benzeşmesıd'r, ovleyse. bellı toplumlann, belli tar.hsel donem kesıtmde. kendılenne özsu bır ınsan ve evrenı kav ra: ış ve duşunuş bıçımlen, de*er yargıları o'.acakır Elbette adalet duygusu da bundan etkılenecektır Gıderek ortaklaşa da\ ranışlar, çoğunlukça benimsendikçe kurallaşacak, kurallara uyma mancı yukumlulükler doğuracak; kural ve yukumluluklere venlen değer japtınmlara hakUlık kazandıracaktır. Boylece toplumda, haklılık haksızhk, iyılık kötüluk, başka b:r deyışie hak ve adalet anlayı$ı oluşacaktır. O nedenle, adaiet anlayışı, adalet duygusunun evrenselliğine karşın. ulusaldır Çogunluğun bemmsedifı değer yargılannca belırlenmıştır Dun, zıra, eskı Turklerde baglı an çalma suçu ıçın adaletın akrtığı kan, toplumca haklı gorulüyordu. \ma bıgun değfl. Gtinumüzde. Ingiltere'de, Belçıka'da çocuk aldırma suç değıl: buna karşıhk Türkije'de, Italya'da suç. O yuzden, Pascal'ın adaıctın Pırene'lerinın ötesmde başka, bensır.de başka olmasını yadırgaması, (2) adalet duygusunun ev C esft adalettnde yabancılaşma sorununs, eess OLAYLAR VE GÖRÜSLER Ceza Adaleti, Yabancılaşma Sami SELÇUK CUMHTTRIYET BAŞSAVCI YARDIMCISI renso'Mg'l açısmdan ne denli yerınde bir yarp ise. uygnlamada bu duygunun ulusal ızduşumü olan adalet anlayışı bakımmdan, bızce, o denli yuzeyseldır. Tum ınsarılık oiçeğı ıçensmae cıegprlendırıldıgmde Pascal'a hak vermeme.* elae değıl. Ancak, ayrı kültürlerin gerçeklığı auşar.ulduğünde ıddıa kuramsal .<a!maktac;ır Çur.ku. tex mermerden joatma, kesme taş, evreıısel, rnatlak bır adalet hıçbır yerde \e donemdc 2°rçekleşmemıştır, gerçekleşmeyecektır de Goruluyor kı, adalet anlayışı, kulturın je*tlffı ve tukettığı değer yargılarına sı.tı SIK:; a Da*hdır, burüara gore değışecektır DoŞaldır bu Dcgışmeyen adalet duygusu paydasının, toplUTidckı dınamızmın değışen katsajısı doğrıifıısunda k"sır paylarma eklenen yenı degerîer \a da b ı payda yıtıp fpden eskı deçerîerdek: aza.malar, eşıtlıg^n obur yakasındaKi adalet anlayışırn clurmadan değıştırece.<f.r Iş'e bız dırılmeîerle dol'i bır topluma uyabılirlık açı^mdan, bu olguya «Ada let arai"";;''n goreceıigı (.ızaiılıgi/ \e dınamiK yas^sı» dıyoruz. Bu geıçek oıze, yasalann ruçm toplum ge lışlrnırun de gerısTnde kaldıklarını, onun evrimini izleyemedıklerını de açıklar özellıkle hukuk davasının tersme hukuksal bir tasarnıfun değıl, bır ınsan e\lemm'r. v?rşı!andı*ı ceza davasında, bu toplumoılımsel olgunun sonuçları daha da etkındır. Çunkü. yurürlıikte bulur.aıı yasalan uyguîamakla, âdil olmak eşdeğerde degildır her zamar. Bır yığın vasa! kurallar ıçlnde. kimı za man gorurü yargılarla adaletın boeulup gıttiğı; venlen karann, vasal olmakla bırlıkte soşyo Jmanıst bır bunıkluk tasıdıgı gorulur O\sa, ceza aaaıennm ar.ıacı SMÇIU 1n=anı» îümüvle y.kmak değıl. ondski suç uvu cezalandırmax. ama tvnı kımstdekı ınsanı kaza:.max olmalıdır Suçiuyu topluın dışır.a ren adalet ınsfaJ.ca değılcır. Tek bojoıtludur Ozu parçalanrr.ıştır Insan ^»ı çet.iden soyutlanmıştır akıatıcıdır Mekamktır. Sapmava uîrnnısır Sıfdır tçenksızd'r o\ luın5U2d"ar Yasal ;ctı«ı?mf \onelm.stır Adaî^te karşı yaratılmış OL:' ;,asalcılık demçk'ır Ya»ır.l mış bır başkı aracı olarak adaletın nz'. arlıgın.ı jacancıdır Boyiesı oır adalet. 'nsanların dı«nnda kalmaya maiıcumdur. Geıçek adaletın kan katı r:7e erî.lrms b.çımıdır. Poz.tıf hukukun ar kasına sığmarak bır baskı arr.cı olma^ı. ir.sanc î olmavan bır euç olarak topluma hukmetmesr ad^ıeî: lyıden ı\sve yabanriıaştırır Ceza ada!e 1 • ındekı bu yabanrılaşma. toplumsaı rana'sız .'^ lar.n başlıca neden.dır. ^alt «oyut vasalara dıyanııarak venlen herr.en her kararda, bu teKÜcı adalet anlavışının ızlerı gorulur. Bundcn kur'ulrnanın voiu ıse. çogulcıı adal°t «ınlayjşına yonelmektır Yasallık, elbetre raeçrulugun vazgeçılmez koşuludur. Ama, âdil olmak ıçın yeterli değıldır. Ceza adaletinl gerf cekle>= ırebilmek içm j'asa merceginden suça bakıp eİPmı, lyguanarak yasanın vapıldığı do nemle degıl. jşlend gı donpmle ıç ıçe \e eşza manlı deSsrler ve ogelerlp bırlıkte yargılamr.k geretar Boylec» yasa, suçun işlendığı anın çizgisıne getınlmış olacaktır. Suç ve adalet anlayışının ıç dmamvml ıle yarç'ç, adaletın msancıl olmasını engelleven BastıIleT"rinı b:r b:r yıkarak. hukuk kalıbı ıçmde, yasalann ozu doğrulîus'in Türkİş Ne Olacak? a**dığımız bnnaltmlı re terillınll KÜnler, çofu kifide kavfilı bir *oru oluştııruvor: Türkive'nİB eeleceti ne ol»cak? Son genrl «eçimlrrin baritası mcplrndifindf fllkemiBJn Tarmlan konnmında bir >arırıva v»rmak olasıriır. "i hH7irand* bnrâk kraUfnn yfu&t C orsnında aol kesime sarO kan orları, «uıari brilfelrrinin ejilimlerini yansıtıyor. T e >raokrattk sol p*rlİTi iktidarm smıruı» yaklaştıran, rmrkçilerdir. Ne nt kt, emekçl kiUeleri ör^tsftzlfik Içinde Talpaladıklan n m u Hkinlikleıi utyıflar. Bilinçslzlik ve örgüt*U7. Jnk çağunısa yakışır bir darum değlldtr. 1977 TCrlaye'sınde işçilerln hem ılyasal hem rkonomjk açıdan yeterince bihnçlendlklrrini sorlemrk ö> çok tordnr. Bnjrun ea büvük sendikaUr örgntü TürkIş'ln durumn «cıkhdır. 5 hazirandan sonra Jzlenen olaylar Tiirktf'in hanfl dözeyde buIundııgTinn bir kez d»h» kamtlamiftır. BUlodiğl flbi, Ecerit, Hükümetini Inırdujru umftn Türklş Genel Bafkmnı Halil Tuoç şoyle kofluşoıuşto. Ercvit Hnlniuıriinln (ruvenoyn alınası gereklr. Uç T ü r s t , uvr«t »rk*da«muz MlUet Meclisinde AP MUletvekilidir. Rıınlarla knnu<uu'4£im TC Ecevit'e beyaz 03 Termelrrini Y (1) (2) P..scal Pcnsees pt Opuscules Phüo^ophls. Pari< 1"»55, p: 39. *<1aİPt Du^sıısn. CıımhurİTet. 4.7 197*). Kavramlarla Ovnanıyor! Tekin SÖNMEZ temmuî 19T7 pazar pünfl yapüan (rüvenoylamasından once, MC döneminln si\asal ortaklanndan MHP; penel başkan jardımcılıgı kanabyla, SOL Içerikli kavram \e deyimler kullanarak hildiri ^aiımladı. Bu sijasal gurup MC doneminın (a>rıca Cumhurivet tarlhinin) en karanlık Mirek a\ı tnplamında, derinlı;ıne ve genişliğinc etkın görev ustlcnlrken de bazı slojranlar turetmişti. Bunlardajı: «}«çf fabrika^a ortak» ornegıne laklaşalım. Faşjst dtişânceve Idtle tabanı ohıstunılması adına kullanılan bu slogan: soNııtsomut tutarsızlıçının bir örnecı olduğu uibi, clüşuneylenı açisindan da şu çelişmelerle kuşatıknıştır. 1 t«çi 5inıfının cunlük. SOMUT ekonomik Isteklrrlne; daha ırak bir menzilde fakat yaldızlı bir pozlükle bakılır. Bu arada Turkiye Is,ç i Sınıfımızın kendisi için varolma sa\a$ımı, sınıfsal bilinçle donatılmamıs: özeürluk bajımsızlık demokrasl butunlüeü çozlerden saklanmıştır. 2 Fabrtka (iifetim aracı) el degişllreock. üretim ilişHleri dejHTTneyecektir. Başka bir sö>le>işlc; fabrıka, topIıimsaT rmeçinifTerîtnin, toplumca \e hakça pajlaşılmasında ARAÇ olmavacaktır. Tam karşıt. kapitalist sistem içindeld öretitlcnmenin çekirdpği. özel mülkiyet gerçekliği olarak FABRİKA, yine AMAÇ yapılmıştir. a llkinde, kapitalist örçıitlenmenln yervuxfi bürünIüğıi (bu urctım Uişkisine bağlı üstyapı kurumlan) ve bu bütünlüçe dayalı Sömürulen Türki\e Gerçekliği de ele alınmayacaktır. Çok karmaşık illşkiler Içinde SOMITTAVSOYITA: SOYUTTAN >ine SOM1T1 dönüîmesl (yeniden zibinsel üretim) böylesine bir yaklaşımla «ağlanamaz. Böylece: soyut «Milliyetçilik» kairamı: SOMCT çok uluslu »erma>e çelişmesi; uzlaşmaz çelişme olarak kalacaktır. Bajka bir söylejişle, fabrlka ortak işçi = tekelcl kapUalizm somntlugu: Soyut «milliyetçilik» kavramını değil: SOMUT, «gayri milli» olma »erçekliğlnl j aratacaktır. b İkincidc. fabrika ortakhfı v1ne özel müJdyet e*emenllginin sürmesi (devamı) olacaktır. tşçi f. fabrika ortakbgi = patronlaşma kurumunu olusturacaçından, konu edilen bildirıde denildiği fibı: «Tekclci kapitalızme, çok ulusln şirketlerin tahakkümune, halkt ezen sermayeye, toprak ajalıgına» karşı savaşım ^erileme1ecektir. Tam karşıtı, orüarla (sait Turkiye smırlarırla degıl) YERYUZU kapitalist oreutlenmesiyle bütünlesmek, HEDEF olarak gündeme elrmiştır. Bu bütünleşme sonucu «Milliyetçilik» değil, ba*,ta Türkiye Işçi Sınıfunız, aydınilerici yurtsevrrleri de kapsayan: &ENEL SIY4SET olarak bir HALK DUŞMANLlGl »özkonusudur; «Ka>ri milli» olmak sözkonusudur. Öretlersek, bütün bunları herhangl bir siyasal topluluk kurmavlart bilmer ml? Bilir kuşkusuz, Ne var ki «mıllivetçimaneviyatçı» sözcüklerinl her an kullanan, «çok ııhıslu sirketlerden» Morrlson komlsyonculuğundan belgelı bir başbakanın veğen ve blrader ticaret llişkilerinin (!) surmcsi için silâhlı militanlarıyla soyguna katkıda hıılurunuş sivasl topluluklar: SOL içerikli kavramlar kullanıyorsa, bunda başka nedenlcr aramalı... «Elmajıarmut, armuduelma yerine eösterip» benlmsetmek. boylece nhinleri bulandırmak fasist ideolojinin (yeryüzu çemberınin tarihsel mırasına da>alı) genpl tavrıdır. Yukarıda deıhndijimiz açıdan kııllanılaıı «milli\etçilik» kavram ı; göjle.vicilerintn gerici dun\a enru«Ierinin oninö ve bu Rurupların tarihsel açıdan sı>asal ışle%Ierlni de belgelemiş olujor bövlece. TARTISMA "Canlı kopyaları,, üzerine Bır sure dnce Cumhurivet"ın Bılım Dünyası koşesınde yajin lanan Sayın Vehbı Be'gıi'in «Canlı Kopi'aları > başlıklı 5 ansını okudum ve bu yazı ıle llgıh bazı bıiımsel gerçeklen Bydınlığa kavusturmaK benını ıçın kaçınıîmaz bır gorev halıne geldı. Şunu hemen belırteyım lu amacım makaledekı go ruşlerın yanlış yonlennl gostermek ve neden yanlış oldugunu kanıtlamak olacak. Sayın Belgıl jazısma bugun canlı kopyaları çıkarma olanağınm doğdugunu bahsederek başlıyor, \e şoyle bır örnek verıyor «Bır Etnsteın'ın, bır Ataturk'un, bır Edıson'un. bır Marcom'nın bır yerine bın, on bın olması mı ıstenıvor? Hucre munendıslerı bugun, bunu gerçekleştirecek teknıgl bulmuşlar ve şımdıhk bazı hayvanlarla bıtkıler üzennde başa rı ıle mgjıamışlardır» Bu ornekte gosterılen meshurların hepsı bugun sağ degıld.r ve hucrelermın bır zerresı bıle kalmamıştır. Yazar bu şekllde objektıl realıteden uzaklaşıyor ve bilımsel yöntemi terkedıyor Bugun htlcre mühendıslennin uyguladıkları bah sedılen teknık ıse. bazı hayvan \e bıtkılenn embriyon htıcrelerınden veya bölunme yetenegın: dogumdan sonra da surdüren az dıferansiye hayvan veya Insan dokulanndan (brne ğın gevşek bağ dokusu, kan yapıcı organ dokulani alınan hucrelerle yapılan doku kültürlendir. Yazar yazısına devamla «Bir rıücre bır tupte bujoıtulebıl dı»ı taktırde, sahıbırun tıpatp avnı bır canlı meydana getırıı » aerreve kadar varıyor. Ojsa. embrıyonel gelışme, yanı o\aım'un (kadın yumurtasının) spcrm ıle bırleşerek yenı bır organızmayı oluşturması ıçın ço§a!arak ge'.ışmesı Embrıyolojı'oen bılındığı uzre şu olajlarla mumkun olur: 9 Prolıferasyon Embriyonel hucrelerın bolünerek çoğalmasıdır. • Mıgrasyon . Embnyonel hucrelerın yer değıştırmesı, goçlend.r • Dıl'erar.*ıas\on (farkhlaş nu) ve emorıyonel potens: Zı got yaru dollpnmiş hucre olgun bır organızmanın çeşıtlı hucre sıstemlerım, dokularını, organlarını ve tum organızma sını \apacak nıtehği kendmde saklı bulunduran ozel bır huc redir. Tıim organızmayı oluştı.racak gucu saklayan bu nıtelıjme «Embrıyonel Potens» denır. Embnyonel potensm tu müne sahip olan zıgotun bolünmesinden meydana gelen embrıyor.ei hücrelerde bu po tens eşıtsız olarak dagüarak degışık yapıda ve gorevde dokular ve orgardar oluşacak•ır Goruluyor kı DıyaİPktıgin «Nıcehğın Nitelige Dönuşüm'i Yasası» burada da geçerlıd r ve 5'azarın dedıği gıbı olgun bır organizmadan alınan bır hucre bır rlipte büjıitülebildı£1 taktirde, sahibının tıpatıp aynl bır canlı meydana getınr ıddaasına ancak kahkahalarla gulunur. Çünku 0 nucre olgun organızmanın hangı doku sundan almmışsa \e o doku çoğalabıime ozellığıne sahı.ı bır doku ıse ıBag dokusu, HPmatopoetık doku gıbı) arcak bu taktırde bır tupte çogaima sı ıçın gereklı ortam hazırlana rak bır doku kultüru yapılabı lır ve o hucre çoğslarak bır canlı oreanızma husule getırmek şoyıe dtırsun. bugunkı şartlarda. hangı organdan alınan hücreyse o organı bıle oluşturamaz. Yazar daha sonra. hücre mü hendıslerının sperm hıicrelerl 'kaldı ki yazarın dedıjı şekılae kadın vıımurta hucreıerıne Kadın spermı denmez, Tıp lıte. ratürunde Ovum iiye jeçerl «ie vucud hucrelen ırasındakı bj farktan yararlanarak aslına tıpatıp benzer canlılar yarattıklarını soylmor Bu ıddia, ıdealıst on yargüanndan kurtulamamıs bılım adanlarının hayaı gormelerınden başka b:r şey degJ Dahası da var Erkeğm vucudundan herhanıjı bır yennden alınan tam tP^ekKÜUu (46 kromozomlu) bir hücreyi rahime sırınga ederek, Dabanm tıpkısı bır bebeğın oluşma^ı oianagının yaratıldığını soyluyor Bana kalırsa boyle bır olanak yok denecek kadar az. Çunku erkeğın organızmasından alınan 46 kromozomlu hticre, bır defa hıçbir îaman bilımsel olarak kendısıne benwr bir canlı meydana getlrecek şekilde bir embrıyonel potense sahip degildır. Bu dzelhgi kendisindm öncPkl hdcreler bölüne b«lune yıtırmışlerdır. Oljun bır organızmadakı hucreıerın embu \o:ıel poteıiSıen çozulm ış'ur Yeniden kazanacaK şekılde bır bolunmeye gıderlerse (kı bu ancak çevre şartlarırun hucreler uzerme etkısıvle oıabılır.) O zaınan oluşan nucreler arü* normal hjcre degudırler, organızma bunlara ımmun re»kslyonlarını ışletere* cevap veriı ve hepımızın .Kanser. dıye bıldıgı hastaıık açığa vikar. Oluşan hucreler de Tümor htıcrelerı (epnel dokusundan mense almişlarsa kanser hucreleri) denır. Goruldugü gıbı organızmada başka bır canlı oluşturabilme ozellığıne sahip tek hılcre o canlmın dol hucrelendır. canlılartn en onemlı lkl olan yasamlaruıın ve nesıllerinın devamını sa^lamak ıçın or(tanızmadaki bütün hormonal faalıyetler ve metaoouzma bu ıkı amaca yönelmıstır. Son olarak yazar şoyle dlyor: tBılım de askerlüc, polıtıka veya dıploması gıbl. sadece bılımcılere. askerlere. polit'.ka cılara ve dıplomatlara bırakılamıyacak derecede önemlt blr ıştlr.'» Oys« bilim etıtlml pllArc« »üren uzun bir sur«ç «onunda elde edılebılır. Amaç, herkeain bılım egıtımi almasını saSlamak nlmalıdıı Bu gorusde de bır degişikük Tapmayı Kerek»inmiyorum » Seniar 4 Nılekını Hahl Tunç. AP MUJetvekıli uç Türkİş inesirle konuştu. Bıı;tin lürkive'de MC'nin emekçllere kar«ıt bir knrulııs olfiupıınu hılmi\rn kaİDiamısUr. Butün dün>ada siyasal oil;ilrrin alfahesincle şn gerçek öçrenllir. Sol partiier ısçiden ^nnadır. sağ paı'tiler sermaveden yanadır. Turkl^ li üç millet\ekili de bu perçesi bilirler. Ama bu nç milletvekıli luııç'a ne ^anıt verdiler? Biı \P'li mUlttvekillerıyU, dedller, partl yönetJmlnin karanna uvmak ronındayıı. Bir bakıma haklıydılar. Ve Türktş'in partilerüstu »endlkacıhği bir kez daha IfUs ctmişti. Bu tür senclikacıhk ancak Amerika'nın nır.ısal ko>ullarına sorr grçerlıdir. Mtekim henzrr olann Amerika'da ^eçtığint duşunelim. Bir k n ABD'de TÜrutmfnin başını kini seçer? Jimmv Carter, biıdpki çibi Mrrlisten puvenoyu »lıyor mu? ABD'de «yurütmenin ba^ını» halk srçtr. Ouda Basbakan \oktnr. Cumhtırbaşkaııı. hrm hiikurnetin henı de\letin baodır. Bizde i.se önre mtlleurkilleri scrilir, »onra bu milİPt\rkilleri hııkumet ba«kanını seçrrler. Aynca Turkiye'de milletvekillerl partı disiplim ıçinde oylarını kullanmak zorundatlırlar. ABD'de bu yontem de Tokror. Bunuu içindlr ki. Amerika'da partller üstü scndikacılığin kendinc gnre bir anlaraı \ardır. SistemIr UTumludur. Türklve'dp partilrrüstü sendikacılıjhn anlamı ifçi sınıfına ihanettir. Son örnekte EÖrüldüsü (ribl Turkls Genel Baskanı Türk lj'll milletvekillerine baş^urduğu zaman ysnıtını »lır: Brr Türklşln ÜTe»l»i» ama, AP'nln mllletveküljiı. Partlmi» ne karar <triı, ona rBre or knllamrt». • tfçi sınıfunız partileriSstü xmdJkacılı|i a^ma dftnemtr») Halil Tnnçon MC Hükümetlne karşı cenel çağnsı TnrkIs ttst yönrtiminl lkiye böldu. Bu böliınnrede blle ü « TÖnrtimin çoğunluğu MC'ye karşı oldujotna blr kez daha kanıtladı. Türkl«in yannyla DtSK'in tümü, MC?e karşı hntünleşmeri kolavra Eerçekleştirebilecrk billnç düzerindedir. Pek. rakında siyas»l yasamımizda işçlnin bujrünktİTİe kn aslanamaT etklnlirl gönilecektir. Buırnne kadar Türktş'in saj kanadını ayakta tutan MC Hükümetidir. Çunkü TürkIş devlet kesiminde ortTitlüdür. Sajcı sendlkalar tepeden inme yöntemlerie devlet kunıluslarında desteklenlyorlar. Bir iktidar degişimi Türktş'in kamıı krsimindrki iskambilden şatolarını yıkarak, eerçek aendikacılıea sağlıklı bir aoluk aldıracaktır. " baziran aeçimlerinin haritası İşçi bolgHerinin d^> mokratik »«la o» TfTdiüni kanıtlamıştır.. Bu ovlar arJi^ında «o^ali^tlerln pavı ar dpjhldir. Pekl, nasıl oluyor da işçi yıjtinları 50la oy rerirlerken »ağcı sendikalar Turkiye'nin en büruk işçi örgütünde etemeniiklerinl sürdnrebilivorlar? riırkls'ln «ac kanadı çdrumüşlu|fin koflueu içtndecUr; a^akta tutulmaktadır. Sırası yeldijtnde bir fiskeyle nkılacsktır. / dıstiearct servisi ieın çok îyi Tıp HERGCNER Okumamak Okutamamak üstüne birkaç söz Ozan yazar Melıh Cevdet Anday, Schopenhauer'ın «A?kın Metafızı6> adlı kuçuk ' ama gerçekten okunmağa değer, ıigınç 1 yapıtmı anmakla başlamış soze, okumayı sevme yen, okumaya alışmamış (gıde rek bır şey daiıa ekleyebılıraı okumakt?n korkan"> bır top1im oldugumiızu vurgıalayarak noktalamış «OKUMAMAK» adlı yazısuıı. Oteden ben yakınır dımır e 1 kaiem tutanlarımız bu ko1 nuda. Önceleri Arap harflennın üstune yıkıhrdı suç >a d=i yonetımın, duzenın, geri kaımışhğın sırtrna bındırüırdı Doğrusu da, >uzpllar bojuıca elyazması kıtaplann ulaşabıldığı bır.<aç düzıne varlıklı kentsoylu kışirıln tekelındeymış o kuyup oğrenmek. Dunya lstatıstıklerıyle karşılaştınldığmda, Türkıye'nın bJgun nerede oldugu açık açı^ goruluyor.vBerı yandan, 25 vıl once uç unıversıtemiz vardı, bugun neredeyse ikı duzıne Buna karsın, fakultelere sığdı rüamayan onbinlerce genç çı karıyor her yıl lıselerımiz. Fd kat, ılkoku.dan ür.iversıte;,e dek eğitım kurumlarmın sayı ca çağalmasını, okur yazar bır toplum halıne geldığımız ya da gelmekte olduğumuz yollu yorumlamak da gerçekçı bır görus degildır hıç kuşkusuz Üstelik, lâtın alfabesıni kuılanmayan bazı ülkelerdekı (Örn. Yunanistan, Rusya, Japonya, Kore v b ) okuryazar oranıyla kıtaa ve gazete okuyar.larm da bızden çok ıleri oiduğunu çeşıtlı kaynaklardan öğrenıyortız Çünku «okumak», bızde, egıtım kununlarınm r>ırmden d.ploma almak demektır. Genellıkle cebinde en ' • ; s k dıplo• •ke mayı tasıyana, en çok okumuş adam gozüyle bakanz ve toplumda yalnız onun soz ve vetkı sahıbı olabıleceğine manınz Ama bir de dıploma almanm sonrası var, van1 yaşam bo>u ogrenme,s vaşam bovu kçndlra asma, t ndlnt v*j<;se'tGelgelelim, yainıı okumadıkları ıçın eleştırıp kınamak doğ ru mudur kışıler:'1 Tıyatro, konser salonlarmda rastladıkla rımız hep avnı kişılerse, onları ovup, oiLann dışında kalanları yermek doğru bır davranış olur mu 7 Insanları yapamadıklanndan. olamadıklarından ö turu suçlamak, ulaşabıldıklen bır çızgıyı aşamadıklan için elestırmek tnsafsızlık olur. He men belırtey.m kı, bunu soylerken her türlü olanagı bulur,diığj hald<», bunları kullanmasjnı bılmeyen va da beceremeyen. va da kendı kışılığını don riurrr.uş olanlan hesaba katmı voum. bır avuç dıploma sahıbı bjrokrat fevınde bir kıtaplık kdşesı varsa, onu suslemek amacıylaı yılda b:n ya da ikJ bın kıtap satm alsa ne yazar. almasa ne yazar' Adına halk dedıgımız. mılyonların oluşturduğu potansıyelden nasıl yararlanılabilecefı sözkonusu olan îste burada iş çatallaşıyor. Çunkü once halka donük bır egıtim sistemi kunjlmamıştır merr.leketımizde. Tiyatro gibı k.tap da bır eğıtim aracı olduğona göre, Mtabm yalnız satm alma yoluyla okunmayacağmı, kıtap'iikların da toplumsal bır gereksinımı karşıladıgını bilıyoruz. Bu durumda, kıtabı halkın ayağına gdürmenin önemi üsnmde dunjlduğunu sanmıyorom. «O'oiTiak isteyen. okuma^ istedığı kıtapları satın alacak kadar parası voksa, genel kitaplklara gıtsın'» demeniıı, sonına çözum sağlayacağı bır hsyli su götürür. Kitaplıklar ancak ıs ssa*ler'nde açık oldu^ından, emekçı lerın yararlpnması genellıkle olnnak dışıdır. Bunun var.ısıra. ki'aphklardan ödunç kıtap venlmedıgini de unufmavahm (Oysa.. Istanbul'dakı, Amerikai tnçıliz îtaîvan. Fransız kül'tır merkezlerı uveleme ki•ao vermektedırt Bır zamanlar Mipros satış kRmyonlan enr>i semf SPtnt dolaşan eezid gerekslnlmüıl fcarşıiamak İçin tüm lşyerlerinde bırer küçuk kı'aplık da oluşturulmalıdır: boyleco lşyeTindeki persone'. oğle paydoslarında birkaç say fa okuyabıleceğı gıbı, odünç olarak da yapıt alıp evine gotureo:>cek, kendısmden baska, aılesının dığer uyeleri de bundan jararlanacak'ır. Camılere halı. duskünler evıne gıyecek armatan eden. çeçıtli derneKlere para bağışmda bulunan «hamiyetli» yurttaşlarımızdan hangısı bır fabrıka>ra, bir kı raKOla, bır hastaneye uç b< e= kıtap vermiştir acaba? Cenazelere hile çelenk gonderme yerıne Turk Eğitım Vakfı'na bafi'; ta bulunmak gelpneğı gıttikçe yerlesırken, nıkâhianan çıftle rin cicıli bielli şeker torbaiarı yerine dostlanna birer kıtap armağan etmelerı de önenlebılır Bugun Turkiye de 3aklasık 150 sayfalık bır kitabın 15 l:raya satıldığıru da behrtmekte yarar var yannevtaden top tan alındığında yüzde 2ü 30 daha ucuza malolacagı doga.1dır. Sonuç: Sayın Melih Cerdet Anday'ın dedıgi gibı «T«nel neden, bızım okumayı setrneyen. okumaya alışmE.mış bır *opium» olusumuz mu gerçekten, yoksa okuma olanaklan bılerek bılmeyerek kısıtlanmış, o kavramm yetennce benımsetılıp aşılanmamış oluşu mu? F:r şey daha var, suracıkta deçınmem gereken: Her eczacı, dukkânında sattığı ılâçlan yakından tanır, ozellıklennl bıhr. ama kıtabı satan, sattığı malı tanımaz. Ne yazık ki. çop'i kıtapçı, bırakın bılgi verme vı. raflarında duran yapıtların admı bıle doğru dürüst bılmez Yalnız «Obrumamak»t»n yakınmamahyız; «Okutmamak» da var en önemlisi. Tahir ÖZÇELÎK bileıı SEKHKTER ARAMVOK Ûsküdor Amerikan Kız Lisesi, Arnovutkoy Robert Lisesi ya da Maarif Koleji mezunu, cok iyi daktt'lo bilen genç bayan sekrcter aranıyor Ugifenenlerln telefonla randevu alarak şahsen muracaatlan ya da Istedikleri ucreti belirttikieri ozgecmişlerinl adresimize gondermeJeri rica olunur. Muracaatlar gizli tutulacaktır. BİLTEZHOLDÎHCA.1 Yemçarşı.Bıltez Han 40 Gaiatasaray Tel 44 75 00 KIRIKKALE BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN ÎLAN 1 6 7.1?m ç*rSBmr>a rııntl vapı.an ıha.pstnde haddl lank gdrülmeyen 8R59 508 05 TL. kejıf bedelh Prefabrik J b«ton bonı fabrıkası insaatı •" 2400 sayılı kanunun 40 ncı « maddesı geregınce lay muddetle pazarlıkla ihale edilecektır. 3 Pazarlık Uana müteaklp haftanin oazartesl. çarşamDa ve ctırrıa giinleri saat 15TO'deBelediye Encumen'lnde yapılacaktır. 3 îşın katl temınatı 599 072 00 VL. dır. 4 a) Ihaleye ıstırak edecek talıplılerın 1177 yılı Tıcaret ve Sanavı Odası'na kavıt'ı oidugunu behrtır beige, b) 10 vmç kapasıtelı bır vı'.da en az 5000 M2 Pre'abnlc inşaa* yapttÇ:na daır belge c) Prefibrık mşaata aıt fcalite belgesl Ibraa, 8 Prefabrik lnşaata aıt Ihale :1e ılgııı şarrname v» pro ;e.er her gün tnesal sa?u dahtlınde Fen Islen iludürlügunde bedelsız olarak gdrulebUir. Keyf'.yet ıljTl'lere llârı olunur. CBMin: 30671 8842) (•ReklAm Prodükrlyite 18S SS48) B. SA11 Ç1KT1 Sosyal:st Sıstemın Parçalanması ve Çm Sovyet Kutuplaşması Sorununda Ta\nr. AEP. CKP'mn Revızyonıst Millıyetç Üç Dür.ya Teorı«ıne Karşı Çıkıyor. (Arnavutluk'da Yayınlanan Zen1 Popullıt Gazetesınde yayınlanan makalenm tam metruK SendıkaUrda Çalışma ve De^rımc•ı Pendıkacılk. MEİazgııt'te "2i Kuıt Koylusunun Olumu. Obgarşinin Yıllardır surdurdüğü MillJ Baskı Politıkasmdan Bağımsız Ele A'.ınamaz • Pakıstan. Sudan, Zaıre, Penı. • Mevcut Sıyası Durum ve De\nmci Gorev;erim)z Uzerine YAZISMA *DRESt: P.K. S S KIZILAY / A.NKARA X DAGlTIM: EMEK DAG1T1M İ L  N BÜYÜK ANKARA OTELi Genel Müdürlüğünden Bildirilmiştir. Vergi uyujmazlıkları nedenıyle Çankaya Verp Daıresl Müdtirluğü"n« t«vdi edilen Anadniu Bankası A.ç Ankara Anafartalar Şubesi'mn 20 12 197.T tarıh 151S sayılı olup 3 593 294 İ TL lık f«minat mekHıbuna ilışkîn anılan Vergl W Daıresi 2î 12.;973 tanh 174003 aayüı a>Tiıyat makbuzu kaybolmus bulunmaktadır I>u\urulur. (Cumhuriyefc 8854) (Cumhurlyet: 8853) rre. Sarurım, asıi sorun burada. yor nrtalık'B Hat'<ın ok'im»