Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Demokrasi Şehitleri 53 ve 35 yıl önceki mayıs aylanna rastlaran fld olaydan ve kimi eski anılardan söz et:nelt isdyorum bugün. >îe var ki, 1 mayıs 197T lelaketinin içimdeki acısını dökmeden geçemiyeceğim bu konulara Gerçi bunun üzerine çok yazıidı; ama, izin verin, ben de duygularımı be.meyim. Bu ne biçim bir «Milliyetçi Cephe»dir ki, milliyetçillk adına milletin geneecik evlatlan cephe dönenunde kurşunlanıyor ve son ikl yıldaki 200 kurbana bir tek günde yeni 34 kurban ?kierüyor! Bugünkü bazı yöneticilerin durumlarna bakıp bakıp, iki yılı a^kın bir süre önce 16 şubîu 1975'te, «Ve Bunlar Llke Yönetecekler» Daşhiçlı bir yazı yazmışum bu sütunlarda. O tarihte iktidarda degillerdi. Son ikl yıldır ne yazık kı taze kanlann ve bu masum kanlar için dökülon gözyaşlannın prizmasından seyrettik iktid^''.arını. Kristal prizma, gtln ışığındaki renkleri 3yı np fösterir bize. Kan ve göıyaşı prizmalan \?e, yerli, yabancı katilieri ve kışkırtıczları ya.ıs.t!yor gözlere. Koca devlet başa çıkamıyor burîlarla. Sanki devletin içinde, tam göbeğinde onlan oradan 5 haziranda söküp çıkarmak ve yüzlerindeki kanlı kara maskeyl çekip indınnek bugün için halkm en büyük ve en kutsal çörevidir. 1 mayıs 1977 şehitlerlnin yakınlarına da sabır dilerim. hepsine rahrrıPt, OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 53 ve 35 yıl önceki Mayıslar Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Yine ilk sayıda şöyle yazıyordu Yunus Nadi: «Cnmhuriyet. demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi flkir ve esaslanıu yık mağa çalışan lıer kuvvetle miicadele edecektir. Memlekette her manasiyle gerçek bir demokrasi kurulması için gazetemiz bütün varlığı ile çalıçacaktır. Meınlekette halkın halk tarafuıdan, halk için idaresi bizim idealimizdir.» Tam 53 yıl ve bir giin önce yazılmıs O:an bu satırlar, Cumhuriyet gazetesi için bugün de geçerlidir. Okurlar görüyorlar ki, çok elvenşsiz koşullara ragmen bu gazete bugün de ger^k demokrasinin kurulması ideali uğrunda «bütiin varlığıyla» ve başyazanndan en genç munaoirine ve dizgicisine kadar tüm kadrosuyla, çetin bir savaşımın içindedir. Bu savaşım, ideale ulasılmcaya dek sürecektir. Yunus Nadi 53 yü önce «Bize göre gazete. sahiplerinin değiJ. okuyucunun malıdır» diye yazmıştı. Gerçekten de öyle oldu ve gazetenin karakterini. daha doğrusu. Atatürkçülük yönündeki devriroci gidişini, en çetin dönemJerde özellikle 12 Mart faşizmindeki sarsılma ve yaralanmada okurları kurtardı. 7 mayıs 1924'teki ilk yazısını şöyle baglamıştı Yunus Nadi: «Okuyucular gazetemlzi her (rün biraz daha ıjelişmiş, biraz daha güzeuFşmiş bulacaklardır » Gerçekten öyle olmadı mı? Onun sütunUnna mühürlerini basan tanınmış kalemlerden şu anda anımsadıklanmı aktarıvereyim: Ahmet Uasim. Ziya Gökalp, Aka Gündüz, Abidin Da7er, Ercüment Ekrem Talu. Dr. A. Adnan Adıvar, Prof. Mustafa Şekip Tunç. Ismail Habib Sevtlk, Hasan Ali Yücel, Falih Rıfkı Atay, Pe;"ami safa, Cevat Fehmi Başkut... Şimdi baska bir evrende bulunan bu Unlü klsilerin hepsini tanıyorum. Zlya Gökalp ve Ahmet Rasim dışında hepsi ile konuşrjjyilugum ve bir kısmı ile dostlugum var. Falih Bıfkı İle yıldyamız banşmadı bir türlü. Ama güçlü yazar ve polemikçl olarak sever ve takdir ederim onu. Peyami Safa ile önce dost ıken daha sonra bu dostluk, onun beklenmedik bir saldırısı ile, soğuk bir havaya biiründu ve türlü fıkir tartışmalan geçti ararr.ıztia. Şu anda bütün bu yazai.ır, gülümseyen gözlerle beni süzüyorlar sanki. G*zetenin «her gün biraz daha geliserek, biraz daha güzelleşerek» buçıinkü aşamaya ulaşmasınfc'a büyük katkılan bulunan daha nice yazar, y'Jnetici. teknisyen ve işçı var. Hepsi de ışıklar içinde yatsın. Cumhuriyet in «En ciddi gazete» olarak nitelenmesi, kunıcusu Yanus Nadi'nin ve ondan son ra yönetimi ele alan çocuklan, dostom Nadir Nadi ve rahrr.etli Dogan Nadi'nin, gaz«tec!!ik meslegini ciddi bir kanıu görevi saymalan ve ona lâyık oldugu önemi vermeleri sayesinae olmu'ştur. Osmanh devletinin yıkıntıları üz«rınde, Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyetl'nde bu gazeteyi, şeflik. çok partili demokrasi. ihtilâl. faşizm denemesi dönemlerinde, a>nı ciddi doğrultuda tam 53 yıl yürütüp 54. yıhna devretmek, azımsanamayacak bir basandır. Bunu s»glayanlardan ölenleri ralunet, kalanları sevgi ve takdirle ananm. ve yazı ı$ıen mua'.ıru K.emaı saıın B?yişr oturuyorlardı. Yazı işleri şefi Müzhet Haşinı Bey alt katta, kırık dökü:% bir Jtaç eşya ile donatılmış loş bir odada otururdu. Muhabirlere günl;;k görevleri o verirdi. Bizlere ilk öfrettiği şey bir tabaka kağıdı boylamasına iki eşit parçaya ıtpserek, toplanacak haberlerin ve gazeteye verilecek yazılarm bu dar şeritlere yazılması yönterr.t olmustu. Böyie dar satırlardan d:zgi yapmak. mürettipler (dizgicüer) için daha kolay olurmuş... 1924'te Yenigün kapsndı ve Yunus Nadi hynı yılm 7 mayısında İstanbul'da Cumhuriyet gazetesini yayın alanına koydu. CTomhuriyet'in ".'.an üzerinden sadece 6 ay dokuz gün geçmiş ve gazete ilk kez sahip ve başyazarının kaleımyie yeni reiimin ve Atatürk Devrimi'nin koruyucjluğu görevini yiiklenmisti. O *arihte İstanbul ,eazeteleri Ankara'ya bir ve çoğu zaman iki gün sonra gelird:. Ben Cumhuriyet'i, ilk sayısmdan başlıyarak izlemişimdir. Avrupa'dakı hukuk ögrenciliğim sırasında sı«a bir süre yine yazarkk tutkusuna kapıldım. Ankara'da çıkan Hakimiyeti MUUye gazeterjne, 5 ay aralıkla ikl yazı gönderdim. «Berlin Mektubu» başlığım taşıyan bu yazılardan 7 haziran 1932'de yayımlar.an birmcisinde, Berlm deki ilginç olaylardan birkaçını. 15 kasım l W a e yajimlanan ikincisinde de, Nazüeri Iktidara getiren seçimleri anlatmıştım. Doktora tezı çalışmalarım yoğunlaştığı için kestira yazılan. On yıl sonra , 1942 mayısının basır.da. îs anbul Huîcuk Fakültesi'nde Doçent bulunchiğum sırada Cumhuriyet gazeesir.e nMedeni Kanunumuzun Dili» başlıklı iki yazı götürdüm. Bunlar 3 ve 4 mayıs 1942 günleri ard arda yayımıai'dı. îşte o tarihten beri bu gazetede büyilk bır ruh rahatlığı içinde, düşünreîerimi yazarım. FaKÜltK dekanlıgı gibi idari görevler jnMinden 19461948 ve 1952 1953 yıllannda ve 12 Mart faşizminin etkisiyle gazetenin bir süre kendi dofrultusundan saptınlması ve Nadir Nadi'nin yönetimden ayr.lması yüzünden da 1971 .U972 de yazı yazmadığım sayılı yıl ve aylar bir yana bırakılırsa, tam 35 yıldır bu sütunlarda sürekli olarak yazıyorum. İlk yazım 3 mayıs 1942'de çıktığma göre 36. yıl.dan da beş gün aldüc. Bugüne degin yasadığım yılların yarısı demektir bu. Daha ne kadar sürer, billnmez... Adl'anru joıkanda rahmetle andıgun ktşilorin yamna gitme sırast eîbet bir gün bize de gelecek. Bütün dilegim bu yolculuğa, elimdeki kalem düsmeden ve kafadaki ışık sönmeden çık maitır. DÜZELTME: Geçen haftakl yazınm 3. sütununda, sondan dördüncü satırdaki 1861 rakarm \VA olacaktır. f Toz Duman Dağılırken 1 Mayıs'tan üç hafta önce hir iş için !\Iadenİş'e uğramıştım. Sendikacı arkadaşlarla koııuşurken söz işçi bayramına geldi. Bu konmlaki kaygıları belirltim. Tam genel seçimlere doğru giderken 1 Mayıs'ı kundaklamak isteyenler çıkabilirdi. .^Iadenİş yöneticileri kuşkuUrı pjylaşıyorlardı : Düzeni sağlamak için On bin arkadaşımızı görevlendlreceğiz. DİSK, disiplinli ve çaplı bir emekçi örgiitüdür. MitingIcrde kan dökmek. vuruşmak nesüıe! Bu orçütün merkezincien düğmeye basıldı mı, fabrikaların çarkları durur. Ellnde bunca büyük güç bulunan DİSK'in Takslm meydanındaki çatışmadan hiçbir yararı olamaz. He!e şu fünlerde DİSK asıl uğraşını MESS ile (Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası) sürdürüyor. 1 Mayıs'ta cıı küvük bir olay çıkması, bu uğraşa zarar vereceğinden. scndika yöneticileri çok titiz davranmışlar: her tür önlemi aimak için ç;ıha göstermişlcrdi. Ne yazık ki işçl bayram! kundaklandı; Taksim meydanı 1 Mayıs'ta kanlı bir alana döniiştürüldü. Acaba DİSK bunun önüne geçebilir miydi? Araba kmldıkfan sonra yol sösteren çok olur. Ama biz diyoruz ki DİSK 1 Mayıs katliamımn önüne geçemezdi. Çünkü bunca çaplı bir <toperasyon»un önüne geçmek çok zordur. Devletin bazı kilit noktalanna yerleşmiş güçler, kafayı bozııp kararlı ve planlı biçimde bir «operasyonra hazırlanmışlarsa, ne denli disiplinli olursa olsun, sendika örgütlerinin planı bozması zordur. Taksinı Meydanını çevreleyen binaların her birinin damını ve penceresiııi denetim altına almak kolay nıı? Bir gizii örırüt, uygun s" r ( 'ügü yerle^ re silahlı kişiler yerleşîirmiş. Toplantmın bitim noktasında patlayan tabanca. işareti veriyor. Ayni anda üç yerden birden yaylım ateşiııe başlamyor. Polisiıı bir bölümü görcv amacryla işin içine katıIdiKindan, meyıian savaş alamna dönüyor. Şiındi toz duman dağüırkcü, herkes gerçep daha iyi görmeye başlamıştır. Anamuhalefet lideri. bugün İzmir'de vapatagı konujmada gerccği daiıa açık biçimde dile getirecek. Ama dünkü konıışması da yeterlidir. Ecevit diyor ki: « Bır süreden beri ber.im ıçimde bu nl3yları düzenleyenlerin nereden güç alıyor olabüeceklerir.e. nereden kaynaklanıyor olabılecekierırıe riaır bazı kuşkular vardı. Fakat kesin bir kanıya varmadan önce, bu kuşkulanmın dügrultusunda öır giri.şimde bulunnıayı doğru bulmuyordum. Bu kuşkularım Başbakanlıgım zamanında edinmiş oldugum bazı bilgılere de geniş ölçüde dayanıyordu. Bunlan o bilgilerin nıteliğı bakımından bütün açıklıgı ile söyleme hakkını kendımde göremıyordum. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımıza bunlan bütün açıklığı ile arzedebılirdim.» Şaka değil, yüzbinlerce kişinin toplandığı Taksim meydanında yurttasları avlamak ve hirbirine kırdırmak için operasyona, jririşiliyor. Bu çılgınlığı yapanların ortaya çıkarılması gerekir. Bu çılgınlığı, yapabilecek olaıılar kimlerdlr? Bugün ülkede bu çapta bir operasyonu sahııeye koyabilecek olan iki güç vanlır. Kontrserilla örçütü diye tanınan odak ile CİA'nııı Türkiye'deki uzantıları . Bu ikisi arasında bir anlasma var mı, yok mu? Orası belli değildir. Ama bu ikisi arasında sürekli bir lşbirüği olduğu açıktır. 1972 yılında Erenköyueki ünlii köşkte bir hücrede 30 giin kaldım. Kontrgerilla yöntemlerine pöre sorguya çekildim. Oradan ayrılırken beni .sorguya çeken ve albay diye çağnlan kişinin son sözleri şu olmuştu: « îlhan Selçuk, bu örgüt Teşkilatı Mahsusa gibi bir şeydır. Bak görürsün neler yapacak?» Bunu söyüyenlerin o günden bu yana çok olayda etkili oldukları biliniyor. Bııgün Türkiye'de halk neler konuşuyor bir l.ulak \erelim. Valnız halk mı? En sorumlu çevrelerde bile karşıhklı tartışmalar, Türkiye'deki CİA'nm tuzaklan üstünedir. Çoğıı olayın üstüne karanlığm perdesini çeknıek olasıdır; ama Taksim Meydanı operasyonu apaçık ortada. Bu iş, ne öğrenci işi, ne sendika işi, ne devrinıci genç işi, ne sol örgiit İşi... Bu operasyon tam bir profesyonel işi. Devletin içine sokulmuş profesyonellerin marifeti. Buna karşı önlemler ancak açıklık yöntemleriyle alınabilir. Olayları Türk lıalkma apaçık anlatmak sorekiyor. Perde gerisinde oynayanları durdııracak püç. açıklık ve aydmlıktır. Karanlık ve korku ancak böyle yırtılıp dağıtılabilir. 7 Mayıs'ta Çizilen Yol Şimdl anılara geçiyorum: Cumhuriyet ^S2Stesi dtin 53. yılnu doldurarak 54 yaşma bastı. Onun kurucusu Yunus Nadl 7 mayıs 1924 tarihü ilk sayıda so>le yazıyordu: «Cumhuriyet fn siyast programı admdan bellldir. (...) Cnmhuriyet, metnlekete mal ohnuş bir fUdrdir. Biz onun temsUclsi ve konryucusuvuz. Bu temel düşünce göz önünde tutulduktan sonra kesln olarak söyleriı ld, gazetemlz ne aükümet gazetesi ne de bir parti e»«etesidir.» 7 mayıs 1924'ten. 28 haziran 1945 tarihmde hayata gözlerini yumuncaya dek Cumhuriyet'i tam 21 yıl yönetrniş olan Yunus Nadi, CHP üyesiycli ve döneaı tek parti dönemiydi. Böyle oldufiu haide o: «Kesln olarak »öyleriz M. gazetemız ne hükümet jazetesl, ne de bir partl gazetesiJir.» diyerek daha ilk sayısında Cumhuriyet'in yar> sız ve bağımsız bir yayın organı oldugunu ı!An ediyordu. Onun vaJdtsiz ölümünden sonra da eşi ve çocukları ayni ilkeye bağlı kaldılar ve gazete bugüne kadarld yasamınj hep bu doğrultuda sürdürdU. Yazarlık Tutkusu Yazı yazmaga ortaokuldan beri hevesim vsr•dı. Türkçe öğretmenlerim komposisyon ödevıcrimi beğenirler ve beni daha güzel yazmaga özendirirlerdi. Bu tutku sürdü ve sürüyor. îlk y^zılarım, Yunus Nadi'nin Ankara'da yayınlam?ga başladıgı Yenigün çazetesinde 1923 yılı çıkt;. Bu gazetenin muhabiri olarak Imar ve îskan Uır'.um Müdürü İsmail Hakkı ve Maarif Vekili "a.<=:f (Çınar) Beylerle makamlannda, türlü sorunlar üzerinde yaptıgım görüşmeler, röportaj biv'iminde, imzasız olarak yayımlandı. Gazetenin merkezl Karaoğlan caddesinde, iki katlı ahşap bir binadaydı. Üst kattaki bir odada basyazar Yunus Ozanın Donuşu OKTAY AKBAL Evet Hayır BİLİM DUNYASI ÎÇlMİZDEKl BlLGİSAYAR bir yıldmm olajı ne kadar esraatıda, kentlerarası seferler Vehbi BELGiL rengiz bir şeyse anababa'n:n özel [ yapan otobüsierin, ana yolliklerinin nasıl olup da, çocuklarda mola verdikleri büyük lara geçtiğı olayı bizler için ajnı îokantaiar vardır. Yolcular buderecede esrarengizdir.» ralarda dinlenirler. karmlarmı adle, tek bir ir.san hücresmdeki gelecegln annebabalan dogacak doyururlar, dansederler, sonra tahmat şeridinin açılıp sicim gi çocuklarının göz ve saç rengını, Yüzyılımızın başmda (1902) yollanna devam ederler. Bunlabi uzatılabilmesi halinde iki met boy uzunlugunu .. bir biyoîoji rviîsöylenmiş bu sozlerden sonra, rın bazılarmda, dans salonunun re uzunluğa yaklaşabilecefini he ginine ısmarlayabileceklerdir. Bu konunun aydınlığa kavuşması bir köşesınde, kırk elli enstrüsaplamıştır. Bilgin. bu uzunluk gün bu, nazarî olarak kabildir. için, tam yarım yüz yıl daha bek manı olan orkestralar görüîür. Zira, hayvanlar üzerinde bu yol lemek gerekmiştır. Bu süre için taki talimat şeridinin içinde Fakat, bu çalgılan çalan kimde elektron mikroskoplannın ve 1.000 cütlik bir ansiklopediyi dol da pek çok denemeler başanyla seye rastlanmaz. Fakat, orkestra, duracak kadar çok talimat bulun yapılmıştır ve yapılmaktadır. Pe X ışınlarıyle işleyen araçlann bu hiç durmaksızın, dört beş saat duğunu da sozlerine eklemiştir. nemelerin insanlar üzerinde ya lunması, araştırmaları büyük öl çaiışabilir. Bu durum, böyle bır çüde kolaylast'.rmıştır. Bahsi fe Yani, her cildi 600 sayfa sayar pılmasma şımdilık müsaade eciil orkestra ile ilk karşılaşanı bir sak, tek bir hücremizdekl bilg:, memektedir. Zira, hücreleri üze çen ışınlan kullanmak suretiyle lıayli şaşırtır. Zira, orkestranın' 600.000 sayfahk fcir kitabı doldu rinde oynamak suretiyle dünyaya DNA'mn sıralar perdesini ilk adavTilları, çaiparaları, ' zilleri, ralayan, İngiüz bilgini Dr. Maugetirilmiş bır çocukla ilgili oiaraeak ka'dar çcktur. orgları, nefesli, telli âletleri çaBunu, rak bir çok hukuki, ahlâki, sos .rice VVilkins olmuştur. Bütün., çanlılarjn biicrelerinin İınmakfa ol^n şar'fcrfa rarrian zaAmerikalı James D. Watson ile çıknîakher' birinde ayneh bulunan bu yal.:. Soruniar ortaya man katkıda bulunurlar. Bu işi İnsriliz Francis H. C. Cricfc'in ça bilgi şeridine, «Deojcsıribo Nük tadır. o kadar büyük başarı ile yaparlışmaları izlemiştir. Sonunda, ka • ARiSTO'DAN BERİ rÜREGELEN lar ki insan heyecan içinde ka leık Asid» kelimesindeki başlıca lıtım yasalannın sırrının çözülharfler ahnarak, DNA adı verillır. düğt;, 1953 nisanında a.janslarca BÜYÜK MERAK : miştir. dünyaya yayılmıştır. Orkestramn kendi kendine naBiyoloji bilginleri, bahsini ettiCanlılann nasıl olup da kenBulu$, dür.ya bilim çe^•rele^in sıl çaldığını merak edenler, ens ğimız şerit üzerindeki işaretlerin trümanların arkasında büyük her birininin hangi talimata ait dilerim dünyaya getirenlere ben de atom bombasından da büyü:; bir bomba etkisi yapmıştır. On iki makara oldugunu, bu maka oldugunu anlamak için, ilk çalış zediği konusunu derinlemesine raiardan biri üzerine sarılı yüz malarını basit hayvanların hücre ilk inceleyen, Antikçağ Yunan fi dan sonra da, bu alandaki şaşır, lozofu Aristo olmuştur. Daha ö.oğ tırı buluşlar birbirini kovalamış lerce metre uzunlukta bir karış leri üzerinde yapmışlar ve şeritır. Yukarda adlarını verdiğimız kadar genişlikteki bir karton din hangi parçasının har.gi özel ru bir deyimle, bu konuda sistematik ilk araştırmaları yapanlarüç bilçine. 1962 yılı Nobel Fiziseridin muntazam ve ağır bir îiği oluşturduğunu bulmu^lardu. dan birisi olmuştur Aristo «Biyoloji ve Tıp ödülü verilmiştir. hareketle öbür makaraya sarıl Örnegln. bir sır.eğin ksmatlannın risi olmuştur» diyoruz. zira, ko Yarj ödülü, üç bilgin payla^mış ciığinı görürler. Fakat, şerit bir biçimıni belirleyen talimat üze nu üzerinde Empedocles, Anaktır. makaradan sağılıp öteki maka rinde yapılan bir değ;şiklik, siraya sarılırken küçük bir kutu neğin kanatlannın bildiğimiz bi sagoras gibi başka Yunan filozof• I5IKTAN HEŞHR : içinden geçer. Şeridin üzerinde çimde düz değü, kendi üstüne ları da görüşlerini bildirmişlerrastgele serpiştirilmiş izlenimi kıvnk olması sonucunu doğur dir. Bunu Aristonun •Canlılann OAçıklamalarımızın bu noktaluşumu (De Generatione Animani veren birçok delüder vardır. muştur. lium) adlı yapıtından anlıyoruz. sında şöyle bir soru akla gelebi Işte bu deliklerdir ki. küçük lir ve gelmelidir: «Normal bir Yani DNA talimatınm büyük Aristonun bu yapıtındaki bilgiler kutudan geçerken, hangi çalgımikroskopla görülemeyecek kaayn bir yazı konusu olacak tanın ne zaman, ne kadar sürece kısmı okunabılmiştir. Okumayı dar küçük olan bir hücrenin sarkıya katfcda bulunacağmı be öğrenmek yazmayı da ögrenmek zelikte ve iîginçliktedir. DNA'sı üzerinde nasıl oycanabil bir lirler Yani, karton şerit üzerin anlamına geleceğine göre, Konu üzerine Aristodan sonra mektedir?» deki bu deliklerin her kümesi ay hayvanın kalıtım şeridi üzerinde eğilenler çok olmuşsa da kalıtım Soru ''erindedir. Zira, en ince gerekli değişiklikler yap:lmak su (irsiyyet) yasalarınm sırn bir n bir şarkının talimatını oluşkılcal bir neşter ile bu işi yapretiyle, hay\anın özelliklerini de türlü anlaşılamamıştır. Bu yüz maya kalkmak, balta ile kurşun turur. Fransa'mn Lyon şehrindeki do ğiştirme olanağı sağHnmıştır. den, biyoloji bilginlerinden Willi kalemi açmaya kalkmak kadar kurca müzesinde de, geçen yüz Verdiğimiz bu bilgiyi insana gö am Bateson U86M92S) adiı bir olanaksız bir şeydir. Bu yüzden, bu iş. laser ışım ile yapümakta yıldan kalma bir Jakar dokuma re anlamaya ÇEİışırsak şöyle bir İngiliz biyoloji bilgini şöyle diyedır. 10 santim kalmlığındaki bır tezgâhmı gösterirîer ziyaretçile durumla karşüaşırız: Yakın bir bilmişîir: oVahşi hir insan için çelik levha üzerinde, bir anda, re. Bu tezgâhın da, bahsettiğigözle görülemeyecek kadar ince miz orkestranınki gibi, delikli delik açabilen bu güçlü ışık, bibır karton şeridi vardır. Bu deyoloji bilginlerince nester gibi lıkler de, dokunacak kumaşın kullanılmaktadır. desenlerini verecek biçimde aBugün. yine kuramsal olarak, yarlanmışlardır. Karton, tezgâanıran bir kedi. havlayan bir ha Ukıldıktan sonra tezgâh çaeşek, at gjb! tırnaklan olan bir lıştırılırsa desenli bir kumaş doMerhum Süleyman Çelebi ve Semiha Çelebi'nin oglu, köpek. yahut %tteudu tüylerle kunmuş olur.. Aycan Çelebi'rân eşi. Süleyman Çelebi'nin babası, Ertugkaplı bir timsah veya balık yaOtomasyon sistemine göre işrul ve Handan Çelebi'nin kardeşleri, ratmak olacağı vardır. leyen fabrikalarda da durum ayİŞ VE İŞÇİ BUIAU KURUMU GENEL nıdır. Bunlarda da, üzerinde talinıat delikleri bulunan karton MÜPÜRLÜĞÜ MÜFETTİŞLERİNDEN şeritler, fabrikada üretilen maddelerin yapımı için gerekli bütün emirleri, üzerinde taşırlar. Zühal Benan Gürez Ve böylece de, glinde yüzlerce traktör çıkaran bir fabrika, üç ile cört uzmanla, çalıştınlabilir. 6.5.1977 cuma gür.ü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. CenaŞener Akalın Bilgisayarlarin da temeli asağı zesi 8.5.1977 pazar günü Kadıköy Osmanağa Camiinden öğNişanlandılar yukarı budtır. len namazını müteakip ebedi istlrahatgâhına tevdi edilecek38.4J977 tir. Allah rahmet evlesin. • VÜCUDUMUZDAKi lALiMAI İstanbul JERiTLERi (.Cumhuriyet: 4386) Işte, geçen haftaki yazımızda çağımızm en büyük buluşu olarak nitelediğimiz buluş, insan vücudunu oluşturan 60.000 trilyon hücrenin içinde de. yukarda anlattığunız biçimde talünat şeritlerinin bulunduğunun anlaşılması olmuştur. Bu şu demektir: Boyumuzun ı^unluğu, saçlanmızın. gözlerimizin rengi ne olacak tır? Saçlarımız hangi yaştan itiAkademimize Uzman ve üzman Yardımcısı Kadrolannda istihdam edilmek üzcre aşağıdabaren döküîmeye veya ağarmaki bilim dalları için asistan ahnacaktır. ya başlıyacaktır? Baba veya ana îsteklilerin sıcava gireceklen yabancı dili belirten dilekçeleri ile birlikte 16 MAYIS 1977 mızdan bize geçecek «irsi» bir pazartesi sabahı saat 9.00'a kadar Akademi Başkanlıfına müracaatlan DUYTJRULUR. hastalık, hangi yaşta nasıl baş Aalınacak Asistan gösterecektir? Sesimizin tonu ve Bölümü Sayısı Bilim Dab ya manen özelliklerimiz r e olacaktır?... İşte bütün bur'.ar, altSağhk Bilimlen Bölümü Fizyoloji ve Reaminasyon 1 miş bin trilyon sayısındaki hücSaglık Bilimlen Bölümü Spor Fizyolojisi 1 relerimizin her birinde en açık Sağhk Bilimlen Bölümü Ortopedi ve travrr.atoloji 1 biçimde şifrelenmiştir. Sosyal BLhmler Bölümü Fizik tedavi ve Rehabiîitasyon 1 Çocuğun hangi yaştan sonra Türk Kültürü ve Folklor Türs Kültürü Tarihi 1 konuşmaya, emekiemeye başlıya Sosyal ve İdarı BUimler Hukuk ı ca^^, kaç yaşında buluğa ereceSosyal ve Idari Bilimler Sosyoloji 1 ği, hattâ normal koşullar altında Sosyal ve İdari Bilimler Iktısat ve îşlerme 1 ne zaman öleceği, bunayacağı... Sosyal ve İdari Bilimler Halkla İliçJnler 1 keza hücrelerde yazılıdır. Beden Egitimi ve Spor Bütmlerl Beden Eğitimi Tarih, 1 Beden Eğitimi ve Spor Bılimleri Atletızm 2 • BİN CİLTIİK KiT&PTAKi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Aletli cımnastik 1 KADAR BilGi: NOT: Yabancı dıl sınan 205.1977 cuma saat 10.00 etmiş dört yaşındaki îspanyol ozanı Rafael Alberti vurduna dönmüş. Tam otuz sekİ2 yıl sonra!.. îspanyol dillnin yüzyılımızdaki en büyük ozanlarından biridir Alberti. Inançlı bir toplumcu, eylemiyle de sanat) kadar ün yapmış, etkili olmuş bir aydın kişi... Otuz altı yaşında ayrılmış yurdundan, yetmiş dört yaşında geri dönüyor: Düşündnrücü, hiizün vericı, ayni zamanda bizleri, dogrunun, haklının, iyinin, eninde sonunda üstün çıkacağı inancma götüren bir olay... Neruda şöyle yazar amlannda: «Rafael Alberti her şeye ragmen yaşamakta olan bir şairdir. Onun için binlerce ölüm planlanmıştı. Bunlardan biri Granada'da olacaktı. Bir başkası Badajoz'daydı. Güneşin ışıdığı Sevilyada, küçük köyü Cadiz'de ya da Puerto Santa Maria'da aradılar onu, bıçaklamak asmak için, şürini öldürmek için... Fakat klm öld,ürebilir ki şiiri? Şür, kedi gibi vedi canlıdır, IşKe^ce*" ede'rler, "sökaklarda 's'ü'rniderler, üMuncJ (uicürurfer, alay ederier, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüııe yol•ltarfaY; fakat ~tr "biftuıı buhla?ryâ$ar; ^ünffif'teHer#& "mr yüzle ve gülümseyerek çıkar ortaya.» Şimdl Madrit'te bulunan, önümüzdeki seçimierde nıilletvekiii adayı olacağını söyleyen büyük ozan. İspanya'dan vumruklanmızı sıkarak çıktık, ama şimdi dostluk elini uzatarak dönüyoruz demiş... Ozanlara yakışan bir söz. Ama gurbetlerde geçen otuz sekiz yıl unutulur mu? Lnutulsa da, bütün bir yaşam sayılan otuz sekiz yılm acı gerçeği ortadan kalkar mı? Bir dilin büyük ustasım, o dilin ana yurdundan koparmak korkunç bir şejdir... Gerçı Alberti, İspanyol dilinin konuşulduğu ülkelerde geçirdi bu yılları, ama hiç bir yer kişinin öz toprağına bcnzemez. Ne "denli evrensel duyarlığa ula^mış da ol.sa bir ozaııı, bir sanatçıyı kendi öz kaynağından koparmak onun yaratıcı gücünü yarı yarıya eksiltmektir. Alberti İspanyol Mavisini aradı her yerde... «Bazen deniz doldurur ressamm paletini Ve kulağına gizlice söylediğı maviyle bir gökjüzü ısmarlar Gölgeyi düsüren gövde gidince gölge en mavi rengindendir Kıpırdarken duru maviydi kendlnden geçmiş şimdi, anılar arasmda. Mavl görünmüyorsa bile Bir ısık perdesi gibi kaplamıştır resmi» diyortlu bir şiirinde... Ozanlar kendi Mavi»lerini, yani iç evrenlerinin renklerini yaşatırlar, ta çocukluğun ilk günleıinden, gençlikten getirdikleri yaşam serüvenlerinin içinde... Y wJ/ 0 Universiteye giriş kursları •• •• İDERSANESİ Yetenek ağırlıklı Modern ve ktasik sınıf lar:j| Bizler için, 193639 yıllarının, yani İspanyol İç Savaş günlerinin çocukları için, Alberti'nin. onunla birlikte ilk gcnçlik düşlerimizln kahramam La Passionaria'nın, onuıı gibi eski sosyalistlerin, eski toplumculann Ispanyaya dönüşleri, çok önemli bir olaydır. Cumhuriyetçi İspanya'nın, Italyan ve Alman ordnları tarafından açıkça destekleneıı Franko Faşistleri önündeki savaşı, sonunda yenilgisi belleklerimizde kara bir nokta gibi durdu yıllarca... Ispanya'da bilinç güneşi yeniden açtı bunca zaman sonra: Passionaria'lar, Albertiîer bir bir dönüyorlar üJkelerine. Bütün o yaşlı ve yorgun savaşçılar, ölmek üzcre köylerine, kentlerine kavuşuyorlar... «İspanyol Mavilerini doya ıloya tatmak, halklarıyle kucaklaşmak için... l'abin Neruda amlannda Alberti'den söz ederken «İspanyol dilinde o şiirin görkemidir. Şair olarak doğmuştur ve bir şiir uzmarudır. Kışın orUsında açan bir giil gibidir» diyor. Alberti'nin dönüşü çağnşımlar uyandırıyor içimizde... Nazım Hikmet de 1950'de ayrılmıştı >urdundan. Ne var ki o bir daha dönemedi Türkiye'ye, İstanbııi'una, Boğaz'ına... Özlemlerlc dolup taşan dizeler yazdı yalnız gurbet yıllarmda. Düşüncelerindeki toplumda yaşamak yetnjedi. Kökleriyle ba^lı olduğu toprak. doğa, deniz gerekliydi ona. Şiirüıin iizsuyu ordan geliyordu, o ana kaynaktan, Türkiye insanından, Anadolu'dan... Nâzım, göremedi o güzel dönüşü; tatmadı o eşsiz duyguyu... Yabancı bir keııtte öidü en oîçuıı cağiiıda... Alberti'nin, lıem de otcz sekiz yıUık bir gurbettoıı sonra Madrit'c dönmesi, Cadiz'den milletvekili ad3yı clması bu çağnşımlan yapıyor ister istemez. Belki bir kaç yıl sonra Nâzım Hikrnet de Türkiye'ye dönecekti, yaşasaydı... .Nenuia'nın vaztüğı şu satırlan. Alborü yeriiM" >âzım'ııı adıru koyarak okursanız hiç bir değişikliği olmayacak: «Sairlcrin arasında en temiz suyla yıkaniTiış olanı Alberti, cüinyanın en bunalımlı döneminde, şiirin topluma ne oranrla yararh vc destek olabileceğini çöstermiştir. Şürin topluma yararı ve desteği, püçe, ince dııyguya. sevince dayaııır. Bu özellikleri olmayan şiirin sesi az çıkar, türküleşemez. Oysa Alberti hep türkü söylemiştlr...» VEFAT 20 mayıs'tan sınav güniine kadar. 164 ders Xağaloğluİst.Tel.22 24 60. (Cumhuriyet: 4355) VEFAT ŞENKAYA ve OLTl' sşrafmdiin KARABULIT ailesinin değerli varlığı, Refika Karabulut'un sevgüi eşi. Özcan, Aytaç, Gün?r, Şencan ve yatma'nın aeğcrl; babaian Cemil Mehmet Atillâ Zübeyde ve Mübeccel'in kayın babaian ve ERTAŞ ailesinir! kıymetli enışteleri DÜNDAR ÇELEBİ Sabri KARABULUT 6.5.1977 cuma günü Hakkm rahmetine kavaşmuştur. Aziz naaşı 8.5.1977 pazar günü (.bugünı ıkinâi namazından sonra Kadıköy Osmanağa camiinden aluiarak Karacaahmet mezarhğmda toprağa verilecektır. Tanrı rahmet eyleye. A İ L E S t (Cumhuriyet: 4376) ANADOLUHISARI GENÇLİK YE SPOR AKADEMİSİ BAŞKANLIĞINDAN • »•»•••••••••••• SEKRETER ARANIYOR • İyi Almanca, ikinci dil olarak İngilizce büen, • en az 2 yıl iş tecrübeli, • daktilo ve steno yazabilen isteklilerin, aşağıdaki adresimize başvurmaları rica olunur. • • • DUYURU • TÖB DER ŞUBELERiNE TÖB • DER ÜYELERiNE Faşizm ve emperyalizme karşı mücadele ederken 1 Mayıs'ta katledilen 6 eğitim emekçisi için yurt çapmda bir yardım kampanyası açılmıştır. Demokrasi ve halk düşmanlanna karşı, örgütümüzün her alandaki güçlü dayanışmasını sonuna kadar göstersceğiz. Yardımlar T.C. Ziraat Bankası Yenişehlr Şubesindeki 62869 nolu hesaba görderilecektir. TOB DER GENEL MERKEZt 4 i 4 • AEGTelefunken Yıldız Posta Cad. Timlo İş Hanı Mecidiyekoy İstanbul Gene! Elektrik Türk Anonim Şirketı 4 4 801ı yıilarda Şikago Üniversitc