Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OCRI CUMHURilfEI 3 MAYLS 1977 ABDULCANBAZ YAYLA FakirBAYKURT 19 • • «(îetirdim aynayı!» rledi. soluk solıfa Hoşn'it hoşnuf ?Uld'J Hocabey. Eiinin bîrin: çocujfun ba$ına koydu aynavı ahrker.. Sordu: «Adın ne senin?» «Kârrnl Çakıy. » «Nesi olursun Bay Çakır ın?» «Tovunu...» «Kaç yaşmdasm?» «Yed;.«Aferin...» «Sagol...» «Okula gıdecek misin?» «Gideeegim.» «Askere gidecek misın?» «Gidecefim» «Sonra?» «Evlenecegim. Honanda'ya fîidecefcım. » «Ne yapacaksm Hol'anda'da?» «Çalışacagım.» «Ne biliyorsun bunlan sen?» «Babam orda. Amstydam'da çalışıyoy!> Baktı Kâmil'in çaktr gözlerine: «Aferin KSmil Ç«kır befenciim senü.» Aynavı geri verdi. «Tut; gelıyorum!» dedı. Içer: çatîıra girdı. Havlusıınu, tras kutusunu aldı. Bir taşm başma koydu kutuyu. Giineşe bak". Açıp kapadı kollannı. Doldurup boşalttı ciğerlerini. Zıpladı birkaç *ez Bacaklarmı sırayîa gerı geri siikti. Yeniden doldurup boşalt'ı göğsiınu. uBe:ı ş:mdi bu sabunu köpürtecefim. Traş olmak içın...» «Eîlıyoyum» «Sen de aynavı tutaraksın.» «Tutamam..» «Dedem bekkyoy » Necıp'in oglu Nazmi bekliyordu tssın basıMr Saçlanm makasla kestirmistı. Berber yoktu dağda. Koyf ı:ı:p C".!ins;. ı da göze alamamışn. Kerkenegin boynu gıbı desen desendı bası. (;O gelsin f.ıtsun..» dedi K o : i . Döndü; «Geil.» Koşup geldi Nazm:. aldı aynavı. «Tutarsırı degil mi?» «Tutarun...» Kâmil gittı. «Ho ho hoo hooop!.» diye valse benzer bir şey yaptı. sonra çaldı, oynadı Hocabey. Şaşarak bakıyordu Nazmi. Sabunu ayı köpürtmeğe başladı. «Ho ho ho hooop!..» Durmadan söylüyor, oynuyordu. «Getir bakahm aynayı, tut rinümde!.» Samr.'nm nsrsıl durması gerektigtni düşündü. Güneşe sırtım verecek biçimde saptadı yer:ni. Işık \uracaktı yüzüne. «Kaldır bıraz! Dik tut: Azcık eğ. » Kısa bir :ki bayruktan sonra yoluna girdi iş. Sabuniayıp bıtirdi yuzüııü. Cilet taktı makinesine. Once favorılerinin uçlannı aidı. Eğılip karabur ol'jyordu. Usul usul kaldırdı a;.Tia;a, Hocabey'i kurtardı Nazmi. «Aferiiin, çok yaşa. teşekkür ederiiiim!..» Uzaktan bakıyordu Çakır. «Bunun bize kahvaltıya gelnıesi yok bugün'..» Zaten çadır dağınık. Aşla keşle ugraşıj'or dişeyliler. Brn çayı demleyip. sütü ısitıp ona gideyim. B:r tepsiye koydum mu mi5 gibı olur. Biraz bazlama çökelek alırını. Ömriuıde yemiş mı bakalım'.1..» Düşündü: nBıraz da bal. .» Xa<:rai. eğıtimli asker gibı kıpırdamadan tutuyordu ajnayı. Sankı bir dııekte Bsılıydı. Hocabey öyle rahat oluyordu traşını. nSenın ogiun var mı?» Birden sordu Nazmı. «Bir kızım var dokuz yaşmda, EHf. Ama düşünüyorum, Uerde bir de oğlum olacak .» «Ben y?di yaşmdavım. çabıık büyüypcej;::n " Bıraz duşündü Nazmı: «Nasıl biliyorsıır. ilerde oğlun oiacak? Va gene ku oiursa? Bir fane mi kızın?» rBır tanc.. » «Başkn kızın yok mu?» • Yok:. • Semn tüfegın var mı?ı • Yok!' • Sen kurdu vurabüır misin?> • Tabancam var. onurüa \urabıhnm .» • Onunia vııramazsın!. • • Yecü kursun atar tabancam! Taracım mı 'amam:,» Hiç îaradm mı? Vurdun mu kurt?> •Vurmadırn. > Düşündü. çıka:np.dı ıçinder.. konuşmadı bır «ürr. Sar.a tabanca getireyim mı bır daha gelirken^> •Essaiı tabanca mı?> Güicü Hocabey: .Essah tabanca olmaz çocukUra:. Oyuııcak tabanca • B.ibaın getııdi bana: y.ıkarda duruyor:» • İsremıyor musun oyuncak?B?n çabuk büyüyeceğnıı. tııirğım olaca^!ı Traşını olup bnirdi Hocabey. <K;ın Restı senin saç:arm!?> . Bcbam. Güzel olnıuş mu?» <Çok güzel omıuş . > • Ondan :r.ı sordu'.ı?» «Ondan snrdum • Muslukta yıkad: yüzur.ü. {ırçasını. makinesini. Kunı'.andı füzel't'. Şimdi ayr.ayı götur. yprinc ver. Selâm söyle Çakır'a, teşekkür ericrım. Kahvaîtı ıçm de teşekküı ederinı, zahmet etmesin.. O îirüd.i oiv flinrte rep:;iyle rartırriar. çıktı Çakır. N'azmi'nin âmayla geldigin; görünce durdu: Golür kendisine: Gidesiye kullarsır.. * Dör.dü Nazmi •fJidesıyr kullanürüksın.. » dedi. Cakır da snründii rcpsiyio. Selam Hocabeyim. merhaba. gü^ . Giir.aydîn: nasıism Hocanı? Sana b:raz kahvaltı getirdim.» . Elinr^ tır>3 losyomı. döküp sürünmek üzereydi. durdu: «Ooo! Gürı?.ydı:i. ;4ir.aVcho• • Bııvıır beknlım Çakır:.» Tepsıyi aîıp çadınn oniındeki ;ns«a*u koymnk ıstedi. Vermedi Çakır. «Sen işiftp bak. .ür kolu:ıyanı talar. Bunlan da istersen çadıra götüreyim. orac.a vap kohva'.:ını ' ' .Yok: ış*e:neiT Dışarda. rçık .lavada yapacağım.' l.osyonunu snriintiü. Gö;iirüp Çakır'ır. eürıe. Kokia bak. Amerikan. losyorl.a'iur f>rıha dojrusu Amerika iisansıyla Aîmanya'dan imal edilrtı:şt.ir. Cok pahalı • Jîîacı'r.nn zenzoın şuyuna benzıyor heıai;m'~ dedi Çakır. Kok'aaı «Alı>kı:ı nlmadtğiindEn kötü geldi buınııma > (UEVAM1 VAR) BÜYÜK ŞAŞKINLIK (olay öyküler) Bu Assos'da sar.ki rı:ç akşam olmazmış gıoı. uzun, upuzıın uır &abah yaşanıyor oep Geceler bi le saoaha oenzıyor. Duınıadan yenılenen, dunııadar, çogaian b:r yaşam. Oysa di^ardan ui<iiidıgında. dingın, sessiz bır görunam ıçınae. Çogalıyor ner şey. Kendı yasaları uyarınca bitip tükenmek nedir bılmez aır çogalmamu ıçmae Assos. Demzue Dalıklar, gokte kuşlar, ağaçlarda meyralar.. tncir agaçları, nar... Nar gibı, kıpkırmızı nar. Bariem agaçian, zeytinler ve her kapıtian ıkışer u<,er çıkan ınsan yavruian, çocuklar... Eskı bir ADadolu kenti Assos. Soylence tle gerçegin iç ıçe olduğu bütün kentler gibı, kesinlik hıç yok. îsa dan önce ıkı bin yılına kadar Dii;n;r gibı. Ondan öncesı Düsoütün söyience. Hıtıtten Selçuklulara, Selçukiuiardan günümüze kadar uzanan bmlerce yılın karnıakarışık akıl almaz serüveni... Pers,ler, Lidyaiılar, Iyonya, Helen, Roma, Bızans ve bütün bunlan ıçıne soluk çeker gibı çeken Osmanlı... N'asıl bır kanşıındır bu. kımı kımden nasıl ayıracaksınu:; Dördüncu yüzyılda ker.tı yoneten Hermias, Ansto'yu çagırmış Assos'a. Aristo, okulunu orada kurmuş. Çevresinde ögrencileri ile Aristo'yu düşünüyorum. Nice canhlar gelip geçmiştır buralardan. Denızden iki yüz otuz beş metre yüksekJiğindekı bir kayalıga kurulmuş olan Assosdan hugüne kata»SiiHCtılar a n v . smda, pek çok sey var. Agora, mah. Yanı; bir kenti kent cak olan hemen her şey var. Tiyatronun, tapınagın sütunlan limana nasıl gelmiş, kim yuvarlamış onları asagılara! Ne kadar kolay anlatılıyor anlatılırken. Her şey yerli yer.nde. İsa yerli yerinde. Rorna, Bizans Osmanlı yerli yerinde. Kermias yerli yennde, Aristo baş köşede... Bu kalelert, duvarları yapaniar nerde n ... Onların direnmeîeri, sevgileri nerde?... Nerde oniann bunahmlan, korkuları. cinsellikleri nerde? .. Elendilerin baskısmdan kaç köle kaidırıp atmış:ır kendini bu surlardan aşagı? Küçük limanda eğlenirmi^. kral lar. Şarap testileri burada kırılır, kızlar burada denıze dalarlarmış anadan üryan. Tarihsel sömürü ile tarüısel direnme .. Aynı arabayı ters yönde çsken ıkı at gibı. Yaşamın, bıri olunca ötekisinin olrnamaziık edemedigi ikı ana ögesı. Limanda bir şey sıçradı. Yahya: «Levrek, diyoı • İri bir levrekmiş. Hermias ın zamanmda da sıçrardı bu levrek. Hermias'm levreğinden bu'na geünceye dek kaç bin levrek tıc uca eklendı kimbilır. Akıp g.den tek şey can., hiç durmuyor o, bir levrekten ötekine, bır ınsandan diğerıne, gövdeji eskimış bır ak giyıt gibi arctıııda bırakarak durmadan jaşıyor... AYVACIK'U BEHRAMKAIE ARASI Ayvacık'la Behramkaîe'ni:ı arası on yedi kilometredır. Ayvacık'tan Behraınkale'ye doğru yol alırken tam yedı kilomerre sonra. bir trafik «ievhası görürsunüz: .Behramkale, 10 kilomere.» Mavı üstüne beyazla yazılmış bu koca •levba»nm üstünde bır başka yazı daha vardır. O da beyazla yazılmıştır, ne var kı, beyaz yağlı boyaya gereğınden daha çok gaz konduğundar butün harfler akrnıştır. Ne mı yazıyor orada°... .HELSİNKİ FATİHİ DEMİREL. İnsan bir an şaşırıyor. Ne zaman girtik de Helsinki'yi aldık riiye. Şa^kınlıgımı örtbas edebilmek umuduvla geriye gidiyomm. yani tariîıe dönüyorum. çok verler almışız tarihte. ama içlerinde Hels.nki kesinlikle yok. Süleyman Demırel. Kelsinki'vi almış. Gün gibi ortada bu. Basına yansımarmş olması alçak gonüllil oluşundan. Büsbü'ün kay Nevzat ÜSTÜN Yıldızların ilgisiz ve solgun ışıkları altında kocaman bir gece... Altı mil ötedeki Midilli Adası'nın ışıkları ateş böcekleri gibi... yorum bu sabah. Tüfeğımm yanımda olması, tüfeksız ava çıkılamayacagından. törelere uygun olsun dıyeliğınden. Aklım hep İstanbul'da, özledığımden mi? Kesinlıkle nayır. Nesinl özl*yecpkmişim kı îstanbul'un. Aklımın orda oluşu özledigımden degıl. kurtulamariıSımdan belkı de. Şu anda kaç yurt basıhyordur?.. Hangi kıtapevlerine bomba Kon ma.'îîa?... Kıtaplar nerde yakılmakta. kaç ögrenci demir kapıların ardında?... Kaç çıglık odadan odaya dolanıyor «Yenı Sansaryan Hajılnda»? .. Kaçırrlık krklıfı 1 . Otur yanıma Tüiü! .. Oğretmen Tülü oturuyor yanı Bugün carüı olan hiç bir $s ye aîeş etrreyelim olur mu? Anadolu insanmda en çok sevdijim sorusuz saîşınlığıdır. Kenîlinin o vırtîk akılcılıgmdan bir parça bile yoktur onda. Olur: Canımız sıkılırsa tas diker, ta.şı %ururuz. Yıne ayru içtenlık. Olur. Birden scviyorum «olurn sfe rugünü. Oğretmen Tülü KOlmaz» deseydi. du güzelim sabahı sur juna dızmış olurduk bi? ACEMİ KURBAGAIAR GiBi Istanbul .. Acemi kurbağalar gibi. cıyailayarak geçiyor panzerler. Başlarında kasklan, ellerinde makınalı tabfvncaJan, polisler... »X>toınaük tsbancater ateşe imzır. Pankartlarda eçiş büçüş yazılar. KnJi.,erkekii bır yıgın gcnç, .vürüyorlar. «Yaşasın Özgürlük» «Işçi gençlik e! ele » ıtKahrolsun faşizm...» Silâhlar takırdıyor, tetiklerdeki parmaklar gergin... İki ölu, dokuz yaralı. . Tutuklananların sayısı hiç belli degil. Sokaklarda koşuşmalar. Minar^den öfio namazı okunmakta .. oAllahü Ekber . » Koşanlardan bin. yaşlı bir ka dına çarpıyor. Elindekı zembi! yere düşüyor. Dört beş patates'.e bir okadar da soğan ortalığa saçılıyor. Arkadan selen panzerlerrien bıri. ikı patatesle üç soganı ezıp geçiyor. Ezilen patateslerle soganların dış devınimı duruyor, ıç devınım mi. o hiç dunnaz. (DE5EN: RAUF ALAZAN) Yaşlı kadm aflamaklı, gpri KRlanları kurtarrr.a savaşımına gıri şiyor. Başaramıyor. Öylece kalıyor. Panzerlere ve kaçan çocukÜstünde oturdugumuz duvar lara bakıyor. neden kaçıldıgını BU HALK... ları en son Selçuklular onarmış. ve neden kovalandıgmı aniamaBır şey uyanıyor aır.a ne'... Daha önce on ikı metre emndey d'.Jı bır <rprçek. Üç yüze yakın oy'u oîan Benmış bu duvarlar. Yıkıntılardan Durmndan cıyaklıyor pin7»rler. ramkale'den Adalet Partisi'ne ^.n tıellı oluyor bu. Selçuklular üç Mavı ile mor arası bır ışın, oan ikı oy'dan daha çok oy çıkmaiT.sı dört metre eninde yapmışlar. zerlerın tepesindp durmadan yasıru, bütün Milli Gephe'nin yirmi Şırndı mı. şimduerde pek duvar nıp sönüyor, yanıp sönüyor. clen çok oy alamamasımn n»Kt« muvar yok ortalarda. lodos bir «Maîbro!.. malbro.. kent 6a ni başka türlü açıklanabilinır yandan vurdu mu öte yana ravar. kent de var . AbiİPr vokmu mi:.. hatlıkla aşıyor. Kimı gür.ler Ka:"=teyen. kömüriii filip moris, on Koca Türkıye. sYutturmuş 'rıırakolur. içinde alıyor soiuğu. iki buçıık abiler. verelim mı ablas...» politikası ile nereye kaBıraz önce döndük avdan. Yaş la, sevşrilir.r jötürürsün. aman kü» dar götürüiebılir?... Helvayı âvu landım mı nedır, vurduğum zafeye bak. küfeye! .. cuna kor da sonra yamldığını an man degil. vuramadığım zaman Bir oanzer dah=<... lar geri alrca.sır.ı b:l:r bu halk .. sevinır oldum. Koca kulaklan <;Boş ver abı sen nnlara H Î KOCAMAN BiR GECE ıle önümden seke seke koşan dalsanııza bakaiım. Ist.?r:nısın tavşan kanlar içinde vurulup Yıldızların ilgısız ve soigun abı on cînrdüne yeni basniış, tsdüştü mü bır tuhaf oluyorum. ışıkları aif.rda kocaman bir gemüz üç yüzünü alınm ..» Nasıl bırleştiriyorum onu da bıce. İbrahim Kaptan. sol yanına «Pahalı be'.. » lemiyorum ama. hep vurulan çoyatmış. ağır başını sol eline da'«Avıbetf.n vâ:ıi. on dhrriiındî cukiar geliyor aklıma. Oysa esyamış durmadan sigara içiyorbc amca, ana kuzusu daha çeçcn kiden r.asıl büyük bir tutkuyla du. Altı mil ötedeki Midilîi AdahaftR düMü °lım:7r • atılırdım nayvanlarm üstüne, vusı'nın ışıkları ateş böcekleri giBİR PâHZER DAHA ramadıgım zaman deliye riönerb:... Bir şilep. akıl aimaz uzuniki şezjjır.cl. niri Sız bin Ofdim. Son bir :ki yıldır. Benden lukta bir şilep geçiyor uzaktan lan. Doş bağır ürvan. Doîn'nur.. daha iyi tüfek kullananları göbaş Iambası ile kıç lambası araUzak Dogu'nun gızlerinı alıp g=l rünct sevinır bıle oluyonım. Kan sına yüz elli iki yüz metre raha" mışler. Hindıstandaij mı gelmişsaryan hanındakı çıglıklar kulaça sığabilır Kalın bır düdük l?r soksa Tıbet'en mi! . Kıun ğımda. sesi... Denizde yankılanıyor. bacağında şıle bezme o?n;er bir «Namussuzum ben bir şey yapHelsinki Patihi Demirel!... bezden yapılmıs şaivar. ıçındriu madım.. » Yok, tbrahim kaptan heo Avrnpalı don olduınt ;ıbi ortsd? «Konuş lan tbneee!. .> böyle yatmaz. yekinir kalkar aya Oğlan saçlarmı, uzun saçlanm ar ğa... BiR KEKliK ÖTÜYOROU kftriar. bas:amış. seyrek sakah :!<• ACEMi KÜRBA6ALÂR !nm bır düzmpce İ^a. On kar«nr BJT saat önce döndük avdan. ö^rerrı koşar.ik dar bır s'^kp.^a Eski Liman'm nkık duvarlan Bir keklik ötüyordu. Ögretsapıyorlar. Yaşam bır mavı kııüstünde oturuyoruz. Yanımda men Tülü: mas oluvor. üstiinrîe kırmi7i ögretmen TUlü var. Oğretmen Al tüfeginı abi, diyor. nckîa'an o.;.!i bır K'imps Tülü anlatıyor. ince yalın bir Avcılık törelerme göre en rirsesie anlatıyor. Ofretmen Tülü'gerl: sunuyu yapıyor. Avı benım nün karısı da ögretmen. Köy ögvurmamı istıyor. Almıyorum rtibüttin çıplak kadınl^nr ön>ri retmenleri, kutsal görevin emekfe*i elimp. bırakıp gidiyor kekarka'.an kr.ra hırcr üccen1» k?çileri. lik. Hicbır sev öldürmpk istpmiıPrvaım 11. Savfuda) NE Mİ YAZIYOR ORADA?... HELSINKI FATIHl DEMIREL,, İNSAN BIFTAN ŞAŞIRIYOR NE ZAMAN GITTIK DE HELSİNKİ'Yİ ALDIK DİYE.. nayıp gitmesın dıye d? tutup buraya bu «levha»nm üitüne yazdırmış. İki İsveçli gezginci bu yazının anlammı dgreniın'e ^,'uk şaşırmışlar. Anlaşılan onların da bilgileri yokmuş bu işten. Bizim ince ruhlu basbakanımızm alçakgonüîlü davranışına nereden akıl erdirsinler?.. İSVEÇLİ GEZGiNCilER Heisınki Fatihı Demireü... isveçli gezginciler ötekilere de söylemiş olmalılar ki. her batılı gezginci on'uncu kilometrede b;r gülmedir tutturmaya başlamış. Bir kez ben de gördüm. Üçü kız ıkisi oglan beş gezginci idevha» nın altında birbirlerinin resimlerini çekiyorlardı. Hele biri. kı?iardan biri. sol bacağmı kalçasına kadar açmış sağ eli ile ünlö «levhaayı göstererek poz veriyor du. Nereli olduklarmı sormadım ama. yaz bitip de ü'kelerine do nünce neler yaptıklarını. nasıi güldüklerir.i »örür gibiyim. Olayı anlaîtığım bir Adalet Par tilı de. Devlet'in onurunu ayak lar altına alan bu gezgincileri tu tuklatmadığıın için kınadı beni. . Arüaşüan. hergün öldürülen genı; lerle ayakiar altına almmayan «onur» böylesi bir yazı ile alın;yor. AKUMA GELEN ÖYKU İşin aslını îam bır ay sonra öğrendım. Kıbns olaymdan sonra. halk Ecevit'e '(Kıbns Fatihi» deyince, Demirel'i «Fatihliktenyoksun b;rakmak istemeyen yars daşlan, ona da bir yer aldırma yı düşünmüşler. Yakın komşuiar da boyle bir yer olmadığından, oniar da Helsinki'yi bulmuşlar. O sıralarda Süleyman Demirel dp unîü Helsinki Toplaatısına katılmış olduğundan, Süleyman Demirei'i Helsinki Fatihı yapmakta bir sakınca görmemişler. Köylülerin çoğıı da Helsinkı'nın nerece oldugunu bilmediklerinden ja da T yazı>n 5 azanlar öyle sandıklarm dan yutulur umudu ile bu işi kotarmışlar. Aklınıa eski bir öykü geîch. ÇocukJugumda anlatmışıard) bu nu bana.Bızim oraların, yâni De \eli'nin Ermenileri, Ermeniceyı pek bilmezlermiş. Yaşlı bir Ermeni kan koca, ellerine kalp bır beş kuruşluk geçirmişler. ParaM atmaya kıyamamışlar. köşe b;ışındakı helvacı Ahmet Aga'ya gı dip kalp beşligi yutturmaya karar vermişler. Girmışler dükkârj dan içeri. beş kuruşluk helva ıstemişler. helvayı almışlar. tezga hm üstür.e kaip beş kuruşluşıı bırakrnışlar. Ahmet Aga. mermer tezgâhm üstünde duran paradan hiç kuşbulanmamış. Yaşlı kan koca sevinç içinde kapıya yön»l mişler daha kapıdan çıkmadaa kadın kocasma dönmüş, sözüm ona Ermenice. «Kalp beşliği Ahmet Aga'ya yutturmus gıllas. .» demiş. İşin sonunu anlamak zor oı roasa gerek. Bu sözleri riu>Tin Ahmet Ağa'nm davranışı anlajn şjıa uygun düşmüş. Helvasını geri alıp. kalp beşligi kan koca nın elıne tutuşturmuş .. TiFFANY BU0.T S ÇOCUKUJ iyi 8İB AİL£ GARTH SfZ VAGAMA OFJ . fNâAN VECİO... NEAİUBStN