17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
lıl nayasa'run 20 maddesinde. «BöşBnce azgiirluğu» şöyie tonimianmaKtadir: «Herkes. düşunce ve kancat hurrıyetıne sohiptir; düşunce ve kanaatlcrını söz, yazı, resim ile veya başka yollarlo tek başına veya toplu olarak açıklayobilir ve yayabilır. Kimsa. düşunce ve konaatlarını acıklomaya zorjanamaz.s Mcntık kurallanna göre öğretmen de herkesten birıdir; o do lum bu haklordon yarcrlanacaktır. Kimsenın bu hakka korşı olrnası düşünülemez; Karşı saviorı o'anlara ise Anayasa bu hakkı tanımaz. Nasıl olur? Öğretmen herkesten biri. b:r vatandaş ama: bu nıtel:ğinin otesinde meslek adamı da. Görev ve sorumlulukları olan bır irısan. Cocuklarımızın eğiticisi: Onlara bicim veren, öz ve icerık .kazondıran. kişiliklerınin oluşmasındo başlıca etkenierden en onemlisi. Kuşaklaro dcho 1yi br dünya, daha mutlu yaşam ortamı hazırlamakia görevii bjr kimse. Böylesıne ağır ödevieri olan öğretmene sınırsız özgürlük tanınırsa, bu özgürlük kötüye kutlamlamaz mı? Örneğin, tıaberleşme olanaklarının hızla yoğunlaştığı dunyamızda ve günümüzde cağın gettrdiği yenı düşünceler; yeni ufuklar acmokta. olaylara bakışlan, değeriendirme yöntemlenni değiştirmekted:r. Bu olguya salr. gercek gözü ıle bokıp ge'.enek ve göreneklerimize. milli ve kültürei gecmışimıze ters düşecek savlar, bir telkin arocı olarak cocuklanmzı etkilerse buno izın verelim mi? Yanıt hcyırd:r! Görevle ilgıli hur düşünceden soz edilemez. Okullor, siyasol ve ideolojik görüşlerin. duşüncelerin yuvaları değülerdir: Orada bilgıler alınır, bilgiler verilir. teknikler oğ'etılır. Yetenekler. beceriler beslenir. geliştırilir. İyl inson olmanın yolları ve manevi değerier edinılir. Tüm bu öğretiler Için de öğretmen küitürlu • erdemli olmaiıdır: Tutarlı. dürüst davranışlon. ictenlikli, doğru. özverilı. yurtsever vasıflariyle uluso hizmet etmelidir. işte bir kısım insonım;zın: bir böluk politikacının. esnafın. bazı mütefekkirlerin pedogojik ilketeri de iceren istemleriyie ona ters düşen, celişik yorumlannın bir orado özetl bu... Simdi, biroz daha yosa konştırahm ve bu kez, 23/VI/1973 torihli Milli Eğiîlm Temel Ko CBr*tl«Y!T Sğrenms olayı da eksiVII, yeterslz vo verlmsiz kalır. Üçlü öğrenme mekaniz:nasının ögeleri öğretmen ve öğrencilerden oluşur. Bir derslikte, bılgi edinme akımı: ögretmenden öğrenciye; öğrencıden öğretmene; öğrenciden öğrenciye şeklinde olur. Bu koşul, derslerin coklukla bir forum niteliğinde gecmesinî gerektirîr. Karşılık!ı görüş ve düşünceieri çağıran, biümsel kayrcklara kadar uzanmayı, kitap kanştırmayı, somut ornekler ortaya koymayı davet eden demokratik bir ortam... «Hür ve biümsel düşunme gücü» edinmenin de yolu, vöntemi, metodu budur. Orneğin: Hacca gidilsm mi, gidilmesın mi? Günlerdır. gazeteler. radyoior, televizyon bundon söz ediyor. Neden? Ortada bir kolera hastalığı var da ondan. Uzakdoğu'dan Yakındoğu' ya değin Hac yolu uzerindeki ülkelerde salgın ho^de. Yüzierce vnson bu yüz^den ölmektetiir. «Yüksek Sağlık Şurosr» bu koşuliar aitında Turk vatandaşlarmın Hocca gitmelerinde sokınca buluyor. Uzmanlar demecler veriyor. ilgili kuruluşlar bildirıler yayınliyoMar. Korar hükumete aittir. Güzel ama hükümet ortağı bir yetkiii, sozkonusu bılimsel kurulun, otoriteleria önerilerıni beklemeye gerek görmeden TV'ds: Karar yolu ile de olso Hacco gidilecektir; diyor. Bır yumurcak, ilkokul öğrencisî durur mu, Yurttaşlık Bilgisi ders;nde: Oğretmenim. ne dersinlz bu içe? Hongı Işe cocuğum? Böyle böyie, evde tcrtışıldı da.. Düşündü'Tt ki doğrusunu oğretmenim biür... E... kem. küm rnü? Yoksa sorunun tartışılmosına izin vererek sıra kend'Sine geîdiğinde doğrulardan yona olduğunu belli etmek mi oğretmenin gdrevi? Elbette. Ama bir tersük var. Bu, yasanın ceüŞkisir.den ilerı gelmektedir. Miili Eğitım Temel Konununun 11. moddesinde: «... guniük siyasî olay ve tartışmalara karışıtmosına hicbir şekilde meydan verilrnez» deniliyor. Öğretmenlik bir mesiektir ve bu mesleğin biünsel bır metodu vardır. Pedagoiik ilkelerdon binsi de fFırsat öğret:nı>dir. öğ'etmer! görevini yaDarken buna do özen gösterecektir Bir başka gercek de: ie ; er siyasi olaylardır, neler değüdir? Binlen sayso da öğrer.sek.. Korkonm o zaman. ckunar^mızdan tarih gibi. sosyolo|i gibi sosyal biürnleri ko!dirmok gerekecek.. 17 EKJM 197? A OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Haftanın Özeti Demirel in Çıknıazları... İÇTE iık, gjneşll guoler gsride kolmava boşladı ortık. YajI nıurlo blrlikte gelen soguk, ıslok gunieri yaşıyoruz. Boylesi havaların da kendine özgu bir cekicillği var kuskusuz. Ancok yurdumuzun olabildiğine ağır güncel koşullarına pusiu hovoıar da eklenince, karamsarlık bulutları doha bir yoğunlaşmıyor mu?. Geniş halk kitielenne gatirilmekte oian yıkımın, karanlığı aydınlıga cevirecek tohumiarı da icercîigi acık. Ama yine de, siyosoı cinayetler, soygunlar, zamlar, devletin parsellenmesi gibi, her haftanın değişmeyen gu.ndem maddeleri karsısında sürekli lyimser kalabilmek ne denil olası, bilemiyoruz... Oğretmeııin Ozgürlüğü Halis KURTÇA nununun 2 maddesirrn 2. fı<rasmo bır goz atolım: "Beden, zıhın. ahlâk, rub ve duygu bokımlanndan dengeli ve sağlıkh şekilde geiışmış bir kışi'iğe ve kara*tere, hur ve bilimsei düşünme SÜcüne. genış bir riunyo goruşüne sohip, insan rıaklanno saygılı, kışılık ve teşebbuse değer veren. topiuıno karşı sorumluiuk duyan; yapıcı, yarctıcı va verimli kişıier yetiştlrmek.» Nasıi? Hıir ve bilimse! düşunce gucune sahip kuşaklar yeîiştirilmesı icin once oğretmenin ozgur düşunce hakkına. sonra do ozgur düşünceye saygısı oiması gerekmez mi? Yonı öğretmen de oğrenci de tum eğitîm calışmalanndo duşüncelerini serbestce ortaya koymolıdırior değil mi? Han: nerede kaldı. oğretmenin sadece kıraa! et'iren mes:ek adnmı olduğu? iş bu kadorla bitmiyor yascya gbre. Öğretmen, geniş bir dünya goruşüne sahip nesiller de yetiştirecektir. Demek, öğretmen. bilim ve evrensel kultürü öğrencilere aktarmakla da yükümlüdür. Bir diğer yoiu vok scmyorum dunya goruşüne ulaşabilmeniıı. Kanun, daho bcşka görevler da yjklemiş öğretmemn omuzlarına. Öğrencilerine hsan haklarına soygılı o!mayı öğretmek gibi, topluma karşı sorumiuluk duygusu aşılcmak gibi. belki hepsinden onemlisi kişîlik kozcndırmok gibi v.b. NaS'l yapacnk. nasıl sağlayacak olcullar bunu? Bu soyut değerler, nasıl somutlaşacak, yaşamınpızo kanşaeokiardır? Kuru sazler, anlamsız, ezberlenmiş sozcükler ve yuvarlok tümcelerle mı? Ncsıl? Yoksa sınıflarda varatılacok özgur ortom icinde bi'imlerden derlenrrıiş bilgilerın sergıienmesi, tartışılmcst, septik duşunceietcien ar;ndırılıp canıandırılarak gercekiere. doğrulara uiaşilmasıyla mı? Bağnazlığın. bilmc korluğunün. ıdefikslerın kaynağı, tek duşunceye koşulionrıcktır. Bu durumda dunyadakı olaylara. eşyaya, şeylere, evrendeki olup bıtenlere sadece bckılır; (akat gorülmüş olmazlar. Sözünü ettiğimiz yasanın 2. maddesinın son fıkrasmda: «... Türk mi•letini cagdaş uygorlıgın yapıcı, yaratıcı, seckin bır ortağı yapmak» gibi ilkelere de yer verilmiş. Yapıcı ve yaratıcilık. degişik turdekı görüşleri, bMg.lerı. iskniklen, ybntemieri oraştırmnk; dogruları yckaioyıp sentezlere varrrıak; yenı değerler üretmekle olur.. Öğretmeniik, özunde scnatı ve yaratıcılığı icenr. Güven. inanc verici bir meslek dalıdır do. Öğretnene. yalnız oğrencılen değil. cevresindeki insonlor bile «Hocam bu konu hokkmdaki göruşünuz nedir?» derler... O haide yineleyelim. Öğretmen takrir eden bir robot veya kurularak is!sven bır makina değıidır. Yasaların tanıdığı ödev ve sorumluluklar: fcwzılonntn sandiğmın oksine onu bu sılik. kişilik6iz cizgilerden ayrmtılamıştır. Deoeylerin ışığında bi^m cevrelsrince kabullenilen. Pedogoiinin ongördüğü iike şudur: Öğrenme işi, üciü eiemanların birbirierini etkilemesınden doğar. Bu uclü sistem işlerliğini sürdürdükce öğrenme olgusu, basanlı '.'8 saöiıkhcır OOzen. elerr.anlardan birinin fonksivonunu YapoTamaSi boiinde bozulur. TEKZİPTİR •• •• SORULAR SORULAR... YAPIŞTIRICI OLMAKLA OLMAMAK... Örnegin, Ariolet Partisinde gittikce tırmanmakta olan muhalefet bir iyiır.serlik kaynogı oiobilir mi? Ya da MC ottakiifli icindeki cekişme v» cslişkiler bir «cozülme»nin su yuzüne vuran i!k belirtileri sayılabilir mi? Demirel'e kurşı pertinin tavan ve tobanındon yükselen tepkiler n» gibi geiişmelere yolocobilir? Bu gelişmelerîn alternatifî n» olobilt.? Ornccin, ic we dış «etkili» cevrelerin yıllardan beri *ideal cözürn» clcrak gördukleri CKP AP koaiisyonjna giden voldc engeüerin fairer ikişer giderildigine mi tonık oluyoruz? Yoksa, Ankara midetvekili Orhan Alp'in AP'don istıfasını irleyscek daha başkolorı da mı var sırada? CHP lideri Ecevit'in gectiglmiz günlerde sık sık vurgulamaya ozen gosterdiği glbi, «tek beşına blr Ha!k Partisi iktidar.,mın yaklaşmakta olduğunu mu gösteriyor bu gelişmeler? Politlko kulislerinin Quncel sorularıydı bunların tümu. Gectlğimiz haita her cevre kendi orlem ya do değerlendiımelerine göre bu sorulara karşılıklar getirmeye cohştı. Portisinin Temsilciler Meclisinl toplayan Demirel, bu konuda artık klosik scyılcbilecek bllinen tavnnı aldı. CHP tls bir koalisyon kesinlikle soz konusu olamozdı. MC iktidarı giderse ortam «komunistler» ile oıılarm «homlsi» CHP'ye kalacaktı. AP liderinin bu mantığmın artık ne denli «inondırıc!» olabildiği ocıktı. Bununla biriikte AP Içinde tırmanmakta olan muhalefeti. Oemirel, bu yolla dlzgınieyebüecegi inancını koruyor hâld. Öte yandan do Bokonlar Kurulundan kimi AP'lilerln istl«a«ıyla kendi «cuntası» na karşı parti örgütünden kaynaklanan tepkileri yumuşatma cabasındo Demirel... KIM UTANMALI? OKTAY AKBAL Evet Cumlıurivet Gazetesi Yazı İsleri M ODüRLÜĞÜNE Gazeten;zin 7 Eyiül 1977 torıbli nushosının 2'nci soyfa 35 inci sutunicrında cıkan sDin Bilgisi ve Oruç» başlıklı, Prof, Fehmi YAVUZ imzalı yazı gercekiere aykındır. 5öy!eki; Din Görevlüeri, Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde belirtüor Din Hizmetieri sınıfına darıil, onurlu ve şerefli Devlet memurları olup konuni görevleri icabı islâm Dininin inançları, ibodet ve ah'ök esaslorı cercevesinde taplumu din konusunda aydınlatmoda, kanuni ve kutsai bir görevi yenne getirmekte, ezici coğunluğu Müslumon olan.. yurttaçiar+mızın haklı sevgi ve savgılanno mazhar olmuş bulunmaktodırlar, ., Yazıda «Armağon» kelimeslyle ifode edilen cıkorın ne olduğunu anlamok mürrkün olamamıştır. Mfllî ibadet olan Zekât ve Sadakoi Fıtr'a gelince, bunlorla kimlerin yükümiü bulunduğu ve kimlere verileceği her Müslumanın sık sık başvurduğu ilmihal kitoplarında bile yer oimış olup. sayın yazara t u konuda kimsenin başvurocağmı sanmıyorum. ibad'etierle ilgıli dinî hükumler, islâmi bügilerden olup. Kur' ânı Kerim ve Pevgarnberimizin hadtsleri İle diğer islâmi kaynnk !ara dayonmaktadırlar. islâm bilginlerinin derinlemesine ve cok titizlikle vürüttuk'ert ilmî calışmalann sonucunda. saptonmış dini esaslardır. Anayasomızın teminatı oltındo bulunan inanc, vicdon ve din hurrivetine saygılı olanlar ve Ce la Kanununda din ve mezhepier den birıni tezyif ve tahkir volunda nesriyatta bulunonlorın. suc islem'ş ciduklarını gö? ör.Onde tutanlar. i.ukuki ve medeni ölcü lere uygun düşmeyen bu tür tutum ve davronışlardan kacınırlar. Bu konularda ileri geri fikir yürütenler. inanciı müslüman halkımızı do ne kadar incitmiş olduklarını dusünmOvorlar mı? Yazann işlöm Dinine ve Anayasamn 154. maddesine göre özel konununda beliri'len görevleri yerine getirer ;jm görevlilerıne. din bilginlerine karşı. zanan zaman yayınlcdığı kıîap vs gazete makaleleri ile sürdürdüğü hücumlorındo kimierl temsil ettığini va kimleri memnun etmeV İcin bovle davrandığını merak 8trr,emek e:den geimiyor. copında bulunduğumuz gsrceğı goz önünde tutularak. herkesin kendi dolında söz sohibi sayılması gerekmekte olup, bunun dışına cıkanların iyi bir davranışto bulunmadıkiarını hatırlatmayı do medenî. Insani ha/ırhah bir uyarı sayor, yanlış yo'dan kurtulmalan icin Yüce Allah'a duo etrneyi islâm şianna ve Sevgili Peygamberimizin Yüce Öğretisi ile örnek yaşoyışlanna uvgun bir dcvranış olorak bariimsediğlrri beyon edertm. Oiyanet İsleri Başkanı a. Mustofo TÜRKGÜLÜ Boskan Yardımcısı v. CHP'DEKİ BEKLEYÎŞ... «Zorbalığa Dirsnmek* başlıklı yazım geni$ bir Mgi uyandırdı. Mektuplar geldl, telefonla arayaniar oidu. Herkes zorbalığa karşı, herke* zorbalıktan yılgın. Ama «i«k» başına bu «avaşım yapılomaz, diyenler de cok. Zorbalar «tek» başlarına değiller cunku! Sırtlarını sağiam yerlere dayamışlar, güçlu örgütlere... Kendilerini «devlete yardımcı» sayıyorlar, «milliyetçilikıl tekellerinde tutmaya calışıyorlar. Glttlklerl İş yerlerinde, tecim evlerinde, özel girişim kuruluşlannda büyük sözlerle, boskıyla, göz dagıyle para koparıyorlar. Hatta adı sanı b«lli bir orgut odıııa makbuzlar da veriyorlar. Buna harac almak denlr ccikça... içişleri Bakonı boyle harac toployonlar icin, «Bir tckım serserilerı demiş! Yonltş. Bu gencler hiç de sersert değülerdir. Örgut adını kullanıp aldıklan parala.rı çeplerine atonlar bir yana. otekiler belirli bir Inanç, bir ülfcü, bir omoc uğruno yopıyorlar bu işi. BMincsizcesine yopıyorlar. Kutsal saydıkları bir dava adma işliyorlar böyle suclorı. Yol keımek. odam vurmak, gözdağıyie para toplamak gibi yasalara aykırı bütun is'.eri «miliiyetcilik» adını verdlkleri cağdışı bir inanışın başarıya ulaşması. tum yurdu eline gecirmesi icin yapıyorlar. Bunlara «serseri» denemez, ancak yanılmış, aldatılmış, yanlış bir tutuma saptırılmış bir takım gencler denebilir... Gecen gün telefondo konuşan bir okur üzgün bir sesle sunları söyledi: «Zorbalaro para verdiğimlz icin utanın diyorsunuz. Ben utamyorum. Ama yeter mi ben:m utanç duymam? Bizi bu durumo getirenler, böyle zorbalara karşı yalnız bırakanlar utansın önce. Kimaen yardım Isteyebiliriz, kime başvıırabiliriz, zorbalara karşı bizi kim koruyabilir? Söyleyin. Bu utonc tktidarda olantara düşer, bizs değil.» Utanmak Insanca bir duygudur. İnsan olanlar böyle bir duyguyu bilir, tadar. Kaskatı yürekli, insanlıktan cıkmış yorotıktor icin ne sıkılma, ne utanma vardır. Böyleleri icin ancak ksndi amaclarına varmak uğruna herkesi ezmek. ciğnemek »öz konusudur. Ben o yazımdo direnm«ye cağırdım toplumu. boyle zorbalara ve zorbalıklara... Biliyorum zordur,. tehllkelidir zorbahğa karşı cıkmak. Hele zorbalar kendilerinln iktidarın kimi kişileri tarafmdon «himaye» »dlldlkl«ri Inancındaysalar! Öyle görünuyor, öyle «anılıyor. bu zorbalar belirli yerlerden güc, desteK alıyor, bu yüzden böyl«*in« yurekli, boylesine başıboş davranablllyorlor. Bu kadar acık oynanan bir oyun karşısında ne yapsın tek tek Insanlarımız? Neler anlatılmıyor, muayen» olmak İcin glttikleri hekimi tabancayla korkutup b«ş on bln llra alanlar mı. durup dururken yolda giden birine yaklaşıp (alanca örgüt adma yardım makbuzu kesip uzatanlar mı? Bu konuda gelen ilginç bir mektubu da sunmak istorlm. Bu tür zorbalıkları «toplumumuzun başına belâ kesilen olaylardan biri» olarak niteleyen iş adamı okuruın, bakın ne diyor: «Zorbalara direnme konusunda size katılmadığım kısmı da şöyle belirtmek istıyorum. Yazınızın son paragrafında t...Bir takım sağcı örgütlere para ödeyen klşller yüreklic* direnmelidirler. Başlarına gelenleri acıkca kamuoyuna bildirmelldirler. Kime veriyorlar bu pcralorı, ne dly», ne amacla? Kapılarına geiip dayanan iiç beş iri kıyım zorbaya teslim olmaktan utanc verici yan yok mu?» işte bu utanc verici yanı kabul etmek olosı değil. Devletin başa çıkamadığı ya da uğraşmak Istemedifli, hatta belki de arka cıktığı yasa dışı örgüt, ya da hareket artık devletle özdeşleşmiş d«mektir. Buna karşı kendi örgütünü kuramayan bireyin yapabileceği tek direnlş, seçlmde o poMtlk Iktidara karşı oy vermektir. Başkaca somut bir önerlnlı var mı? Dayak yemek, evl. Işyeri, arabası dlnamltlenmek pohasına mı direnmelidirler? Koranlık bir sokakta gece yarısı alnınızo tabancayı dayoyon zorbolara cüzdanınızı teslim etmez mislniz? Olayı size ictenlikle onlatmanın, komuoyuno iletmek bokımmdan, daha başka flüvenceli bir yolu var mı? Utanmıyorlar mı? derken bundan böyle tamamen saklamaya doğru zorlamıyor musunuz? Devlet. bir anlamda insanın zorbaya teslim olmamak Için örgutlenmesi degll midir? Eğer öyle ise, zorbaya teslim olan mı utanmalıdır? Yoksa?... Utanc duymamak İcin köhne bir yeldeğirmeninin carklarında ölüp, ite, kurda, kuşa yem olmak akıl işi değildir. Hic kimsenin utanc duymadan yaşıyacağı bir hukuk duzeninin gercekleşmesi öıleml icerisinde ve her zamankl saygıiarımla.» Haksız mı bu okur? D«ğil elbet. Şöyle demiştim o yazımda «... Üc beş Irl kıyım zorbaya teslim olmakta utonc verici bir şey yok mu?». Bu utanc yalnız zorbalara para ödeyenlerln değil, hepimizin, herkesin, tum toplumun, özelllkls iMldor boşındaki polltikacılann do utancıdır. Böyle bir oriamda yaşadığımız, böyle bir ortamı sürdurdüğümüz icin hepimiz duyuyoruz bu utoncı... Ama bu utancı en cok Türkiye toplumunu zorbolıklor ormanı hallr» getirenler duymalıdır. Ne vor kl onlar zorbalıklarla ayakta kalacaklarma Inandıklorı İcin böyle insonca duygulardan uzaktırlar. Evet, bu zorbalıklara direnmeltyiz. Yasal yollardarv topiuco. Inancla karşı koymalıyız. Zorbolıklar onomı yaratan. buno olanak tanıyan. bu tür Işlemlere karşı cıkmayon polltlkacılar, Iktldarlart elbirliğiyle işbaşından uzoklastırmolıyız. Utanmak, kötu bir şey değildir. Sovaşıma, dlrenmeye, karşı koymoya başlomamn ilk adırmdır. IMF BASriRIYOR.. AP liderinin partiici sorunlora taktiksel yakloş!mının nosıl sonuc vereceğini bugunden kestirmek pek kolay değil. Buno kcşıiik ano muhalefet portlsintfe bu konuda iyimser sayılabilecek bir bekleyişln belirtileri görülmekte. AP'den Orhcn Alp'le bcşloyon kopma süreclnin belirli ölçulerde devcm edecegi Izlenlmini CHP'II yöneticilerden edinmek mumkün. Bu nedsnle de CHP yönetimi, siyas«t sozlugumuzde yerlni alan devimle cyapıştırıcı olmamak» cizgisini benirrısemiş görunüyor. Nlteklm CHP lideri Ecevit, portisinin «beklegör» siyasetln! gecen salı günü ortak grupta yaptıgı konuşmasında şöyle özetledl: «Bizim yıllardan beri ve aylardan berl işledigimlz eleştirl ve uyan konularının iktidar ortakları icinde de kabul edilmeye başiadığı bir dönemdeyU. Muhaletetlmlıi böyle bir dcnemln özelliklerlnl gözönünde tutarok sürdürmeye ozen gos'eriyoruz.» Demirel icm dönemln ezelliklerlnden biri de dts kredl musluklar.nı actırmak değllse bile gevşetebilmek. Musluklann ac:lması Kıbns'ta toprok ödününden geciyor, Bu da bugün İcin uzak blr olasılık, «Gevşetllmesl» ise Uluslararası Para Fonu'nun ellnde sayılmokta. Ancak. onlaşılan, MC sözcülerinin tüm lyimser acıklamalarına karşın IMF. yeşil ışık yakmı* değil henüz. Cclışan yığınların belini daha da büken zam paketlnin acılması VVoshington' don gelen heyet icin doyurucu olmamış. Oeçen hofta bosına yansıyan haberler, bu kanıyı destekler nitelikteydl. Yeni bir devolüasyon, kolkınmo hızını düşürmek, «agır sonayi sevdosı»ndan vazgecmek, tarıma ve hatif sonayie önem vermek... Batının gelişmekta olan ülkelerl kendi sisteml İcinde tutabilmek İcin hemen her zaman tonık olunan bu klasik koşulları konusundo güvence almoksızın »MF'in dış kredi musluklarmı gevşetmesl İlgili cevrelerd* pek olası görülmüyor... Başbakan Demirel'i sıkıştıranlor kervanıno gectiglmiz hcrtto İş cevreleri de katıldı denilebillr. Örneğin İşveren Konfederasyonu Saşkanı Halil Narln. «İktisadi dengemiı acısından ekonomik tedblrier poketl ekslk kalmıs, herkesin bekledlğl önemli düzenlemeler paketi cıkmodığı icin başlatılan tedblrler de istenilen sonucları doğuramamıştır» dedi. Koc Holding Topluiuğu Genel Sekreteri İnol Avcı da, Holding'in yayın organında «istikrar tedbirlerisnin yetersizliğine üstü kapalı bir bicimde Işaret ediyordu: «Cerceve kanun cıkartılarak belirli konularda Bakanlar Kuruluna konun kuvvetinde korarname cıkarma yetkisl tonınabillr. Hükümetin gerek vergi. gerekse ucret ve gelirlerln kısıtlanması polltikosına esnek bir uygulama getlrtlebilmesl İcin bu tür blr yetkiye ihtiyacı vardır.» Koc Holding yetkllisi OYrıca, «ücret ve fiyattonn aş»rı ölçüde ortışının önlentr.esl»nl de MC'den istiyordu.. İşveren cevreleri daha «rodikal» önlemler almosı İcin MCyi sıkıştmrken yurdumuzun en güclü işcl kuruluşu DİSK'de son durum neydi? Önceki hafta keskinleşen görüş ayrılıklarının neden olduğu «Ikili yönetim» gecen cumortesi günü otılan blr odımlo sona erdlrlldl. Bununla biriikte. bu «iki baştı yönetlme» yolacttğı billnen iç sorunlara nasıl blr cözüm getirileceği »se hafta kapanırken henüz belfrginleşmemlştl. Buna karşılık DİSK'tekl rahotsızlık halen sürerken, en güclü işveren kuruluşlanndan biri olan MESS, bugunden itiboren Madenİş kolundckl on Ikl Işyerinde lokavt uygulamasını başlatıyor. Üstellk Türklye'de belki de İlk ros'lanon bir uygulamovla, grev olmayan Işyerlerinde lokavto gidilmiş oluyor... Sağcı basın ne diyor? Son günlerde MHP'nin barış cağrıları birbirini izliyor, MHP yaniısı basının yozıları da bu cağrılar üzerine biri a ediliyor... Ve «ülkücü» militanların MHP'II bakanlıklardaki her kademeye yerleştirlldlğl, bu yüzden AP ile MHP arasındaki sürtüşmelerin hızlandığı bildirillyor... Öte yandan, AP mllletvekillerl, «AP tabanının MHP'ye kaydığmı» ack acık •öytemekten kaçınmıyorlar... Bütun bunlar ologelirken MHPIi oülkucuslerin, ötekl odlorıyla «komandoıloYin, şlddet eylemlerl ve siyasal cinayetleri sü rüp gidlyor. İşte böyle bir ortamda «barış» cağrısı çıkartarak bir «savaş»ın tarafı olduğunu da llân eden MHP'ye inanmak İcin «hafızal beşer nisyan İle maluldür» sözüne hak vermek gereklr. Oysa, İnsan belleğinln unutkan olablleceğlnl sananlorın aldandıkları bir gercek tir artık: BAJSUĞ DEDİMERİ... Başbuğ Türkeş, 19.12.1975 günlü Gunaydın'da yayımlanon bir röportaja göre «Ülkücüler milli, solcular ise komünist mnlı siiöh kullanıyor» demiştir. Demiştir ama, sonradan bu sözlerini yalanlamıştır... Bay Başbuğ, Cüneyt Arcayürek'in kendisiyle yaptığı görüşmede söylediği. 1969 ocağında Hürriyet gazetesinde yayımlonan aşağıdaki sözlerlnl ise hiç bir zaman yalanlamamıştır: «... Komando olarak odlandıriları bu genclerin bir örgütler dizisi icinde çalıştıkları. hücumlar tanzim ettikleri, hatta grup başlarına «A1» veya «A2> gibi adlor verdiklerı. parolaiar kul iandıkları, size de «Başbıığ» dedikleri biliniyor, dedim ve bekledim. (...) ... Bu genclere komondo adını taktılor. Distplinli bir grup tur bunlar. (...) Buna katılantar oiuyor, heyecon duyup, komandolor gibi komunistlere karşı cıkmak icin heyecanto koşmok ^steyenler de vardır.» Alpay KABACALI Türkeş'in "Barış Çağnsı,,na İnanıhr mı? BAftAJUB KfiAU YA İŞ ÇEVRELERi... Emektar doçente sorsunlar! Parti farkı gozetmeden soruyorum: Ne zannediyor koalisyoncuiarımız? Aralarındaki ceşitli «ayrılıkların», kendilerini bırleştiren temel faktörlerden daha mı önemli olduğunu sanıyorlar? Şu üc'ü koalisyonu mevdana getirmiş ve ona dahil bulunmuş oimayı. bunlardan her biri, kendi «kişısel» veya «partısel» (!) takdir yahut «koyiflerinin» bir eseri mı saymaktadırlar? Yani ücünün toplamı Meclıs'te yeterli ve guvenılir bir ekseriyet ifade ederken. şu mevcut koalisyonu kurmakta veya kurmomakta, devam ettirmek veya bozmakta milli murokabeye tâbi bulunmayan bir takdir hokkına mı sahip olduklan zehabı icindsdirier? Mukbil ÖZYÖRÜK (Tercümon, 14.10.1977) Başbuğ Türkeş'e, «Komüniıtlerin sokak hareketlerine bir baraf kuruyoruz» sözlerl üzerine şu soru yöneltillyor: «Türkeş'e iki grup catışması daha gerıişlerse, hotta halka kadar inerse, bu tehlikeli olmcz mı?» diye sordum. Olmaz. Oünkü biz, bu genc lerimizle baraj kurduk. Komümst lerin hareketleri artık gelışemez. Göreceksiniz, bir süre sonra tamamen duracaktır. Beiki bu günlerde birkac olay doha olacak, ama yatışacaktır. Cünkü karşılannda biz varız. Bir şey daha söyleyeyim: Marksizm bir fikir cereyanıdır. Genclere dolduruluyor. Biz de karşılarına bir başka fikirle, fakot Turkiye'nin millî hasletlerine uyan bir diğer fikirle, Dokuz Işık Doktrini ile ç\kıyoruz. Komünizmi başka türlü karşılayamayız. Komando dedikleri gencier, Dokuz Işık'ı benimsemiş ve kabul etmişlerdi'. Daha sonrası komünistlerln önunds bu boroj olmazsa, olaylar ve onlorın hareketleri daha do genişleyecektir.» Ama size «Başbuğ» diyor. tor. Guldü ve «Slliyorum» dedl. KIPKIZIL HARKSİSTLERİ HİMAYE Derin düşündüren farecik ... işte forecijin de kurtarıcısı, suyun yüzeyinde bir tepecik meydana getiren bulaşık bezi o'muş... Zar zor can haviiyie tımanmış bu tepeciğe... Lâkin ah!... Bu defa do. bu mücadeleyi verirken gözlerine doiuşan sabun kopükleri cayır cayır gözlerini yakmakta, farecik burnunun ucunu dahi görememekte... İki ayağının üstünde, elleriyle gözlerini oğuştururken. sağasola, önearkaya kıvırarak, adeta bir dansöz, bir rakkase gibi dansettiği intiba'ını vermekte... Bulaşık kabını, calkalamamoya gayret ederek ellme aldım, dikkatlice adımlaria salona doğru yürüdüm. (...) İranlı dostumuz, fareyi bir müddet böylece seyrettikten sonra, yüzünde muzdarib bir ifade olduğu halde telaffuz ettlği yarım TCrkcesıyle fareye doğru eğilereK: cAh. zavallı fakir!» dsyiverdi. (...) Gerek bu enteresan hadise, gerekse Iron'ımn bu sözü, beni zaman zaman, acı acı ve derin derin düşüncelere sevketmekte. Şule Yüksel ŞENLER (Millî Gazete, 9.10.197?) YA DSİK NE YAPIYOR? DISTA ÜÇAK KAÇIRMAK... Mayorko Fronkfurt seferlnl yapon blr Uufthorno yolcu ucağının dört hava korsanı tarafından kacınlmosı gectiğimiz hafta dünya ve Türk kamuoyunu yakından IIgilendirdi. Korsanlar, Federai Almanya ve Türkiye'de tutuklu olan 11 gerillanın salınmasmı Istiyorlardı. Yoksa, Federai Alman İşverenler Konfederasyonu Boşkanı Hon» Martln Schleyer İle ucakto rehin tutulan 92 yolcu öldünulecektl... Hâlâ bu tür insaniık dışı eylemlerle blr takım «cözümlere» ulaşacaklarmı sananlann; savasım yöntemleri blr yana, karşı cıktıkları cevrelerin Işlerinl ckolaylaş tırdıklarısnı acaba ne zaman onloyobilecekler? Yoksa nlyetleri de bu değil mi, dersinlz? Hitler de Reischtag'ı yâktırmıştı... Okuiların acılmasını fırsat biien solcuların büyük miktarda ders kitabı satın aldıklan ve bunları karaborsada sattıkları tesbit ediliyor. Sadece ders kitabının değil, ceşitli zaruri madaelerin karaborsaya düşmesi icin solcu blr sermaye gücü teşekkül ettirüdiği anlaşılmoktadır. Pıyasadan demirin, cimentonun, yemekük yağın, pik borunun, kâğıdm, bazı yedek parcaların toplandığı anlaşılıyor. (...) İşi ticarete dökmelerindeki amac kuşkusuz «ÖrgütJİeri için cıkar sağlamaktır. Fakat daha onemlisi, Tiirkiye ekonomisini. beürli merkezlerde cökertmek istemektedirler. Büyük şehirlerimlzde mai darlığı başlarsa, Türk ekonomis'nn cercevesi yabancılara catiak olarak gösterilebilecektir. Ayhon KOCALAK (Millet, 9.10.1977) «Tekror edeyim, komandolar bfr fiklrdir. Komünizm bir reaksiyonla değil bu yönlu bir okslyonla karşılanırs diyen Türkeş, CHP'ye hıncını anlotıyor: «Türkeş. şimdi gene kızgındır. CHP iktidarda iken. genclik kollarının «Halk mahkemeleri» teşkil edip. İstonbul'da Darendelioğlu'nu doyakla sorguya ve mahkemeye cektîklerini, o strada inönü'nün kılının bila kıpırdonadığını söylüyor. AP millatvekillerinin AP merkezinde yüzüne tüküruldüğünü ve İnönü'nün gene sesini cıkormodığını inatla onlatıyor. «CHP. kendi devriods kıpkızıl marksistleri himaye et. ti» diye heyecanlanıyor. Gençlik kuruluş'an dsoiğiniz ve komando diye adlaidırılan gruplor genişletiiecek mi? Hem de bu yaz, derhal. Bu tün yurtto. her ilde komondo(arı yetiştirecek kuruluşlor yapaca ğız. Bize, bizim dışımızdaki ocrtilerden, vatandaşlordan telgof lar gelıyor. Gelin, bizim ılde oe bunu yapın diye» Cumnuriye! MİTİNG D6ĞITM&!.. Şlmdilik MHP'nin önceli olan CKMP'nin llderi Türkeş, «Komandoları CKMP mensuplarının eğittlği, yetlştirdiğl, kamplar kurorak bu harekel tarzlarını onlara öğrettiği yazıldı VQ soyleniyor» seklindeki soruyo <cdoğrudur> diye karşılık ve.iyor. Konuşma şöyle suruyor: «Galıba Rıfat Boykai bunıon «ğitti. Billr mi bu isleri. anlor mı?» Hem de nosıl biür. Boykai Kore Savaşlarmo katılmış'ır. Cok iyi bilir bu isleri. Bu kurslarda gencler boks yaptıior, spor yaptılar. judo öğrendiler (...) Ve asıl goye kcmunlstlerin harekot haline cıecmeleri halinde. bır miüngin nasıl dağ^tılacaqı, nosıl karşılanacoğı. tecavuzden nasıl korunulacağı gibi be tirti ve esaslı bilgiier verildl. Koc kişi bu bicimde yetıştlrildi? 8inln üzerindedir. Şu andoki durum. disiplinli ve eğitümiş olanlonn savısı budur. Kotılaniar dışında elbette... 8ir kıs mı Isîanbul da, diğer bir kısmı Ankara'dodi'' bunlann... Hareketierı yapanlar da bu gençierdir.» Türkiye Yazarlar \\ Sendıkası'ndan Duvuru | «Ikinci MC Iktidonnda Antidemokratik Gırişimler, Pa'nalı'ık ve Külture Boskm konusunda Genel Başkanımız AZİZ NE3İN 18 Ekırn Salı gjnü saat 10.30'da bir basın topiantısı düzen'emışîır. Send;kam;z binasında yapılacak toplantıya katılmaları düeğiyle üyeierimize duyurulur. TYS GENEL SEKRETERÜĞİ ı I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear