22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ki CUMHURIYET 26 OCAK 1977 şekilde ekonomiyi tehdit ederken, bu olgunun degişmez ögeleri, yine alabildiğine umutsuz uyanları ile süreğen ımüzmin) sancılan tekrar dile getirmeye başlamıştır. tthal bedellerinin transferi bUyük gecikmelerle karşı karşıya kalmış, en önemli döviz glriş kapısı olan ihracat ekonomik gelişme sürecinin çok gerlsindekl btr kararlıhk noktasıyla bu oluşuma karşı şimdilik ne yapılacağım belirsiz kılmıştır. Bilindigi gibi Türkiye, lhracatının ikl misllnt geçen ithalâtın karşılık gerekslnme duyduğu dövizleri daima ödünçlemelerle karşılayabilmıştir. GUnüiTiUzde DÇM harfleriyle anlatılan Dövize Çevrilebılir Mevrluat hesapları şeklındekl bu îonlar, özünde yatan bazı endişe verını gerçeklere karşın bugüne dek borv • alacak dengesi açısından büytik sorunlar doğurmamıştır. Doğuraeağı da şüphelidlr. Gerçı bu fonlar büyllk biı kur ve transfer garantisıne sahıp bulunmalarına rağmen ekonomınin bugünkü özelllği gereği, kendilerini pek güvence içinde gbrmuyor olabilirlcr. Ne var ki, bu noktada gözden kaçan önemli bir gerçek vardır. DÇMIer dünyanm hiçbir yerinde gürıilmeyen bir seçenek farkhhğı ile karşı karşıyadır Tilrkiye'de. Bu nedenle de, henuz, bu hesaplar için ileri sllrUlen karamsar düşüncBİerin hiçbirisi gerçekte söz konusu olmamıstır. Eğer halâ endişeli gözlerle sisteme bakılıyorsa şu sonıyu sormak gerekir. Bu paralar kimlerindir? Kimler kullanmaktadır? TUrkiye'de kâr marjı nedir? Bir kez günümüz yaşamı içinde şu iyice belirlenmiştir. Artık ulusal ve uluslararası sermaye çevreleri arasmda çok büyük farklılıklar söz konusu degildlr. Şahıs ve kurııluşlar çok büyük bir çıkar afcı içıne almışlardır dilnyayı. Olaylara ulusal olmaktan çok evrensel boyutlarda clegerlendirmelerle snhip çıkmaktadırlar. Dolayısiylo bııglin Türkiye'derı geriye dönmesi söz konusu olan herhangı bir dövız hesamna ilişkin karan sadece yabancı sermayeler vermemektedir. Aynı derccerie bu karar üzerinde yerli sermayedar da ctkcnciir. Hatta o denli ki, bazen yabancı sermayedardan daha çok yerli sermayrdar tek karar sahibidir. Çünkü son derece kompleks bir hal almış olan fon sahıpliliği komısunda bugün öyle bir düzeye gelmemiştir ki, çok defa yurt dışındftn ödünçlemede bulunan kişiyle, buradan kullanan D övte sorunu son beş yıl lçlnde görtılmemls OLAYLAR VE GÖRÜŞLKR DÖVÎZ BUNALIMI Mehmet POSTACI Mallye ve F.konotni Uzmanı klşl aynı şahıslardır. Sadece blrimsel bir farklılastırııın soz konusudur. OzetlemeK gerekirse, degınildlğı gıbi Tıirk dış ödemeler oengesl içinde en aktif kalem rolü oynamış olan DÇM'lerin kısa vadede belirli bir düzeyin altma dUşmelerl pok söz konusu değildır. llişkill olarak T.C. Mcrkez Pankasmın 1976 sonu vazlyetlne bakılırsa döviz borç ve alacakla rı arasmda 49 mllyar TL.'nln üzerinde bir açık olduğu görülür ki, devlet gerçekte kendisine an olmayan büyük bir fonla dış ticaretinl ayakta tu tabllmiş, DÇM ve benzerl yabancı uluslu ödünç lemelerl dış pazarlara açılmada bUyiık bir kolay lıkla kullanabilmiştir. Oysa döviz olanaklan yönünden ana görünt.U bu özeUiğint bugün de korurken, şimdi 1076 başlarında llk kez açıklıkla kendini göstermlş bulunan bir olgunun aynen yınelenmekte oldugu görüluyor. Ithalâtta büyük bir tıkanıklık başgöstermiştir. Hatta ithalat işlemleri nçısından gfizlemlenen bu olgu, diger bir taraftan da ken dini büyük bir eksiklikle vurgulamış. her yıl ooak ayının ılk dort günU İçinde çıkarılan ithalât reJim kararı bu yıl henliz çıkarılmamıştır. Bu yazının hazırlandığı gimlerdRki gcnel havaya bakılırsa çıkarılaragı da kuşkuludur. tlk bakışta bu iki ana gelişlm arasında iliş, kl kurmak gUç gözUkebilir. Ama ithal hacmlnin ulaşrnış oldugu bugünkU dtizey, TUrkiye'nin lster ödünçleme olsun isterse ekonominin öz malı, mevrut döviz olanaklarmın son derere sınırh miktarı ithal reiıminde bazı köklü degişiklikler yapılacağı kanısını doğurmaktadır. Bu açıdan gelişmeler ne olabillr? Akla önce harcama politikasının büyUk bir kısıtlamaya tabi tutulması ve liberasyon listelennin büyük ölçüde ortadan kaldırılması geııyor. Böyleee tam anlamıyla güdümlü bir İthal politikasıyıa doviz ola naklarına göre işlemler daha gerçekçi bir seyir içine sokulabtlecektlr. Sistem tam anlamıyla tahsislt ithal malları listelerlyle rionatılan yepyenı bir görüntu kazanacHktır. Boyln bir gelisme miimkun müdilr? TUrklye'nin ithalâtının bugUnkü yapısı çerçeveslnde bu soruya olumlu şektlde ya nıt vermek zor. Bilindigi gibi liberasyon lıstelerınde yer alan mallar TUrklye'nin vazgeçılmez şekilde gfreksinnıe duyduğu şeylerdlr. Tüm sanayinin büyük ölçüde temelini teşkll etmektedir. Ve belirtildıgine göre bu ttlr ıthalât Türkiye ithalâtının » , « 9O'ına yaklRşmakt«dır. Bunlan kısıtlamak olanak dışıdır. Btr an da kısıtlamalar getirildigini dü?Unelim. Ru dunımda esasen her yıl "c 20 • S O ara sı bir flyat artışıyla karşıla.iîan ekonomi bu kez daha da rorlanacaktır. Içinde bvıhınulan dönemde Türkıye'nin mal arm yönünden piyasaya bazı zorlamalar getirmesl düşünülemeK. Böyle olunca sanayinin aramallarının lthallni durdurmak. bazı sanayi kollannın kapasitelerini daraltmak y» da faaliyetlerini tamnnıen durdurmk, onü alınamayacak olan bir serl zortamalan peşinen kabul etmek olur. Konuyla llglll olarak çok yeni bir Hrnek, kamuovunun da yakından takip ettigi Renault arabalannn getirilen zamdır. Bu ve b^n7eri konularda, fiyat kontroluyla ilişklli olarak kunılan komite ve komisyonlar hemen hiçbir zaman etken olamamıslar, sonuçta bir seri teorik hesaplamalara rağmen, belirli bir maliyet ve kâr marji Mprisinden uzak, sanayi kolunun amrnı kabul «tme durumunda kahnılmıştır. Bu radan şu konuya gelmek istiyoruz. Ithalât kısıtlama yoluna gidilsc bile lç ftyatlarda lstikrar saf; lanamadıgı milddetçe bu oluşumdan ne gibi bir çıkar saglanabillr? Soruya bu aatırlar arasında yanıt bulmak kolay degildlr. Ancak şu kadarını belirtelim; nasıl olaa sonuçta daha da kısılan arz yanında, artan talebe karşılık fiyatlar ytikselece gine, bunun da ylne hem ithal gereksinimini arttınp, ihracat olanaklarını zorlayacagına gttre, plan ve programlann, ekonomide, dahn gerçekçi şekilde köklü yapısal degişikliklere yönellk olması gerekir. Türkiye'nın ithalnt hacmi 1976 yılı İçin 6 milyar dolar olarak planlanmışken, içine glrdiğımız ytlda bu miktAnn planlanan bUyüme hızı ile bırlikte çok daha yüksek bir rakama ulaşması kaçınılma*dı. Buna karşın İhracat nncak 2 i,i> m!l yar dolar civarında seyretmektedir. Işçi dövizlerınln de dlkkate alınmasıyla 4 milyar dolar dolaylarında bir döviz rerervtne ulaşılmıştır ki. aradn yine 1,52 mllyar dolar nihai dış ödemeler dengesi açıfcı açıklıkla kendini duyurmuştur. Buna karşılık daha önce deginlldlgi gibi DÇM şeklindeki ödünçlemeler bir «mnlyet subabı olarnk bugtlne dek pek yanıltıcı Ronuçlara yol açmadan başanlı btr işlev Ustlenmiştir. FugUnse durum çok farklı. Bir kere hedef alınan blr büyüme hızı soz konusudur. 1975te bu açıdan planlanana çok yaklaşılmıştır. Arzulanan odur kı, 1976 ve gelecek yıllarda hemen daima hedefin Uzerlnde bır büyume düzeylne ulaşılabilsin. Gerçek bu şekilde sergtlenince bugünün sorununun çok büyük şekilde kristalize oldugu bir bayka gerçek kendini hissrttirmektedir. Giderek büyüyen bir İthal gereksinımi. Hem de deginildlgi gibi son derece gayrı elastik olan döviz olanaklarına karşın aradaki açıftı daha da hüyül ten bir ithal gereksinlmi. Bugtin bazı somut glrişimlerle yınelenen bu zorunlulugun blr son\ıcudur. Kım ÖJüyor, Kim Kalıyor? S avaş aırasında cephelerde olan bltrnl belirlemek lçln her gün blr bülten çıkarılır. Düşman ne yapmış? Nereden saldırmıs? Kaç kişl ölmüş? Kaç Utsi yaralanmı»? (iazetelerlmlzde artık hergün hir savaş bülteni yayınlaıujor. DUnkü Cumhurlyet'lr ditrt siitıınluk şu habere bir bakmıa: .Anadolu'mın çeşitli yörelerinde önceki gece ve dün icomando saldınları bütün yogunluguyla sürmüş, Malatya'da. TOBDER üyesi bir öğretmeıı, îskenderun'da bir liscli, Keçıborlu'da bir kahveci öldUrülmüştür. CHP Şereflikoçhisar, binası, kimliği belirlenemeyen kişılenn seldırılarına he<lel olmu^. ClfP Borlu binası da taşlanmıştır. Istanbul'da meyclana gelen olaylarda bir ögrenci tabancayla yaralanmış, İYÖD Merkezini basan polis 48 kişiyi göz altına almıştır.» O halde gerek ithalât rejimi degiştirilerek liberaayonlu listelerden tahsisli ithal malları listelerlne geçışte, gerekse bUKÜnkü görünümü korur şekilde yine liberasyon listelerinin çoğunlukta oldugu ithalit rejlm karan çıktıgında, TUrkiye'nin yapısal özellijtl jteregi içtnde bulundugu bu ithalât darbogazı daima söz konusu ols>raktır. SİLAH, KALEMİ SUSTURAMAZ OKTAV AKBAL Evet Hayır MÎTOLOJİ ve İDEOLOJİ itoloji çagının kapandığım kabul ediyoruz genelllkle. Mitoloji deyince düşündügümüz, klaslk Yunan ve Latln kültürlerinde, edebiyatlannda ge çen tannlar, yantann kahramanlar, doğaüstü varlıklarsa, ya da Yunan ve Latin kUltürleri dışında, bütün halklann en eskl dönpmlerinln benzpri hikftyeleriyse, şlıphesiz kapandı bu çağ. Çünkü hir mitin bir toplumda yaşayabilmesi için, büttln mitlkllglne karşın. belli blr lnandıncılığa da sahip olması gerek. Bu çagda, Zeus veya Odin'ın inandırıcı olabılmeleri de mUmkün değil. Ama bu «klasik» anlamda rnitolojiyı blr kenara bırakırsak, bizlm de var mitlerimiz. Çünkü bütün dünyada mitler, insan zihninin belırlı blr işleyiş blçınıinin sonucu olarak ortaya çıkıyor. M Murat BELGE lojik yapılann ürünüdUrler. Böy le düşünen insanlara göre dünyada gözle görUrunez birtakım cinler, perller vardır ve bunlan kızdırmamak gerekir. Kızdırmamanın çeşitli kuralları konmuştur. Her şey, ugura ve ugursuzluga göre bölUrunUştür dünyada. Falanca gün tırnak kesmek, merdiven altmdan geçmek, ayna kır mak v.b. ugursmluk getirlr. Bütün bu gibi inançlar, kendi maddi koşullannda anİAşılabllir; «Deşifre» edilebilir şeylerdir. Ama bllimden kaynaklanan daha ileri bır bilinç düzeyinin varoldugu bir toplumda, şüphesiz, özellikle bu daha ileri düzcyden bakılınca. «Batıl itikad» olurlar. Gene de. hem okulda fızik, kimya oku yup. hem de böyle şeylere inanan, her iki dünyayt bilinclnde uzlaştıran insanlara raslıyonız. Ama asıl önemli olan, adl «Batılua çıkmamış «Batıl inançlar». Bunlan da her gün Uretiyoruz, bunlarla yaşıyoruz, ama gündelik hayatımızın vc benimsedlğimiz ideolojinln parçası olrlııkları için, böyle bir açıdan görmüyoruz. TUrlüsü var bu gündelik mitlerin. Bugünün ideoloji, yanl mitoloji üretme görevl, daha eski çağ larda oldugu gibi basıboş bırakılmış degll. Ne de olsa. alablldlglne örgütlü ve düzenll toplumlarda yaşıyorus. özellikle kitle baberleşme araçları, televizyon. kltle gaMtelarl •• dergileri, reklâmcılık sisteml, kltle slneması, hayatimıza egemen olan yeni mltleri üretiyor. Bu mitlerln malzemesi basit: GUndelik hayatımızın herhangi blr olayı. Zaten eski, «klasik» dedlgimiz mitlerde de malzeme bundan farklı degildi. Dolayısıyla olayın kendisi somut ve gerçek. Mit, olayın sunuluşunda ortaya çıkıyor. ÜstUn İnsan ötleml tarihin bUtün çağlarında vardı. Klaslk mltolojilerde bu Ustün insanların türlüsünü görUrUz. ÜstUnlUgU kazanmalannın çeşitli yolları vardır. Kimisini annesl bUyülU bir ırmaga daldırıp çıkarmıştır, klmisinl büyülü otlarla ovalamıştır v.b. Yani, o toplumlann insanları mitik UstünlUk verebilecek öge leri, kendi bilinç alanları içinde olan nesnelerden seçmtştir. Bugüne geldiğimizde, UstUn İnsan özlemtnin hftlA kaybolmadıgını RörüyoTB». Am* şlmdlkl uygarHieta, böyle doğal nesnelere bu tUrden nitelikler vermeye kalkışırsanız, çok kimseyi inandıramazsı nız. ÇUnkU cagimız teknolojl çagıdır ve çok paradoksal bir blçimde. teknoloji kendisi. bu nesnel ve büimsel olgu, yeni mitler yaratmsk için en elTerlşll araçlar dan blri hnline gelmiştir. Onun lçln bugünün UstUn insanı (ya da bu genel kategorinin bireysel örneklerinden birl), laboratuvarda, «Saııa kendi karlkatüriinU yaptıracağız». Bu, blr saka s«zü müdür, yoksa blr gözdağı mulır? Günlerdlr tartısılan bir konu. Semih Balcıoglu ttnlü hir karikatürcü. ayrıca Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı... Cumhurbaskamnm çağrısında Başbakaıı Yardımcısı Bay Tttrkcş yaklaşmış yanına böyle demlş, «Bir gün kendi karikatürünü de sana yaptıracağız». Bakıoğlu'nun bıuıa yanıtı: «Ne o beyfendl. yoksa iktldara mı gclıvorsunuz?» Balcıoglunun yertnde Türkeş çizglsinde bir başkası olsa «Nc demek istlyorsun? Cumhurbaşkanının çagrısında bUe gözdağı vermeye mi Italkışıyorsun?» der, büyük blr olay çıkarırdı. Ama Balcıoglu ince bir kîşidir. «tktidara nu geUyorsunuz» öemeklc yetinmlş. Sorumlu bir devlet adaınımn, blr partl IIderinin bu acayip sözieri karşısında soğukkanlı kalmayı bllıtıiş. lyi de etmliji. Gözdağuıa gdzdagi İle, slddete şiddetle, tokata tokaüa yanıt vermek, sorunu yanlıs yollara «aptırır. Daha önce ba*ka işler var yapılacak... Bir basın erl olan, hir sanatçı olan Balcıoglu, şlddet yoUarına ba»vurmasıjla tânınan bir »nlitikaoıvı kamııoyu önünde gerçek klşiliğl, niyetleri, özlemleri, hayalleriyle «teşhlr» etıneyl bllenlerdendlr». Orada vereceğl ters bir yanıt Balcıoğluıııı güç dıırunıd» bırakabilirdl. «Iktidara mı geUyorsunuz?» sözü çok daha ctkili olmuytur. .Şimdl düşünelim, bir karikatürlst kendi karikatürünü ııa«ıl yapar? (,:«k, kendi karikatürüııii yapan. Onıal Nadlr klmi za fl>?n .HpndiıjJ çlzerdi Anıca Bey dlzislndc. Bedrı'nin pek çok yapjtında kendisi dc vardır. Altan'j da kendi çlıgileı Inden tamr ^h^Vh.^m^J^ 5 e v «*cW Wr kMikatüruüııiin kendini çızmesi... Balcıoglu bugüne dek bunu yapmadıysa canı intcmedlği içindlr, bir gün bakarsınız oturmus kendi karikatürünü de çizmiş. Buna klmse bir sey dlyemez. Ama «Sana kendi karikatürünü yaptıracağız» sözü bambaşka .. Biri sans japtıracak, sen istescn dc isUmesen de, zorla, belkl dayakla, mayak1«... Bay Türkeş'in böyle bir söz »öylemesl ayn blr anlam tasır. Kamuoyu blliyor bu polltikacıntn gefmişini, kafasındaki nlyetleri, özlemleri... Amaçlı blr söz olduğunu anlıyoruz hemcn. Bir seylere kızdığını, fırsat gözlediğlnl... Ne var kl bu gözdajfr yalnız blr karlkatürcüyle de yapılnıış değlldir, tüm basına, tüm sıınata kargı savrulnıuştur. Balcıoğlu Türkiye Gazcteciler Sendikası Genel Başkanı olarak o toplantıda bulunuyordu. Sayın Korutürk'ün çağrısına, yüzlerce basın erlnin, yazarın, ressamuı. karlkatürcünun, gazetecüiğlıı çeşltli daliarında çalışan klsUerin temsilclsi olarak katılmıstı. Korutürk'ün gözleri önünde yapılnıış bu davranış, bu gozdagı, kat kat önem kazanıyor böylece, derinlere lnlyor... Demek Bay Türkeş. «iktldar»a tek basına sahlp olsa, kızdıği yazarlara «Uftıdlleri» için yazı yazdıracak, hukuk adamlanna kendi savunmalarını hazırlatacak, karikatürcülcre de kendi karlkatürlerlnl çlzdlrtecek! Işin llglnç yanı, Cumhurbaşkanının çagrısında böyle blr garip kDiııışmunm yııpıUlığı gün ya da gcce, Istanbul'da «M1I1İyet» gazetesiniıı önünde Bay Türkeş'in komando gençllğinin gösteri yapması, Izmlrde arkadaşımız Ilikmet Çetlnkaya'nın cvinin kurşunlarunasıdır. Klradlr bu gösterlyl yapanlar. «Cumhııriyct.in lzmlr tcnısilclslnin evini kursunlayanlar? Bay Türkeş'in çagdışı UlkücUlüğiine karşı çıkanlara kızanlar degll mi? t ç klşlllk milletveklliyle MC kablneslnde İkl önemli Bakanlık alan blr partl, yan kuruluşlanyla ortalıgı birblrlne katmakta. yasalara aldırış etmemektedlr, boyuııa üst basanıaklara tınnanmaktadır. Gide gide gazetelerln önünde gösterller yapmaya, gazetecllerin evlcrini kurşunlamaya kadar varmıştır bu tırmanma .. Hüseyln Cahlt, blr gazeteclnin, hem de kendi partlstne çatan blr yazann, Ahmet Samlm'ln öldUriiUnesinden »onra yazdıgı yazıda şöyle dlyordu: «Sllâhın patladıgı yerde kalem su•ar». Son yıllarda, özellikle kendlne «mllllyetçl» adını veren bir lktidann lşbaşına gelmeslnden sonra. silâhlar, bombalar boyuna patlayıp duruyor, suçlularsa yakalanamıyor! fjlmdl «tabancaların patladıgı yerde kalem susar» mı dlyecegiz biz de!.. Hayır, tam tersinl, silâhların patladıgı blr toplumda, kalem daha çok işleyecek, daha çok yazacaktır... Sllfiha karşı kalem, doğruların savaşım vereccktlr. Unııtulmasın, en güçlü silah kalemdir, kalemdcn çıkan yazıdır. Kalemle sll&hın savaşında, silâh trgeç yenllir... «Saııa bir gün kendi karikatürünü yaptıracağız» .. Dikta re.limlcrinde ünlü sanatçılar öldürUIUr, sevilen şarkıcılann kolları, parmakları kırılır, yazarlar kurşuna dizlUr. Bu, blllnen blr şeydir. Hltler'ln Aimanya'sında höyle oldu. Franko'nun lspanya'sında böyle. Plnochet'nin Şlli'slnde böyle... Türkiye'de lıiçblr zaman faşlst bir dikta kurulamayacaktır. Hiçbir klmsenin, hiçbir topluluğun gücü yetmeyecektlr Atatürk Türklye'slııi o lıale getirmeye... Evet, ufaktan ufaktan, yavaştan yavaştan bir tırmanma var faslzme doğru. Ama ilk balkoylaması, yani Uk genel seçlm taşizm özentlcllerlne derslerinl verecek... bilim adamlan tarafından lnşa edillyor. Robotlar ya da Frankeştayn glbl ölumden gerl getirilme vmrlıklar, UstUn insan mitlk kalıbına uygun degil. Bunlann insan» dogal yabancılığı, böylelerinl dftha çok «UstUn kötUlük aracı» yapıyor. Ama bildiğimiz bir insana birtakım teknolojik harikaların takılması, üstün insana uygun bir kalıp. Çünkü böylece soguk teknolojl insanlleşmiş oluyor. Vücudunun lç kısmuıda, yani görünmeyen kısmında birtakım garıp alet edcvat var ıma, görünüşü İnsan, en önemllsl, kalbi v« duyguları insan 1 Diyeceksinız ki, bunu seyredcn kimse gerçek olabllecegine inanmaz. öyle. ama zaten mltolo.hk bilince imkan veren, gerçeklikten böylece kopmadır. öt« yaiıdan, televizyonda seyrettlglıniz Amerikan bilim harikası da çok önemli değil kendi basına. Bu adama ve serüvenlerine insnma mız da çok önemli değil. ÇUnkU zaten bu oluşmuş hikâye kencu «A. mltin tarnamı değüdlr. M^üt. dUaüncenin usıl kaynaklan. o&jf ' le bir hikayenln kendisi değ.l, onu oluşturan ögeleıdir. Duff'ln ameliyatla kalp nakll yapılıyor ya da belli durumlarda uısan vücuduna platin parçaları, pi'ı ler takılabilıyor. Ama bu sonvıt olgular, mitık filmde, somut değil mitik bağlantılarıyla verıiiyor. Bundan daha önemllsl, hupsinin gerisinde yatan mitik Usavvur. yanl UstUn insan. Blz fy levizyon perdesinde gördü^ü mUz adama ve serüvenlerine lnanmayabiUrlz, ama onun yuluyla verilen özlem, bu üstun insan özlemi önemli. Film, anlattığı hikayeyle lnandıncı ol masa da, bu özlemi yaşatına>& devam ediyor; bu nedenle de, amaoına uygun oluyor. Yararlı bir ö»lem. çünkü yarın öbür fin bir «başbug» dolduruverir o kahbı. Çagdas mitlerln turlUsü i*.\. Toplumumuz «meta» olgusu uzenne kurulu olduğu İçin, metalarla llglll mitlerimiz var: Bir oıomobll veya bır sabun veya bır bıra, hiç blr zaman yalnız tcendisi olarak sunulmaz reklâmlarda. Küık kıyafeUyle, saç Tiodeliyle, sanşın güzellyle, kısacası. kullanana kazandırdiOı. ama as lında ideoloji üretenlerce bi^urn lendlrllmiş klşUikle birlikte ve riliyor. Bunlann yanısıra, spor mitlerimbs. artist mıtlerimiz. *hlâlci mitlerimlı, hepsinden öneıu11si, politlk miUerimiz var. Aslında, sayı)»;ı ve sayılabllecok bütün bu mitlerin, nolitıka ıçinde ve polıtlka için balirlenmosı sözkonusu. Politlk blr haber.n basında verilişi nasıl haberın etkileme yönünü değlştirebllıvorsa. bütUn bu çeşitli mitlerın KUIlanılışı da insanların bllinçleruu «Urekli belirleyerek onların polit.ik tavırlarına derinden biçlın •veriyor. Gerçl bilinen bir şey. bu koşullandırma. Ama somut ışi» yiş biçimlerinin incelenmesl 1 1 ginç sonuçlar vereblllr: Gerek yapılanı daha ayrıntılı biçlmde kavramak, gerekse karşı kuymanın araçlanm olusturmak için. Hftktm sınıflarla başa çıkmak 1«tiyorsak, insan pslkolojisinin lnceliklerinl va. nx onlar kadar lyı bilmek zorundayiz. Aşagı yukarı ber gün bunun jihl bir haber .Tarınlaıuyar. Komando saldınları nUrmüş, klm ölmüş? Llseli, ögTetmen, kahverl! CHP'nln btnalarına saldınlmı» Şereflt KoçhİMrd» ve Borlu'da... CHP, Türklyeniıı en bUyük partinldir. Bu örgütc suldıran başkasına ne yapmaz? Pekl polis ne yapıyor? Polis tYÖD (tstanbul Yükark Ögrenlm Derneği; Merkeıini basmış. 48 kişiyi R'izaltına almış. Aferin polisr! Bununla da kalmanıah, öldürülen ögretmeni. llsellyl, kahveclyl gozaltına almalı. Niçln ölmüglrr? Hrrhaldr blr aucları vardı. HUkümet adamlarının diliyle .GUvenlik Kuvvetlerine yardımcı komanriolar eliyle son Türk devlet ıni kurtannak. yolunda öldürfildüklrri içln suçluydular. KimbUlr komUnlst mlydller, sosya\M mivdiler, sosyallst mi. solcu mıı, anarşiat ml? Uselinln. ögretmenin. kahveclnln nliimiııü gözaltına almalı. Gerçi ölnlcr konuşmazlar ama, bakaraın dilleri l«kenceyle çöıülüvtrlr. BUIm lşkence uzmanlarımız vamandır. ABD'de egitim Körmüslerdlr. ölülerl bile konuştururlar. Hele llaelinln, W~ rptmrnin, kahveclnin ağzınriın sııçlu olduklarına deggin Imzalı blrer tutanak hazırladın mı, doğru mahkemeye! Yargıç; önüne saııık olarak çıkarılan cesete bakıp ne dlyecek: Sanık mahkeme önihıe getlrildlginde ölü hulunduftnndan davanın düşmeftine, ölüm konusunda kovıışturmanın jeregl için Savcıbga yan .vazılmasına... F.vet, ama o güne değln aylar geçer, kamuoyu da elayı unutıır gider. Unııtiılmadı mı nlee dava! Nlce IUÇSTIZ, Iskencehanelerde ve tutukevlerlnde yaşadıktan sonra mahkemr önüne çıkınca salıverildl; ama. neye yarar! Faşlsm Işinl blliyor; polise emlr verenler, katlllerl değil kurbanlan kovalamak yolunda Emnlyet örıriltünU yOnlendlriyor. Ve Iş a dfl<eye erlştt ki, bundan sonrs hlç klnue yarın ne olacaguu bllemeı. Buırttn llsell, yarın ögretmen, öbUrgttn kahveci, sonr» Işçl, sonra CHP blnalan ve ardından tırmanma iürer glder. Mllllyet gazetetri önünde yasadışı gonterl ki VallUğe yfta adımdır yapılır; Cumhuriyet'ln lzmlr Bttro Şefl Çetinkaya' nın evine kurşun sıkılır. Bu eylemlerln tttmtt, ırUvenllk kurvetlerine yardımcı knmandolann »on Tflrk devletlnl kur* tarmak yolundakl kahramanca çabalandu. PeM. blnalanna «aldınlan CHP ne yapıyor? Sorunun yanıtı yine dttnkfl cuetemİKİe var. Ankars Cumhuriyet Bürosunun haberinl blr daha, okuyalım: .MiUet Mecllsl bUtçesinin, görüşUlmesi ıırasında parlamenter maaşlan Uzerine bir konuşma yapan CHP Endnran SenatörU Nlyasi Ünsal, zamları eleştlren bssını «adı, alçak, düzen düşmanı» olarak nitelemiş, «lstisnasız tüm parti başkanlanmn halka gerçeği söylemediklerlnl, açıklama ymparken gUlünç duruma düştUklerini> İleri lUrmUş, ve Mil* let Meclisi Başkanı İle Cumhuriyet Senatosu Baskamnı ıstlfaya çağırmıştır.» Aman sayın srnatöriim. bu an hlddet, bu ne celâl!.. Şu öfkenln yarısını sokakts öldürülen çoluk çocnk, UK* II, Işçl, öğretmen, kahveci, ve yüregl yanan anababalar lçln göstersen ortalık birblrlne glrer. Ama şu garlp ülkede ko* mandolar adam nidUrecek, senln krskin sirken ancak kOpöne değlnecek. Oldu mu ya? Bak, Fransız KomUnlst Partlsl mebuslan, aylıklannın en yflksek Işçl ücretinin fistOnde kalan bolttmfinü partlye bagışlıyorlarmış. Slzler de Gnıpta blr karar atıp böyle yapsanız; nlmaz mı? Klmblllr belkl de ol* maz. CUnkü onlar komünlst. vatan halnl! Slzler Ise ynrt* sever oldujhınuzdan paralar cebe... Vc komandpUr, tabanca elde. hıçak cepte, yurtUf avın». Asıl konumuz, bu mitlerın nasıl türediği, ama buna geçmeden onro, klasik mitolojilerl yoğuran düşünce biçimlerinin bile bugüne kadar yaşayabildiğlne kısaca deginelim. DUnyamız veya kendi toplumumuz, öyle çok da homojen varlıklar degil, Aynı zaman dilimi içinde, çok farklı toplumsal asanıalar bir arada yasandığı için, tarihin üretlcl güçlerinln bel li aşamalarına teknbül eden çeşltli ıdeolojık aşamalar da bir arada varolabiliyor. örneğin bfn, Kayserı'nln bir köyünde, Atatürk'le llgill şöyle bir hikâye dinlemiştlm: Atatürk'ün vücuduna kurşun işlemezmiş. Yalnız blr nokta varmış yaralanabilecek. Çanakkale'de lşte buraya kurşun gelmiş, ama saatine çarptığı için yaralayamamış onu. Hikâyeyi anlatan köylü. bilmosine imkân olmayan evrensel blr mltik kalıbı, Akhilleus'un topugu, Siegfried' in ensesi gibi «yara alır ı .t nokt a < > ya da örneğuı Samson'un saçı gibi, «Bir UstUnlüğü simgeleyen nokta» motifini, yenidon Uretiyordu. ÇUnkü onun köyünde maddi hayatm Uretilme tarzı. bu modern dünyada bile. blllncinın klaslk mltolojller çagmdakl motU lerle çalışmasını mUmkUn kılı yor, hatta öyle çalışmasını gerektlrlyordu. Hunun dışında, batıl inanç de diğimlz jeyler de, benzeri ldeo T.C. Enerji Ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğü Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Başkanlığı HACIHIDIR BARAJI VE TESlSLERf INJİAÎIHA AIT R İ I İ N Daha evvel gazetelerde «TEKLİF İSTEME» Usulü ile ihaleye çıkarıldığı ilân edllen HACIHIDIR BARAJI VE TESİSLERt İNŞAATI işlne ait İLAN'da aşağıdakl değlsiklikler yapılmıştır I Esas llftnın 3 ncü Msddesinde 30.12.1976 gUnü saat (17.30) olarak belirtilmiş olan müracaat tarihi 4.2.1977 günU snat (17.30)'a ertelenmiştir. II Ksas llanın 3 ncü Maddesinin (a1) kumı aşagıdaki şekilde degiştirilmiştir. 3 ncü Maddenin (aI) kısmının yeni şekli: 3 a) Baymdırlık Bakanlığından alınmış MtÎTEAHHtTLİK KARNESt: a I) Bu karnenln (A) (rrubundan «n u YÜZYETMtÇ MİLYON TL. Uk olması şarttır. III Bu iş İçin evveloe yapılmış müracaat sahiplerinden durumları işbu EK iLAN'daki şartlara uygun olanlann evvelki müracaatlannın geçerli olduğunu bir yaa lla bildirmeleri lazımdır. IV Bu iş için evvelce yapılmış mUracaat sahiplartaden durumlan İşbu EK ÎLAN'daki şartlara uygun olmayanların işbu EK lIAN'daki şartlara göre mliracaatJannı tckrarlamalan, varsa yeni belgeleri ibraz etmeleri linmdjr. V Bu iş için daha evvel müracaat etmiş olup •slci müracaatlannın dikkate alınmasını bir yazı ile bildirmeyenlerin müracaatlan geçerslz sayılacaktır. VI Bu EK İI.AN, ESAS tLAN'ın bir ekidir. VII Bu EK İLAN İle degistirilen maddeler harlç olmak üzere ESAS tLAN'ın diğer bütün maddeleri gaçerlidir. 10818) 803 Türkiye Cumhuriyeti Mer kez Bankası îdare Merkezinden Bankamız Hisse Senetlerinln 40 ıncı hesap devreslne »it kâr paylan 28 nisan 1977 aksamı zaman asımına ugrayacaktır. Hlssedarlarırruzın, bu mUddetin bltlmindan evvel 41 sayılı kuponlannı, Bank&mız veya TUrkiye Cumhuriyeti 7Araat Bankası giselerlne lbraz ederek bedellerini almalan lüzumu ilan olunur. (Basın: 10606) 804 1001 Temei Eser 96VE97NUMARALI KİTAPIARIIFTIHARLA SUNAR AVRUPA'DAKİ TÜRKİYE SIRCHARLES ELİOT'UN ŞAHESERI )•••••9 ISTANBUL TABiP ODASI ve TÜMAS'ın DÜZENLEDİĞI Bayındırhk Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünden Tahmlnl bedeli 1.376.081.50 TL.. geçlcl teminatı 55.032. TL. olan 7628035 dosya numaralı 81 kalem muhtelif ebatta makinlst el takımlarının satınalınması 3490 sayılı kanunun 31. maddesı gereğlnce kapah zarf usulU bir eksiltmeye konulmuştur. Ekslltmesl Ö.2.1H77 çarşamba günü saat 16.00'da Karayolları Genel MüdUrlüğü Malzeme Şubesinde yapılacaktır. Şartnamesı aynı yerden blr dilekçe Ue 100. TL. bedelle ıüınabilır Isteklıler. 1976 yılı vizest yapılmış Ticaret, Sanayi Odası veya Esnaf Belgesini, Reçlci temlnat mektubu veya makbu zunu, teknik şartnamede istenen belgeleri ve alınan sartnameniiı her sahifesinl tmza ederek dış zarf İçine yokmak şartiyle hazırlıyacakları teklit mektuplarını eksiltme saatlnden bir saat evveltne kadar makbuz mukabillnde Komisyon Başkanlığına vereceklerdir. Postadakl gecikmeler kabul edllmez. Duyurulur. (Dasın: 10804/806) Kınmız CEREN'in doğumunu dost v« akTabalarımıza muştulsrız. Ourmuş TJğur Bayram 23.1.1977 • Izmıı SOHBET TOPLANTILAR1 (3) Av. Orhın APAYDIN (ISTANBUL BAROSU IAJKANI) Antidemokratik Baskılar ve Girişimler 26 OCAK 1977 Tarihlnde çarşamba günü saat 18.00 de îstanbul Tabip Odası Toplantı Salonunda yapüacaktır. Yer: Türkocağı Cad. No. 18 C* (tstanbul Erkek Lısesl karşısı) Cumhurlyst KAYIP 34 PA 533 No. lu arka plâksmı kaybettim. HUkürnsüzdür. 4RENKU PIRILPIRIL SAHANE KAPAKUR İÇİNDE 442SAHIFE Cumhuriyet 812 Motar Renault TL X HAKKIMI ZARARINA DEVBEDECEÖtM.. 44 İ U Ul'den (ERUUN) Cumhuriyet 808 2CILT BIRDEN 20LIRA • Curnhuriytt 807 KAYIP Tam Hayat 1236465 pollçem kaybından hUkümsüzdür. GüngSr ATACAN Cumhunyet 810 Bilen Tt)i,BENTÇt Cumtıurty«ı tUS KAYIP: 1224255 N o i u Tamht.yat Sigorta pollçeml Jt»yb«ttlm hUkUmsUzdUr. Ibrahlm ATKS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear