23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKİ CUMHURlıîT tO OCAK 1977 alkınman su tıç noktada teşvık edıyor^, eğıtim en uygun bır kaltanma aracıdzr a) gereklı etmerüerı yaratarak topluma kalkınma bıllncını» aşılıyorsa, b) gelecektek! gereksınmelenn tatmir»' islevme göre nıtelıklı ısgücıi yetıştınyorsa, cı dınamık bır seçkın yetiştiriyorsa. tşte bu üç amaç yme uç eğıtun duzeyıne karşılık Oimaktadır; ük, orta ve jrukses ttgrenım. Nitehklı ışgücUne olan gereksmmelenn ta'mıni ekonomık kalkınmayı etkıleyeceğı gıbı kuramsal ve ulkusel olarak eğıtımın en onem ı amacıdır da Eğıtim planlamasınm rolü nıtelıkli emegın arzı ıle talebı arasındaki dengenın surekhlığımn sağlanmasıd'r Bu nedeme. ıstıhdam eğıtim ıhskısı uzennde durulması gereken c r sorundur. Nıtelıkli emegın noksan olması 1960'lara kadar Turkı\e nuı dar boiaz!?nnd)n btı< dı T=*:niV: ve yuksek düzeyde nıtelıklı emek no'csanlığı »osterrr.esı neaenıyie, efnım pianlaınası ıutelı'üı ışgjcü açığınm k3patılmasını öngdrmustur Arrak n telıklı ışgueune oian gereksnmsler saptanmış olmakla beraber ekonomık gelışms hedeflen yenşme düzeyı \e sektorlerdekı \enmlılık ar*ışıyla ılg^lı tahmınler sadece jol gosterıcı olarak kaldığmdan, bugur.ku ısrıhdam eğıt'.m uyumsuziuğu ortaya çkmıştır Toplam ve sektörel ıstıhdam duzeyı, üretım fonksiyonunun Uretım hedeflenyle ve \erimlihk arnşıyla ortaya çıkar. Boylece, cır ekonomıde \eya herharıgi bir ekonomık sektorde ve burıların gelisıminde aktıf ndfusıın mesiekı vapısı belırlenmış olur Boyle bir mantık bızı uretım durevı ve venmlılık ıle bır sektorün mesiekı yapısı arasında katı bır ılışkirun var olduğuna goturjr K OLAYLAR VE GÖKÜŞLER Diplomalı Işsizlik ve Eğitira Dr. Berker YAMAN Bursa, I.T I A. Öğretım Gcre\hsı bır rr^<;>«*kı japın'H "ne h11' hır egıtım auze yıne karşılınır. Kıs sı, egıtım duzeyme baglı ışgucü hedefleri, uret.m akunları ve her oğre nım kurumunun efektıflerındekı artma oranıyla ıfads edılır. Ekonomık kalkınma ıçın gereklı nitehklı emeğın arttırılması sonmu tartışıladursun u'.kemızde bır başka dengesız'.ığm açıkça ortaya çıktığı gorulmektedır Bu dengesızhk ışgucu arz taleo densesızl'ğ'.dır Ancak bu senpl bır ışsız lık sonınundan çok bır djplomalı fazlalıgı sorunudur. Ulkemızde artık kolayca ış bulmak, egıtım duzeyı yıjkseldıkçe guçlesmektedır. Bu açıdan ışsizlik sorununu genel bır eksık ıstıhda ma benzetmek mıırnkun değıldır Dıplomahların, cesıth se^to'lerdekı nıtelıksız emeğm ;,erı ru aldığını kanıtlamak guç değıldır Ornegın, çesıtlı kamu kuruluşlannda vurt dış'nda doktora japmış yuzlerce uzmanın genel orta oğrenım duzeyınde bılgı gerektıren ışierde çahştınlması gıb: Tam rekabet hahnde ısgucu pazannda. ıse olan talep, arzına gore fazla ıse ucretlerde bır a7alısa neden o'maktadır Bu durum, tum ış aravanlann bır ış bulmasına .cadar surer \e bojlece uzmsr.laşrTa. İ3 ortava çıkan ucret far.ilan an azaînıış olur Ancak gerçeğın ıçme g.rlQig:nde ucretler arasındaki tarkı" cıderek azalmasına karşın yıne de oğrenım duzfvıne bisîlı bır faıkın olduğu gr rulmekrcd Bu mantığa gore, ı ı sorjçli karşılaşınaktaj ' uksek ge ır .C dilmıne veya sosyal sta'uye ulasmak ıcın daha ust düzeyde egit Ime arzusu, otekı. arzu ed.'en bır ış bu'.ab'lme olasılığını kaybetmemek ıçm daha duçux ucretlı ısten kacınma ve belîı bır ışsiz kalma suresmı kabuılenrîe Dıplomalı ışsızlığın soz KOIIJSU oıması, bel lı ışler ıcın emp.< tplebı \e enek arzı ar?«'ncn'a bagın lyı kunılamamas.ı ıle ızah edılebilır Dış doktoru ve eczacılar dışınp.a saı,ıix ı^ıneHe'i ve muhenaıshk dallanndan sadeca e eî'rık ıle ılgılı meslekler di"=ındakı dıo'orrilıİEnn ış bulma olanaklannın gıderek azlm.'sı ulkem^z açı smdan bıınun en oeiırgın orneğıdır Bu dengosızhgın gıderılmesı ışgucune olan nın bılımsel Dir şekılde p'anlanarak sına ve ucret polıtıkasıran duzenlenmcsme bsğlıdır Gelenek^el ekonomı polıtıkas:. ekonomık kal<cınma\ı şatırımlfn \e uretımı dsha ço<c ^ gucunp ce\ap \»rmek ıç'n h'zlandınnayı nngo nir Bu tur bır polıtıkanın ulkemızde ışsızlıjn Planlama uzmanlan, genellıkle teknolojıleıi gelışmis ülkelerin \eya kendı ülkelennın I',M düzeydekı fırmalannm yanılarmı dıkkate alara\ rneslek emsallermı sapfarlar. Boylece ortaya cıkan mesiekı vapı, eg'tım düzevîenne gore santınan ışgucu hMefienvle ıf?de edılır ve her meslek ıçin hangı eÇıtım dazeyımn gereklı oldu*u tahmın edıhr Buradakı vurvıtulen mar.tık, bel'ı emecek kad?r yef?rlı halde dahi. radıkal tecibırîerı ongoıen bır polı tıkanın uygıılanması gerekmektedır Toplam pme<c arzı ve taîebı arasındaki dengesızlıkte, eğ'tım sıstemının yol açtığı dıplomalı ışgucu fazlalığımn da payı vardır. Dıplomalı ışgucu arzı oransal olarak uretımden daha hızlı artma eğıhıru gos'ermsktedır Eu dersgesızUk dıplomalı ısgncunun ı?5izlkle karşılaşmasına veya aaha a^agı düzeyde bılgı gerektırer. ışı ka bule neder olmstîtcdır O sa e?;,".m va'ırımi' rmdan ulusal ekonomı ıçın optımum yarar sağlaypbıimek yetıştırılen tertlerm en yararlı oiî cakları alanlarda çalıştınlması şartma bağüdır Genel orta ve vuKsek oğrenıme olan aşırı talep ı e bu ?s:rı talebm polıtık nedenlerle ta*rrını çaoa«ı ıstıh'lam eğıtim uyumonu sağıayacak ba^sa pğıt:m vatırımlarınj onlemektedır. Gerek polıtık çî<ar!ar gerekse eğıtırn alanında yaîırtrn fazlalalıgı oıduğunun nanıtlanması guçlugü, linıversıtelfre \e meslekı tekruk orta og renım yer'ne genel ona ogrenıme asırı talebın sırurlandınlrr'ası ıç.n alınacak tedbırlerı güçleşt^rmektedır Eğıtımın kanntat.f geU^mes1 uzennde durmak*an çok şımdı ?rtık eğr na sıstemının içerıgı ve yan'sı U7er1r.de durmaV gerekmektedır. De.amlı değışen ve hızla «reıışen teknoıojı karjisında joğun b,r ejhtım gerektiren ıhtısaslaşraa deferıru \rı>mektsdır Bu yuzden ae, mesiekı formasyon «oruru degışi":li6e uğramaktadır Bugun bırço; aıplomalının «over qualııed> fazla ıhtısaslasmış sayılarak ışe alınmaması e*ıtım « 'temıy'.e ıs'ılıdam hedeflen arasındakı uj unısuzlııgun belıra;ın omeklerındendır Mezun o'duktan sonra ış bulacagindan kus kulu bmlerc genç ın^anı uretımden çekeres polıtık ve punre! çıkarlar vtğrura vıllarca ovala ma.c pe nukumc'lcrın ne ae eğıtim kurumlarının hakkıdır Sonınun ılerde daha da çozumİPremez hale gelecegınden l:ı<=ku kaîmadığına gore, gerce< ı^gucu hedefle.ne dönuk radıkal bır egi*ım p.anlamasına gıfr^ek ve onu uygulama': gereK mektedır. O VE SADUN TANJU ınemasız. şıırsiz, romansu, muzıksız jaşıjor. Vakt:m olmuyor kı dıjor. lyı ama boyle kupkuru jaşamak ınsanı dışına çıkarıı hayattn. Elını şaKagına da>amış, masaya yajıımış, çocuk gozıerle Dana bakıyor Değıl mı d.yorum. IKI saat polıtıka konuştuk, daha once uç saat da basm toplamısında konuştu, yorulmuş, bellı, şımdı benım sozlenmı duşıinüyor, • nasıl ya$ıyorum ben?. Oysa tartışmak ıst.jonım onunla son okudugum roman uzerır.fle, dergılerdekı yazılan, fılmlerı, gazetelerı. N'eydı o çocuğun hali? Polıs jakalamış, kan revan ıçmde dovillmesten yüzünUn şekll değışmış, oylece çıJcarmıslar fotoğratçılann karşısına, kın ve ofke, bakıyor. İstanbul Yükselc Oğretım Dernegı Baskanı Ptsa Gd>en'mıs bu dıyorum. •Bir şiddet olayının sanığı olarak da \akalansa, dcılet. siddete siddetle karşı çıkmakla ne elde edebilir* d^e soruyorum. Ben karşıyım dıjor, Sözlerını anîıyorum, ama duyjusu nedır? Salt polıtıka ıle uğraşan; ınsanı ve toplumu Dir ovar.un, bır plânm, b;r ujgulamanm satranç taşlan, dam» taşları. tavla pulu, domıno taşı gıbı goren, yolj üstune çıkanı kınp dısarı atan bır duygu degıl mı onunk:s.ı? «Nasıl karşısınız ^anı dıye ustelıyorum. «De\let fraconü »iddete başMirmadan da KÖsterebOir. Ona yakısan budur. Çaresız değildir de»let. O ise, Bakanlar Kurulunda, Gövenlik Kurulunda adet haline ;etirdi, herkese soruyor: Tanlış \api\orsak söyleyin beyler. Mınması jerekli baska tedbir \ar da almıyorsak, önerilerinizi söyleyin. Boylece meşrulaştınyor. O>s« biliyorum anarşinin kaynajı Odur, O olmasa sebep kalkacak ortadan.» S YAŞATAN VE ÖLDÜREN Bır fılm gordum bu yakınlarda dıye anlabyorum. sa'da. geçen savaşm sonlarma doğnı bır kuçuk kas,abada geçıyor olay. Ulke Almanların elınde hâlâ. Işbırlıkçıler ıyıce azıtmışlar. Bir doktor var, hastanesıne getırılen yaralılar ve çok sevdıği genç kansı ve buyümekte olan kızı arasında, kendı dünyasında yasıyor. Kendı dünyasını etkileyen dış dünyayı gonnezlikten gebr gıbı Ama oyle getınyor ka zaman olayian, savaş sonunun kargasalıkları arasında daha guvenl.kte olsunlar dıye aılesıni gonderdığı dağ kbyünde \ahsı bır olum arayıp buluyor genç kadını ve küçük kızı. Çılgına donmuş ve kostınlmış bır düşman bırlığı sadıstce olduruyor doktorun sevgı dünyasını Ondan sonrasmda, bır adam goruyoruz, eline geçırdığı bır av tufeğı ve domuz kurşunlanyla "bırlığın tum erlennı oldünneğe çıkan. Ve olduren «Yaşatan adam oldören adam olujor.» Bakıyorum ona. Ne is cörürsek förelim, hangi zamanda ve hanti koşullar içinde olursa olsun, içiçelljp, klşisel dunya ile toplamsal \e evrensel dünyanın etkilrşmesinl unutamayız. «Oyls degü mı> dıyorum. Çocuk gozlerle bakıyor. Diyecek Söz Bulamıyorum! OKTAY AKBAL Evet Teşvik îkrarniyeleri Gereksiz eçen yıîın şubat ayı sonunda kaldınlan bankaların tasarrufu teşırık iKrarruyelennın jenıaen venleceğı ve baakalpnn ıkramiye keşıdesı vapacagı. ıkramiyelerin para venne Devlet Tahvili olacağı (Devlet tahvılı para htikmündedır ve tahvıl sahı DI ıstedığı anda ışlemış faizıyle paraya çe\irebilir) soylentılerı, naberlerı yayılmaktadır. G Mehmet A!i TUNABOYLU sısteminln yaygınlastığı donemlerde halk elınde bansa cuzdanı, bankaların keşıde gunlerını ızlemış, altın ve gayrımenkul ıkramiye olarak verılmış, sonunoa tenkıt \o uyanlar dıkkate alınarak altın ve taşınmaz mal ıkra mnesınden vazgeçılmiş, mıktar sınırl?ması getmlrmş, azamı ık ramıye mıktarı belırlenmış. pa3 ıkramivesmde karsr kılmmış ve son y:l uvgulamasmda bır lasım para ıkramıyesı yerıne behrlı ol çüde Devlet Tahvılı ıkranuyeje konmuş ve son olarak da ç.ubat 1076 sonundan ıtıbaren ıkramıypler, yennde bır gorüşle, tamamen kaldırılmıştır Tasarrufu teşvik ikramiyeleri ad:ndan da anlaşılacagı uzere tasarnıfu teşvik için verılmektedır Halk bugiın bankaya alışmıştır Ve bankamn hızmet ve faydasını ıkramıyesız de görmuş tur ve aniamıştır Tasarruıu ıParasıı oldugu zaman onu kıymetlendırmesmı çok ıjı bılmeKtedır Artık halkın bankaya ve tasarrufa alıstırılması gıbı oır duşünce bugun geçerlı olamaz Tasarrufu teşvik ıkramıyelerınm bazı gazetelerın pıyangoları. SporToto, GolToto, Mıllı Pıvango ve emsali lotaryacüık ujgul?masuıa bakarak '.ıoş karşılanması da ısabetlı bır goruş olarak savunuiamaz. Gazete alan pıvango şansının yanı sıra onu o.cumakta, fıkren yararlanmakts vc okumaya teşvik edjlmektedır. SporToto ve GolToto ıse sınırlı bır bulmacadır. Mıllı Pıyangj »ie devletın kanunla lotarjacılığı olup. esasen savunulacak b'r yonu yok'jr. Bunlar tasarrulu irmi bc? bin altı yuz . Slz acaba bu kadar para alan birijlc dostluk edebilir mislniz? Ancak uzaktan geçüir, uzaktkn selâm verlllr boylelerine! Ne olur ne olmaz, ja selâmınızı almazsa, 3 a sizi kuçiık gorurseî Ojle ya siz nç bin, be? bin, hadl hadi altı, jedi bin lıra kazanıyorsunuz. Yuksek bgrenlmllsinlz, bunca jıl memurluk, oğretmenlik >aptınız, >azarlık yaptınız, yine de elinize gtçen, bu jirmi beş bin altı ruzdn beste biri >'e derler bazı kimseler «paran kadar konu^». Bizclen, sizden dört beş altı jedi kat fazla para alan bir kişıje, ki«:ilere yaklaşılabilir mı? Ben şimcliden sovlujonını, jırmi beş bin altı yur, katsa.M on iklve çıkarsa. otuz ıki bin lıra alan kişilerle selâmı kesiyorum. Şimdiden so\lemesi . «MlUî Cephe» bndur dostlar! Cerçek Mlllî Cepbe budur: Sızıltı çıkmaz, karşı ko\an çıkmaz, «ajıptır ulusa karşı» diyen hiç çıkmaz, uç bes dakikada geçer >4sa, bir anda milleUekılleriıniz on altı bin lıraM \itmi aUı bin üra >apnerirler. çöz kaş arasında!.. Hani nerde o Ka\galar. bağırıp çajtırmalar, sen solcusun, sen saçcısın, sen ilrricısin, sen gericisin sesleri: Ortak cephe kurulmuştur. a>lıkları odenekleri arttırma cepbesıdir bu, en ctkilı, en jetkiii, cn guçlü ortaklık! Bunda iktidar • mulıalefet ajrımı da \oktur. Ne olur. bu birlıği, bu coşkulu çabayi öteki yurt sorunlanna karşı gosterseler. birazcık da vekili olduklan ulusu düşünselfr. Anavasa milletveldllerinin en juksek devlet memurundan (azla alamajacaklaruıı sojler. Tetikte bazı kimseler \ar, kım ne alnor. kım yandan, önden, arkadan ne kadar «daha çok» alıjor. Yarçıçlar mı, profesorler mi, generaller mi? Bız de istrriz. biz de alınz! lasa madem ki en yuksek de\let mcmurmla es tutmus, biz de isteriz. Cumhurbaşkanı en yuksek gore\ deçfl mldir? Devlet Baskanı artık, daha ne olsun! Cumhurba^kanı Kpruturk ün eline geçen psra on sckiz bin dört jüz Hra! MilIeUekilleri nerdeyse yirml altı biner lira alacsklar, Cuınhurbaşkanı ackiz bin Ura daha az. Elbet bunun da çaresini bulurlar. avıp olmasın divc. Cumhorbaşkaıunın eline geçecek pararı da kendi <!uze> lerine çıkarırlar! Pekl 5a oteki vurttaşlar ne olacak? Simdi de\let gfireTİIleri, işçiler, özel jririşimde çalısanlar da, yiızde elllden çok «zam» alan milletveklllerlni örnek ;österip «biz de a>nı oranda zam isteriz» demeyecekle r mlîMlHetreMU kimdir? Btzden birl. Aday olmuş, seçllıneji basarmıs ıciraizden herhangi bir kişl... Acaba içlerinden kaç tanesl Meclis'e firmeden önce ayda yirml altı bin lira kazanabilmiştir? Beş on tuccar, is adamı, mirasjedi dışmda Evet, \apilmayacak bır şejdi bu. Nasıl yaptılar? Nasıl kıvdılar kendilerine? Anlamak zordur. Hele hele CHP millet\ekilleri, hele slzler hele sizleTt.. Ortanın solu, demokratik sol, halk halk sözleri nerde kaldı baylar, nerde kaldı? Ecevit'in Bulgaristan'da olacağı gunleri 01i beklediler bu işi yapmak için? Bılemiyorum, ama gezlsinden doncr donmez Ecevit'e duşen ilk iş, bu zamların bir «çeregini ıluşunmek»tir. O düşünmezsc, halk, kamuoyu «çerefini düşunur». Bilmem bu kaçıncı yazım? Sa>ısını unuttum artık. Geçen yı\ nuydı sonuncusu? Ylne bö^le bır yoluntı bulup ayhklan on altı bine ııkarmı.şlardı. Şlmdi de >irmi altı bine!.. Bir insan bu kadar çok para almak için ^unu sormalı kendine: Ben ne yaptım da bunu hakettim?. Bir kitap yazarsın on bin, yirmi bin alırsın ya da alamazsın, bır odul kazanırsuı yine öyle. Ama altı yüz kisilik bir Parlamento dıırup dururken kendine onar biner liralık «zam» yapar, bırikmış seksener bin Ilrayı alır. Hangi emek karşıhğı, bangi hak karşüığı, bangi çaba karşılıfı? Geçen dönem miUet\ckillerindcn dostnm Şinasi Ozdenoğlu llc konu!>u>ordum bu konuju: «Ben 1973'teki zammı kabul etmedim, doğru bulmadım, almadım» dedl. Ödülü ne olmuş? CHP listelerinde alt sıraya düşnıek. seçiunemek!.. Kinı doçruluktan, halktan yanaysa, o seçilemi^or bır daha! Ne garip iştir bu. 19S7'de CHP Niğde Miİletvekili Asım Eren de yapılan bir zamm» karsı çıfcmıştı, bir daha millet\ eklli olamadı. Çoğunluk çıkarına karsı da durulamıyor demck, seni bir yana Itiyor, etkisiz bırakıyorlar . Bu da işın baska bir yonu Y Tasarrufu teşvik ıkramiyelerının yasal dayanağı Bankalar Kanununun S2. maddesıdır. Kanunon bu maddesırun başlığı «Tasarruf Mevciua'ı Sahıplerıne Munzam Menlaatlerd^r.» Her ne kadar madderun ba^Uğında, tasarruf mevduan sahıplerıne • Munzam Menfaatler»den bahs» aılıyorsa da macldenın metni ancak, tasarrufu teşvik gayesıne matul olmak ve kur a ıie tevzı edılmek şartı ıle «îkramıye» dağıtılmasına cevaz vermektedır. Bu arüayıs dışmdakı uygulama (Bır şubenin açılması münasebetıyle her hesap açtırana değer ıfade eden bır şeyın verılmesı gıbı) kanuna uygun değıldır. Ve bankalar da bu anlayışa uygun c'srak pİ5rango ue ıkramiye vermekte ıdıler (1) Bankalar Bankalar Kanununun bu maddesme göre, 1975 \üı soruna kadar yalnız Usarrnt .mevduatı yahiplerıne kura ile ıpıjangoi dağıtılmak ılzere tasarrufu teşvik ıkramıyelen tertip etmışîerdır Ikramıvelerm her vıl uvgulanacak miktan ve oranıvla bıçımı, ozu ve turlerı Bankal?'Bırhgının gonışu alınarak T.C. Merkez Bankası (Başlangıçta Merkez Bankası Kanunu değışene kadar Banka Kredılerirü Tanzım Komıtesi) tarafından tespıt edılmekte ıdı. Tasarrufu teşvik ıkramıyelen son yirmi yılda bır haylı detışıklige ugramış, piyangoculuk rARSA ARIYORUM MURACAAT: Bakırkoy Yenibosna, Yıldırım Beyazıt Caddesi No. 56A (Akbank Karşısı) Telefon : Gündiiz 71 29 42 Gece 72 11 09 YAŞAR KIZILTEPE İstanbul VıiâyetıBakırköy kazasına bağlı Bahçelıevler ve cıvarları ıle Haznedar, Sıyavuşpaşa ve Soğanlı mevkilerinden. Kocasınan, Yenıbosna, Kiraz^ıGünesli. Bağcılar, GOngoren. Esenler, Safra, Halkalı? l?l terlı, Küçukçekmece. Avcılar. Anbarlı köylerı ile bu koylere bağlı mevkllerden, Altınsehır, Şırinevler, Kulelı Çiftlığmden toplu buyük küçuk arsalar, arazıler alınacaktır Ayrıca Kooperatıf ve Sanayıı için de İstanbulun muhtclıf semtlerınden uygun ve elverişlı arazı de aranmaktadır (Reklâmcüık: 30) 310 Meclis Başkam CHPli Kemal Guven'î TV'de seyrettiniz mi bu zamları açıklarken? Acıdım Guven e. bojlesine zor, böylesıne janlış, böyleslne lazgıniık uyandıran bir gore\i sırtına yükledlkleri için Hepimiz şunu beklerdik Güven'den, «Böyle bir karar yanlıştır, bsn Başkan olarak, işte açıkça söyliıyorum» demesini ., Milletveklllerl yirmi altı bin liralık zamdan sonra milletle aralannı daha da çok açmışlardır. Asil sünınüjor. \ekil yükseliyor, bu olacak iş mi? Bir baska arkadaşım da omimuzüeki serimlerde aday olmak borsasımn nıiŞonlara çıkacağmı hatırlattı. Geçen ddnemde bü\ük kentlerde listenin on sıralarına jerleşebilmek yanm milvona patlıyormuş, bu kez milyonu aşacak!. Yirmi altı bin, katsayı da artınca otuz iki bin liralık bir ajlık geliri, olsa olsa milletvekilliği getirir, o zaman da gitsin bir milyon Oteki partilerden, MC partilerinden bir karşı koynş beklenir mi bilmem. Hangi partiden olurlarsa olsunlar bu yanlış, haksız işleme karşı çıkanlar bulunacaktır elbet. Ama ben halkçı, demokratik sol CHP'ji bu ortak ejleme katıldığı için ayıpIamak isterım. Olmadı, hıç olmadı, halkçılığa, de\rimcüiğe, solculuğa hiç mi hıç yakısmadı. Bu, ö>le bir leke ki, dünjanın en ustun temizleme tozlan bile süip yokedemez!.. ÇIKTI la^ayan Tiyatro Prof. Ö2DEMİR NUTKU Tiyatronun neydiğini, tiyatromuzun dününü, bugününiı ve yarınını öğrenebileceğiniz bir kitap. teşvik ıkramıyelerınln verilmeslne gerekçe de olamaz. Metellede • Batıl Makusünalcih olamaz • dı>e b:r kural vardı Yukarıdaxı ornekler savunuiamaz ve onların janında bankaların tasarrufu teş vık ıkramıjelerı hoş görulemez Kaldınlan ve yenıden venlmesı ıstenüen tasarnıfu teşvıs ıkramıyelerının 1975 jnlı uygulamasına gelınce 1975 sonunda tasarrufu teşvik ıkraınıyesı veren ban ka sayısı 35'tır. İjç banka tasarrufu teşvik ıkramıyesı vermemektedır. 1975 sonunda verılen tasarrufu teşvik ıkramıyelerının toplamı 162,2 milyon lıradır. Ban ka gruplarma göre dagıhşı şoyiedır Hususi kanunla kiırulan banka'.aı 55 385 000, obur mıllı bankalnr 99 w8 000 ve yabancı bankalar 7 300 000 lıradır. 1975 sonunda bsnkalardaki 82,8 mılyar liralık tasarruf mevduatının 22 mılyannı (1 10.000.) lıraya kadar olan mevduat; 28,4 mılsar Urasını (10.001 50.000.) lıra arasındaki mevduat ve 32 mılvar llrasmı da, (50 001 ve aaha yukarı) mevduat teşkıl eımektedır. Bugun bankalarda bulunan 12 mılyar liralık mevduat 16 milyon hesap sahibine aıt olap, mıktan ü 5000.) lıra arasındadır ve bu para halkın c.eyjım ıle •Sakladığı Olümlbk» para^ıdır. Hareketsız qlan v% sta tik bir dunım arzeden bu mevauat ile (83.289) kışınin (100 000.) lırayı aşan 20 mılyar merduaü ıçın keşıde ihdası zorunlu da degtldir Cüzi mevduatın nasıl çekılme şansı azsa, vüksek miktardakı mevduatın da konjonkt\ır karşısmda bankalarda kalma şansı o kadar azdır Yuksek mık tardaki mevduat nasıl olsa sahıbının niyetıne gdre şekil degıştırecektır. Oysa tasarruf gruplan ıçin (40 miiyar lırai ikramıye keşidesı cazıp gbrülüp, bu mevduatın devamlı tutulması istenıyorsa, bu da her banka içm aynı önemi taşımaz. Büyük bankalar gelişme hızlanna göre mer duatı ıkramıyesız bünyelerinde tutabilme ve kendilerine çekebılme olanagına sahiptirler. öbur bankalar, yani kiiçük diyebüeceğimiz bankalar da faaliyetleriyle mevduatlannı arttırmayı başarmahdırlar, bu bankalar için güncelligini yitirmiş bır sistemi tekrar denemeve yer yoktur. Tasarrufu teşvik ıkramıyeleri yertnde ve ısabetli bir kararla 1975 yıl sonu itibarij'le aynlan kontenjanlar kullanılmak kaydıle şubat 1976 sonunda kaldırümıştır. Kararın alınmastndan bu yana bankalar için tam bır bilinço yüı geçmeden ve 1976 yümın kesm sonuçlan alınmadan mevsimlik olarak nitelendirilebilecek, şekılde hazıran 1976 sonu itibariyle bır mılyar liralık bır mevduat noksanlığı (Altın fıyatlannda düşüş ve hububat rekoltesınm yviksekliğl sebebiyls halkm köylünün altın almasa, yüzde 18 faızli tahvüler ve mevsimlil: dalgalanmalar vs.) gbrülmesi alman karan değıştırmeye uğraşanlara haklıhk verdıremez. Baskı gruplarma ilgilıler dayanmalı, MaUye Bakanlığı alınacak karara karşı çıkmalı, bankaların 1976 bılânçolan çücarüdıktan sonra elde edılecek sonuçlara gore d.urumun irdelemesi yapılmalıdır. Kaldı kı, tasarruf mevduatı 90 milyara yaklaşan bankalanmız me.duatlannın 12 milyar eksilmasınden korkmamalıdırlar. Sonuç olarak fıyatlann yukseldıgı ve yükaelece^ı ve paranm suratle defer ksybettiğı yuksek konjonktürde halk tasarrufa teşvık edilerek parasının değenni kaybetmesıne banfcalanımz pıyan go ile öncülük etmemelidirler ve halkm tasaruflarını degerlendırmede tutum ve politıkalannı da değıştırmelıdırler. Tasarrufu teş • k ikramıylennin yeniden venl n mesine olanak verllmemeli ve Bankalar Kanununun 32. maddesının yünırlukten kaldınlması sağlanmaUdır (1) Bankalar Kanumı Şerht ¥acanlar: Prof. Dr. Farnk Erem, Prof. Dr. Haluk Tandofan Te Av. Akm Altıok Sh: 79 BiRGÜN.. HERŞEY... Soyut'un son sayısında mıydı o, İonesco'dan yapılmis bır gunluk çevmsınde .Biri \ aşa tan nedir?» dıye soruyordu yazar ve surdüruyordu duşüncesıru «Bir çün herkesin, her şeyin değijecefi, iyi ve juıel oUcap umudu» Tartışmak ısuyorum onunla. Ama itiraf etti işte. Hıç bır şey okumuyor, hıç bır şey gormuyor, seyretmıyor, dınlemıyor. dujRU ve düşüncesini birey olarak kültürun, sanatın besleyici ortamından yoksnn bırakıyor. Üzülüyor ouna. Vaktim yok kı diyor. Sankı zorunluymuş hesap vermesı gıbı, bana şovlece yaşamının oyküsunü anlatıyor. Daha okul çağlarmda baslayan goreve dıkkat ve baglılık. Ilkokulda bırgün ondalık kesirlen oğretmış hoca ve akşama evde vapabildiğıniz kadar problem çozun demış. Ertesı gun herkesin deftennde en çok dort beş problem, bununkinde tam yüas ellı problem Çunu anlatmak ıstıyor bana: Sorumluluk hisslm var benim. Bir iş aldım mı üzerime bsska bir *ey görmez gözlerim. HiNDi GiBi "* Bakanlıklar Ar»sı Kkonomık Kurulda, BUtçe hanrlanmasında nasıl dıdıştıgini anlatıyor. Asü didışme de OrUkla. B8jük bir otelde çalışıyoruz gıbı hissedıyorum kendimi diyor Ben mutfakta, kızgın ateşin karşısında, kan ter içinde ıji şeyier pişıreyim dlye çalışıp duruyonım, O yukarda, salonda »enis yaparken toplayacağı bahsislert dusünüyor. Başka duştlncesl yok. Parsa toplamak. Iyı de beceriyor hani, Kralın halckını Kral'a vermelı. Şu kadar yıldır iktıdarda başka bır şey oğrenmeğe heves etmemış. Varsa yoksa gorünrü. Hlndi gıbl tüylennı kabartıp oldugundan büyük gorünme gayretı içinde. Üçte ild filân degil, kendtnı oyle tanıtıyor; uzenne vardığmda tuyleruu dokuverıyor, goniyorsun ne kadar kuçuk olduğuna İşte gordünüz, üzenne kaç kez vaıd:m ve nasıl tuylerinı dokuverdi. TAVUK BiLiYOR MU? Hay Allah, nasıl da donüp dolaşıp politıkaya getıriyoruz konusmayı. Genco'nun Stembeck'üı »Bitmeyen Kavga> romanından sahneye uyguladığı bir oyun seyretnustim geçenlerde, tanm işçılennın liderligıne giden yolda, duygusu ve dü?üncesıyle onderbğe itılmenin olaylannı canlandırmağa çalısıyordu Genco. O'na bakıyorum. Konya'da, 1969'un sonbaharında Müftülük bınasının çıplak odasında kuru bır masanın başında bakıştığımız gıbı. Ilk kez gorüyordum O'nu. Polıükaya atılmak, fakır fukaraya umut ettıği mutluluklan verebılmek ıçın dını bır görev almış gıbiydi. Çok yerde benım göruşlerunı paylaşıyor, ayn yollardan avni bedeflere varmafeı dnşiinuyoruz dıyordu. Sonra, «sol» dedığı buvuk bir partıyla koalisyona otururken yine bana sınırlandırümıs ekonomik \e sosyal hedeflerde birleşme formulünu anlattı. Şundı yıne böyle «seçilmış» konulardakı prensıp arüaşmalarıyla «sağtı» partıyle ortaklığı surduruyor. tktidarda olabilmek için dormadan yeni formuller deneyen ve kendlnl durmadan yenl koşuUara göre ayarlavan bir politika kurnazı mı bu dire düsündflğüm olmuştnr. Oysa, geçmiş karşıma, çocuksu bakısı ve ıçıni dokmege hszır tavırlanyla, büyiik ortagınm görüntu yaratma, halkı etklleme ve ken'lıne oekme usullenni şıkiyetle anlatıyor. Öyleyse ne bu kapalı oynn, çıkıo ortaya, açıkça söyleyin söylijecekterinizi, üstelik anahUr da sizde diyorum. «Anahtar bende ama, yenıden mızıkçı rolune duşmek istemem. Her şey ellerinde, kırktan fazla gazetesı var, radyosu televteyonu var, ciddl azınlık da bızı yeteri kadar tanımıyor, tamamiyle ters bir sonuca varabılırız, herşeye yazık olur» dıye kanıtlıyor benl. «Ben biliyorum ama, bakalıra tavak büiyor ma?». Hani hikâyeyi bılırsiniz, adam kendini ılmn sanıyormuş, tedavı etmişler, son gun testten geçirıp normal cevaplar alnuşlar ve taburcu etmişler. Biraz sonra alı «1 moru mor geri dönmUş. Ne var demişler. Yolda bır tavTjk. gordüm demis. Eee, ne olmuş yanı tavuk gordünse, sen arttk dan değüsın kı demışler. Adam boynunu bükmuş' «BİHTO. nım doktor bey, ben artık dan değilim, inaanun, ama b*kalım Taruk biliyor mu?» BANA DER Ki.. Bıraz önce basm topiantısında. yüze yakın gazeteci, yerli yabancı ajans muhabirleri karşısmda «dan» degilmiş gitri konusuyordu. Verip verıştiriyordu B\lyuk ortağının kapıtalıst felsefesine, kışi ve azınlık çıkarlan gozeııcılığlne, halk ve toplum yararına işlerde engelleyicı zorluk çıkancı tutumuna pek oyle kapalı da sayılmayacak etkin. haklı saldıruar yapıyordu. Halkı aldatmak, vamltmak, avutmak için çüya sosyal adalet amaçlı «Pansuman kanunlan» çıkartüdığım soyluyordu. Ulkenın ekonomısınin ve sosyal hayatının ktırtanhnası ıçin solun kolayca benımsiyecegı tedbırlen önenyor ve böyle bır iktidardan halk adına birşsyler koparabilmek için verdifi kavgayı anlatıyordu. Sana\iin yönünü değiştir. diklerinl, ülkeyi ve hallamızı el uşağı olmaktan kurtarscak milll agır sanayii bu hükümete zorla kabul ettirip kurmafs basladıklannı müjdeliyordu. Ortakpazar polıtikasında büyuX ortağı yerden yere vuruyor, «biri kölelestirmek istiyoriar, batının usağı yapmak istiyorlar» diye suçluyordu. «Peki şimdi karşıkarşıja geldiğiniz zaman, bütün bu açık kapalı sözler İçin kızmaz mı size O, sitem etmez mi, ya d» küsmez ml?» diyorum. Guluyor. «Bana der ki, diyor, ağzına sağnk hoca, ekonomik durumu dört başı mamur ortaya kojmussun, ber seyl çok iyi anlatmışsın, tebrik ederim.» Genel Kurula ÇAĞRI 5 11977 günü yasal çoğunluk sağlarıamadığından japüamayan XVI. Genel Kurulumuz bu kez 19 11977 gunu saat 13 30'da DSI Genel Mudurluğu korrferans salonunda yapılacakür. Di'yurulur . GUNDEM : 1 2 3 4 3 6 7 Açılış ve Başkanlık Dıvanı seçımi Tnzük değışıklığı Çahşma, Sayman \e Denetını raporlarının okunması Raporların elsştırısı ve aklama Oncrı, dilek \a gonışler Yeni yasama kurullannır seçnr.ı Kapanış Fiyatı 20 Lira Isteme adresi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cağaloğlu Halkevi Sok. nor 3941 İSTANBUL LÂÇKA OLDU MU.. Dr. A Z i 2 Ç Ö L ORTUPEOİ Vb TRAVMATOLOJİ MÜTKHASSISI (Kinit uoılK ve maJtsai tıastaiıtUan) (»«mantıey Halaskarçazt Cad. tnn Sedef Apt. 47 47 »3 Notlannın bır yennde, «insanın temel kaygisı siyassl sonınJar oldu mu, siyasal öfkenin içine dâstü mü ondan arbk ümit kesmeli» diyor İonesco. Başka bir şey daha soylüyor. «Bir toplum, bir toplunual rejim lâçka oldu mu, eski düzen örleniyor, kurtuluş onda aranıyor.» Bakıyorum O'na Bir lâçka olusun. bozuluşun flrfinlprl bu politikacılar, bir türlü bulamıyorlar gerçek çıkıs yolunu, ustelik bu koşullar içinde geusemiyorlar da. Duşünüyorum... TURKIYE JEOFIZÎKCFLFR UERNTGt Henş Reklâm 32 321
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear