22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
JCUMHURİYET sfecnanmıza göre, Kanunl*ye fcadarki d&nemde dine büyüic önem verildiği için Osmanlı împaratorluğu kısa zamanda bir 'cihan Devleti olmuş, fakat sonraları dinden gittikçe uzaklaşıldığı için İmparatorluk çökmüş tür. Bugün de bir çöküntüye gidilmektedir. Bu gidişin baş sorumlusu Atatürk'tür. Zira, Atatürk, lâyiklik adı altında memiekete dinsizligi getirmiştir. Atatürk ilkeleri denen ilkelerden vaj geçilir de tekrar dine dönülürse, bugünün Türkiye Cumhuriyeti yine Kanuni dönemindeki görkemli halini bulur: Mehter takımımızın sık sık söylediği bir şarkıda hep tekrarlandığı gibi: «rieri, ileri haydi ileri / Alacağız düşmandan eski yerleri.» Bunu düşünebilmek için bir insanm ne ka. dar ilkel bir kafa yapısına sahip olması gerek' tiğini bir türlü kestiremiyorum. Demek bir Devletin cihan Devleti olabümesl için îslâm dininde olması, batması için de bu dinden aynlması gerekiyor. Peki, Hıristiyan devletlere ne diyelim: Topraklarinda güneş batmayan İngiltere'ye, ondan aşagı kalmayan Fransa'ya, Almanya'ya, Amerika'ya Ve dini kap: dışan eden Rusya'ya? Bu devletler de mi müslümandılar da böyle yükseldiler, ileri gittüer? Yanıt hazır: Onlar dinlerine sıkı sıkıya sanldıkları için ileri gittiler... Ama bizim yanıtırruz da hazır: Demek ki Allah, sizin bâtıl saydıgınız bir dine sarılmayı da geçerli saymış. Ve bu yüzden. bu ülkeler halklan, Ziya Paşamızın dedl gi hale gelmişler: (Diyarı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm / Dolaştım mülki İsl&nu, bütün viraneler gördüm). Işin derinine inerseniz bunlar birer tandırnamedir. Zira, Osmanlı İmparatorluğu dininden bir şey kaybetmedi. Hattâ, sonraları dine daha da çok sarıldı. Ama, İmparatorluğu batıran, câhil dincilerin öğretileri oldu... Ayn bir inceleme konusu olan bu hususu bir kenara bırakarak, Atatürk'ün lâyikliği ilânı ile ıkinci çöküntünün başladığı ve dinsizliğe gidildigi safsatasını ele alalım. 14 HAI1RAM l ? 7 l S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER DİN ELDEN GİTTİ Mİ? Vehbi BELGiL I> Hallfelfls kaldınldığı lçöı Türk milleti dlnsizleşmişse, halifesi olmayan diğer tslâm ülkelerini ve özellikle Suudi Arabistan'ı hepten dinsiz saymak gerekmez mi? İslâm dini halifeye, hıristiyanlığın papaya tanıdığı şekilde dine kanşma yetkisi tanımadığına göre halifeliğin kaldırılmasiyle \cep hangi işlerimiz aksadı? 2) Din ders'.erinin maarif okullanndan kaldınlmasımn dinsizliği getirmesi şöyle dursun, tcrsine, dini yüceltmesi gibi bir etkisi olmuştur. Zira, dünyanın 4.5 milyar yılda oluşa oluşa bu gün kü hale geldiğini ve bu o'.uşun bu gün de sürdügünü astronomi ve jeoloji derslerinde delilleriyle ögrenen gence, din hocasının, dünyamn V günde yaratıldığını ispatsız, delilsiz söylemesi nasıl bir tepki yaratırdı? Her olayın bir nedeni oldugunu, aynı nedenlerin aynı koşullar altında *ıyrı sonuçlan doğurdugunu fizik, kimya ve biyolojiden öğrenen, doğanın kaprislerle yönetildiğinl söylemek, ispatsız, delilsiz söylemek bu bilimlere inancı mı yoksa dine inancı mı sarsardı? Bu çelişkiyi, Şeyh Bedreddin bile 350 yıl önce görmüs ve şöyle izaha çalışmıştır: < Allah her istediğini yapar. fakat tabiatı eşyaya (doğa yasalarına) aykırı olan şeyi istemez). Maarif okullanndan din derslerinin kaldırılmasını dinsizlik saymak, Cumhuriyet döneminde ilkokuldan üniversiteye kadar okumuşların hepsinin dinsiz yetiştiklerini kabul gibi saçma bir sonuç verir. 3) Tekke ve türbeler, asalak alaylarınm fakir halka kurduklan birer tuzak idi. 19M belediye istatistiklerine göre yalnız Istanbul'da 60 kadar tarikat ve tekke vardı. Örümcek dedeler, buralarda «Hu» çekmekten başka bir iş yapmadan, halkın sırtından bey gibi geçlnirlerdi. Tekkeler din okullan değildi, dinsel eğlence yerleriydi. Bunların kapatılması mı dinsizliği getirdi? Kapatma «Piri mugan dede»'lerin çıkarlannı baltaladı sadece. kızgınlık ondan. 4) Haccın yasaklanması. paçavralar içinde yasama bahasına köylülerımizin bin bir güçlükle ürettiklerl mallardan elde edilen ve her şeyden önce yurt kalkmmasmda kullamlması gereken dövizlerin Arabistan çöilerinde koyun kesilip sokağa atılmak suretiyle çarçur edilmesinl önlemek gibi bir nedene dayanıyordu. Hacca gldememek yüzünden müslüman sayımızda acaba ne kadar bir eksilme oldu? 5) Çok evlilikten tek evliliğe geçildiği için din kurallarının çiğnendiğini söyleyenler, kadını, kızıldığı zaman kovulup istendiğı zaman çağırılacak bir zevk aracı. bir çanak yalayıcı gibi görmek isteyenlerdir. Din. her müslümanın ille de dört karı alacağını söylememiş. tersine, bir kan ile evlenmeyi kural saymış, sadece hâli vakti yerinde olanlara, dörde kadar kadm alabilma yetkisi tanımıştır. Birden fazla kansı olmayanları «Zoraki dinsizler» mi sayacağız şimdi? Kaldı ki. uygulamada çok evlilik sürmekte, zaman zaman çıkanlan af kanunlariyle çocukların r.esepleri de tashih edilmektedir. O halde gürültü nedendir? 6) Atatürk ezanı ve Kur'anı Türkçeleştirmekle, herkesten önce dincilere en büyük vardımı yapmıştır. Benim çocukluğumda, bırakınız Kur'andaki âyetleri, namazda okunan surelerin anlamını koca koca sanklı hocalar bilmezdi. Bu gün de durumun başka türlü olduğunu sanmıyorum. Bu gün hem hocalar. hem halk Kur'anı bizzat okuyarak Allah'm buyruklarını aracısıa ögrenebümektedir. Bu da dinin ileri gitmesi sonucunu doğurmuştur. 7) Dincilerimiz. Latin harflerinin kabulü il« Kur'anın okunamaz hale geldiğini, bundan dinin büyük zarar gördüğünü de ileri sürerler. Halbuki, bu günkü kuşak Kur'anı, Latin harfleriyle yazılı metinlerden öğrenmiştir. Burada, Latin harflerinin Arapçayı tam yazmaya yeterli olmadıgv itirazı akla gelebilir. Sunu hemen haber verelim ki. Latin harfleri Arapçayı tam yazmaya yeterli de olsa bir Türk, Arap kelimelerini bir A Ne Yaptı Atatürk? Ne yaptı Atatürk? Cahll dincilerin, Devlet lşlerine burunlarını sokup Türkiye Cumhuriyetini de çöküntüye götürmelerini önlemek için layikliği benimsedi. Bu ilkenin doğal bir sonucu olarak, Atatürk Halifeliği ve din derslerini kaldırdı, tekke ve türbeleri kapattı, hacca gitmeyi ve çok evliliği yasakladı, ezanı, Kur'anı Türkçeleşürdi, Arap yazısını attı, kadını bağımsızlastırdı... Atatürk'ün cinayetleri bunlar. Atatürk'ün Blüsü bile, bu cinayetlerden ötürü bu gün yargüanmalıdır! Atatürk'ün bu uygulamalan il« yurdumuza dinsizliğin gelmesi arasmdakl ilişkiyi bu güne kadar kuramamışımdır. Şöyle ki. rap gibi telaffuî edemez. Afız ve gırtîak yapıhşı buna elverişli degildir. Bunun denemesi her zaman için kolaydır: En iyi Kur'an okudukiarını sanan üç din adamımızla Mekkeli veya Şamlı üç Arap din adamına bir perdenin arkasında Kur'an okutun, hem de aym âyetleri. Bunlardan hangisinin Türk oldugunu bir köylü bile sıze, yanılmadan, söyleyebilir. 8) Kadınm peçe ve çarşaftan kurtarılıp i? hayatına atılmasını da ahlaksızlık saymak, ahlaksızlıkların en büyüğüdür. Osmanlı dönemmde kan koca aynı faytona binemezdi. Tramvaya binileceği vakit aile ikiye bölünür, koca ve erkek çocuklar tramvayın ön kısmına. kadın ve kız çocuklar arka kısmına otururlardı. Zira, tramvaylar. tam ortalanndan. kalın bir çuha perde ile ikiye aynlmıştı. 13 14 yaşına basan kızlar güneş ve hava hakkından mahrum edilip çarşafa sokulurdu. Fakat, bu uygulamalara rağmen İmparatorluk gümbür gümbür çöktü. Mutlaka dinciler gibi düşünmek gerekirse, belki de Allah, kadına reva görülen bu haksızlıklardan dolayı İmparatorluğu çökertti. Şurası bir gerçek ki, Türk halkı, hiç bir devirde, Cumhuriyet dönemindeki kadar bilinçli ve gerçek müslüman olmamıştır. Bu dönemde, cami sajnsı, 600 yıllık Osmanlı döneminde yapılanlardan bir kaç misli daha fazla olmuş, dinsel yapıt yayınları, yine bütün Osmanlı döneminde yazılıp yayınlanmış olanların sayısını fersah fersah aşmıştır. Hem bu camiler ve yapıtlar, bilinçli müslüman halkımızın kendi himmeti ile meydana gelmiştir. Durum bu olduğuna göre (Din elden gitti> feryadı nereden kaynaklanmaktadır? Gerçekten elden giden bir şey varsa o din değil. din bezirgânlannın çıkar umutlarıdır. Bunlar, şarabın alâsını içip abdestsız namaz kılanlar, tok karnına oruç bozup açlara orucun fazüetleri hakkında kaside okuyanlar, milyonlarına karşılık bir simltçi kadar bile zekât vermeyenler, haccı kutsal görünme ve ticaret aracı haline getirmiş olanlar, >oırt dışındaki padişah halite kırıntılarına (Gelin bizi yönetin, biz de sayenizde sebeplenelim) işmarı veren ıışak ruhlu kimselerdir. Bunlar, Türkiye Cumhuriyetinin başına yeşil sarık sarıp, sırtına kara cüppe geçinp altında karanlık işler çevirmek isteyenlerdir. Bu gibilerin özlemleri yadırganmamalıdır. Zira, din bezirgânlan, insanlık tarihi boyunca hep kırallar ve egemen çevrelerle tam bir iş birligi haünde çalışmış, halkı onlarla birlikte soymuştur. Bu, Osmanlı döneminde de böyle olmuştur. Cumhuriyetle birlikte kendilerini kapı dışında bulanlar, şimdi egemen smıflara: (Şimdi de bizi destekleme sırası sizde) demek istemektedirler: Devlet mau deniz, yemeyen domuz. Bezirgân dahi olsa, kım ister domuz olmayı? Çoban ve Devlet SADUN TANJU emokrat PsrH'nln batışma yakın yıllarda Ankar» TÖ, resinde Bâlâ'da bir olay oldu. Şimdi kesin tarihini* hatırlanuyorum. Menderes hükumeti üyelerinden birkaçı galiba otomobille Samsun'a gidiyorlardı. Radyo o akşam ve daha sonraki yayınlarında hükumet üyelerine karsı Bâlâ civannda bir suikast tertiplendiğini, iç düşmanlann işi milliyetçi hükumete ve demokratlk rejime alçakça te43»TÛ.| ze kadar vardırdıklannı sürekli olarak halka duyurdu. BU i yük bir talih eseri, bakanlara bir şey olmamıştı. Ancak otomobile ateş edildigi kesindi. Devletin güvenlik kuvvetlerl yörede sıkı bir aramaya girişmişlerdı. Caniler mutlaka yakalanacaklar ve devlete karşı işledikleri suçun cezasını ağır şekilde ödeyeceklerdı. D O GÜNLER.. Biz, bu örnek haberlerin ve tozu dumana katmalarm arkasında her zaman bir kuşku ve korku yaratma amacının saklı oldugunu sayısız deneylerimizle bildiğimizden «Yine nasıl bir oyun var?» araştırmasma giriştik. Ancak o günlerde. bugünkü gibi özgür değildik. Şimdi şükürler olsun, özgürüz. Herşeyi yazabiliyoruz, tartışabiliyoruz, gerçegin meydana çıkmasını önlemek için işbaşındaki iktidann yai saları çiğneyerek ve büyük bir terör yaratarak basm üze' rinde baskı yarattığı günlerden çok uzağız. llerledik, hür dünya ülkeleri arasmda uygarca yerimızi aldık. O tarihlerde henüz bu derece uygar değildik. Hükumet kamuoyunda istedigi izlenimi yaratmak geregini duydu mu bir oyun tertıpler, daima kendisine körükörüne bağlı ve devlet kesesinden para aldıkları halde özel amaçlarla kullanılan kişiler aracılığı ile oyunu başarı ile uygulardı. Şimdilerde Amerikalı senatör VVa.vne Hays özel sekreteri Elizabeth Ray'i devlet kesesinden parasını ö<ieyip özel amaçlan için kullanıyor diye kıyamet koparılıyor. O ihtilâl öncesi günlerde, hükumet, parası devlet tarafmdan ödenen v» devlete hizmet etsin halka hizmet etsin diye görevleri bulunan çok kimseyi güzel sekreter Elizabeth Ray gibi özel hizmetlerde kullanır ve hükumetin başı «Siyasi fahişe haline getirmek» metodlarmı çok iyi bilmekie öğünürdü. Biz az şeyler çekerek gelmedik bugünlere. Üstelik. her oyunun, her siyasal skandalın arkasından bir de koskocaman «Yayın yasağı» gelirdi. Yasağı dinlememege kalksanız, polia matbaa kapısında basılmış gazeteleri kamyonlara doldurur ve «Müdüriyete çek» derdi, ya da sütunları kazıttırır önemli olayların yerinde bembeyaz lekeler belırirdi. Siz ne diyorsunuz! Bugünkü dertler de bir şey mi? « MiLLET SiZE İNANMIYOR!» Neyse, biz de meraklı turşucunun tekiydik «Blr ki«ım basın» ve «Bir kuım gazeteciler» olarak. Hatta Menderes, hiç unutmam, Gazeteciler Cemiyetinin Yönetim Kurulu toplantı masası başında bana «Yazıyorsunuz ama, millet size inanmıyor» dediydi. Koskoca millet, koskoca devlet büyuklen koskoca başbakanlar ve bakanlar dururken bana bize manacak değildi a! Biz yine tezviratımızı yapar, toyt' şından kösesinden, büyükierimizin millete sundugu gcr. çeklerin başka yüzü de olabUirmiş pibi, Columboya taş çıkartırcasma olavlan kurcalar dururduk. Bâlâ olayı bende bir çağrışım yapmıştı. Daha önceki yıllarda özel bir işim ıçın Ankaradan Samsun'a giderken, bu Bâlâ civannda çoban çocukların attığı bir taş bindiğımız dolmuş taksının on cammı kırmış, tâ »Ierzifon'a kadar cepheden gelen rüzgârla HiKlerımız donmuştu, ancak orada otomobilin markasına uygun bir ön cam bulunabilmişti Şiirden Kim Anlar? OKTAY AKBAL Evet Hayır Kadında Yaş Dönümü ve Hormonlar Yas dönümu, ya da klâsik adı İle «menopoz», lnsanın dişisina özgü, fizyolojik bir olaydır. 4D55 yaşlan arasında doğasal olarak gerçekleşen bu olay yumurtahkların çeşitli nedenlerle, örnegm urların tedavisi amacıyle çıkarılması, ya da ışınlanması sonucu, daha erken yaşlarda da gerçekleşebilir. Adet kanamalarının durması İle belirlenen ve her kadını ilgılendiren bu olayın son yıllarda yapılan bazı bilimsel araştırmalar sonucunda, yorumu, tedavisi ve tedavisinde dikkate alınacaklar konusunda yürürlükte bulunan birçok kavram değişmiştir. Bu konuda çeşitli kocakarı söylentisinin, sadece folklorik değeri olan bazı yersiz inançlann yürürlükte bnlundagu toplumumuzda, adı geçen hilimsel gelışmeleri kamuoyuna aktarmanm yerinde olacagına inanmaktayız. Yas dönümünde sadece adet kesilir ve sıcak mı basar? Yaş dönümünde vücutta kadınlık hormonlarının giderek az salgılanması sonucunda adet kanamalarının azaldığı ya da düzensizleştiği, nihayet tamamen kesildiği bilinir. Bu süre içinde zaman zaman gelen ve en çoic yüzde, boyunda ve göğüst« algılanan sıcak basması hissi, bu alanlarda derinin kızarması ve terlemeler kadınlann beşte birinde şikâyet konusu olur. Bazı kadınlarda bu belirtilerin çok rahatsız edici olmasına karşılık bazılarında işin kolayca geçiştirilmesirün nedeni vücutta salgılanan kadınlık horrnonu seviyesindeki farklardır: Birçok kadında bu hormonlar azalmakla beraber yüıe de yumurtalık]ar ve böbreküstü bezleri tarafından belli bir miktann üstünde salgılandıklarından adetler kesilse bile sıcak basmalan pek görülmez. Vücuttaki hormon seviyesi yanmda psikolojik durumun da bu çağdaki şikâyetlerin abartılmasında etkisi vardır: GenellikJe annesinin, teyzesinin vb. yaş dönümlerinde çok sıkıntı çektiğini görmüş olan kız çocukları, aşırı derecede endisell ve nörotik kimseler olarak büyürlerse bu olay karsısında oldukça sarsılmaktadırlar. Ayrıca, kadırüarm bir bölümü yaş dönın bu olasılığı arttırdıgını yansıtan kontrollü bir çalışma olmadığı gibi yaş dönümü öncesi e\'rede bulunan kadınlarda enfarktüsün yaşdaslan olan erkek lerden az görülmesi, bu hormonun kadın vücudunda anlamlı derecede vüksek olması ile açık lanmaktadır. 3 Uzun süre östrojen kulDoç. Dr. Selçulc EREZ lanılmasının dölyatafı f=rahim) kubbesi ve meme kanserinin belirme şanstnı çoğaltabilecegi CKRRAHPAŞA TIP FAKÜLTESÎ ÖĞRETİM ÜYESt hakkında bazı şüpheler vardır. «New Er.gland Journal of Medicineoin 4 Aralık 1P75 savısında nlimlerinin, kadmlıklarının, diyıl daha dişini sık» deniImemHıyaymlanmış olan bir makalelerm şiliklerinin, çekiciliklerinin sona te ve vücutta eksilen yumurtahjC de H.K. Ziel ve arkadasları. 14.9 erdigi anlamına geldiğine inanahormonları verilerek yukarıda yıl süre ile östrojen kullanmış rak olayı «küçük çapta bir felâ tammlanmış olan bütün olumolan kadınlarda döl yatağı kanket» olarak yorumlarlar. suz bulgu ve belirtiler giderilseri oluşma şansmın 5.6 defa mektedir. . =« Yaş !dönümünde adetlerin keçoğaldıgım Jylirtmişlerdir. An silmesi ve sıcak basması ve bu Bu amaçla «östrojen» olarak cak, yasm Uerleıttesinin herhan belirtilerin ruhsal etkıleri dışınanılan yumurtahk hormonu tek fltbitüa9 Jaıllanmasa bile kan da başka değişimler de gerçekbasına ya da «pfSgefrefon»" i&TT" sere yakalanma olasılığım çoğalt leşir: Genellikle 34 yıl sonra başka bir yumurtahk hormonu tığı da bir gerçektir: 25 yaşında daha belirgin hale gelen bu deile beraber, bazen de bir miktar olan bir kimsenin beş yıl içinde ğişimlerin başhcaları şunlardır: erkeklik hormonu ile bir arada bu tür bir hastalığa yakalanma Kemiklerde yoğunluğun azalma kullanılmaktadır. Bu hormonlar şansı 700 de 1 iken 65 yaşında sı, erime yani «osteoporosis» da yanmda çeşitli «müsekkinler»l bulunan bir kimse için bu şans marlarda kireçlenme temposuverenler de vardır. 14 te 1 dir. Bu gerçek, herhançl nun artması, kalp hastahklanmn Son yıllarda bu hormonlann (bir maddenin ilerki yaşiarda kul belirme olağanhğının çoğalması uygulanmalan ile ilgili arastırlanılmasının kansere yol açıp dölyolunu döşeyen tabakalarda malar yogunlaşmış ve yan etkiaçmadığının değerlendirilmesi sı incelme sonucu cinsel ilişki sıleri, kullamlış yöntemlen konurasında agnnın belirmesi.. rasında göz önünde tutulmalılarında yeni bilgiler edinilmiştir. dır. Bu hastalığuı tedavisi nedir? Bu bilgileri şu şekilde özetlemek SONUÇ kabildir: Bu tedavinin yan etkileri var mıdır? 1 östrojen ve progesteron Bu bilşilerin .şığında şu so Son 50 yıl içinde belirli bir dükarışımları ile tedavi, kan ba nuçlara ulaşılmaktadır: zeyin üstünde gelişmiş olan ülsıncının ',oikselmesine yol aça1 Yaş dönümünün yol açtı kelerde kadınlann ortalama yabilmektedir. Stanford Üniversita Jı şikayet ve bedensel yıpranma sama süreleri 48.7'den 72.4'e çıksinden M.P. Stern ve arkadaşla lann östrojen ve progesteron ka mıştır. önümüzdeki 1020 yıl nnın JAMA adlı tıp dergisinde rışımı hormon preparatları yeri içinde bu ortalamanın 80'e dog23 Şubat 1976 da yaymladıklan ne sadece östrojenlerden oluşan ru tırmanacağı anlasıimaktadır. bir yazıda 986 kadında bu konu preparatlarla tedavi edilmesi uy Demek ki bir kusak önce yaş da yapılmış olan inceleme sonu gundur. dönümü genellikle bir kadınm cunda östrojenlerin tek başına 2 Bu tür tedaviler ezbere yaşama süresinin sonunda belikullanılmalannın, östrojen pro uygulanmamalı ve hastalıkların ren bir olayken günümüzde bu gesteron kanşımlanndan daha hormonsal durumları değerlendi evreye gelmiş olan bir kadın o düşük bir oranda kan basmcı rilerek ancak gerçekten ihtiyagüne dek yasadığı kadar bir süyükselmesine yol açtıgı belirtil cı olana ve kaabil olan en dü re daha yasamayı ummakta hakmiştir. şük dozda tedavi uygulanmalılıdır. 2 Progesteron östrojen hor dır. Nasıl herhangi bir yaşta «panmonu kanşımlarınm kullamlma3 Yaş dönümündeki kadınkreas» adı verilen iç salgı bezi sı, yaşdönümü çagından önceki lara «müsekkinlerin» verilmesl yeterince çalışmayan kütıselere, evrede bulunan kadınlarda kalp yerine psikolojik tedavi tercih yani şeker hastalanna vah vah kası enfarktüsü geçirme şansını edilmelidir. Çünkü «müsek!ün>>la sen pankreas menopozuna girbiraz arttırmaktadır. Mann ve rin kullanılısı ujiışukluğa, yormişsin!» demeyip bu hastaların arkadaşlartndan oluşan bir îngi gunluk hissinin doğmasına yol vücutlarında eksilen hormonun liz grubunun bu konuda yapmış açarak ruhsal gerilimı bir açıyani ensülinin dısardan verilmeolduklan inceleme sonuçlan dan azdrjrken başka bir açıd;\n si yoluna gidiliyorsa bugün yaş 1975'te «British Medical Joursakıncalı olmaktadır. dönümü şikâyetleriyle hekime nal»da yayınlanmıştır. Ancak, 4 Kan basınçlan ytıksek obaşvuran hastalara da «Birkaç tek başına östrojen kullamlması (Devanu 9. Saytad») zan tlhan Berk'ten bir mektnp aldun. Burda çıkan yazım için «Lehlme mi, aleyhime mi o yan?» diye soruyor. Şakayı seven bir sanatçıdır Berk. Durmaksızın değisen bir ozan, ı m ı her gectifi yerde değerH bir »eyler bırakmayı da başaran. Tutmuş, «Atlas» kitabuu okumuşum, çlze çize, düfflne düşüne, bir de yazı yazmışım üstüne. Demek bir deİrr görm,üsünı, yetmez mi bu kadan? İlle de övmek, göklere çıkarmak mı gerek, sevdiğimi söylemek, «Kırk liraya kıyıp bir tane alın» demek ta övjü raii? Bodrum'daki tüzel evinde içl rahat etsin Berk dostumun. Hem aldırmasın, «O lehte mi, bu aleyhte mi?» diye. Yaısın ki yazıyor zaten, yayuılasın onu da yapıyor. Kalan kalır, giden gidcr. Geçen gün Beyazıt Kitaplığında eski «Servetifünun» ciltlerini karıştırdun. Servetifünun deyince aklınıza Fikret'ler, Cenaplar dönemi gelmesin hemen. Ben «kendi» dönemlmize ait ciltleri Inceledim. 1940dan 1944e dek caniı bir edeblyat dergisiytli «Servetifünun L'yanıs».. «Genç Nesll» adı verilen 1940 kusağuun ilk ürünlerl orada jayınlandı. Ben de iik «edebi» (alışmalsnmı bu dergide okura sundum. Okur da okur ha, üç beş yüz kişinin gördüğü ya da görmediği bir dergi! 1940'larda öyleydi, iki yüz sattık mı, büyük okura ulaştık der se^inirdik! 1943 yılında bu derginin yöneticiiiğini yapmıştım. Tam bir yıl, ayda elli lira aylıkla... Yas yirmi! Kendimi «Herşey» •andtğun eünlerdl onlar!. tlaşacak yer kalmanuştı artık! Nevse, kısa sürdü bu esriklik hali, kısa zamands aniadım «Sanat nzun yasam kısa» özdeyisinin anlanunı .. O YA5 DÖNÜMİ', ÂDET KANAMALARININ KE5İLME5İ VE SICAK BA5MALARI YANINDA KALP VE DAMAR HASTAIIKURINOA ARTMA. KEMİKIERDE YUMUŞAMA, ERİME. OÖIYOLUNU DÖJEYEN TABAKALARDA JNCELME GİBİ OLUMSUZ GELİJMELERE DE YOL AÇABİLMEKTEDİR. RESMj GERÇEĞiN DIŞINDA.. Ben bunu biliyorum ya, hemen bizim çocuklar» o tarıhte Vatandayız yahu bu ona benzer bir şey olmasuı dedım. Yayın yasagıaın da nerdeyse geleceginl bılıyoruz ama, resmi jerçeğin dışında başka bir gerçek olabilecestni de deneylerimizle biliyoruz, hele bir araştıralım Dakalım dedık. Ankara'dakl arkadaşlarımızı harekete geçırdık. Derken akşamüstü fotoğraflar ve toplanmış bilgiler geldı. Jandarmalann. poUslerin, stenlerin arasında hırpanl kılıklı 1213 yaşlarında bir kaç çoban çocuk süklüm püklüm duruyorlar. Deüetin kolluk kuvvetlerinin görkemine korkuları ve zavallılıklan Ue rölge düşürüyorlar. Yazılardan öa anlasıhyordu ki, sabahtan akşama Allahın bozkınnda iki üç sığırı gütmekten canlan iyice sıkılan ve kendilerini eğlendirmek içüı oyun arayan bu köylü çocukları, devletin eli henüz her tarafa adaletli bir şekilde erişmediği için yoldan geçen araba devlet büyüklerimizi mi götürüyor yoksa hergün taşladıklan halk arabalarından biri midir, ayırabilecek eğitim ve görgüden yoksun olduklanndan, basrruşlardı taşı ve belâya çatmışlardı. Sonra o çocukları ne yaptılar dojrusu pek takip edemedik. Dedim ya, karanlık günlerdi, insanı suçlarlar cezayı da kendileri verirlerdi. Şimdi Anayasa var, yasalar var, halkın uyamklığı ve demokratik tepkisi var, birisi öyle bir şey yapmağa kalksa başına telecekleri düşünmek bile istemem. 1943 yıllanna ait bir sayıda tlhan Berkie yapılmıs bir konusma var. Sormuslar Berk'e Belki de soran bendim, hatırlamıyorum: «Türkiye'de siirden kim anlar?» Berk dört ad veriyor: Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu. Abidin Dino, Behice Boran. Soruları soran kişi «Tarancı anlamaz mı?» dcmiş. Berk'in yanıtı şöyle: «Anlar dersem peşine kırk isim sıralamak lâzım gelecek.» Bugün Behice Boran'm «Şiirden anlayan kişi» olduğunn kimse yazmaz söylemez. Neden bilmem? lM3'te aniardı da simdi anlamaz mı oldu? O zaman bir ozan Boran'ı neden dolayı «Şiirden anlar» saymış dersiniz? Sanırım o günlrrde «AdımlaDKİa şiir kitaplan üstüne yazılar yazıyordu Boran. Hatırladığıma çöre Ilgaz'ın «Yarenlik»ini ötmüştü bir yansında. Berk de ya beğenmiş o yazıyı, ya da «Bir gün benden de söz eder» diye umutianarak o övgülü sözü söylemiş, kim bilir! Atilla Özkınmlı'nm «Sanat Dergisinde bir yazısını okudom: «Ödüller, kendi amaçlarını ve yeni değerleri ortaya çıkaracak biçimde işletilmeli diyor. Bir görüştür. Bu tür ödüller de gereklidir. Ama benim üyesi bulunduğum iki ödül, yani Sait Falk ve Yeditepe ödüllerinin amacı bu değil. Geçen bir yıl lçinde yayınlanan şiir ve öykü kitaplan arasında «en iyisi»ni seçmek... «En iyisi» nedir? Burası tartışılır elbet. Belirli bir seçici kurula göre, «en iyisi». Görece bir yargıdır bu, başka bir kurnl hiç oy almamış bir kitabı «en iyi» bulabilir. Bizim bu yıl Sait Faik ödülünü Ueri'ye, Yeditepe udülünü Anday'a verişimiz bizim seçici kurulların yargısıdır. Kimi zaman oy birliğiyle, kimi zaman oy çokluğuyle alınır böyle sonuçlar. Siz katılmazsınız. ya da katılırsuuz, toplum bilmez bunu. Çoğunluğun yargısıdır ağır basan. «Yeni değerleri çıkaran ödüller» de vardır, bunlar yarışmalardır. Milliyet Vayınlarınm roman yarışması örneğin... Geçen yıl da, bu yıl da bu yanşmanın seçici kurulunda bulundum. «Bir Gün Tek Başınanın iki kocaman dosya tutan müsveddesini okuyup beğendim. •Yeni bir değer» olarak ortaya çıkardık Vedat Türkaü'yl!... Eskiden beri yazan, tanınan bir yazardı gerçcktc!.. Kolay kolay çıkmaz yeni değcrler». Nitekim bu yıl bulamadık birincilik natta üçüncülük vcrecek yapıt, mansiyonlarla yetindik... Özkırımlı, Yeditepe Şiir Odülünün seçici kurulunu da beğenmemiş! «Şiirden anladıkları kuşkulu olan üyelerden oluşmuş bir seçici kurul bu» diyor. «Şiirden anlamak»... Kim anlar şiirden, kim anlamaz? Anlamak için ne gibi yetenekler, ııitelikler gerekir? Bunları tartışmak da bir sonuç getirmez. Herkes, herkesl «şiirden anlar» ya da «anlamaz» diye suçlayabüir de ondanl Bir ölçütü, bir saptama yolu yok bunun... Bakın, tam otus üç yıl önce bir ozan, şiirden anlar saydığı dört kişinin adını vermiş. içlerinde Dino ve Boran da var. ÖzkınmU ne der bu yargıya? Berk gibi bir ozan 1943"de ünlü bir oıanı, Tarancı'yı, «şiirden anlayanlar» arasına katmıyor. Demek şiir yazmak da yetmiyor şiirden anlamaya? «Yeditepe» seçici kurulu siirden anlar mı. anlamaz mı, kim anlar şiirden. tdm anlamaz? Kimin ne ölçüde anladığı, ra da anlamadığı «aptanabilir? bunları bilemem. Ama ortadakı" sonuç, Anday'ın «Teknenin Ölümü»nün «en lyl» şür kitabı olduğu yargısıdır. Bence bu sonuç bile üyesi bulunduğum kurulun «şiirden anladığı»nı göstermeye yeter... Bilmem daha ne diyeyim? Galiba. şiirden anlamak konusu üzerinde daha çok düşünülecek. daha çok mürekkep akıtılacak. Ama sonunda kesin hiç bir şey elde edilemeyecek vine de!.. Olsun, şiir üzerine konuşmaktır önemli oian, düşünmek, düşündürmektir. BiRHIŞIM GiBi.. Bunları neden böyle uzun uzun anlatıyorum? Batı Anadolu'da iki üç haftalık bir geziden yeni döndüm. Hem yorgunluk gidermek, biraz dinlenmek içindi, hem de o bölgeyi bugünkü yapısı ve insanlarıyla bir kez daha iyıce görmek, yeni izlenimler edinmek amacım vardı. Uygar Türkiyemizüı bu bakımlı ve bereketlı topraklarinda, yol üzerinde nerede bir çoban çocuk görsem, hep o geçmişteki olayı anımsadım. Üstlerı başlan daha derlı topluydu çocukların, ama ayni can sıkıntısı, ayni boşluk ve yalnızlık içinde idiler. Doğada baharın ilkyazın şenligi vardı; kırlar yamaçlar dağlar yeşilın. saruıın, morun, kırmızının, pembenin sevinci ile doluydu, ama iki sıgır birkaç koyun ya da kcçi ile yapayalnız bırakılmış bu çocuklar, bütün o sevincin içinde birer üzüntü noktası, bîrer yalnızlık heykelciği gibi yürek daraltıyorlardı. Her kez de ben Bâlâ'da devletin bütün hışmı ile tepelerine indiği yavrucuklan anımsıyordum. DONDURMA VE ÇAY Bir de, Bodrum'da, palmiyelerin ve küçük tahta kayık iskelelerinin sıralandıgı kıyıda bir akşamüstü Sanepeds otururken yavaşça yanıma gelip oturan Zeki adlı 1415 yaşlarındaki çocuk dokundu bana böyle. Zekı, ortalılîU dolaşan kahveci çırağına bir fkibuçukluk dondurnıa ve çav ısmarladığı zaman ilgımı çektı. Gülerek ve ürkütmeme*e çalışarak «dondurmayı anlıdık ama delikanlı, çay ne nluyor?» dedim. O da güldü. «İkibuçukluktan az oldu mu dondurmaya doymuyor insan» dedi. «Çayı da bir liraya çıkarnıışlar» diye sürclürdü konuşmasını. Bıyıkları yeni terlemişti ve çocuğun yüzünde bır geri zekâlı yaratılışın bulutu dolaşıyordu. Yoldan geçen bir tamirci çırağı «ne yapıvon lân Zeki burada..» diye takılınca adını da öfrendım. Do^unca nasıl bir özlcm ve isteklc konulmuştur bu ad ona kim bilir? MÜFETTİŞ YARD1MC1SI ALINACAKTIR PAMUKBANK Türk Anonim Şirketi Umum Müdürlüğünden A 1 2 3 Bankomız Teftış Kuruluno smovlo yeterı kadar Müfettış Yordımcıs»oiınocaktrr 8 Yozılı Smavlor. (14 ve 15 Temmuz 1976) Sınovo gırebılmek ıcın ısteklılerın tarıhlennde. istanbul da Umum Bonkonın Personel Yonetmeliöınd© Mudurlukta. Adano. Ankoro ve Izmır de belli edilen koşullaro sohıp olmalon, Merkez Şubelerınde yopılacaktır Yazılı Smav tarıhınde otuz yoşını Sınavı kazononlar Istanbulda Sozlu doldurmomış bulunmaları. Smava tabt tutulacaklardır Sozlu Unıversıtelerın, İktısat İşletme Smava cağrılanların yol gıderlen, Hukuk • Sıyasal Bilımler Bankamızm Harcırah Yönetmelığ' Fakultelerınden: Bu Fakültelerın İdari Hukumlerıne göre Bonkaca llımler. iş idaresı Bolumlerınden, t odenecektır İktısadi ve Tıcari İlımler C Sınovlara gırmek ısteyenlerm Akodemılennden veya bu Fakültfi ve Akademılere eşıtlığı Mılli Eğıtım doldurdukları Müracaat Formlannı en Bakanlığınca kabul edilen yurt ici ve gec (?4 6 1976) Perşembe gunu saat yurl dışı Fakulte ve Yuksek Okullordon (17ye kodar yukarıda yazılı Şubelere bırini bıtırmış olmalon, vermiş olmalart koşuldur Sağlık durumlannın Yurdun her yerinde • ı Murocaat Formalftelerı. Smav koşullan vesaıre gıbı hususlardon bilgı almması gorev yapmağa ve Teftışın gerektırdığı yolculuklorı yapmoğa ıcın Istonbul'da Umum Mudurlukten. elvenşh olması. Adana. Ankaro ve İzmır'de Merkez Şubelerımızden jydınlatıcı NOT'ların Askerliklenni yapmış olmaları, ıstenmes» lâzımdır. gereklidir *«tanbul Reklâm:.'. 6029 AYRI DÜNYALAR.. Tamamiyle kendi aünyasında idi Zeki. Cam dondurmayı ve çayı aynı zamanda istıyordu. Ayrı bir dünyada yaşadıgı için, davramşındakı znlıkların fsrkında defildı. Dondurmayı yalayıp üzenne bir yudum çay içmenin tıaskasında yaratacafj etkıye aldırmryordu. Konuşmak istedım Zekiyle, «tierhalde buralısın» dedim. O. çakıllı kıyıtia donla denizden çıkıp mosmor kesılen beş altı yaşındaki bir çocuğu gösterip • benim komsum olur buniar. hasta olucan lân!» diye yanıtladı. Canı ne ısterse onu söylüyordu. Bir de işte o zaman... Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gaziantep Mühendislik Fakültesi Dekanlığından 1 MAKt.NA MÜHENDtSLlOt VE ELEKTntK MÜHEN. DtSLtCt BÖLÜÎVlLERtNE ASİSTAN ALINACAKTIR: Adaylann «O.D.T.Ü. Gaziantep Kampusu. eersonel ŞefHSİ, PK. 3H0 GAZtANTEP» veya «OJ3.T.Ü Personel Müdürlüâü ANKARA» adresmden bizzat veya yazı Ue ısteyecekleri müracaat formunu doldurarak en geç 24.8.1«7« tarihıne Kadar O.D.T.Ü Gaziantep Kampıısu Personel öeHığınin elme geçmes:nj sa*lamaları gerekmektedır Sınavlar '29.H 197K gtinü, saat OH.iMi'da Gaziantep Kampusu Makına Münendısliğl ve Elektnk Münendısliğl Bölümlerinde vapılacaktır ARANILAN ÖZEI.I.İKIKR: a B.S veya M.S. Münendıs YükseK Mühendıs ünvanına sanıp olmak (1 temm:ı? U7 tarihıne kadar) IH b AçılacaK yazıiı ve sözlu sınavda oaşarılı olmak. c İyi düzevde Ingılızce d:lı bılınek. 2 Kabul edılenlere sosyal durumlanna uygur an lojman verılecek ve ek ödeme yapılacaktır. (Basın: 17281 6020> YETENEKLi GRAFiKERLER ARANIYOR îstenilen kalınlıkta ve temiz çizgi çizmesini bılen, letraset dizıminde kendine özgü de olsa bir sitıle s«hip, bir reklâm tirmasımn günlük lşlerinde gerekli ış disıplıni içinde varatıcılık yönünü usfalıkla kullanabilecek, en az duyuru ya da eleman arama ilânlan düzenlemesınde başkalanndan yardım istemeyecek yetenekte grafıkerler aranıyor. îlgilenenlerın, lütfen özgeçmişlerini belirten bir yazı ile PK 490 . StRKECİ Bdresüıe başvurmalan rica olunur. 4 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear