25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
II K usUnUyorum da Monteso.uleu'nön «Her ului • ?Mama, maddi r* marmvi ymrtıih geHş* CUMHURITn 9 Mıyıı 1975 lâyık oldugu tdarey» sahip olur» daha doğnısu «Her ulus Uyık olduğu hUkümetle yönetilir» özdeyişinin XX. yüzyılda artık gecerli olmadığına inanmağa başlıyorum. Montesquieu bu sözü XVIII. yüzyılda söylemisti. O zamandan bu yana akıp giden 200 yıiı aşkın bir silre içlnde durum o denli değlşti ve ldare edenlerln elindeki teknik araç, olanak ve y&ntemler o denli güçlii ve etkili duruma Reldl ki. yığınların bunlara karçı çıkıp kendine lftyık bir yönetim kurması, yukanki sözü söyleyen bUytlk Fransız dUşünurünün yaşadığı çağa göre. çok güçleşti. DUnyanın bütün kıtalarına şöylo bir bakınız: Birçok ülkede birtakım açıkgöz polltikacının veya askeriıı, ya da bıınlann kendi nralarında kurdugu ortakIıftm türlU yollnrdan uluslann başına bir eskiyıı çetasl gibl çöktuğü ve halk yığmlarımn bu çetenin elinden kendini kurtarma olanağını bir tUrlü bulamadığını görUrsunüz. Bunun nedenı, o yıfcmları olusturan bireylerden bir kısmmın henüü kendi sınıfının nesnel ve tinsel (macldî VP. rrmnovi) çıkarının bilincine varmamı? bulunması ve bu yüzden tle o eşkiya çetelertne ıışaklık ederelc bilinçli ve aydın halk kesimini ezmeğe 41et olmasıdır. Günümüzde böyle bir toplum için: «Ker ulus Uyık olduğu hUkümetle yönetilir» demeic, en azından insafsızlık olmaz mı? D OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Özgiirlüğe Lâyık Olmak... Hıfzı Veldet VELiDEDEOGLU M için harcanması gereken paralar, böylece bir kısını insanları canavarca yoketmek iein harcanmıştı. Yine söylilyorum, Alman ulusu Uyık mıydı bu tür bir yönetime? Elbette hayır. Ama bir yandun pnra gücünün, öte yandan bu para giicü ile satm alınan aşağılık ve alçak insanların, yine bu para ile oluşturulan silâhlı bir örgutün; öbür yandan da, her Tanrının günU sözlu ve yazılı her tiirlü yayın aracıyla yayılıp kafalara perçinlenen yalan ve iftira ybnteminin yarattıftı çemberi kırmak. Alman halkı için hemen lıemen olanaksızdı. Montcsquieu'nün yaşadığı çağda ne simdiki ııluslararası kapitalizmin parasal olanakları, ne günümüzdeki Ribi Keliştirilmiş teknik silah ve araçlar, ne de yığınların kafasını yıkamağa yarayan ince psikolo.jık yöntemler vardı. Bunların hiçbiri bilinmiyordu o zaman. îşte bu nedenledir ki, onun yukarıya aktardığım sri/ü, günümüze kılı kılına geçerli olamaz diye düşünüyorum bir süreden berl. yaragız ve hiçbir zaman umutsurluga düsmeyeceyiz. Ülkedeki clnayetlcrin hangl nıaddl çık»rlar, ya da hBngl iktidar hırsı ıçın işlendijjini bilmeyenlere bunu ögn;lrregız ve höyleoe özgürlüRe Uyık oldugumuzu kanıtlayacagız ve ona lftyılc olacaftız. l * n g i özgürlüğe? 27 Muyıs 19fil Anayasa'sının bize sagladıgı hak ve özgilıliiklere. Eğer herkes kendi keyfinin lstediği özgürlügü değil, Anuyusa'nın tanıdığı hak ve özgürlükleri savunur ve bunları korumak ıçın elinden geleni yaparsa, ancak o zaman özgürlüge lâyık olabiliriz; böyle bireylerrlcn oluşan hHİk çogunluğu, Anayasa'nın getirdigi hak ve özgiirlüklere ınanmayan, bunları yok efmek isteyen y<İ|ieticilerin hakkından gelebilir ancak. Anayasa'nın blze sağladığı hak ve özgürlllknelerdir? Kunhır. Anayasa'nın Ikinci bölümünde 10B2. maddelerde, yani 143. madde içinde sıralanmıştır. Demek ki, 154 maddelik Anayasamızın yüzde yirmidokuzu, yani üçte birine yakın bir bölümü temel hak, özgürlük ve ödevlerin düzenlenmesine özgülenmiştir. Bunların hepsini burada saymafta olanak bulunmadığı gibi, gereklik de yoktur. En önemlüerini sıralayalım: ler Ugl • Temel hak ve özglirlüklerln vazgeçllmozve sınırlanmazlığı (10); ••• Alman halkını ele ahnız. Bu halk Hitler yttnetimine lâyık mıydı? Elbette değildi. Geçmişte dilnyanm en büyük filozof, edebiyatçı, ozan, yazar ve bestecllerinden çoğunu yetiştirmiş, dünya külturüne yeni değerler katarak onu zenginleştirmis olan Alman ulusu nasıl olmuştu da cezbeye kapılan bir kişi lle onun yöresine toplanmış birtakım içici, morfinman, cinsi sapık kimselerden olugan bir çetenin arkasından gitmişti? Bunun netlcnl çok acık ve basit: Her türlil teknik buluştan yararlanılarak hazırlanmış silah]avla donatUan ve kendi sınıfını kirli çıkarlar karşılığmda ezen Btaü bir polis çetesi kurulmuş. düşünen vo insanlık duygusu taşıyan kafalar kesilmls. halkm büyük bir kesimi sindirilmis, şehir meydanlarında milyonlarca kitap yakılarak: gençlerin aydmlanması önlenmiş ve bu gençlerin kafası, aşırı ve hayalci bir milliyetçilik duygusuyla yalan, dolan ve lftiraya dayanan yayınlar» la yıllar boyu beslenip yıkanmış ve böylece Alman ulusu bir sllre, hiç de lâyık olmadığı bir yönetim altında kalmıştı. Bu katiller ve hırsızlar çetesini, ne yazık ki, Almanya'nın içindekl ve başlangıcında dışındaki. özellikle îngiltere'deki • buyük kapitalist ırtimre finanse etmistl. însanlık için, sosyal ada tlrme örgürlüfeU ve dokunulmashk. lçkence yasagı, ınsan haysiyeti ile bagdaşmayan ceza ya•agı (14); • Özel yaşamın gızlilik va dokunulm»'i<gı (15); Konut dokunulmazlıgı <W; Haberleşme özgürlugti (17ı; Gezı ve yerleşme özgürlüğü (18); Vicdnn ve din bzgürlügü (19); Düşünce ozgurlüğü (2flı; Bilim ve sanat özgürlitgli (21); Basın özgürlügü, gazele »e dergl çıkarma ve kitap ve broşür yayınlama hak ve özgurlukleri <22. 23, 2ir, Toplantı ve gösirri yürüyüşü hakkı (28); Dernek kurma hakkı (291; Kişi gUvenliğinin adaletçe saglanmasını lsteme hakkı Ciin; Hak arama özgürlüğü (31 ve 32); Zorlama yasagı (33); Calışma ve sözleşme özgürlüJU (40); Sendika kurma özgurlügü (46ı. Sayın Demirel ve bazı öbür kimseler, kendilerl gibi düşünmeyenlere bu hak ve özgürlüklerden çoğunu tanımak istemiyorlar. Nitekim bu özgürlüklerden bir kısmı bizim için lüks sayılmış ve 12 Mart faşizml döneminde, 20 eyltll 1971 tarih ve 1488 sayılı y«sa ile yapılan Anayasa cieğişikligl sonıında kısılmıştır. Bnnunla birlikte bugiln ülkemizde bu kısılmış özgürlükler oile, lktidara yakın olmayanlarca tam olarak kullanılamamakta. hele bir takım eli silâhlı ktşiler, güya devlet güvenlik kuvvetlerine fahri yardımcılık perdesi arkasmda eylemli olarak bunları *ınırInnmakta, giderek büsbütün ortadan kaldırmaktadırlar. Ikilem ski (ragedyalar çoğunlııkla blr Ikilem flatünd kıırulmustur. Kuçiik bir örnek ttretelim: Kralın blrlcik oğlu, Tanrıların yasakladığı bir lı» yapmıstır; suçu çok büyüktür; cetMi ölüındür. Kral kötiı bir ikllonı karşısında kalır: Ojlunu cezalandırsa, krallıgın gclecefclni yok edccek; bağıslasa, Tanrıların öfkeslni üstüne çekeccktir. Ne yapsın kralca£ız? Doluya koysa almaz, boşa koysa dolmaz; bıınalımdan bunabma düşer. Halk dllindc Ikilcmr, iki ucu pis dcğnck derler. Ne yanından tutacağını bilemezsln. Blr kes bu «çrnaza girdin ml, kurtulması zordur. Klşl akıllıra davranmalı, denfeslni yitlrmenırll, gelecek belftyı zamanında sem> meli. (.ünlük yaşayışımızda arada sıriMİa ikilemlrr kftrsiRinda kalırız. Ama devlet hayatmda lkilemin tuzsğıns dUşmek clah» kötüdür. Tedhlrl) yönetlciler bunun İçin adımlannı stsrken kırk tiirlü hesaba giriyirler. Askerllkte geçerll kuralclıı: Bir arkadasıyla kavga edeıı klşl, ylrnıl dört »aat geçmeden hiçblr girişime ynnclmez. Öfkesl yalışır, mantığı çallsır, durum muhakemeslne yönellr; aonra kararını verir. Bu kural isledlkçe ve lslctildlkçe; catısma, çeklsnıe acalır. Atalanmıs «ifkeylc kalkan zararla oturıır drmlşler. NiçirvT üfkenin sağduyuyu yok ettlginl bildikleri için... E ••• En önemlilerini sıraladıgım özgürlilklere, haystımız pahasma da olsa, bütün tehlikeleri göğüsleyerek lâyık olmanın çabaaı içlnde bulunmalıyız. Geçen hafta çıkan «Dogflya Sıgınma» başhklı yazımda geçen bir cilmle lle bitirmek lsterim bııgünkti makaleyi: Bir çahanın, bir navBşıının, bir yüreklllijein ve korkusuzlutun. hatU bir «lüm trhlikrninln bulunmadığı ve tadılmaduı yerde cerçek inıtanın da bütün boyutlarıyle hr.lirrmtyeceğine lnanıyorum. tnoan ancak nlağanüstü lle hurun huruna «rllrse, grrçefc klmlljtlnl ve krndl gervrk boyııtlannı gKreblHyor. Tıpkı bir altın pnrçasının snf mı, katışık mı oldııfeunun, denektafina »UrülmeRİyle »nİRşılması cihl blrşey bu!» Yaşadığımız gtinlerden her birl namuslu aydınlar için birer denektpsı nlteliğlndedir. • •• Tekl ne olacak? Meselâ ülkemizde böyle bir durum meydana fielse, ya da gelme yolunda olsa, kurbanlık koyun gibi, yazgımıza boyun mu eftecegiz. Yani savaşımı bırakıp teslim olmak utancma mı razı olacağız? No münasebet .. Çemberi kırmak, özgiirlüğe Uyık olmak lcin, özgürlüğün tadmı, daha doğrusu bilincinî, b'.ınu henüz ögrenmemiş olanlara aşılamak, onlan aydınlatmak doğrultıısunda savaşımı sürdüreceğız. Atatürk'Un gençliğe hitabesinl tekrar tekrar oku • Temel hak ve özgürlüklerin özune dokunulmazlığı (llı; • Siyasal düşünre, felsefl inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin eşıtlik ve nyncalıksızlık (12); Bir Görgii Taniğı... OKTAY AKBAL Evet Hayır Sağlığa Kavuşmayı Hızlandıracaksak... lr meslegin ruhu o meslefrtn insanlıga hizmet sunma isteğinde yaşar. Bu nedenle insan hayatını korumak, iyileştirmek, geliştirmek gibi bir gereksinme ve içten gelen bir isteğs dayalı olan, kiçiye, topluma, ınsanlığa yardım etmek amacıyla bilim ve ahlâk ilkelerl Uzerinde gelişen hemşlrelik meslegl geniş anlamdr. bir sosyal hizmet sayılmaktadır. B HEMŞİRELİK HiZMETi, GUNUMÜZDE SAGLIK ALANINI OLDUKCA BÜYÜK ÇAPTA ETKiLEYEN BİR HİZMET OLMUSTUR. BU MESLEGiN İNCELİKLERİ, EGiTiM DiR. ALANI. ÇOK HIZLA GELiJMEKTEAYAK GEREKLiDiR. YURDUMUZDA DA BU EGİTİM VE GELıJMELERE UYDURMAK mtklt Aibsy Salih Eree'den uzun bir mektup aldım. BaKinısızlık savaşımıza tegmen olarak katılmı? saygıdeğtr bir asker. Hastaymıs »imrtl. yatneından çıkamıvormuş. TV'de Marcsal Çalmutk'la ileill nrograını seyretmlş. sonra da bu konudakl vazınu okumuf. 'Vattıjp yerden gilçlUkle dttşttncclerini yazmı* bana. Sayın Erce'ye sağlıklar dilcrim. Eski askcr. Ier, Atatürk dönemlnl yaşnmlş, kurmuş, savıınmıış devrimcller gerçeklerin, saglam Inanrların Kavunucusudur. ödün vermeycn, verdirmeyen, hağnazlıklara, kütülUklere karşı çıkan Içtenlikli hlçilerdlr onlar... E Sayın Erce'nin mektubunu birlikte okuyalun: «Bildiğinlz Rihl bir ?üre önce TV'de öltim yıldönümü nedeniyle Mareşal Fevzi Çakmak'ı anma Konıışınnları yapıldı. Bu aııma konuşmalıırını heyecanla beklediın. Hemcn eklcmellyini k\ yapılan konuşmaların biçlm ve nltdlfti bende iizüntü ynrattı. Kahmetlinin rııhunu şnd ctınrk şövlc Uıırsıııı mııazzep etmlştlr. ÇünkU bu knnuşmalav onu antnak için değil, eericiliğin ve çıkarcılığm propagandası İçin araç ve bahane çdumlştir. M»reç»l, yakm tartliimlzin vr ScettMcle Kurtuluş savaşımızın cn büyük kumamlanlarındaıı ve yapıcılanndandtr. tlk defa yapılan bu anma işlndc geç bllc kalınmıstır. Ancak onun adı, gericllijtin ve bir zümrenin ararı edilmetneliydi. KahramaıılıRin ııitcliğl tamnılanır, adlar sayıbrken, lnöııü ve öteki blrçnk kumandanların adlarıııılan sör edllmedlği halde, «Trlkopls'l rslr edcn Dadaylı Halit Bey de bir kahramandı» yolunda bir KÖZ dikkatimi çektl. Dadavlı Hallt Bey, Kurtııhı? savaçuıa genç bir teğmcn olarak kalıldıgıın Reşincl Kafkas Tümeninln kumandanı Idl. Çok değerll bir a.skerdi. Ancak bu savaşta düşman saldırılarını durdıırmak için ön safta çarpışarak sehlt düşmüş tümen kumandanlarıiKİnıı söz rdllmezken Dadaylı Halit Bey'in kahramanlı^ından R6Z rdllmesi tümü lle gericl propagandadır. ÇünkU Halil Bey Inkılfıplarm gerçeklefmesl sırasında Atatürk'e karşı çıknıiftı. TV konıışmacısının onu kahıamanlar arasında sayması tüınü ile bu ncdendendlr. Gerçekte önemli bir olay olmayan Trlkopls'in esir MUUSİ onun kahramaniar arasına girme neden) olamaz.» Sayın Erce'nin bu konudakl anılan da ilginç: «Trikopls 30 Ağustos 1923 ÎUPÜ Dumiupınar'da Yunan ordusu Imha edildikten sonra kurtulabllen general, subay ve erlerle Murat Dağına fliğınmıs, 1 EylUl !M22 günti her yandan sarıldığı için kendillginden teslim olmustur. Bu teslim olayında Beslncl Kafkas Tüıncnlnin en önde bulunan 13. Alayınm emlr subayı olarak ben de bulundunı. Trikopls llk (incr komutan Halit Bey'in huzuruna çıkarılmıştır. Onun kahramaniar arasına sokulması bu olay nedenlyle clefell, Atatürk'Un inkılAplanna karıjı çıkmıs olması yüzündendir; gerictllk propagandasına hizmet lçlndir. TV'deki konusmada Sakarya zaferlni Mareçale mal etme gayrett güdülmUştür. Atatürk'Un kaburga kemiği kırıldığı için bu savasın yönetiminde rolii olmamış gibi KÖsterllmek istenmis ve Inönü'den hiç söz edilnıeml$tir. Ovsa «hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, bu satıh bütün vatandır, vatanın her karıs tnpragı kanla sulanmadıkça terkeclilmez» ilkesinl bu savas İçlnde koyan Atatürk'tU. Sakarya zaferlnde Atatürk, Maresal, Innnii üçlüsünüıı payı büyttktür. yalnız Mare.şal'a mal etıno çabası bosunadır. Yine n konnşmari» Maresal'ln Kur'aıı okuduğu 1leri sünilmiislür. Bu, bir yakıştırmadır vo propagandadır. Atatürk ün Kocatepe'de sol elinde nlgara, ell çeneslnde bir fotoğrafı vardır. Bunda, ne kadar dfisflnceli ve lıeyecaniı oldugu hesbelltdlr. Bu sıralarda Maresal'ln Atatürk'e «raşam biz her tiirlü tedldrlmlzi alılık, gerlslni Allah'a bırakatını» >lediğini daha o zamanlaı duyınııştıık, doğruluk derecesinl bilenıemj» Emeldi albay Sallh Ercc mektubunun sonunda gerlcilerin uydurması bir söyleııtiyi dc anlatıyor: «Daha o zaman baslayıp halen dc duymakta olduğum. gerlcilerin uydurduğuna hiç kuşku olmayan hlr yalanı, yaıılış propagandayı da anlatayım: Kıırtıılıı.ş şavaşını Kemal'ln askerleri kaıanmamıs, ba^ları göge yüksclmis ycşll sarıklılar kazanmi8, bunu Yunan askerlcri anlatmı^î «Sen de gördün ınü?* «orusuna çolc mulıatap olmuşumdıır. Düşman askorlcri knrkularııulan h<;r şeyi görmüş olabilirler, ama bcn değil yesil sarıklı. beyaz sanklı lılle görmedim.» Tarlhlmize blr açıklık kazandıran bu beİRC defterindeki mektubu nldu^ıı ıçibl sütununıa almakta yarar gördünı. Gırlcllik, Atatürk ve devrinı düişn:anlığı bııifilnkü iktidarın en ilerl yerlerlnde oturanların haşvıırduklan blr »ilahtır. Blr kez daha ortaya çıkan serçek budur. Krce'ye «ağlıklar dller, mektubu İçin tfşrkkür ederim. Zamanın akışı içinde tıp biliminde teşhis ve tedavide, teknolojide kaydedilen ilerlemeler, hastanelerde bakılmaga yönellk eğilimlerin gittikçe artması, daha çok sayıda insanların kırsal bölgelerden kentlere akışı, saglık hizmetleri sunan kurumların ve hizmet türlerinin çoğalması, bu hizmetlerin sevlndirici bir durum da sUrdürülmelerinde iyl çğitim görniUs hemşlrelere duyiılan "ihtiyacın Önem taşıması. ve bir de olumlu (pozitif) sağlık anlaınınm yavaş yavaş toplumun zihnin de yerleşmesi gibi faktörler bu mpslpgi etkilemiştir; ayrıca. bu meslekte artan ince sorumluluklar karşısında hemşire, yönetici ve egitimcilerin zaman zaman «Hemşire nasıl olmalıdır?» seklindeki soru ve incfclemeleri sonucunda hemşirelikte yüksek egi tlm kapılarının açılması da b\ı meslegin gelişimlni hızlandırmıştır, yön vermiş ve vermektedlr. Esma DENiZ TUrk Hemsireler Derneği Yönetim Kurultı Üyesl Masleğin önetnl 'CİDDİ KURUMLARIN İŞİDİR EGİTİM FEN BİLİMLERİ MERKEZİ ÜNİVERSİTEYE •l\l GÜÇL.Ü KURULUŞj k HAZIRLIKTA iBaşlkta» Çırağan CaddMİ No:'î son dc^re 17 Mayıs^ Tel.48O9SO (llâncıhk: 6315) 3910 HEDEF DEV BİR DENIZ 6ÜCÜ1 TÜRK DOHANMA VAFKIN& YAPACAulillZ YARDIMIASU BU HEDEFE UUJAU1IRIZ Kimi yabancı ülkelerde hemşlrelik meslegi o derecede ilerlemiş kl «hemşire»nin tanımı saYetenekll yönetici hemşireleri, man zaman değişmiştir. Snn öğretmen ve klinik ögretmen hem ağustos 1975'te Singapur'da yapışireleriyle, araçgereç ve ders oda lan Uluslararası Hemşirelik Konlarıyla bir meslek lisesi olarak seyi Ulusal Temsilciler Toplantıeğitim veren iyi bir hemşire okusında şöyle tammlanmıştır: «Telu öftrenciye tecrübe sağlar, onun mel Hemşirelik Eğitiminl tamam kıymetli zamanmı öğrenmesi gelayarak memleketlnde hemşirelik reken namütenahi bilgi ve beceyapma ehliyetl ve yetklsi kazanrileri elde etmesine doğru progmış kişiye hemşire denir. Temel ram uygular, ne bilgisine ve nehemşirelik eğltimi, resmen onayde becerisine yararlı olmayan sılanmış ve hemşirellğe temel olakıcı, lüzumsuz tekrarlamalardan cak, geniş kapsamh ve kuvvetlt korür, uygulamalarda elde edilebir programa göre eğitim yapan cek becerileri öğretim amacıyla okullarda verilen eğitimdir. Bu planlar. program hemşireleri belli konularda uzmanlaşmak üzere mezuniyet sonrası eSitimine de hazır »lUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUII^ lar. En başta bu eğitim programı hemsireye, davranış bilimleri, temel bilimler, hemşirelik bilimlfiri öğreterek ve klinik uygulama lar saglayarak onu etkili bir hasta bakımına, bu bakımı yönetmeye ve liderlik rollerine hazırÖREN lar.» Hastanm BünlUk yaşantısmın Bahann tüm kokusu, yeşillikler, «eytln denlzi içlndt S planlanması, bçslenmesi, temlzli VtLLA LALE neflstlr. = ği ve derisinln korunması, özel = VtLLA LALE kalortîeri, sıcak suyu, bUytik btnyolan, = likle yatak yaralarının önlenme = Çlft tuvaletleri, fevkalâde temlz yataklan, salon va odaiâjı ~ si, eliminasyon. istirahat, uyku ve E U« bahar tatiMnlz lçlndlr. = hareket gibi işlerde hastaya yar 2 VtLLA LALE'de tam pansiyon 12S Ura. S dım et.mesi, hastanm rahat nefes = alabilmesl için arkalık ya da yas E ÖREN BURHANÎYE Tel: 343 s tıkların yerleçtirilmesi, sırasında ^IIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIItlllllllllMIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIlB ve.rilecek oksijcnin kuru olma(Cumhuriyet: 3922) masına, ya da damar içine veril mekte olan serumun damardan sız mamasına dikkat edilmesi, hasta yı sarsmaksızın deftiştirmek, çev reden gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı hastanm korunma sı, nekahat devrinde ise hoşuna Kİden oyalayıcı bir faaliyet seçilmesi (resim, el işl, okumak ve benzeri..), tedavi ve ilâçların niçin ve nasıl verüer.egini, uygulanacngını bilmek, hastada meydana gelebilecek bedensel ya ria mhsal herhangi bir deftişikligin vaktinde müşahede edilerek R^re ^inin ynpılması, hastnyı bir vnk'a olarak degil de tiim dUşünceleri ve duyRUİariyle ailesinin, toplumun bir ferdi olarak görebilmek, kendısine şefkatle, nezaket ve anlayışla muamele etmek, tüm bun lar hemşirenin görevleri arasında gelmektedir. Daima ve her an en iyi bir hemşirelik hizmeti sunmak isteği, ayrıca hemşirelik alamnda meydana gelen gelişmelere ayak uydurabilmek eftiliml iyl bir eğitim görmüş herhangi bir hemşirede normal sayılan nitelikler arasında gelmektedir. Safclık hizmetlerinde doyurucu nitelikte hemşire yetiştirmek hem şirp. okullarının işidir. öğrencintn tıbbî ve mesleksel hazırlığı yanın da kültürel, .sosyal lhtiyaçlarını da dikkate alıp olgun bir insan olarak gelişmesine yardım etmek amaçtır. Bugünün hemşiresl eskiden dUşüııUldUğU gibi hekimln yanmda sâdece «bir çllt «U değlldir. Bilim ve ahlak llkelerine dayalı hemştrelik eğitimi bizde öbür Ulkelere göre elli yıl gibi kUçümsenmeyecek bir gecikme ile başlamıştır. 1911 larihlerinde TürkiyjjKızılay.Dernegi (Hilali Ahmer Cemiyeti)' taratından yapılan giriflmler 1925'te semeresini vererek Aksaray'daki Hemşire Okulu kurulmuştur. özel bir kurulus olan Amerikan Hemşire Okulu iso Çarşıkapı'daki Amerikan Hastanesinde 1920'de açılmıştır. Bir süre sonra da Millî Savunma Bakanlıgı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Verem Savaş Derneği gibi kuruluşlar birer okul açmışlardır. Saglık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ilk kez 1946 nisan ayındıı Haydarpaıja Numune Hastanesinde, daha sonra Şişll Çocuk Hast.anesinde ve nihayet kısa bir zaman içinde yurdumuzun çeşitli yerlerinde Hemşire Laborant Okulları, Saglık Memurları Okulları, Ebe Hemşire Okulları açmak suretiyle memleketimlzin hemşirelik ihtiyacmı karşılamaya çalışmıştır. Orta Öğretimden son ra üç yıllık eğitim veren bu okullarda eğitim sliresi son yıllarda müfredat programlarında ya pılan değişiklikler nedeniyle dört yıla yükseltilmiş, kültür dersleri yanında toplum sağlığı hemşireliği, psikiyatrl hemsireliği gibi uy gıılamah dersler eklenmiştir. Bir süre Kolej adını taşıyan bu okullarm sayılan 42'dir ve bugün btrer meslek lisesi olarak bilinmek tedir. Remsirelikte üniversite düzeylnrîe öğretim memleketimızdo Hemşirelik Yüksek Okullarının ve sıra ile 1958 Ege ve 1960 Hacettepe Üniversitesi YUksek Okul ları ve Florenee Nightingale Hem clrellk YUksek Okulunun açılmasiyle başlamıştır. Böylece hem şirelikte eğitim ve uygulama prog ramı daha knpsamlı bir şekilde geliştirilerek liselerden gelen öğrencilere dört yıllık bir süre için de temel hemşirelik eğitimi ver*l meğe başlanılmıştır. Bu okullarda aynı zamanda hemşireliğin çeşitli dallannda bilim uzmanlığı ve doktora şeklinde kariyer çalış maları da yapılmaktadır. Ayrıca, Saglık ve Sosyal Yardım Bakanlı ğına bağlı, okul meziınu olup ögretmen ve idareci hemşire olmak isteyenlere eğltim veren Gevher Nesibe Sağlık Bilimleri Eğitim Enstitüsü çalışmalarını Ankarada sürdürmektedir. Hemsirelik blliminin ve sanatının temelini oluşturan bilimlerl verebilmek İçin sınıfta ögretim gereklidir, bunlar kimya, biyokimya, anatomi, flzyolo.ji, fizik, psikoloji, sosyoloji, ant.ropolo.)i ve öbür sosyal bllimlerdir. Müfredat programında yazı ile ifade, haberleşme şeklinde hemşireleri mizin sağlık kuruluşlarında, mesleksel kuruluşlarda daima yararlanacaklan bilgiler de yer almış olmalıdır. Hemşirelik sanatını oluşturan konuların bir çoğu hem şireliğin ııygulandığı yerlerde, bazan «Hemşirelik Laboratuvarı» dedijflmiz yerlerde uygulanır, bu laboratuvarın ana malzemesi, ma teryeli insan dediğimiz varlıktır. Sağlam, hasta, nekahat tcki insan lar, hastaların yakın aileleri, anneler, hamile kadınlar, sağlam be bekler, yaşlı ve maluller, okul çocuklan.bilrolarda, tebrikalarda çalıssn lsçiler hemşlro namzedlnin egttlminde katkıda bulunurlar. Ve hastaneler, sağlık merkez leri, sağlık ocaklan, kreşftna ve ilkokullar, endUstriyel kuruluslar, hastaların evleri ve ranlı ma teryeli eğitimde bize sağlıyan birer laboretuvar olur. Hemşire okullarımızın bu kuruluşlarla iyi hazırlanmış bir program dahilinde geleceğin hemslrelerlnl yetiştirmelerini arzuluyoruz. Sırasında kendi kendine isabetli kararlar alabilecek, uyumlu, bilgi ve becerisine güvenillr, kendisine, mesleğine ve topluma yararlı hemşirelere ihtlyacımız sonsuz. • Amerikan Lockheed ucak ftrnıasının yabancı ülkelerde rüşvet dağıttıgı haberl düııyaya yayıldığı zaman çcşitll ülkelerl büyük hryrran clalgaları kapladı. Türklye rüşvet dagıtılan ülkeler arasıııdaydı. lockheed Şirketl 13 mllynn vernıişti ülkemizde ve*ltli kişilere... Acaba klmlcrdi bu rülvetl paylaşanlar? Genelkıırmay blr «Sorusturma Kurıılu» oluçtıırdu; haşma <la Musa Oftün'ü Retirtll. Korgencral Mıısa Oaiin, halkııı 12 Mart dönrminden tanıılığı bir klşidir. Ama bıiylr bir soruştıırnıanın yiıııfliciliğl, hüyük tltizllk İsteyen lştir. Nitekim olaylar bu noktadaıı sonra sonı^turına kıırıılunıın Işlemlrrl yüzünden obnadık yönellşlere kaydı. Hava Kııvvellcri eskl Kumandanı Orgeneral Emln Alpkaya Lockheed uçak flrmamıulan rüsvet yiven klşl glbl kamunyuna tanıtılıvfrdl. Bu tamtmanuı Genelkurmayca gfirevlendlrllmiş bir kuruldan kaynaklanmaaı, ağır blr suçlama nltellginl taşıyordu. Orgencral Eniin Alpkaya gürcvinden çekilmek lorunda kalclı. Cumhuriyrt tarihinde llk kez, blr kuvvet kumandanı bu duruma düşürülüyordu. Ne var kl Gpnelknrnıay Askrri Mahkemrxine sanık olarak çıksn Alpkaya, (Ok kısa sürrde aklaııdı. Ve iş, daha çok dallanıp budaklandı. Çünkü Geneikurmay A«kerı Mahlıepıesinin Alpkaya'yı beraat ettlren kararı, Genelkıırmay Başkanı Semlh Sancar'ı, Mllli Savunma Bakanı Ferit Melen'i suçlamakta Korgeneral Musa üğün başkanlıfeındakl Norıışturma kurulunu da yasa dısı bulmaktadır. Ya.sa dışı bir »oruştıırma kııruluyla «»albe» altına düsürülen Alpkaya'nın temize çıkma»ı, almdl Içlnden çıkıhnası oldukça zor blr lkileml devlet yassmına tasımıstır. Şöyle k i : Olağan mahkemelerde dava »nvcının Iddianameslyle açılır. Sanıgın sorgusu yapılır. Dava bundan sonra asamalarla yürilr. Dellllerln tartısması yeUrll KÖriildüğünde yine Savcı «e*M hakkındakl müUlaa»«ını okur. Son söz savunmanındır. Ardından Mahkeme Kurıılu kararını verir. Eğer savcı esan hakkındakl mütalaasında sanıgın beraatini istemişse, yargıçlar da bu yolda karar vermişierse; Uavaya hitmi<>. ve karara kesinlrşmlş gözüyle bakılır. Çünkü savcı da haklmlerle hirllku sanığı akladığına göre, inancının tırslııc bir davramşla yargıtaya Kİtıneyecek, kararı temylz etmlyecektir. Alpkaya davasında if böyle deglldlr. Çünkü Genelkıırmay Kaşkanının Mahkeme Kararını temylz yetklsi vardır. Acaba Geneikurmay Başkanı Senıih Sancar bu yetkisini kullanarak Alpkaya'nın beraat kararını temylz edecek mldir? İ$te slze blr ikllem: Genelkıırmay Baskanı Snncar, karan tcmyiz ctmezse, Mahkemenln kendlal hakkındaki suçlamalannı da kabul etmlş olacak Kararı teuıytı cutrnc, Mahkemenln aklanıa yoIımriaki kararını değll de keııdisl hakkındakl yargılan b o * mak için bu yola baarurduğu ku»kusu uyanacsk... • Yukarıda belirtttğimlz glbi Ikilem kötü blrşeydir. M»rifet, kislyl ikllemc sürükleyecek davranıslardan kaçınabllmekte... Blr kez ikUemin tuzağına sUruklendi ml insan; kolay kolay lçinden çık»m»z. • • » ** 4 SADUN TANJU'nun YENİ KiTABI Yıterli kırmak İçin... Evet, 1920'den bu yana memleketimizde hemşirelik eğitiminde ve mesleksel çahşmalarda bir h»y li aşamalar görüldü, mesleksel bir kurulus olan Türk HemşireIer Derneği 1949 yılında Uluslararası Hemşirelik Konseyine üyeliğe kabul edildi ve bu kanaldan isteyen hemsireler arasuıdan dış memleketlere gidip yararlı geliş meler sağlanıyor. Ancak, bütün bunlar yeterli değildir. Hemşirelik hlzmetlerinln memnunluk verici duruma getirilmesi için hemsireye olduğu kadar organizasyona, yeni ve yüksek kademede tüm hemşirelik hizmetlerıni ve eğitimi, görevlere atanmaları, denetimi okul bitirme ve diploma alma sınavları dışında belirli aralarla, çalışan hemşirelere bir tazeleme kursundan sonra uy gulanabilecek ektesçil sınavlarını oluşturup uygulanmasını sağlayacak blr BUro'ya, ne isim verilirse verilsin, ister Hemşirelik Bilrosu, ister Hemşlrelik Genel MUdürlüğü denilsin, yptkili ve ye tenekli hemslrelerden oluşan blr Kuruluşa ihtiyacımız büyük. 22 yıl önce, ymni, 28 subat 1954 tarihinden itibaren yiirilrlükte olan 6283 sayılı Hemşirelik Kanununun incelenerpk çagdaç gereksınmelere göre değistlrilmesi gerek lidir. KUTSAL İNEKLER BiLGi YAYINLARINDAN ÇIKTI BÜTÜN KiTAPÇILARDA (Cumhuriyet: 3906) v t iiA Deııiz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidroerafl ve Oslnograil Dalresl Baçkanhğındaa DildlrilmisUr. Denizcilere ve Havacılara 47 Sayılı Bildirî 10 Ue 14 Mayıs 1976 tarihlerl arasında 09.00'dan 17.00*y8 kadar asağıdaki noktalan birleştiren sahalar İçlnde seyret> me, derairleme, »vlanma ve bu sahalann 2000 metreye kadar olan yükaekliği can ve mal emniyeti bakımından tehlikelldır. KARADENtZ tSTANBUL BOĞAZ1 GİRİŞf BtRİNCt SAHA: K 14 SAHAS1 (1) 41 dereoe 13 dakika kuzcy 29 derece u» ti&kıka dogu (2) 41 darec* 37 dakika kuzey •M derece 15 dakika ttofu (3) 41 derece 33 dakika kuzay 39 derece 29 euUElks doğy (4) 41 derece 11 (Uüclka kuz«y 29 derece •JU daklks doğu ÎKtNCİ SAHA: K 15 SAHASI (1) 41 derec* 14 dakika Kuzey 29 dprece 07 dakika doftu (2) 41 derece 20 dakika kuzey 29 derece 01 dakika dogu (3) 41 derece 25 dakika icuzey 28 derece 68 dakika dotıı (4) 41 derece 18 dakika tcıızey 2B derece 47 dakika doğu DENÎZCÎLERE DOYTJROLtm. (Basın: 15080) 3915 Vstanbul Askerlik Dairesi Başkanlığından îstanbul As. Dairesi ve As. fjubelerinde Dalctilo ve Karteks memuru görevinde çalıştırılmak üzere yüksek okul, lise ve ortaokul mezunu slvil Memur Alınacaktır Teferruat.lı b'lgi için isteklilerin İB mayıs 1976 tarihine ksdar tstanbul Askerlik Dairesi Baskanlığına mtlracaatlan rica olunur. (Basın: 15983) 3906
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear