22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ODORAKİS KIBRIS'I • ANLATIYOR YUN&HU BESTECi MiKiS ÎEOOORAKiS, FRAKSA'DA YAY1NUNAN «PENELOPE'NİN Ni$*NLILARI. ADLI SON KiTABINDA, SiYASAL MÜCA' DELESıNıN OYKÜSÜNÜ ANLATIYOR. ANILARININ BÜYÜK BtR BOLUMU YUNANiSTAN'DAKi FA5ıST CUNTAYA İÜS.KİN. BU NEDENLE KİTAPTA KIBRIS'TAKİ DARBEYE VE TURK MÜDAHALESiNE DE DEĞiNiLiYOR. Bugün Fortekız ae sagm • ABD DIS.iSj.ERi BAKANI, 1974 YILININ SONUNA KADAR SOSYAÜST PARTi'NiN VE MARiO SOARES'iN PORTEKiZ'Dt SOU KARŞI ETKİN BıR SAVA5 VEREBıLECEGiNE GÜVEHMEMiŞTi. ANCAK, KISA SÜRE İCJNDE DA6I10I «%• *••" ıbrıs'lı Rumlar, da'daki ürkleri ikinci nıt topluluk urumuna etirdikleri :in, bugünkü unalımın orumluluğunu aşıyoıiar,, Kosta DAPONTE •rim saldmlara hedef tutulsa bile, 1974 uz darbesınden bnce, Kıbns'takı Kum luğunun çok cıddi yanlışlar yaptığı inancmda umu soylemeliyım. Kıbns'taki gezilenmde, arla Türkler arasındaki aynhkların yalmzca degıl. aym zamanda sınıfsal bır sorun unu da gormüstüm. Ada'da yüzyülarca köyde bir arada yaşamalanna ragmen nasıl ? da ticaret, parasal işler, kültür, egıtim vb., ! yuz oranında yalnız Rumlann iminde kalnuşür?» ozleri söyleyen, bu sorulan soran Yunanü ci Mıkis Teodorakls'ten başkası değil. ığimiz hafta P&riste, Grasset yayınevı ından çıkarılan •Penelope'nin Nişanlılan» bu son kıtabında ünlU besteci kavgalarının sünü anlatıyor. Kuşkusuz anüannın büyuk x>lümü cunta diktatöriüğü üe ilgili. Bu nle Yunan cuntasının düşmesinı klaştıran Kıbrıs'taki darbeye de. Türlc ahalesine de değiniyor. 232 saytahk kitabmdan ç bulduğumuz bolümleri aşağıda özetliyoruz: nmuz 1974 darbesinden önce, Makarios ları, faşist ve gericl General Grivas'm gizll ıtü olan EOKA üe sürdürdüğü savaşla mış ve yipranmıştı. Grivas, albaylann nini Ada'ya kadar uzatmak istediğinden an ordusunun kayıtsız şartsız desteğmden yararlaruyordu. Makarios ise, sayısız astlerden kurtularak Atina hükümetıyle türlü uzlaşmadan kaçmırken, Grivas'ın lünden sonra. Kıbns'ı Için için yiyen bir ser savdığı EOKA'dan da kurtulmak istemişti. hur Rum Millî Muhafız Kuvvetlerı'ndeki lan subavlannm geri çekilmesini ıstediğı matom ise ateşi körüklemiştl. Atina'va âıği bu ülrimatomdan birkaç gün sonra be oldu. Bunun üzerine TUrkler, Yunanistan îngiltere gibi, antlaşmalarla Ada'nın ünlüğünün garantörleri olduftundan Kıbns*ı geçirmek olanagını elde etmişlerdi. «virenın notu Yatar bu bölümde. ZUrih 'aşmalan yerine, Cenevre antlaşmalanndan etmekte ve «Ada'nın •'o43"iinü ilhak eden rklerin. binlerce kişiyl kursuna dizdiğini, sbinlercesini de göçe K>rladığrnı iddıa nektedir.> lannides'in genel seferberlik ilânı bihndıği gibl tfik bir fivasko olmuştu. Ordu da, halk da roıadatınıkh. O anda ortak bir direnme reketi meydana jrelmiş olsaydı, tüm gücüyîe lerıkalılara ve albaylara fcarsı açık bir savaşa nüsebilecefini dttşünüyorum. Bunlardan hiç i olmadı ve Cunta yıkılıverdı. Böyleee annides'ın son girişimi Kıbnslılar icm büyuk felâket, Yunanlılar için de btiyük bir şenlik nde, suya düşüyordu. ncak toannides'in Kıbns'taM yenilgisinl ia'daki Türk ve Rum topluluklarmın bır arada şantı sorununu da ortaya atmadan anlatmak anaksızdır. Binlerce blüntin varlıgı ve durumu ıce anlamak zorunluğu burm gerektirmektedır. szlerimin saldınlara uğrayacağını bılsem bile, T4 temtnuz darbesinden önce, Kıbns'takı Rum ıplumunun çok ciddî yanlışlar yaptığı inancında duğumu sbylemeliyim. Gezilerimde, Rurnlarla, urkler arasmüaki aynlıklann yalmzca etnık defil, STU zamanda sınıfsal bir sorun olduğunu da brmüştüm. Nasıl oluyor da, Ada'daki yüzyıllarca ynı köyde bir arada yasamalarına rağmen, ticaret, arasal işler, kültür, eğiüm vb, yüzdeyüs ranında yalnızca Rumlann denettmınde alabüiyor? Sosyal yaşama katılmak ve •alnızlıklarından cıkmak için, Rumlar nasıl »luyor da Türklere yardım etmemişlerdır? Cıbnslı Türklerden bir altproleterya, ikinci »ırul bir topluluk, bir işgücü deposu meydana ;etırilmiştir. Kuşkusuz Kıbnsh Rumlar, Türklerin 'enı dünyaya kapalı olduklan bahanesini Öne jürebilecekler. Bu iddia benim için inandıncı değıl. örneğın Lefkoşe'de, TüTkleri siperlerde yaşıyormuş gibi, kendi içlerine kapanmış gordüm. r a o zamandan beri, halkçı bir kavga sürdürdükleri kanısına vardım. Savaşmak için sılâhlanmış on yaşındaki çocuklar gördüm. Emperyalist, ya da askersel bir mudabaleye karşı koymak için savaşmayacaklardı. Bundan daha derin olan, kin duygusu vardı. Rumlann, kendılerini ikinci sınıf yurttaş olarak kullandıklannı farkediyorlardı. Bütün bu söyledıklerim tepkılere yol açacak, biliyorum, ancak bunlar bir gerçektır. Gerçeklerı kabul edebümek gerek. Rumların, eğitimi, zenginlıkleri ve her turlu gırışimlen ellennde tutanlann, Ada'daki uyumlu ve adaletli ya$amdan sorumlu olduklannı, bu nedenle de sorumluluklarm bir bblümünü taşıdıklannı bilmefc gerek.» Sorulu cevaplı bir biçimde hazirlanmış olan bu kitabında Mikis Teodorakls, Fransız gazetecisl Denis Bourgeoıs"nin aynı konudakl sorularını da şoyle yanıtlıyor: «Demek ki Rumlar, Kıbns'ta bır sömürgeci Henry Kissinger Portekiz Komünist Partisine karşı Şili'de YUM4NU BESTECİ MiKiS TEOOOR&KiS KIBRISLI TURKUR, YlllARDIR SİPERLERDE Y&ŞIYOftURDI... tutumu sürdüruyordu''» «Sondan başlayayım. Bir gözlem yapıyorum. Bu son yıllarda Kıbnslı Rumlann büyuk bir barış saldırısına gınşerek işbırliğı ve adalet ortamını yaratmaları gerekırdi, kanısındayım. Oysa ıkı topluluk arasmda kin ortamı egemendi. Ancak bu soruna degınırken Kıbns'ı da aşarak Turkıye üe Yunanistan arasmdaki ilişküere de değınmek geretar. Türk ordusuna mensup 40 bın askerin Kıbrıs'a yalmzca ınsancü duygularla çıktıklan da soylenemez. «1821'den 1909'a kadar Türkiye ile yaptıgımız savaşlar sonucunda, yüzbmlerce 61ü ve iki mılyon goçmene mal olan büyük felâketten sonra, Kemal Ataturk ıle Eleftenos Venızelos Turk Yunan dostluğunun temellenni atmak yığıtlığmi bulmuşlardır. Bugun Fransızlarla. Almanlann yaptığı gıbı bır arada yaşamak geregınm tanhsel bir koşul oldugunu anlamışlardı» KİSSİNGER: Siz bir Kerensky'siniz içtenliğinize inanıyorum ama, politikada açık yürekli olmamak gerekir,, SOARES: "Ben bir Kerensky olmak istemiyorum,, KİSSİNGER: "Kerensky de istemiyordu,, MARİO SOARES HENRT KtSSİNGER uygulanan yöntemlere başvurulmasını önermiş BAT! BAS1NI MRTEKiZ SORUNUNU, •TOTALİTER KOMUNiSTLERLE OZGtBLUKLEKiMDEN YOKSUN OLAN MUtADElESlME İMDrftGEMiŞTiR. Fransa'da yayımlanan aylık LE MONDE DtPLOMATIQüE gazetesı, Portekız'de 25 nısan 1974 de gerçekleştirılen darbeden bu yana meydana gelen gelişmelerde Amerıka'nın rolünü incelemıştır. llgınç yazının geniş bır özetinl okurlanmıza sunuyoruz: «TIME dergislnde, «îyiler nüıayet kazandı» başlığiyle bır makale yayınlanmıştır. Makale, geçtığımız kasım aymda. Portekız'de solcu askerlerın gıriştıği başansız ayaklanmayı incelemektedır. Başlıktaki sözler ise, ısmı açıklanmıyan bır Batılı dıplomata aittir. Batılı diplomatın «iyiler» olarak nıteledıkleTi ise sağcılar ve sosyal demokratlardır TIME dergısinın bu yazısı ve Batılı diplomatın sözlerı, Washington'dakı resmî çevrelerın, Portekiz'de sağcılann kazandığı zaferden ne kadar buyuk bir rahatlama duyduğunu kamtlamışür. Aynı dergi daha bnce de Washıngton'un duygularına tercüman olarak, .Portekız de kızıl tehlike» adı altında bir yazı daha yaymlamıştır. Bu yaa da Washington'un Portekiz'dekl gelışmelerden ne kadar buyük kaygı duyduğunu ortaya koy PORTEKİZ'DEKİ AMERİKA göre İse, bu darbe, Ortadoğu ve Asva'da zaten güo durumda olan Amerıka'nın dış polıtıkasmı olumsu» yönde etkılemiştir. Ustelık Amerıkalı devlet adamları da boyle bır daroeye hiç bır zaman thtımal vermemiştir. Çünkü CÎA yetkilileri, daha sonra Kongre'de açıkladıklan gıbı, son dakıkaya kadaı Amerîka'nın desteğms sahıp olan Caetano rejiminın devrilme olasılıfı olmadığına daır raporlar ver mişlerdir. Jili'DEKi YONTEH 25 nisan darbesinden sonra ABD1İ yöneticüer Portekiz'in sola kavıp kaymayacagını, komünistl* nn iktidira gelip gelemıvecegmı ve bu dunımuı detant politikasını ne yönde etkileyeceğıni hesaı lamaya başlamıştır. Amerikalı polıtıkacılar komünlstlerin iktidar gelmesıni nasıl onleyeceklennde de görüş birliğta varamamıştır. Içlennde Kissinger'ın de bulundugu bir gm devlet adamı Portekız'de komünıstlenn lktidaı gelmesmin düşünülemeyeceğını bu balamdan t olasılığm önüne geçılmesi gerektığıni savunmu tur. Komünistlerin iktidara gelmesınin nasıl ön] neceğı konusunda ise Kissinger, Portekiz solum tecnt ve Şili'de Allende'ye uygulanan yöntemle başvurulmasını önermıştır. Ancak Kissinger, pek çok diplomat ve dsvl adammm muhalefeti ıle karşılaşmıştır. Onlara • tikomiinıst gtlçlerin daha fazla desteklenmesi yetınılmesi gerektiğini ve Şüı'de uygulanan yön mın geri tepmesi olasılığı bulundugunu ıleri si müşlerdir. Bu görüşü savunanlann Portekiz devnminı işlerıne yarayacak pek çok çelışkı ve kutuplaşn nın bulundugunu ıleri sürmelenne karşıhk, K smger ekıbı Portekiz'dekl dış görunüşe gore ka vermıştır. Ne var ki Kissınger'i yanıltanlann şında ıç basın gelmiştir. Çünkü basın Porte sorununu, «Totoliter komünistlerle» «özgürlüî rmden yoksun kalmış olan demokratlar»ın sav, na ındirgemıştir. LE MONDE DiPLOMATiQUE YARIN: «MAKARiOS'A YUNANiSTAN'IN BAS.INA GEÇMESiNi OHERMİS.TİM» ii muştur. Gerçekten, 25 nisan 1974 darbesi, ABD'ye gore, Avrupa'nın bir kısmını sarmış olan Marksist gelişmenin somut bir örneğidir. Henry Kissinger'e İRAN'DA İĞRENÇ BİR BASKI REJIMİ BULUNUYOR rr tSCKLEMEK A ÎVG/LfZ ?SÇf PAHT1S1 MÎllKTVEK/LLER/\DE.V JOHıV XATKİSSON ÎLE AVVr.AT Blî.L NASH, BÎR Sİ'RE ONCE fR.'uVDAKt SİYASAL TVTUKLVLARIV MACIYLA GİTTlKLERl TAHRAN'DA.V DÖNÜŞLErjNDE KOM/YLA tLGİLt fZLE\l.MLERİVf AÇlKLAyilSLARDlR. LE MONDE G.4ZETESİ\DE V.AYIMLA.VA.V YAZILARIMN TAM METNİNİ SUN'UYORLZ«tran, sıyasal tutuklulann çok bol o'.duğu bır ülkedır. Şah ve rejımi, 25 bin ile 100 bın arasmda olduğu tahmin edılen bu tutuklulann toplam sayısına ilışkın bılgileri vermeyi reddetjnektedir. Gerçek ne olursa olsıın bu sayı yüksektır ve birkaç yıldan beri durusmalar ve ınfazla uluslararası düzeyde yankı uyandırmaktadır. Olum cezası olağanlaş rnış, işkenceler ve tasa yoldan öldurmeleT sık sık görülen olaylar olmuştur. Son yıllarda uluslararası heyetler soruşturmalar yapmak içın Tahran'a gitmişler, ancak bu heyetlenn tümü de resmi nnakamların suskunluk duvarına çarpmışlardır. Şah, insan haklan konusundaki uluslararası konferanslarda ev sahiplığl yapmakta pek hoşlanmakta. «ilenci> kararlar almakta ve tnsan Haklan Evrensel Bıldirisindekt Ilkelere sozle güçlü bir destek sağlamaktadır. Ama sıra kendi rejımıne gelince iş değişmektedir... Bir süre önce, gerilla oldukları öne sürülen dokuz kişinın idam edilmesi kurbanlar listesinı bıraz daha büyütmüştür. Halkın duruşmalan izlemesme izm verilmemiştir. 1975 yıh başmda dokuz sıyasal tutuklu da, kaçma gırişiminde bulunduklan gerekçesiyle öldürülmüşlerdır. Bunların cesetlerini ve ölüm bıldirgelerini hiç künse görmemistir. îran'dakl sıyasal tutuklulann DL'RU.AfLARl.V; «IRAN'DAKi SıYASAL TUTUKLUURİN DURUMLARINI İNCELEMEK iÇıN BU ÜLKEYE 6İDEN İNOtLiI W PARTiSi .MiU.ETVEKiUiRWEN JOHH NATKiNSON iLE AVUKAT B l t l NASH, SıYASAL TUTUKLULARIN SAYISIHIN 100 BıNE KADAR ULAS.ABİLECEĞİNİN TAHMiN EDiLDıGıHi BELiRTiYORLAR.» • «S.AH1K ASKERi MAHKEMELERi SAVUNMA TANIKLARINI KABUl ETMEMEKTE; MAHKEME HEYEÎiNt OLUM CEZASI VERMaERi ıÇiN BASKI YAPILMAKTADIR. HıÇ BERAAT KARARI VERMEYEN MAHKEMELERıN BiRiNıN BAS.KANININ, ÖLÜM CEZASI VERMEYİ REDDETTıĞi İÇİN TUTUKLANDIĞt ANLATILIYOR. îngiliz milletvekili Natkinson: "Iran'da siyasal tutuklulann aileleri de işkence görüyor,, savunması için tngilia parlamento heyeti adına, sıyasaî tutuklular» kötü davranıldığı bıçimmdeki iddialan sorusturmak ve adlannı bildiğimiz belli başh tutuklularla görüşmeyı denemek için 1975 »gustosunda Tahran'a gittik. «Adalet Bakanlığı davalar hak İRAN ŞAHI «İnsan haklan konusundaki toplantüara ev sstaipiiğı yapmaktan pek lıoşlanıyor.j» kında hiç bir şey bilmedığıni bıldırerek bizı askeri savcıya yolladı. Askeri savcı Dışışleri Bakanlığma gönderdı, bu Bakanlık da HabeTalma Bakanlıgına baş vurmamızı öğütledı. Bır resmı kışiden diğenne gidıp gelırken, sonunda sabnmızı yıtırdik. Bu resmi «duvar.m en şaşırtıcı yönü de, bu kısilerin sorulan yanıtlamak ıçm gereklı uzmanlığa sahip olmadıklarmı söylemelerinden çok, askerı mahkemellrin ışleyişi, yargılama yetkısı ve bıçımı hakkında herhangı bir bilgılen olmadığını bne sürmelenydi. Yıne de yaptıgımız soruşturma sonucunda, tutısklamalann siyasal polis SAVAK tarafından yapıl dığını ve tutuklamanın ardmdan btr hapis dönemlnin geldığıni söy leyebiliriz. Avukatlannm kendıle nyle görüçmelerin» izin verilmedığı bu süre içinde sanıklar sorguya çekilmektedır. Tutuklulann aileleri er ya da geç bu durunau oğrenmekte, sanıklan haplsanede görroelerine bazen ızın verilmekte bazen de verümemek tedır. Bu tutukluluk, ozel olarak bu iş için hazırlanmış hapisanelerden birinde, çoğtınlukla da SAVAK'ın genel karargâhında geçmektedir. Tutuklular, rejimin en gelişmiş elefctnk araçlanndan bırkaçıyla da burada tamşmaktadırlar. Raporlara gore bu araçlann içinde «tost» makuıalanndan, kızgın elektrik plâkalanna, cınsel organlara elektrik vermeye yarayan araclara kadar çeşıtli turler bulunmaktadır. Eğer bu yontemler basanya ulaşmazsa, SAVAK sanığın gözü önünde ailesinin lertlerine işkence yaparak «ıtiralsta bulunmasını sağlamaya çalışmaktadır. Duruşma içtn saptanan tarihten on gün önce, avukatlara «müşterileri»nı gorme izni verilmektedir. Bu «Sa vunma avukatları» klâsik avukat lar degil, iktidar tarafmdan seçilmiş emekli ya da görevini sürduren subaylanlır. îddıaname va zılı olarak verilmektedir (oysa SAVAK'ın hanrlamış olduğu dosya okunmaktadır.) Yalnaca sanıklann ifadelerl kabul edilmekte. savunma tanıklan daha baştan reddedilmektedir. Şurası ilginç W, seçUmelertnde bunca özen gösterilen savunma avukatlannm bazılan da, müşterilerine sernpsti besledikleri gerekçesiyle yargıç önüne çıkarılmış ve mahkum edilmlslerdir. Mahkeme heyettne de, ölüm cezası vermeleri için baskı yapılmaktadır. Tahran'da, bır askeri mahkeme haskamnm 81üm cezası vermeyi reddettiğini, bu yü7den de tutuklandığım, anlathlar. Sıkı sıkıya sansür edflen basının. rejim tarafmdan verilen «bil gilersi yayımlamak dışında seçim hakkı yoktur. îlginç noktalardan blrt d«, araştırmalanmız sırasmda, bir askeri mahkeme taraftndan verilmis herhangi btr beraat karanna rastlamavışımız oîdu. Durusmalan izleme olanafiım bulan başka gözlemciler, samklarda iskence İzlerinin bulundugunu farketmislerdi. Birkaç aydan beri askeri mahkemeler artık yabancı gözlemcllere açılmıyor. Aynı biçimde siyasal muhalefete yaşama olanafeı tanımamakta 'tek vasal parti Rastakhiz ya da Yeniden Dogus Partisidir) ve SAVAK faaliyetlerini genis bir ölçekte sürdürmektedir. Resmi bılgi verilmeyişi, sövlentilprl ve spekülasyonlan bilyütmektedir. Biz, kendi payımıza Tahran'da dolaşan haberlerin inanılabılır ve genellikle dogruluğu kabul edilen haberler olduguna tanıklık edebfllriz. tran'da sık sıfc uygulanan ölüm cezalannın bunca az öfke ve uluslararsı tepld uvandırması çok tizücüdür: oysa Ispanya gibi ekonomik önemi daha az olan tilkelerdeki bu tür uygulamalar dünva kamuoyunda heyecan uyandırmak SOSYAIDEHOKRATIARA DESTEK Portekiz'dekl duruma bir çözüm bulmak ' ilen sürülen ikmcı görüş İse sosyal demokratli desteklenmesidır. 25 nisan darbesi yapıldıgı zaman, Ameril lar gafıl avlanmıştır. Bu darbeyı hiç beklemı Amerikahlann dikkatl zaten Ortadoğu, petrol litıkası, Çinhindl sorunu ve Watergate Skand na çevrilmiştir. Aynca Portekiz'deki darbe A rikahlan başta hiç kaygılandırmamıştır. Ai Portekiz radikal bir değışıklikle sosyalızme nelince, Washington bütün dikkatmi bu ülkeyı virmiştir. Çünkü Baö Avrupa çalkanti lçind Enflasyon ve ekonomik bunaltm nedeni ile durumda bulunan Avrupalı İşçi için Porteki tü bir örnek olmuştur. Amerika"mn Portel büyük çıkarlan olmamasına rağmen, bu til! dıgerlerine kötü bir ömek olması WashingU daha dikkatli davranmasım gerektirmiştir. CIA AJANLARI Bütün bu nedenlerle Amerika önce dogr giler edinmeye, sonra da dunımu tersine çe< nın çarelenni aramaya başlamıştır. 25 nisan besinden hemen sonıa Ameriksı en degerl ajanlannı Portekiz'e göndermeye başlamıstıı ha sonra İse sağcı partilere maddi yardım mıştır. MaddJ yardım yapılan sağcı partileriı de Portekiz Sosyalist Partisi de vardır. 1974 yılı sontma kadar Kissinger, ne bu pı ne de onun lidert Mario Soaresin Porteİe sola karşı etkin bir siyasal savaş verebü* güvenememıştır. KERENSKY, SOARES Kissinger 1974 yazında Başton Costa ve onun Dışişlerl Bakam Mario Soaresie g tulan bir toplantı da yapmıştır. Bu toplantı< singer'm Soares'e «Siz bir Kerensky'sinız içtenlığinize inanıyorum ama politikada ç( yürekli olmamak gerekir» dediği söylenmı Yine aynı sövlenttye göre, Soaresin de «f Kerensky olmak istemiyorum' dıve cevap ve Kissınger de, «Kerens!;v de istemiyordı mınde karşılıkta bulunmustur. Bu görüşmeden birkaç hafta sonra Ne Tıroes ve Assocısted Press. içlerinde Sosyal tı'nın de bulundugu, Portekiz muhalefet nne 10 milyon dolar yardım vapıldıgını mıştır. Amerikan resmı çevrelennln, «den guçler» ya da «ılımlılar» olarak nıtelediği halefet grubu içinde en büyük payı sosyalı mıştır. Mario Soares CIA'nın Portekiz Sosya tisi'ne yardımda bulunduSunu lnkar etn eskt bir CIA ajanı olan Phılıp Agee'mn e ozel mektubu herşeyı ortaya çıkarmıştır. , , . MIII>TI:R.< Çeviren: Aslan MENGÜÇ Uveç'ln liberal tabah gaıeteıi «Dagen» Nyhetorıde Bengt Lindstrom imzasıyla yer alan lspanya'y.i ilijkın yorumu okurlarımııa özt1\e sunuyoruı. «Bugun Ispanya ÎS milyon kişinin geleceğinin oynandığı dev bir satranç tahtası. Beyazlar ve karalar, ellerinde satranç kitabı, yapacaKları her hamlenin bilinci içindeler» riıye yorumluyor bir Ispanyoi muhalefeHisi, ulkesinin siyasal durumunu. Gerçekten, geçen katım aymda ölen cski diktatbr Franco'dan sonra, *iya»i mücadele bîr satranç oyununa benziyor. MuhaleteVtn bir hamlesine karşı, iktidar da bir kar;t hamle yapıyor ve şimdilik her iki taraf bu oyunu kurallarına gore oynamakta. Son haftalardaki mücadeleler, bzeılikle sol muhalefetin safları ilerletmesi açısından güçlü bir hucum olmusto Î50 bln işçi grev ve lokavtlara kanşmıs, devlet mekanizmasının kilit nok Ozel bir sirkele ait olan İSPANYA'DA SIYASAL MÜCADELE B 1 R S A T R A N C OYUNUNA BENZIYOR son haftalardaki alışıia gclmemiş ılımlı tutumu nedenıyle Madrid'in bır barıi yuvasına donduğunu söylemek pek doğru olmaz. Yuzlerce «ışçı lıderinin» tutuklantnası, gosteri yapanlarm coplanması, baskı rejimınin daha kalkmadığını, tersine lor ve çetin günlerin İspanyol halkmı beklediğinin somut kanıtları Ornegın Juan Carlos'un Franco zamanından Kalma eski grev yasasını yürurlüğe koyarak posta işçilerini zorla askere alma çabası gibi. ö?gürlük Istekleri ile 40 yıllık faşist rejimin 1'70'ler Avrupasına uygun bir siyasal rejimle yer değiştirmesı ıstekleri, ozellikle bu sonuncu ıstek hükumet;e de deslekıenmekt«. Ama bunun eski toplumun cizdiği çerceveıer içinde olmasım ve halk yararına olan demokratik hak ve özgurluklerden çok, giderck bozulan ulk° ekonomisini düzeltmck için yapılacağı belirtiliyor. Özellikle Ispanya'nın AET ülkelerince üyeliğe alınması için eski Franco rejimınin, yani halk üzerindeki baskmin kalkmasını istiyor A£T ulkeleri. tspanya Dışişleri Bakanının Batı Almanya, Lüksemburg ve Fransa'ya yaptığı ziyaretlerden sonra, ispanya'nın en geç 1979 yılında AET'ye uye olacağını söyıemesl, Carlos rejiminin Avmpa'ya karşı yapmakta olduğu sirinllk saldır sınm bir sonucu oisa gerek. Iste bu neden, h?anya hükumetini oynanmakta olan oyunun kurallarına uymaya zorlamakta. Henry Kissinger'ln 25 ocakta Ispanya'ya yaptığı ziyaret, muhalefete ne kadar özgürlüğun tanmdığını görmek, Amerikan çıkarları doğrultusunda askerii üslerle ilgili anlaşmayı Grevler genellikle Madrid ve çevresinde olmakla birlikte, muhalefetin taktiği, birkaç haftalık aralıklarla iş anlaşmazlıklarmı bir bölgeden bir diğerine sıçraiarak yurt çapındaki güclerini iktidara gostermektir. GREVLER Bir yıldan beri ispanya'da grev yapmak yasa dışı değil. Ama gercekleştirilmesi de son derece zorlaştınlarak olanaksızlastırılmı;. Orneğin Işçîler grevi birkaç hafta bncesinden bildirmek zorundalar. Grevlerin ayrıca hiçbir şekilde sendıkal amaclar dışındaki bır nedenle yapılamaması gerek. Bu nedenle Madrid'teki işçiler greve giderken yuksek ücret, uzun yıllık Izin ve daha iy< çalışma koşullar. istediklerini vurgulamak zorunda kalmışlardır. Oysa polisin ae bildiği gibi, grevler Kral Juan Carlos rejımine karşı yapılmakta olan baskı kampanyasının bir uzantısıydı. Marcelino Camacho İspanyol sojunun sembolii. Ulkenin dort bir kösesinde işçi ve öğrencilerte yaptığı konuşmalara resmi çevreler goz yummak zorundalar. Ama isçl ve öğrencilerin genel af, demokrasi ve özgürlOk lılen . h^rtnn,! icin. iklida GENEl SEÇiMlER Bundan bir süre Snc* yapılan açıklamaya gore, iki yıl içinde İspanya'da genel »eçimlerir. yapılacağı ve buna komünistlır dışında butün tiyasi grupların katılacağı söylendi. Top lum içinde en iyi örgütlenen en yoğun baskı altında bulunan ve diğer muhalefst grupları arasmda en etkln olan komünlstter bu öneriye karşı çıkarak, «ğer gerckirs* PSOE Ispanya Sosyalist İşçi Partisi il« ortaklaşa seçime gideceklerini bildirdiler. Bu nedenle Demokratik Cuntayı yönet*n komünistler son zamanlarda sosyalistlerin etkinliğinde olan Demokratik Plat form ve HırUtiyan Oemokrallarla daha sıkı bir is birllâin* girdiler. SPiNOU Bugün yıne de Portekız'deki sağ cen güçlü kışisı Mario Soares değil, General dır. Spinola'nm ülke dışmdan Portekiz B Içm demokrauk hareketl vönettıği ve Kurtuluş Ordusu ile üışkisi oldugu bl Uır. Şımdllik Portekiz'dekl durumdan Wa un memnun olduğu tahmin edilmektediı hükümet yertne iyice oturmuş oiup, Am< ıp«;ik Devletlen ıle Amerikalı devlet ad
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear