Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİm 27 Jubaf 1976 E0uc£HiLrKufcSuDBl i ,„ MiL OÜ)UDA Y JIKI TEMBÎHATTA BUO;N TEDJfe ALMALlV/1 $ M 8£V. BuMDA TOBifti HA f . Bu HAVAT I W £ frftf fU. SEMİM HAYAr TAMlMi{iMOıfcDiY£lÂF ABDÜLCANBAZ VATAN DEDİLER Talip APAYDIN ^ yerine otursun! Yan yana uçuyorlardı. Ortahğı gürültüye bogdular. G«nlş blr çizip batıya dofru uzaklaştılar. Yunan uçaklan, dedi teğmen. Yüzü dehşetle gerilmisti. Ns jr»pae*tını bilemiyordu. Biraz sonra emir verdi: Toplaan! At biin!.. Oüneye doğru kaydılar. Bütün birlikler yer değiştirdi. Ağaçlann altına yerleştiler. Uyumak, dinlenmek kimsenin aklına gelmiyordu. Herkes heyecanlı bir bekleyiş içindeydi. Kimisi tüfegini siliyor, kimisi ayakkabısırun ipini bağlıyordu. YUzbaşı Sami bey bir tepeye tırmenmış, dürbünle uzaklara bakıyordu. Uzun bac«klan yay gibi gergindi. tkide bir dönüp birligi denetliyordu. Gözcüler haberciler gelip gidiyordu. Yukarılarda savaş şiddetlenmişti. Uzaktan uzağa top sesleri, makineli tüfek takırtıları duyuluyordu. Konusmadan dinliyorl*nü bu sesleri. Dislerini sıkıyorlardı. Ne oluyor tefmenim, bekleyecek miyiz böyle? Bekleyeceğiz. Sıra bize gelmedi, sabredin. Durum nasıl acaba? Yunan saldınya geçmis ama dur bakalım, kolay dejil. Biıtmkiler deyanıyor. Allah yardun ede. Akşama doğru hayvanlan suladılar. Tekrar torba takttlar. Beklemekten usanmı$lardı. Öbek öbek toplanmış konuşuyorlar, ne olıtp bittigini anlamağa çalışıyorlardı. Gün kavusurken ortalık birden karıştı. Saga sola top mermileri düştü. Birisi taıtı derenin içine rastlamıştı. Suları sıçrattı. Atlar ürktü, birkaçı yulannı kopardı. Toplanma! Dağınık dur, yere yat! Mahmut tepesinde bir hısırtı duydu. Hemen kendıni yere attı. Tepenin karsı yamacında bir patlama oldu. Taşlar topraklar savruldu. Mahmut baktı, koca bir çukur açılmıştı orada. Vay hınzırlar vay! diye sövdü. Geliyorlar yüzoaşım, bir atlı birlik geliyor! Tepenin basındaki nöbelçi bağınyordu. Tüfek başına! Tepeyi tutun çaouk.' Atlar kalsın. Buraya gelın, fırlayın! Tüfefini icapan tepeye koştu. Kendısi en önce çıktı. Yayııın! Görünmeyin, emir vermeden ateşe başlamayın: Herkes kendine bir sütre bulup gerişıne yattı. 'füfekleri uMttılar. Gün batnustı ama ortalık henüz aydınhktı. Ufukta gökyüzü kıpkırmıaydi. Atlı birlik yayıtaıış, hızla geliyordu. Bir dereye girdiler. Hazırlanın! diye fısıldadı jnizbaşı. Herkes emri tekrarladı. Hazırlamn, hazırlarun... Ateeş! Bir cayırtı koptu. Bu oncü birlikti herhalde. Geriden daha başka atlılar görünmüstü. Fakat uzaktılar. Onlara mermi yetışmeKii. Hepsi birden dağıidılar. Kimisi gen döndü. Güneye yörıeldiler. O zaman daha aşagıdaki üçüncü tabur ateşe başladı. Tüfek sesleri, makineli tüick takırtıları ortalıgı doldurdu. Düşman süvarilen şaşırmıştı. Geri dönmek zorunda kaldılar. An ulen şimdi koğuşturmalıydı bunları, Yarısım kırardak en azdan. Yetişemeyiz, geçti gayri. Mahmut çok kızdı bu işe:. Tüü, dedi. Yanmız ateş ederken yarunız at binip hasiTİânsaydı, iyi fırsat çıktıydı. Olmaz. Hava karanyor baksana, şımdi saldırıya geçilmez. Mahmut dizüstü oturmuş, arkalarından baiuyordu. Elıni salladı. Kızla uzaklaştı süvariler. Çankırılı Murtaza umduğunu bulamamıştı, Savaş dediğiniz bu muydu yavu, anıı... İki mermi attık bitiverdi. Kaçıp gittiler. Dur daha arslanım. bu işin amentüsü. Bekle de gerisini gör. Üsleri başlarını çırptüar. Konuşarak gülüşerek tepeyi indiler. Ortalık kararıyordu. 20 EVRENSEL SOYGUN fivrensel şirketlerin başmdaki adamlar. dünyayı bileşik bir bütün olarak yönetmeye kalkışan ilk örgüt. teknoloji, para ve ideoloji sahibi insanlardır tarihte. Eski zamanların evrensel tasanlar peşinde ko.şan insanı ya kendini aldatıyordu ya da mistiğin biriydi. Büyük İskender ırmak kıyısında, fethedilecek başka dünyalar kalmadığı için agîarken, üzüntüsüne yol açan, haritacısının bilgısizliğınden daha önemli bir şey değildi. Bilinen dünyarun sımrları genişledikçe, peşpeşe krallar, generaller ve çeşitlı güçlü adamlar daha, daha dev ölçüde imparatorluklar kurmaya çalıştılar. Ama hiçbiri kişisel fantetilerinden uzun süreli toplumsal olgular yaratmayı başaramadı. Napolyon'un sistemi, Hitler'in Bin Yıllık İmparatorlugu, Britanya Imparatorluğu ve Pax Americana (') izlerini bırak makla birlikte, hiç biri bu gezegeni bir kuşak boyu olsun yönetebileoek evrensel bir örgüt yaratamamıştır. Dünya. askeri istılalarla yönetilebilecege benzememekte, ama bu düş yajamaya devam etmektedir. Yazanlar R. Barnet, R. Müller Türkçesi Osman Deniztekin cu taşımadığı gibi, kendini tâmtmen vatanında hissedecefi bir ülke de yoktur». tngiliz maliy» yazan ve parlamento üyesi Christopher Tugendhat'ın işaret ettiği gibi. dünya şirketinin evrensel çıkarları, kendi bükümetl de dahil olmak üzere bütün hükümetlerin çıkarlarından ayrı v# seçklndir. Yönetim ve mülkiyet bakımından evrensel şirketlerin her biri ya ABD, Holl«nda, Alman, Fransız, tsviçre. ltmlyan, Kanada, İsveç ya d* Japon uyrukluysa da 'çofu tabii Amerikahdırı görüş ve bağlıhk açısından vatansız şirketler olma yolundadırlar. Kârlar... Kârlar... Başkanları, bir Pasifik adası yerine Park Avenue gökdelenlerinde bir büroyla yetinmek zorunda olan dev Amerikan şirkerlerinin bile Amerikan Rüyası'nı asmış olduklarını hissetmelerinin nedenini anlamak zor değildir. Ticaret Bakanlığı'nca incelenen en büyük 298 Amerikan kökenli evrensel şirketin toplam net kârlarının eo40'ı Amerika dısında kazanılmıştır. Evrensel şirketlerin hizmet örgürü olan Business Intemational Corporation' un 1972 yılında yaptıgı bir araşhrma. başta gelen Amerikan kökenli çok uluslu şirketlerden 122' sinin 5urt dışı işletmelerden daha vüksek kâr elde ettiğini göstarmektedir. î»k bir dünya Dünyarun dev şiıketlerinin yöneticileri, istilâlann başıramadığını, özel şirketlerin bajarabilecegine inanmaktadırlar. «Kırklarda Wendell Wılkıe Tek Bir |» Dünyadan söz etmisti; yetmislerde amansız bir şekilde oraya doğru sürükleniyoruz» demek~Ml^ ; tedir IBM'den Jacaues G. Mai».."Pr**ri sonrouge. Fiat'ın direktörlerin ^ . den ve Koma Kulübü'nün organizatörlerinden Aurelio Peccei, evrensel şirketin «insan toplumu nun uluslararası nitelik kazanmasında en güçlü aracı» olduğunu açıkça söylemektedir. Eski Amerikan Dışişleri Bakanhgl Müstcsan ve Lehman Brothers International şirketinin yönetim kurulu başkanı George Ball, «Dünyayı arşmlayan büyuk şirketlerde çalısan adamlar, ilk kez dünyamn kaynaklarını, kânn nesnel mantığının gerektirdiği bir verimülikle kullanmak olanagım bulmaktadırlar» demektedir. Evrensel şirket, gerçek bir dünya ekonomisi ya da şirket danışmanı Peter Drucker'in deyimiyle bir «evrensel alış veriş merkezi» getirmekte ve bunu Jacques Maisonrouge'a göre, «sadece kendi işine bakmakla. meşru iş hedeflerinin takibinde gerekeni yerıne getirmekle» baçarmaktadır. Bi}arının ölçüsü Evrensel şirket. insanlık tarihinde dünya ölçüsünde merkezi planlamaya bağlı ilk kurumdur. Birincil amacı dünyamn her tarafındaki iktisadi faaliyeti. evrensel kârlarmı en yükseğe çıkaracak biçimde örgütlemek ve kaynaştırmak olduğundan. her parçasmın bütune hizmet etmesi beklenen organik bir yapıdır. Böylece sonuçta başarısı tek bir dalının bilançosu ya da bazı ürünlerinin kullanılışlıüğı ya da belli bir ülkede meydana getırdiği sosyal etkiyle değil, evrensel kârlarının ve evrensel pazardaki paylarının büyümesiyle ölçülür. Temel varsayımı, bütünün büyümesiyle tüm parçalann refariının arftığı, temel iddiası ise verimliliğidir. Soluk alan bütün yaratıklarm başının üstünde dolaşan evrensel ekolojik buhranın ve kıtaiararası füzelerin tehdidi altında. evrensel planlamanm mantığına karşı çıkmak olanaksızdır. Bizım kuşağımız, gezegenimizin kaynaklarının sonsuza dek dayanmayacağmı ilk keşfedenler olarak, verimliUfe özel bir saygı beslemektedir. Maisonrouge'un söyleyişiyle evrensel şirketler .dünya kaynaklarının en çok verim ve en az israf ile kullanılmasını» olantklı kılmaktadırlar. İnsanoğlunun zaman, uzay ve ölçek anlayışını degiştiren II. Dünya Savaşı sonrası teknoloji devrıNew Yorkun gökdelenleri bir bakıma Errenüel sirketlfrin bıskentldir.. JiRKETiN YÖNETiCiLERİ GÜNBEGÜN ALBiR KAÇ YÜZ DIKLARI KARARLARLA iNSANLARIN YAJADIKLARI YER, EGER » V 4 R ^ i J A P A C A K m i l : »J; YiYECEKLERi, iÇECEKlERi. GiVECflCURi.ljeft£R r ..,XKW.= VE ÜNiVERSiTElERDE ÖNlERiNE SÖRÜLECEK BıLGiLER VE ÇOCUKIARINA MiRAS BIRAKACAKIARI DÜNYANIN JEKLi ÖZERiNDE, EGEMEN DEVLETLERİN ÇOGUNDAN DAHA ETKiLi OLMAKTADIRUR. EVRENSEL ŞİRKETLERİN AMACI, KENDi ÇIKARLARI DOGRULTUSUNDA TEK BiR DÜNYA YARATMAKTIR.. gütsel devrim yaratmaktadır. Son yıllarda evrensel şirketlerin büyüme hızı öylesine büyük artış göstermiştir ki, artık bir sıra göz kamaştırıcı istatistik toplamak kolaylaşmıştır. 1973 yılı içinde bazı şirketlerin yıllık satışlarını ülkelerin gayri safi milli hasılalanyla karşılaştıracak olursak görürüz ki GM; İsviçre'den, Pakistan'dan ve Güney Afrika'dan; Royal Dutch Shell; İran, Venezüela ve Türkıye'den; Good Year Tire şirketı de Sııudi Arabistan'dan daha büyüktür. En başarılı evrensel şir ketlerin ortalama büyüme hızı, Amerika Birleşik Devletleri dahil çofu ileri sanayileşmiş ülkeninkinden ikiüç katı yüksektir Evrensel şirketierin şimdiden 200 milyar dolardan fazla mal varlıgma sahip oldukları tahmin edilmektedir. Ancak büyüklük kudreîin yalr.ız bir öfesidir. Ulus lararası konıılarda, Mao'nun, siyasa! gücün tüfefin namlusun dan çık«!ğım beürten sözü kim sede şok etkisi yapmamaktadır Şirketlerin devlet adamlan. güçlerinin nereden geldiğini soranlara. Papa gibi. emir'.erinde tümer.Ier n!laHıgım belirtmekten hoşlarurlar. Olsğanüstü güçleri IBM.'in Başkanına göre, ticaret söz konusu oldu mu bir milleti diğerinder ayıran sınır, ekvatör hattından daha gerçek değildir.. nin kaynaklan başka yerde aran malıdır; dünya siyasal ekonomisini şekillendiren bu güç, böylece ulusal devletin tarihsel rolünü de yeniden yazmaktadır. Bu güç tüfeğin namlusundan değil, dünya çapında servet yaratma araçlarının denetiminden gelmektedir. Yeni bir dünyayı geliştirirken, GM. IBM. Pepsico, GE, Pfizer, Shell, Volkswagen, Exxon ve daha birkaç yüz şirketin yöneticileri günbegün aldıklan kararlaria insanların yaşadıklan yer; eğer varsa, yapacaklan iş: yiyecekleri, içecekleri, giyecekleri şeyler; okul ve üniversitelerde önlerine sürülecek bilgiler ve çocuklanna miras bırakscaklan dünyamn şekli üzerinde egemen devletlerin çoğundan daha etkili olmaktadırlar. Bazı evrensel şirketlerin yıllık satışları ülkelerin gayri safî millî hasılalartnı geride bırakmıştır. Örneğin General Motors îsviçre'den, Royal Dutch Shell, îran ve Türkiye'den daha büyüktür. bu süreç içinde ona yeni bir biçim vermektedir. «Ne zamandır hiç bir millete ait olmayan bir ada satın almak istemişimdir» di. yen Dow Chemical Company'nın kurul başkanı Carl A.Gerstacker, şöyle devam ediyor: «Ve Dow sirketinin dünya merkezini işte böyle, hiç bir ulus ya da topluma bağlı olmayan bir adanın gerçek ten tarafsız toprağı üzerinde kur mak isterdim. Böylesine gerçekten tarafsız bir toprağa yerleştikten sonra artık sadece Birleşik Devletlerin yasalarına baflı ol«c« ğımıza... Birleşik Devlatlerde A. B.D. vatandaşı. Japonya'da J»pon vatandası ve Brezilya'da Bre zilja vatandası olarak faaliyet gösterebilirdik... Hattâ oradatd yerlilere başka yere gitmeleri için iyi para da verirdik.» Dow şirketinin baş rakiplerinden Union Carbide'in bir sözcüsü aynı fikirdedir: «Uluslararası bir şirketin, iş yaptığı Ulkenin refahını herhangi bir ülkenin refahından üstün tutması doğru olmaz.» uluslararası ekonomi alanında önde gelen Amerikalı otoritelerden Charles Kind leberger'in söylediği gibi, «Uluslararası şirket hiç bir Ulkeye b'tekinden dah» çok bağlıhk bor f örneğin büro gerecleri alanında 1971 yılı denizaşın kârlar yüzde 25.6 iken, yurtiçi oranı 9.2 idi. Jlaç sanayünin yaişletmelerinden gösterdiği alama kârjKfede 22,4; ABDdeise yü2de'l5.5 idi. Gıda sanayii. yüzde 11.5'luk vıırtiçi kânna karşıhk, yüzde !B.7Tik yurtdışı kâr bildirmiştır. (Nisbeten küçük denizaşın yatınmlardan olağanüstü kârlar alınm8«ı seyrek değildir. Örneğin 1972'de Unl ted Brands net değerleri üzerinden yüzde 72.1 getiri oranı beyan etmiş, Parker Pen yüzde 51.2, Exxon 52.5 bildirmiştir.) 1973 yılında, Amerika'mn en büyük yedi bankası toplam kârlarının yüzde 40'ını fl971'de vüzde 231 dısardan kazanmaya başlamışlardır. Amerika'ya yafırım Ticaret Bakanlığı araştırmalan, önde jelen ABD merkezli şirketlerin dış kârlara bsğımlılıfiının 1964den beri i\Tneli olarak arttı^ını göstermektedir. Son on yıl içinde dışarda kâr etmek. Amerikan ekonomisi içinde olduğundan çok daha kolaylaşmıştır. Sonuc, ABD şirketlerinin toplam varlıklarından gittikçe daha fazlasıru dışarıya kaydırmalan olagelmiştir; kimya sanayiinin toplam varlığının yaklaşık üçte biri, tüketim mallan sanayiinin tüm varlıfmın yaklaşık yüzde 40'ı, elektrik endüstrisinin yüzde 75'i ve ilaç endüstrisinin üçte bir kadarlık varlığı artık Amerika dışında konumlanmıştır. Amerikan petrol sanayiinin bütün dün yadaki yatırım tutan olan 100 milyar doların kaba hesapla yarısı Amerikan sahiüerinin ötesinde bulunmaktadır. Amerikan ithalat ve ihracatının yüzde 30'dan çofu çokuluslu şirketlerin dış kolları aracılığıyla yapılmaktartır. İngiliz mall analistı Hugh Stephenson'un tahminine göre 1970 yılı ortalannda Amerikan kökenli şirketlerin denızasırı s«tılan mallannın yüzde 9O'ı «yabancı ülkelerde, Amerikan mülkiyetindeki ya da denetimind»ki alt şirketler tartfından vıpılıyor oıacaktır.» «Dıçanya yatınm, AmerHca'ya yatırun demektim ilkesi, evrensel şirketlerin yeni sloganı olmuştur. Sabaha karşı şiddeüi bir çayırtı ile uyandılar. Mahmut'la Haceli gece nbbeti tutmuşlar, yenice uyumuşlardı, sıçrayıp doğruldular. Geceleyin sesler büyüyordu. Toplar kulaklarının dibindeymi? gibi paüıyor, makineliler takırdıyordu. Mahmut saga sola baktı, tepelerin ardından geliyordu sesler. Biraz sonra uğultu halini aldj. Birbirinden ayrılmaz oldu. «Tüfek ba$u emri verilmedigi halde, herkes fırladı, hazırlanmaya başladı. Tepenin besında nöbetçiler ayağa kalkmıslar, durumu anlamağa çalışıyorlardı. Ne oluyor, saldırıya mı uğradık? Bir şey görünmüyor komutauım. Tegmen tepeye yukarı koştu. Dürbünle ilerilere baktı. Herkesin gözü oradaydı. Bir tehlike olmadığım anladılar. Gecenin soğuğunda üşümüşlerdi. Bazılan elini Itolunu salhyarak, belini uguçturarak ısınmaga çahşıyordu. Vay anam vay vay \'ay... Her yerlerim tutulmuş. Mahmut atının yanına gitti. Battaniyeyi topladı. Atlar da üşümüştü. Eliyle boynunu bacaklarmı uğuşturdu. Dereye indirip suladı. Bir yandan tepeye bakıyordu. Hemen bir emir verilebilirdi. Subaylar buraya! Subaylar komutanın yanına! Hıh, yakın... Herkes matîrasmı doldursun. Savasta matara boş olmaz. Akşamdan doldurduk çavusum. Beklemeğe baî'adılar. Kimisi ekmek çıkarmış kemiriyordu. Yüzler kararmış, dişler sıkümıştı. Heyecanlıydılar. Sesler gittikçe yogunlaştı. Tepenin gerisine top mermileri düşüyordu. Hemen jakmlarda savaş butün şiddetiyle başlamıştı. Atları iyi bağlayın. Oldukları yerde kalsmlar. Tepenin başına marş maarş! Yayılın, karşıdan görünmeyin! «DEVAMI VAR) minin doğurdugu evrensel şirketler, şimdiye dek her hangı bir iş örgütüne tanmandan ÇOK fazla siyasal kabul görmek istemektedirler. Evrensel bir girişimi işletebilecek pratik olanaklara sahip ilk girisimci, sınıf. şimdi evrensel yönetlciliğe göz dikmiştir. Tkartl l i ı konusu oluncı IBM World Trade Corporation'ın başkanı şöyle konuşmakta dır: «Ticaret söz konusu olduğu zaman, bir milleti diğerinden ayıran sınır. ekvator hattından daha gerçek değildir; sadece ırksal. dilsel ve kültürel varlıkları ayırdetmenin elverişli bir yoludur. Ne ticari ihtiyaçlan. ne de tüketici eğilimlerini belirler. Yöneticiler bir kere bu dünya ekonomisini anlar ve kabul ederlerse, piyasa görüşleri ve planlamaları zorunlu olarak genişle yecektir. Anavatanlarının dışıııdaki dünya artık birbirinden kopuk bir müşteriler ve şirketin nıalları için olası bir pazarlar di zisi olarak değil, tek bir pazarın uzantısı olarak görülecekîir.» Evrensel girişimin doğuş'i, çağdaş insan için anlamı Sanayi Devrimi ve ulusal devletin do^u şu kadar büyük olacak bir ör Ijfeklerinln üzu Gerçekten evrensel girişimin en devrimci yönü boyutları değil, ama dünya görüsüdür. Evrensel şirketlerin yöneticilerı, toplumun 400 yıldır örgütlenmesine temel olan ulusal devlet sistemini derinlemesine değiştireceiı bir toplumsal örgütlenme teoriaini yürürlüğe koymaga çalışmaktadırlar. İstediklerinin özü, ulusal devleti asmak hakkını kazanarak Y A BI N : DEVLETE VE ULUSA KAty (•) Pax Americana: Amerilfâ'nın egemenliğinde dünya barışı anlamına eelen «Amerikan Barısı» GARTH J23+ DiŞi BOND SAHCSIO'NUN tA&HI SlVl