Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUHOİYET 29 ARİL!X 1975 YEDİ EĞÎTİM ÖGRETIM YASALARA RAĞMEN OKULSUZ KALDILAR Melih TÖIER "7* lusal Kurtulus Savaşı sona erHJ ıniş. Yeni bir Tiırkiye kurmak için her kafadan bir sesm çıktığı dönem. Bir arkadaşı Mustaf.t Kenıal'e sorujor: « Iste memleketi kurtardını?. Şimdi ne yapacaksmız?» Oazl şu yanıtı veriyor: « Şimdi Mil ]i Eğitim Bakanı olarak millî irfam yükseltmeye çaiışacağım.» Daha sonra Gazi'ye «Baş,kumandan> yerine «BasöğTetmen» ünvanı \eriliyor. 1938 jılının 9 ağustos günu «Başöğretrnen». Sarayburnu'nda halka şöyle seslenfyor: « Vatandaşlar, yeni Tıirk harflerlni çabuk öğTeniniz. Bütun miUete. köylüye, çobana, hamaln, sandalcrva öşrettniz. Bıı görevi yaparken düşiinünüz ki, bir nlusun, bir topluraun yüzde 80'i okumayazma bilmez, bu ayıptır. Bundan insaıı olanJann utanması gerekir.» 1928 yüında yüzde 80'i okuryazar olmayan bir bağımsız fukara ülkedir Türklye. Aradan yanın yüzyülık bir süre gecmlştir. UNESCO'nun 1972 yılmda jayınladığı bilgilere <öre dünyada okuryazar olmayan nüfusun ciaçılımı şöyledir: Afrlka ve Arap ülkelerinde yuzde 75, Asya'da yüzde 47 ve Lâtin Amerika'da yüzde 25. Ya Türldye'de? O Türkiye ki, dünyada harf devriml yapnuş tek ülke. O Türkive ki, sömürucü güçlere karşı billnçli bir ba ğımsızlık sa\aşı vermiş ilk ülke. O Tur kiye kl, halkını hiç olmazsa okuryazar vapmak İçin «Başkumandan»ına «Başöjretmen» demiş İlk ülke! Bu nüfus içinde okuryazar olmayanlann sayiM 13,3 milyondur. Yanl 1870 yüında >üzde 45'i okuryazar olmayan bir ülkedir Türkiye. Neden* Aslında bugün Tflrfc toplumu tam ortasından bir çizgi çekilmi? gibtdlr sanki. Çizşrlnin bir yanında hangi amaçla, ne için ve nasıl bir Insan tipi yetiştirmek istediği artık lylce anlaşılmış olan çarpık bir eğitim sisteml »ardır. Çizşinin öteki yanında ise 8,7 tıuivoıı kadını ve 4,t> milyoıı erkeği ile cahil bırakılmış büyük bir insan gücü kaynağı vardır. Yunanistan nüfusundan fazla olan bu büyük üretici rez«rv, ıılusal ekonomimiz için üretime, kalite ve \erim artışına ve yaratıcılığa dunüştürüunesi gereken fukat bilinçsiz ve örgütsu^ bıraküan çok önemiı bir kaynaktır. Oysa işsizlik, duşiık ücret, boğaz tokluğuna çalıjmak, ınsan gibi jaşajamamak, çocuklannı okutup geüştirememek hep bu cahil bırakılmış üretici rczervin krocik duruma gelmiş temel çilesidir. Tanmdalri çağdışı feodal yapı, bu büyük rezervin değişmesini ıstememektedir. Bu büyük rezerv değişirse kendi üretim ve siyasal egemenliğinin s>ona ereceğini bilmektedir. Çarpık sanayileşme de bu rezervden hoşnuttur. Çünkü djş rekabete kapalı bir ulusal ekonominin üretim gereksinmelerl ve yönettm sorunları arasında ne kalite ne de verlm sorunları vardir. Hele bir de Ortakpazar'da işçilerin serbest dolaşunı sağlanırsa, yarıvasıflı ya da vasıfiı işgücünün yurt dışına akımı hızlanırsa çarpık sanajileşme sorunlannın nasıl bir Diçim alacağını hep birlikte yeniden ve tekrar göreceçiz. Turkr. e'de uretim yapısı değişmediği sürece ne eğitim sonınu değişebiür ne de çarpık sanayileşme \e kalkınma sorunları. Bir ayağı ve koiıı sağlıksız bir eğitim çormüş, öteki ayaçı ve kolu karanhklar içlnde bırakılmış bir gövdc ile, yabancı rievletlerin desteçi bile olsa, Türkive hiçbir zaman çağdaş kalkınma yan$ı knsusunda başanlı olamavacaktır. Cizglnin unutulan yanı budur. Bundan da «Basö£rPtmeP"> Mustafa Kemal'in dediğl pihi. «Insan olanların utanması gerekir.» Okulsuzluğa terkedilen Arbas kardeşier (Fotofraf: Erdoğan KÖSEOGLU) eyünburnu tstasyonuna doğru uzanan 15. sokakta, çopluge donuşmuş bır arsa boşluğu üzerınde, soguga, yaşıtları arkadaşlarırun olmayişına aldırmaaan, oğlan tek kale top oynujor, koz ise kendi bır sopa ile çoplerı kanştırarak koşuyordu. Ilkokul uçuncu sınıı oğrencısı Zerrın ve kardeşı bırıncı sınıf oğrencısı Huseyın Arbaş'm arkadaşları ise aynı saatlerde okulda ders yapıyorlardı.. Hastalık, ya da ozel bır nedene dayalı bır devamsızlık değıldı soz konusu olan. Zerrın ve Huseyın kardeşier bır ıkı gun değıl, ders yılı başından bu yana okul kapısmdan ıçerıye adımlarını atmamışlardı.. Anadolu'nun unutulmuş bir koşesınde değil, Istanbui'un gobeğınde, ılkokula birkaç yuz metre uzaklüuakı bır evde, ılkoğretım çağındaki ıkı kardeş, yasanın emredıcı hukmune karşın okulsuzluğa terkedılebıliyorlardı. Evet yasaya gore ılkogrenım zorunludur. Ana baba çocuklarını geleceklerını duşünemıyecek dummdaysalar, devlet baba bu görevi yapacak, okul çocuklarının ılkoğretımden uzak kalmamalarını ızleyecektır. Ogretmenm, okul mudürunun çabaları sonuç vermezse, araya polıs, kaymakam gırecek, çocuklann geleceklerının daha fazla karartılmaması sağlanacaktır. Yasa böyle diyor.. Z Okula gidemeyen iki kardeşe, Istanbui'un göbeğinde, iikokuidan birkaç yüz metre uzakta; sorumlular seyirci kalıyorlar Tür!k.ye*de üretim yapısı değişmedikçe ne eğitim ne de çarpık sana/ileşme sorun'arı değ.şebilir , VURDUMOUYMAZLIGIN BOYLESi GAZETECİLİK YÜKSEK OKULU BİNA YÜZÜNDEN HALA ACILAMADI Zafer ONUR Yasanın böyle dedığıru büen ve yasanın böyle demesıne karşın ı ö kardeşin geleceklerının anne baba ve devlet babanın elbırlıgi ıle kararlaştırıldığını goren komşular daha lazlasına dayanamamışlar, yetkılılerı uyarmak, yasaları hatırlatmak gereğıru duymuşlar.. Ogretmenlere, okul yonetıcılenne, yöre karakoluna, kaymakama ve Valılık katına uyarüarda bulunmuşlar. «Ilkokul çağında iki kardeş var. Babaları alkolık, annelen cahil. Çocuklar okul saatlerınde sokaklarda sersefıl. Gelecekien karartılıyor. Okula gönderilmelerini sağlayamaz mısınız?» demişler. Bazen «Oyle mı? Çaresıne bakarız» cevabı verılmış, bazen de uyaran suçluymuş gıbı azarlanmış. «Bız ne yapabıUriî? Halledılır» denmış. Ve aradan aylar geçmış.. Zerrın ve Huseyın yıne çopluğe benzıyen arsada kendi kendilerme oyun lar yaratarak. ya da kendılerınden kuçuklerle oynaşıp duruyorlar.. Yasanın açık hukmune karşın anababa, Devlet baba yetkılılennm tüm katlarındakı sorumsuzluğuna boylesme ıçerlıyen komşular, son çare olarak gazeteye açtıkları telefonda, «En son Valı'yı gormeye çalıştık. Azarlandık. Bıraz da sız uğraşın, belkı bu çocuklann okula gondenlmelerını sağlıyabılirsıniz. Sorumlular s:ze de kulak asmazlarsa. yapılabılecek bırşeyın kalmadıgına ınanacagız» dıyorlardı.. DEFTERLERİ YOKMUJ Eoykotlar ve can gtlvenügl sağlanamadığı gerekcîsı ile degıl. b'nası oimsdıgı içm îstanbul Iktısadı ve Tıcan Ilımler Akpdemesıne bağlı Gazetecılık ve Ilalkla îl.şkilsr Yuksek Okulu oğrenıme açılpmamıştır. Okulun oârenımc açılması gereken bir tarihte akademı yope'ımının bır kararı ile okııl binasını ınce!eyen bılırkışının oturulamaz raporu vennesi uzertne okuhın 20C0 öğrencısı açıkta kalmıştır. Daha dojrusu bılırkışı yan yana olan Gazetecilik ve îktısat Işletmecıhk Yüksek okullan binalannın ye tersı^lıgıne kprar vermiş, çoznm olarak ıkl bınanm bırden îktısat ve îsletmecılığe verümesı öngorulnıuştm. ,Soouç olarak da Gazetecilik Yüksek Okulu bmrsız ortada kalrrıştır Oysa Akaoemıvo ba*h yııksek okulların bına sorunu yeni ortaya çıkmami"! 197475 ofrenım yılı başında ve çeçen öğrenmı yılı lçmde bfrencılenn j'aptıklan boykctlarda bu sorunun çozümu ıstenmı^tır. îstanbul Imar Müdürlügünün 6 kasım 1975 tanh 1434 eklı karanndi bınada ögrenım yapıl?m;jaoaSı belırtılmjştir. Anılan tarihlerde bır vp ıkırıcı sınt'ann yeni bir vev bulunana kadar kapalı tutularağı 3 ve 4. sınıfların İse ögrenime devam edeceklan ılân edılmiştır Ve aradan ounca zaman geçtıkten sonra yonı oğrenım yılına oaşla mak Uzere eelen o*rencıler. ofculuu kapısmdakl şu ıl?nla karşı kar^ıya kalrr.ışîardır. «Mırr.ar Mühendıslık Akademısı Pen Kurulunun yaptıği ınceîemeden sonra verdığı raporda okul bmasının bu şartlarda okumaya elverişli olmadığı ve bu pedenle okulun venı bır bına bulunana kadar kapalı tutulacsğı» Konuvla ılgılı olarak çalışmaları vurüten M11 dur yard:mcısı Nurı Inuğur ise şu açıklamayı \apmaktaydı «Ikı vıl once Kreciı ve Yıırtlar Kurjmu nur. Cağalojlu Tp^sa'.'ak'ar sokakta bulunan ve onceden Kımya Yüksek Okulu olarak eğıtım yapOm:3 oİ3n bına okul olmaja elvenşli oîdugundan ve ıkı vıl öncesıne kadar boş mılur.duğundan ^K'ififcmı Başkanlıfınca Kredı ve Yurtlar Kurumu Yör.etım Kurulu b.î^kar.lı*ın?. bır vazı ile başvurdı.ît Ancak ^eçen vıı b:navı okula veremıvece.cı?7uı: bUdırdıler Okuı olmaya elverıslı başKa bır bına bulu.ımadıgınd.ın okula tahsısı volundaki çabalanITUZ sure?eldı 1976 vılı vaz donemınde Kredı iıi'i lar Kurumu Y"netım Kurulunda bu Dtnanın Gazetecılık ve Halkta Ilışkıler Yüksek Okuluna ve rilmes; yolunda olumlıı karar çütmıştır Bu Ko nuda Kredı Yurtlar Kurumu Genel MudürluSure tam vetkı venlmıstır. Ger.el Mudur 12 kasım ia'6 tarmlı yazısındd bıt.ada kalma.cta olan faz o^ren cılerm Yurtlar Mudurluğune aıt olan başka ü.r.a lara yerleştınlmes;run mumkun olduğunu ve bırtayı okula vermeve hazır bulundukiarını oıldrmıslerdır. Bınamn bır an once boşaltuarak Gazetecı l.ii Yüksek Oku;una verılmesı volunda Kurum Ge nel Müdurlufunun emrı çıkarılrmştır. Ancak ılgili madur Banattm Buıuş kztian koyacak Dir yer olmadıgı gerekçssı ile engelleme çabalan ıgine girmıştır.» Evet bır bina aranıyor Okumak isteyen 2000 oğrencıye Çofu yurt koselerinde bekleyen. kahve kenarlaruıda \akıt olduıen ogrencılere. Hepsırun i:alas:ncia anıı soruıar, yanıt aradıklan B:ze bosa çeçen zamarurnızın hesabım verecak, bır so.unılu çıkacak mıdır? Ve bır buıaya sahıp olmamız ıçın ılîe de bır eylem yaparak ses:mızı dujurmamıs gerekıyorsa bız bunu yapacak puçtevız. "ama ner şeyın tatlılıkla balledilrnesmı ıstemek suç mudur'» NAZİLLİ'DEN SÜRÜLEN 30 TÖBDER ÜYESI ÖĞRETMEN YERİNE ÜLKÜBIR'Lİ ILKOKUL ÖĞRETMENLERİ GETIRİLDI htlkümeti oluşturulduktan sonra başlayan ve Rün geçtıkçe vo^unlaşan oğretmen fcıyımlannd3 Nazıllı ve çevresınde gorevlı 3 TÖB Ü DER üyesl oğretmenın de çeşıtiı verıere «surgün» nıtelığınde atandıklan saptanmıştır. Çeşıtiı yerlere surulen TOB DER'lı ogretmenlerın yerine buyuk ço Sunlugu ılkokul oğretmenı olan MHP yarüısı ÜlkuBır'e kayıtlı oğretmenlenn getırıldıklerı bıldırılmektedır. Bızlm uyarunızm da bır sonuç vermlyece^me inanarak, Zerrın Huseyin kardeşier için bır vara nmız olabılse bıle. onlar gıbı ydzlercesıne mçbır yararımız olamıyacağının bılmcı ıçmde, gorevun'zı yapmış olmak ıç:n okulsuzluğa ıtılen kardeşlen bıılduk.. Ikısı de anlamının farkına varamadan. sınırsız ozgür olmaktan b:raz da mutlu, okul saatınde oyunda oluşlarının nedenlenni anlatıvorlar . Zerrın daha once bırıncı sınıfta Kalmış, geçen sene ise çok az devam ettiğı ha'de, sınıf geçmıj ve uçuncu sınıfta henüz sayılan vuze kadar sayannyacak durumda. Okula gideceklermış ama, oabalan defter kaleııı alacak parayı henüz bulamamış. Deftersız okula gıderlerse oğretmenlerı kızacağı ıçın okula gıdemıyorlarmış. Babalan goturu usulu ayakkabı yapıyormuş. Zerrın evde annesme ev ışlerıne yardım edıyormuş. Okula gıtmek ıstıyormuşlar ama. gıtmeseler de fazla bırşey olmazmış. Nasılsa ılkokulu bıtırınce daha çok okuyamazlarmış. «Okuma yazma oğrensem ne olur, oğrenmesem ne olur kı:» dıyor Huseyın. sonra da geıecek ıçın ne duşunduğu sorusunu yanıtlıyor . «Büylıyunce çalışacağım tabu. Hangı ışte mi? Doktor olmak ısterdım. Ama ne ış bulursam orada çalışacağım tabıı. Babam da öyle yapıvor » Ve sonra konuşmamıza kulak misafiri olan, oğleden sonracı ya da ılkokulu bıtırmış dığer çocuklar katılıyorlar.. «Okula gıtmeyen sadece Zerrın'le Huseyın degıl kt. Amcaiannın buyük oğlu da gıtmedı. Şımdı çalışıyor. Karşıdakı evm oglu da gıtmıyor. Onlarm komşusu da oyle. Burada okula gıtmeyen o kadar çok çocıık var kı. Hsm gıdenler de bırşey oğrenemeden sınıf geçlyor. Beşıncı smıftakı bır çocuk bıle guglükle okuyup yazabılıyor...» öğrencifere yılbaşı armağaniarı yasaklandı Izmır Milli Eğitim Müdüru önder Aydogdu. orta dereceh okullara bırer yazı gondererek, oğrencılerın bırbırlerıne yılbaşı armaganı aımaları konusunda okul ıdarelerımn zorlayıcı bır tavır takınmaktan kaçınmalannı ıstemıştır. Bıldırildiğme göre, bazı okullarda öğrencilenn bırbırlerıne yılbaşı armaganı alma konusunda sınıf oğretmenlerı ya da dığer yoneticıler aracılığı ıle hazırlandıklan görülmuş, bunun sakıncalannı farkeden Mılli Eğitim Müdürii Aydoğdu okullara, boyle gırışımlerden kaçınılmasını ısteyeu bırer yazı göndermıştır. DAYÂNIKSIZ GEREKÇEUR Nazılü ve çevresınde gorevli TÖB • DER uyesı oiretmenlerden son olaras yedısıne surgun rutelığındekı atanma kararnamelen gelmıştır. Gııven Kayalar, Selâmı Unal, Şengül Unal, Xasım Avcı Suleyman Ertuğrul, Coşkun ümay ve Hıkmet Özen adlarındakı oğretmenlenn' . dayanıksız gerekçelerle surılmelerı uzerıne. Nazılli ve çevresındeki okullarda °orevlı kıyıma uğrayan og retmen savısı 3ü'a ulasmıştır. Mehmet SÖMVIEZ" BAKANLtĞIN YENİ KiTABI İLE BİR AHLAK DERSi Pakize TÜRKOĞLU ve sorumluluk duygusudur. Ahlâk bu duyguiardan kuvvet alır. ödev ve sorumluluk duygusu ise ancak evlılik hayatı ıçınde gereKlı gelişmeyı gösterebilır Evlenmeyen insanm sorumluluğu da, ahlaklıuğı da bir yere kadardır. «Bekâra karı boşamak kolayaır» atasözü, sorumluluk taşıyan ıle taşımayanın tarkını belırtmek ıçm söylendigı halde, bekârda sorumluluk duygusunun yeterince gslişmemiş olduğunu da anlatır. Peygamber efendımız, bekâr yaşamayı kınamış, evlenecek durumda olanların bekâr yaşamalarını gunab saymış, bır an once evlenlp çocuk sahıb: olmalaruıı tavsiye etmıştır. Dinımız evlenmeye buyük önem vermiş, otskı birçok dlnlerden ayn olarak dın adamlarmın evlenmesıni de istemıştır. Bütun bunlardan çıkan sonuç sudur: însanm ahlâkı gelışmesı ancak evlilık içinde tamamlanır. Evlenmeven kadın da e\lenneyeıı erkek de, ahlâk ve kişilik bakımmdan eksik \e jarım sajüır.» S. 53 Öğrenci soruları: Ya parasızhktan, işsizlıkten evienemeyenler Onlar da «Kışılık ve ahlâk bakımmdan yarım» olurlar mı efendım? . özellıkle kadmlar kimseye «benı al» dıyemezler, ıstemedıklerı halde bekâr kala'oüırler. Oalara sorumsuz va da ahliksız dıyebıhr mıyız?.. Arkadasımız doğru söylüyor efendım. Benım halam kısmeu çıkınadığı ıçm evıenememıs. Butun kardsşlerını bakıp buyutmus. 1 Ona boyle bır gozle bakmak haksızlık olmaz m ı . Öğretmenırn benım babam oîdu, annem bir daha evlenemedı, Kisıhğı ve ahlâkı zayıtlar mı? Bazı evli erkekler ve kadın'.ar da gızlıce kotu şeyler yapmıyorlar mı efendım?. Efendım müdurumuz vs bazı oîretmenlerimız de evlı değıller, bu konuda ne dusunürsunuz 0 . Ataturk de evlı değıldı efendım. Bu yargl doğru olabılır mı' Okuma parçasın da ar.lajamadık efendim. Açıklama vapar mısınız0. .. OKretmenin \anıtı: Kuşkusuz evlılık lyidır, gereklidîr Kerksse mutîu svlıııkler dılenz. Ama. ahlâk ve evlılık sorununa bovle bır açıdan bakmak buvuk yanlıştır. Onun ıçın kıtabınızın o ppraşrafmı çızınız ve deftennıze sunlan vazınız: « tnsanlara ahlaklı olun, cvlenin demek yetmez. Önemli olan. onlann ahiâklı olabilecekleri, mutlu eUilikler kurabilecekleri koulların varatılnıası ve eayri ahâkiliğin t"meli olan toplıımsal Kcrçeklerin ve zorunlukların ortadan kaldırılnıasıdır.» «IHTiYAÇ FAZlAllöl. Nazıllı Ataturk ona okulu fürk;e öğretmeru ıken «ıhtıyaç fazlahgı» gerekçesiyle Sdke'nm Yenıhısar bucağına aranan Kasım Avcı'mn verıne MHP "aıılısı bır ılkokul oğretmenımr: getırılmes:. ılencı öÇrptmenlenn uzermdekı basKiya somut bır ornei olarak gosterılmeK' cdır. 8/XTI/1976 Lise II. Aiüâkla ilgili yargılar. Evliliğin iyiliği. (Ahlâk kitabı S. 53) " Ahlâkı olgunluğun temelı ınsandakı odev Tarihi : Sınıfı : Konu : Bölüm : Dr. Erdal ATABEK Yaşamın Eğıtsmı ayat Okuln köşesi ne çok şey anlatıyor, değil nıi? Oyledir. «Ben hayat okulundaıı mezunum» diyen kişiler gördüm. Acıyı tatiıjı gör müş, inişler çıkışlar yaşamış uısanlardı. Pek çok şejin okulda öğrenilnıediğini, bunların ancak jaşaııarak aniaşılabıieceğini bili^orlardı. Hepimiz İçm aynı doğrular geçerli. Saşamın bize öfrettiğıni başka nereden alabiliriz? Anne çocuğuna, «kdpıyı açnıayalun, evde olduğu muzu anlamasiDİar» dediği anda aile eğitimi başlamıs demektir. Ana, babanın «doktora gıdiyoruz» deyip de sinemaja gitmeleri kombine jalan eğitimini gelıştirır 3öy!e çeırede. e\de. toplu.nda iyicc tamamlanmış bir jalan eğitimi yaparız. Zaten ço cuk da bazı yalanlann doğrulardan daha çok hos,ı gittiğini sezmiştir. Kendi istertiğini yapmanın rahat yolu. büyüklerin istemedikJerini yapmamaktır. Bunun için de gelsin ustahklı yalan söylerae yöntemleri. Çoçunlukla bilinçlı yalaniar da deipldir bunlar. Sonraları, daha belirii çıkarlan sağlamak ıçin söylenır yalanlar. Tatlı yalanlar bilerek umutlaria. havallerle kanstınlır. Bütün bunları bilmisiz de <doçru voylpjeni dokuz köyden kovarlar» demijiz. Herkes de H Faklr Baykurt'an «Onuncu Köy»ünü bulamaz. Batınışız boğazımıza kadar yalana. Sonra da şaşkınhk: «Herkes valancı be kardeşim.» Herkes yalancı mı bilnıem, ama yalancı olmasın da ne yapsın. Işe gireccksiıı, sorarlar «bizden misin?». Okula gireceksin, sorarlar «bizden nusin?». ^eredeJSe joldan geçenleıı tutup soracaklar. «bizden misin?» diye. Yalanı okultla «çretmezler. ama, yaşamın her jerinde oçretir ler. Neyse, şimdilerde bu çelişki kalkıyor, okuida da jalanlar oğretilmeye başlandı. Hayat okulu >asamı öğretir. Yaşanıak yalanla olınorsa yalanı. dolanla oluyorsa dolanı. dumenlv olujorsa dıimeni öğretir yaşam. Bir ülkede jaşanı ba^ka sejler öğretir. eğitim oaska seyler an'atır^.ı orada bir bozukluk var demektir. Bizde de böyle Eğitim tarihi, coğrafyayı, matemaiiği. telsefevi öe retir de, memurluk japan babanın ned"n kıvrım kıvrım kıvrandığını öğretmez. Eçitim, çalışmanm erdemini anlitır, çok ralışmanın çok başanlı oldu îunu öğretir de. yaz. kıs. giinduz. gece çalışan köviiınün neden vok^ulluktan kurtîilamidıeını n*retnez. ESitim bir ekmek sahibi olabilmek İçin yan aç, jarı tok okııvan öçrencive. bazı yasıtlarının na sıl olup da altlarmda son model arabalarla dolaştığını öğretmez. Onun ıçin de, kimsenin matematikçi olmaya, fizikçi olmaya ozlemi yoktur, ama, şöyle kalburüstü bir futbolcu olmaya can atan, kuşkusuz çoktur. Ha\at okulu, çok dikkate değer bir kavram. Get çekte bir hayat okulu kurulsa, orada çok değişik bir eğitimin yapılması gerekirdi. «Hayatta başarüı otmanın sırlan», «beş parası olmadan insam milyoner yapan iş alanları. çalışma yöntemleri, örgütlenıne modelJeri», «bir zenginie evlenerek kurtulma yol ları» gibi gerçekçi dersler, tıerhalde bizim yaşam düzeuımize çok daha uygun olurdu Bunları kitlelere ulaştıran buyük tirajlı fotoromanlanmız var ama. bu yaymlar tam bir eğitim olmuyor. Yaşamdan kopmuş eğitim, toplumdakt vabancılaşma>ı belirtiyor. Kuşkusuz, bu çelişkinin temel nedeni tophımdaki bozuk düzen. Bu bozuk düzenin bütün parçalan, düzeni sürdürme çörevi içinde yer almış. Onun için de, «Hayat Okulu», bizim nkullarımızdsn çok daha başka şeyler öçretiyor, çok başka şeyler anlatıyor. Havat okuluna kulak vereîim Daha çok oğretecekleri var.