23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CUMHURİm 20 Ocafc 1976 0 UNİHA gii*. fcOMtyuNj* TW0î OUIMDU, MİSVON 0 LKf|ÜR/l KABUL ETTı, MEOÎJE KABÎNE M W BIR Kufciö \\ öftDEAMELE MRElfSî YOKTüfc. LÜZüMM f/A$lL fAKAÎ Öii, ATTA HFFSİ iSTAN^ULOA AMftt VARMI IA&IN İHTİYACl NEDifc ? Î A2İMEPE UuijAN ^Ogı Uuij .DAHAÜTEDE nu ? 0N YAlNıî AMELENiN AMELE HALİCINIM N15RNI AMtLt ME^ElfJi Bu ADAMİA^IN İHTfVAü AHVAU*WEp?İ^?(rtİHD£KAÇ Jr TA8İI «Ö JuNUTBTtcîlciTMEPtK.'' ASDDLCAN1UZ VATAN DEDILER Talip APAYDIN 45 Yenl gelen koçumları urbalan açıp ortaya sermışlerdi. jucak bolüşüp askerlere dağıttüar Süngüsu kasaturası olyanlara depodan sungu kasatura verdıler. Eğersız atlara eğer dular. Çabuk olnn! Uymayan blrbirıyle değisürsin. öfleden ra hareket edecegız1 Kan ter ıçınde çalışıyorlardı Yenl koşumlar yağlıydı Ern ust başları, ellerı kapkara oluyordu Ama kımse al•nıyor, kendı atına kosum uydurmak ıçın gayret edıyordu. Bazılanna gene yetmemışti Gene eksikti her çey Molla ımut sırtındakı ceketı sahlbıne vermış, kendısıne yeni bır et alabılmıştı Aşır'ın atına yeni bır takım vermışlerdı. ımiıların ıçınde en sevınçlı oydu Kaceli gidıp geliyor, basallıyordu, Ulen dürzü, gene ayağının üstüne düştün badi. Böyledır dunya. Ben bu dünyanın ıçine tükureyim. Ne edeyım arkıdeş, komutanım verdı. Komutan bilmez kıme ne vereceğını' Senınkıler sana lâyık, bunlar da bana. Hey dlırzu, Kızdırma kafamı bak Gene köydekı gıbı su /erırsen, Yonandan önce seni gebertırim vallanl. Aşır kızanp bozardı, Ben su koyvermedım Gıt işıne Benımle uğraşma. Obılrlen güluşüyorlardı Molla Mahmut araya gırdı, îsıne bak Haceli, dedı Senin mataran bozuk Gıt mabul kendıne Boluk komutanına soyle, bır matara verır. Iyı dedın yavu, mataramızı bari yenılıyelım. tşıni bırakıp koştu Bıraz sonra, Aha ordu bana bunu verdi, dıyerek geldi Bu da yeter (un ıznıyle. Bır de atıma torba verseydı iyiydi emme yokmuş. Su eskı neybe kımın' Kes bır gozünü torbs yap. Nasretün hoca gıbı ha' îüluştuler. •» • Sahi ıyı akd be Öbur göztınü de bana vertn... f . •»t.. Pakıyle kesıp boluştüler Valla ıyı oldu Hay yaşıyasın Mamıt. Allahını seven baalınca bır ıp versın. Ulen adamın ıpı olmaz mı bu zamanda? Ip dedığın her lazım. Lazım emme yok. 1 Atın urganından kesıver bıraz Yook' Urgan kesılır rtu? Atı neyüe bagüyacaksın sonra? îâzım tufeğını sılıjordu, Gel ben vereyım, dedı Bu zamanda kımse kımseye ip ez emme ben sana vereyım Hay yaşıyasın hemşertm. Hemşerı ne demek? Kardaştan Konuşmaym' Çabuk bıtınn islennızı. eğmen ellerı arkasıoda dolaşıyordu Hep sustular Sessız jorlardı Erlerden bırısı atının ayaklarmı sılıyordu Usulbır türkti mırüdanıyordu Tegmenın geldıginı duymamıstı. «Yozgat pınarında yudum elımi Kıme anlatayım garıp halımı Aman aroan surmelım oy > egmen arkasına kadar geldı. Ona bırşey soylemedı, yürüdU ıraz sonra bağırdılar, Toplaan' BölükJer sıraja geçsuın'.. Komanya dağıtüacakl yan kalmasın eynır, kuru soğan. haşlanmıs patates dağıttılar. Herkes adı, ekmek torbasına doldurdu. ırer şmık arpa dağıttılar îstejen ıstedıği kadar saman Egerlen torbalan yüKleyıp hazırladılar. olla Mahmut atınm ayaklarını teker teker kaldırıp baktı, Ulen doru, nallann eskıdı emme bırkaç gün ıdare edeAkşehır'e gıtmeseydım nallatırdım sem Neyse, gıttıgımız gayri. Fırsat buluruz ınşallah. ığnsına bır tokat vurdu At kulaklarmı kısıp yön değiştirdi. aküstu kannlarını dovurdular Sularını ıçtıler. Sonra Doldı Kâzım yüznumaradan çıkmış ellerlni yıkıyordu, Hayırdır mşallah, dedı Boru bu sefer yanık çahyor. Yanık manık değıl, sana oyle gelıyor. Keşke oyle olsa. aşup atları yedeğe aldılar Meydan kanşmıştı gene. Kerıraya geçti Komut seslerınden sonra ortalık duruldu. atlann başlan>le kuyrukları sallanıyordu TekmıUer alıerıldı Subaylar komutanın yanına çagrıldı Bıraz sonra bındınlıp, bolükler yurlıtüldu. ındı güneşı Afyon ovasım aydınlatıyordu Uzun kerpıç yatoprak evler, çıplak kavak agaçlan yavaş yavaş gerıde 1lerde mor daglar gorunuyordu Kuzeye doğru tınsla rlardı Yollar çamurdu. Atlar ıki ajdır ıyı bakılmıştı. çıka gıdıjorlardı 3lla Mahmut gözlerıni kısmış atm kulaklanna bakıyordu bır tıtreme \ardı Neydı bu, aldırmadı. Geçer, dedı kendıne Başını onune eğdı Içının dennliklerıne gomüldu sol yanındajrdı ama hıç konuşmadan ilerlıvorlardı Ovatımınde mola verıldı Atları kaşandırdılar Bıraz gezdınp nı soğuttular. ıhmut un yuzu sararmıştı Içınde bır bıkkınhk vardı Uvuktan herhalde» aıye duşundu Üç gecedır doğru durust mıstı Kımseye bellı etmedı Tekrar bınıp surduler Dere urmadan \ol aldılar Gozlerını sık sık açıp kapıyordu Ralı ama nedenını anlıjamıyordu Akşama doğru tıtremesı un arttı «Ha> aksı şeytan, dedı Buldun basta olacak zaDah oglum1» da anlamıştı herhalde îkıde bır gerıye kalıyor, arayı açı(DEVAM1 VAB) TAMZıM ETNEÜYÎZ YILANI ÖLDÜRSELER Hısan'ı hapısanede tanıdım. G«ce getırdıler. Bütun mahpuslar onun başına bırıkıstıler, «geçmıs olsun, geçmlş olsun..» Hasan agzını açamıyordu. Çenesı kenetlenouçtı. Mahpuslar ona su, çorba, bır şeyler vermek istedıler, o ne konuştu, ne de ağzını açıp bır şey yıyebüdl. Orada, kalabalıjın ortasında birden başı önüne düîüvenp uyuyuverdı. Olaydan sonra Hasan kaçmıs. Kaçıp Anavarza kayalıklanna sıftınmış. BUtun köv onu üç eün üç gece aramıslar bulamamı$lar. Sonra Hasan'ı kendı kopegi ele vermis. Köpejjıni salıveımisler Anavarza kayalıklanna, kopegi onu bır Roma sandukasının ıçınde bulmuş. Hasan kaçınca taş sandukaya Firmış, sandukanm kapagını da gtlcü yettiğince üstüne çekmeğe calışmış, üç gün üç gece kıpırdamadan bu sandukanm ıçinde kalmıs, vennden kıpırdamamıstı. îste onu orada kdpegı buldu, onu orada köpe^ı bulmasaymıs kımbilir daha ne kadar orada kalırmış Hasan Bır candarma ona bır tokat attı Köylüler ona korkuyla baktılar. Köylerden geçerlerken kovlü kadınlar, çocuklar, erkekler yollara çıkıp ona bakıyorlardı. Bır tuhaf hayvana bakar glbı Herkes ona kutsal. bır tuhaf, kor kulu, lanetlı. urkutucü bır yaratıga bakar gıbı bakıyordu Hapısanede de oyle bakıyorlardı Hasan kimsevle seldiSı gün den bu yana bır tek sozcuk konuşmanustı. Onunla konusmak ısteyen, ona oğüt vermek lsteyen çok kışı çıkmıştı, Hasan oralı bıle değıldı Santa Hasan bu hapısanede de değıldı Kendısı burada, bır kabuk gibı, vureğı duşuncesi bambaşka bır yerde övle bomboş dolaşıvordu ortalıkta. Yemek yemege daha yeni başlamıştı Gozleri büyümüş. yüzü uzamıştı. Gıttıkçe de uzuyordu. Boynu uzun, kulaklan buyuktu. Derısı ustunden akıyordu Givıtîerı de ona çok bol gelıyordu. Hıç kımseden bır sey ıstemıvor, hıç kımseye bır sev soylemivor sormuyordu. Küçücük bır malUzda sabah aksam çorbasmı kavnatıyor, tek basına vtizunü dur \ ara donüp, kocaman bır ekmekle çorbasını kasıklayıp bitırıyordu Aşağı yukan köylüleri. amcalan, akrabalan her gun onu gormege gehyorlardı. Hıç klmseyle bır tek sozcük bıle konuşmuyor. yalnızca boynunu büküp candan yurekten bır havayla karsısındakıru dınhyordu. Bır Iki kere de ben onunla konusmak ıstedım. şo>le bır baktı bana. sonra gozlerını yere ındirdı. çekti gıttı Onun üstüne her gün yenl bır hıkâye gelıyordu hapısaneye Her mahkum bu hıkâyelen koğuşta, onun duyacağı yerde anlatmavı kendıne odev sayıyordu Çocuk, hıkâyeleri dmlıyor dınllyor, sadece bukaç kere kırpiklennl oy natıyor üstuste, baskaca hlç bır yerı kıpırdamıyordu. Yuzü donmuştu. yuüunden hıç blr şey anlayamazdın. Gozlen hfp yerdey dı. Dudaklan tavnlmıştı. Kulak ları kocamandı, oyle yelken gıbı kafasının uzağmda duruyorlardı, yukan uçları aşagı doğru eğilmış Yuzunde kara sarı bır renk arada bır degışıyordu O mahpuslarla konuşmadıkça mahpuslar onun ustune varıyorlardı O kadar çok da varamıyor Urdı Çocuğun macerası, duruşu, bakışı, agırbaşlıhgı onlan de nnden korkutuyordu. Korkuvla, saygıyla, urkerek yaklaşıyordu ona en yırtık, en sovtan mahpus bıle, Bazı bazı Lutfı gıbl ıgrenç bır herrf onun karşısına geçıyor, ağzına gelenı soyluyordu ço cuğa Boyle durumlarda çocuh hıç bozmuyor, kendisme ağır soy lejen kışının gozlerınin Içıne goz lerını diklvor, o konuştuğu sürece bakışlannı onun gozlenmn ıçınden ayırmıyordu. Adam abuk sabuk konuşuvor konuşuyor, son ra bakıslarından rahatsız olup Hasanın yaknsını sozunu bıtırme YAŞAR KEMAL Desenler: ABiDiN DiNO HASAN'I HAPiSANE'DE TANIDIM r KiMSEYLE BiR TEK SÖZCÜK KONUŞMAMIŞTI. SANKi HASAN BU HÂPiSANEDE DEGiLDi. KENDiSi BURADÂ, BiR KABUK GiBi, YÜREGi, DÜŞÜN CESi BAMBAŞKA BİR YERDE ÖYLE BOMBOŞ DOLAŞIYORDU ORTALIKTA. YEMEK YEMEĞE DAHA YENİ BAŞLAMIŞTI. GÖZLERI BÜYÜMÜŞTÜ, YÜZÜ UZAMIŞTI. GIHIKÇE DE UZU YORDU.DERiSi ÜSTÜNDEN SAR KIYORDU.. SABAH AKŞAM KUÇÜCUK BiR MALTIZDA ÇORBASINI KAYNATIYOR, TEK BAŞINA YÜZÜNU DUVARA DONÜP KASIKLAYIP BiTIRiYORDU Herkes ona kutsal, korkulu, lanetli, urkutucü bır yaratığa bakar gibi bakıyordu... den bır pişmanlık ıçınde bırakıyordu. Ona en çok musallat Lutfjydı. Lutfı butün insanlık duygularınm, ınsanda ne kı lyıyse dışında kalmıs, ınanılmaz hayasızlıkta bırls^dı Bır onursuzluk, ınançsızlık, yırtıkiık, hıç bir kut sallık tanımama delıugındeydi. Onüne gelene dalkavukluk eder, dalkavukluk ettığı kışı dışinı ge çıreceğı bınsıyse tam arkasından başlardı o adamla kavgaja. Hasam ızlıjordum, Lütfı ışînde. Ne yapacak, dıye de merak ediyordum Bır keresınde sustu, ıkısınde sustu, uçuncusünde. Hasan, Lutfinın ona çatmalannda o konuşurken gdzlennın ıçine bakmıyordu. Yere bakı>or, oylece duruyor, duşunuyordu. «Solucan, katıl Kanlı, ıt oglu pıc Sen bır pıçsın. Senın pıç ol duğunu bu hapısanede bilmeyen var mı' Bir msan pıç olursa pıç bıur. Bır rııc adam bu dün yada yaşarsa.. Bir piç adamSenı öldürecekler ulan plç oğlu. Senın gıbı elı bıleklerıne kadar kana batmış bınslnın bır gun bıle jaşaması insanlık ıçın bır ayıp ıştır, çırkin adam. Çirldn og lu çırkın adam Kıytınk. Domuz taşağı, kokarca oglan Aaaab, seni adamdan saymasa Hükümet şımdı senın su boğazını sıtoverır, gözlerıni pörtletır senın leşım sererdim şuraya, sonra da şu duvann üstünden dışarıya, kopeklere atardım ölünu Köpekler de seni ne guzel yerlerdı. Yerlerdı de sonra bır güzel sıçarlardı şurava.. Kbpek boku, kopek bo ku Bır kanlı gıbı kurularak, kos taklanarak gezıyor hapısanede, henf kanlı olmuş da, tuuub, senın boyun devnlsın uyuz oglu uyuz » Lütfı, kopurmüş, ağzından kopiıkler saçarak, kendisını öfkeslne kaptırmış veryansın ediyordu Hasana. Butün mahkumlar, tutuk lular baslanna biriltmiş Lutfinin afza alınmadık soğmelerıni dınlıyorlardı. Hasan sonunda bır ıki kere ayagını yere vurdu, sonra kendı yöresınde dondü, genye dönmege kalktı, Lutfı karşı sına geçü, yagmur gıbı ındınyor du sogmelen çocuğun suratına. Hasan terlıyordu . Terledı terledı. Bır ara basmı kaldırdı Lutfıye bakmasıyla elının şalvar cebıne gıtmesı bır oldu. Cebınden bır sustalının çıktığuıı, sustalınıo çat dıye açıldıgını, Hasanın Lutfınm üstüne atıldığını, ancak görebıldık. Lütfı nasılsa, ınanılmaz bır atıklıkle Hasanın elınden kur tuldu kaçmaga başladı Hasan e hnde bıçak onun arkasından koşU. Hapısane avlusunda Lutfı kaçıyor Hasan kovalıyordu. Bu ko valamaca ne kadar surdü, bıle mıyorum. Hasan kovaUyor, Lutfı arada donüyor Hasana yalvanvor du Hasan bır ıki sefer yetışecek oldu Lütfıye. bıcagı bır ıki kere sırtına savurdu, bıçak an cak onun kırk yamalı ceketınl ke sıp geçü. Lutfı yoruldukça lmdaaaat, dıye bağınyor, yalvarıyordu Hasana ağza almmaz yal varıslarla Sonunda Lutfı bır kovuşa kaçıp kapıyı arkasından kapatıp, yalvardıgı çocuga yenlden ağza almmaz kufurlerle sofmege başladı. Hasan kapının afzında durdu durdu, sonra da oradan aynldı, gıttı. avlunun en uzak köşesıne duvara belıni venp oturdu Sustalısını daha kapatmamıstı. Ofkeyle elüıdekı bıçağa bakıyordu. Bu olaydan sonra Lutfı bır daha Hasanın yanına bıle yakla şamadı. Bu sefer lçerdekl Agalar LUtfıvı bana musallat ettıler önce bana olmadık dalkavukluklar yapan Lutfi bır gün geldi yanıma, ben de, Lutfı benden bır şey ısteyecek sandım. «Buyur Lütfl,» dedim, blr «igara uzattım. «Senm gıbı kopegın sigarasını ancaic senın gıbı pıç oğlu pıç kö pekler içer.» dedi. Heç beklemıyordum, şaşkınlıgım geçtıkten sonra Lütfıye vurmamı bekUyorlardı. Ondan hır koparacaklardi. Birden Hasanın önüme atıldığını gördüm: «Dur Aga.» dedi. «Ben bu ite çattığıma bın plşman oldum. Bu kdpekten de aşağı kbpeğe uyma,» dedi. Hasan ılk olarak konuşuyordu. Bundan sonra Hasanla arkadaş olduk Hapıste kaç ay kaldık şım dl ıyıce anımsayamıyorum, kal dıgımız surece Hasan benden başka kımseyle konuşmactı Bır de Camuscu Hasanı sevıyordu. Camuscu Hasan eski mahpusane edydı. Hasanın uzaktan falma ba kıjor bana iletıyor, ben de Ha sana söyluyordum Hasan fallar (Uevanu y. DiSi BOND OE SaN V E W!LUE DÖVÛŞCÜLERl S S J I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear