Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
\ R T CUMHURİYET 14 Ocık 1976 KCMAL 8i TİMil,VElîHÎMETi ALLAHA *,üriiR, MİNNETİİL ULU V£U'NıMc7ÎMMfEND(Ml£ HAI N I N JAfELEfciNDE tyEfciN VOLUN^A, Oîl IÜTF£M PİYÖÜ? 5AMf BgyfENPî MAULSıNı2?, 6ÜL dlgı OlDuRKcGnfl y.K,rZ"h 6 ABDULCANBAZ VATAN DEDÎLER Talip APAYDIN 3 9 OUçiü îngiiie. Prans« donatıp velladı Ustümüce Onlann ıı, onlann mermisi Ama kullanacak olan Yunan. Silih kenendine savaş yapmaz. Onun ıçin biz kazanacagız. Inşallah... Birer ikişer gelenler oldu. lçeri şriren gö«ü karanlıga ahşını kadar kim olduklarını farkedemiyordu. Biraz sonra «hoş ıniz, merhaba» diyorlardı. Sorular başlıyordu. Nereden bövle yüzbaşım. hayrola? Hayırdır. Ordunun ihtiyaçları icın geldik. Uğraşıyoruz. îşler nasıl? Hazırlık ilerledi mi? Eh, epeyce. Savaş ne zaman, Allah izin verirse? Yakında. Ne olacak gibi? Stirüp çıkaracağız, ne olacak? înşallah, hanıydi o günler Allah güctinüzü arttırsın yüzbaşım. Molla Mahmut birine daha sordu. Uşak tarafından muhacır var mı dayı? Bizimlrileri anyo, buraya yolladıydık. Var yeğen, her muhallede var emme kimdir, bilemem ki. Tacun'lı fbrahim bey derler, onun çoluk çocugu ile biriikeldüerdi. Bilmem. Aramak gerek. Bızını evdekiler Salıhlı'den. Maede Aydınlı var, Uşaklı var. Manısalı var... Neyse. daha buradayız, aranz. Yüzbaşı kalktı. Bıze ızın ağalar, işlenmız var. Güle güle beyim. sagolun. Kahvecj para almadı. Ayıbettin yüzbaşun, siz vatana çalıstyorsunur. îld çayın i mü olur? Güle güle gidın, Allah kolaylık versin. Kahvedekiler hep ayağa kalkıp ugurladılar. DışarUa gün s açılmıştı. uo, geç kalmışLz, yüruyün! . ,«*»• Öğleye kadar Akşenır'ın carşısını dört beş kere dolaştılar. eçeklerinı.gördüler. Paraları dağıttılar. Arpa çuvalları, koılar. postallar çanklar at arabalarına doldurulup istasyona ierildı. Gen kalanlar içın tembihler yapıldı, sozler alındı. Tüccar dükkâncılar dert yamyorladı. Yüzbaşun, elirnizde mal var da vermiyor muyuz? Vallahl en daha çok ıstıyoruz, bu ışı bır an once bıtırelim. Ama yok! ırlamaga çalışıyoruz. Tamam olunca kendimiz getirecegız. Peki. Şımdi ne varsa verin götürelim. Kalanı da bır hafçınde tamamlayın. Başustune. Bir halta mı olur, on gün mü olur. Tamamla;a çalışırız. Sonra getirir teslım ederız. Peki. Birer kahve .. Hayır, ışımiz var. Hemen kalkıyorlardı. Mahmut biraz arkada kalıp Uşakiılan ıyordu. Bızım Acısu mahalleslnde Uşak'lılar var, dedi bırisi. Ama ğın neresmden bilmıyorum. üzak mı o mahalle? Şu arka tarafta. Peki, sağol. Arkalanndan koştu. Öğle sonuna kadar işlerle uğrastılar. ra istasyona gıdip arpa çuvallarını, koşum denklerini vagoyüklediler. Molla Mahmutla rtbür erler kanter içind» kahna degin çaiıştılar. Çuvallann kaldınlmasına indınlmesine sular bıle yardım ediyordu. Iş bitınce yüzbaşı Mahmudu yanıçagırdı, Uç buçuk saat sonra Afyon'a tren var, dedı. Onunla gıdeız. Hadı şınıdı çoluk çocuğunu ara, bulursan gorüş. Saat tam ıkıde burada ol. Peki yüzbaşım, sağol. Selâm çaktı. Şehıre doğru koşmağa başladı. Bir canlıydı öySora sora Acısu mahallesini buldu. Bırkaç kapıyı çaldı. Eşı, Uşaklı goçmenler vardı, ama Tacım koyünden kimseyi bilorlardı. Yaşlı bır adam: Ha\uzlu kahveye git oğul, dedi. Orada oturanlara sor, ıhim beyı bilen çıkar belkı. lyı dedın emmı, kahveleri dolaşayım. Sağa sola bakınarak yürüdü. Ne çok dükkân vardı bu Akşede? Sabah girıp çıktıkları dükkânların önünden geçti. Tanıkimseye rastlayamadı. Herkes yabancıydı Havuzlu kahvede bir iki Uşakü buldu. Bırisi tbrahim beyi lyordu. Çoktandır görmedim, dedi. Herhalde Konya"ya gitti. Ama çoluk çocugu burada olacak. Buraya göçmuşlerdi. Adam düşündü: Gel bakim benimle, dedı. Şu tuzcu dükkânında sık sık ürdüm ben onu. Yolun »lt tarafında küçük bır dükkâna girdiler. Kır saçlı, ıl bır adam karşıladı: Buyurun. Uşaklı Ibrahim beyi arıyoruz ağa. Adam kuşkuyla baktı: Uşaklı Ibrahim beyi mi? Burada yok, nlye aradtmr? Ben onun köylüsüyüm. Çoluk çocugu ıle birliltte bizim:r de . Molla Mahmut musun yoksa? Evet. Adam ayaga fırladı: Vaay' Hoş geldin yefenim. Boynuna sarıldı. Geeel... Sizinkiler bizde. Emme Murat birim ©Mu gayri. ıa vermem. Hacer de bizim geliflimiz. Şimdi evde yoktur. :im kızla birlikte asker urbası dikerler. Gel götüreyim senı. ıy Allah, hangi rüzgâr attı böyle? Neredesin sen? (DEVAMI VAR) ORTAKPAZAR NEYİN PEŞİNDE? Hasan CEMAL ORTAKPAZAR, TÜRKİYE'DE KAPITÜLASYONLARI BU KEZ TAM ANLAMIYLA YENIDEN DİRILTMEK AMACINI GÜDÜYOR Türkiye'nii) « $ ticaret »çığı U giderek büyümektedir. 1975 yılındâ ithalat ihracattan 3 milyar doların üzerınde bir (azlalık gösterdi. Ortakpazar ülkelerinden satın aldıklarımız sattıklanm.ızdan her geçen yıl daha büyük artış gösteriyordu: • 1964 • 1972 yıllan arasmda Türklye"nln Ortakpazar'a ihracatı vürde 152 oranında artıs kaydederken, ithalatta bu oran yüzde 322'ye çıkmıştı. • 1964'de Türkiye'nin Ortakpazar ıle ticaretinden doğan açıgt yalmzca 17 milyon dolar ıken, sekiz yıllık ortaklık ilişkisı sonunda, 1972'de bu açık 306 mılyon dolara yükseldi. • Son yıllarda da kötüye dogru gidiş sürmüştür. Türkıye'nin Ortakpazar «ortaklığı»ndan düslediği kazançla tümüyle çelışik olarak, örnegin, 1975'in ilk yedi aymda Ortakpazar'a ihracatımız bir öneeki yılın aym d&ıemine oranla yüzde 34'lük bir gerileme röstermiştir +42 milyon dolarrian 293 milyon dolara düşmüştür. Buna karşıhk Ortakpazar Ulkelerinden ithalat artiîi, yüzde 59'luk bir orana ulaşmışUr. • 1973 ile 1974 yjllannm karşılaştınlması da larklı bir sonuç vermemektedir: 1973'de Ortakpazar ülkelerine karşj dış tıcaret açı|ı 531 milyon dolar iken. bir yıl sonra yüzde 871ik "oir artıçla 997 milyon dolara fırlayıvermiştir. • Bu arada, Brüksel'in giderek Türkiye'nin «yeni Washmgton'u» olmaya dogru yolaJmasına gösterilebilecefc bir Relişme daha ortaya çıkmış ve Ortakpazar 1964 yılında Türkiye'nin dış ticaretinde yüzde 30.8lik bir paya sahipken, 1974'de bu pay yüzde 64'e yükselmiştir. TÜRKiYE'NiN ORTAKPAZAR NEZDiNDEKi TEMSiLCilfti TARAFINDAN HAZIRLANAN GiZli RAPORA GORE; OZEUiKLE BAT! ALMANYA 1973 ARAtl&NDAN BERi YABANCI SERMAYE KONUSUNDA ISRARLI DAVRANIYOR; RAPORDA. ALMANYA'NIN TAVRI. fŞi igjNiN BULUNDUĞU YERE GÖTÜRMEK» DiYE NiTELENiYOR. BRUKSEL'DEKİ YETKiLiLER: "KAPILARI YABANCI SERMAYEYE TAMAMEN AÇMAKTAN BAŞKA ÇARENIZ YOK,, Brifing sırasında dilüıin altındakı baklayı çıkarmıştır Mbsyö Caporale: Turkiye'de yabancı sermayeye tam özgürlük saglansın! İşçileriniz buraya geleceğine yabancı sennaye her türlü kısıtlamadan uzak olarak ülkemze gelsm! Mösyö Caporale belki bunlan tam böyle değil de biraz dıplomatik dille ıfade etmeye özen gostermiştir. Bılemeyız. Ancak bıze anlatılan kadarıyla hem Mösyö Caporale hem de ışadamlarmın göruştüklerı diğer Ortakpazar yetkılileri üç aşağı beş yukarı Türkiye'ye şu aklı vermış lerdır: Gıttikçe büyüyen dış ticaret açıgı karşısında tek çıkar yol Türkıye'nSn yabancı sermayeye açılmasıdır. Yabancı sermaye aynı zamanda Türkiye'nin ışsizlil: sorununa da çözüm getırecektir. TUrkiye'ye bugüne dek cıddi yabancı sennaye (ekonomik büyüklükte projeler ve 'anınmış Grmalarl gelmemesı cesaret kıncı olmasın! Türkıye kapılarını açınca önce beîki bırkaç kotu riyetli gırecektır oazara. Ama zamanla ciddileri de gelır. fcelerinde yarattıgı paniğin bt*langıunda. Daha da önemlısl Türkiye'de Federal Almanya'nm Ankara Büyükelçisi Sonenhol'un az önce basın toplantısında en çok bir kaç gün önce. îlginç bır raslantı değil mi?... Bakınız. Ortakpazar nezdlnd» ki TUrk Daimi Delegasyonunun nisan 1975 raporunda özetle şöyle deniliyor: • «Bu konu ilk olarak «Toplulugun bazı üye ülkelerden. ülkemizdeki özel yabancı rermay* yatınmlarına ilişkin faalivetlerınde bazı güçlüklerle karşılaşıldığına dair şikayetler geldıg' ve konunun incelenmekte oldu ğu» şeklinde 5 aralık 1973 tanh li 57. Ortaklık Komitesi toplan tısında ortaya atıldı.» • Kenuya veniden 27 şubat vt 7 ekim 1974 tarihlerındek) top lantılarda değinildi. • «Topluluk Ülkelerinden öre' likle Federal Almanya bu '•onu yu oanlı tutmak istemektedir.» • «Almanya tarafından soı zamanlarda üzertnde çok duru lan «işi Isçinin bulundufu er< götürmek» sorunu ile de Irtt batlandırmat istenen DU «onu nun tekrar Ortaklık or»anlann£ , getirilmesıni bekleraek îerekır.» 1 Ecevtf'ifl Bonn tlyaratt SENATÖR SIRRI ATALAT Tabancı sermaye savunucustı Batı Alman Parlamenter Klepsch'e şöyle bağınyordu: «Raporunuıun Xürld>e »çısından bir kâfıt parçasından daha çok bir de|eri yoktur.» bir özdeyişde yatıyor: tnsan sakalı bır kere kaptırmaya gorsün!. Adamlar şimdi de sermayelerine kapitüler nıtelıkte ayrıcahklar istemekte, ya da kapıtulasyonlan tam anlamıyla dıriltmeye çaba göstermektedır.er. Ortakpazar yetkililen bır bakıma haksız değiller hanı. Bır Kere. 1970 kasımmda AP iktıdarımn ımzasını attığı Katma Protokol'le Türkiye bu konuda yükümlülük altına sokulmuş. Adam lar, belkı de pek önemsemedıklennden, AP ıktıdarlarının ıstediği ödünleri Türkiye'den esirgeyip, cömertçe saga sola dağıtırken ve TUrk işçilerinin serbest dolaşmasına «ııh> derlerken, Katma Protokol'ün 15. maddesmi burnumuza sokmaktadırlar: «Türkıye, bu protokol'Un >nirürlüge girişıyle birlıkte (resmen girlş tarihi 1 ocak 1973 HC • Topluluk'tmn 'îelen ve ) ekonomik kalkınmasına katkıda bulunabilecek özel sermayeye tanıdıgı rejımı ıyileştırmek ıçın çaba gösterir.» 52. maddede ise şöyle denılmektedir: cAkit taraflar, aralanndakı sermaye hareketlerine ve bu hareketlere üışkin cari ödemelere zarar verecek yeni kısıtlamalar koymamaya ve mevcut rejimi daha kısıtlayıcı hale getirmemeye çaba göstenrler.» Vehbi Koç Raporu» Nitekim bu durum büyük sermaye çevrelerince hazırlanan raporlara da yansımıştır Örnegin 11 kasım 1974 tarihini taşıyan «Vehbi Koç Raporusnun dördüncü sayfasında özetle şöyle denılmektedir: • «1971'den Itibaren Geçiş Döneminin karşılıklı yükümlen ışlemeye başladıktan sonra AET ıle dış tiemretimiz pek lehimıze olmamıştır.» • «AET'nin bize verdıği tavızlerin ihracat artışımıza önemlı bir faydası dokunmamıştj:.» • «İthalatta ise durum tersıne olmuştur. Bızim yaptığımız vergi indirimleri ve diğer kolaylıklarla Türklye ithalatında AET lehine büyük artışlar olmuştur.» 9 «Bu da bize şunu göstenyor: Anlaşmalarla yüklenilen kar şılıklı tavizler tatbikatta dengeii olmamıştır Bızim yaptığımız cüfcl gümrük ındirimlerınden AET çok istifade etmış. Buna karşılık AET'nin bıze verdıgi tavizlerin ihracatımızı artırmada bir faydası olmamıs veya bız istifade edememişiz.» Bu te?hislere bir açıdan eklenecek fazla birşey olmadığı açık. Pekıy ya çare netlir? tstersenız önce Ortakpazar'ın önerdigı çareyi görelim. Düntrii yazımızın sonunda Türk ışadamları ve sanayicılenni Ortakpazar'ın Brükeel'deki merkearide «brife» eden Mösyö Caporale'nin, «Size daha çok tavız de "ersek, dış tıcaret açığınıza bir yararı dokunmaz. zıra bize daha çok şey satamazsınız» dedığinı nakletmiş, bir de Mösyö Caporale'nin dilinın altındakı bakladan soz etmıştik. Müşteri kızıgfirmak Türkıye'den ne istediklerini böylesıne açık • seçık ifade eyleyen Ortakpazar yetkilileri, bır de hafiften müşteri kıaştırmaktan gen kalmamışlardır: Sonra hatırdan çıkarnıayınız lütfen! Türkiye, yabancı sermayeye kısa sürede izin ermez, ise komşulan olan Yunanıstan'a, Iran'a. İsrail'e kayacaktır bunlar. Türkiye de böylece treni kaçırmış olacaktır... Treni kaçırmak.. Yabancı sermayeye kapılar ardına kadar açılmazsa tren kaçmış olacak.. Orfakpaıar'ın «çöziim yolu» bu sözlerin yeni bir yanı yofctur. Aynı sozcüklerin bugünkü Ortakpazar yetkililerinin büyükbabaları tarafından da özerüe sarfedlldiğmi hatırlamak pek glıç olmasa gerek: 1838 ticaret anlaşmalarıyla Osmanlı İmparatorluğu, «treni kaçırmamak» için kapılarını Batı kapltalizmine ardına kadar açmıştı. Balta Limanı Sözleşmesının ımzalanmasından sonra tngıltere Dışışleri Bakanı Lord Palmerston. «Ticaret ilişkılerınde Osmanlı Devletı bütün öteki devletlerden daha çok serbest müsaadelerde bulunmaktadır» demış ve eklemiştı: Artık Sultan'ın tebasının servet ve refahı artacak, sanayıl önemlı bir gelişme pösterecektir! Oysa gelişme tam tersine olmuş, Osmanlı împaratorlugu giderek Batı kapıtalizmınin yarı sömürgesı halıne gelmiştı. «Trenı kaçırmamak» için atılan imza lar, trenin tarihsel açıdan bir daha yakalanamayacak biçımde kaçınlması sonucunu vermiştir. Im paratorluğu çepeçevre saran kapıtUlasyonlar îincirini kırmak için de bir ulusal kurtuluş savaşı vermek gerekmıştı. Ama ne yazık KI bir zamanlar bu zıncırin kopartılması için en büyük mücadeleyi en ön s a f t a verenlerden bıri, rahmetlı Ismet İnönü, yurdumuzu Ortakpezar'a ortak eden Ankara Andlaşmasına 1963 yılında imzayı nasabılmiştir» Geçelim. Ve Batı Almanya Kapıların yabancı sermayeye ardına badar açılmaaında öncülüğü ise Batı Almanya yaomaktadır. Ortakpazar ıçi paylaşımda Türkiye Batı Almanya'va bırakılmışcasına Bonn'daki sosyal demokrat ıktidarın temsılcılerı, hararetlı bır çaba içindedırler. Bunun örneklennı de bir zıncırin halkalan gibı birer birer sıralamak mümkündün • Federal Almanya'nm Anka Sakalı kaptırınca... Peki dıyeceksınız. Türkiye'de ki iktidarlar özellikle son çeyrek yuzyıl içınde yabancı sermayeye ne gibi güçlük çıkarmıştır kı, Lord Palmerstonların torunlan hala «yabancı sermayeye açılın» ögüdünü verebümektedirler. Yerlnde bır sorudur bu Sanımızca. Bunun yanıtı da sanırız eski Tarihten bir yaprak Tanhe yabancı olmayanlar ıçin ra Büyükelçisl GusUv Adolt Sonenhol, petrol krızi sonucu Almanya'daki tşçilerın Türkiye'ye dönmeye başladıkları bır sırada, 1973 arahğında düzenlediği basın toplantısında «art'k ışçiler yabancı dıyarlara "îtmesınler, bİ2 sermayeyi Türklve"e getirelim onlar da memleketleruıde çalışsınlar» demişti. • Aynı Sonenhol, 16 mayıs 1975 günU, Ankara'dakı i$"damlarının üye oldukları Rotary Clup'da yantıgı bır konuşmada, Türkiye'de işsizlık sorununun ülke içinde çözümlenmesini, dış ülkelere işçi gönderilmesıne baglanılmamasmı istemış ve şoyle demıştır: «Eğer Türkıye, Ortakpazar'a tam üye olmak istiyorsa, yabancı sermayeye karşı duyduğu Kuşkulara rafmen, bunlara açık bır ülke, açık bır toplum haline gelmelidir.» Ve pek muhtemeldir kl ^vvükelçi Gustav Adolf Sonenhol, bu görüşlerini önümüzdeki cumartesı günü Tarabya otelinde ışadamlarının verecegi öğle yemeğınde bir kez daha tekrarlamak fırsatını bulacaktır. Ortakpazar nesdındekı Türkiye Daimi Delegasyonunun nlsan 1975 tarihini taşıyan «gızli» damgalı raporunda da özellikle Batı Almanya'nın bu Isonudakı ısrarlı tavrına Işaret eden ılgınç pasajlar vardır. Almanya'nm tutumu, diplomatUt dilin inceligmden olacak, «işl işçinin bulunduğu j"ere götürmek» diye nitelenmektedır. Ayrıca ilginç olan nokta, Ortakpazar'da Türkiye'nin yabancı sermayeye karşı daha «anlayışlı» davranması gerektifine tlıskm gırişimlerin aralık 1973 içinde başlamış olmasıdır. Yani Arap îsraıl savaşmdan hemen sonra patlak veren petrol bunalımı ve bunun özellikle Batı Avrupa ül , îsterseniz birkaç örhek dah: sıralayalım: • CHP lideri Bülent "~sv\V in 1974 martmda Baü Almanya' yı ziyareti sırasında Bonr'dak sosyal demokrat yetkililerin va bancı sermaye konusundaki e« rüşleri CHP heyetinde bir hayl şaşkınlık uyandırmıştır. • Ortakpazar • Türkiye Kaı ma Parlamento Komısyonunur rapörtörü olan Batı Alman r>aı lamenter Klepsch. Türkive've bancı sermaye akınunı savunaı bir rapor hazırlayıp Avrupa Pa lamentosuna sunmuştur. 1975 n san tarihini taşıyan rapords «Ortakpazar ülkelennden Tur ekonomisine gerekli ıstihdar olanaklan yaratacak ve rekaOt yetenefı olan sanayilerin kuru masını sağlayacak özel sermay akımı gerekli» denilmistı. A; rıca, Turkiye'dekı ışsiz ıvını vurt dışına gönderilmekle itıiı meyecek kadar büyUk " uf da özenle belırtilmıstır. Dahası da var: «Süleyman D( mırel başkanlıeındakı, ""Mrluye dekı vabancı özel vaünm).rı önerninın artınlmasına oren^ı olarak taraltar olan veru hüki mete» gtivene de Baü Mma parlamenter Klepsch'in aporuı da özenle değinilmektedir. Nitekım Du raporun söa Sonı su edildiği Ankara'dakı jon Ka ma Parlamento Komısyonu to; lantısında CHP'lı Senafır 9ı r Atalay davanamamış Ursth çıkarak Batı Alman Parlamentı re şövie bagırmıştır: Bu kadan da oimaz L.ütte bu fbareleri raporunuzdan oık rınız. Bır Türk nükümetmı ı bancı sermaye savunucusu ol rak ılan edemezdınız. civere Atalav sessız sertasır otur n M C ci narlamenterierin navs'vetiı korumayi Uzerıne almak jru da kalmıştır. Ancak Batı Alman parlamentı Klepsch. «ben o raporu ^vruj Parlamentosu ıçın naaıriadın diyerek htc ıstifmi oormavmt hiddetlenen Sırn Atalav söy konusmustur: O laide raporunuz Türkı; açısından bır kağıt narçb'naa bir oakkaı öetterınden .açl Dirşey degildirl Y AR I N : OIVJURi BAKANUCl. NFYiN SAVUKUCUIUGUNU fAPITOİ! ARTH DiSi BOND I40OD F&ST1VüLf DÛZENLCNIC GAPTU CC56OTLACIN SOMUMU \ ÜNÜ DE BUBAOAKI IOJ9U2 KAUBAMAM