09 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
(Ki « n l ü hukuk bilginî, Anayasa Profesörü, değerli I I üniversite hocası, düşünür, coşkun hatip, usta hümorist... Biilent Nuri Esen artıK aramızda yoktur. Aşagı yukarı amansız bir beyin kanamasının sonucu olarak birbuçuk aydan beri bitkisel bir hayat yaşamaktaydı. Modern hekimliğin tedavi çabalariyle bu komadan çıksaydı, ne olacaktı? «afazi» denilen bir konuşma bozuklugu olacak: düşündükîerini anlatamayacak, söylenenleri anlayamayacak, bir taraflı yarı felçten dolayı bastonla yürüyecek, artık derslerine. gidemeyeeek, televizyonda Atatürk'ü gerçek kemalizm inanciyle gençlere anlatamayacaktı. Gerçek bir hayat ve tıp felsefesine göre bu sonuç BCI, lâkin bir bakıma göre de bir çeşit «nirvana» yani ebedi huzura kavuşturan bir kurtuluştur. Artık onu seven, birçok bayanlar ve sevgili arkadasları bana şu soruyu sormayacaklar: «Bülent Esen'le ne vakit tekrar televizyonda canlı konuşmalar yapacaksınız?» Fakat ben Bülent'i bu televizyon sohbetlerinde tanımadım. Onu İzmir'de eski Baro Başkanlarmdan Nuri Beyin yeğeni olarak, lise ögrencisi olduğu zamandan beri tamyordum, zira beraber lisede okuyan ve hukuk öğrenimlerini yapan jki yeğenimin sınıl arkadaşı idi. Erginlik çağı döneminde de ele avuca sığmayan, son derece hareketli ve ünlü psikanalist «Yung»un kişilik tipleri bölümlemesine göre daima dışa dönük «extrovert» olan v» toplumun yararlan için çahşan bir gençti. Daha sonra 19361937 yıllarında da ben Paris'te yabancı bir psikiyatri asistanı olarak üniversite kliniklerinde çalışırken, o da hukuk doktorası [çin aynı şehirde bulunuyordu. Orada da hukuk bilimi, sanat, tiyatro, opera, sosyal hayat... gibi feşıtli alanları ilgilendiren çok renkli ve hareketii bir hayat yaşıyor, ve oradaki öğrencilerin manevî liderliğini yapıyordu. Arada bir psikiyatri polikliniklerine de geliyor ve o dönemin ünlü ruiı hekimlerini ve adlî tabiplerini dinleyerek not aüyordu. Fakat en çok sevdiği şeylerden biri de sık sık operaya, operetlere gitmekti. Zira Galatasaray mezunu olarak çok iyi Pransızca biliyordu. Bazı arkadaşlarına göre Galatasaray'da L ;a o tarihl dönemin en ünlü bir sinema artisti ismi takılmıştı. Zira yine ifadelerine, göre bir tUMHDRlYET I Ocık 197 OLAYLAR VE GÖRÜSLER BÜLENT NURİ ESEN Prof. Dr. Rasim ADASAL tîyatro sanatkân olmak amacmı beHrtiyordu. Lâîıın, Baro Reisi ve velisi olan amcasımn telkinlerine dayanamayarak Hukuk Fakültesine girmiş, fakat hayatının son anına kadar mesleğinde büe bu istidadının izlerini belîrtmiştir. linmeyen hatırasma bağlıyordum. Yıldınm &skın beyindeki belirli merkezler, sevgilinin çeşitli davranışlan üe olan nöropsikolojik mekanizmalarını ve etkilerini anlatırken, Bülent «Canım hoca. Uzatmayalım nihayet bu kuyruk sokumuna iner»... diye sözümü kesmışti. Bir bakıma bunun da bir manası vardı. zira cinsel kamçılanmanm omuriliğin son kısmı ile az çok bir ilişkisi mevcuttur. Buna benzer esprili hatıralar çoktur. Kişisel özellikler Anayasa üstadını iki üç sütun Içinde bütün kişisel ve bilimsel özellikleriyle canlandırmak olanaksızdır, ve onu değerli eserleri daima ügililere tanıtacaktır. Ben iki yü önce Bülent Esen' le televizyonda yaptığı psikososyal, medikososyal ve kültürel canlı sohbetlerde onun bazı kişisel özelliklerini daha iyi kavramak olanağını buldum. Bir kez son derece zeki, sohbetlerde otoriteli, kendi mesleği dışmda kalan birçok kültürel sorunlarda çok bilgili olarak bana durmadan sorular soruyor, ve bir mahkeme başkanı gibi beni sıkıştırıyordu. Nitekim her konuda kendi görüşlerıni bana da benimsetmek çabasmı gösteriyordu. Hiç unutmayacağım o akşam konumuz «yıldırım aşk» idi. Ben Kızılay otobüs durak yerinde kırmızı bereli genç bir kıza bir Romeo gibi tutuşan bir üniversitell gencın hikâyesini anlatıyor, ve bunu psikoanalitik bir anlamla çocuklugunda ara sıra evlerine gelen kırmızı çoraplı güzel bir kadına olan ve si Barışçı bir düşünür Bülent Esen politik ve sosyal lnancı itibariyle son derece barışçı bir düşünürdü. Bundan ötürü meslek hayatına atıldığı günden beri son derece aktif ve konuşkan bir Anayasa hocası olarak tarafsız bir görüşle bütün ünlü politikacılarla arkadaşhk yapmış ve dolayısıyla bazı yakınları tarafından zaman zaman kınanmıştır. Fakat kişiliğinin en güçlü özelligi demokratik sistemlere ve Atatürk ilkelerlne olan inancıydı. Derslerinde de tarihi dönemin gereklerine gör» çok açık bir eda ile esprili konuştuğu lçın zaman zaman çok alkışlandıgı kadar, söyledikleri bazı öğrencileri tarafmdan onaylanmazdı. Fakat hoca, çok kez esprili olmak için bilerek boyle konuştuğu için hiç kimseye kızmazdı. Bülent etmesini seven bir in*an olarak tam manasiyle leminist idi. Bunu da bir çeşit donjuanlık sayan ve hatta bunun için takılanlar olurdu. Ancak Bülent bütün bunlara, «Kıskandınız, benim gibi güçlü erkek olmadığımz için böyle söylüyorsunuz. cevabını veriyordu. Ben büe zaraan zaman (sen bir çeşit sevgi sergilemesi yapıyorsun> diye takıldığım zaman bütün arkadaşlan kahkahalarla gülüyorlardı. Oysa Bülent hoca ailesine ve çocuklarına son derece bağlı, çok az içki içen, gece eğlenceleri olmayan, bütün zevkini mesleğinde ve sosyal hareketlerde doyuran çok yönlü bir hoca idi. Onu dış dünyadan ayıran beyin komasma girdiği ilk günlerde Termal Oteli'nde bir romatizma tedavisi görüyordum. Orada bulunan öğretmen, avukat, doktor, iş adamı, artist, ev kadını olarak birçok vatandaşlar bana, bir sinir ruh hekimi ve aynı zamanda Bülent'in eski bir arkadaşı olmam itibariyle, büyük bir ilgiyle sağlık durumunu soruyorlardı. Demek ki, Bülent hoca memleket ölçüsünde müsbet isim yapmış olan bir Anayasa hocası, fakat herşeyden önce halk katlarına kadar inen ve onlarla hemhal oîan, hayatı seven ve sevdirmeye çahşan popüler bir vatandaş idi. Bu tabiatıyle bir insanın hayatta aradığı en gerçek bir mutluluktur, ve Bülent Nuri Esen sırası geldikçe arkadaşlan, öğrencileri, ona hayran olan vatandaşlan tarafmdan kitaplan ve canlı konuşmalarıyle olduğu kadar, kendine özgü esprileri ve kişiliğiyle aranacaktır. Ne yazık ki, bu derece canlı, hayata bağlı ve amaçlı olan bu ele avuca sığmaz insanı felek altnıışdört yaşmda aramızdan almıştır. Fakat aynı felek Atatürk'ü de Bülent Nuri Esen'den daha genç yaşta aldıktan sonra gerçek hayat felsefesine ve kadere inanmaktan başka bir çaremiz yoktur. Ailesi ve çocuklan şefkatli bir aile reisini, Ankara Hukuk Fakültesi degerli bir hocasmı, hukuk dünyası ünlü bir meslekdaşmı, memleket seçkin bir vatandaşını kaybetmiştir. Hepimize tBaşımus sağ olsun» derken, hayatının son iki üç dakikasında Goethe'nin söylediği sözle yazıtiu bitiriyo hoca kadınlan çok sayan, onlarla oturup sohbet 1976 Dünyası rum: «Ağlayın dostlar!. Komedya bitmiştir.» Günaydın 1976,.. OKTAY AKBAL1 Evet Hayır CADI MASALLARI M tıml llkel ve tcgüdüye dayanan çocuk pedagojisinde kullanılan bir yöntemdir. Bir türü korkutucu nitelikte.. Cadılardan hortlaklardan söz ederek çocugu korkutacaksınız ve niyetüüz, anıacınız ne ıse bu yoldan yaptıracak£inız. Bugünün çocuklan bu yöntemden ne kadar etkilemyorlar. bümiyorum. Zaten özellikle kentlerde yasam öylesine değişiyor ki cadı masallan da etkınl:klerini yitiriyor kendiliğinden. Yüz yıl önce. Batı monarşilerine yol gösteren Meternich'in; özgürlükten ve eşitlik ten söz ecen bütün karşıtlarmı ihtilâlcilıkle nitelemesini, bugün i n ortaokul öğrencileri bile cid, diye almıyorlar. Zaman böylesine değişti.. Ama masaldan yine de medet uman politikacüannuz var ve bunlar her gün basında, radyoda, televizyonda bitmez tükenmez cadı masallan ile politika ortammı oluşturmaya çalışıp duruyorlar. Bugünün siyaset planınuîs pazarlaması yapılan cadı masallarmın Uk konusu anarsistler... komünistler... Bunların, devleün resmi güvenlik kadrolarının yetisemiyecegi kadar yaygın olduğu... Eski «şeTiat elden gidiyor'.» çığlıfeına ben zeyen «Cumhuriyet elden pidiyor!» ıeryatian... Ne olduğunun büinmesi önemli degil. Hangi cumüuriyet, neden elden gidiyor... bunları anlatma, tartışma gereği yok. Yalnız gidiyor diye bağrılacak .. Ve de buna müsaade edümeyeceği... kim cumhuriyeti ahp gitmeye kalkarsa ezilecegi, toz edileceği... Devlet ile bugün olduğu gibi açıkça belli kişisel çıkarların korunmasma yöneltümiş hükümet kavramlannı birbirine karıştırarak aynı biçimde tedirgin vatandaş kafalarını kanştırma gayretleri... Tehditler... suçlamalar... vatandaşın düşüncesind6 talihsiz çağnşımlar doğuran ünalı açıklamalar.. EREN HERKES BiLiYOR Ki, BÜTÜN PERİ MASAllARI, CAOI MASALLARI, GERÇEKLERi BAİKA BiR 5EY DEĞiL HALKTAN SAKLAMA BÜYÜK ÇABALARINDAN ÇOCUKURA MASA1İAR.,' ünayduı hüzfln demeveceghn buftin, gfinaydın mntluluk dl. ye seslenmek geuyor içimden... «Yannlar bizim» diyen şarkuun tüm ulusun dilinden düşmemesinin bir anlamı yok mudur? Niye birim yarmlar, nlye bizim olmalı? Biz kimlı? Biz, halkız, Türk halkıyız biz. Necati Cuflialı'nın «Ceylan Ağıdı» kl. tabında jazdığı çibi «Üstünde ne varsa onlann emefi onlann alın teri Toprağı bizim kılsn onlann halk sevgisidir Top. rağın dilidir konuştukları dil»; «Tek kusurları varsa cömertlikleridir O da vermcyi yeğ tuttuklarından Almayı bilmediklerinden deçil.» Yannlan yaratmasını bilijor artık halkımız. Önce bunu istiyor, özlüyor, bu bllince varmış da ondan.. G Cahit KAYRA tabflmek için bunu kendine göre etkin bir çare buluyor ki bol bol kullanıyor. Örneğin saym Başbakan bir kez Urfa'nın omuzımdan aktarüıp Harran Ovasına dökülecek Fırat sujoınun yaratacağı mu cizeyi öylesine anlattı ki arkadaş ları hayallere kapüdılar gittiler.. Oysaki 1975 bütçesi görüşülüyordu ve 1975 de iktidarın Türkiyeyi nasıl bir iflâsa sürüklediğini muhalefet ile birlikte aklı başmda herkes çoktan anlamış bulunuyordu. Hayallere kapüıp gidenler ise anlarılan öykünün ne kadar eski bir geçmişi olduğunu düşünemiyorlardı ve içlerinden birisi çıkıp da bu projenin neden şimdi ye kadar gerçekleştirilmediğini sormayı aklmdan geçiremiyordu. Masf4 töylesine etki yapmıştı onlarcUT.. B^fc ıbaşka bakan ise bir kez 50 bâraj yapımma ilişkin projeleri anlattı.. Ilgili idarenin her yeni bakana sunduğu basılı projeler envanteri.. kiminin adı var.. kiminin yüzeyde bir incelemesi.. bir kaçının projesi belki var belki de yok.. Ama masal bu ya.. Düşününüz. Elli barajdan milyonlar, milyarlarla metreküp sular akıyor.. Ovalar sularuyor.. Generatörler dönüyor.. kentler.. yollar.. fabrikalar.. evler aydınlanıyor gök güneşinin aydınlıklanndan üstün.. O da yetmiyor atom santralleri kuruyoruz.. ikibininci yılda... Daha cesur bakanlanmız da var. «Fiyat yükselmesi yok» masalını büyük bir ciddiyetle anlatıyorlar.. Geçen yıl on liraya aldıgınızı bu yıl çarşıdan yirmi liraya alıp eve gelmişsiniz. Televizyonda kişileşmiş bilgi, basiret ve tecrübe sizlere büyük bir vukufla fiyatların geçen yıl % 8 söylüyor. Tatlı bir masal gibi.. Inanılması ya da inanılmaması önemli değil.. Dinlemeniz yetiyor. Bu yıl daha çok ithalât yapmış olmamız.. Vergi gelirinin bu yıl her yıldan daha fazla artrnış olması.. Helsinki'de kazanılan zafer.. Ambargo skandalının arkasında gizli yatan büyük başan.. înançlar.. Sevgiler ve bitmez tükenmez vaitler.. Hiç bir fedakârlık olmaksızın.. Hiç bir darlık.. hiç bir engel olmaksızın aşılacak refah yollan... BUyük Türkiye.. 1950'den bu yana değişik öykülerle... degişık seslerle okunan masallar. artmışsa bu yıl % 5.7 arttığıra Günaydın 1976... Hoşgeidin yenl yü... Sen daha bir başkasın öncekilerden. Bir başka olmalısm, olmak zorundasın. Biı halk olarak seni önceki yıllardan «bir başka» yapacağız. Elimizle, gücümüzle, inancımızla .. Önce umutsuzluğu yeneceğiz, sonra yeni umutlar yaratacağız, daha sonra o umutları gerçekleş. tireceğiz. Artık anlıyoruz olup bitenleri, kim bizden yana, kim bize karşı, kimi iyiliğimizi istiyor, küni yiizümüze giilüp eli. mlzdekileri de alrnaya çalısıyor. Köylerden koptuk kentlere ioluştuk, yetmedi yaban ellere koşuştuk, durmaksızm arttık, milyonlara milyonlar ekledik, gençleştik gençleştik, genç bir toplum olduk. Bn gençliçi kafamızda, hiloçimizde duyuyoruz. Pörsümüş, çökmiiş kafalıları bir yana iteceğiz, kendimizi «kcnii» gücümüzle yöneteceğlz. Belki tam olarak dcçil ama, hir başlangıç. önemli bir atılım olarak bu halk bllinçlenmesinl 1976da gerçekleştireceğu. «Doğrııyu anlatmak çiiçtür Dofruyu bilmeyenr Hözleri gözleriiie kardeşçe değmeyene Oofruyu hangi dil Dğretebilir» der. Evet güçtü kırk milyonu da aşmış bir ulusa <doğru»yu anlatmak. Dogrunun düşmanlan sayısızdır. Bir doğru ortaya çıktı mı bln yanlış yıkılır glder. O yanlışı silâh yapmış, o yanlışa sığınmış, geçimini, varlığını, çücünü o yanlışa bağlamış bir yığın a&alak da birlikte... Oyleysc doğruluğa, gerçeklere karşı çıkanlann tek tutacaklan yol vardır, doğrulan söy. letmemek. yazdırtmamak, doğrulan herkesin duymasuu, bil. mesini önlemek... Görüyorsunuz toplum uyanıyor, bu bir devin silkinmesidir. Halktır o dev, ulusun bilinçlenmiş fücüdür. Lyutmuşlar, jlâçlarla, ninnilerle. yanlış övçülcrle, uyu u>ıı uyu diyerek. Kendileri gözlerini yummamışlar oysa, toplanuşlar dün. va güzelliklerini kendileri için... Sinıdl bu doçnıluk düşmanları biliyorlar, yok olmak, silinmek, ya da ötekiler gibi İMlirli bir çizgiye inmek, herkes kadar pay almak, bak almak jününun geldiğini, yaklaştığuıı... Yeni yılm Uk gününe şiirlerle glrdim. Ne yapayım, ben de Baudelaire gibi düşünürüm: «Bir insan yirmi dört saat ctaneksiz kalırsa ölmez, ama, ştirsiz kalırsa, yaşayamaz.» Bir şair sözü!.. Yıllarca şiir okumadan yaşayanlar, hatta şiir nedir bilme. yen yığınlar var dünyada. Ama bunlar gerçekten yaşiyorlar mı dersiniz, yoksa bir insanlık dışı yaşam mıdır çektikleri, ka> rın tokluğuna, bazı zaman karın açlığına. Niye? şiirsiz kaldık. lan, şiir nedir bilmedikleri Için diyecpğinı... Şiir derken, yaşama, tad, anlam. güzellik veren tüm değerleri anlatmak lstiyorum, sanat, kültür, bilim, hukuk, insanlık, hepsi hepsi... Bakın Kemal özer, «Bir yol aynmındasm» diyor okurlan. na, bize, size: «Ama kendi içinde boğan kendi sesini güciinü başkasının gücüne katnıayan sana sesleniyorum, bak avuçlanna» diyor «Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya» adlı kitabında .. Hepimiz katılmalıyız yaşamı savunma savaşma, hepimiz. Şair, yazar, memur, işçi, aydın, öğrenci, köylü, kentli... Bu yaşam bizim «tek» yaşamanuzdır, başkası yok, olmayacak. Öyieyse ya>am savaşında zaferi kazanmak gerek, bu yol. da tüm çabamızı harcamak gerek... Hoş geldin 1976, yeni bir günün eşiğindc, günaydın yenl yıl... Bu ülkede «yeni» şeyler bekliyor seni. Eski toplum de|U kar, şındaki... Düşünen, duyan, anlamak Isteyen, çöziimJemek Jsteyen bir halk var karşında... Ne demlş özer, «Herşeyin Wr neVleni vardır» şilrinde, iştc öyle, iste öyle... «Bakanm, kökleri derin vc çetrefil ne nedenini bulmak mümkün ne savaşmak tek başına el ele vermeli, derim, o halde çöz^ meye uğraşanlarla aynı düğumü..» yılın gelirinden olduğunu, öteki kısmının ise başını alıp giden enflisyonun fiyatlan bu ölçüde yükseltmesinin eseri olduğunu saklamaya çalışacaksımz kamuoyundan.. Ödemeler dengesindeki açıklarm nedeninin doğrudan, yılını doldurmavan iktidannızm e?eri olduğunu ve bunun Türkiye'yi devalüasyona sürüklediğini de açıklamıyacaksınız. Bütçe açıklan yolu ile, ya da kamu iktısadi kuruluşlannın akıl dışı fiyat politikaları yüzünden oluşan enflasyon vergisinin halkı durmadan nasıl fakir ve zengini nasıl daha çok zengin ettiğini, bile bile, görmemezlikten geleceksiniz. îşsizliğin arttıgını, ticaret erbabının kârları alabildiğine artarken üretimin azaldığını söylemeyeceksiniz. Aklı başında iş adamlannın uyarılanna rağmen bu rastgele gidişi frenleyecek ted birler almayacak, tersine yangına körükle gideceksiniz. Gümrüklerde, demirden alınan vergiyi 0 dan •'o 38'e yükselterek bir anda yüz milyonlan halkın cebinden stok çulann kasalanna aktaracaksına da 800.009 memur aileeine ortalama ayda iki yüz lırayı geçmıye c«W 'Vti' eic 'g'ellrt 'esirgeyBceKsiniz. Bir kat sayı 5 milyar eder, bunu da veremem diyeceksiniz. Oysaki bu 5 milyann 3.5 milyannın dolaylı dolaysız vergi olarak Hazineye döndüğünü bilenlerin yüzüne baka baka boyle konusacaksınız ve bu acımasızlığınızı ilân ederken o 800.000 aileye vermediğiniz dört beş kilo et parasının milyarlarla fazlasını yabancı şir ketlere... Stokçu tUccara... Lâstik karaborsacılarına... Çiftlikler, yüz lerle, binlerle dönüm arsa kapatan açıkgözlere... Türkiyeye değil aslında yandaşlarınıza, bedelini Türkiyenin, Türk halkının ödeyeceği kısa vâdell dış borçlan sağlıyan tefecilere vereceksiniz... Bütün dedikodulan ile... Ağzınızdan düşürmediğiniz Cumhuriyete, millete gelecek yıllarda altmdan zor kalkılacak yiUcler bırakarak... ve de durmadan cadüı, perili masallar okuyarak... Hangi masallan söylerseniz söy leyiniz saym ve sorumlu devlet adamları.. Bu kuşağın insanlan uyumayacak.. Ya da hangisini ne kadar uyutabilirseniz, büir.iz ki ancak bir belli güne kadar ve de biç bir aynntıyı unutmamak üzere... artışın blr lasmının bir önceM Atalanmız demişler ki: « Her iş'te bir hayır vardır.» Teselli sözii miidür bu? Yoksa blr evren gerçegln! ml yansıtıyor? Sözgeüşi 191â'te Yıınanlılar Izmir'e çıkmadan önce, İngUizlerin ünlü Churchill'i çırpınmış duımuş: Aman, demiş, sakın Yunan ordusunu Anadolu'ya çıkarmıyaüm. Bu eylem. tepkilerini de hızla oluşturacak; Türklerde milliyetçilik skımlarını geliştirecek; direnişinl yaratacaktır; bu yanlıştan sakınalım. Gerçekten de öyle olmuş; Kemalist hareket, emperyaüzmin planiarını bozmıış Tiirkiye'de... Peki. şimdi şöyle düşünebilir miyiz: Oh, oh! öyieyse pek İyi olmuş da Yunanlılar Anadolu'ya çıkmışlar'. adam kesmişler, zulüm yapmışlar. Eğet bu etki olmasa, tepkisi de oluşmıyacakmış. İnsanın düşünen hayvan olduğu yolunda bir tammlama vardır; ama yukarıdaki türde bir mantığın, insanca dcğil, hayvanca sonuçlara doğru bizi sürükleyeceğinden kuşkumuz olmasın. Çünkü bu tür bir mantık yöntemiyle yeryüzündeki bütün gerici eylemlerl, kaıılı işlemleri, insanlık dışı olayları övmek olasıdır. SömürKecilik de olumlu sayılabilir bu açıdan bakarsak Çünkü gerl filkelere el koyan sömürgeciler; binlerce yıldan beri Afrika ve Asya'd» durgun sular gibi yaşayan toplumlan sarsmışlar. Sömürgecilik, karaderili yıpınlan ezmese, hırpalamasa, silkelenıesc; Afrika'nın kurtuluş rylemleri başlayabillr miydi? Portekiz iyi kt Angola'nın lliğini sömürmüş, kemiğini di«lemiş; Angola'da ve öteld Portekiz sömürgelerinde bu zulme karşı direnme başlamıs; etki • tepkl zincirinin halkalan Lizbon faşizminin bojnuna idam ilmiğl fibi ftçmiş Ne dersiniz? Atalanmız haklı mıdır? «Her lş'te bir hayır var» mıdır? Yoksa eskiden İnsanlan teselli etmek; şimdi de uyutmak tçin, bazı açıkRÖzler, gerçekleri çarpıtarak olaylan yorumlamak çabasında mıdırlar? Diyalektik mantığın öğretisinde tez ile antitez zaman içinde blr yeni oluşumu gellştirdiğinden, eskilcrin, «H*r tş'te blr hayır vardır» tevekkülünü de^Tİmci bir düşünceymlş cibi piyasaya sürmek kurnazlijhna sapanlara ne ad vermek gerekir? Sözgelişl Süleyman Demirelie ülkemizde dornğuna çıkan dışa bağımlı sermaye egemenliğine övçü düzen solculanmız bulunduğunu biliyoruz. Gelsin kardesim yabancı tekelieri; Türkiyede nzantılannı, kumpanyalarını fabrikalannı olujtursunlar; bn oluşum işci yığınlannı geliştirecek; Işçl yığınlan gelişti mt, emekçinin ideolofisl ö|retisl de yayılacak blr taban bulacak; derken eTendlm. mutln ve güzel yannlann ve yeni bir düzenin temeli böylece atılnuş olscak öyieyse? Yasasın Süleyman Bey! Çünkü dışa bapmlı sermayeciliğln çarkmı en hızlı l«leten Süleyman Beyin ta kendisidir: sömürü ivmesini yükselten akımın lideridir. Türldye'yl kapitalist dünya Ue bütünleştirmek İçin dösenmiş DP • AP kulvanmn bn yaman koşucusu, sağı geliştirdiği tçin sol tepklleıin sosyal cüçlerinl yaratmaktadır; ve bu nedenlcdir k i : Şak, şak, şak... 1976 yilına girerken, zaman İçinde dünya ve ynrt olay» lanna nasıl bakacağımız, çevremlzi nasıl değerlendireceğimiz, giincel bir sorun nlteli|1ne erişmiş bulunuyor. İnsan dü?ünen bir hayvansa, düşünmenin de kurallan vardır. İlk çağlardan beri mantık araştırır bu kurallan... Yirmincl Yiiz.nl insanı, nasıl düsunmesi gerektiğini öğrenlyor çofn ülkede... Cezayir'de, Vietnam'da, İtalya'da, Angola'da, Fransa'da. ŞUİ'de, Anadolu'da, Yımanistan'da, Dofar'da, Yemen'de dünya olaylarına bakarken »ynı yöntemlerl kullanan; ya da eylem koşullannda billaç ışj^ma tuvusao çağdaş Insanlar artık kül yutmuyorlar. Ama kül yutanlar yok mu? Çooook... fyanış kolay olsa, Yirmincl Yüzyılın son çeyreflne jtrerken dünyanın yansı açlıktan kıvranır mıydı? SHSh ttcaTeti bunca milyar düıeylne erişebllir miydl? Türkiye'de Anadolu'nun yoksui köylusü sırtına bindtrUmek Istenen hir kalkınma yöntemi çeyrek 3$zyıl çeçcrti kalabillr miydi? • Halkların uyanışı, insanın sBmüruye karp bflinçlenmesiyle eşmniamlıdır. Bu anlam kavranıncaya dek, sSmürucüleriıı övgüsünü yapanlar da bulunacaktır elbet... özgiirlük için, İnsanlık İçin, mutluluk İçin; «ömürüye karşı. znlme karşı, emperyalizme karşı varfücümüzle çalısmak düeğiyle 1976'ya başlıyalun. Atalatımoan dediği gibi, her is'te ve her yeni yılda blr hayır vardır. • Gerçekler Aklı eren herkes biliyor ki bütün bu peri masallan, cadı masallan gerçeklerinalltten .^ saUama çabaiarmdan başka bir şey değil. Büyük çocuklara masallar.. Yatınmlar 1975 yılında gerçekleşmiyor mu? Gerçekleşiyor diyeceksiniz ve on ya da yirmi yü sonraiıiıı yatırımlannı anlatacaksınız. Kıbns politikasuıda basansız m:sınız? Bes yüz yıl önce cedlerirüzin kazandıklan bir savaş sergilenecek. Geçınme endeksleri • 25 yükselecek, » fakat slz kamu kuruluşlannın Urettikleri mallann fiyatlannı nasıl indirdiğinizi anlatacaksınız. Bu ındtrimin halka yansımadığını, aracmın ve tüketim malı üreten isadamının cebinde kaldığını söylemiyeceksiniz. Tabii kamu kuruluşlannın ürettikleri mallann fiyatlannı, başkasının cebinden harcar gibi indirdiğiniz zaman, bunu halkın ödediğini çünkü bu indirimlerden doğan açıklann vergilerle kapatüdığını söylemeyeceksiniz. Bu yüzden bütçenin nasıl açiK verdigini, açık bütçelerin Merkez Bankasından yapüan enıisyonlarla kapatıldığını ve bu yüzden enflasyonun körüklendiğini anlatmıyacaksmız. Vergi tahjilâtındaki artış olayının gensinde yatan gerçekleri ve îaciayı da söylemiyeccksiniz. Bu VEFAT Emekli Servis Jeflerimlzden Cadılık uygulamalan Bu cadı masallarma çeşitli ölçülerde cadılık uygularnalan da ekleniyor. Çağdaş yöntemlerle tabii... Çocuklar pencerelerden aşağı atılıyor.. ögrencüer otobüs duraklannda ellerinde kitaplan bekle^cen kurşunlanıyor.. Kiml buyruklara uymadığı için.. kimi de uydugu için... Aslında böylece masalın gerçekçiliği belirlenmiş oluyor. Cadı masalınm bütün çir kinligini, uygulayarak gerçek olduğunu gösterme çabası ve amaç masalı anlatanın toplumu istedigi noktaya getirmesi. Toplumu daha ağır bunalımlara sürükleme, alabildiğine tedirgm etme tak tiği... Cevat RAYNA'yı 31 Aralık 1975 gunü kaybetmi; olmanın üzüntüsü içindeyiL Kederfl ailesine ba^sağlığı dileriı. TÜKKiYE İ5 BANKASI A j . Genel MÜDÜRLÜK Yerü Ajans: 29 15 Mirasçılık ilânı İSTANBTJL 13 ÜNCÜ SULH Ht!K€K HÂKtMLlĞtNDEN Sayı: 975/119 Tereke. Karagümrük Nakkaş Sai sokak 3/2 de ikâmet etmekte iken vefat eden Raciye Özaslan mirasçılarının işbu Uân tarihinden itibaren 3 ay içinde mahkememize müracaatlan aksi halde ilerde zuhur edecek mirasçılann istihkak haklan mahfuz kalmak üzere müteveffaya ait terekenin hazineye devredileceği M.K.'nun 534/1'ci mad desi gereğince ilân olunur. 17.9.975 (Basın: 10505) 12 îstanbul 9. icra Memurluğundan: GAYRiMENKUL SATIŞ ÎLÂNI Dosya No: 1974/446 îstanbul Fatih Sofular mahallesi Simitçi Şakir sokağında kâin 182 pafta, 1090 ada, 67 parsel ve 251.44 M2. sahalı altmda iki dükkânı olan kârgir iki evin 30/320 arsa paylı A Blok 4. kat 10 No. lı dairesi haczedilmiş ve ipotek alacağı fazlasına şamil olmak üzere açık artırma ile satışa çıkarılmıştır Imar Durumu: Belediye îmar Müdürlüğünün 4.2.1975 günlü belgesine göre: H = 18.50 Mt. irtifaında, krokide taralı kısımda, bitişik nizamda inşaata müsaade edildiği bildirilmektedir. Evsafı: Gayrimenkul Aksaray'da Migrosun arkasma düşen Simitçi Şakir sokağı üzerinde 22/1 kapı No. lı GU]ap apartmanının 4. cü kat 10 No. h dairesidir, daire girişi antre ve ön kısımda bir salon vardır. Bir antre kapısı ile arka kısma geçilmektedir. Arka kısımda iki oda banyo ve WC. bulunmaktadır. Mutfak da girişin karşısındadır. Salon ve odaların zemin kaplamaları Marley, diğer kısımlar karo mozayiktir. Elektrik, su mevcuttur. Muhammen değeri: İkiyüz bin liradır. Ihaleye iştirak İçin mulıammen değerin "a 10 tutannda teminat verilmesi lâzımdır, ihale pulu, tellâliye resmi, tapu harç ve masralı ile tahliye ve teslim masrafı alıcıya aittir. İlk açık artırması 10.2.1976 salı günü saat 10'dan 10.45'e kadar İstanbul'da Sultanahmet'te Adliye Sarayı 9. Icra Dairesinde yapılacaktır. Açık artırma şartnamesi 25.12.1975 tarihinden itibaren açıfc olup isteyene 200 K. posta masrafı verıldiğinde bir sureti gönderilecektir. îlk açık artırmada teklif edilen bedel, muhammen değerin °.« 75'inl bulmadığı takdirde en çok artıranın taahhüdü bâki kalmak şartı ile artırma 10 gün uzatılarak onuncu 20.2.1976 cuma günü saat 10'dan 10.45'e kadar yine îstanbul'da Sultanahmet'te Adliye Sarayı 9. İcra Dairesinde yapılacak ikinci açık artırmada riiçhanlı alacaklılar alacakları ile vergi borcunu, emlâk vsrgisini, kıymet artışl vergisi veya teminatım, satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunacaktır. îpotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin haklarını, faiz ve masraîa dair olan iddialarını, dayanafı belgelerle onbeş gün içinde icra dairesine bildirmeleri icap eder. Aksi halde hakları tapu sicilli ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla bilgi almak isteyenlerin 1974/446 dosya numarası ile memuriyetimize müracaatları, alıcıların satış yerinde ve zamanında hazır bulunmaları ilân ve ayrıca: Bolu Sümbül sokak Bahçelievler 14/B de adresi meçhul ipotek alacaklısı Hayrettin Yıldırım'a da satış ilânı tebliği yerine kaim olmak üzere ilânen tebliğ olunur. 17/12/1975 (Basm: 10494/10) Peri masallan Peri masallan ise bir başka tür... Amaçta birleşiyor cadı ma salları ile, ama bu türde korkutucu etkenler yer almıyor. Tersine dinleyene yine cadı masallarında olduğu gibi gerçek dışı ama bu kez tatiı bir düş yaşantısı anlatılarak onu meşgul etmek uyut mak mı ya da ba*ka ne yaptırümak isteniyorsa onu yapmak... Politika alanmda şimdiki iktidar toplumun gerçekle üişkisini azal DiYARBAKIR ÜNiVERSiTESi TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN: Asistan Alınacaktır Fakültemizin aşağıda bellrtilen kürsülerine asistan alınacaktır. İsteklilerin yabancı dil dallannı belirtpn müracaat dilekçelerini 9 ocak 197a cuma günü mesai bittt;jne gadar Dekanlığımıza vermeleri gerekmektedir. Sınav 14 ocak 1976 çarşamba günü yapılacaktır. Duyurulur. Kürsü: Kadro adedl: DEEMATOLOJİ 1 RADYOLOJt 1 llgill mevzuat: 657/1897, 1750 ve 1765 sayıü Kanun Hükümleri.. (Basın: 28790/13) Makine Mühendisleri Alınacaktır Birleşmiş Mületler Kalkınma Programı özel Yardım Fonu ile Sanayl ve Teknoloji Bakanhğının Gaziantep'te müştereken kurdugu küçük Sanayi Geliştirme Merkezi Gaziantep Pilot Projesinde Birleşmiş Milletler uzmanlariyle birlikte çalıştınlmak üzere, askerlıginl yapmış, İngilizce diline vakıf ve sahalarında asgarl 3 yü tecrübeli Makina Mühendisleri alınacaktır. Makina Mühendislerinin imalât sanayiı sahasında, tecrübeli olmalan şarttır. Çal^ma yerl Gaziantep'tir. Ücretler yüksek olup, teo rübeye göre tesbit edilecektir. İlgi duyanlarm 8 ocak 1976 perşembe gününe kadar doğum tarüıi ve yeri, mezun olduklan okul, mezuniyet yılı, daha önce çahştıklan yerler ve diğer önemli hususları bildıren Bir dilekçe Ue Sanayi ve Teknoloji Bakanügı Küçük Sanatlar Dairesı Reisüğine (Ankara) başvurmalan rica olunur. (Basın: 28734/5) ÇIKTI ÇASOAS YAYiNURI Menkul Satış îlânıdır Kadıköy İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğundan: (975/19 Satış) Mahkememizee verilip kesinleşen izaleyl şuyu ilâmına istinaden Kadıköy Zühtüpaşa Mahallesi Yoİ Sokak Melodi Apt. No: 4, Daire: 5'teki 10.000 lira muhammen bedelli 37.78.48 No.iu telefonun intifa hakkı satışa çıkarılmıştır. Satışa çıkanlan telefon Ali İrfan Tüzün adma kayıtlı iken vefatı sebebile veraseten mirasçılan Atilla Tüzün ile Hayriye Hamdune Tüzün'e intikal etmiş halen bu mirasçılar adına kayıtlıdır. 37.78.48 No.iu telefonun birinci açık arttırması 22.1.1976 perşembe günü saat 11.00'den 11.30'a kadar yapılıp Muhammen bedelinin yüzde 75'ini bulduğu takdirde o gün müşterisine ihalesi yapılacaktır. Aksi halde en çok arttıranm taanhüdü bski kalıp ikinci açık arttırmasjrun iss 30.1.1975 cuma günü aynı saatte (Kadıköy îkinci Sulh Hukuk Maftkemesinde) satışı yapılacaktır. îhale pulu. tellâliye resmi müşteriye aittir. Fazla bilgi isteyenlerin 975/19 satış sayısı ile Kad'.köy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Başkatipligine mUracaatları, alıcılann ise yazılı gün ve saatte Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde hazır bulunmalan ve yüzde 10 nisbetınde teminat akçelerini teslimi vezne etmeleri îlân olunur. 23.12.iy75 (Basın: 10484/9) SALÂH BIRSEL îstanbul Telefon Başmüdürlüğünden Bildirilmiştir Pendik X Bar Santralına ilâve edilen 2000 aboneHk telefon santralımız 27.12.1975 tarihinde saat 14.00'den itibaren faaliyete geçmiştir. Saym halkımıza duyurulur. çur ve Cînayet fMMTAT « HMT OSMM R Ç U t OBKUOM* Fiyat ı ıs lira tsteme adresi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Ca^aloğlu Halkevi Sok. no 3941 İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear