25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 13 Eylül 1975 YZDt Yaşar Kemal: "Neden çocuklar insandır? «îlkta hikâyevle basladîm ben. llk htkSyem Pla Hlkaye, iklnciı Bebek hıkâyesı. Bebek hıkâyeslnl Cumhurıyet'e getırdım. Cum ıurıyet'te, aşagı yukan Turk basmında da, ilk çıkan yazım «lur. On gun tefrıka edılmıştt. B e n a s l ı n d a ış ara nak ıçm başvurdum Cumhurıyet'e. Nadır Nadı, benım bu BebeK ukâyesım sanırsam okumuş, benl Cumhurıyet'e roportaj vazarı ılarak aldı Bır çeşıt raslantı gıbıydi bu Sonra ıster ıstemez ro x»rtaj benım ışım oldu » Basına gırışmı, roportaj yazan oluşunu boyle anlatıyor Yaşar iemal Son roportajı Çocuklar însandır ıjstune sorular joneltme len önce, kısaca geriye dönmek re zamanla binkmiş kımı soru şaretlenne de karşüık aramak gereğını duyuyoruz. Hepsı de Cum ıumet'te geçmış. onıkıonüg yülık başanlı bır gazetecilık donemı ar Yaşar Kemal'ın. Yurt sorunlannı genış bıçımde ele alan dız oportajlan goze çarpryor bu donemde özellikle. Sonra uzunca bır lonem gazetecıhkten de, rdportaj yazarlıgından da uzaklaşmış ol iuğunu goruvoruz. Ancak bırjtaç yıl once, Denızler Kurudu roporajıyle yenıden donmüş bulunuyor eskı uğrasına Şımdıyse Çocuk ar tnsandır'la karşımızda. şınıp bltmesiydi Bunu ele afthm. TUrk hukümetlerl, hatta TUrk halka egılmıyordu bu soruna. Şımdi bıle eğümiyor ya.. Oysa Türkıye yılda 1,5 mılyon artıyor. Topragı ıse her gün bıraz daha ölüvor. Tanm sorunu çozulmeden hıçbır ülke uygar olamaz. Sanayi, toprak sorunlan çozülmuş bır Ulkede kunüabıltr ancak. Aslolan topraktır. Sanırsam 1953'te yaptım o rdportajı Bugun de dunım değışmedi Turkıye'nın en buvuk sorunu bu. Düzensız bır toplu muz bız. Bu duzensız toplum somurüyor her şeyı, kınp geçinyor Orneğın bır tane balık tutuyorsa bın tane balığı ölduruvor. Kuçü cuk bır toprak parçası ıçın koskoca ormanı yalsmaktan çekmmı vor. Toprafa bakılması dunyanm da bır sorunu, ama Turkıye'nın kı gıbı olum kahm sorunu değıl Turkıye gerçekten uçurumun tam kıyıcığında Yanı bıttı bıtecek, oldu olecek Turkıye Bırleşmış Mıl letler'ı alalım Ömeğın Kıbns savaşı çıkıyor. Küçük bır sorun dun vamız ıçın Araya gırıp hemen durduruyor Bırleşmış Mılletler Turk hükumetlennın Türk halkıyle birleşerek üzerınde oturduklan topragı yok etmelenne kımse aldırmıyor. Bugun Turkıve'de «osyalızm başladığı, duzenlı bır toplum olduğumuz zaman, Turkı ve'nın toprağını dırıltmeye başlasak, ancak ellı, yuz vılda ypnı bır toprak parçası yaratabılinz Boyleslne büyük blr sorunu Turkıye' de ılk olarak. en etkın gazetelerden bınnde verdığım ıçın, ustelık Maraştan, Gâvur dağlanndan Bandırma'ya kadar ormanlarda Rı ze'den Istanbul'a kadar kıyılarda gerçeğı yaşayarak avdmlanmıza, halkımıza ıletmeve çahştığım Içın ılgı gordu roportaılarım • «Tur olarak roportajın garetecilikte ve edebivatta yerl nedir?» «Benım ıçın sanat blr yaşam renginleşmesidır Insan yaşayarak dogayı, ınsanı. doğa ınsan Uişkısıni, insan külturunu, ınsanm ınsanlığını yapan ne varsa onlan ogrenır Bır insanın vaşaması kısıthysa, benim ınancım o kı, sanatı da kısıtlıdır. Ilışkılerle, doğa İnsan lllşkllerlyle İnsan glttıkçe zenginleşlr derinlifine vanr insanın. Roportaj >apmak, bu olanağı sağlıyor, yaşamayı sağlıyor. Ben hıçbır zaman not almam. Yasamama bırakırım her şeyı. öğrene cek kadar yaşamamışsam, olaylan kendı benlığime sındlrememış sem zaten o roportaj olmayacak demektır Not almak ise yaşama yı engellıyor Nıçın buyuk roportajcılarm hepsı buyuk romancı lardır' Kessel, Hemıng\vay, Ehrenburg, Sımonov Şolohov, daha ne kadar roportajcı sajsam Malaparte dışında bunlann hepsı dunjamızın bu>uk romancılandır aynı zamanda Nedenı şu Ro portaj bır fotoğraf sorunu değıl haberden avnlan yanı da o Roportaj, olaylan buyutmek, şışırnek deşil Roportaj olaylann ger çeğıne ınebümek Gerçeğe ınebılmek de ancak o olayı, o dunyayı vaşamak, yasadıktan sonra yaratrnakla mumkundur Roportai da hıkaje gıbı, roman gıbı herhangı bır sanat yapıtı gıbı bır yarat madır Gazetecüıktekı yerıne gelmce, bugun dunva gazetecılığınm ıkı dayanağı var. Bırl haber bın roportaj Roportai gıttıkçe onem 1 kazanıyor Haber nedır" Bır kabuk, gerçeğın blr golgesı. Oysa roportaj, dermlığıne varmaktır gerçeğın Ornegın ıkl gazeteyı tanı yorum, Le Monde ile Guardıan MuhabiT hemen hemen vok. roportajcılardan kurulu Le Monde'un kadrosu, bır de yorumculardan Çunku haberlerı dunya ajansları venyorlar Doğrusunu, iyısını, kendıncesmı seçerek Gerçek gazetecilık burdan sonra baslıyor Haberlerın ıslenmes nı ve >ommlanmasını yapanlar da yorumcu larla roportajcılar Onun içın dunyanın butun cıddı gazetelermde roportaj öne geçmış dururnda » Kemal ÖZEB klye'de demokrasinin yerleşememiş olmasında görüyor. Bır olaym roportajı japıldıgı zaman bmuk gerçekler çıkıjor karşırnıza çunkü. Cstelık bunun yayılması otekı sanat vapırlan gıbı sıniTn değıl, vuzbınlerce okura bır anaa ulasabılıyor Yaşar Kena 'e gore, t Turkıve demokrası adı altında ortulu bır fasizmle vonet lmek edır. Bu, kıtap toplatır Turklye'de Hıçbır duşunceye cevaz vermez KItap vasaklama",a olanak bulamaz^a kıtaDCja haber salar, sattırmaz Yajıncna lıaber salar, bm tane bas, onun da yansını aagıt•na d'\e Cterçeam gosterılme^ını ıstemez. Uzunca bır donem roportaj yapmamasını Türkıve'nın bu durumuna baglayan, ıtıpor*at yapmava can attıgı halde bıçbır ?azeteden on°rı şelmevı=ıne desınen Ya^ar Kemal eskı çalısnalannın da ancas Camhunvet »'bı bır »azetede Vadır Nadı ve Cevat Fehmı gıbı lıberal msanlarm kanat germesıyle bırtakım yurt gerçeklerının ortaya dokülmesıne \srdimci olabıldıginı behrtıyor. Nitef kım ullar sonra vme e^kı gaze esınden onerı gelmiş Nadır Nadı' nın onerısı uzerıre Ço<uklar Insandır'la yenıden roporfaja donuş \apmasi mumkun olmus. ^slolan topraktır «Ilk roportajlann bfiyfik ilgt gormSştö. Ba ilginln ttsvnagı neydl sence?» «Basında o zamanlar gerçekten rbportajcı kıtlığı vardı, sonra >le aldıgım konular o zamana kadar Türk basuunda gorulmemış tonulardı. Örnegm Dogu Anadolu'dakl yeraltı koylerını verıyor3um kı halk arasında, aydmlar arasında soylenenlerl ben gun ışı *ma çıkannca çok ilgl topladı. Sonra orman röportajlan Turkı>er.m o zaman '"c 11 13 ormanı vardı Topraklar bu yuzden olume jıdıyordu Sorun, Türklye'nın ormanlanyle bırhkte toprağının ta Çocuklar, ayn bir insan türü değildir «Seni bn röporta)ı vapmava îten etkenlerl açıklar mısın?» «Benım romanlanma hıkavelerme baka'san, agırlıgı olan iki ınsan tıpı var. Bın çocuk'ar, bın vaşlılar. Ben çocuklan çok seve» rım Onlan anlamava calısırım sevrrekten daha çok Bpn çocuklara çocuk gıbı davTanmam Bır çocukla ilişkım, dostlugum, arkadaşlığım varsa, o benım arkada^ımd r, çocuk değildir. Çocuk gıbl bakmam Ayn bır ınsan turü gibi bakmam Niye bu boyle' lnanmadım hıçbır zaman çocuklann. ınsanların çocuklara davrandığı g bı çocuk olduklarına BasbavaŞı msandır onlar Çok sevler öğrenmemıştir daha, zenglnlığı azdır vaşlanmış insanlara karşıuk, daha az yaşamıştır, ama dupeduz ınsandır. Analann babalann çocuklara yaptıklan ınamlmaz bır nılüm benim İçin. Ayn bır yaratıkmış gibi bakıyorlar Korkunç baskılar yapryorlar. Baskılar, dayaklar, oğutler canından usandınvor çocuklan. Ya da şımaruyor» lar şefkatle, oksamayla Çocuk, ınsanlıktan çıkıyor her iki bald» de Yıne benım çocuklarda saptadığım blr şey var, butün çocuklar evlerden kaçmak ısMvor. Benım bu bir arasarmamdır. Derinligıne Indigln zaman her çocuk, bır eli yağda blr eli balda bıle olsa, kaçmak lstiyor. Çocuk, dünyamızda rahatsu bir kışıdir. Bu, dünyamızm da bır sorunu Bu kadar köttl yetiştbılen, bu kadar köru davramlan tnsanlar büvüdüklerl zaman yannı oluyorlar. S v vaşlann, kötülüklenn nedenlerini ararsak, temelde, çocuklukta ın»anlann başlanndan geçenler karşımıza çıkıyor. Blr gün dunyamıa gerçek bir banşa, insanca bir yaşama kavuşacaksa çocuklara davranışımızın değısne'îi gerekıyor. Bu, dünvamn hiçbir yanmda sanırsam yapılmıyor Dunvadaki egıtım düzeni de berbat bır duzen. Dünyayı bgreteceklerı tnsanı ögreteoekleri verde dılnyayı ve Insanı ezberl»tıvorlar. Nasü olmalı? Elbet egıtimciler ugTaşıyorlar bunun Üstünde Bır Pesralozn cıkıvor br adım Heri atabılıvor. Ezberletmek vertne gostermek hiç olma?sa Ama bır gun msanoglu gerçekten ıyi blr dünya kurarsa tek gıdecegi ver, ezberci ya da görerek eğınm degıl, vasayarak eğıtımdir » Soz, yaşavarak egıtıme gelınce, bızdeki Köy Enstltulerini anv yor Yasar Kemal. Böyle bir egıtım düzeninfn ortaya çıkmasmda geleneksel Turk edebıvatmın rolü bulunduğımu öne sUrüvor. Çunku bu edebivat yaşayarak gelişmış bır edebıyattır. ömeklendınrsek, Pır Sultan'dan DadaloğluTıa kadar, etkisi bugün hâlâ süren tüm ozanlar, ıçinde bulunduklan yasamm sesi olmuşlar, yazgılannı topluma baglamışlardır. Çunku Anadolu boyuna çatışan, çidıp gelen, başkaldıran insanlann toprağıdır, sürekli hareket halmdedır. Venmlılığı olçüsunde büyük sömürülere uğramıştır. En durgun çağda bıle Anadolu ozanlan başkaldıran insanlardır bu yuzden Karacaoglan bıle, cYeme el malını er geç verirsin / îğneden ıplığe sorulur bir gün» dtyebılıjor Onun ıçın bu gelenekten, yasavarak ofrenebılinz dunyavı dıyen bır egitım düzeni gelışebilivor. Yaşar Kemal, boyle bır kaynaktan beslenmiş olan Köy Enstitülenne egıtım gelişıminde çok önemlı bır aşarra gözüyle baktıgını belirtiyor. Türkiye, örtülü fasizmle yönetiliyor Ülkemi7de bu gerçeğın anlaşılmad'ğını Türk gazetecılığının röportaja gereken onemı ^ermedığını, bu vuzden de tur olarak roportajm gelışemedıgını so>luvor Yaşar Kemal Nedemni de Tur Günümüzde Türk Şiiri üstüne bir sorusturma SANAT EDEBİYAT Gıinümüz Turk şürınin kuşaklardan ve ajm sanat anla3nşlanndan gelen dort ayn temsılcisi kendılerine yönelttiğimız sorulara verdiklen karşıhklarla bugünkü şiirimizin geniş bir panoramasmı canlandırdıiar. îki 02anın cevabma bugun, obur iki cevaba da önumuzdeki hafta yer reriyoruz. Sanat Edebiyat sayfasında, daha sonra yer alacak yeni soruoturmalar bu başlangıcm getirdiği genel çizgileri zenginlestirecek s^rin ayrıntıları ve ozel sorunlan uzerinde de duracaktır. Şıirle ilgılı soruşturmamızı roman, hıkâye, eleştiri gibi türleri ele alan sorusturmalar da izleyecektır. Sanki dünya gül bahçesiydi tlk îürinlı 1925 yüında (iktıguu gore ^.ır sanatımızjıı 50 julıK emekçui ve yaiua tanıgısınu. ^>ııre bsşladığınu yülarda l'utk şııruun forunumu urydi? Zanıan içınde ne gıbt dejışmeıer \t gelışmeler gostertlı? Ben şure başladıfımda şltr aıuıyamıza Hecetüer egemendi ndşaca ımmıar Haut Faorı, ürnan Seyfı, Enij Behıç, bır ae >enı kanat alı^Urmsya başıaniLj Faruk Naii» baçlıcm Lnza1ar arasındAydı. Bu sonuscusu >,o)t genç oldutpı halda aruzla ua i'aziyor, aocaJı beca funnde curenıyordu. Faruk Nafıs dışınualu Ueced fairlerd* L Dunya &ava$ınâaıı a«rpm« TurancılıJc nJrrnıru" jBOkılAH g o luluyordu. 1W<U blrdenbue ütekı Hecacllen garkle burakan laıuic Naiızın hoceyl güçlu bıı,unae ltullaruşı, yaogınU aşlc şıırierl yaıma»ı, çavresindt peK s,olc OKuyucu topladı. O, şurı.nızın »ultanlıiırıı rürdOrtlr v« aepımizı etiusı altınd» tnrakırn.en, Sıvaa Ogretmen Okuıonu<in ızıruı olarak Lsunbula geiıiu^ıım AJtademlye gırmes ıs.juraum. Ist&nbulda iu.ui.La .^ıaum. Param bitü, ao&agd aUfiunı Bır istanbul berau v u nuıi btu;inaaa gegebıleces nerçey b&u<i oa çarptı. Sultan&u.ııet canuuun heıalannaac bt^IU yatacak yer buıamadım uenı bu auzene karşı olmayo ıma en oneınli ya+ayış dönem.eı mıaen oırı da budur. Bu üuueuıaa Faruk Nalız den tüâa &.uptum. Baudelaıre'uı, Petofı lun etiusi aıtında kaldım. Acı şıir1er yazdım. Bu donemde.ii şur lenmden bırkaçını Servetuununu yöneten halit Panrı>e goturduan. Ilgmç buldu. 19.48 ue oırkaçı çıktı. Bu sıralaroa bıraz oa Durjuva devrlmuun uısancıia yoneauş havas.uaa «Koym efsndunızaır» paıuuısırun eiK.sınde *<uan kımı %aıri9r Anadolu furlerı de yaz.>urıaraı. Alman emperyallznunln eıek lerındea Turlc düşüncesıne aıtî.arümış ütopya tonumları IUIK devrımımn Turk halkına, TurK topragına verecegı rahrcctin uzerlnae zararlı auman olarak dınleniyordu. Karuk Noiiî J I Turan ütopyaiindan arırunjş, Anadoluya baglanRuş, bır a»t m bulaşıcı ozıemlenyle dopooiu, duygusal şurlerı Anadoıunun kurkunç yalnızlığını, sar^p sızlıgını dJjuruyor, o oiısUz tuprakları sevaırıyorau. ^ e yaauc iu bıuaal Kurtuiuş Savaşı keııdı ıdeoıojısuu geuremenu*tı. Ancak burotvro laıın cılız saiala nndakı skOi»stık duşunce kııınLilarıyla yeıınıujordu. Çılelı Anadoıunun sijısız yoKSutuuklarına bagır açacaıi UlkucU ırı«an tıpı henuz or'ada gorulmujoruu. Işte Nazım Ilıkmet bu sıralaroa Türki)eye döndli. 835 batır adlı boıiıDasını Turk eaebıyatınm dıişanden, duşunceden, ulkuden, ereKten joksun dün>asına savuıau AIı Caıup iorıtem bır röportaja verdıği yanıtta bu kıtaoı şoyie tanımlamıştı: «Turk edeoıyatmda yeni nıç bırşey yok, Nazım Hıkrnetın ^avjrau^a aombadan başka'» .Naıım HıKmefin şlırimlze getırdıfl jenllikler neler oldu? Naznn Hiıunet o zamana dek eaeoıy al .u ıtonu edinilmeyen ışçı »ınaının, proletaryanm ŞL'Hnı getircil Dıvan edebıyau bır ummet e a . ' j j i ı n i ı Röne>ujiiMn Şınası, Narr'iv Kemal \e Zıva Paşajla Türkıye'je gırişi vatan ve ums duejıyatını Daiıutmıştı Fıkret msancıı edejıiutı getırdı Nâzım da sınıf pdebı yatmın temellnı attı Ezilen hal kın vt sınıfın şllrinl getirdı Gerek Avrupada, gerek Turkıye de palazlanmaga ba?layan, yenı emperjalıst asgınlıklara glnçen .'aşızmın karçısma dıkildı. 0 daha Mayakovskl'nln şilrtyle tanışmadan da lerbest nazım la şıırler yazmıştı. Dıvan edebıyatında ve daha sonra zaman zaman kullanüan cmüstezat» turünde serbest nasmı andıran yönler vardı Nazım Hıkmet bu tür anlatımı ujrumlu, coşkun ve etkili blr biçim olarak ustahkla kullandı ve yaygınlaştırdı Nazım'ın parlak başansı Ustün bır imgelem gücünden gellvordu. En Ustün entellektüel noktadan halkın »agdujrusuna ln mekte gösterdıği lırık duyarlığa baglanabılır başıunsı. O Tuxk edebiyatmda şimdlye dek görülen«n genlf k&nath albatrostur. Nazım Hlkmetin nzun baptsan* tııttınul »ırasuıda toplumcu şilrin gellçftnl naKÜ oldu? îkınd Dunya Savaşında Nazı Almanyası «Drang nach Osten«Doğuya glriş) sloganıvle hare kete geçmiş, Faşızm Türkiye'ja de sızmaya başlamıştı Toplum cu şaırler tutuklanıyor surgun lere gonderıliyordu Yenı Ede bıyat dergısının çevresınde Nerıman Hıkmet, Reşat Fuat, Suat Dervış gıbı arkadaşlarla toplanmıştık, aramızda Abıdın Dıno, Lütfi Erişçi, Husamettın Bozok da vardı. Bülnçll devolarak ıryaMtn ben \ardun. BAIJS*. övgü, antlfaşlzm, antlemperyalızm ka\ramlannı şıırde dıle getirerek mucadeleye katıldım. Şıırlerımde hürnyet, »ulh, em peryalızm konularını vurgulaj'arak kullanınca buyuk ılgıyle karşılandım. Fenim sloganianra sola yatkın butun şairlerde g& rulmeğe başladı Çevrem bır yandan şalrlerle bır yandan polısleıle doldu Bu sırada ber.den haylı genç şaırler toplumcu şıırm kavgasını vermege atüduar. Suphl Taşhan, Rılat Ilgaz A Kadtr, O. F Toprak bun lar arasınriaydı Rıfat Ilgaz'm serbest nazma pek benzemeyen bır yazış ozellıği \ardı Kısa, duz j eerçek Jtokan az suslü çılr ffe tWBC«k ş dergısınde Y'asar Kemarın dahl Mehmet Sadık ımzasıyla şlırl rar dı. Attila îlnan'ın da pek genç olmasına \«rşın, bu derglde şiiri çıkmıştı. Aynı donemde oluşan Garip hareketint nanl deterlendlriyonunuz?.. Bız sınıı kavgası vermekten çok, anttfaşist bır cephe kurmus olan toplumcu şaırler, Nenman Hıkmet'ın Edebiyat gazetesınde, Yusuf Ahıskah'nın Ses dergısın de doludızgm s&vaşa, faşızme, em peryalızme karşı savas açtığımız sırada «Garıp» dıye, üç şaırce ım zalanan bır kıtap çıktı Bu, bır kuçuk burjuva şıır antolojısi olmaktan ılerl geçmiyordu. Sanki dunya gtlr %ahxje»ryrmî gfbi Uç yetenekli şatr arkadaş, kaygusuzca konuşuvorlar ve sanat yapıyorlar dı Bırçok küçuk burjuva şairl onlan izlemege basladı. Bunlar Hasan tzzcttin DîNAMO biz plvasadayken seslerıni bızim gürultdmuzden işittırecek durumda değillerdi. Az zaman sonra blzler toparlanıp hapse, surgüne gonderildık. O zamana dek bu şaır arkadaşlan toplumcu şıire karşı grevkıncı olarak kullanmak ısteyen burjuvazi az zamanda onların da mayalannda en azından bır kuçuk burjuva devnmcılığı yattıgmı gordü. Egemen çevreler onlara da dış bılemeğe başladı Bundan sonra bızım vaktıjle attığımız naralann daha torpulenmışlerını bu şaırler atmağa başladılar Toplumcu kamuoyu onlan blrim yerimi7e benimsemeğe baş ladı Nitekım Orhan Veli oldüğünde sol kamuoyunu olus(Devamı 9. Sayfada) Hepsi de evlerinden kaçmış «Röportajını vaptığın çocuklar hanpl keslmden?» «HeDsı evlerinden kaçan çocuklardı. Yıne saptadım, hepsi Anadolu çocuklan ve ekorormk koşullardan dolayı kaçmışlar. Bir tane bulabıldım yalnız Bır mılvoner OSIJ 26 bın lıra çalıyor evden, kaçıyor Sırkecı'de arkadaşlarına dagıtıyor Sonra amcası, dayısı gelıyor, toparlajıp oglanı alıp gıdivorlar. öblır çocuklara sordum, derdı nevmıs dıye Abi o hasta. dedıler Neymiş? Başından otomobıl geçmış de aklını bıraz a'mış Ona baglıyorlar. Yoksa milyoner oflu nıye kaçsın' Bunu sdyleyen hırsızlar bunu soyleyen yankesloiler bıınu söyleven kaeakçHar, Korkunç kötü koşuUar altuıdft yaşıyorlar Bir soyleyıse gtSre 80 bının tıstıinde bunlar Istanbul'da. Kımısi T\ırklye'de 50 bm diyor, kımisl 200 bin, kımisl de 300 bin. Vagonlarda, surlarda, sabahçı kahelennde vatıyorlar. Blr sabah, Sirkecı'de bir sabahçı kahvesini açtım, kursun gibi pls bir hava jeldl, aendeledim. tçerde onbes çocuk vardı, kocaman ftdamlarla birlikte, baslanm masalara dayamış uyuyan Lokantalann artıklanvle geçinıyor bunlar. Klmileri ufak tefek seyleT «atıyorlar, su satıyorlar Hepsi ekonomik neder.lerden. evlPrtndekl huzursuzluktan kaçmışlar. Kımrnm babası ölmüs, annesl kaçmış örnegin. Tek basına kalmış, dÜTmüş buralara. lçlertade kurtulan çok aa. Bu çocuklara ne yapılıyor dive arastırdım Çok az şey yapılıyor. Yetiştirme yurtlan, Sirkeoi'de yattıklan rerlerden de kötü, pisllk içınde îs bulujrorlar, ömeŞin birinin yanmda çirakhk. Başlanna gelmeyen kalmıvor. Flbet iyi davranan da oluvor, insanoeiu bu "ırra çogunlukla köttl davranıvorlar. Çocuklar ordan kaçıyor. Başka yere veriyortar, ordan da kaçıyor » Şiirim bir sergileme, saptama şiiridir Edip CANSEVER Şllrlmlzbı, slzin Tatondan tanıgı oldugunuz donemuıi kısaca degerlendırır mislniz.' Orhan Veli \e arkadaşlarının oluşturduju şur hareketinı, II. Dönya Savafi içınde gelışen toplumcu şur akımını, fenif olçude lizin şiınnlze de bağlanan tkinci "ieni hareketıni, 1960 tan sonra gelisen eylemci sllri na8il degerlendlrlyorsunııa? Kuşaklar arasında rarsayıları aynmlar, söz sııre geldıgındo pek o kadar bnemsenecek aynmlar degll, bence Çunkü şıirın de kendıne göre bır diktatdrluğü vardır deyış yenndey&e Kendıne büyuk topraitlar arar durmadan, bulur da Gerıye conüşlerle, gerıden ılen>e bakışların anlamı da budur tanmm Son kırk yıllık şıırimızın genel dokusu ıçın soylüyorum bunlan Salt şıir değerlerının kullanılııınâakl yasaklanmamıs bolgelerın gorış çıkış kartı elımızdedır henuz. Ve şımdilık hıçbır >ey esjumemış, tukenmemıstır. Donem donem değı$en toplum ve dunya koşullan ozde de, dolayısıyla biçımde de kaçınılmaz patlamalar yaratacaktı elbette. Nâzım Hıkmet'le Yahja Kemal gıbı iki büyük çaırden sonra, Dranas ve Tarancı'yla sürdürülen şıirlmiz, Ornan Veli, Oktay Rıfat, Melıh Cevdet An day ın öncültigünde yeni bir şıır akımma dönuçmUştür Bu arada T&zu Husnü Dağl&rca, Behçet Necatigıl gıbı şaırlerın ayn ayn çızgılerle, şrnmızı başka ba*ka yönlerde geliştırdlklennı da belırtmek yerınde olur. «II. Dunya Savası İçınde gelışen toplumcu şıır akımı» denınce, hem Orhan Velı ve ar kadaşlan (gerçı toplumculuk bır motıi sınırını aşmıyordu onların şurınde, daha çok duygusal bır halk sevgısı egemendi), hem şurlennı cezaevlerınde surdüren Nâzım Hıkmet, hem de Nazım Hıkmet ın kopyacılan gelıyor usuma Bir de Nâzım Hıkmet etkısınin dışında kalan, o zamanlar için olaukça özgun şıırler yazan Rıfat Ilgaz, A Kadır gibi şaırler var Ikıncı Yenı'ye gelınceve kadar, ayrrntılara inmezsek, genel gorumım bu Kışı yakından tanık oldugu bır donemı ılkten pek deterlen dıremez Bakışı salt şıire, şiırlere çevriktır de ondan Ganp Akımmın getırdigl bazı genel özelllkleT vardı O zamarüar bu özellıkler ivlden lyıye geçerliydi Örnefin yaşama sevincl, lnS8tı sevgisi, vb gibi Bu temaların guncel küçük lnsarın kllçuk dünyasmda başlayıp tükendıgi çok geçmeden anlaşüde yasadıgırruz dUzenin kokusmuslugunu, çurumu$lugünU içer meyi amaçiamaktadır. Bugıine dek bunaltının, boguntunun, umutsuzlugun şılrını yazmakla suçlanmadım degll. Blr yanıyla dogru, bır yanıyla yanhş yargılardı bunlar Evet, yapay bır umudun telkıncısı olmak istemedım ama, insanm tözünde (cevherınde) var oıan umudu da yontmaktan, bılemekten geri kalmadım hiçbir zaman. Zaman zaman öykü ve oyun ogeierınden yararlandım. «Tragedyalar V» şlirımde oldugu gıbı tıpler de yerleştırdım şııre. Bu tıpler çozülmuş, sapık, yeryuzb asalaklarıydılar. Sonralan bazı temaları tiplestirmeye çalıştım Örneğm ıtjabancılaşma» temasını «Çağrılmajan Yakup» kıtabmın en gortlnür anlamı budur Şematık olandan kaçındım her zaman Daha çok sorunsala yoneldun Şiude duygunun, coşkunun payını eksiltmeden, şiirın en önemlı besinı olan duşunceye de oncelık tanıdım Yanl şiırsel bzgurlügümü kısıtlamadan düşunsel ozgurlügümü yaymaktan kaçınmadım hiç. Yalınlığa varmak bas kaygüanmdan bıri oldu. Eskıden daha çok soru sorardım, şımdıyse vanıtlamaya daha bır onem verdıgımı sanıyorum Bılmem bunlar kendı hakkımda vardıgım genel yargılar Daha dıplerden gıdıldıgınde başka başlangıçlar, başka so nuçlar da bulunabılir. Şur tek boyutlu bır şey degü k ı . Şlirin işlevi ne oimalıdır? Şfir toplumsal sonınlar karşısında hangi eorevle rukludur? Şıinn lşlevl, oncelıkle şıır yoluyle, insanlığı bır yuceltıye vardırmak olmahdır Şaır de bır ınsan olduğuna gore, toplumsal sonınlar karşısmda el bette bir tavır takınacaktır Bu tav^rsa şurlennde şu ya da bu bıçımde yansıyacaktır Genel olarak uzun ve çok sayıda mısralardan oluşan furler yaııyorsunuz. Bu eği lim hangi gereksinmeden doğuyor? İnsan anlatan bır yaratıktır Duyduğunu, dujmadan duşu nup kurduğunu anlatmak ıster durmadan. Kımi zaman susarak, klmi zaman konuşarak, kı rnı zaman da şoyle bır mimikle ya da jestle anlatmak istcdığıni anlatmadan edemez Sanatçılar da anlatırlar Ama herbınnın başka bır anlatma bıçımı vardır Benim içın şıır bır anlatma joludur îletmek ıstedığım ozdur benı uzun yazmaya zorlajan Fu soruyla ılk kez karsılasmadığım için söylüyorum, kısa şıır ile uzun şıır arasmdakı aynm, hıçbır zaman şiirsel bir değer ayrımı degıldır. Tıpkı bir msratoncuyla bir (Devamı 8. Sayfada) Çocuk edebiyatına inanmıyorum Bu çocuklann bu toplumda bıle lrjrtanlmalannın mflmkün oldugu inancmda Yaşar Kemal Ha^canan paralan düzenli bir bıçimde kttv enstitüleri gıbı kuruluşlara. birtakım yetiştırme voırtlar n a aktarmavı önenyor. Buralarda başka çocııklarla birîik^e bunlann da egıtılmesını, bovlehkle kendılenni farklı görmeden, tor> lum içınde eziklik duymadan. eski durumlannı unutarak yetiştinlmelenni istivor. Yaşadıklan durumdan daha İyi küçücük bır durum bıle sağlansa bu çocuklann da doğal insan olmalanna hiçbir engel bulunmadığım savunuyor. «Röportajmda bu çocttklan nasü ele aldın"» «Romanlannı, hlkâyelertni yazdım. Kıml beş sayfa tutuyor, klmi on, kimi de yirml. Her çocuğun yaşamı benim için ilşinç oldu. Ve dünyamı gerçekten zenginleştırdl bu çocuklar. Ve bütun bu cabalar, benim çabalanm, baska insanlann. başka yazarlann, başka düşünürlerin de bu çocuklara egılmelerini sağlıvabilirse çok sevineceğ'm Bırakmayacagım bu çocuk sorunuru Romanını yazacağım, hıkâyesını yazacağım Yıllardan beri katamda olan, kaçan çocuklar üstüne bi romanım var. Adı da hep geçer, Kimseclk. Elımdekı bu zenginlıkle bu romana şırrdı daha iyi, daha sağlıklı yakla şablhrim » «Bir de çocuklar lçfn vazdığın Uçurtma var, değü mi?» «Çocuk edebivatıra ben inanmıyorum Yıne çocuklan ktıçumseyerek, çocuk sava'ak dünvada bır çocuk edebıyatı doğmuştur Elbet içlerınde ilgınçleri, şaheserlen de var Yetışmemden dolavı vardıgım sonuçlara göre çocuk edebijptı dı>e bır şey yoktur halkta Yedı ile on yaş arasında, butün Karacaoğlan'ı. Dadaloğlu'nu bılırdık bız köy çocuklan. Masallan buvuklar de dınlerdı, kuçukler de Bır tek, çocuk ovunlanndaki sbz1!! tekerlemeler ve şurler farklıdır o kadar Yoksa çocuklar buyuklerle birlikte halay çekerler, buyuklerle birlikte oynarlar Halkta çocuk küçumsenen bır şey değıl Anado.u koyunde çocuklar, yürüdüğü gunden bu yana ışe koşulur Gucünün üstünde ışler yaiDtınldlgı zarnan kötu bu. Gucanun yettığını yaptığı surece doğal yetışiyor Onun ıçın daha saglıklı doğa karşısmdakı çocuklar, halk çocuklan Burdan gehyorum, ınanmıvorum derken çocuk edebiyatına Buyuklenn anladığı sağhklı edebıvatı, romanı, hıkâjeleri, şiırleri çocuklar da anlarlar. Hele gunumuzde Tom Miks turunden bır çocuk edebıyatı var kı çocuklann psıkolojık sağlığı ıçm büyük tehlıke Berım düsunduğum Uçur*ma ad!ı romanda, çocuklan öbur o oırlannıdan ayırmad^m Yalnız bıraz daba ralm daha az karmaşık vazmava çalıstım. Nıve boyle'' Çunku kosullanm.ct r bu çsjın çocuklan Ko^ullanmıs ana baoalarla karşı karşıyayız Benım herhangı bır kıtabımı alıp bunlar çocuklarna okuTnuvorlar Ama çocuklar ıçın yaz'lrrıs de>mce ocutuyorlar Yutturmaca değ 1 bu Buvukler ıçın vazacaSım şevlen çocuklara da ulaştırmak ıstıvorurr ne vpDavım Yazdık'arıma çocuklar ıçın dememın tek nedenı. koşjllanmış ana babalar dır O engelı aşmak ıstivarum » Çocuklar da kosullanıyor «tRoportajlarda dıkkatimi çekti çortıklar ia kondllerine büyüklerin baktığı fözle bakıvorlar > «Elbet çocuklar da koşuUanıj orlar Bmaker onlan koşullandırıyor. Çocuklar örneğın şımar.klılc vapmaz şmankhk japma'an gerektığı, gıbı bakmazlarsa. Çocuklar en az bızim kadar cıddı adamlardır. Çocuklar ovnar, bız oyuncaklar a oynamavız Ovsa her baba, hepımız, her çocuk gıbı ovuncaklıyız Ben hâlâ bu vaşımda uçurtma uçururum ve büyük tad alıjorum bundan Babalar ı.çurtmuvor da onjn ıçin on'arla uçurtmuyorum Yoksa çocivlann arasma karışma alçak gon'aMv.lüğunü gösterseler onlarla da uçu>urum Onlar, o çocdk ışıdır dıye yanaşmıjorlar Ovsa her;sınm hoşuna gıdıyor uçurtma Hepsının hoşuna gıdıjor oyuncak trcnle oynamak Ne oluyor, çocuk ışıdır dıyorlar Buyüdugü zaman çocukları da koşullandırıyor bunlar Ben bızım kovde ç ıcukların oıTinuia karışan bır süru ın^an gordum, bır süru yaşlı liadın gftrdüm Ovle bır koşullanma.an >oktu *ına burda, kentte koşullanma var Ya vakıt yok, >a da ojle bır eğ.tim duzenı k onlan çocuk'ardan ayırıyor.» «Blr şev daha dikkatımi rekli Çotııklar anlatırken duşle Kerçejü birbirıne kanştınvorbr tnsanın karmaşık >apı•ım, tç dıinyasını gosteren bu durumla ilgıli gözlemlerın oldu mu?» (Deva 9. Savfada) Dogal desenıer dı Kısacası tıkelden tümele doğ ra bir açılım yoktu ya da eksıkti Şurln doyumsuzîuğu ve sureklılıgi İse elbette bü eksıkîwlen görecek, gorduğü gıbı de onu gıderip aşacak bır başka kışağı, tkinci Yenı'yl hazırla 3 acaktı Bu arada şunu da belirtmek gerek Bugun Garıp akımuıı temsıl eden şaırler, o kadar baş ka ş ırler ja^ıvorlar kı, en a^ın dan değer ölçülerlmizl bütunleştırmek zoruı. > ra sanırım. «1960'tan sonra gelisen eylemcı şıir» Uzerine konufmalc içın bır sure daha beklemek gereklı bence. Yalnız blr nokta uzerinde durmak istıyorum ki, o da şu: Bu yeni kuşak saırlerinm özde devnmcılıfei benımseyerek bır öncekı kusağı yok saymalan, ama bıçimde gene onların etkıslnde kalmalan biraz şaşırtıcı degıl mxr> Bu da bır \ana ıçlermde en çok soz SRhıbi olan birinin (hem de en degerlilerinden), toplumeulu* İLHAN AKDA ğundan ötürü günah çıkartmasına ne demelı? Işte bu yuzden onlar ıçin konuşmayı erken buluyorum. Sizin kendi şllr serüveniniz \e silriniıln genel niteUkleri bu çerçeve {çinde nasü oıetlenmelidlr? Benim şiırım, genellıkle söylersem, bır sergıleme, bır saptama şurıdır Nedır kı, bılmçsız, bel'ı bır dunya goruşunden yoksun, dural bır saptama ya da iergüeme degüdlı bu. İçin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear