23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 17 Ağustos 1975 Yine seçim havasma gtrdft. «Seçfen» WT d» tnokrasi uygulaması, bir demokrasi aracıdır. Acaba bizim demokrasiml» ne âlemdeT • 1876'da Mithat Paşa ve arkadaslan, halkın seçecegi temsilciler aracılığı ile devlet yönetimine katılmasmı istedüer ve böylece «Meşrutiyet demokrasisi gelsin!» dediler. Tanzimat'ın üzerinden 37 yıl geçmisti. AbdUlhamit «Olsun!» diye ferman buyurdu ve ilk Anayasa çıktı.. Fakat demokrasi gelmedl. Tersine, kısa bir süre sonra Anayasa rafa kaldınldı ve 32 yıl süren koyu bir istibdat dönemi geldi bunun ardmdan. • 19O8'de devrimcl «îttlhat ve Terakki Cemiyeti, «Anayasa ve Demokrasi geri gelsin!» dedi. Abdülbamit yine ferman buyurdu: «Olsun!» Anayasa geri geldi. 31 mart 1909 trtica hareketinden sonra Abdülhamiti tahttan lndlrip sessiz soluksuz bir zat olan Sultan Reşad'ı tahta çıkardılar. Ama gelmedi demokrasi. Birinci Dünya Savaşı boyunca da bir dikta rejimi sürdü gitti. • Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından ve saltanatın kaldırılıp Cumhuriyetin ilânından sonra Gazi Mustafa Kemal, 1924 ve 1930* da olmak üzere, iki kez «Gelsin!» dedi demokrasiye. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1930'da Serbest Fırka Kuruldu. Ama o donemin demokrasi anlayışı tutuculuğa, hatta gericiliğe kayıp Türk Devrimini kökunden yıkma doğrultusunda ilerlemeye başlaymca, Atatürk «Gitsin!» dedi ve gitti demokrasi. • Bizim eylemli olarak bulasmadığımız 1kinci Dünya Savaşından sonra, yani bundan 30 yıl önce, bu kez Millî Şef tsmet Paşa: «Demokrasi olsun!» dedi. Tek partiden çok parti reiimine geçildi. 1946'da genel seçimler yapıldı ama «Olsun!» demekle olmadı demokrasi. 9 1950 seçimlerinde Bayar ve Menderes Parlamentoda çogunlugu sağlayıp iktidara gelince, «Milli Şeflik dönemi bitti, demokrasi oldu» dediler. Halk da öyle sandı. Ama görüldü ki, Milli Şeflik dönemi gitti, fakat onun yerini «Beyefendi»ler ve onlann egemen oldugu ve 80 yaşmdaki yazar Hüseyin Cahit Yalçın'ın ve bir partinin lideri olan Osman Bölükbaşı'nın, sırf muhalif fikirlerinden dolayı hapse atüdıgı; «DP' ye oy vermedi» diye, Kırşehir ili'nin, bir yasa i!e «ilçe» ve kimi ilçe ve bucaklann da «köy» yapıldığı bir çoğıınluk istibdadı dönemi geldi ve yine olmadı demokrasi. Ne var ki, 1950'den 1960'a değin, demokratik düzenin kurulmasma Demokrasi Girişimleri OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 01 Demekle Olmaz Demokrasi Hıfzı Veldet VEUDEDEOĞLU engel olduklan gamlan Anayasal bosluklar saptandı ve bir «deneyimler birikimi» oldu bu dönemde. • Bu birüdm sonucunda 27 Mayıs 1960 devrimi geldi ve demokrasiye yine: «Ol!» dedi. llk günden kurulan bir bilim komisyonunca bir Anayasa tasansı hazırlandı ve toplanan Kurucu Meclis, bunu esas aîarak, yenı bir Anayasa kabul ettl. Bu Anayasa halkovuna da sunularak kesinleşti. Bunda esld boşluklar dolduruldu: Devletin, kesin olarak birbirinden aynlan y»lams, yurütme ve yargn çüçleri için ayn ayrı «y»rjı denetimi» konuldu, Ulusal egemeniiji yalnız Parlamentonun ve ona dayall yürfitme organuun değil, öbür anayasal kurulu«,l»nn da ortaklaşa temsil etme ve kullanma yetkisi. bir 1 ke olarak, Anayasaya yeriestirildi. Böylece 1 keyfi yönetlmin ve çogunluk istibdadınm önüne geçileceği sanılıyordu. Vatandaşuı siyasal, sosyal, ekonomik hak ve özgürlüklerlne geniş ölçüde yer verildl. Mülkivet hakkının mutlak oimayıp, kamu yaranna karşı bulnnmamafe ko?ulu İle, rneşru olduğu flkesi kabul edildi. Parlamenter ödeneklerinin. devletin en vfiksek memurunun maaşından daha fazla olamayacagı kuralı konuldu: • Halk tarafından «» 60 çoğunlukla kabul edilen bu Anayasa yürürlüğe girince bu satırların yazan da içinde oldugu halde birçok iyimser insan: «Işte bu kez demokrasi oldu galiba» dediler. Ne var ki, ilk seçim sonunda toplanan Parlamentonun tutumu; 22 şubat ve 21 mayıs 1982 ayaklanmalan; 1965'te iktidara gelen AP'nin, vatandaş hak ve Özgürlüklerinl kısıtlama girisiral ile lşe başlamaa, 1969 seçünlerlnden sonra da sürdürdügü bu girişimin 12 mart 1971 faşızmi döneminde gerçekleştirilmesi ve son olarak şündiki MC hükümetinin hiç bir yargı denetimi tanımak istemeyen partizan icraata, demokrasi kurma girişimlerindeki fiyaskolar zincirini sürdürüp gidiyor. Demek, 27 Mayısın «Ol!» demesiyle de olmamışü demokrasi. 1876' dan, yani hemen hemen yüz yıldan beri Türkiye'de demokrasi olsun istiyoruz, ama olamıyor bir türlü. Bütün girişimlerin fiyasko İle sonuçlanmasınm nedenini anlayabilmek İçin çok gerilere bakmak ve «Demokrasi» denilen yönetim biçiminin, demir leblebi gibi çok çetin oldugunu, yasalarda birtakım kurallar konulunca kendi kendine hemen tıkır tıkır işleyiveren bir makine olmadığını, bu işleyişte veya işlemeyişte, varlıklı egemen zümrelerin çıkarlan başta olmak üzere. türlü etkenlerin oynadıgı rolü açık seçik görmek gerekir. Bugüne dek çok kez açıkladığımız gibi. halk yönetimi anlamına gelen «Demokrasi» sözcügü es ki Yunancadan gelip girmiştir bütün dillere. Ama eski Yunan demokrasisi ile, bugünkü demokrasi anlayışı özdeş degildir. Gerçek Demokrasinin en önemli ögesi, hatta temeli olan insan hak ve özgürlükleri ve insanlar arasında hak eşitliği eski Yunanda yoktu. însanın insam sömürmesine ve bundan da öte. insanın insan Uzerinde tasarruf etrnesine olanak sağlayan kölelik uygulaması o eski Yunan sitelerinde dogal görünüyordu, tıpkı bütün eski çag uygarlıklannda oldugu gibi. Kısacası, eski Yunan demokrasi anlayışı, günümüzün demokrasi anlayışı ile bir degildi. Verihr Yanardagııun patlayıp Romalılarre «evk ve eglence kenti olan Pompei kentıni kızgın kül ve ates altında yok ettiği gün, orada beledıye seçimleri vardı. Şimdi temizlenip bir müze gibi halka ve turistlere açılmıs olan bu ölü kentin sokaklannı gezerkea, klmi köse başlarında, tas yapılann duvarlannda «Paulus'u seç> gibi, toreç taşıyle yazılmış koca koca yazılar görür sünüz; tıpkı bizim kimi Partilerimizin, yalnız kentlerde degil, yolda, dagda, kırda, boş bulduk lan her yere, künileyin ticaret ve sanayi fcurumlannm diktikleri tamtma (reklâm) levhalannın, hattâ kimi yerde yollan ve dofrultulan isaretleyen devlet tabelalannın üzerine ak, kara, hangi madde ile olursa kendi simgelerini belır ten harfler yazması, resimler yapıştırması gibi bir şey bu. Vezüv, 79 yümda patladığına göre, Pompei'nin tas duvarlannda raslanan yazüı ssçim propagandasının üzerinden neredeyse tam 1900 yıl geçmiş. Bu propaganda işaretlerini ttal yan rehber •demokrasi belgesi» diye gösterir. Ama az sonra 6megin Vetti ailesininki gibi «s kinin güzel köşk ömeklerini gezerken, yapımn bir kenarmda, zindan hücresi gibi daracık odalar dan oluşan «köleler bölumünü gösterirler size. O vakit bu demokrasinin başka tür bir demokrasi oldugunu anlarsmız hemen: Eski çağ demokrasüe ri «Ktsrtlı sayı demokrasifd» ldiler. •Kısıtlı» idiler, çünkü insanlardan yalnu bir bo lümü oy kullanma hakkına sahipti. Köleler «Vatandaş» hattâ «İnsan» bile sayılmazlardı. Hayvan lar gibi canlı birer «Nesne» idiler, mıkuk ba Jumından ve eylemli olarak. •Sayı demokrastsl» tdiler, çünkü, demokrasinin tek koşulu, seçim'erde çogunlugu sağlamaktı. Faşiztn bir Kertenkeledir Oktay AKBAL V ^ &&*m vet ayır İ Blrkao %J dnee Oinımu«; ^!* jfldl yenlden okuyorum. Birj |roman bu. Ellnize aldıgıgıs taraan bitirmedfn.Jbırakamayaca; ına çevlrmek >man, «ial' ,. Niye ye«ıkm rilir, olup niden o | bitenler buj Eski Kısıtlı Demokrasiler hatta kurulscaki ı bersîma örgiltf «îCertenSeles" •kall Morris "" nan Berinl bağnnda saklayan ha bu günlerin romanı bu. oksatar>ıdır. ingiliz Demokrasisi Bugünkü demokrasinin kökeni sajnlan ve 13 yüzyıl sonunda «Mapna Chart» LiberUtum (yani, özgürlüklerüı Bilyük Beritıi Ue, kral tarafın,dan kendisine bağlı soylulara Ulkenin yönetimine katılma konusunda tanınan kimi hak ve yetküer le başladığı kabul edilen tngiliz demokrasisi, uzun süre yalnız sayıh kişi ve zümrelerin yararinn dıgı kısıtlı bir demokrasi oldu. Ama yüzyıllar bo yunca toplum yapısında yavas yavas geliştl ve kısıtlüıktan ancak Yırminci Yüzyılda kurtulup genelleşmeğe ulaşarak öbür demokrasilere öraek oldu. Bu yazınm başında gösterilen birçok girişim ve çabalara ragmen, gerçek demokrasinin bizde niçin yerleşmedigini ve bu dramın nedenlerini ge lecek hafta gözönüne sermeye çalısalım. GENE EYAYINLARI..GENE YILIN ROMANI KERTENKELE, Morris West'ten çeviren Aytunç Altındal/e yayınları, yeni dizi: 3, 431 sayfa, 25 lira, 3. baskı/e yayınlan. ankara caddesi 13/Oağıtım: Narlıbahçe sokak 19, tel: 278720 Istanbul/Aydın Kitabevi, tel: 251423, Yenişehir, Ankara/Ege bölgesi: Datiç, tel: 38786, Izmir Fiyasko YUSUF TMİS'un beigelere dayanan SON KİTABL Niye Hep Üste Çıkmak? OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KÎTAPLARI BUTUN KtTAPÇHJRD* AKAYINIZ BASIN KART1 < BASIN K4PI KIVE=E VEMLİR GAZETECIOE ARANAN NITELİKLEK MURACAAT ŞEKLİ • ISTENEN BELGELER BASIN KARTI I3T1SMARCBJUII BU KITAFTA Ven! BASM KARTLARI YÖNETMEÜÖI V» OAZETîdlHfLÎ lijı'i kıtaclon kapsov<jn brosurle biHlfcte 10 TL. Ocerre.ı 'l TL. Posta Pu'u Varsı; 5:rc*a öo oSnder ıir. AD»€S : ». K. n « OSMANBEV tSTANBUL GENEL DAfimM : ARKIN OAGITIM SİRKECİ • ISTANBUL • • • • • sman Türkay'ı edebiyatsever okurîanm tanırlar. Londra'da yaşayan bir Türk şairidir Türkay. Kıbnslı bir aydırı. «Varlık» okurlan, şiirlerini, yazılarını, çevirilerini yülardır ilgiyle izlerler. «Uyurgezer», «Beethoven'de Aydınlığa TJyanmak», «E\'renin Düşünde Gezgin» adh şiir kitaplan vardır. îngiltere'de de şiirleri yayınlanmış bir sanatçı... Kıbrıs Türklerinin Londra'da yayınladıklan «Vatan» gazetesinin yöneticisi, yazan, Kıbrıs davasmın ateşli bir öncUsü... Yeteri kadar tanıdmız Türkay'ı.. Şimdi Londra'dan bana gönderdigi son mektubunu birlikte okuyalım: «Üç yıl önce, 1 temmuz ile 31 temmuz 1972 tarihleri arasında, İngiliz uyruklu Kıbnslı bir Türk gazetecisi olarak Türkiye'yi ve Kıbns'ı ziyaretim sırasında beraberimde bulunan bir teybin acıklı öyküsünü anlatmak istiyonım size. Teyp, 2 temmuz 1972 sabahı Istanbul Yeşilköy Havaalanı gümrüsünden pasaportuma yazılmak suretiyle Türkiye'ye girmiştim. 17 temmuz 1972 tarihınde teyp yine pasaportuma «çıkışı görülmüştür» diye yazılarak Türkiye'den çıknuştır. 26 temmuz 1972 tarihtade Kıbrus'tan dönüşumde teyp için Ankara Esenboga Gümrüğünde yurda sokulamaz karan alınmıstır. Bunun üzerine teyp zorls elimden alınmış ve bana bir makbut imzalatılnustır. İngiliz uyruğu oldugum, fngiliz pasaportu tasıdığım halde, makbuza T. Cumhurijeti vatandaşı olarak yazdılar. Buna ben itiraz edince Esenboga ilgili gümrük memuru, «Seni Türkiye'den dışanya çıkarmam» diyerek beni tehdit etmiştir. Teybi yere çalıp kırmak, elinden kurtulmak istedim, bana yine Ugili gümrük memuru aynı tehdidi savurdu. özel olarak iki gün Ankara'da kalmaya ve Esenboga gümrügü ile Stad Oteli arasında mekik dokumaya mecbur edildim. Teyp paketlendl ve bir sürü masrafla Istanbul Yeşilköy Gümrüğüne gönderildi. 31 temmuz 1972 sabahı Yeşilköy Gümrüğünde anamdan emdiğim sütü bumumdan getirdiler, dört saat ugrasmama rağmen, teybimi vermediler. THY uçagmın rötar yapması ve Londra yolcularından Kutlu Baytm adında Türkıyeli bir arkadasla karşılaşmam sayesinde, onun yardımıyle ve bir nayli de para harcayarak (!) teybi vermeyi kabul ettiler. Ambar görevlilerinden biri teybi alanm kenarında bekleyen yolcalann yanına kadar getirmişti, fakat uçak yine rötar yapmıştı. Teybin uzerinde yurda sokmama karan olduğu için ancak benim uçaga bineceğim sırada elime verilebilirmiş! Uçak yine rötar yapınca teybi tekrar ambara götürmek istedüer. Kısaca bir hafta beni ugraştırarak 25 sterlin değerlndeki bir teybe 1500 TL. para harcamaya mecbur ettiler. O HUKUKÇULAR VE HERKES ÎÇİN KONUSUNDA TEK KTTAP H A S T A L A R ! 5? a l r i m na! Sizin için SAĞLIĞINIZIN TEK KILAVUZU Prof. Dr. MÜFÎDE KÜLEY ve MUtehassıs Arkadaslannın D İ Y E T Adb EseHnde: ŞEKER, KALP, BÖBREK, MÎDE, SAFBA KESESİ, KARACİĞER, ALLERJÎ, DERÎ HASTALIKLAKINDA, ROMATİZMA, EKZAMA «Mayasü» da yapılacak perhiz yemeklerinin listesi vardır... MEVCÜDU AZALAN BU KTYMETLÎ ESERt ALMAKTA ACELE EDİNÎZ.. FtYATI: S0. TL. . Genel Bayii: Nuruosmaniye Cad. 17 1 ISTANBUL Tel.: 26 49 90 FAŞIZA1E KARŞI SAVAŞMAK 1STEYEN HERKESİN OKUMAS1 GEB£KEN TEMEL KtTAP: Tatbikatta ŞAHSÎ DAVA ve konu olan Suçlar Selçuk Aydınöz Konya Er«ğll Ceza Hâldml Hakaret ve sö\me (basın yolu, ayn bölüm) Dövmek, tehdit. konut dokunulmazlığı. tedbirsizlikle yaralama, ızrar, haksız rekabet, ihtira beratı, Markalar, Fikir, sanat eserleri Kanununa muhalefet suçları. Dâvanm şartlan, taraflan, açılması, rilrütülmesi sona ermesi, kanun yollan istihatlar. diıttçe ü n x k l e c Jıyatı; Û 5 Baslıca tdtapçılardan ve y«i»r»daBi temin edJVebiIir. VViLHELM REiCH FAŞİZMİN KİTLE RUHU ANLAYIŞI ÇEVTEIEN: BERTAN ONARAN «ao ssyta. 30 Ura PAYEL YAONKVÎ P.K. 889 tSTANBUL FASİZME Jack London' un romanı MİLÜYETCİ CEPHE VE GCSREVLERİMİZ İŞ HUKUKU A vu ka t Prtıf. Dr. ADtL tZVEREN • Üç kitaptan oluşan bir cilt içinde, bugünkü U Hukukunun bütün sorunlan tüm mahkeme lçtihatlariyle birlikte açıklanmaktadır. • Fiyau ciltli olarak 150 TL'dır. Ve PJC. 31 Maltepe Ankara adresüıden ödemeli olarak gönderilir. Edebiyat çevremlzin bekledigi kitap AHMET HAMDİ TANPINAR'm 'II Martin Eden Orijinalinden çeviren: GÜLEN FINDIKLI ODA YAYINLARI 25. TL. P.K. 57 tSTANBUL EGİTTM/KİTLE YWINLARI OoytımGEDO ı ı.lDrt Bu kadar işkence ve didişmeden sonra paketli ve mühürlU olarak teybi Londra'ya getirebilmişsenı de, bu defa bavulum çıkmadı. Ancak Londra'da Türk Hava Yollan aleyhine dava açmam üzerine Londra'ya döndükten iki ay sonra bavulu gönderdiler. Bunun üzerine Londra'dan 6 ağustos 1972 taribinde o zamanki Turizm ve Tamtma Bakanı Saym Erol Akçal'a uzun bir şikâyet mektubu yazarak içiml döktüm. Mektup üzerine Gümrük ve Tekel Bakanlığı soruşturma açmış ve bir rapor hazırlatmışü. İiişikte bir fotokopisi sunulan Gümrük Müfettişi Kayhan Denizer'in raporunda teyple ilgili gerçeklerin ve yolsuzluklarm bir kısmı ortaya çıkmıstır. O kadar ki teybi pasaporta bile yazmadan yurda sokmak hakkımdı. Yalnız Kayhan Denizer, pasaportumun tetkik edilmesı ve Türk uyruklu olmadığımın saptanmasmı istiyordu. Pasaportumun bütün sayfaianmn, kapağının fotokopilerini gönderdim kendilerine. Şimdi bir yıl sonra, Gümrük Genel Müdür Başyardımcısı Yılmaz lsmailoğlu bir yıl önceki Gümrük Müfettişi raporunu hasıraltı ederek, Saym Erol Akçal'a yazdığım mektubun «haksız ve mesnetsiz iddialar» oldugunu bildirmektedir. Bu ne biçim Bakanlık böyle? Bunu bana yaparlarsa, nallerini anlatamayan binlerce yurttasa bakalım ne haksızlıklar, suçlamalar yapılmaktadır?» Bu olayı biliyorum, 1972'de Londra'dayken Türkay durumu anlatmıştı. O günlerde yitik bavulu daha eline geçmemişti. Ne zaman eline geçeceği de belli degildi. Demek bavul eline geçmiş. Ama bu kez Turizm ve Tanıtma Genel Müdürlügünden gelen inceleme raporu dostum Türkay'ı üzmüş. Haksız da degil! İngiliz uyruklu bir kişi Türkiye'ye geliyor, elinden teybi alınıyor. kurtarmak için günler geçiriyor, paralar harcıyor, üzüntü çekiyor. Oysa «memleketimize gelen turistlerin beraberlerinde getiıdikieri ses alma cihazlannın hiç bir vergi ve teminat aranılmadan serbestçe ve muafen geçirilmesi bir âmir hükümdür» ve «bu işlem için turistlerin pasaportlanna bir kayıt konulmasına lüzum» yoktur. İki müfettişin raporunda da böyle yazılı, müfettişler «Osman Türkay isinıii şahsın» mezkur genel hükümden istifade ettırilmesi ve am geçenin beraberinde bulunan teybini muafen ve serbestçe yurda sokmasına müsaade edilmesi gerektiği» kanısuıdalar. Ama ingiliz uyruklu, Kıbnslı Türk, tanınmış gazetecl ve şair Osman Türkay'a böyle bir işlem yapılmamış, elinden teybi alınmış, başma gelmedik kalmamış. Demek suç onda degil, bizde, yani gümrük ılgililerinde... öyleyse yapılan bu haksız, üzücü iş dolayısiyle Türkay'dan özür diiemek gerekirdi. Oysa müfettişlerin raporunda şöyle denilmekte: Ancak her iki gümrükte de bu yolda işlem yapılmayıp Yeşilköy Gümrüğünde teybin pasaporta kaydı cihetine gidilmesi ve Esenboga Gümrüğünde ise bunun dahi tatbik edümeyerek bahis konusu teybin yurda sokulmasına müsaade edümemesi olayda Osman Türkay'ın bu haktan istifadesine mani bir durumun mevcut olduğu şüphesini yaratacak niteliktedir.» Hemen işin içine bir kuşkulu yön sokulmuş! Basit bir işlem yanhşlığı, bir görevlinin keyfi tuıumu örtbas edilmek, üstün çıkmak, TUrkay'ın şıkâyetini bastırmak isteği... Türkay da bu raporu okur okumaz. AP ve CHP Genel Baskanlarıyle, tanıdıgı yazarlara, gazetecilere bir yazı yollamış. Bunda acıklı ve gülünçlü öyküyü bir kez daha anlatıyor. «Ben kimsenin cezalandırılmasmı istemem. Yalnız uygar bir Bakaniık, uygar bir görevlilik nezaketi içinde «Yazınız alınmıstır, gereğine bakılmıştır» deyiniz. Yüreği yanmış insanlara yaptığınız bütün haksızlıklsrdan sonra bir de üstelik «yalan söyiüyorsun demeyiniz» diyor. «Osman Türkay isimlı şahısmn, ünlü Kıbnslı şair, gazeteci Osman Türkay'ın başından geçen, üstelik tam üç yıldır sürüp giden garip olayın kısa bir öyküsü size... Birtakım görevliler niye hep üstün çıkmak, hep karşısindakini bastırmak isterler, anlamam. Bir yanlışlık olmuş, yasalara aylan bir davranış olmuş işte... «Üzüldük, özür dilenz» demek uygarca bir davran.;; olmaz mıydı?.. adlı esen U defa K vayınlandJ Plyatı: 20. IX. Bütün kltapçılarda tsteme adresf: Üniversltelileı Kitabevi Bozdogan Kemer Cad. 43/A Beyazıt Istanbul MAHUR BESTE DERSİM yılın şiir kitabı HİLMİ YAVUZ BEDREDDİN ÜZERİNE ŞİİRLER CemYayınevi ( i f Türk sanatcıları dizisi 1937 DERSİM İSYANININ BELGESEL ROMANI GERGEK • > YAYINEVİ ® pk. 655 ıstanbul dizisınd«&unar 1837 YAZAN 45 inci kitap: prof. dr. cavit orhan tütengil borboro/ boykcifo Devrin Başbakanı İSMET İNÖNÜ bu hareketleri SEL Hare keti olarak tanımladı, Suriyede yabancı servisler taratından, hazırlanan, Dersimde ve Elazığda Dar ağaçlarında sonuçlanan bir olaylar Zinciri. Dört renk ofset kapak 20 T L Ödemeli ve Pul karşilığı gönderilir. Kitapçılara indirimlidır. KIRSAL TÜRKIYE'NİN YAPISI VE SORUHLARI 20 lira Gazetemizde daha önce yayınlanan HARUN KARADENiZ'in Olaylı Yıllar ve Gençlik ÇIKII NUV YAYINlAffl Akyar Yayınları Cağatoglu'vilâyet karşı^j«îfeHaR M 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear