22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKÎ CUMHURÎYET 15 Nisan 1975 emleketimizde taşıt ve traktör sanayiine, 1M2 jılında çıkarılan montaj ve imalât sanayii kararnamesi ile ciddi bir şekilde başlanması istenilmıstir. Fakat karamamede mevcut hükümler yeterince uygulanmadığı gibi, bu kararnameyi sürdürmek için çıkanlan ek kararnameler de bu sana yınin yeterince gelişmesine olanak sağlayamamıştır. Eğer, 1962'de çıkanlan kararnamenin uygulanmasında ve arkadan çıkanlan ek karamamelerde bu sanayiin hızla gelijmesi gözönünde bulundurul muş olsaydı, bugiın, bu sanayiin memleket üzenndeki etkisi ile bugün yapılmakta bulunan motor ve aktarma organlan fabrikalarının kurulması hususundaki tartışmalar çok daha değişik olacaktı. Şimdi bunlann tartışmasını yaparak suçlu ara manın yaran yoktur. Fakat yapılan hatalara bir kez daha düşmemek için de geçmişi unutmamak gerekir. Bugün görülüyor ki, taşıt ve traktör ihtiyacımızm karşılanmasında, hem sayı bakımından, hera de tüm imalât bakımından sözün tam anlamıyle dışa bağhyız. Dışandan parça (motor ve dışh» gelmedıği anda ne tek bir kamyon, ne tek bir otomobil ve ne de tek bir traktör yapabilecek durura dayız. Hattâ yeterli sayıda parça gehnediği takdiıde, gene benzer olarak Türkiye'nin ihtiyacı bulunan sayılarda taşıt ve traktör yapamamaktayız. Dığer yandan memleketimizde motor ve dişlileri dışardan getirtüerek imâl olunan karayon, otomob;l ve traktörlerin kakteleri de maalesef men=e memleketlerin seviyelerinden çok düşük bulunmaktadır. Bilhassa bu hususun üzerinde de titizlikle durulması gerekir. Gerçektir ki istek ve sunu (arz ve talep) sorunu bunda önemli bir rol oynamaktadır. Bununla bcraber teknik nedenlerine de parmak basmak gerekir. Memleketimizde çok değişik kökenli taşıt ve traktör üretilmektedır. Bunun bazı avantajlan bulunduğu inkâr edüemez. Fakat bu husus daha çok ticari ve politik özde olup, yerli üretime tümden ters düşmektedir. Aracuıı ürettiğimiz her bir mem leketin. hattâ her bir firmanın, kendine özgü, malzemesinden tutun da, teknik resmine, yapım yöntemlerine. istedikleri özel şartlara kadar her şey başka başkadır. Buna bir de lisan sorunu eklendıği takdirde, parçamn gerçek niteliği içinde yapılma sı imkansız duruma gelmektedir. Soruna başka bir açıdan bakıldığı takdirde dunım daha ilginç bir hale gelmektedir. Memleketimizde FORD, BMC, Chrysler, General Motors, Inter, MAN ve Mercedes kamyonlan üretilmektedir. Bu markaların memleketimizde yapılan model M OLAYLAR VE GÖRÜŞLER TAŞIT SANAYİİ Prof. Orhan DALDAL İTÜ Makine Fak. Motorlar Enstitüsü Mudıirü leri yakinen incelenirse bunların birbirine çok benzer olduğu gorülür. Yani kapasiteleri ve performanslan hemen hemen aynıdır. Işin ilginç yanı oto mobil ve traktörlerde de durum asağı yukarı aynıdır. Bu tipleşmede özellikle kanunlarımızın rol» çok büyiıktür. Bunun üzerinde de ayrıca durmak gerekir. Fakat şimdilik etkisi olumlu sayılabilir. Bu sayede hiç olmazsa tipleşme mümkün olmustur. Marka sayılannda olumlu hale getirilebüirse, parça imalât sayıları daha çoğalır ve yukarıda kıss bir şekilde bahsedilmiş bulunan sakmcalar asgsriye indirilerek, daha kaliteli ve daha ucuz parça }Jpımı imkân dahiline gelebilir. Tekrar ana soruna dönersek: Ana sorun dı?a bağlı olmadan, yeter sayıda ve kalitede taşıt \ e traktör üretmektedir. Bu memleketimizin kalkınması için ne kadar önemli ise, belki ondan da daha fazla olarak bağımsızlığımızm korunması. yani Sılâhlı Kuvvetlerimizin teçhizi yönünden de öneml.dir. Bugün harp sanayi üzerinde durulmakta ve geniş kampanyalar açümaktadır. Kendi uçağımızı. kendı gemimizi ve kendi silâhlarımızı kendimiz yapmamızın gerektiğini bir kere daha gördük re anladık. Bunların yapılabilmesi, hattâ mevcutları nın kullanılabilmesi için öncelikle kendi taşıtımız: kendimiz yapmamız gerekir. Yaparken de, yukarıda tekrar edildiği gibi yeter sayıda ve kalitede yap mamız ve en kısa zamanda bu sorunu çözmemiz gerekmelidir. Eğer bundan önce geçen on dort yıljn temposunda ve aynı anlayış içersınde devsm edevsek, çok geç kalacağımız açık olup, rmlletler to> lumundaki yerimizi de kaybedeceğimiz doğaldır. îspanya, benzer şekilde taşıt ve traktör sana yiine montaj ımalâtıyle 1950 yülaıında başlamıs tır. 1957 yüındaki 23.328 adet binek ve 13.440 adeı kamyon olmak üzere toplam 36.768 acet taşıt üret rnıştır. Bunun yerli kısmı yüzde 50 idi. 1961 yılın da 50.0000 otomobü ve 28.000 kamyon olmak üze re 78.000 taşıt yapJmıştır. 1971 yılında 452.92ı otomobü 79.437 kamyon ve başka ticarî araçlar yapmıştır. Bugün ıse (1973 degerleri) 706.433 oto mobil 115.587 başka tür olmak üzere 800.000 ade dm üzerinde, tamamı yerli olmak üzere tasu ureımektedir ve bu taşıtlann hemen hemen tamamı Îspanya dahilinde kullanümasnadır. Hatta bu sayılar yetişmediğj için aynı yı] içinde 25.000 taşıt ithal etmiştir. Bizim 1974 taşıt üretımimız aşağı yukan ts panya'nın 1961 yılına karşüıktır. Eger îspanya modelini örnek alırsak ki, öbur gelışmıs mem leketler, örneğm Fransa ve Italya bu üretim *.r tışını daha kısa zamanda katetmiştır. 1984 yılında tümü yerli 450.000 otomobü ve 80.000 e ulaşan kamyona ihtiyacımıs olacaktır. Bu kadar taşıtı üretecek tesislenn kurulmasına sımdiden başlamamız gerekir. Aksi takdır de, yani bu miktarlarda taşıt üretemedığimız takdirde ihtiyacımız olan bu miktar taşıtı ıthal etmemiz lâzımdır. Bu miktar taşıtı sağlıyamazsak. kalkmma hızımız ve millî savunmamız yetersız olacaktır. Boyle bir dunıma düşmeyi hıç bir Türk ferdinin istemıyeceğine göre, bu sayılarda ve tümünü yerli olarak taşıt üretebümek için. ınotor ve disli fabrikalarının yamr.da komplp araç yapan. yanı motorunu, dişlılerıni. disli kutularını, şasisini, govdesmi ve öbür parçalannı tamamen kendi yapan fabrikalara lhtiyaç vardır. Ayrıca bu fabrikalara malzeme, yan mamul ve parca varen yan sanayiine ve yardımcı sanayiine muhtacız. Bu tesısleri kuracak, mevcutları gehştirecek ve çaüştıracak çok sayıda gınşimcı. mühendıs, teknisyen ve kaliteli personelin yetismış hale gelmesı gerekir. Elle tutulacak kadar belirgln olan, bu organizasyonun gerçekleştirilmesı lâzırndır. Bu organızasyonu hızlı oir şeküde venne oturtabilmek için, yanı mevcut tesislerin geliştirilmesi ve bunlara yenüerinin katıiması için büyük makina yatınmuıa, sermaye ve kalifiye personele ihtiyaç vardır. Bu htısuslara kısa da olsa deginmek eerekır. Mevcut tasıt ve traktör montaj tmalâtı yapan şırketlenmiz gerekli büyük yatınmlan yapacak sarmayeden yoksundur. Bu sermayenın yıllık Ka zançların birikmesıyle toplanması belkı muınkündür, fakat bu uzun seneler alır. Mılyarlan aşan bu yatınmlan gerçekleşterecek sermayenın bir an once saglanması için bu sanayinın çekirdeğini meydana çetırmis bulunan şirketler halka açılarak çok kısa zamar.da gereken sermayevı saglayatilirler. En olanak sayesmde büyuyen sırketler gerek vatırdıfelan sermayenın semeresını almak ve gerek yenı yatırımlara gırebılmefc ıçın araç başına kazanclannın da bugünkünden tarklı olması gerekır. Bu ımkân ise ancak aradakı ana bayıi sistemının kaldırılması ile mümlundur. Araç. alıcıya bölgenin bayii aracılıgı ile satümalı ve bölge bayii aracın bakım ve tamıri içm gerekli servis ıstasyonunu fcurmakla ve yeterlı yedek parça bulundurmakla sorumlu olmalıdır. Bütün gelişmis memleketlerde durum benzer şekıldedır. Gene gelışmış memleketlerde, bilhassa taşıt fabrıkalannda kaliîiye personel ve bakım • tamır ustalan fabrıkıla.'d^ veya fabrikalara ba?!ı tesislerde yetiştinlır. Bızde de bu imkân vardır. Aynı usullerle kalifiye personel ve bilhassa tanürci ve bakım ustası vetıstırmeve derhal başlamamız gerekir. Yukanda ancak bazıları sıralanan bu hususlar ve benzerlen sağlanamadığı ve gerekli fabnkalar dernal kunılamadığı takdirde, günün oırınde belki kendi taşıtımızı kendimiz yapmış olabılirız, fakat o gun dünya devletleri arasındaki yerimizin, bugünkünden çok genlerde bulunacağını şimdiden sövlemek bremlı btr bultıs d t l dır. (Bu yazıda değinilıneven motor ve sanayiinde imalât tesislerinin kapasiteleri 1 nisan 1975 tarihli bu pazetedeki yazımızda belirtilmıştir. Taşıt sanajiinde araştırma, geliştirme ve kalite konusu a>n birer makale olarak verilecektir.) KoşulJar ve Bilinç C ephecıler, sıyasal iktıdan ele geçirdiler. Başan, senoaye sınıfı nartileriru ve politikacılarını bütünleştirmekle saglandı. Vaktiyle bübirine söven, birbirinl düşman bilen, bırbırinın canına kasteden kişiler bır araya geldiler. Çoğu kişinin mantıgına bir türlü sığmıyor: Nasıl olur? Celâl Bayartn kızı Nüüfer Gürsoy, Alpulan Türkeş'e nasıl oy verir? Böyie sonılar msanlann düşünmesins ve bilinçlenmeslne yarar. Cephecllerin bütünlüğü, duvara asıh bir tablodaki bütünlük gibıdir. CJzaktan baloicUğırıdâ &ğır ^>*g^n bir renk vardır; yakma vardığımzda tablonun aynntUannı, gırdisinı, çitrtısını görürsünüz. Ama resmin agtrüğmı veren temel rengı gözden kaçırrnamak gerekir. Cephecüerın temel rengı sermaye sımflarınıa paletinde oluşmuştur. Türkıje'de yalnız sol mu bılmçleniyor? Hayır. Solun biünçlendıği yerde sağın bilınçlenmesi doğaldır. 1960'tan sonra gerçekieşen uyanışta, emekçı yığmlanndan önce sermayeciler uyandılar; örguüerıni kurdular, topaUandııar, atümüanra gerçekleştırdıler. Turkeş'ın, Demirel'in, Bayartn, Erbakan'ın, Feyzıoğlu'nun bır araya gelıp bütünleşmeleri, sermaye sınıfı polıtıkacılanmn bılınçlenmesinı de göstenr. Bu arada bır de mebus pazan kurulmuştur. Çoğu kışinin mantıgı mebus pazarmı da yadırgıyon Sıyasal ahlâk bozuklugu, çürümesl, yozlaşmanı... Ne var kı, ahlâk dediğimiz kuralıar yumağı da smrfsal kokene dayanan değer yargılarıdır. Sermaye sınıfının ekonomik ve sıyasal ısterlerı bngöruyorsa, mebus pazarlan da kurulacaktır. Hatta bu mebus pazarlan dogal sayüacak ve «sıstemın geregı» olarak nitelendirilecektir. Yasadıgımız son siyasal olaylar, eğer çogu kişirün gözlerındekı perdeyi kaldırmışsa, ve yuzeysel sıyasal ojuylann ardında nasıl bir sınıfsal gerçeğın yattığını elle tutulur bıçunde ortaya koymuşsa, yine de yararlı sayılmalıdır. Ahlâk ve polıtıkamn, sermayeciler elınde nasıl yuğru'.up, bu klrli hamurdan nasıl bır ekmeğın pışınlmek üzeru f;ima sürülduğunu gozleınek ve izlemek de büınçlenmeyi könikler. Türkıye'de artık herkes yerli yerini bulmakta, hızlı bır oluşum partılerm kimliklerıni bıçimlendirnıekte, aldatıcı görunümler dağılmaktadır. Cephecüerın başarısıyla siyasal yaşamdakı bulanıkhk dağıiacaktır. Sağcı iktıâarla solcu muhaıefet belırienece&lir. Sermaye tınıfının 1971'den beri dolaylı yollardan elınde tuttuğu siyasal lktidar, artık dolaysız yoîlardan yarutülecektır. İktidarla muhalefet arasındaki çugının be.ırgjnleşmesi, siyasal yaşama aydınlıklar »erpecektir. Ne var ki bu oluşum zor koşullannı da Deraberinde taşıyacaktır. Cephecüerın özlem ve istemlert açıktır: Halk uyanışını yozlaştırmak... ilericileri ezmek... uçtan uca fılizlenen fikir özgürlüklennı boy atmadan çığnemek... Bu yolda her araca başvurabilirler Cephecıler... Halkın yan:nda yerlerini alan aydmlar bu gerçeği bılıyorlar. 1975 Turkiyesınm Anayasası ve yasalan, tum Kısıtlamalara rağmen, devrimcı akım ve eylemlere smırlı da olsa yasal guvence sağlamaktadjr. Bunun yanı sıra 1975 Türkiye'sl halkçı aydınlarla, işçi ve köylü yığınlannm bütünleşroesi sürecini yaşamaktadır. Halka karşı sermayecının çıkarlarım korumak ve yürütmek için ortaklık yapmış Cepheciler, yasalan çiğneyerek amaçlarına ulaşmak isteyebüirler. Eu tutum onlanr» yetersızliklerınden buyuk zayıfhklannı besleyecektır doğacak ve en oozu ıJe ozu bir olmak Mehmet SALiHOĞLU nsanm özü ile sözünün bir olması, genel olarak bir erdem sayılır. Ne demiş Mevlânâ: Ya goründüğün gibi ol, ya olduğun gibi gorün! Bir bakıma içtenlık de bu anlama gelır ya. onun temelınde, artık olarak sevgiye benzer bır sıcaklık duygusunun bulundugunu da sezer gibi oluruz. Ama, dürüstlük her ıkisinın ortak niteliğıdir. Daha doğrusu, özü sözu bir olmanın içtenlıklı olmanın, dürüstlüğün nıteliklen arasında yer aldığı soylemlebıhr. «Aleme venr talkını • kendısı yutar salkımı» ata sözü ile anlatümak istenilen şey ıse, daha değ:sık bır anlamı kapsamaktadır. «Hocanm dediğini yap, yaptığını yapma» diyen halkımız 6zü sözü bir olmajan, başkalarına ögut venrken kendisi tersini yapan. cemaata haram yememn, hak yemenin kotulul'.lerım sayıp dökerken, kendısı bunların daniskasını yiyen bır takun ikı yüzlu hacı, hocadan yüzyıllarca çektiği acıların etkisi ile söylemiş olmalı bu sözü. Hak edılmeden para, rütbe, ün, san, güç ve yetki kazanmanın övünülecek bır yanı yok ama neylersinız ki yine bir çok açıkgözler, değersizler, böylesi yalancı başarılarla övünegelmektedırler. Bugün de nice insanlar var ki, eski yalancı hocalan mumla arattnaktadırlâr. DemokrasimiBin türettiği bu gibi salkım yutucuları da, daha çok politikacılar arasından çıkmaktadır. Orneğin, kürsülerde kadm haklannı savtmurken evinde, dahası, başkalarınm yanında eşlerıne türlü kabalıklar, bencillıkler yapmaktan çekınmeyen; Kürsülerde çagdaş uygarlık düzeyine varmanın Avrupahlar gibi yaşamak, onlar gibi ozgür olmak anlamına geldigini bangır bangır bağınrken, karılarını, kızlannı, tenlerini yabancı erkekler görür de namusları elden gider dıyerek yaz gunleri denize girmeye bırakmayan ve guneşten, denizden paylannı almalarını önleyen; başkalarına yasalan titizlikle uygularken kendılerıni de, yandaşlarını ve yakınlanm da b yükümlülüklerin dışında tutan yetkililenmız, politıkacılanmız az mıdır sanıyorsunuz? GÜNÜN KİTAPLARI l Stereo BA.NT doldaminr I 60Mık. 8 lira | KlTAF'ta % 25 tndınm. BütGo vsyınlar tnevcuttur 30ÜII fcltapllfc OcreUlz bor;ürümüzü tsteylnlz Posta nıasrafsu ödemel) tndlrtmU kıtaD eönderlüt. ıST&NBUL KULCBO KITAP KAPTAN REFtK AKDOGAMIN iNGiüZCE TÜfiKÇE ANSiKLOPEDiK DENiZCiLiK SÖZLÜCÜ Sıvıl . Asker tum deDİzcılenn, Denlz Işletmelerinln, Sıgortacıların, yük sahiplerinin, Acentelerin, Nakliyecılenn, thracat ve Ithalâtçılann, gemi İnşaatçılannın, çevirmenlerın yararlanabueceği 15.000'den fazla sözcük, deyim ve klozlar Fiyatı: Î50, lira Satış yeri: Deniz Malzeme LJmited Şırketi, Iskele Caddesi No: 18, Tophane Tel: 49 57 29 • ödemeli £Öndenlir. MıLLi EĞİTİM MEVZUATI VE REHBERİ Sadrettin Sürbahan 400 sayîa 40 TL. PJC. 231 Bakanlıklar Ankara Gül SlnemBsı Y»nı ŞKHZAÜEBAŞJ ülkenin llerıci güçleri bu durumu dıkkatle değerlendlrmelidirler. Her tur tutum ve davranışta yasal koşullara titizlikle saygıh kalmak, Cephecüere açık vermemek demektir. Devrımci mücadele sureci uzun bir maratondur. Nefes ve irade ister. Yılgmlığa düşmeden, telâşa kapılmadan, bir büyuk sabırla demokrasinin gergefinde devrımciliği işlemek, çagdaş insanın mutluluğunu oluşturaa ve kişiliğini yaratan tek işlevdir. Alaturkalık dediğimiz şey de, biraz ikiyüzlülük, biraz içtensızlık, bıraz da yalan ve yapmacıktan meydana gelen bır durum değü midir? Ya alafrangahk? O da, onun ıkiz kardeşidir bence. Baülı görünme hevesıyle, dıştan özenişin yarattıgı bir acayıplik, bir gülünçlüktür. Oysa gerçek çağcıl yaşayış, Batılı dedigımız yaşayış, ıçten, özden bir inancın biçimlendirdiği doğal bir yaşayıştır. Ozgürlüğe, kişiliğe saygıdan, doga sevgisinden, gerçekçi dünya görüşünden oluşmuş bır davranışlar bütünüdur. Onda ikiyüzlülüğün, yalanm, yapmacığın tedirginlık veren dikenlerini bulamazsmız. Yalınhğın, alçakgönüllülüğün erincini bulursunuz. Her Batılıda var mıdır bu nıtehkler? Onlarm usçu, insancı genel eğitim dizgelerının (sistemlennin) sağladığı ortak ölçüler içinde, vardır. Kışıden kışıye değişse de yine bir ölçüde vardır. Başkasınm yaşayış biçünini kınamak, suçlamak, daha çok doğu eğıtiminin sonucu olan bir davranıştır. Kadım adam yerine ko>inarnak, binbır fitne, fesat, dedikodu çevirirken namusu, ahlâkı yalnız cınsel ilişkıler açısından almak, görmek, Yeniden Uyanışın, devrim çağının gelıştirdiği Batı değerîer dünyasından, yaşama biçiminde, artık kolay kolay rastlanan şeylerden değildir. Ama bizde? Ne demezsıniz, tümen tümen! Bızans kurnazlıgı ile dogu ıkiyüzlülüğünden oluşan bu sahte ahlâk, daha çok süreceıge de benzer. Ve yine daha çok, yan okumuşlarda, sağlam eğitimden gelmemişıerde gomlmektedır. Bereket versin kı, halkımızın, köylumüzün mayası çok laha sağlamdır. Eğitim dizgerruzi daha çağdaş bır düzeye ulaştırnıadıkça, emeğe, çalışmaya, usa daha çok defer veiTnedıkçe, bu alaturkalıktan kurtulabileceğimızı ummamalıyız. Kışinin özgürlüğünü başkalannm özgüriügünde, mutlulugun'j da başkalanrun mutluluğunda gdrmedikçe; yalanı, ikiyüzlülüğü, aldatmayı, avantacüığı beceri saydıkça; alınan sonuçlan, onlan elde etmedeki yöntemleri hesaba katmaksızın alkışladıkça, ya da horladıkça, hiç bir değeri yerli yerine oturtamayız. Oturtamayınca da, doyurucu bir ilerleme gücü kazanmak, ne yazık kı, daha uzun yıllar düş olmaktan kurtulamayacaktır. çıktı • HALKIN SESİ 15Msan 1975 PıyerlotiCad.211 \JF jajntan Ceıııberlıt İstdiibul RK.:1112 . Sirkeci İstanbul iki açıdan türkiye işçi partisi davası behiee boran Başsağlığı Ortakhğımız mensuplarından Erol Balkır'ın Esen Balkır'ın kayınpederi babası, İÇÎNDEKÎLER Demirel Hükümeti Halkı Durdnramaz BUGÜJSTN DEVRtMCİ GÖREVt KİTLE MtCADELEStNİ YÜKSELTMEKTtR * LENİN VE KÖYLÜ MESELESİ I * ŞEFİK HÜSNÜTVÜN FÎKİRLERİ BUGÜN DE MÜCADELESÖZE IŞIK TUTUIOR * Hindiçlni Halklan Zafere îlerUyor * Ho Şi Min: VtETNAM İŞÇt PARTÎSİ'NİN OTITZ YILUK FAALtYETİ £ «Fahri» Yoldaşın Enternasyonal Tayın Orçanında Çıkan Yazısı * FABRtKADAN KÖYDEN: Gislaved ve Vatan Plastik'dekj mücadeleler TSİP reviıyonistlerinin Epengle işçilerine ihaneti Tekstil işcilerinin san Teksif'e karşı mücadelcsi * IRAKTA ONBtNLERCE KtİRT KÖYLÜSÜ KATLEDİLİTOR. ABONE ŞARTLARI: Yurtiçi >nUık 100, altl aylık 50 lira. YAZIŞMA ADRESİ: P X . 1112, Sirkecl, istanbul. endüstrileşme sürecinin temel sorunları sovyetdeneyimi 19251940 Fevzi BALKIR TÜRK HAVA YOLLAR1 A.O. yalçın küçük DAGITIM: İstanbul.İzmir GEDA • Ankara SERGİ 13 N'ısan 1975 Pazar gunü vefat etmiştir. Merhuma Tann'dan rahmet, geride kalanlara da bassağhğı dileriz (Basın 13874) 2894 İSRAF EKONOMİSİ Mıllî kaynakların, insanın ve zamanın... ısrafmı, tktisadi emperyallzmin yıkımır» İSRAF EKONOMİSl'nde okuyunuz! Herkes mutlaka okumalı! bu kitabı korkunç Ryerloti Cad. 211 Çemberlitaslstanbul DAMLA TAYINEVİ Cağaloğlu . İstanbul Te!: 26 21 99 k.marx sendikalar fengeisj üzerine v.i.lenin ' J 25 lin Dersim 1937 belgesel romanının ikinci böUimü FAKİR AMERİKAN m.ryndina g.chernikov kapitalizmin I el^önorni politiği DAĞITIM necati cumalı fetanbullzmi^GEDA Ankara'SERGİ OGUL BASIM w•• D i z t a ş Köyü, Kırmıl, V a r t e n i k , laş D e r e s i ve Ali Boğazı olaylarını y a n s ı t a n eaer... Oört renk ofset kapak 2 0 TL. Ödemeli ve Pul karşılığı gönderilir. Kitapçılara indirimlidir. EFENDftlK SARGIŞI 3.BAS» 1 BASIMf ask da gezer »••SATFA ISlfll t... Kadının Bagımsızlığı, SosyaUst öğreti ıçuıde yer alan bir TOPLUMSAL DEĞIŞİM isteğı olmasına karşın, tutucu çevreler yaranna özünde büyük olçüde tahnfler yapılmış ve Batının Kapitalıst düzen anlayışı tarafmdan kullanılır olniuştur...» Saptırmacalara, bir çağırı.. özünden tahrif ve aldatmacalara AYTUNÇ ALTINDAL «jrşı Akyar" Ya>mları Cağaloğlu vilâyet karşısı Güncer Han kat 1 . P.K.765 Sirkect. istanbul uuf : 28 5107 Ali Sipaki Mehmst özdemif Rlttgarlı Sokak. ö/A Tel 1170 01 ANKARA DATİC Kıtap dağıtım 'ANADOLU GARAJI2. Jİ Tet 38 78 6 İZMİR bilgi yayınevi sgndervayınları TÜRKIYE'DE KADIN (Marksıst bir yaklaşım) BİRLtK YAi'IN'LARl P.K. 1363, Sirkeci Islaubul, 2 TL. Q
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear