23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎKÎ lan »çısından gereği gibl değerlendirilememesine •ebep olur. Devlet dairelerinde bııçok bilgili, yetenekli ve uzman kijilerin saatlerce ve günlerce bo» ııman k»ybetmeleri ve boç yere aylık almalan ve ayru zamanda ruhsal bunalım içine girmeleri gibi bir sonuç doğurur. Yöneticüerin yetki devrinden çekinmeleri v t »stlîrmın kendi kendilerine karar alma yetkilerini kısıtlamaları. kuruluşun basarısı ve islerin çabuk la^fırıhrası yönünden olumnız sonuçlar doğurmak tadır. Memurlar yaratıcı piic ve yeteneklerini yitir mjktedirler Bir kuruluita bütün elemanlar. kuru luşun amaçlan doğrultuşıındk bütün bilgi ve güçlerini seferber e+tikleri zamar.. o kuruluş en veıimli ve etkili biçimde hizmet etme olanağını bulur. Birçok devlet dairelerinde. nice yetenekli ve bil çili kişilerin ve hattâ vöneticilerin, en basit bir ionuda ksrara varmak için birkaç kademe üşte danışmadan karar ala'raöıklanna ve bunun için de günler kaybettiklerine tanık oluyoruz. Bu tutUTi kalkınmayı ' ngeil»ven *n büyük israftır. Yöneticiler veya ÜH \:xdem< îerde bulunanlar, birçok kon'ilprın «onııca bıaianmasj ve karar alınması işlcrnierinrie. her şevi kendilerinin yaptığı iz lenimini vermejc istiyorlar. A!» kademelerle. hizmetin yarattısı iyi «onııcları paylaşmak i'îtemiyorlar. Bu konuda tckelci bir tuttım izliyorlar. Oysa uzun süreli dü?ünü!ürse, Iv.ı ;üı bir tuium yöneti cüeıin de kaybırıadır. Yönpticiler a=tlsrmı yükselt tikleri ve kendi yükselnislerını onlann yükselmeleri iizerine kurd'ik'srı, on'arm başarılarını övdük leri oranda yükjelirler. Merkezi yönetim burıı'ı.slan. kendi persnneline yetki devrinde gösterdişi fıtuoıüuk ve kiîkançlığı, ö?erk mabalü idareler kurviuşlarma da göftennek ledir. Merkeziyetçi tutu.n "« anlay.ş yüzünden, merkeri idsre temsilcÜeri. kcnd: emirlerinde olma yan ve kendi direktiflerini almndan hizmet yapan özsrk mahalü idarelere, örn.cğin beledivelere gereken »nİ3y:« ve işbirliöini gosteremerrıektedir. OnIaı yantıkları hızmct'.prden dolayı destekliyecek; leı'i yerde. kendi direki'f]fr .ı almadıkları için duy gusa! nedenl»rlç engeiİPme roHına gittikleri örneklere rastlanmaktadu". Sonuç olarak civebi!iriz l:i. Tüıkiye'de Anayasa ve öbiir yasalarırtuz, merkezi kuruluşlar için yetki een:':'^! ve Mahalli fdprelcr içıi! de özerklik ilke lerini ben;nıçenıistir. Bu i'keieı. hizmetlerin et'kin.'iğiıi ve veriıni'iiöini artırmak için kabul edilmiştir. Gerçekten bu ilkelert uygun olarak ça lışan kuruluşların. d?ha ucıı? hizmet errne olanak ları vardır. tşlerin hssit ve hızlı yapılma=ı ve birçok veni st'.hmlar jvpîîarak başarıya ulaşıh*nası bu ilkel?re uyularak «sflar.ibilir. CUMHURÎYET 4 Mart 1975 Merkeziyetçilik Demokratik yönetim biçiminin uygulandıjfı ülkelerde, bütün kuruluşlar ve kişiler kendi gi rişkenliklefinı ve .yeteneklerini kullandıklan zaman, işlerin daha çabufc ve ucuz yapüması olanağı vardır. Kuruluşların ve kişilerin girişkenliklerini, kendi kendilerine iç yapabilme olanaklarını önleyen tutum ve davnmışlar. devlet çar kının yavaş ve pahalı işlemesine ve işlsrin gecikmes:ne sebep olur. Bu nederüe, uemokratık yönetim biçimierinde. merkezi ıdareye bağlı kuru luşlann yetki genişliği ve yerinde yönetim kuru luşiannın da özerklik ilkelerine göre yönetiîme leri yöntemi kabul edümiştir. Anayasamızm 115. maddesinde «İllerin ida resi yetki genişliği esasına dayanır» deniünektedir. 116. madde de İl, Belediye ve Köylerden oluşan mahalü idarelere, kamu tüzel kişiliği, genel karar organlarımn halk tarafmdan seçilmesi ve görevleri ile ilgili ve orantılı gelir kaynaklan sağlanması gibi, özerkliğin gerektirdiği nitelikler tanmmıştır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER YAVAŞLATICI TUTUM Doç. Dr. Nuri TOflTOP Ankara îküsadl ve Ticarl îlimler Akademid Öğretim Üyesi özerk kuruluştan söz edilemez. Bu kuruluş özerk değil, bağımlı bir kuruiuşıur. Ancak özerkliğin ge rektirdiği koşullar tam anlamı ile sağlandığı zanıan gerçek bir özerklikten sözedilebilir. Özerk kuruluşların etkin ve vertml: çahşmalan, ancak gerçek bir özerklik var o'.duğu zaman, mümkiin olabilir. evraldarı yönetioılerinin görüşlerini almak için masaiarında bekietmelerine ve böylece hem ken di kişiliklerinden ve hem de zaman Jıaybetmeleri ne sebep olur. AslınJa yönetici ve â'nir durumunda olanlar, cnırı altındakilerin ba=aıılarını övdükleri ve onların başarüarını arttırdıkiirı zaman. kendileri daha çok övülüıier. Böylece v.taijdariat^ gö'.ürülen hizmetlerin. daha ucuz, daha ç^buk basit ve daha iyi nıielikte olıpası sfltı'.anır. Türkiye'de bugiin kuru!u.'ş!arcıa kaı.ılastığımız durum. her şeyin çözüm vo!unun çoğunhıkla kuru luşun başından veya biriT>ıin ba^mdaki yöneticisin den beklcniT!e?idir. Bu U:U;m yönetinıin objektifliği. nesnelli'^i ilkeîini zedıl«mekte ve kişUel ybneüme yer vermektedir. Bur.un nedeninî, biraz da cbjcktif ııygıjîanıalara >er verecek. yasa. tüzük ve yor.etmeliklerin noksaülıjnndii aramak gerekir. Eğer her şey kuruluşun b;ı?ma danışılarak karara bağianıyor?a. memurlara kendi kendilerine karar verme olanağı veren cbjekıif kurallar yok demektir. Yöneticilerin geniş tnkriir yetkileri ve birbirine benzer durumlarda. birbirinc benzemeyen karariar alma yetkileri var demektir. Böyle bir uygulama kişilere göre değ'sen ve kayırmay» yer veren bir yönetim bıt'minin gelismesine neden olur. Memui'Jarın yapi alt ködemede çaiıfanJarın, yönetime ve yöneticilere giiveni azalır. Çünkii başındıki smivinin k^rarlı ve sağlam temellere dayanan bir tuîumu yoktur. Yarın benzeri bir olay karşısında. tamamen drğlşik ve kişileıe söre değif?n bir başka karar alma veya tamamen deği?ik bir yoniTi yapma t^lanası vardır. Yönetimde bu cmj davranıçlar, yptisrr.i? insanlarm bos zaman kaybebn?leıine, bügi ve yeteneklerinin ülke çıkar AkıllılarJa akılsızlar.. ün geçtikçe ü'.kemizdeki siyasal durum belirgi'ileşiyor ve toplum guçleri doğsl verlerıne geciyorlar. Dısardan bakıldıgında fjelKı 'liirkiye'nır busünkO durumu anlaşılmaz görünar sma. 19ıJU'lardan çok dana avoınlık ve ileri bir noktadavı? ÇünKü lStiıl'larria. 27 Mavıs d^vTİrmyle geıçekleşmis 1961 Anayasasındar: geridevdi nalk vıgınları, busün \navasayi büe a?an bilirn: odak;?n oljşmusruı toplumda . lBfiO'larda sendıkalar ve ışei kitleleri. «ağcı ve tııtu™ çiva<a! pfrriler'n vanında \er alıvorlarl; bugiin sola kavrrnş. doga! ve çsgdaş tutumlannı benimsemeve başlamışlardir. ISfiO'larda solruluk bir avuç devrlmci avnmın sa\oınduSru bir öncii akımdı: bnstin toolumun vazşreçilmez ?ücü sayılnidktariır: ve ıktidara en vakın partınin solcıı olduğu. kürtigüne vazılmıstır, Küçiik üretiei ve voksul krivlü vığınları da artık sağn partilfrin oy depoları eörevinı vapnıaktan uzaklasmaktadırlar. Secim sandıjında tutuculardan yana aihr basan ve değışmez göninen denge bozulmuştur. Belkı bu gelısmeyi Türkiye'de kapitalizmın ıyikötü çarpıkçurpuk da olsa gelismesine borçluvuz. Cüuki kapıtalizm kendîslne karşıt şijçleri He besleyip olusturaraK gelisir. Ülkemızde endüstn aşamasına geçemamis ve Cısa bağımlı kapitalirm ptmpalandıkça. mahaletetinl berabsnnde eetırmıştır. Bu kapitahzm roplıımu yeterli Uretim düzeylenne ulaşnrabilecek nitelıkte değildir. ama sosval uvsnış hızlanmaktadır. 12 Mart faşizminin meşhurlanndan Kemdutı Tasmaç. 1%1 Anayasasımn geriye doğru degiştirilmesinı ve özgürluKİerin Vısn!anmasım isterken. özlü biçimde dile getiriyordu çarpık kapitaüzınin istemlerini... Demiçti Ki Tagmaç: Ses.Tal nyanış ekonomik (clişmeyl «?tı. B o nvsnı?ı dardnrmak terekir. Nafil böyle konuşuyordu Tağmaç? Şlmdi bir bankanın yönetim koltuğunda bol ödenekli görevini sürcfürmekte Ue de, Tağmaç ne hankacıhktan anlar, oe sosval bilimlerden, ne de ekonomıden... Dışa bağımlı kapitalîzmın etkili çevreleri o zaman Tagmaç'ı bövle konuşturmuflardı. Ama bu sözler, 1970 Türkıye'sinde «Milliyetçi Cephe» adıyla yazgı birliSi yapan siyasal partılerin ortak programlannın temel çızgisir.l de çekmektedir. Gerçekten uikemızrie sosval uyanış hızlanmlş, dışa bağımiı kapital.zmm yetersizlili bu hızı pompalamıştîr. c 12 Mart çatışmasının etkilen de ıvme inı arttırmıştır uy«nışın... l ' ç i ve köylü yıgınlan sola kaymıştır. 1973 genel seciml?rinrte şandıkran çene AP'nin çıkacaSını fanan iç v« dış sermaye çevreleri şa?ırmıçlardır. Bu çaşkinlıgın bilinçsiz dönemlennfJe kısa bir süre tktidnra geçebilen CHP* rin giderek gehştiâini görenler, şimdi elbirliSiyle yeni bir CHP iktidannı ensellemek ıçin Cephe birligine glrmişlerdir. Cünkü CHP'nin programır.da •sosyal uyani5«ın istemlerıne uyarak özgürlüğün sınırlannı genisletnıelt »e demokrasiyi yasa] güvencelerine kavuşturmak vaadleri yarıhdır. Cephecüer jimdi ıu hesabı yapıyorlar: CHP. geçen seçlmlerde ilerledi. Şimdi CÎA uzmanlanndsn verli ajanlara dck hcrkes yeni bir seçimle demokratik solun daha da ilerliycteeini saptamıs durumda™ Bugün Parlamentndaki tııtucu ve sağcı kesim yüzde 67 oramndadır. Bir erken seçimle bu oran düjerse iktldar da dü? olur bizim için.» Öyleyse ne yapıp yapmalı. tutucu kesimde anlasmayı sağlamah, ISIT'yc kadar iktidan elde turmalı. solu «mellyiz. Ku^kusuz Cephecüer açuından bakınca, kısa süred« bu nıantık geçerlidir. Bugün çıkar şebekelerinin başmda buiunanlarla siyasal yaşamda koltuklarını korumak isteyenler, can havliyle bu fikirlere sarılmışlardır. însanlann öldürülmesi, cinayetlerin sürdürülmesi. azgınlıklann ve kudurganlıklann teıgâhlsnması da bundandır. Nc var ki uzun süre için besap yap?nlar bu mantığın çürüklüğünü görüyorlar. Akıllı kapitalistler. kurulacak bir Cephe hükümetinin toplumda daha büyük bir sol patlamaya yol açmasmdan çekindikleri için Cepheci'lere: Aklmıxı başınıza toplaym! demektedirler. Eğer akılları varsa. Cepheciler başlarma toplıyacaklardır. Ama nerede o akü? G Yetki Genişligi ve Özerkliğin Nedeni Merkezi idarede yetki genişliği ilkesinin uygulanması. erair altmda ça!ışan yetenekli kişile r;n. bilgi ve güçlerinden yararlanmayı sağlamaktadır. Bir yöneticinin, bır kuruluşun başın da bulunan amirin. her konuda uzmanlaşmaM ve her zaır.an gereken çabuklukla ve isabetle karar vermesi olanaks'zdır. Alt kademede çalı şan mem'jrların her işi yukardan beklemeleri ışleri uzanr, geciktirir. maliyeti artırır ve vatan daşların yönetimden yakJnmalanna neden olur. Oysa hizmetlerın verimlilifirn ve etkinliğinı ar tırmak ;çin, yönetimın her kademesinde çalışan pfTsnne'e. kpndi kenriîlf>rine ıs yapabilme ve girişkenliklerini geliştinr.e olanaklarını saglamalıd.r. Yetla senişiigi ilkesme uyulması bu ola ra£ı vermektedir. Özerklik, bazı kuruluşlara tanınmış bir imtiyaz veya ayncahk değildır. özerk kuruluşlar, örerklik statüsü ile ülke çıkarlarına daha iyi hızmet yapabileceî'Jen ıçin. kendilerine özerklik tanınnustır. Özerkliğın gerektirdiği koşullar tam sağlandığı zaman. beklenen vararlar gerçekleştirilebillir. Özerk kuruluşların yalnız karar alma yetkısı veya bağımsız or?anlannm bulunuşu yeter li değildir. Eğer özerk bir kuruluşun akçalı yön den olanakları ve yetkileri kısıtlı ise, gerçek bir Bizde Durum Ülkemizde, yetki genişligi ve mahalli idare özer*:iğine dayanan kuruluşların geliştirilmeleri yerine. merkeziyetçi tutum ve uygulamalar gel:ş mektedir. Merkezi idarenin yönetici ve amirleri. bütün yetkileri kendilerinde toplamak eğilimindedirier. Her şeyi ben yaparım ve ben en iyi bili rim görüşündedirler. Bu eğilim, insanlann bencıl ve her şeye ve herkese egemen olma duygularını yenememelerinden ileri gelmektedir. Bu tutum, memurların kendi kendüerine karar verme, yara tıcı ve girişken olma duygularını kırmaktadır. Yetismiş ve belli konuîarda urmanlasmı$ üstün nitelikteld personpl. ul.ısal kalkonmflya geni$ ölçüde katkıda bulunmak olanağmdan yofcsun kalmaktadır. Birçok konulan daha çabuk çöziim yol lan bularak sonuca ulaştıracağı yerde, kuruluşun yöneticisini günlerce beklemektedir. Yasal ve nes r.el kurallan» bağlı bir kuruluş'a karar verme alt kademeler için güç değildir. Ancak yasaJ ve nes nel kurallara bagh olmayan. bu kurallan çigneyen veya şıı veya bu kişiye özel işlem yapılan du rumlarda. alr kademeler kendi kendilerine karar veremezler. herşeyi üstlerine damşmak gereğini duyarlar. Bu durumda üstlerin verdiği kararların sağlam ve tam güvenilir bir dayanagı yok demek tir. İşte bu tür uygulamalar. astların günlerce Bilim Dünyası ve Dıırumumuz Prof. Muvaffak SEYHAN İst. Üniversitesi ögretim üye?i GÜNÜN KİTAPLAKI cem V'ayınevi çocuk dlzisi B üyük Atatürk'ün istegi üzerine 1?28 %Tİında bir Türk öğrer.ci grubu Batı ülkelerine. özeliikle Fransa ya. yüksek öğrenimlerini yapmağa gitmişlerdi. Bir yı! sonra, daha kalabalık bir grup. bu sefer başhca Almanya olmak iizere, hükümet tarafmdan yüksek öğrenim için çeşitli ülkelere gönderildiler. Bu durum tkinei Dünya Savaşı başlayıncaya kadar aralıksız sürdü. Savaştan ronra, Almanya'nm yerini Birleşik Amerika aldı ve bu ülkeye hükümet öğrencisi ya da özel öğrenci olarak pek çok genç, yüksek öğrenim için gittiler. Ancak Almanya'nın da kendisini toparlamasından sonra bu ülkeye Türk öğrenci akını, sava; öncesi yıllarındakine benzer bir şekilde yeniden başladı. Özeliikle poıitif bilimler alanmda bundan elli yıl önce, Batı ülkeleriyle üıkemiz arasında. Batılıların lehine büyük farklar vardı. Ancak bugün bütün çabalarımıza rağmen bu farkm kapatılması bir yana, belki de Batılılar lehine daha da artağından korkulur. öysa. 1933 üniversite reformunda, o yıllarda Batı üniversitelerindeki öğrenimlerini tamamlayan birçok genç Türk bilim adarm, Istanbul Ünıversitesinde görev alan ve alanlannda dür.yanın eu pnde gelen otoritelerinıjpn olan> AJman grofesörlerinin yanında doçent olarak görev alfliışlpr ye büyük }pİT ilgi ile bilimsel araştırmalarmı sürdürmüşleTdi. O zamanıar Istanbul Üniversitesi. bilim adamı kadrosu bakımından, dünyanm en ileri üniversiteîeriyle boy ölçüşecek bir duruma gelmişti. îkinci Dünya Savaşından önce, Istanbul Üniverfitesinin dünya çapında ünlü profesörlerinden RudoU Nisaen (1896'. Richard v<m Mises (1883 1953 ve Hans Reichenbach (1891 1953) Birleşik Amerikaya, WUhelm Röpke (18991966) ve Friedrich Dessaurr de (18811963», Isviçre'ye gittiler. Savaş yıllarında Türkiye'd» kalanlann çoğu da, savaştan sonra kendi yurtlanna döndüler. nâzmhknnet ömer reslmleyen: Mehmet Sönmez 15 iira Çocuklarımız. bundan boyle doğru sorular soracaklar: • Türkçemlzin en güzeliyl» konuşacaklar • Zamanlannı uydurulc kitaplarla tüketmeyecekler • ' Döşünecekler, Eğlenecekler, kltap okumasını aevecekler • Birinci hamur kâğıt ftasimli. çok renidİ ofsefbiVkf ÇOCUK KİTAPLARI YENİ DÜNYA SOSYAÜZM SORUNIARI morf söyısı çıktı A DANIEL GUER1N. FAŞİZM VE BOYOK SERMAYE (TürkCMi: Bütcnt Tanör) FAŞİZMİ BÜTÜN AYRINTILAR1 İLE ORTAYA KOYAN FAŞİZMLE MÜCADELENİN YOLLARI. *>;M GÖSîEREN CEŞİTÜ DK.LERE CEVRİLMİŞ ŞİMDİDEN KLASİK OLMUŞ MODERN ESER. • DANIEL GUERIN. FAŞİZM VE BÜYÜK SERMAYE İŞÇİ. KÖYLÜ. AYDIN. HERKESİN GENİŞ ÖLCÜDE YARARLANACAĞI TEMEL KİTAP. • • DANIEL GUERIN. FAŞİZM VE BÜYÜK SERMAYE DANIEL GUERIN. FAŞİZM VE BÜYÜK SERMAYE 400 SAYFA 25 LİRA SUDA YAYINLARt PK. 1 SİRKECİ / İSTANBUL BU SAYIDA : Bu ünlü bilginlerin yetiştirdilderi birçok öğrencileri, bugün çeşitli üniversitelerimizde sorumlu görevler yüklenmişlerdir. Ancak, 1933 üniversite reformundan, beklenilen sonuçların alınamadığı da bir gerçektir. Bunun nedenini, o zamanlar Tıp Fakültesinin birinci cerrahî kliniği direktörü olan Nissen, birkaç yıl önce yayımladığı anılarında ;u sözlerle dile getirir: «Hemen hemen bütün organizasyon işlerinde. birçok anlamsız güçlükleri bertaraf etmek için o kadar zaman kaybediliyordu ki, bu yüzden bütün iyi niyetlere rağrnen, klâsik anlamda bir üniversitenin yeniden doğu§u murokün o'.amamıstı.» Anılarının başka bir yerinde de Nissen, reform yıllarında karşılaştıkları güçlüklerden şöyle bahseder: «Birçok branjlarda bilimsel ilerlemeyi teşvik etmek o kadar yorucu oluyordu ki, bu durum cesaret kuıyor ve nihayet ilgisizlikle sonuçlanıyordu.» Nissen"in bu sözlerinde bir gerçek payının olduğu şüphesizdir. Ancak aradan geçen 45 yılı aşkın bır süre içerisinde yetisen yeni kuşaklardan birçok genç bilim adamı, bu güçlüklerle uğraşmayı göze alamıyarak, Bat; ülkeleri üniversitelerinde görev almıslar ve öğrenimlerini oraiarda yapanlann kimileri ise. bir daha jurtlarına dönmemişlerdir. Nitekim bugün kuramsal kimya aîanında milletlerarası ün sahibi olan Oktay Sinanoğlu, Birleşik Amerika'nın Yale Ünıversitesinde profesordür. Fizik alanmda adlarmı bilim dünyasına duyuranlardan Asım Barut, Behram Kurşunoğlu, K. Bardakçı. matematik alanmda Cemal Erlngvn, Namık Oguıtörell, hep yabancı üniversitelerde öğretim üyesidirler. VsKia yine milletlerarası ün sahibi olan Ortadogu Teknik Üniversitesinin fizik profesörlerinden Feıa Giirsey, Türkiye'de görev almışsa da, o da zamarunın büyük bir kısmını, yabancı ülke üniversitelerinde misafir olarak geçırmektedir. Türkiye'de bilim adamı kıtlığının başka bir nedeni de, bu kişilere tanınan maddi olanakların çok yetersiz olmasıdır. Gelişmiş Batı ülkeleri üniversitelerinde. çok daha fazla olan maddl olanaklardan başka bilimsel araştırma imkânlarınm da sınırsız oiması, birçok değerli üim ada mlarımızın bu ülkelere göç etmesi sonucunu doğurmuştur. Savaştan sonra Batı Avrupa ülkelerinden de Birleşik Amerika'ya bu çeşit bilim adamı akını başlamı?, ama bu ülkeler tehlikeyi zamamnda farkederek, kendi ilim adamlarma sağladıkları çeşitli olanaklarla, bu akuıı önlemeyi başarmışlardı. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK' elinde, dış ülkelerdeki bilim adamlarımızm durumlarını belirten listeler vardır. Bu kurumun aracılığı ile. yabancı üniversitelerde görev sl?n bilim adamlarımızm yurdumuzda çalışmaiarını fağlamak, ilerisî için büyük faydalar temin edecektir. resimleyen: Sadık Karamustafa 15 İira lev tolstoy resimleyen: A. Pakhomov 10 Lira resimleyen: Jean Reschofsky 15 Lira • ARKADAŞ KtTAPLAR çocuklanmızın en yakın arkadasıdır. • Cem Yayınevi Cağaloğlu Istanbul İAYLIKSOSYALİST KÜLTÜR DERGlSll BERTOLT BRECHT/Can Yücel ONAT KUTLAR/ERNESTO LACLAU LOUIS ALTHUSSER ÖMER LAÇİNER/MURAT BELGE Birikim lenin: ölü şövenizm yaşayan sosyalizm marksizm ve ekoloji burjuva fütiirolojisi portekiz'de neler oluyor emekçi kadınlar günü dr. şefik hüsnu nâzım hikmet'in duruşmaları ayhk 50, yıllık 100 lira p.k. 1222ittanbul AYUK SOSYAliST <ÜLTÜR DERGiSi Cumhuriyet 1689 Bİrikim VEFAT Merhum Albay Vasıf Öven'in eşi, Peyami, Müberhen Mufaz öven'in vsılideleri, Sabahat ve Remziye öven'in kayınvalidesi, Bilun Eroğuz, Fasih, Cem, Müfit, Cana öven'l» Tülin örenman ve öğüt Erkmen'in büyükanneleri özhan Eroğuz, Akgün örenman, Keti övea, Karmen öven ve Mualla Ö\ren'in büyük kaymvalideleri Salihatı Nisvandan YEGÂNE ÖVEN HANIM 2.3.1975 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 4.3.1975 salı günü Şişli Camiinden öğle namazını müteakip Edirnekapı Ş9hitliğine detnedilecektlr. Merhumenin vaslyeti «nuciblnce çiçek eönderUmemesl bilhassa rica olunur. ÖVE^ıJ AtLESt lUncılık: 7851693 G.DİMİTROF sef me eserler • Tamamı tiç cılt olan, Seçme Eserler'in İKİNCİ CİLDÎ ÇIKTI • BÎRÎNCİ CİLT; G. Dimitrofun, 1917*den 1935'e kadar olan çalışmalannı içerlyor. 360 sayfa, 25 Lira. (toplatıldı> • İKİNCİ CİLT; G. Dimltrofun, 1936'dan, 1946'ya kadar olan çalışmalannı içeriyor. • İKÎNCÎ ÖLT; 340 sayla, 20 Lira. • Genel Dagıtım: TEMEL YAYINLAR, Necatibey Cacidesi, Bilecik Pasajı 27/26, Yenişehir ANKARA • Istanbul Dagıtım: DERDA, Cağaloğlu Yolraşu, Kemaliye Han 4/14 ÎSTANBÜL • Ankara ve Anadolu Dağıtırn: LLLSAL DAGITIM. Ataç Sokak 48/1, Yenîşehir ANKARA ŞEVKET SUREYYA AYDEMIR ^ S Toprak Uyanırsa 4 baskısı çıktı. 20. TL. KİTABEVI ISTANBUL 4 A.Dede'nin "Rumeli'nde Bırakılanlar,, ÇIKTI Isteme Adrest: Selime Hatun Canü Sokak No. 11» • Fmdıklı tslanbnl M.T.A. ENSTiTÜSÜ GENEL DiREKTÖRLÜĞÜNDEN Seyyar Jeneratör Grupları Satınalınacaktır 1 Enstitümüzün lhtiyacı olarak değişik volt ve kapasitelerde toplam 50 adet seyyar Jeneratör satuıalmacalstır. 2 Bu işe ait sartuaıne ve malzem*! listesi Ankara'da Genel Direktörlük AlımSatım Şubesinden, İstanbul'da Tophane Kemankeş Caddesl Funda Han kat: 5 dekl tLTJi.. Enstitüsü Satmalma Müdüriügünden bedelsia olarak temin edilebilir. 3 Ihaleye katılmak isteyen rirmalar kapalı teklif mektuplann? en geç 31 mart 1975 pazartesi saat 17XÖ"ye kadar elden veya P.T.T. vasıtasıyla Enstitümüz Genel Haberleşme Servisine teslim etmiş olmalıdırlar. 4 Enstitümüz 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. DENİZ KUVVETLERI * KOMUTANLIGI SEYİR HlDROGRAFt VE OŞtNOGRAFÎ DAÎRESÎ BASKANLIĞINDAN BİRDİRİLMtSTtB. t * * * o1 Ü Güncel Kitaplar'da Yılın Kitabını Sunar: A.RIZA YALT FRANSIZCA R E M Z İ DEYİMLER sdziUEU İ DENiZCiLERE VE HAVACILARA 19 SAYILI BiLDiRi 10 ile 14 Mart 1975 tarinierı arasmaa 10.00'dan 16 00'y» kadar aşağıdakı noktalan Jirlestıren saha ıç;nde seyretme, demirlere, avlanm» ve ou sananm S ü metreye kaüar olan UO yüksekliği csuı ve maJ emnlyeti bakımından tehlikelidir. KARADENtZ Ştl.E 1 ncl nokta : Enlemı 41 derece 11 üakıka lcuzej boyiamı 29 derece 3 dakıka dogu U 2 nc! nosta : Enlemı 41 derece İ dakika ttuzev U Bovlamı 29 derece 32 dakıka öogıı 3 ncti nokta : Bnlem! 41 derece 19 lakıKa Kuzey Boylamı 29 derece 32 dakika doğu 4 ncü noKta : Enlemı 41 derece 19 daKika feuzey Bovlamı 29 derece 5ü dakıka dogu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE Modern Fransızcada en çok geçen deyimler, benzer deyimler arasmdaki ayrmtılar... Plastik cilt, mükemmel baskı, 25. TL. KİTABEVI I S T A N B U L (Basm: 118391684) MIITERRAKD DağBates...Pk.836 İst... |TEMcL| yayınlar g | Ö ü g a 5 a g 3 | 5 B T.C. ISTANBUL ASLİYE MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ TİCARET DAÎRESt ESAB: 1974 237 Davacı Ankara Anonim Türk Sigorta ŞtrkeU adına vekill Avukat Bülent Ege tarafmdan, davalılardan Istanbul Topkapı Dereboyu sokak No. 33'de Süleyman yolerinln adres ve ikâmetgâhı tesbif ediiemediğinden dava dilekçcsi ve günlü davetiyenin ilanen teblııS edildiâi rıalde 285.1975 günlü duruşmaya gelmediği. kendisini femsilen bİT vekil de göndermedigi cihetle tlânpB sivap kararı tebügine mahkemeee karar verilmiştir. TaJıkikatın muallâk bulundugıı 18.4.1975 curaa günü saat 10'da manfcememlz salonunda bizzat bulunması veya bir vekil ile kendisini temsll ettirmesi, aksi nalde duru$maya gıyabında devam edileceği tebligat maJcatmna kaim olmak üzere ilânen gıyap karan tebliğ olunur. 28.2:1975. | | ğ S 2 > ^ Resimli Bilgi EV ve OKUL ANSİKLOPEDİSİ * ^ i i 3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear