17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 24 Mart 1975 YEDÎ Petrol arama yetkilisi ilginç açıklamalar yaptı Bugün Marmara'da petrol arayan şirketin, 1969 yılında sismik araştırma gemisi satma önerisini Enerji Bakanlığı reddetti. Şirket yetkililerine göre: 1969'daki öneri dikkate alınsaydı, Türkiye Ege ile ilgili tüm jeolojik bilgilere bugün sahip olacaktı. petrol arandığını fakat bu aramalardan bir sonuç alınmadığını da sözlerine eklemişlerdir. Amerikan îirketlerinin Ege Denizi petroluyla yakından Ugilendiğini de sözlerine ekleyen, Marathon Oi] ve Global Marine Europa şirketlerinin yetkilileri, Ege Denizinde de petrol ara?tırması yapmak için 1969 yılında Eneıji v e Tabiî Kaynaklar Bakanhğına başrurdukiarını ancak, Bakanhk ilgililerinin «Su sırada basımıza iş açmayalım» diyerek bu önerilerini reddettilderini de açüdamışlardır. Marathon Petroleum Turkey Ltd. şirketinin Türkiye müteahhidi Oyman Sayer'e göre, Enerji ve TabU Kaynaklar Bakanlığı o zaman. kendi önerilerini kabul etmis olsaydı bugün ne Norveç Longva gemisine binlerce dolar kira ücreti ödemiş ne de sonradan zor duruma düşmüş olacaktı. Oyman Sayer. sözünü ettigi »layi şöyle anlatmıştır: dırlar. Ştmdi bizim bütün uğrasımız, TPAO ile anlaşıp bir ortaklık, bir konsorsiyum kurmak ve TPAO'nun elinde bulunan öteki ruhsatlı sahalarda or taklaşa petrol aramaktır» demıştir. Araerikan şirketinin öteki yet kilileri de, Marmara Denizinde petrol arama ruhsatını 1971 yıImda aldıklannı, fakat aradan 4 yıl geçtikten sonra Marmara'da sondaj işlemlerine başlayabildiklerini söylemişler, Ege Denizinde Yunanhlarla çıkaı petrol anlaşmazliğı ve BP ve Mobil'in Tiirkiye'deld »on girişimleriyle. kendilsrinin Marmara'da petrol sondajlanna başiamalan arasında hıç bir üişki olmadıgını söy lemişlerdir. İlgililerin verdiği bilgiye göre. Amerıka'nın en büyük petrol aram8 şirketlerinden birisi olan Marathon Oi] Company, Marmara denizinde Kapıdağ açıkla rmda vaptığı sondaj'da 1400 met reye kadar Lımiştir. 2500 met reye kadar inecekJerini de belirten şirî.et ilgilileri, yaptıklan sondajm Türkıye'de denizde yapılan yedinci araştırma olduğıınu. daha önce Mersin'de, Iskenderan'da ve Karadeniz'de de • Daha 1969 yılında biz Bakanlığa başvurarak Eşe Denizinde pet rol aramak ya da TPAO'ya bir sismik arama gemisi satmak için başvurduk. O zaman ne kıta sahanlığı ne de Türk Yunan iliş kilerinde gerginlik vardı. Fakat zamsnın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri konu üzerinde tereddüt gösterdiler v« başımızı boşu boşuna ağrıtmayalım diyerek işi kabule yanasnıadılar. Oysa ki daha o zaman önerdiğimir gemi ucuz fıyatla aImmış olsaydı, Türkiye bugün Ege Denizi konusunda bütün jeo lojik bilgilere sahip olacaktı.» TARTISMA Ülkemizde Uçak Sanayii Türkiye'de harp sanayiini kurmak düşünoe sinin önem kazandığı bu günlerde Hava Kuvvetlerinı Güçlendirme Vakfmın uçak endüstrisı girişimi üzerinde durmak istiyoruz. Geleceğtn, havacıhkta ilerleyen milletlerde olduğuna inanan Millî Savunma Bakanlıftı 1924 yılında Almanya'nm ünlü Yunkers firmasJ ile snlaşnıa vaparak Tomtas namı ile bir şirket kurulmasına vardım etmiş ve Kaysen'de uçak yapabilecek şekilde fabrika binalan inşa edilerek gerekli makine ve teçhizat getirtilmiştir. Bu fabrikada vapılan taın tnadeni Yunkers A21 tipı ucaklan hava buv^'etlerinae hizmet görmüstür. Daha sonra aynı fabrikacia Ameri kan Hawk tipi çelik tronstrüksiyon bez tcaplı. av uçaklan ile Flediling tipi okıl ucaklan ya pıimistır. Bir süre sonra vine tam madeni Po lonya'nın PZL tipi av uçaklan ile Alman anşap ve çelik kansımı Gotha tipi okul ucaklan yapılmıştır. îkmci Cıhan Harbi sırasında da tngiltereden alman lisans üzerine ahşap konstriiksiyon Miles Majister okul uçaklan vapılmıştır. Bu uçaklardan bir kısmı da Etimesut'ta Türk Hava Kurumu uçak fabrikasuıda imal edılmiçtir Türk Hava Kunımu kurdugu uçak fabrikasmda kendi etüdü olarak birkaç tip uçak ve planör yapmış. hatta bu uçaklardan bin tanesı de sıhhiye uçagı olarak Hollanda'y» satılmıştır. Zamanın Cumhurbaşkanı, Hava Kurumur.un bir de motor fabrikası kurmasmı istemesi Uze rine Hava Kurumu İngiltere'den Gypsy Majör tipi uçak motoru lisansı almış ve Ankara'da Gazi Orman Çiftliğinde 1947 senesinde kurdufcu motor fabrikasmda bu tip motorun ımaline geç miştir. îkinci Cihan Harbi sıraaında Amerikan yardımından hava knvvetlerine okul uçağı verilmesi üzerine gerek Hava Kunımunun ve gerekse Nuri Demirağ'm girişimleri akamete ugramıştır. Üzülerek belirtmek istenz ki, plyasasası olmayan endüstri işliyemiyeceginden kurulan fabrikalar faaliyetlerini durdurmuşlar, Millî Savunma, emrindela Kaysen ve EsKişehlr tabriksian Hava Kuvvetleri uçak ve motorlannın tarmratı vc revizyonu ile uğraşmış ve nalen de ugraşmaktadır. Bilindıgl gibi Hava Kuvvetlerinin esfci komutanı sayın Orgeneral Muhsin Batuı «Kendi uçagını kendin vap» slogam ile Hava Kuvvetlerinı Güçlendirme Vakhni kurmus ve ülkemizde uçak yapımı yolunda yeni bir adım atıknıştır. Ülkemizde uçak yapımı ya kendi etüdümüzle. ya lisans üzerine imalâtla, ya da vabancı sermaye tesvik kanununa göre. ima'.ât voluyla olabilir. Kendi etüdümüzle olanı yıllara dayanan bir imalat seklidir ÇOR vaKiı aUı ve ÇUK masraflı olur. Lisans üzenne imalat. hava mıvvetlennın tesbıt edecegı bir uçak tipı fabnkasın dan lisans ve lüzumlu teknik bilgi v.s almmak suretiyle vaDilabilir. Yabancı sermaye tesvik kanununa göre de yine tesnit edilecek tip uçaklan imal eden ucak fabrikasivle anlasma vapı larak o fabrikanın çerek teknik ve gerekse sermaypsinder favdalsnmük suretivle olur. Ancak. her üç sekilrtpld imal&hn piyasa bulması sarttır. Yalnız hava kuvvptlerinin ihtiyacı fabrikayı vaşatmaja kâfi gelmez. Memleketimizde imal edilecek uçaklann pfyasası RCD teşkilâtma dahil memleketler olabileceği ribi kısa btr zaman önce anlasma yapılan Lihya HUkümeti de olabilir. Bu memleketleri Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının fanrikasma ortak vapmak mi'mkün olursa o takdirde hem maddi ve hem de piyasa bakımından büyük imkânlar sağlanmış olur üçak fabrikaa, kumlacak olan harp sanayii fabrikalan ile de karsılıklı münasebetlerde bulunabilecektir. Türk Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bu mevzulara efilecek olursa suna inanıyonız ki, imalâttan vazgeçme durumu bir daha ortaya çıkmayacak ve kurulacak fabnka hem memleket ve hem de komşu ve dost memleketlerin ihtiyacını saglamıs olacaktır. "TÜRKİYE FIRSATI 1969'DA KAÇIRDI,, Marmara denlzind* petrol • rayan Amerikan çirketinin bir yetkilisi, şirketinin 1969 yıhnda ilgili bakanlığa basvuTarak Ege denizinde petrol arayacak bir sismik araştırma gemisini ucuz fiyatla TPAO'ya satmayı önerdiğini fakat bu önerilerinin yetkililer tarafından reddedildiğini açıklamıştır. Şirketin bütün amacımn TP AO ile bir ortaklık kurarak, TPAO'nun elinde bulunan öteki ruhsatlı «ahalarcfa da petro) aramak oldugunu belirten Marathon Petroleum Turkey Ltd ve Global Marine Europa Ltd jirketlerinin yetkilisi Oyraan Sa yer, «Denizlerde petrol aramak büyiik masrafı ve büyük parayı gerektirir, Amerikan şirketleri bu işe para yatırmaya hazır 2;uvence ver mek zorundavız Düşünce ınsanları hayvanlardan ayıran ana oğedıı. Hayvanlar ıçgudülerıyle nareüet ederler. lçgüdulerıyle nareket eıtılılen ıgm ya^amlannda herbaııgı bir gelişme olmaz. Gelişmeıun olmadıgı yerae düşünce soz sonusu edilemez. Düşünen ın»anlar, eylemlerının sınırlUığını, ıyı yaşamı, oaşkalannın nakKina saygıyı, Daşkalaruıın çu:arıru kendi çıkarından üstün tutmayı, yeni Kosullara uymayı, tutarlı davraaıp ıjıye dogru yönelmeyı büen msanlardır. Düşünen insanlara ihtıyacımız çoktur, hem de her zamankınden daha çok. Çünkü buiıalınüı dönemlerı atlataınauii. Toplum sallantılı bir aonemaedir. Gencecik insanlan kendü çıkarlanna âlet eden kişiler bılmehdırler ki toplumu uçuruma sürüklüyorlar. Zamanı topluma yararsız hale getırmeyelım. Ayakta durabılmemiz ıçm lyıye yonelmeK, dünya itojuilarır.a a yak uydurmak ve blreylere 6"vence vermek zorunclayız. Düsüncenin olmadığı yerde kin olur, kınm oldugu yerde ınsan sevgisi oünaz, ancak ve ancak insanlan ranatsız eden çağ dışı kahramanlıklar olur. Sev^ı nin oldugu yerde ıse rahatlıK ve iç huzuru olur. Birey, topiunıun temel öğesidir. Bireyin oluşıurüuğu tıup veya gruplar (topluluklar) bıreyuı yaşantısına yön verır, bıreyın yasantısını ve eylemlerını belırler, bireye mutlulult veya mutsuzluk vertr. Toplumun ana görevı ıse oıreyı mutiuluiî ve güvence ıı,ensınde yaşatmaktır. Kendını guvencede uısseden bırey, huzurlu, hayata bağlı ve endişesız yaşama devara eder. Kendınl güvencede hıssetmeyen bırey, nuzursuz, endişeli, hayattan Kopınuş, yanmndan kuşkuludur; ıç çatışmasını yenemeyip gittikçe nıu' suzlaşır. Demokratik ülkelerde yönetl lenler, kendilerinı yönetecek bıreyleri secerler; yöneticı durumundakı bireyler ise, yönetılenlerın mutluluğunu, huzurunu ve güvencelerini sağlamals zorundadırlar. Yöneticiler halkın hızmetinde ve emrinde olmalıdırlar. «Gerçek demokratik idare sistemtnde halk, yöneticllerin. hrz metinde olamaz, yöneticiler halkın hizmetinde olmahdır». Yöneticiler, halkın çıkarını kendi ç> kanndan üstün tutmalıdır. Yannına güvenle bakacak blrey ve onun oluşturduğu saglam toplum istiyorsak, tutarlı düşünüp duygulanmızla değil aklımızla hareket edelim. Aykut SAĞANAK Belçika'nın Anvers kenti belediyesi, bu yılki sergisinde Türk heykellerine yer veriyor Beîçika'mn Aruers kenti Beledıyesi, dünyaca tanınmıs Middelheim Müzesinde düzenlediği Bergiyi bu yıl Türk, Japon ve Hint heykellerine ayırmıştır. Anvers Belediyesi, Kraliyet Akademisi ve Middelheim Mu?esi yetkililerınin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Türkiye' nin Brüksel Büyükelçillğı nezdinde yaphğı girişimler olumlu sonuç vermiş ve Belçika'dan Istanbul'a gelen Akademi Başkanı Heykeltraş Prof. Macken ve Middelheim Müzesi yetkilisi Ma dam Bentein ile Güzel Sanatlar Akademisinden Prof. Hüseyin Gezer, Prof. Şadl Çalık, Doç. Ali Germaner'le Doç. Tamer Başoğlu'ndan oluşan jüri sergilenecek yapıtlan saptamıştır. Heykellerin ambalâjlanmasıyla Istanbul liınanına kadar taşıma giderleri, Türkiye adına Dış Işleri Bakanlığı Kültür Dairesince karşılanacaktır. Sergi. Türk sanatının yurt dışında tanıtılma !i yönünden önemli bir gösteri olacaktır. Etiket koyma yasası var ama aldıran yok RESMİ AÇIKLAMALARDA YERALAN 7,5 MtLYON RAKAMININ GERÇEKLERÎ YANSITMADIĞI ÖNE SÜRÜLÜYOR. Yasalar vardır ülkemizde, toplumsal ilişkilere düzenlemeler getirir. Umutlar yaratır düşünlerde. Güncelliği kaybolmuş geleneklere yeni biçimler verir Ancak yasalar vardır, yaşam süreleri yayımlandıkları günde so na ererler. Beklenenleri veremeden bir köşede unutuluverirler... 3489 sayıh yasa da bunlardan brridir. Bir amaç doğrultnsunua meclislerden geçirilmiş, sonra unutulup yitirilmiştir. Yasa «Pazarlıksu satış zorunlugunu» içermektedir. Başka bir dejişle satıcı ile son tüketici arasında ilişkjlerı düzenlemekte, yeni boyutlar getirmektedir. Yasanın ıçeriğine göre satıcı malının degerini nasıl göriiyorsa, o deferi ilân edecek bunun dışında ne fazlaca isteyebilecek ne de azına razı olacaktır. Zaten iiân ettiginin gerçek değer olduğuna inandıgı varsayılmaktadır. Yasanın uygulanmasına ilişkin kararname de bu ilân yolunun mal üzerine iliştirilecek etiket oldugunu belirlemektedır. Karamamenin geçmişi beş yıl öncesine dek uzanmaktadır. Etiketın varlıgı. pazarliksız satısın uygulanırlığımn denetimi belediyeler ile meslek kuruiuşiannın görevleri arasındadır. Bu arada görev yükümlülügil ile yetki sınırlüığı sürtüşmeleri giincelligini sürdürürken gazete sütunlarında zaman zaman şöyle ilânlara rastlanmaktadır: «Pazarliksız satış mecburiyeti hakkındaki 3489 sayılı kanunun tatbik şekline dair 7.10.1970 tarıh ve 7/1321 sayüı kararname ve Oda Meclisimizce kabul edılen 11.10.1962 tarihli mesleki karar gereğince perakende satış yapan tacirler sattıklan mallar üzerine etiket koymak mecburiyetindedirler. Etiket koyma mecburiyeti ko nusunda Oda Meclisimizin almış oldugu riyaseti mecburi mesleki kararı hatırlatır, sayın üyelerimızin bu hususa hassasiyetle riayet etmelerini önemle duyururuz.» tlânaı imzası İstanbul Ti caret Odası. Ardından îstanbul Beledıye Encümeni geçtifüniz ay içinde toplanmış ve etiketlerin göze çar pıcı nitelikte olması ve herkesçe görülebilmesi amacıyla yasanın 4. maddesi uyannca etiket boyutlarını saptamıştır. Bu kararla etiket boyutlannın 4x6 santimetreden küçük olmaması öngörülmüştür. Dığer yanda vi'nnler boy boy sıralanmıştır çeşıt çeşit mallarla. İçlerinde kumaşhır, televizyonlar, radyolar, eibiseler dizilidir Bakarsınız. merak edersıniz. Acaba kaç lira? Etiketinf aTarsınız, değil 4:6 santimetreden büylik varlıgı'yoktuf ortsda Param yeter mı. yetmez mi. İçerı girer sorarsanı/., ardından pazarlıklar başlar Şu kadara olsun. olmaz böyle olsun, o da olmaz o halde ıkimızin arası olsun. Böylece mallar alınır satılır. Ama içtnizdekı soru saklı kalir alışveriş sonrasında da. Acaba?... Aldatıldım mı, ucuza mı aldım? Ülkemizi zıyaret eden turistlerin de başlıca sorunlanndandır bu Turizm bölge müdürlüklerınin hazırladıklan raporlarda turist sorunu olarak her yıl tekrarlarur. Bakanlıklararası ortak güdüm kurulamaz.. Emirler, bakanlıklar, vilâyetler, belediyeler, meslek kuruluşlan arası gider geltr. Sonuç değişmez. Sadece bir kaç esnafa göstermelik cinsinden etıketin nerede diye sorulur ve unutulur. Daha dogrusu ille ceza yazilmak ıstenen ışyerine etiketsizlikten tutturulagelir. Ve pazarlıklar sürerken vıtrinlerden fiyat karşılaştırmak olanaksız kalır. Yasa vardır. Raftadır Ankara Tabip Odası: "Çirkin politikacı halkın sağlığına da kötülük ediyor, ıt Kemai H. TA\OGLU MAKİNA UÇAK YÜKSEK MÜHENDİSİ Öğrenci Olayları ANKARA Türk Tabipler Bir liği Ankara Tabıp Odasımn dün japılan Genel Kuruluna sunulan raporda, ülkemizin hükümet bu nalımı içinde bulunması ve bunalımın devam etmesi siddetie yerihniş ve «Küçük hesaplaıia Türkiye'yi 14 ay süre ile hükümet siz bırakan çirkin politikacüar, ülkemizin tum çıkarlarına olduğu gibi, nalk sağlığına da, hekinriiğe de büyük iötülük ettiler» denilmiştir. Raporda, Ua yıl içinde yslnızca 8 aylık bir hükümet dönemi geçirildiği, ancak bu dönemde de koalisyonun bir kanadı ile yapılan çalışmalann di ğer kanadı tarafından baltalandığı ileri sürülmüş. özetle şöyle denilmiştir: «Bunun doğal sonucu olarak bugün Türkiye'de halk sağlığmdan söz eunek, hekimlik hiznıet lerinin ve hekim kullanmanın uygunlugunu söylemek olanak dışı olmuştur. Hastane kapüannda sürünen halkımızm, ilâçsızlıktan ölen çocuklanmızın mütetabipler elinde kalan köysel bölge halkımızın günahı, iki yıldır ülkeyi hükümetsiz bırakan politikacı anlayışınındır. Yöııetim kurulumuz da Türkiye'>i hü kümeUiz bırakan kısır çekişmel'sr yüzünden çahşma olanağı bu lamamış, konuk bakanlar, çalışmayan komisyonlarla hiçbir diya log kuramamışlardır » Tomris Öziş Amerikadaki konser turnesinden döndü Piyanist Tomris Ö/iş geçtiğiniz hafta içinde ABD'deki kon>er turnesinden yurda dönmüşür. Öziş, Miami. Atianta, Rocheser ve Detroıt'te başarılı kon;erler vermiş. son konseri Det•oit NSÜ radyosunda yayınlannak üzere banda aîmmıştır. Tomris öziş'in resital progarrunda Beethovenin «\Valdsein Sonat»ı, Mendelsohn'un «Vaiations Serieuses»ü, Debussy'ıin «Estampes»Iarı, Lıszt'in «6. Uacar Rapsodisi»nden başka >esteci Muammer Sun'un «Yurt tenkleri» de yer almış ve bü•ük ügi uyandırmıştır Öte yandan Tomris Öziş, burtin (pazartesi) Izmir'de Devlet İConsenatuvarı salonunda da bir jonser verecekrir. tlâç sorunu Ankara rabip Odası Yönetim Kurulunun ilâç sonınunu ana bir dava olarak ele aldığı ve konuyla yılmadan savasıldığı kaydedilen raporda özetle şöyle denilmektedir: «Halkımızın satın alma gücünü asan, sömürü düzeni İçinde oluşturulan ilâçlar. kalite ve fiyat açısından halk sağlığını da tehdit eder bir anlam taşımaktadır. ülkemizde, nammaddeler yurt dışından çok insafsız farklarla getirilerek, çok yüksek tiyatlarla halka satılmaktadır. Belladon Total alkoloidleri yüzde 25.400 farkla yurda sokulmuştur. Bu soygun düzenini belgeleriyle sap taj'an ve bunu kamuojtına duyuran Odamız, ilâç konusunu "bir memleket görevi olarak yeni yönetim kuruluna devretmenin rahatlığı içindedir.» (a.a.J VEFATLAR tocılar ve lıulualtrlM nütesekkıl cenjîf iMrısıaı ttMtmu, teır teleftnla emrinUteMr. Gazete iliıı ve umurc cınndM İCİn J j n bir ücrct J rmj:, CCT1« ıslerini nMmtmiı dcrskte titr, JCI |iratcrini;ı p> '>•••• Tel.: 47 20 bb İSLİM aHAZE İŞLERİ >0T : Buîün mumtleler isletmcve Jil «Inık îzere yurl ıc. yur tm, jurl <ıjmd»ı vtrda ctmıt Mkli »apıl'f. Gunıîn Inr saatınıle emrı tnıietu. (Cenajans 2244) VEFAT Merhum İsmail Tevfik ve Emine Şerife'nin oğlu, Fahriye Tarmaıı'ın eşi. Rena Tarman ve Belkıs Torunoğlu'nun babası. Meveddet Tarman'ın ve Dogan Torunoğlıı'nun kayınpederi, Feyza. Cenan. Süha ve Sedef'in dedeleri, 6. dönem Adana Milletvekili, Emekli Ziraat Genel Müdürü. Yük. Ziraat Müh. OYAK ile Yataklı Vagonlar Şirketi işbirliği yapacak ANKARA (A.NKA) ülusıararası nitelikli Yataklı Vagonlar Şirketi ile Ordu Yardımlaşma Kunımu tstanbul Tepebaşı'nda Etap otelini birlikte lşleteceklerdir. Bu konuda önceJii günkü Bakanlar Kurulu kararaamesı, Ya taklı Vagonlar Şirketi ile Ordu Yardımlaşma Kurumuna, kurjma ait Etap otelinln işletilmesı için yeni kre^ı olanakları getırmiştir. Kararnameye göre Etap otelmin ışletilmesi için kurulmuş bulunan Be\Tielmilel Otelcı iik ve Turizm Anonim Şirketinin sermayesi 7(10 oın llradan 2 milyon 700 bin lıraya çıkarılmış ve bu sermaye artımına yabancı ortakların bir nıilyon ikiyilzbin Bugün öğrenci olaylan bir la eğitim de buna eklemnce, Ana ve babalar sürekli oîarak yenileme çakez daha milleti rahatsız etmi mevcut tedbirlerin ancak bu bir kendilerıni ye başlamış. hatta bazı vatan günü kurtamaayı amaçladığı gö bası içinde olmalıdırlar. Genç ancak Bugünden bazı İik sorunlanna çf.reler daşlarımızı paniğe sevkedecek riilmektedir. kurulabilebir dereceye varmıştır. Geç yüksek eğitim fcurumlarından kuşaklar arasmda yüzde cek bir güven atmosferi içinde mişte edindiğimız acı tecrübe mezun olan gençlerin busnJn bizim olaylara çok daha kaçınm iş bulduğu önemli bir aranabilir. kolaylık ve kesinlikle teşhis ınreleme konusu olmal'.riır YaToplum her yıl «Amerikajn telecekte «diploma yeniden keşfetmek koynıamıza yol açmaktadır: O kın bir hevesinde» ksçınılmaz olacak olan binlerce genci «devreye» laylann nedrnı (ipolitiktir». tec enflâsyonıi" rübesiz gençlerimız bir kez da nr. sokmaktadır. Bunlar acı deneyha aşın uçlards oolirik ıhtiras Gençlıgın mevcut polıtiK ü lerden ders almamış gençlerlar.na malzeme anyan lider ve derlcre ,'üvensizliŞi dünya ça dir. îr.sanların sadece maniiderciklerin aglarına düşmek davranışpmda bir «fpnomenndir Po tıklannı kullanarak tedir. oyıınlarına gelmektedir ütikacılann diir.yamızı politik lanna vön vereoeklerine inanler! Kimsenın üzerinde tered ve ekonomik düzeyde nereye mak ise büvük safdillik olur. düt etmıyecefi bu hu«us «ncak aetirdiklerinı ızah etmek için öğrenci «ylcmlerr. toplumun yüzeyde kal^n sebeptir.. ÖJ sözlerle rçsimleı çızmeye ge bir büyük rahatsızlığı olarak, renci «Niçin» politik oyunlara rpk yoktur. En basit bir gözlem, yüzeyde ölçüsüz politit belirtialet olmaktadır' durumu bütün ıçıklıgı ve kor ler şeklinde tehlikeli boyutlara kunçlugu ile ortaya sermekte vardığmda, gereğinde zor da kullanarak «geçici tedbirleri» Eylemlere gırışen öğrenci kıt dir lpsi her şeyden önce lıuzursuz Öğretim Uyelenne güvensizlik almak, ancak daha alt düzeyde dur. Onu huzursuz 'sılan neden bazı ögrenciler İçin ana ve ba yatan sorunlann kökenine inlerden bir tanesi stipnesiz kı baja güvensizliğin en vakın mek çabasını göstermeyi de gelecek kaygısıdır. Yurdumıız «otorite temsilcisine» yansıtıl ihmal etmemelf herhalde tuda ışsizlil: sonınu uzun süredır ması şeklinde belırmektedır. tulacak en akıllıca yoldur. alârm vericı boyutlardadır. Avrupa'5a işci gönderme bu soTemur ÇALIŞKAN A. G. ATATÜR runa kısmen ve geçicl bir hâl çaresi getirmiştı. ancak o bapı da kapanrme \a da kananm^k üzeredir. Üniversiteli genç ada mm amaçladığı ış bu tür ış değildir. Ancak o «bu tür iş» aramak zorunda kalmamak için üniversiteye «kapagı atmış» ve kendini o yolda da güvenli his setmemiştir. Çünkü «diplomali Hakiı olarak, Türkiye'de özgürlük boyutbalar, ayncalıklann ortadao kaldıniması 6zişsizliği» de şimdiden yurdulannın çağda? ölçülere ulaşmadığından yakıgürlüğe doğru büyük bir ilerlemenin önemli muzdadır ve giderek önemini nılır. «Özgürlük» sorunu biraz da cesitlik» kavhalkalannı oluşturur. Genlş halk yıgınlan earttıracaktır ramından aoyutlanarak çözümlenir ülkemizde. şitlik içinde özgürlük lsterler. 1789 tnsan ve Oysa bu çözümleme hem eksik, hem de yeterYurttas Haklan Bildlrisinde yer alan cözgür* Yurdumuzda yüksek öğrenim sizdir. lük, başkasma zarar vermeyen her »eyi yapapolitikası gerçehçi bir şekilde bümektir» anlayıjı çok geride kalmı$nr. Gerçi, çoğu «Kamu Hukuku» yazarlan özçizilmemiştir. Bugünkü gidiş özgürlüğe «toplumsal ve ekonomik fırsat gürlük eşitlikten önce gelir demektedlrler. Bu hemen her isteyene bir ünivereşitllği» açısından anlam vermek demetc, soruyargıya varanlar «liberal> düsüncenin «tlpik> site diploması vermek yönünna halk yıgınlan, sınıf açısından bakmak desavunuculandır cSosyal» düsüncenin savunumektir. Yaşama özgürlügü lnsan onunına yaculannın bir bölümü açıkça eşitlik özgürlükdedir. Özel sektörden devlete raşır yaşama kosullannl gerektirir Bir topten önce gelir diyebilmekte iseler de; geri aktarılan yüksek eğitim kurumlumda özgürlük düzeni o toplum üyelerikalan bölümü. cözgürlük eşitlikten önce tnl gelannın öğretim üyesi kadrolan nin çogunluğunun (ışçl. köylü, küçük burjuvalir, yoksa tersi mi olur?» sorusuna, «Bu çözülzi) özgürlüğe olan inancina ve baŞlılıgına dakurulamazken yurdun birçok nıemiştir. Soruna bakıa açısına göre değlsir. yanır. Bu da yalnız 1789 özgürlükleriyle sa5Marksçı anlavışa g8re eşitlik önce geltr. Libe3erinde yeni yeni «Üniversite bilanamaz. özgürlük. yalnız sivasal etkinlikte ral düşünceye göre özgürlük önce gelir» yanınaiarı» kurulmaktadır. Mektupbulunmak değildir. Her gün yaşama kavgası tını vermektedirler Hiç kuşkusuz. özgürlük veren, yoksullukla boguşan ve yannına eüveile eşitlik çok yönlü kavramlardır. Bunlar ani olmayan lnsanlar için özgurlügün ne anlamı rasındaki ilişki toplumsal uygulamadan kolayolur7 Kaldl ki bu klşiler nasıl siyasal etkinliklıkla gözlemlenebilir te aŞırlıklannı duyurabilirler? OKURLARIMIZA Bir üîkede çofunluktaki kimilerl yargılaEn az geçim ve vasam koşullan saglanmama giderlerinl karşıiamaktan korkuyor, bunun yan kişi yoksulluk ve korkudan kurtulabiHr yanında azmlıktaki kimilert de bu işleri bol DUYURU mi? Gerçek kisi özeürlülrü ekonomik »üvenlik ücretle avukatlara gördürebiliyorsa o ülkede ve bağımsızlıkla saSlanır. Olanak eşitligi ve • dava açma hakkı» var mıcnr? TARTIŞMA KOŞEMİZDE bağımsızlık olmayınca özgürlük olamaz özBir ülkede kimilert köpeklerine, maymungürlük ile olanak eşitligi arasmdaki ilişki soYER ALMASI İSTENEN larma kalortferü katlar özgülerken (tahsis eruna sınıfsal ve ülkesel. özçürlük tle bajımfl?YAZILABIN, 300 KELÎME derken), büyük çoğunluk başını sokacak kolık arasmdaki iliskı de evren«el bovutlarla baDOLAYLARrNDA OLMASI, nut bulamayıp toprak evlerde, mağaralarda tekılması gerektiSini ortaya koyar Ysni bir topKÂĞIDIN BtR YÜZÜNE zek yakarak yaşıyorlarsa o ülkede «konut dolumun özgürlügü evrenrfeki öbür toplumların kun.ulmazlı|ı» var mıdır? özgürlüğünden soyutlanamaz. MÜMKÜNSE DAKTÎLOYLA Kişiyi kendi türüne karsı korumak. onu YAZILMASI, DEĞİLSE Bir ülkede kimüerl küçük yaşta yaşamını başka kisüerin. sömürüsünden, kötülüklerinden kazanmak için okula gidecek zamandan yokOKÜNAKLI OLMASINA kurtarmak. emeğe öncelik veren toplum düzesunsa, herkes eşit olanaklar altınrfa yetişmeÖZEN GOSTERÎLMESÎ ninin işidir. den aynı köprüden geçlrümek isteniyorsa o ülf;h:H.ı<:K M K K T H ıtT?. kede öğrenim özgürlüğü var mıdır? Rahmi KUMAŞ SAYGILARIMIZLA Görülüyor ki özgürlük ilk önce olanak eDÜYTIRURÜZ. «itligi ister. Eşitlije yönelik girtşımler ve çaAVUKAT Eşitlik ile Ö Özgürlük OKUYUCU MEKTUPLARI Emekli aylığı aydan aya ödenmeli Devrt Harrut ml, yoksa devn Reşat'tan nu kaldığını pek bılemediğımız tunaf ve modası geçmlş bir usulün günümüzde de devam ettınıegelen uyguia ması ile Emekli Sandığındar maaş alanlare, Sandıfcça yılcıp. dört adet çek çrtnderılır. Bun lar ocak. nısan temmuz, ekm ay lanna aıt olup ner bırl üçer aylıktır. Başka bir deyışle, p» ra verme zamaalan yılın dör; mevsimine denk getirilmiştir. Her cins ihtiyaç maddelerimı bl nızla yükseldigl ve bundan dolayı hiç bir kimserun sorumluluk hıssi duymadıgı şu enflâs yonisi dönemde siz hâlâ esni devırde vfi«amanın rahatlığı ı çuıde üç ayda oir defa para yü zu görüp ve bununla bir bütçe 'anzım edip vaşantınızı sürdü : ecetcsımz. Her emekli, dul ve yetimleı adına 4 verine 12 cek tanzın. edılıp nerbtn bırer aylık maaj ınevdııatını Ihtiva etse ne olur' ızdıham önlenir. hem de maas TEVFİK TARMAN 23 mart 1975 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Az:z naaşı 24 mart 1975 pazartesi gunü (bugün) ikındi namazını takiben Kadıköy Osmanaga Camiinden kaldınlacaktır. Tekel haksız rekabete yol açmamalı Tekel ıdaresı bundan çok vıllar önce halk yaranna nalüı bir karar aiarak sat tspîno tıyatlannda alıcılar arası tarKl! lık ortaya koyrmıç ve ilâç ujct.ı minde kullandüclan cereıtç«KH le eczanelere indinmlı «teTı>y« karar vermıştır Gerçekren k>. rann M uygulsmaya Kno<i"p dönemlerde ışlevış yararlı ol muştu Ancak selışen şartla! ve teknolojı ile birlikte artık eczanelerde ilâç yapma olaııa™] ve gereği Kalmamı.'tır. Bu toKolonya üretiminde fcullanmaya oaşlamışlardır. Halen de oüyük çnğunlukla bu amaçta kuüanılmaktadır. Oysa nolonyacı runsatına sahip olanlar tçm avnı ıspırto ikı mlsl) fıyatla saiılnaktadır Bu nedenle deŞişen şartlar altmda Tekeiın KoyauŞu naklı uygulama vonuçta ürp'ıcller arasmda naksız rekabete vol açmıştır. Tekel Uailllerinden Konurnun yenıtien grtzden geçirıhp Künltmüz şartlanna uydurulma sını dileriz. AiLES i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear