25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CÜMHUEİYET 5 Şubat 1975 «MUAJU. fcSîrUKÎ.., NE itfİ p âBDÜLCANBAS TURHAINT SELÇUK KADiMU(Lt>AMl JcOCAlAftlNA ÖZtL MftfojA MV l V W f SL SlMtOLA(AK?... OLACAK . VAWÎ 0 TAMAMEN AŞK 50 DA GEZER Yazan: Necati CUMALI Ben daha Kmedim. Söyle getirsinler. Ben otelin srkm tarafır.da bir kantin •nt orada ediyorum kaitvalöyı lıer gün. Otelde yinnl liraya verdtkleri şey orada bes, blleınedjn altı lira. Kahvalüsını ederken kanünde kim Tarsa onu inceüyordu. Masalardan Uçiinde fotogTaünm çıktığı sabah gszetesini gSrdfl. Kanttnden çıkınca karşılaştıklannın bataşlarmı Ustttnde duyarak biraz denlz kıyısmda yürüdü. Btr gun öncesl aklma geldikçe keyifleneceğine sılol^rordu jimdi. «Halük haklı galîbas diye düşundfl hatırladıkçs «Kan konu anyor tcendtnden sös ettirmek için deditodu sütunlarma. GözUne görünmemekten başka çare yokl.jı Ayrılıktan bir saat kadar sonra öğle sıcagı bastırırken otele döodü. Yorgunluk çökmüştü Ustüne. Odasına çıtop uıanmak dinlenmek niyetindeydi. Anahtarmı almak içia daiuşnıaym jaklaşınca memur gillümsedl: Analrtartruzı aMılar. Ne demefc o? Odamzda misafirleriniz var. Kim? Söylanesem olur mu? Sürpriz yapmak istediklerinl söylediler. tlk gelen karısı oldu »H«M Asansfirds «Tatn da gününde geliyor» diye düçündü. Uçak ta, havaalanmda görebilirdi bu « >" ' • gaae• «> < * teyi!.. îki gece önce telcfonlaşmışlardı. Gelmek sörü geçmemişti konuşmalannda. Karsmm gelmlş olması olasılığı çabuk uçtu düşüncesinden. «Sakın o fen fakülteli fcn?» Gülümser gibi okftı. «Yspar mt yapar!.. O da az dett fişek değil hani!» Sonra bu olasılığa da yatmatb alüı. «Hiç tammadığı bir kadm? Belki de o sanşm?» Hep böyle kadmlardı «Hmrtan geçen odasının kapısuu açıncaya kadar. Odasına giri&ce hiç aklmdan geçirmediğl birini buldu lçerde. Jale Yeşil, balkon penceresi dibindcki koltukta ayak ayak üstüne atarak oturmuş, elinde cigaras», visM bantegı, haftalık bir sinema dergisfni kanîrtmyordu. Onuo odaya girdifiini duyunca başım dergiden kaldırdı: Ulan, neredesin dün akşamdan berl? ifaıiının bCylesine söze ğirişini yadırgamıştı: Nerede miylm? Nerelerdesin jra? Sordugumu duymadın mı? Kendiae özgtl rahatlığuıı çabuk kaaandı: Nerelerde olaca^ım? Oyundan sonra.. Evet, arayam&z mıydınız beni? Üstüste kaç gecedir o'yle uykuauı kalnuştun ki. Vah bebecik »an. Odasının balkonaada biri daha oldugunu, aneak balkondan geten sesi duyunca anladı. Otuz yaşlannda bir adam, balkon pencerestni örten perdenln gerisinden açık kapıya dogru ««irUi: Şekerim bu baTkon o kadar tatlı kl. öyle mi? Ben bizira otelden daha çolc sevdim burasını. En başta denize yakınlıgı çok hoş. Adam yeni görmuş gibi: Merhaba, dedi özer'e. (DEVAM1 VAR) II DEGİŞEN DÜNYA ve TÜRKİYE Doğan AVCIOĞLU •FUBT her yü olduğn gîbî Mitün üniülerl yan yana getiriyor» başlığı altında ju saürlar vardıı «Dün Büyük Efes Oteliııiıı yüzzne havuEunda karşuaşan müzik dünyastuzm £ac kamaştı* rıcı solisti Jale Yeşil ile sahnemîzin yakışıklı ve ünlü aktörü Özer Duru, bir aray» gelince çocaklar gibi sevindüer. Bütün gunü bu buluşmamn sevinciyle el ele baş başa geçiren iki eski arkadaşın bu yakınlıklan, yüzme havuzunu dolduranlarm bütün gfln koııuşua konusu oldu.j Jzmir'in en çok satan sabah gazetesiydi elindelri. Son yıllarda ofeetle renkli haberlere yer veriyor, iç sayfaUrmdın birini ise her gün «Kim kirainle neredeydi?» başlığa alttnda dedikoduya ayırıyordu. Geee kulüplerinde, lüks k>kantalarda, türiü yiyecek içeceklerle donaülmı? masalarda çekilmiş, pahalı giysiler içinde berberden yeni çıkmış takmış takıştmnış kadınlarla, anlamsız yüzlü erkefclerm sıntkztn & • > toğraflan doldunırdu bu sayfayı. Hünerleri, başkalarına yararlan neydî bu insanlarm? Ölçüsâz saçıp savurduklan bu kazançlan neredcn gelirdi? Okayucnlarmm yüzde doksanı Ege köy lüleri Ue kasabalılarıydı gazetenin. Kadııüarla erkeklerin ancak tarlada bir araya geldiği, san dalyelcri masalan kınk döfcük toprak tabanlı köy kahvelerüıden başka gidilecek yeri olmayan köylülere, yaşama düreni kSylOîerden pek değifik olmayan kajabalUara ne derdi bu türlü haberler? Çağ dı?ı kalmışlıklarıyle bir çeşit alay etmek değil miydi bu taüı yaşamı sürmek onlarm gözleri cnfine? Köylü okuyuculan. yoksulluklannın yüzde yüz nedeni olan bu ya?ayı 51 gazeteden iderken, hasetsiz bir imrenme üe ceonet dıişleri goreceklerine, ürettikkn ber çeyi değerinden düşük fiyata satıp, tarım ilâçlarından. araçlanna, yedek parçalanna, atlarının, eşeklerinra nallarma ımhlnnna. çiviye, k* rcsteye, sabuna, ipe, çu\ala, giysilerine, kunduralarma, diften tırnaktan artönp kanlarmın eeünlerinin bileklerine boyunlarma taktıklan bileziklere san ltralara kadar, kendılenne gere ken tükettikleri ber şeyi yükıek kârlar ödeyerck bu adamlardan satın aldıklarını akıl edebıl•eler, bu türlü saçmalıkUr hiç degüae gizli kapaklı kalır, gazeteler de soygunlanm «llcıslar gi bi, bir takım görmemişlerin bu türlü fotoğrafIflnnı ysymlaBUtys ccsuvt coonSBaı. Örer, fotoğrsftı bir daha baktıktan sonra eiinden atlı jazeteyi: Bu da gazetecülk mi ysni? îşine gelse böyle demezdin. Dogm «öylemiyor muynm? Daha oynn hakkında doğru dürüst iki satırhk bir eleştiri yayıırüamadılar, her gün içhnizden birinia, Oci sinin jurda burda çekilmij fotoğraflarını basıyorlar. Sanki biron işimiı yemek içmck efleamekmiş gibi... O bakıradan haklura «m«.. Anuii ne? Sen de Haluk'un sözünü dinle. Biraz 3 çülii oL. Özer uzun uzadıya sıkmtıya gelemezdi: Adus sen de! Alduma. Alt yanı «azete bu, öğjeye kadar ortada kalır, öğleden sonra toz olur. Yarın başkasıyle uğraşırlar aynı sütunlarda. Karıma. duyacak olursa, bir karjılaj maydı derisı OITII biter. Kahvaltı «ttin mi •en? SSCB, ABD İÇİN BUGÜN BÜTÜN DÜNYADA MEVCUT EN BÜYÜK AZ GELIŞMÎŞ PAZARDIR.. Süperdiplomat KUsiager, doğrudan dofruya ekonomik bunalım nedeniyle değil, fakat yöneticilere ve sisteme ınançsızlıgın artışryla, komünistlere Avrupada ifchdara katılma yohmun açılaca£ma Inanryor. Kissinger, yeni yılın başında Bnsiness Week'in sorulanna yerdigi yanıUartla, bu kaypsını şöyle düe getiriyor: «Kissinger Federal Almanya Cumhuriyeti"nin dışuıda bütün Batj Avrupa ülkeleri önümüzdeki 18 ay içinde güçlüklerle karşılaşacak .. Soru Bu ekooomik çüçlükler, siyasal karıpklıklara yol «çabilir mi? Kissinger Hiç Jcu&ku yok, eçabUir. Her hükümet, yalnız elde ettiği sonuçlara göre değerlendirilmez. Gerçek sorunlaruı üstesinden gelme yolunda giriştiği çabalara, inanç sarsılmadan önce, güvenilmesine göre değerlendirüir. Roosevelt, ekonomik durumda önemli bir düzelme sag layaraadan yıllarca eylemini sürdürebildi. Çünkü kamuoyu sorun lara hâkün olduguna inanıyordu. Italyada ve bir ölçüde Fransada insanlarm komiinistiere oy verişinin, ekonomik durumla dog rudan do|ruya bir iliski yoktu. Halkm küçümsenemiyecek bir kısmı sisteme karşı bir soğukluk duymaktaydı. Sistem iyi sonuçlar verdiği zaman bile, sistem üzerinde bir baakı «ürdürmek için komünistlere oy vermekteydi. KomOra»t cyton artüğı aman, slyaaal sistemin elâstikiyeti azahr. Bu nedenle Avrupadalti ekonomik Kissinger'e göre Avrupa'da Komünistler iktidarı alabilir SOVYETLER BiRLiGi «DETANT» TAN VE EKONOMİK iŞBiRUGiNi GELiŞTiRMEKTENYANADIR. AVRUPA ÜLKELERiNDE, SOSYALiST DEVRiMLER DEGiL, DEMOKRATiK DÖNÜŞÜMLER BEKLEMEKTEDiR. gerfleme, ciddî «iyasal sonuçlar yaratabilecektir.» Kissinger, ekim 1974'te New York Tımes'ın yazdıklanna va Israil Başbakanı Babin'in açıkladıgına göre, bazı Arrupa Ulkelerinde komümstlerm iktidarı almasından kaygılıdar. Rabin, Washington'daki çok gem? temaslanndan sonra yetkililerin artan ekonomik bunahmla birlikte îtal ya'da ve daha başka Avrupa ülkelerinde «komünist egemenuginl çok ciddi tehlike» sayttklarım belirtmiştir. yetenege, olgunluğa ve hatta devrimci sezgiye sahip bulunmahdır. Işçı sınıfının güçlü bir devrimci partisi olmadan, Devnm başanlamaz. Ne var ki, iççi sım fımn öncüsü olan parti de tek basına Dentaı'i gerçeklesttremez. Büyük kitleler ve en anndan işçi smıfı bütün olarak destek getırmedikçe, öncü de Devnrn yapamaz. Kitle destegi ise, yatoız pro paganda ve ajitasyonla saglanrrmz. Kitteterin kendl siyasal deııev lex lııl yspmalar] lEcrckliiiîr. Enstıtüsü» DirektörU re Merke» Komitesi üyesi înoBentsev de Pravda'da fasizm t o h l i l f g « j r ı i belirtmektedir: «Bu sosyopolitik bunalım durumu kiry«' i f l a J ilerici güçler lartmdadırlar ki, iktidardaki göç'erin bir bölümü, iç politik maceralara atüabilirler. Bu sert pohtika yanlılan, işçi sınUına karşı tero're bBsvurmaya beveslenebilirierj Faşîzm olasılığmı önemle göz önünde tutan Sovyet yöneticileri. görünüşe göre, en büyük öncelıgi «detant» politikasmın sür dürülmesine vermektedirler. Ekonomik bunalımm faşizme ve soğuk savaş günlerine dönüşe yol açmasından kaygı duymaktadırlar. Bu nedenle, Avrupa komünist partilerinin, «çok uluslu» tekeici der sirkeUere çakarlan ters duşen bütün snnf ve tabakalarla işbirliği haBnde demokrasi ve bans içm mücadele etmeleriDİ öneTmektedirler. Inozentsev, partilere düsen g6revi şöyle belirtmektedir «TekelTere karşı güçlerl Wrleştinnek Te emekçilerin baslua isteklerim* gerçekteçtirmek için mncadde etmek: Yani demokratik dönüşümler, devamlı bir barış ve nloslararası pivenuk için mücadele rtmek» ginl şimdüik engellemiştlr. Kanımızca, Yahudi göçunden çok, Ford*un kabul ettiği bu kredi sınirlaması üzennedır fcı, Sovyetler Birligi 1972 tarihll SSCBABD Ticaret Aruaşması'nı feshetmek sonında kalmıştır. Btr çok Batı gazetesinde yazılanın aksine, tutumunu sertleştiren SSCB değü, ABD'dır. Fakat bu durum dahi, ekonomik işbirliği nin hiç değilse öteki Kapitalist ülkelerfe gelişmesıne engel olmayabüir. İşbirliği daha çok kapitalist tilkelerin tutumlanna bağlı kalmaktadır. Brejr.ev'ın degisınesıyle Sov>et politıkasınin sertleşmesi, zayıl bir olasıiıktır. Komünist Partilerin «tleri Demokrasi» programı Kısaca, SovyetleT Birligi «detant» tan ve ekonomik işbirliğini geliştirmekten yanadır. Avrupa ülkelerinde, sosyalist devrimler değil, demokratik dönüşümler beklemektedir. Komtinıst ve İşçi Partilerinin 1969 ülus lararası Konferansı"nda aldıklan şu karar, geçeıliliğiTâ korumaktadır: «Tekeller ve emperyaHzme karşı eylem birligi geliştiğı ölçüde, bütrün demokratik akımla rm bir siyasaı ittifakla bir araya gelmesine elverişli koşullar olgunlaşacaktır. Bu ıttilak, Ulkenin siyasal yasarnında tekellerm rolünü etkin biçimde sı mrlamayı, büyük sermavenin ik tidarma son vermeyi. köklü e konotnik ve politlk dönüşümleri gerçekleçtirecek bir rejim kurmayı basaracaktır. Böylece sosyalizm için mücadelenin sürdürttlmesine en elverişli koşullar yaratılmıs olacakUr.» Görüldüğü üzere, söz konusu olan sosyalizme geçis değil, ileride sosyalizme geçişi kolaylaştıracak olan, tekellere karşı demokratik bir mücadeledir. Fran sa Komünist Partisi 1960'lardan beri urarla bu politikayı ızle mektedir. FKP, Sosyalist Parti ve öteki ilerici güçlerle çok uzun yıUardır eylem birliğinj a rastırmısttr. Bu çabalar, 1972 yazinda sonuçlanmiş ve bir «ortak program» çerçevesinde, sol radikaller, sosyalist ve komünist partileri eylem birligi kurmuslardır. Bu cephe, Cumhurbaskan hğı seçimlerinde yüzde 50"ye ya kin oy toplannstır. «Ortak program» parlamenter sistem çerçevesinde ve bütiin özgürlüklere saygüı olarak «ileri demokrasi» ya da «an ti tekeici demokrasi» rfonîipn riji7<*ni, bütün demokratik güçleri eşit koşullarla birleştirerek. küçük ve hattâ orta burjuvaziyi de kazanarak gerçekleştirmeyi öngör mektedir. Fransız Komünist Partisi, sos yalist olmayan, fakat sosyalizme açık bir programı başariya ulaştırmak için dahi, yüzde 51 oyu yeterli görmemektedir. Sosyalist ler, flerici katolikler ve sol radfkallerin yanı sıra, «Bafımsız Fransa» görüçünü savunan yurtsever de Gaulle'cüleri kazanmak ve «HaDon Birliği» nl gerçekleştirmek için caba barcamaktadır. Lenin'e göre devritnin koşuHan Kissinger'in kötümserliği, Fran sız Komünist Fartisi re Sol Radikaller ile bir ortak program etrafmda birleşen ve son Cumhurbaskanufı seçiminâe oylann yanauu alan Sosyalist Parüsl Uderi Mitterand'ın iyimserliginl teakU ediyor. Mitteraod, su sozlerle sosyalizmin atttıini ilaa ediyor: cOöaya ekonomiaiaiıı fhn^iki bunalımı, sosyalizmin tarihle ran denısu oluugunu gösteriyorj» Ne var ki, Sovyet yönetıcileri ve kuramcıian, Batı'da sosyalizmin tarihle randevu saatinin geldigine pek inanmış gözükmüyorlar. Sovyet kuramcıian, bunalımın ağırlaşabileceğüıi ve gelişmiş kapitalist ekonomilerde «dev rimci bir durumun» koşullannın olgunlaşabüeoeğini kabul eünekle birlikte, devrimin öznel koşullarının olgunlasüğmdan kuşkulu görünüyorlar, ısrarla faşizm tehlikesine dikkatı çekiyorlar ve Lenin'ta DevnmT« Ugili görüşleriıü hatırlatıyorlar. Lenin'e göre, «devrimci bir du runuun Uç belli başlı belirtisi vardır: 1 Egemen sınıflar, eski biçırade yaşama ve egemenliklerini sürdürme olanaklannı yitirmelidir. Ezilen sınıflarm eski biçimde yaşamak istemeyiçleri yetmez, egemen sınıflar da çaresiz kalmalı ve ülkeyi yönetemez duruma dlısmelidirler. Yani bütün Knıfları kapsayan uluaal bir bunalım doğmalıdır. 2 Ezilea sınıfiann acüan Te gereksinmeieri, ahsılagelenden da •a keskin dururna geknelidir. 3 ErUen sımfların eylemlerinde büyük ölçüde artış olmahdır. Kitleler, «ya o, ya bu» gibi iki secenekten birini kesinlikle seçme durumunda kalmalı, üçüncü bır yol dUşunülemez olmalıdır. Bütün bu nesnel degişikliklerln •toplamı, «devrimci durum»u teçkil etmektedir. Fakat Devrim için, devrunci durumun varlığı da yeterli degildir. Nesnel koşullann varlıgınm yanı sıra, öznel koşullann varhğı gereklidir. Dev rimci sınıı ve devrimci smıfın partisi, Devrim'i yürütecek güce. Sovj'etler, Faşizmden korkuyorlar Sovyet kuramcıian Lenın'in bu gbrüşlerinin altını çizerek, herhal de bir devrimin kolay olmadığını hatırlatmak istiyo. r. Gerçekten dünya kapitahs. sisteminın liderliftini ve jartdarmalıgını yapan ABD'nde bir iççi sınıfı partisi yok gıbidir. ABD isçi sınıfı liberal jörüşlü kspitalistierden bile daha gerici, ırkçı sendikaiann kontroiü altındadır. Bu k o şuilarda, ekonomik bunaiım agır la«tıgı takdirde, Roosevelt upi bir «New Deal» uygulamasına gidilemezse, faşizme kayış olasılığı daha fazla gözükmektedir. ABD, Avrupa'dAki devrimci geli$u2£2£ri daiıi, gerici sendikaların da destegıyle, çeşitli yollardan engellemeye kalkışabüir. İngiltere'de işçi sınıfimn gflçlü bir sendikal eylemi vardır. Fakat kapitalizmle butunleşmis olan Ingiliz tşçi Partisi, isçi smıhmn devrimci hızını kesmeyi şimdiye kadar devamlı basarabilmıştir. Almanya'da ise, güçlü sendikalar reformist egfiimler gö6tennekıe ve ekonomik bunahmın agırlaşma sıyla birlikte, tutucu sayüabilecek Sosyal Demokrat Parti dahi oy yitirmekte, Hıristiyan Domokrat Parti "nia Strauss tarafından temsil edîlen en gerici kanadı oy kazanmaktadır. Ancak Fransa ve İtalya gibi ülkelerde güçlü işçi sınıflan ve partileri vardır. Herhalde bu nedenler yüzündendir ki, Sovyetler BirUgi'nin «Amerika İncelejnelerl Enstltüsü» Direktörü Prof. Arbatov, şöyle yazmaktadır: «1929 bunalımı, ABD'de Eoosevelt ve New Deal'i gettrdi. Avrupa'da ise Hitler faşizmini ve savası dofurdu.» Newsweek dergisi İse, Avrupa komünist partüerinin 1974 sonba harında Varşova'da yaptıkları toplantıda, partilerarası iUşkilerle görevli Sovyet yetkilisi Bons Ponomarev'iD söyle konuştugunu belirtmektedir: «Kapitalizmin mevetrt bunalımı gercekten berbat. Fakat kapiUlizm can çekişiyor değil. Avrnpa komünist partileri üımlı bir yol izlemeli, şiddet ve devrim «araanı degil» Sovyetlerin «Dünya Ekonomi Sovyetlerin Batı öe Ekonomik işbirliği çabalan So\7etler Birligi, «detant*ı güçlenâirmek ve ekononıik gelismesini hızlandınnak İçin, gelişmiş kapitalist ülkelerle ekonomik iliskUerini gellçttnneye ve onlara «büyük bir paaar» sag lamaya önem vermiştir. Geniş bir pazarın açılması, petrol üreticisi ülkelerin genisleyen pazarıyla birlikte, kapitalizmin bunalımına belki de bir çözüm sağlayabilir, hiç değils» bunalımı yumuşatabilir. Buna rağmea, Sovyetler Birligi, buna» lımı agırlaştırmaya değil, haîilletmeye yönelmiş gözükmektedir. Nitekim Sovyet yöneöcileri, gelişmiş kapitalist ülkeleri ı«rarla Sibirya'nın degerlendirilmesi için işbirüğine çağirmaktadırlar. Sibirya, dünya petrol ve kömür rezervlerinin çok büyük bir kısmına sahiptir. Batı Almanya, Fransa, ttalya, Japony* ve ABD firmaları Sibirya'da *nemli yatırımlara yönelmişlerdir. Birçok Amerikan firması, Kama nehrl iizerinde dev bir kamyon fabrikasının kurulmasm da çalışmaktadir. Japonya, Soryetlere 1 milyar dolar kredi tanımıstır. Fransa 600 milyon dolar kredi açmıştır. Baü Almaaya, Sovyet petrol gaztna ügi duy maktadır. ABD 110 milyon dolar harcayarak Kremlin'ın karşısında büyük bir ticaret sarayı kurmaya yönelmişür. EockefeUer aiiesinin kontrolUndeki Chase Manhattan Bank yetkilisi «SSCB. ABD için bugiin bütun düorada mevcut en büyük ateeli»miş pazardır» demektedir. Sovyetler, genis kredüer saglamak koşuluyla, ortak giriştnv lere hazırdırlar. Ne var ki, ABD Senatosu, Amerikan îthalât ve İhracat Bankası'nın açacağı kre dileri, yılda 75 milyon dolar olmak üzere 4 yilda 300 milyon dolar gibi kUçttk bir rakamla sınırlayaraic, ekonomik işt)irli Di$i BOND Ç Ö l » « U Û S W M / W C H V J ' O E N I " ' II l l l l I I GÜBULTUFHAN Clt» TiFFANY JONES Gelecek yan: Sosyaüstler komünistleri tntucnlukla suçluyor Tekel Genel Müdürlüğünden GARTH ISTANBUL 1 îşletmelerfmizin Ihtiyacı İçin mevcut şartname ve nümunesine göre 70.000.000 adet tnadenl şişe kapsülü 21.2.1975 cuma günü saat 10,30'da TJnkapanındaki Merkez Satınalma Komisyonunda İç pijasadan pazariıtla satuıalınacaktır. 2 Şartname ve fcapsül numunesi Komlsyondan sağlanabüir. 3 tşin tamamı için geçlcl teminat 164575, TL.*dır. îhaleye asgari 10.000.000 adetle de katılınablUr. 4 Üzerinde geçici ihale kalan müteahhit bu lhaleye alt damga vergisini ihale kaimeslnin hazırlanması sırasuıda nakten yatıracakür. 5 tsteklilerin geçid teminat makbuzu ve diğer gerekll belgeleri Ue anılan gün ve saatto Komisyonumuzda bulunmalan duyurulur. (Basın: 10917875) 10.000 TonKireçTaşı Almacaktır Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları işletmesi Genel Müdürlüğü İZMİT îşletaıemizin 1975 yılı IhtiyBCi olarak, ldari ve Teknik Şartnamelori esaslarında 6000 ton selüloz fabrikamız, 4000 ton da Klor Alkâli Fabrikamız için kireç tajı almacaktır. Teklifler şarüıamesi esaslan dahilinde % 7^ geçici teminatla birlikte 17. şubst 1375 gunü saat 17.00*ye kadar Isletınemizde bulundurulacaktır. Verilecek teklifleı 17. mart. 1975 tarihine kadar opsiyonhj olaeaktır. Bu konu ile ilgili şartnameler Izmitte Ijletmemlzden X * tanbul'dalri Altm Satun Müdürlüğümüzden temin edilebilir. Işletmemiz işbu Lbaleyi dilediğine yapır.akta muhtar olduğu gibi kısmeo veya tamamen ihaleden vazgecmekte serbestür. (Başm: 10959) 899 •2+5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear