Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET CHP MSP oianaksız ortakiık hüVüıuetinin halkçıl Dışısleıı Bakanı, sevimli ve dirayeüi dostum Turan Günej, Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda, güvenoyu alamamış ve çekilmif Bakanlar Kurulu'nun Parlamentoya yeni kanun tasarılan sunup sunamıyacağı sorunu görüşülürken. «Artık bundan böyle Türkiye'deki rejime kimsc parlamenter rejira diyemez» demiş. Kuşkusuz, bu Anayasa konusu üzerinde bir de tezi bulunan Prof. Güne$, ülkemiz siyasî yasamının bugünkü görünümü ile «parlamenter rejim> olmadığını söylerken. yetkili ve yetkisizlerin dillerinden düsürmedikleri deyimle «hür demokratik parlamenter rejim»in artık Türkiyede bulunmadığını iddia etmi$ olarnaz. Çünkü. kendisinin ve partisınin toplantılarına katıtmakta olduğu Millet Meciisi üe Cumhuriyet Senatosundan oluşan TBMM, 12 Mart döneminde oldugu gibi, şimdi de var. Sayın Güneş'in yok olduğunu öne sürdüğu •parlamenter rejim., 19. yüzyılın klâsik liberal denokrasi mekanizması da olmasa gerek. Zira, jııkarıy» aktarılan sosderinin hemen arkamndan • Srçmcne dayanmayan hükümetleri, partiler tabıi görmeye başlamışlardır» diye eklemiş. Şu halde. Günes'i kaygılandıran, ne Parlamentunun yokluğu. ne de «parlamenter rejim»in hleor.ezliğidir; seçmenlerm rızasını taşunayan hükümetlerin partüerce dnğal ve geçerli sayılır ol ma~ıdır. Nltekirn Güneş. Bu böyle giderse. bir gin hepimize teker teker sizin işiniz ne. Parlamentoca ne işiniz var?. diye sorarlar.» demekle, herhalde bu durumda. millet tetnsilcileri ile TBMM'nin varlık nedeni sorununun sözkonusu olduğunu belirtmek istemistir. HişHn oygulamaiar, sonınlann geçerl! siyasal çB zümlerini kesinlikle belirlemiş bulunuyor. Şöyle ki, Türkiye'nin gerçek siyasal düzeninde ve yaşamında yürütme organı hemen bütünü ile seçmene dayanmayacaklardan oluşturulabilmekte ve bunun değişken kanadı, salt genel oydan çıkan Meclisin güvenine mazhar olsa da olmasa da, tüm anlamiyle hükumet edebilmektedir. Bu durum, Parlamentoda yer alan siyasi partilerin on beş yü dır süren tutum ve davranışlannm olağan ve ka çımlmaz sonucu olduğundan; hiç birinin bundan yakınmağa hakkı yoktur. 29 Ocak 1975 Olaylar vegö Türkiye, Demokratik Devlet! Prof. Dr. Lutfi DURAN Gerçekten, yürutmenin durağan kanadı Devlet Başkanhğma ilk seçilen. halk oylamasiyle ka bul edilen T. C. Anayasası'nın bir hükmii aracılığiyle, seçmen iradesinden geçmış sayılsa bile; ondan sonra getirilenler. atanmış Senato üyeleri arasından çıkmışlardır. Hattâ. bunlardan ikincisinin seçilmesini sağlamak için bir senatör görevin den çekilmış; fakat, boşalan yerden yarar'anılarak istenilen görevlendirme yapıldıktan hemen sonra. tekrar üyeliğe atanmıştır. Üçüncü Başkanlık seçinıinde de. böyle bir Anayasal usul saptır masına girişilrnişse de, basarıya ulsşılamamış: ama yine halk oylamasından gecmemiş bir üye üzerinde karar kıiınmıştır. Bu arada, 12 Mart döneminde, yürutmenin değişken kanadımn başı da, benzer yöntemle, se çim sandığından çıkmamışlar arasından atanabilir olmuş ve bu yere görevlendirilenlerden biri, seçilmiş üye iken, seçmen önüne çıkmayanlardan olmayı yararlı veya gerekli görmüştür. Böylece, CHP'nin de içinde bulunduğu siyasi partilerce gerçekleştirilen II. Cumhuriyet uygula maları ile. yürutmenin her iki başının da. Anaya sa'nın açık gereğine rağmen, yasa meclislerinin seçimden geçmemîş üyeleri arasından çıkarılabüdiği, yadsınamaz bir olgudur. T.C. Anayasası, yasama meclisleri dışından da Bakan atanmasına olanak ve ızin verdiğine göre; 12 Mart dönemi hükümetlerinde ve şimdiki Bakanlar Kurulunda seçmene dayanmayan üyelerin yer alması hiç de yadırganamaz. Öte yandan. yine 11. Cumhuriyetin siyasal yorum ve uygulamaİErında, çekilen hükümetin yerine atanan Bakanlar Kurulu'nun, «göreve başlarken» Millet Meclisinden güvenoyu alraasını Anayasa belirttiği halde. bu konudaki oylamadan önce «iktidar» oldugu ve son örnekte görüldüğü gibi guvensizliğe uğrasa da, normal bir yürütme organı imişçesine işlem ve eylemler yapması, ge nellıkle ksbul edilmektedir. Bu anlayış ve uygulayış biçimi. CHP'ni. liderliği altındaki son or takhk hükümetinin ağırlaşan sorumluluğundan kurtarmağa yaramış ise de: simdi Anayasa Kornisyonunda görüşülmekte olan seçimlerin yenilenmesi. yeni kanun tasarılarmın sunulması ve daha önce karara bağlansn bütçenin incelenmesi sibi sonradan ortaya çıkan çetin sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır. Bu sorunların Anayasa uyannca hukukl çö zümlerinin ne olması gerektiğini artık tartısmakta pratik bir yarar yoktur. Çünkü. bu konulara Solun Başı! nsanoğlu doğar, gelişir, büytir, yaşlanır; biçimden blçime girer yaşam süreci içinde Bir zamanlar aynı dergide çalıştığımız Selâml tzzet Sedes, saçı dökük, zayıf, yaşlı. alabildiğine sevimli bir yazardl. Akbaba sahibi Yusut Zıya Urtaç Dir güa: Ben Selâmi'yı tlk tanıdlgım zaman sarı saçh, mavi gözlü bir güzel çocuktu... deyince saskınlıkla Selâmi îzzet'e bakıp o gürıkü görünümü altından tlk gençlik fotoğrafını çıkarmaya çahsmıştım. Yalnız ınsanoglu degil. eanlı cansır her $ey zaman lçinrie deeışır. yeni Diçimler alır «SSzcük» de oövledir. Doğduğu zaman bir başka anlam taşıyan nice söz, zamanla nıtelik değiştirmiş, yeni anlamlar kazanarak yaşamlnı sürdürmöstür. Çarpıcı bir Brnek olsun diye padişahçılığı ele alalım. Yasadığıımz topraklarda bir vakitler padişahçı ne demekti? Cumhuriyetçi olabilir mıvdi kisi? Padişahçı »aygın lcişiydl. Cumhuriyetçili|e Szenenlerin yeri İse ya zindandı, ya daragacı. Yalnız bizde değil, tüm tarih boyunca tüm ülkelerde çoğu sözcük bu süreçten geçmiştlr. Pransa'da 18 Yüzyılın sonlarına dogru hızlı cumhuriyetçilere baldırıçıplak derlerdi. Aristokrasinin çüçlü oldugu toplumda; burjuva, paraya düşkün. çıkanna dönük, bayajı adamdı. tki yüz yıl geçmeden nasıl cfegisti sözcüklerin anlamı? Bugün burjuva. yeryüzünde sanayi devriminl gerçekleştirmiş. özgürlükler volunda bir aşamayı tamamlsmış sınıftır. Aristokrat, artık bir fosildir. Nice kontlar, baronlar, kızlarını bır zengın bur.Hıvayla everip parasal olanaklara kavuşmak için çırpınırlar. Çağımız dünya?ınm çoğu bölcesJnde ise burjuva olmak. ya da burjuvalıga özenmek, bir ayıp sayıhr. Kişioğlu için en büyük rütbenin emekçilikte bulunduğunu algılamaktadır yeryüzü... 1920'lerın baslangıcında «Milliei» va da «Kemalist». eskiya, haydut. zorba anlamma gelirdi. Bugün bize saygın gorünen «Kemalist» sözcüğü dün Kişıoğlunun boğazına daragacının ilmijinı geçlrebilirdi. Osmanlı Devletının Babıâlisinde, hatta Anadolu'nun nice yöresinde bir adamın kötü kişi olduğunu duyurmak için «Kemalist»tlr demek yeterüydl Zaman geçti, Kemalist sözcüğü öylesine saygınlık kazandı ki, politikacılanmız bu saygınlığı birer yalta gibl eögüslerine takmak yolunda birbirleriyle yarış ettiler. Çünkü Kemalizm, doğmuş, büyümüş, güçlenmiş, toplum yaşamında agır basmıştı. Solctıhık da aynı serüvenl vaşamıştır Türkiye'de ve dür.yada... Eskiden Pransız Parlamentosunda solda oturduklan için Cumhuriyetçilere solcu denirdi; sağda oturan Kralcılara cla sağa... Sonradan solcu sözcüğü. tüm dünyada ve değişken zamaniarda ilericilik, yenilik isteyen kişiler ve güçler İçin kullanılrnaya başlandı Atatürk, yaşadığı çafm Türkiyesi'nde en gerçskçi solcuydu. Ne var ki bu durum unutuldu. îkinci Dünya Savaşından sonra solculuk küfürle eşdegerll sayıldı toplumda... Tutucu çevrelerde, birisi için «Solcu» dendi ml, tamamdı. Devlet katında ve poliste solcuların sicillerl turalurordu. Î Bir Ses Çıktı mı? Gerçi, değerli dostum Turan GOneş'in herkes ten daha iyi bildiği üzere. Batı demokrasilerinde, hangi Anayasal sistem kabul ve uygulanırsa uygu lansın. yürutmenin değişken kanadında görev alanların, mutlaka seçimden çıkmaları gerektiği gibi; her genel oylamsda seçmenlerinin önüne gi dip güvenlerini yenilemeleri ve. sayet kazanamaz larsa yeni dönem hükümetinin kunılmasını dahi beklemeden. derhal yerlerinrlen aynlmaları doeaJ ve zoıunlu sayılır. Ama. Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasında belirtilen öteki nitelikleri bun ca özendiğimiz batı demokrasisinin gereklerine ve olgularına ne denli uyarlık gösteriyorsa. «demok ratık devlet» riteligj de bunlara ancak o tür benzeyebilir. Bugünkü Başbakan. istifa ettikten sonra da, hükümetinin meşru olduğunu ve onun hemen arkasından Devlet Başkanı. işbaşındaki Bakanlar Kurulunun hem meşru. hem de hukukî oldu ğunu ve aynca yeni bir hükümetin kurulması için ancak koşullar gerçekleştiğinde girisimde bulunacağını söylediler. Bu demeçlere karşı, herhangı bir siyasi partiden ya da liderden bir ses çıktı mı. bümem?'.. O halde. Türkiye Cumhuriyeti, işte bu tür demokratik bir devlettir Yadsınmaz Olgu Ne var ki, Türkiye demokratik düzeninin bu çok önemli sorunu, ilk kez bugünlerde ortaya çıkmış değildir; İL Cumhuriyetin başlangıcından bıı yana geli?en siyasal uygulamalarda. kapah bi çimde de olsa, varlığını sürdürmektedir. Hoşgörü Değil Yan Tutma... OKTAY AKBAL Evct Hâyır KATSAYI SOHUNU eçlm koşullannm çok belirgin biçimde agırlaşmı* olrnası sonucu, katsayınuı yeniden saptanması son zamaniarda memur kesiminde yogun b;r ilgi ve umut konusu olmuştuı. Bakanlar Kurulu yanından aralık ayı başında Türkiyp Büyük Millet Meclisi'ne sunuiuı 1975 yılı bütçe tasarısınoa Katsayınm dokuz olarak sapıaııctıgı hükürnet yetkililerince kamuoyuna duyurulmasma karşın bu kez dokuz rakamının yeterlı oîup olmadıgı tartışılmaya başlanmıştır. G KATSAYI, LEYEN ÜLKENtN EKONOMİK GE LÎŞMESÎNİ, FÎYAT HAREKETLERİNİ ÎZDEVLET ÖRGÜTLERİ\t\ VEBİÇİMDE SAPTANMALI RtLERİNE GÖRE VE BU GELÎŞMELERİ KARŞILAYACAK ylemler hoşgörü sınınnı aşmış! Başbakan boyle di3'or: «Huzuru bozmak ümidinde olanlar artık milletimizden ve nükümetimizden hoşgörü bekleyeınezler.» Demek bir hoşgörü varmış bugüne dek: Eyleme dönüşme çabalan hoşgörülüyormuş, ama artık «sınır» aşılmış. Ne biliyoruz belki de asılrnamıştır daha. bütun bu «resmi» açıklamalara rağmen «hoşgörü»nün erderrüne inanan yöneticiler vardır daha. Ne var ki, tek yanlı bir şey bu. Yalmzca sagdan gelen sesiere. davranışlara. kaba güç gösterilerine, hatta dayaklara, sopalara. tabancalara, bıçaklara karşı gösterilen bir hoşgörü! Soîdan gelen bir davranış en sert. en acımasız baskjlarla, «tedbiT'lîrle karş.lanıyor. Açık aç:k gcrüyorsunuz bunu. Cinayetlere karçı yapılmak istenen protesto yürüviişlerı hemen panzerlerle önleniyor. İzinsiz gös'.eri yaptıkları suçlamasıyle yıgın halir:de tutukîamalar yapıldı. parti merkezlerı basıldı, dergi yönetim yerlerinde bulunanlar biie içeri ühndı. İstenırse «hoşgörü gosıerilmiyor! Yasa uygıjlayıcıları güçlerini kanıtliyorlar her an, her ycrde... Ama aşın sagcılar. Mill;y«tçi Cephe' run yanında yer alan. 'rkçı. turancı. şeriatçı, Atatürk devrimine kar<ı eyİFmler. davranışlar, hatta bu tığurda iş'.enen sjçlar gprçektpr. şarıp bir noşgörüyle karş;lanıyor. Bsşhakan'ın sözîerini bu anlamda yorumlamak zonında kaidığım için ü,.güniim, am? görünüş bu .. Bütün sagcı partilerin liderlennde de bu tek yanh •hoşgöru»yu buluyoruz. Soldan geldı mi kıyameti koparırîar, sağdan geldi mı ya susarlar, ya da işi yalana dökerler. Örneğin şcyle derler: «Solcular birbirîerini öldürtiyor. sağa suçu atıjrorlar.» Hiç sıkılmazlar bile bile yalan soyledikleri için! Hem de «komandoları bujTuğu altında tutan, onları efiten, yetişlir§fl. Jcoruyaaı. onlara yön »eren <t>aşbuf» «ier bunu: «Solcuîa.rdir bu isi ya^h'•••' A? adlı «renksiz» partinin bu konulardaki tutumu, yorumu :se ayrı bîr ilginçliktedir. Genel Başkan susar. arna yardımc: olan eski CHP'lı demeç üstüne demeç verir. Neciense bir ıvrtiden ötekine geçenler, yeni parnlerınde baş köşeye buyur edilenler. kraldan çok kralcı oluyorlar. Bunlardan birı de Eay Kılıç! TRT niye Kerim Ya,raan olayına böylesıne genış yer vermiş, her ölen için bu kadar iigı gösteriliyor muymuş, hele CHP Genel Başkanı «daha soruşturma durumundaki» bir konuda nasıl da böyle kesin konuşurmuş! «Ecevıt rnemleketi yeni bir 12 Mart'a doğru itmektedır» dıyor eskı CHP'li yeni AP'li Bay Kılıç... Böyle kimseler 12 Mart'ı pek severler, pek özlerler, bir yenisi daha ols& da solculan, C'HP'iiİPri, Keınalistleri irerı tıktırsak, meydan bi.'e kaisa diye hayaller kurdukiarır.dan... Bılmezler ki hiç bir şey yinelenmcz. hep anlam de*:ştir;r, biçim. yön degıştirir. Yeni bir 12 Mart'ın, yeni bir 27 Mayıs oîmayacagım kim bilebüir? Ya bir de ö"le olursa, o rEman nı» vapacaksıruz' 12 Mart «solcular, siyasî muhterisler» taraündan tertiplenrmş. bu da belgelene saptanmış. Bay Kıhç nas'.l unutuyor, 12 Mart gıinii verilen mnhnrayı? Hangi hükümetin ışbaşmda olduğunu, o tarıhte Başbakanlık koltuğunu yarım saatte bırakan politikacınm Bay Demirel olduğunu... Sonra sözünü etliği bütün o belgelerin nas;l uydurma, yapay. yalan yanlış suçlamalar, kara ç&lmalar olduğunun Adalet önünde meydana çıktığını!... Bay Irmak'ın hoşgörü konusundaki açıklaması bir ruh halini. bir tutumu, bir «kafa«yı yansıtıyor. Saga karşı belirli bır noktaya. kadar hoşgörü. ama sola karşı en sert acımasızlık... Türkiye'yi yönetmek savındakı Milliyetçi Cephe'nin tutumu budur. Özeürlükçü demokıasi adı altmda Türk toplumunu bir çeşit laşizıne götürrnek ısteyenlerin «hoşgörü». «demokrasİD anlayışı budur... Meydanlarda ?enç yığınlarm Kerimienn kanında bogulacağını soyledikleri faşizoı işîe budur... E Hasan BAŞ Sayıştay Denetçısl Katsayı \edir? KatsajT, şösterge tablosıında yer alan rakamlarm ayîık tutar lanna çevrilmesi için uytuianan bir sistemdir. Gerçekten, |i57 sa yılt Devlet Memurlan Yasası nın 154. maddesinde aynen şöyle denilmektedir: «Sınıflara ait gösterge taolo sunda yer alan gösterge rakamla nnın aylık tutarlarına çevriırnesi için tek katsayı uygulanır. Bu katsayı her yıl menıleke tin ekonomik gelişmesi, genel îeçim şartlan ve Devleun mal: imkânîan göz önünde ou'mndu rulmak suretiyle, Genel Bütçe Karuınu ile tespit edilirjı Yasa koyucu bu sistemle üc retlerle fiyat ve ulusat "ioiir a rasında kosutluk sağlayarak dp vingen ve tüzesel bir ücret oüap ni kurmayı amaçlamıştır. Ayn ca, sürekü yiikselen tiyatlar KAT şısında memurlann ?erçeK ^elır lsrini koruyabilmelerı ve .rten ulusal celirden paylarına düşenı alabilmeleri düşünülmüşlür. böy lelikle de ücretlprin topiuduparr ıKonjonkıür) dalcalanmalarına uyması ilkesine yaklaşılınak istfOeğışen katsuyı dızgesı, yaşanı'.an deneyimlerin bır uriinüdür. 657 sayıll yasadan önce yürurlükte bulunan barem yasaları ucret konusunda durağan yar gıları içerdiğı için memur ücret leri ekonomik olguların gerısınde kalmış; zaman zaman ücret zamları yapıimış olmasına karşln İkinci Dunya Savaşının baF.ndan beri memurların gerçek gelırleri sürekli biçimde azalm;ş tır. Yeni uygulama. barem duzeninin sakıncalarmı gidermek amacına yönelmiştir ama tam anlamıyla çağcıl bır sistem ge tirememistir. Bu konuda en çag da| sistem olan echelle mobile: konut, viyecek, giyecek gibi *orunlu gereksinmelerin (ıvatlarındaki artısları kendiliğinden ücretlere yansıtmaktadır. Oysa de fişen katsayı. kenciiliğinden işleyen bir sistem değildir. 657 sayılı Yasanm anılan 154'üncü rnaddesine göre katsayı Bütçe Yasasıyla saptanacaktır. Türtc Anayasa sistemirtde Türkiye Bü yük MilİPt Meclisi üyeleri. hütçe tasarılarınin genel kurullarda görüşülmes: sırasında çider arttırıcı önerilerde bulunamaya rak fiyat arttşlanna neden olduğu savı öteden beri ilerı sürülmek tedir. Bu savın doğruluğu kuşkuludur. Bir an için bunun doğruluğu varsayılsa bile son yülardakı fiyat artışlarmın nedeni dünya toplu durumundakı (konjonktüründeki) gelismelerdir. Dış nedenlere dayalı fiat artışlan öylesine hızlı olmuştur ki, her yıl katsayı arttırıl mış olsaydı bile ücret artışlan yine de yaşam pahalılığının gerisinde kalacağından enflâsyonist etkiden söz etmek olanaksızdır. Kaldı ki ekonominin dengesi için fiyat tutarhlığı yeterli olmayıp ulusal gelirin tüzesel üleşimi de vazgeci'mez bir koşuldur. caklarından. Rütçe P!ân Karma Komisyonunun kuruluşunda ria ıktiriar srubunun veya grup. larının üyeleri çogunlukta olduğun.dan kat^aymin saptanması yürutmenin kesin egemenliğinderfir. Uygulama Ternelde çagcil bır düzenleme getirilememiş olması ye'miyormuş g:bi uvgulama da olumsuz yönde gelışmış ve sistem tümden güdükleşmiştir (î57 sayıh yasar.ın malî yargıl»n 1970 yılmiB aralık »jnnda vürürlüğe girmış olmasına karsin 1974 akçalı yılına değin katsayı değişmemiş. 1974te ise katsayı sekize çıkarılmışsa da bu, ekonomik geiışmeye koşut olmadığından memur Ucretlenyle fiyatlar ve ulusal gelir arasında derm bı r uçurum oluşmustur 1971 bütçe yasasmın 8. maddeS] katsayıyı 7 olarak saptamış: 1972 bütçe vasasınm 14. 1973 bütçe yasasının »). madde!eriyse aynı savıyi yenilemekle vetınmişlerdir. Oysa bu dönemde fıyatlar nızlı bir devinım ıçınde olmuş, Türkiye'nin ulusal gelırı artmıştır. Katsayınm arttırılmaması sonucu ücretlerle fıyatlar arasında olusan dengesizlik bu kez sıstemi zorlamaya başlamış, tekilcı çözüm yolları arama eğilimi Devlet Memurlan Yasasının teme! Ukelerinden ödünler verilmesint gerektirmiştir Kamu kesiminde erkenliğı olan bazı meslek çrupiarı yan ödeme alma çabasına girmiş ve bunda büyük ölçüde başarı «açlamışlardır. Giderek yan ödeme alanların sayısı artnuş ve bugun van öriemeler karnıyşık. içirıılen ..ç.ı!ulrqai bir gö: rünüm kazanmlştu Devlet tnemurlarının nitelikleri. atanmala rı. «örev ve vetkilerı. haklan ve yükümleri, avlık ötienek ve dığer ö/.iük haklarınm yasayla düzenlenecegini buvruklayan Anayasa'mn 117 marldesi karşısınrfa çogunîuâu Bakanlar Kurulu kararlanvla «aîlanmıs bulunan yan ödemelerin türel durumlarının KuşKulıı ^^mH^ıtulan nte ucret denkliBi ilkesı bozulmuş. kimin ne ücret aldığı bilinemez olmustur. Çalısma disiplinine de olum?uz erkileri olan bu denj;esiz ücret ria£ı!'.mının sistemi bü tünüyle eneelledigi de bir gerçektir. S on uç 1970 yılından 1974 afcçalı yılına degin katsayinın değişmemiş olması sonucu, memur ücretleri, fiyatları ve ulusal gelir gelişımlerini lzleyememiştir. 1374 akçalı yılında katsayı yedıden sekize çıkarılmıştır. Ancak bu yükselmenın geçim koşullarını karşılayabildifi kuşkuludur. 1975 akçalı yılında katsaymın dokuz olacağı duyurulmuştur ama neden bir başka sayı degil de dokuz oldugunun serekjçesı a^üjlanınarrüşur. Katsayinın, ülkenin ekonomik gelişmesini, fiyat devinmelerinı izleyen Devlet örgütlerınin verilerine göre ve bu gelişmeleri karşılayacak biçimde saptanması gerekir. Yoksa memur avlıklarıyla, fiyatlar ve ulusa! gelir arasında uyumsuzluk sürüp gidecektır. Anayasamız, Devlete, çalışanlara insan onuruna yaraşır bır yaşam düzeyi sağlama görevini yüklemiş olup. memurlan bu çizgiye ulaştıracak parasal önlemlerin almması yasal bir 10runluluktur. Düşününü, çaba ve emeğinı kamu yararına sunan memurlann örgütseı bir bütünlük içinde ekonomik haklarmı aramaları. en azından sendikal özgürlüklere varmalan günün çö.TÜm bekleyen sorunu görünümündedir. Ama solcu sözcügünün serüverü de yaşandı. 27 Mayıs'tan sonra devrtmcı yazarlardan halk katlanna yayıldı solculuk.. İsmet Paşa diliyle «Kırk yıllık solcu. olduğunu açıkladı. CHP; Ecevit öncülügunde demokratik sol ilkesini benimsedi. Solcu olmak artık Türkiye'de saygınlık kazanmak vanında. gelecegin siyasi iktidanna yönelmekle eşdegerüdir. Olaylann aloşı Döyleyken, öğle vaktinde gece uykusuna dalmış bir dizi politikacı, solculugu hâlâ bir çeşit aşağılama gibi kullanmaya kalkıyor. Toplumun gerisinde kalmış olan bu tiplerden biri olan AP Genel Başkan Yardımcısı: « Solun başı Ecevit'tlr. » diye demeç vermlş basına... Bizden haber vermesı: AP bu kafayla hlçbir yere gidemez Çünkü elindeki ağızdan üolma silâhlar küflenmiş. çakaralmaz olmuştur Sol partinin liderine «Solcuların başı» ciiye hücuma geçen içi geçmiş mantığa «Devenin başı» denir. AP'liler Ecevife solun başı diye saldırraaya yelteneceklerine: şu soruyu kendi kendilerine yöneltsüıler: s " Vizlrn başım>zda"k)"Süleyman neyin başı? Cephe'iün • ' başı mı, süğıa başı mı, yoksa sn'S?.n basl öu? •,,.•].•.• l f t l l t "Okuyucu Mektupları Sanatçı Peruz yanlış tanıtıldı 8 ocak 1975 çarsamba akşamı. teıevızyon ekranlarında sanatçı Bayan PERUZ'a ait bır film çösterildl. Bu tilmı, degll TurkErmeru vata.ıdaşlar, O'nu gören, Santolannı dinleyen ve henüz dünyamızdan uzaklaşmamış ve Dir ço§u yaşamakta olanlar bile, emınim kı, üztintü ile ızlemişlerdir. Her hususta Bayan PERUZ'un sahneye çıktıgı koşullan. usul ve adetlert ve söylediğt kanto ve şarkılan, buna ilâve olarak Bayan PERUZ'u yönetenleri görüp işitmiş olanlar hazırlamış bu filmı. PERCZ'u yakından gören, tanıyan yaşlı klmselerin ifadelertne göre: Bayan PERUZ Türkçeyl, eski Ermeni sanatçılara mal ettirilen şive ile dafıl, gayet düzgün tstanbul şivesiyle konuş YARGIÇ ve muş ve hatta Ermenice Ustüne bilglsi bile gayet azmış. Bu SAVCILARIN kantocumuz. kat'iyen para hırsiyle ve öyle yalandan hastalanıp ıld Sterlin kopardıktan SORUNLARI sonra sahneye çıkacak bir artist olmayıp, kendisi a r t bu Cumhuriyet gazetesinin, 13 sanatı, şevk ve hevesle sürdU Ocak 1975 tarîhlı nushasuun rüp şarkılannı. kantolaruıı Okuyucu Mektupları sütununsöyıemiş. da Luleburgaz Yargıcı sayın Peruz, bazı Rantolan kendisi Ferıdun Aksavnn'm ve 15 Obestelediği gibi. bir kısım gül cak 1975 tarihlı nüshasuıda telerı bile vazmıştır. sayın İlhan Selçuk'un PenceHemen her artiste o;duğu re adlı köşesınde yayınlanan gibi, Baya.ı PERUZ'a da gönül Ankara îl Yargıçlanndan gabaflayanlar olmuş, ancak kendi si bu hususu pek haiife almış yın Cemal Gürsoy'un mektuplannı saygıyia okudum. tır. Bayan PERUZ Komik Şevki Tüm yargıç ve savcılannın ve Hasan Efendilerin kumpan sorunlarını dile getiren bu yalarında sahneye çıkmış ve mektuplar Türkiyenın en bühiç bir devirde, ortaoyunu sa yük ve birincil sırada olan natkârları Hamdi ve Küçük sorununa değmiyorlar gerİsmail Efendiler yönetiml ile çekten. Bu mektuplara birkaç sahneye çıkmamıştır. satırla bız de bir şeyler ilâve Hele bütün hayatmda «Ben etmek isteriz: Kalender Mesrebim» kantosunu Maddî yokluk içinde bir yarsöylememiştir gıç ve C. Savcısımn görev yap Sanatçı. ekranda görllldUgü masının sakıncalaruıuı 011ıngibi, fazla göbek atıp sıçramamış. Esasen şişmanca vücudu memesı ne kadar tebiıkeüdir. buna müsait olmadığından, Devletm Uç büyük Anayasal kantosundan sonra tıafif bir şe organından biri olan yargı kilde raksını yapmıştır. erkiru meydana getiren ve Kendisi musikışınas oldugu Türk muletı ad'na sarar veiçin, arasıra Muzika Heyetinin ren Anayasa Mahkemesl. Yaryaptıgı nota talsolannın far gıtay. Danıştay ve tlk Derece kma varır ve kaşlarını çata Mahkemelen üyelerı olan Yar rak çalgıcılara vavaşça ihtarda gıç ve C. Savcılannın parasal bulunurdu. sorunlardan söz etmelerl daYazık « böyle tuhal bir du hi, o memieket içın tehlike ruma sokulan bi< zavallı sa çan larının çaldıgını gösterenatçı son vtllannda hlç bir cek önemli öelirtiler olarak yardım grörmemlş. öele TV'de görünüyoı blzlere ve t>u kobelirtiidigi şekilde. her neden se hep genç kalmıs bir aşıkı nuda bir vazı okudtıgumu/ vetarafından uimaye edllmemlş ya konuşma duyduğumuz rayüzümüz kizanyor da; tir. O zamanld sanatçüann bir man vetkiü orgsnlar bu sorunlan çoklannda oldugu sekilde son yıllarmı, sıfcmtı ile geçirerek bilmemezlikten gelirken veya gözlerinl yummuştuT. bu sorunlan savsakıarken, Bu gibt ülmleri, ya bilenlere hattâ YUce Parlâmento bu danışıp yapmanın. ya da bilen volda Anavasayı ihiai ederken bulıtnmuyorsa iyi bir araştırma (Anayasanın 134 ve geçıci 20. • cı kurulun yapmasının daha maridelerı) tarihin yüzü kızar uygun oİBcagmi belirtmels a mıyacak mı? maciyle bu saürlan yazmak zorunluğunu duydum. C. Savcı Yardımcısı Mazgırt Onnik HOVHANNESYAN İJNİVERSİTE ADAYIARINA GDKSEN VAVINLARI Test tekniğine uygun CEBiR 80 lira Test tekniğine uygun FiZiK 80 lira Test tekniğine uygun BiYOLOJi ve JEOLOJi 30 lira • SOSYAL DERSLER ÖZETi ve TEST 40 lira • • • Yukaröski kitaplar üniversıte adayları ve lıse öğrencüerı içindir. Konunun Ekonomik Yanı Devlet lstatistik Enstitüsü ya yınları fiyatların ne denli yogun Memur aylıklarındaki artısların, bir yükselme içinde olduklanran karatıdır. 1963 = l'W esası tüketim eğilimini arhrması ve top lam istemdeki (talep) artışın suna göre toptan eşya fiyatları nu (arz) istem dengesini bozaındeksı 1970 yılında 145.7 iken 1971 yılmda 168.9, 1972 yılmda 199.3 olrnuş 1973 yılında ise 240.1'e ulaşmışUr Aslında bu rakamların anılması da yersızdır. Çünkü Devlet memurlan fiyatlardakı süreğen artışı her gün gözlemlemekte. en zorunlu fiziksel gereksemelenni bile karşılayamamarun doyumsuzluğunu yaşamaktadırlar. Ulusal gelir 1970 yılında 137.854.3 milyarken 1971 yılında 181.103.7 milyara, 1972 yılmda ise 223.936.3 milyara ulaşmıştır. Bursa lllne baglı Mudanya ılçesı nüfus kütükDoğaldır kj bu dönemde herleri yanmıştır Bu llçe halkından olup da başka hangı bir katsayı artışı olmayerlerde bulunanların kayıtlarını yenilemek üzedığından. memurlar ulusal gelir re nüfus cüzdanlan ve ellerlndeki diğer beigeartışından kendilerine düşen paylan alma olanağını bulamalerle biriıkte oturduklan yerler nüfus dairelerimışlardır. ne müracaatlan tlân olunur İçişleri Bakanlığından 1500 Kılo Cıva Satm Alınacaktır Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları işletmesi Genel Müdürlüğü ~ İZMİT Satınalınacak 1500 kılo cıva. şubat ve haziran aylarında 750'şer küodan 2 partide İzmit'teki İsletmemize teslim edilecektir. Istekliler tekliflerini % 7,5 muvakkat teminatla birlikte 10.2.1975 günü saat 17.00'ye kadar İşletmemizde bulunduracaktır. Firmalar tekliflerinde 10.3.1975 tarihine kadar bağlı kalacaklardu*. Postadaki gecikmeler nazara alınmayacaktır. Teşekkülümüz ihaleyi yapıp yapmamakta dilediğine vermekte veya bölmekte serbesttir. (Basm: 10688) 695 %ıııııııııııııııııııııııııııııı# (Basm: 10700) 697 • t • • • • • Sosyal Sigortalar Kurumu | Genel Müdürlüğünden Kurumumuz Ankara Merkez Bakım ve Onarun Atelyesi ile İstanbul'da kurulacak Bölge Atelyesinde Âmir olarak istihclam edilmek üzere, Elektrik ve Elektronik branşından mezun • İNGİLİZ DiLi SSSim, 50 lira Yükardaki kitaplar, ödemeli gönderilir ve kitapçılara «.', 25 indirim yapılır. ÖZEL GÖKŞEN DERSANESt BEÎAZ1T İST. Tel : n 51 38 • • • » • • • • • • » • • • • • • • • » • • • •< • • • • • • •• • • • • • • • •• • • • » Anhoro iktisodi ve îıcari iiimler Akademisi Baskonlıaından Akademimize bağlı olarak Muglada açüan tŞLETMECtLİK YÜKSEK OKULUNDA görevlendırilmek üzere okutman (İngilizce. FYansııca, Almanca) alınacaktır İsteklilerin bir dilekçeye ekliyeceklen öı geçmışleri vo 2 adet fotoğrrafla, 3.2.1975 pazartesi günü mesai saati sonuna kadar Akademi Personel Şefliğine başvurmalan rica olunur. (Basın: 10766700) * i J Denizcilik Bankası T. A. O. dan 30 Ton Kristalıze Soda Alınacaktır Teklifler en geç 6^.1975 günü akşamına kadar Bahçekapı 27 Mayi5 Han 3. kattaki Satınalma Komisyonu Başkanlığuıa verilecektir Şartnamesi MALZEME MÜDÜRLÜĞÜ veznesinden temın edüebilir. Dosya No: 1974/1281 (Bzsm: 10696) 693 \ \ t t ı1 4 i Muracaat sahlplerinin askerligtni yaomış, Bakım, Onanm ve Egitim yönünden lleri yeteneklı ve mesleginde asgari 3 yıl müddetle tecrübe kazanmıs olmalan gereklidlr. îsteklilere İsçi statüsil veya duruma göre sozleşme statüsti içüKte tatmin edicl Ucret vertlecekttr. Bunlardan, Tıbbl Âlet ve Cihaslarla salr araç ve gereçler hakkında kitap. katoloğ. şema ve prospektüslerl oltuyup anlamaya yeterli derecede Fransızca. tngilizce veya Almanca diUerinden birine sahip olanlar tercihan işe alınacaktır. îsteklilertn, btrer adet fotoğrafiannı da eklemek surettyle dilekçelerinl öncelikle Genel Müdürluk Personel MUdtirltigüne bizzat Ketırmelerl veya oosta ile göndermeleri ve bu müracaatlannda durumlannı tafsilâtlı olarak belirtmeleri. keza mülâkat veya gerekli sınav için 18.2.1975 tarthinde saat 13.30'da aynı yerde tıazır bulunmalan rica olunur. (Basın: 10767699) Yüksek Mühendis veya Mühendis alınacoklır