23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 2 Ocak 1975 •••••» ABDİJLCANBAZ Jvv» A. *$M^M 6ÜUÜKÎD£S# \ HAYDi.HEPiîEr^EH UN(H. HAVUZA ATİNA,ATıMAÜLM(N, AT/NA AŞK DA GEZER 16 Otelden çıkıp. Ad* Gazino5ur;a rtfrrÎCTlcen, Btllent bır ara Saımle yalnızdı. «Ba heruald» içecegız> dedi. Saım: Iyl ya, dedi, biz de lçerla.» Haluk içkiye başîadı raı, Azar azar içıyor. Doktorun habert var mı* Var tabil. Zaten. doktor öfüt verdl azar u ı r içmesini. Hiç içmemesi daha zararlıymıs. Sonra günahım almış olmayahra da. Merak etme, ben kollanm onu. ölçüyü kaçırmamasın» dikkat ederim. Gun batımın* yakın içmeye basladılar. Haluk lle Saım bir ara ış:k provasına gıdip donduler. Onların laat onbuçuğa doğru masaya donmeleriylc sohbet İyice hızlandı. O gec* hep tiyatro ainema çerçevesi içincfe kaldı konuşmaiarı. Tiyatroların oyun seçmedeki tutumlarını çekistirmekle konuya girdiler. Gite, her geçen yıl blrer ikiser teslim ahyordu bütiın tiyatroları. Oynanan oyunlar gittikçe yavanlaşıyordu. Hatta beledlyelerden devletten yardım alan ödenekli tiyatrolar bile özel tiyatroların yanında seyirci çekebilmek için hsfif oyunlar seçmek zorunda kılıyorlardı bu arada. Bulervt l!e îhsan dahs çok dinlemekle yeHnlyorlardı konuşulanlan. Bulent, oturdugu her masada, arkadaşlan ne karfar guvenilir insanlar olursa olsun, ağzından çıkacak her toziin sağda jolda duyulacağmı bılirdi. Üstelik, her taşıyan kendine gdre değiştirerek ulaştmrdl dediklerini; duyanlar da en iyl niyetll eleştirilertni bile saldırı gibi yorumlarlardı. Yeteri kadar çekemeyeni vardı tiyatro sinema çevresinde. Onlann sayisım arttırmamak için susuyortfu şimdi. îhsan i«e öteden beri alçak gonüllü bir sanatçıydı. Hiçblr zaman büyuk savlaria konuşmazdı. Son be» yıldır çahştığı tiyatro, tam onun yaradılış.na uygun bir halk tiyatrosuydu. Kırk yıldır, kuruldu kurulalı değiçtirmemîsti tutumunu. Yaptıkları işin kendine göre bir tekniği vardı. GenelHkle, temelde sıradan bir Fransız VR(J«lUine dayamrdı oynadıkîan oyun. GOnlü'k olaylarla. yerli tişttrle yojura yoğura öyjeşi;, ne isler tazeleştirirlerdi ki o sudan vodvil!, »onunö*a çevireni bile göne tanıyamazdı Sonunda bütün oyunlan birbirine benzer, bütun oyunlan incelik kabalık bakımmdan bellrli blr çizgiyi koruyarak guldürur eğlendirirdi tiyatroya gelenleri. Sevircı onlara gelirken ne istediğini, ne goreceğini büir, onlar da umduâunu verirlerdl seylrdlerine. Ergun, olağan karîüadığmı sövledl tiyatroltnn gişeye ydnelmesıni. Haluk ile Saim, detninden ben tivatroların bu tutumunu eleştirirlerken, bu olağan sozu üzerine, nıçinıni nedenini dinlemeden Ergun'a k«r?ı çıktılar. Saim : Hıç olağan olur mu birader? dedl. N« ıSylüyorsun sen? Haluk küçümseme ile: Sanatçınm blr lorumluluğu yok mu 7anl? fflye ekledi. Bulent girdl araya: Durun yahu, bırakin. Çocuk blr »ey blliyorsa soylesfn .. Ergun türlü yollardan karplık rerebilirdl Yazan: Necati CUMALI ÎHrfne de. Tuh«f yantıkltrdı bu aktSrler. H*luk'u da, Saimi de kaç kez, sudan, görüldükten lonra hemen unutulur türden oyunlarda gbrmüştü. Konuşmalarma bakılırsa ıkislnln d* rol almamaları gereklrdl o oyunlarda. Fakat, rollerl biraz önemli, biraz aeylrclnin gözıinü kama;tırmaya elverı?li düştu mü, oyunun bütün kusurları lihnirdi genellikle aktörlerin gozünde. Haluk ile Saım de oynadıklan günlerö*e göklere çıkarmı?lardı o türlü oyunları. Ama bunu söylemek. kişilıge dokmek olurdu jlmdi tartışmayı. Aynca boşunaydı. Çünkü «öyleyecek olsa 0 oyunların değersizllğıni kabul edip etmeyeceklerı yine de kesin deflldl. îhsan, Ergun'a: Hadi, dedi söylc ne löyleyecekıen. Neden olağan? Olağan, çünkü para tek değer Slfüıü bugün için toplumda. Sonra kazançlann böliijulmesinde blr şaşkınhk, bir kargaşalık var. Sınıflar arasında hızlı kaymalar oluyor. Okur yazarlar, eğitim gorenler ezıhrken, asalaklar, fırsatçılar palazlanıyor. Söz gelışl, dün sırtında torbasıyla eskicilık yapan, ya d a hurda de* mir alıp satan biri, bugun ozel arabasıyla tlyatroya gelıyor dar gelirli aydma bilet pahalı gelirken, o beş ktşılik yer istıyor. Tıyatro ne verecek ne sunacak bu yeni seyircisiae? Haluk hiç yoktan savunmaya geçti: Ama, bizım bu turlu »eyircıye gör» oyun »eçtiğimin ıdvleyemezsin... Sdylemedım kı. . Ihsan guldü: O turlusü bize gelsin birader. Sen nkmı canını.. Zaten siz* gellyor! Hos geldi safa geldl... Bulent değiştırdı konuyu : Ben sizin Yaprak Dokumü'nü sahneye koy »am Çehov anlayısıyle koyardım. Saım hemen karjı çıktı yine: Lâl! Ne ügisi var yani? Nıye lâf? Netini benıenyorsun Res^ıt Nuri'aln Çe1 AMERlKA NOTLARI Röportaj: ERGUN BALCI Tartışılmaz özgürlükler ve tüketim çarkının ekonomik egemenliği Bay Zlgmunt Nagorski lle görüşmem Amerika'daki son günümde yapılmı?tı. Dort haftalık gezim süresinde ilgınç ve yararlı bir sürü temas kurmuş, tatlı anılanm olmuştu. Bunlar arasında yirml yıldır Milwauk.ee kentınde yerleşmtş bir T^ırk olan Bay Teoman Re>al lle zariî Norveçli eşinden gordüğüm yakınlık ve sıcaklıgı unutamayacâgım. Teoman Reyal Türklye"yl bir türlü unutamamış, her yıl tatilde Tiırkıye'ye gelıyormuş. «Amerika'da para kazanma olanaklan bol ama bız Turkler buraya alışamıyoruz; Turkiye'deki sıcaklık ve arkadaşlık burada yok» dıyor. Bay Reyal, Ecevıt kabinesının Mılli Egitim Bakanı Mustafa Üstündag'ı da gayet ıyı tarııyor, 19641967 yılları arasında Mılwaukee Universitesinde oltumuş Ustündağ Turkıye'de sağ çevrelerın Usturdağı aşırı solcuiuk, komünlstlıkle suçladığııu soyledığımde Bay Reyal ilk once ınanmadı, sonra kahkahayı bastı: «Mmtafa'yı gayet lyt tamnm. Son derece milliyetçı, memleketını çok seven, Atatürkçü bır gençtı. Komünistlıkle ne ilgisi olabilir onun''» de lken Bay Teoman Reyal lle bırlıkte «Ataturkıın Çocuklan Kulübünil» kurmuşlar. Sagcılann aşın solmılukla suçladığı Mustafa Ustündag, Amenka'lüara Turkıye ve Atatürk'ü tanıtmak için dıdinıp durmuş Mihvaukee'de. «Ataturkün Çocuklan Kuliıbu» Tiirk haJk müziği ve dansı gosterıleri düzenlenuş Amerikalılara; Ataturk ve Turkiye hakkında konferanslar verilmiş, sergiler açılmıs Mustafa Üstündağ'ın folklor gosterılertnden bınnde mahallî gıysılerle dansederken çekılmış fotoğraflanm hâlâ saklıyor Bay Teoman Reyal. On beş yıldır Mılwaukee'de yaşayan dıger bır Turk, Tahsin bey de gayet iyi tanıyor Mustafa Ustundağ'ı. «Adam burada Atatürk'ün Çocukları Kulübünü kursun, Amerıka'lılara Ata^ürk'u tanıtacagım, Türkıye'yi tanıtacagım dıye kendıni paralasın. Sonra memlekete döndugünde, aşın solcuiuk, komunısthkle suçlansm olur ls değıl» dıyor. Dev jet uçağı ile Ameriks'yı Kovboylann memlaketi Nebraska gende bırakırken dort haftalık gezim sırasında bu ülkenin olum lu olumsuz bir çok yönünü gör dizi yönünün yanı sır» en olunv lu yanı herhalde lfade ve haberduğumu düşunuyorum. Emsalsiz teknolojik gücü, gbk leşme özgUrlügU. Vietnam savadelenlerı gemş caddelen, an gıbı şma mı karsı Amerıkalı, gidip çalışan halkmın yanı sıra sefa Hanoı radyostından «Bız Amerilet mahaUelerı (Slunıs), ırk ve kalılar katıhz, suçsuz lnsanlan esrar sorunları, İS yaşında eroın öldürüyoruz» diye konuşma yaiçmeye başlayan okul ögrenci pabüiyor. «Amenka dunyanın en büyük leri. buyük kentlerde hava karardıktan sonra sokağa çıkmaya faşıst grupları ile en azgın sataraftarlannı bünyesinde korkan msanları, ıdari mekanız vaş manın her yonüne sızmış Mafi toplayan bır ülkedir» dıye deası, baskı gruplan ile bir çehş meç verebilıyor. kiler dünyası Ameriks. Dinamık, Ve de basını dünyada yeni bır ve kaynayan bır dünya bu. dönem başlatan CumhurbaşkaBu dunyanın olumsuz bır nını paldır ktildür derirebilıyor. Bulent lyi tanırdı Saim'i. Böyle konufmaaı, Refaf Nuri'ıl* Çehov »nremda bır y»kmlık ol»»|»olmadığını gerçekten bildığinden değü, yerlı bir yazarın. yabancı bır yazarla ne turlü olursa olsun karşılaştırılamıyacağına gozü kapalı ınandığındandı. Çehov gıbi buyük bir usta değıl de, sıradan bır Avrupalı da olsa değişmezdi bu tutumu. Saim, ellerini iki yana açtı, omuzlannı kısarak alaylı alaylı güldu: Çehov bu birader! Koskoca, dağ gibl Çehov! fnsaf yanı! Pes! Biraz haddımızi bilelim doğ rusu.. Bir sure Resat Nuri ile Çehov üstüne sürdü konuşma. Bulent, sevecenhk, duyarlık bakımından yakınhk buluyordu aralarında. Gerçi Reşat Nurı. Fransız yazarlarının etkısmdeydi. Yaprak Dokümü'ndeki Ali Rıza Bey, Vanya Dayı'dan çok Goriot Baba'yı ansıtıyordu. Reşat Nuri'nin anlatı? tekniği çok daha eskı kahyordu Çehov'un yanında. Ama yine de, oyundakı duyarlığm ıyice belirmesi için, Çehov'un oyunlan gibi ağır bir ternpoyla. sessizhklerle. bol efektlerle oynanması (erelcırdi Bülent'e göre.. (Devamı rar) eyaletinde Upık bir Amerikan Çiitçi ailesL (Fotograf: ARA GÜLER, Atatürk'ün Çocuklan Kulübü Mustafa Üstündağ Mihvaukee' DiŞi BOND EB. vee.PE azLAfcfMDG,OMU (CJM Fakat bunlar aiyasal özgürlükler hep. PeJd iktisadl özgürlük var mı? Amenka'da"' İktisadi özgürlüfc msanların taksıtle otomobil ya da televızyon sahibi olması anlamında alınırsa var. Ama b;ze göre Amerikan halkı gerçek iktısadl özgurlügüne. dev sirketlerin, bürokrasmin, savas sanayıiran, yasan<isınm en gızli köşelerine kadar sızroıs rUkeüm mekanızmasının egemenliğine son verebildiği zaman kavuşacak. Ya o genls «iyasal ler? örgürlUk Bunlar gerçek İktisadl özgürlüğü vatandaşa vermemekte direnen, ya da vatandaşın Iküsadl bzgurîük anlayışmı toplumdaki egemen guçlerin çıkarlan dognıîtusunda şartlandıran sistemin emniyet sübaplan mı? Yoksa tabandan gelen tepU r« kıpırdamalann, ılerici guçlerin gürbüzleşıp örgütlenerek günün bınnde sıstemi kendine özgü biçımde degişttrecek kıvama gelecekleri sağlıklı bir ortam mı? Amerika hakkındaki ilgınç 80nılardan biri de bu galiba. B 1T T t 31.12.1974 tarihinde Istanbul 2. Noterliği ve Vilâyet Murakıpları huzurunda yapılan Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın TİFFANY JONES FABRİKA MÜDÜRÜ ARANIYOR (MAKÎNE MÜHENDİSI) Trakya'daki TARIM ÂLETLERt unaı eden fabrikamı» İçin MüDüRLÜK nıtelığıne haız tecrübeiı, dmarr.ık MAKİNE MÜH. fabrika müdürü olarak aranmaKtadu. ücret tatminkâr olup. mtiracaatlaı gızlı tutuiacaktır. MUracaatların jahsen Sehitmuhtar Cad t*o.: */2 laksim 1STANBUL adresıne yapılması rica olunur. YILBASI PİYANGOSU ÇEKİLİŞ LİSTESİ OTOMOBtL : 77232. 101389. 137074, 286537. 342197, 74989, 132227, 43753, 321988, 96124 TELEVtZYON : 301869. 23765, 223751, 187598, 151091, 348657. 49679, 251980, 301674 11673 ARSA : 177631 BüZDOLABI : 349981. 49642 ÇAMAŞIR MAKtNESt : 234621, 151869 ELEKTRtK SÛPÜRGESt : 49768. 325640. 159873, 222869. 35468, 289763. 199P56, 23475, 275652, 348798 RADYO : 157648, S7698. 333768, 279643, 73858, 199737, 253456, 17865, 301fi7C. 155597, 347565, PİKAP : 156738, 178965 132226. 297546, 321874, 49690, 23432, 347607, 198789 349879 ERKEK KtnviASI : (Son dBrt rakkamına göre) 6574, 9465, 5478 KADIN KUMAŞI : (Son dört rakkamına göre) 3264, 1869, 8642 J (TDKA: 99/46) GARTH EOĞULDUVSA I FDı I>AMA SJ ESEC BUKJIAB BA ERKEK KOL SAATÎ (Son dört rakkamına gSre) 1563, 7583, 3542 KADIN KOL SAATt (Son dört rakkamına göre) 1473, 7586. 6437 CEP RADYOSC : CSon dört rakkamına göre) 8536, 9537, 0748 KADIN ÇOR4B1 : ( g o n flç rakkamına göre) 175. 693. 539 ERKEK ÇORABI : (Son üç rakkamına göre) 782, 756, 663. 058, 847 046 KRAVAT : (Son Uç rakkamına göre) 889. 164, 631. 739. 116. 125 Hedlyeler Türkiye GsTetecfler S^ndikssmın BMHI Sar«yı + Kat: 2 Cagaîoglu • stanbul adresinde daeıfılacaktır. Beyoğlu Ciheti Mnvakkat Gaz Işletmesinden 1 lşletmemlz tsçt ve müstahdemîerine 392 takım elbls» lle 6 U takım diyagonal kumaştau parçalı tulum, ka5 palı mühürlü zarfla fiyat lsteme usulüne jöre dıktlnlecehtir. 2 Elbls» ve parçalı tulum dlklşinln muhammen bedell 78 30ü, (Yetmtşsekiz bin üçyüı) TL.sı olup. geçlcl temlnat % 7'dir. 3 Bu Ise an jartnameler Beyojlu tpek Sokak 2 numa» rada kÜ!n Dmum Müdürlük veznesınden bedelslz ola> rak temln edlllr 4 Teklıf mektuplan 13 Ocak 1975 Pazartesi euntt a«at 18.110'ya kacfar möhürlü lart tçlnde tşletme SekreierHBlnc ttvöı edllmtj olacaktır. Postada vakl geciKr.,»ler nazara alınmaz. (Basın. 27247/35) j|| Cumhuriyet 49
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear