26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJRÎYET 8 Eylül 1973 ünümüzde toplumlann sorunlarınm, gün geçtikçe çeşitlendigi, çoğaldığı ve bunların çdzüm biçimlerinin toplumu yönetme «orumluluğunu yuklenen yöneticiler için guçlikler taşıdığı herkesçe kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Özeüıkle az gelişmiş veya gelişnje çabası içinde bulunan toplumlar için konunun ö*aha da çok önem ve yer.i boyutlar kazandığmda kuşku yoktur. Bu r.edenle, çağdaş rur yaklaşımla sorunlarını çdzumleyememiş bir toplumun olumsuz gelişmelere sürukleneceği bilıme dayah bir gerçektir. Daha da öte b!v deyişle, sorunlar çağdaş düşünceye ve bilimsel verilere uygun yöntemlerle çözümlenmedikçe kendini asacak; sosyal, ekonomik ve polıtik çelişkiler dizisi giderek yoğunlaşacak ve keskınleşecektir. Doğal olarak toplumun şu veya bu kesimi de sosyoekonomik yapıda kendini gösteren çelişkiler karsısında duyarsız kalmayacak olumlu ya da olumsuz bir biçimde eyleme geçecektir. Toplumsal olayların, sosyal, ekonomik ve politık patlamalarm itici gucü olarak var saydığımız sosyoekonomik çeliskileri Turs toplumunun tarihsel evrimi içersinde öz olarak «le alırsak konumuza nesnel bir açıklık getirmiş oluruz. Türk toplumunun, tarih çizgisinde görüldtfğünden beri özgur yaşamıs uygar devletler ve imparatorluklar kurmus büyük yeteneklere ve nitelıklere sahip bir ulus olduğu tartışma gbtürmez bir gerçektir. Kurduğu son Osmanlı tmparatorluğunun, sırf ybneticilerinin, Batı'da «Renaissance» ile başlayan yer.ilesme hareketlerinin ve dü'ünce özgürlüğünün gerisinde kalmaları yüzünden çökmesi sonucu: ölümsüz Mustafa Kemal'in önderliği ıle tarıhte eşi ve benzeri görülmeyen bir kurtuluş savaşı vererek Cumhuriyet Türkiyesini yaratması, büyükluğünü saptayan ve kanıtlayan örnek bir sahlanıştır. 6 Olaylar ve gdrüşler Neden Geniş Kapsamlı Ai Ahmet COŞAR Yargıtay linci Hukuk Dairesi Üyeı kılaral» devrimci çügiden sapmalar baslamış, verilen ödunlerle (tâvizlerle) bu olumsuz gidiş giderek hızlanmıştır. dönüsumleri Atatürkçü bir bakı$ sçtsı lçinde çözümleme isteğinden uzak kalışı ve böylece kendisini oyları ıle iktidara getiren halk yığ;nlarının yararma değil, belli çevreîerın çıkarma hızmeti amaçlayan çizgisi ve yönetimdeki yetersizliği; öte yandan eğitim kurumlarının 27 Mayıs Anayasası'nın tarihsel gelişimini anlamakta kendilerinden bekleneni bir ölçüde verememeleri toplumu yeni patlamalarm eşığine getirmistir. Giden dönem îçersinde yönetimm her dalında geniş halk yığınlarmın gereksinmelerini karşılayacak düzeyde altyapı kurumlarının gerçekleştirilememesi, sosyoekonomik çelıskileri hızlandırmış, eelir dağıhmındaki dengesizlikler. artan fıyatların yuk ve ağırhk veımeye başlayan geçim zorlukları yaratması, yapısı ve yaşı gereği daha duyarlı olan gençlik kesimini öncelikle etkilemiştir. Ancak bu etkılenme tümü ile olumlu ve hukuka uygun yönde gelişmemis, eyleme donüstüğünde mevcut ortamdan yararlsnmak isteyen ıç ve rf.s tahrlklerle devleti ve cumhuriyeti sarsıcı bir çizgive ulasmıstır. Bu aşaraada çözüm yolunun, vasal hükümler saptınlan Atatürkçü çizgiye çekmek istemis, içinde toplumsal gereksinmenin zorladığı sosyoekonomik tedbirlerin ahnmasında aranması gerektıği düyünülmeyerek ters bir tutum izlenmiştir. Kaynağını toplumun yapısındakı duzensizlikten alan patlamalsr ise glderek fîlkede bir rejim bunalımı yaratma gelisimi gostererek toplum içl huzursuzlukları arttırmıştır. Kuşkusuz; devleti ve cumhuriyeti yıkmayı amaçlayan, demokratik parlamenter rejimi de Sapmanın Sonu.. özellikle d'emokrasi deneyine giri«ildiğinde, çagdas demokrasi kavramınm temel ilkesi olan «Halkın, halk yararına, halkla b;rükte, halk tarafından yönetimi» ilkesi 1950 seçimlerinden sonra ulkevi yönetme sorumluluğunu yuklenen siyasal iktıdar yöneticilerince ya yeterince kavranamamış. ya da kavranmak istenmemiştir. Bu dönemde; siyasal iktidarın ülke gerçeklerinden uzak, özgür duşunceye saygısız, çağm gelisiminden habersiz, kişisel çıkarları toplum yararır.a yeğ tutan, oy hesabına dayalı. kısır particilik ve yönetimi elde tutabilme hırsını doyurmayı amaçlayan ve bu doğrultuda yürutulmek istenen ekonomi politıka sonucu toplum 27 Mayıı patlaması Ile karsılaşmıştır. 27 Mayıs Devrimi; toplumu, amacından kar«ılasılan sorunlan çağdaş bir yorumla çözecek, yapısal çeliskileri giderecek, özünde sosyoekonomik yaptırımlan (müeyyideleri) taşıyar, ilerlye dönük anlamda bir Anayasa getirerek ülkeyi mutlu yarınlara götürecek gelişimin yolunu açmıştır. Ne var ki, olağan demokratik kosullara yer.iden dönüldüğünde; bir yandan, yönetimi elıne geçiren siyasal iktidarın, cMiIlt, demokratik, layik, sosyal, bir hukuk devletinl» amaçlayan 27 Mayıs Anayasası'nın toplumsal bir gereksinme olarak öngördüğü sosyal, Bzellikle ekonomik ğiçtirmeyi tasarlayan eyleme dönüşmüş saltfınlarm hoş görü i'.e karşılanması ve suçlulaıınm sorusturmasız bırakılmaları düşünülemez ve i^ter.emez. Elbette yasaları zorlayan, çiğneyen, toplum düzenını bozan her suçlu gibi bunlar da yasaların gerektirdıği anlam ve biçimde izlenip cezalandırüacaklardır. Ne var ki, öncelikle yapı<;al çeli=kilerin sokağa döktüğu kisılerin, gençlik ya«ının duygusallığı, ataklığı içinde Turk tarihini yeterince kavrayıp bilmemenin, Türk Ulusunu iyiden tanımamanın yanılgisı içinde, ülke ve toplum yararı ve gerçeklen ile aslâ bağdaşmayan bir takım doğmatik ve fanatik görüş ve ö*usüncelere kap'.lmalannda: bir anlamda toplumun ve yoneticilerin «orumluluğu da düninülürse. sorunun bir başka biçimde değerlendirümesinde ülkenin barış<=al duzeninl sağlama, siyasal huzurunu getince yönünden büyük yararlar bulunduğunu kabul etmek gerekir. Geçmis denevleri de düsunürsek bu goruşteki d'oğruluk kanıtlanmış olur. Geçmişi Yaşamak... I atı demokrasilerinde uzun bir geçmişe sahip toplumlaı rın başmda Ingıltere gelir. tngiltere'de parti denebilecek nitelikte kuruluşlar 17. yüzyıla dek uzanırlar. Kr«ıllık mutlak iktidarına karşı mücadeleyle meydana gelen bu kuruluşlardan birine Tory'ler, ikincisıne Whig'ler deniyordu. Mücadele 1688 de meyvala. rını verdi Krahn yetkilerıni kısıtlayan bir bildiri imzalandı. Ne var ki bu H«klar Bildiri si, halka değil, soylulara bir takım haklar getiriyordu. Tory'ler daha çok toprak ağalan idiler. Whig1er ise ticaret burjuvasından meydana geliyOTlardı. Daha aşağı sınıflara en küçük bir ödür» verümemişti. Siyasi iktidar, toprak ağalarıyla ticaret burjuvazisi arasında paylaşıhyor, bazen Tory'ler, bazan Whig'ler Hükümeti kuruyorlardı. Ne var ki zamanla toplum değişiyordu. Yeni bir sanayici çevresi doğmaya baslamıştı. Sanayi kurumlan işçilerin sayismı artınyordu. Amerika KurtuTus Savaşmdan Ingiltere yemk çıkmca, bu olavın yarattığı etkılerle reform gereği büsbütün ortaya çıktı. Şehirdekl sanayiciler, ticaret burjuvasıyla toprak ağalar.nın baskısını azaltmak ve siyasi iktıdarda etkinlik göstermek amacıyla reformlar istıyorlardı. Bu reformlar arasında bütün erkeklere oy hakkı verilmesi, parlsmenterlere maaş bağlanması, guli oy verme usulü gibi istemler vardı. Soylular ve zenginler reformlara karşı direniyorlardı, ama ihtilâl korkusu her yanı sarmıştı. Reformlar gerçeklestirüemeden Fransa'da devrim pau lak verdi. Bunun üeerine egemen nnıflar Fransa devrimini ve devrhncilerini düşman ilân ettiler. Ingütere'de Fransız devrimi fikırlerini tutan ve savunan aydınlara hain gözüyle bakıyorlardı. Tutucu yazarlar Ingiliz egemen çevrelerı. ni korkuya ve dehşete verecek yazılar yaymlıyor: Canınızı, malıruzı, mülkünüzü savunun! Devrimciler hepinizi mahvedecek.. diyorlardı. llerici yazarlar ise reform gereğinden, yeni fiklrlerden. insan haklarından söz açıyorlardı. Tory'lerle Whig'ler, tehlike karşısında bırleştiler. bütünleştiler. Napoleon Savaşlarından sanayici çevreleri kârlı çıkıp güçlenmişlerdi. Güçlenen sınıfa karşı Tory'lerle Whig1er sert tedbirleri uyguladılar. Napoleon'a karşı kazandığı zaferle güçlenen General Wellington, gericiliğin ve terörün liderliğini yürüttü. tşçilerle sanayiciler ezildı, özgürlükler kaldırıldı, toprak ve ticaret burjuvazismin çıkarları pekleştinldi. Ama gerginlik o kerteye gelmişti ki büyük olaylann patlak vermesınden korkuluyordu. En »onunda 1832'de reform kanunlannı parlamento benimsemek zorunda kaldı. Reformların yarattığı değişıklikler bir süre sonra sonuçlarını verdi: Tory'ler ve Whig'ler yıkıldılar. Tory'lerin yerine Muhafazakâr Parti, Whig'lerin yerine Liberal Parti kuruldu. Liberaller bundan sonra tam otuz yıl iktidarda kaldılar. Ama işçi ve köylü sınıfına hiç bir hak tammadan, »alt kendi iktidarlanna dönuk bir uygulamanın politıkasını yüruttüler. İşçi sınıfı ise kendislne özgü fikirlerle beslenip gelışiyorrfu. Oy verme hakkı, hâlâ halk kitlelerinden esirgeniyordu. l$çi çevreleri toprak ve ticaret buriuvasına karsı sanayi burjuvasını desteklemekten başka çıkar yol göremiyorlardı. Köy kesiminde çalısanlar da siyasal haklardan yoksundular. Ingiliz demokrasisi. egemen sın'flar oligarşisl niteliğini sürdürdC. Birinci Dünya Savası baslarken erkeklerin yansı, kadınların tümü oy hakkma sahip değildi. İşçi kuruluşlarının baMangıcı 1825V dek uzanmakla birlikte, siyasi foruroda bu kuruluşlar bır anlam taşımıyordu. î«çl Partisi, ilk dünya favasından sonra etkinliğini duyurmaya baslamıştır. Böylece Muhafaıakâr, Liberal ve İşçi Partileri, «ağ ve sol akımların parlamentoda temsilcıleri olarak yerierini «lmıslardır. Yukarıdaki tarih kesiti, 1973 Ekim «ejimlerine hazırlanan Türkiye için düşundürücü olmalıdır. Zira parlantpmuzda işcı tınıfının etkinüğini duyuracak bir siya B Çağdaş Hukuk Kısa bir sıire sonra 50'nci yılım kutlama mutluluğuna kavuşacağımız Cumhuriyetimizin 50'nci yılı onuruna ülkede bir affın düşünülduğü günümüzde, affın kapsamı saptanırken ka1ı davranmayıp boyutlarını genis tutmanm ve insancıl yoruma üstünlük tanımanın ulusça bizi Cumhurıyetin 50'nci yılının anlamına daha da çok yaklaştıracağı inancındayız. Esasen çağdaş ceza hukuku biliminde yer alan af kavramınm anlam ve amacının suçludan ilkel düşünce ile öç almak, onu topluma daha rfa çok küstürmek ve toplumdan koparmak değil; insancıl duygulann egemen olduğu, kazaumaya donük bir du^ünceye dayaııdığı göz önünde tutulursa geniş kapsamlı bir affın çagın gelisımine ve toplumun geleceğine uygun duşeceğı gibi. Türklüğün bilyüklüğüne ve hoş gorüşune de yakışan tutarlı bir davranış olacaktır. Demokratik Cumhuriyetimizin 14 Ekitn seçimleri sonucu oluşacak yüce parlamentosunun ve »eçilecek sayın parlamenterlerin parti farkı ve görüsü rfısında konuyu değindiğimiz düsünce biçimi içersinde ortak bir çizgide görmelerini dileriz. Cumhuriyetin kurucusu yüce Atatürk, saglığı suresınce yonetimd'e aklı, bilimsel gerçeği, ön planda tutmuş; özgur düsünce gücünü ulke yararına egemen kılmış, toplumu Batı uygarlığına yöneltTniş, kısa bir sCre içinde gerçeklrştirilen devrimlerle Türk toplumu çağ değistirmiştir. Ne yazık ki, yönetimindeki bu tuturn Atatürk'un ölümünden sonra sürdürülememiş her alanda aklın ve bilimsel gerçeklerin dısına çı SABAH DÜŞÜNCELERİ OKTAY AKBAL Evet Hayır TÜRKİYE'DE TOPRAK SORUNU ekim seçimlert önoesinde Ülkemızde, tarunsal kooperaULKEMIZDE TARIMSAL KOOPERAbütün siyasi partilerın tıflerin sermaye, kredi, üst ortoprak sorunu konusungutlenme ve egitimle ilgili bazı TİFLERİN SERMAYE, KREDİ, ÜST da görüşlerini belirtmeleri geretemel sorunlan mevcuttur. Bu ği kaçınümazdır. Çünkü Türkitemel sorunlar çozülürse Türk ÖRGÜTLENME VE EĞİTİMLE İLGİLİ ye'de toprak sorunu, kırsal alantanmında kooperatifçüik bir hada yaşayan ve geçimi toprağa reket, bir üçüncü sektör olarak BAZI TEMEL SORUNLARI VARDIR. bağh olan milyonlarca vatandagelişebilır ve üretici, tefeci ve şı doğrud&n dogruya ilgilendıaracı sömürüsünden kurtulabihr. ren ve yıllardanberi devamlı tarBu temel sorunlann nasıl çöProf. Dr. Ziya Gökalp MÜLAYİM tışılmasına rağmen bir türlü çözülebileceklerini de bu sütunlarziilemiyen önemli bir sorundur. da «Tanm Kooperatiflerinin Sorunlan» adı altında yayımlanan Türkiye'de toprak sorunu acabir yazımızda belirtmiştik (2). ba niçin önemlidir? Bu sorun nasıl çözülebilir? Toprak soru cektir. Buna da toprak reformu tün dünyaca kabul edilmis bununun çozümünde toprak refor yapüıyor denemiyecegi şüphesizSONUÇ lunmaktadır. munun ve kooperatifleşmenın dir. Türkiye'de Cumhuriyetin ılk yeri nedir gibi sorular bu yazıYukarda yapmağa çalıştığımız APCGP koalisyonunun çıkart yıllarmdanberi kooperatifler kumızm konusunu teşkil edecektır. inceleme tığı Toprak ve Tanm Reformu rulmaktadır. Fakat gelişme daha bu kısaTürkiye'de sonucunda deriz ki, geçimi topraBaşlıca şu üç nedenden dola Kanunu hakkındaki görüşlerimiziyade sayısal olmuştur. Üretici ğa bağlı milyonlarca köylüyü ılyı Türkive'de toprak önemli bir zi bu sütunlarda «Yozlaştınlan sorun olarak karşımıza çıkrnak Reform» adı altında yayımlanan yönünden yeterince etkili değil gilendiren toprak sorununun çödir. Üretici maalesef tefeciden zümü, teknik yönden, toprak iştadır: bir yazımızda aynntılariyle be(î) Türkiye'de toprak dengesiz lirtmiştik (1). Bu bakımdan k.a kredi almakta, Urünlerinin bu leyenindir ilkesine göre etkili bır yük kısmım düsük fiyatlarla ara toprak reformunun yapılmasına olarak dağılmıştır. 1970 tarım saayrmtüarma girmiyerek cılara satmakta; öte yandan üre ve üretici köylülerin tümünü kapyımma göre, Türkiye'de 100 do nunun konumuza dönelim. tım araçlarım (gübre, yem, ma sayacak şekilde tanmın kooparanümün altında toprağa sahip iş tekrar kina, vb.) da genellikle yüksek tifleşmesine; siyasal yönden ise, letmeler, mevcut isletmelerîn Kooperatifleşme fiyatla aracılardan satın almak topraksız, az topraklı ve Üretici yüzde 90 ını teskil ettikleri hal~K5ylUUWf ŞBIIB bir siyasal iktide, bunların ellertnde bohmn toprak, işlenen tüm arazinın saDemek ki, Türkiye'de toprak Türkiye'de toprak sorununun ço darın en kısa zamanda olusmasına bağlı gözükmektedir. dece yüzde 53'üdür. Arazinin di sorununun çözümü için birinci zümünü güçleştirmektedir. ğer yüzde 47'sl ise, 100 dönümün çart olarak. toprak işleyenindir O halde Türkiye'de toprak soüzerinde toprağa sahip yüzde 10' ilkesine göre gerçek bir toprak rununun çözümü için, kooperaun elindedir. Hatta daha ilginç reformu yapılmalıdır. Fakat sa tifleşmeyle ilgili sorunlann da (1) Bkz. Cumhuriyet, 21 Nfean olaru, işletmeler toplam sayısının dece toprak reformu yapılmakla tümden çozülmesl gerekmekte1973. sadece yüzde 0,5'i olan 500 dönü Türkiye'de toprak sorunu çözü dir. (l) CumhurİTrt. 21 Aralık 1971. mün Ustündeki işletmel«rin sa lemez. Toprak sorununun çözühipleri elindeki toprak miktarı mü için, toprak reformuna ek onın, işlenen tüm arazinin yüzde larak, bütün toprakta çalışanlaonbiri olmasıdır. nn teknik tanm yapma olanak(5) Türkiye'de toprak genellik lanna kavuşturulmalan ve ayni le işleyenın elinde değildir. Tür zamanda aracı ve tefecilerin sökiye'de mevcut 3,5 milyon tanm mürUsUnden kurtanlmalan, buişletmesinden 293 bini toprak ki nun için de tanmda yaygın bir ralamakta, 521 bini ortakçüık ve kooperatifleşme gereklidir. ya yancılıkla toprak işletmekte, Türkiye'de toprak sorununun 115 bini de çeşitli şekillerde bas çözümü ile kooperatifleşme arakasınm toprağını islemekte; böy sındaki iliski, tanmımızdaki ış< lece toplam olarak 929 bin çift letms yapısından ileri gelmekteçi. işlediği toprağa sahip bulun dir. Türk tanmmda küçük işletmamaktadır. Büyük mülk top meler hakimdir. Mevcut işlenneraklarda da toprak işleyenin elın lerin yüzde 9O'ı, 100 dönümden de değildir. Toprağı gerçekte iş küçük toprak işlemektedir. Hatleyenler işçi durumundadır. ta, toprak işleyenindir ilkesine (3) Türkije'de toprak, dengeli göre yapılacak bir toprak refordağılmadığı, genellikle işleyenin mu ile. küçük mülk işletmelenn elinde bulunmadığı ve üretici adedı daha da artacaktır. yaygın bir şekilde kooperatifleşKüçük mülk işletmelerinin ülmediği için, teknik yönden de ve kemiz için sosyal, ekonomik ve rimli bir şekilde işletilmemekte siyasal birçok avantajlan vardır. dir. Pakat küçük işletmelerin teknik tanm yapılması yönünden bazı Türkiye'de toprak sorununun çozümünde toprak insan ilişkısi sakıncalannm olduğu da bir gernin düzeltilmesi ve tarımın ükel çektir. îşte Türkiye'de bir taraftan ktiyapısımn değiştirilmesi önem taşımaktadır. Bunun için, tarımda çük mülk işletmelerin faydalannı ki toprak ve gelir dağılımı den korumak isteği, diğer yandan gesizliğini gidererek, topragın ve modern ve verimli bir tanma gelirin adil bir şekilde dağılımı geçiş için onlann sakmcalannı nı ve esas itibariyle topragın gıderme gereği, tanmda yaygîn mülkiyetine toprağı işleyenin sa bir kooperatiflesme zorunlutunu küçük işhip olmasını sağlamak ve tarım yaratmaktadır. Çünkü koruyarak letmelerin faydalannı sal üretimi arttırmak amacıyle sakmcalannı giderebilecek tek örTürkiye'de etkili ve gerçek bir güt kooperatiftir. Bu konuda kotoprak reformu derhal yapılma operatiflerin havatî önemi. teori lıdır. ve uygulamada hiçbir tartışmava Her ne kadar, Meclis tatile gı yer vermeyecek şekilde burerken, gerçek bir toprak reformuna karşı olduklan herkesçe *• i bilinen APCGP koalisyonu, Toprak ve Tanm Keformu Kanur.u SAHİBİNDEN adı altında sözde bir reform V a cnunu çıkartmışlardır. Fakat bu SATIUK kanuna göre yapılacak bir toprak reformunun, Türkiye'nin topFaal vaziyett* rak sorununu çözmesi hiç bir su1952 Wautsall rette mümkün değildir. Çünkü Peşin 15.000. bu kanuna göre. önemli bir topTelefon: 22 42 90 Hasan rak kamulaştırması yapılamıyaCumhuriyet Î102 cağı eibi. eenis bir toprak dağıtımı da asla gerçekleştirilemiye 14 yaklanmı dayadım kensr demirlere. Boğazın sabah uyanışını seyrediyorum. Güneş bulutlann ardmda. Ne güzel bir gıin başlıyor! Doğaya yakın olmak, doganın bir parçası olmak, doga kadar ıçten olmak, kısacası doga saymak kendini... Yepyeni düşünceler uyamyor; uyku ile uyamklık arasmdaki sabah insanı bir günü daha yaşamak zorunda oldugunu, toplumun içindeki görevlerini hatırlıyor ister ıstemez. Yalnızız, tek kişi de olsak, iki kişi de olsak, aana daha genişletelim çemberi, üç beş dost, sekız on akraba, otuz kırlc sevip sayan da olsa çevrede, yalnızız. Iküı yalnızız, üçlü, beşlı, onlu yalnızız. Bizim düşüncelerıraize, görüşlerimize katılan, onaylayan kaç kişı? Bir azınlık, koskoca bir ulusun içinde kaç bin insan. tşte seçımler de gekü, sola açın pt.r:ılerin yararma inanıyorsunuz, yazıyorsunuz, destekliyorsunuz, bunların da bir gün iş başına gelirlerse ötekııerden çok ayrı, çok degişık. çok yararlı işler yapataüeceklerine Kesınlıkle ina. namadan! Çok aldandınız çünku. güvendiğiniz dağlara öyle çok kar yağdı ki, umutlar en ınce yerinden öyle çok koptu ki! En mutlu anuuzda bile, sevdiğiniz ınsanla, özi.edjginız dostla. yakın bir arkadaşla başbaşa otururken, konuşurken bıle büyüyor bu toplum yalruzlıgı, bu bırakılmışlık .. Gazeteler eksütmez, çoğu zaman daha ço!i arttırır bu boîluk duygusunu. Bir siue dursuı;.' gazetem yanımda. Ben Bojaa'ın Anadolu kıyUannı seyredejva azıcık dalja. Vaniköy, Kandıllt, derken Boğaz köprüsü. Bütün gözler onda. ne gorkemli, ne güzel! 1lerde oturan kadın «Masallah» diyor, nerdeyse elini uzatıp bir mavi boncuk takacakî Bir övünç var bakışlarda, biz neler yaparmışız gibi! Parayı veren başkaları, yapıyı yapan başkaları, biz üstünden geçeceŞiz dolmusla, otobüsle! Olsun, bizim köprümüz ya eninde sonımda! Esmer bir delikanlı var yanımda, gazetesindeki tefrikayı bıraktı, daldı gitti, Neler geçer aklmdan, belki de bu köprünun oria yerinden taa aşağıya oltasım sarkıtmayı düşünür şu anda. Belki de sevgilisiyle birlikte dayanıp tepedeki parmaklığa bir sigaıa tüttürmeyi.. Aç gazeteni oku gündelik haberleri. Çılen bu, yazgın bu! Bakıyorum manşetlere: Filistın gerıllaları bınmişler uçağa Şam'a gelmışler, Kontenjan adayları belli olmuş, Bomba davasında bir yüzbaşı, «Atatürkçülük mü suçlanıyor?» demış, Berberoğlu, Türktş, Disk, Kolera, pahalılık, yan ödeme yabancı şirketlerin devlet içinde devlet oluşu... Türkıye Barolar Birüğı Başkanı Prof. Erem'in sözleri yakıyor bırden gözlerimi: «Bir ülkede bir masum ınsan cezalanırsa o ülkede herkes suçludur.» öyle çok masum insan cezalandınldı ki şimdiye dek, öyle çok suçsuz insan hapislerde yattı, sehps.lara gitti ki! Yalnız bizde değil dünyanın her yerınde... Niye? Çünkü adaletin gözü kördür, adalet görece bir şeydır, adalet insanlıktan uzaklaşınca zulüm olur, işkence olur, fcorkutma olur. Bogazın sabah güzelligi silinip gitti birden. Kapkara her yan, umutsuz, ışıksn, çirkin... Ne demiş değerli hukuk bilginımiz, okuyorum ağır ağır, anlamını duya duya. Mallarme «Benim şiirlerim bağımsız dizeler müzesidir> denniş, ben de Erem'in konuşmalarından da özdeyislere benzer, dizelere benzer cümleleri seçip yazıyorum defterime: «Merhamet, adalet değildir.», «tnsan haysiyetine saygı adaletin esaslarmdandır. Toplumun nefret ettigi kimse için dahi bu haysiyet kabul olunur.», «İnsan haysıyeti ölçülemez, paylara bölünemez.», «Adalet önyarsılardan uzak kalmalıdır, bunlar arasında en sakıncalı olan koıektif ön^rgüardır.», «Adaletin bazen olmaması, hıç olmaOığı kanısına döner. Her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği toplumda en büjük emniyet duygusunu sağıar •. «Hak, haktan fazla bir şey sayılmaz. Haksızlık ise haksuliK.tan çok fazla bir şeydir.» Vapur köprü önlerine gelmiş .. Sabahın daha sekiz buçuğu. Içim aydınlandı, yalnızlık duygusu param parça oldu, bir guçlü güneş doğdu kentin üstüne... Esmer delikanlı bır moda türküyü mınldanıyor: «Kimler geldi, kimler geçti.» Insanlar, iktidarlar, zorbalar gelir geçer, ama adalet, ınsanlık bu gelip geçici güçlü kişilerin elinde sürgit bir oyuncak olamaz. Be!k: kısacık bir zaman parçası boyunca gözlerı Dağlaruı toplumun. Ama o bağlar koparıp atılır bir gün, toplumlar doğru nedir, yanlış nedir görürler er geç . Bir altın dıze gıbi o söz içimde, ıskeleden iniyorum, kent karşımda; vepyeni güne başlamaya hazır, koşuşan insanlan, taşıtları, tüm canhlıgıyle: Evet, «Haksızlık, haksızlıktan îazla bir şeydir.» A 'oVAtAİ VEFAT Ithal Malları Fiat Tescil ve Tetkik Dairesi Müdürü kıymeüi arkadaşımız Muhaseb» tedavi edîlmekte bulunduğu Londrada vefat etmiştir. Ailesi ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. BAHA DEGER SAYIN Secimleri Izleyiniz... Türkiye'nin geleceğini tâyin edecek bu seçimlerde tercihinizi yaparken, yurt ve dünya sorunlarını, parti lerin felsefelerini, liderlerin kişiliklerini bilmeniz gerek... Türkiye'nin en objektif dergisi DEVİR, size bunun için şu sırada en önemli, en güvenilir yardımcı olacaktır. Secimleri DEVİR'de izleyiniz. 8 EYLÜL CUMARTESİ, ÖZEL SEÇİM İLÂVESİ Yukte Hafif, Haberde Bügide Ağır Olaylar, Gerçekler, Beigeler Oergisi İthal MaUarı Fiat Tescil ve Tetkik Dairesi Cumhuriyet Î100 Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı FLORENCE NİGHTİNGALE HEMSİRELİK YÜKSEK OKULU MÜDÜRLÜGÜ Okulumuzun 1973 1974 Oğretlm yilı glrts sınavlsn yakın tarihe alınmıstır. Aday kaydı yaptıran öğrencılere önemle duyurulur. Gtri. Sına» Tarihleri: Tes*: 13.9.1973 Perşembe Saat 10.00'da Mülftkat: 14.9.1973 Cuma Saat MEVLtDİ ŞERİF Aramızdan »ynlıp ebediyete intikal eden kıymetli varlığımız ÎSMET BELGEN Hanımın ölümünün kırkmcı gününe rastlayan 8. eylül. 1973 (Bugun'» öğle namarını müteakip Sişli Camiinde (Adem Erım. Fevzi Mısır, Eşref Akhisarlı v.s) taraflarından Mevlid ve Kur'am Kerim okunacaktır. Dost ve bütün din kardesjerimizin bulunmalarıru dileriz.. AtLESt Cumhuriyet 7095 DUYURU (Basın: 21727/7077) Yeni AJans: 2801/7074 J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear