24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 24 Eylül 1973 üksek Planlama Kurulunca hazırlanıp bilâhare Bakanlar Kurulunca uygun görülerek uygulanabilirlik gücünü kazanan ithalât ve ihracata ilişkin kararname 25 Ağustos 1973 tarihinde Resınî Gazete'de yayımlanmış bulunmaktadır. Kararnamenin amacı, son yıllar ve aylardaki fiyat yukselişlerini bertaraf edebilmek bakımından üretim tüketim dengesiri normal fiyatlar sevıyesinde sağlayabilmek için gerekli tedbirleri alıp uygujama alanına koymak, ithalâtçı ve satıcıların tekelleşme eğilimlerlni önlemek ve içinde bulunduğumuz dönemde artmış bulucan döviz rezervimizi, uzun dönemdeki ihtiyaçlaı dikkate almmak suretiyle, ara mallar ve yatınm mallarında uzun vadeli bağlantılar yaparak değerlendirmektir. Bütün bunlar için fiyat istikrar kotasma yeniden 250 milyon dolar ayrılmıştır. Fîyatlarda istikrarın biran önce sağlanması Için de, ithalâttakl süreyi kısaltmak bakımından, ön fiyat kontrolü kalcFmlmıştır. Gerçekten, uzun vadeli bağlantilar yap:!ma?ı öngörülen mallar arasında tanm ve sanayl kesimleri için çok önemli olup (örneğin tarımda gübre, sanayide demirçeük) kısa dönemrts iç üretimle karsılanması mümkün olmayan rnaîlar %'ardır. Bunlann belirli bir düzeyde ithali zorunludur ve son yıllardaki uygulama da bu yöndedir. Y Olaylar ve görüşler feü iusu» çeşitli yollardan tahklk edilebildiği için, herhangi bir döviz kaybı söz konusu değildir. Nitekim, ön fiyat kontrol hakkının verildiği ilk aylardaki farkh fiyat teklifleri, zamanla yerini istikrara bırakmıştır. Haf tanın iraporu îthalâtta Önfiyat Kontrolü Doç. Dr. Nazif KUYUCUKLU t. t . İKTİSAT FAKÜLTESt bunlan, dövir kaybma ujjıamarfan piyasaya daha yararlı bir biçimde düzenlemek kabildir. Czerinde durulması gereken önemli nokta ise, ithalâtta zaman süresini azaltmak amaciyle ön fiyat kontrolünün kaldırılmış olmasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki, ithalât için başvurulan işlemler ve kuruluşlar, ön fiyat kontrolü için sadece İthal Malları Tescil Dairesi değildir. Ithalâtçınm önce, Mümessile başvurma • Kotaya tahsis için müracaat Kendi Bankasına müracaatı Bu bankanın ön fiyat tetkiki için İthal Mallan Tescil Dairesine müracaatı Merkez Bankasınca döviz transferi • Malm gümrüğe gelişj ve gümrük vergisiyle ügili işlemleri Kambiyoda hesabın kapanışı olmak üzere birçok işlemleri tamamlamak için avrı ayn kuruluşlara başvurmas) gerekmektedir ki, bunlar en azından yedidir. Ön fiyat tetkiki şimdiye kadarki yıllık uygulamalara göre, ortalama on gündür. Yani, bir ön fiyat tetkiki on gün içind» sonuçlandınlmış olmaktadır. Diğer islemler aynı kaldıgına göre, ithalâtta sağlanması mümkün olan on günlük hızlanmanın vararı sanıldığı kadar büyük olmayabilir. Kaldı ki, ön fiyat tetkikinin kaldırılmasının bazı sakıncaları da vardır. Bir keret, talebi tamamiyle karşılayabilecek mal arn saglanamadıkça (çünkü, döviz rezervinin ancak küçök bir kısmı bu alana tahsis edilebilecektir) fiyat yükselisi devam edeceğinden, hele bir dereceye kadar dondurulsa bile cTüşürülemiyeceği için. ithalât cazibesini devam ettirecektir. Bu cfurum karşısında ithalâtçı, evvelce tthal Mallan Tescil Dairesinin yaptığı ön fiyat kontrolü kaldırıldığı için, ithalâtı dünya cari fiyatlarının üstünde veya altında yapabilecektir. Cari fiyatlann üstünde ithalât yspıldığı zaman (ki aslında fiyat düşüktür fakat yüksek fiyattan fatura kesilmektedir) aradaki döviz farkı yurt dışında bir bankada kalacak ve ithalâtta veya diğer alaniarda daha kârh fırsatlar beklenecektir. Fiyat cari fiyatlann altında gösterildiği zaman ise, (kendisine tahsis olunan döviz miktsrı belli olduğu için ancak fiyatı düsük göstermek suretiyle daha fazla mal ithal etmiş olabilecek) dışarda birikmiş dövizler ve bu arada işçi tfövizlerinden de yararlanarak, fazla miktarda ithalât yapılabilecek, kota sistemine rağmen bir liberasyon durumu ortaya çıkacaktır. Böylece ön fiyat kontrolü olmayınca dıs ticarette kota sistemine rağmen, döviz tahsis ve fiyat kontrolünü sağlamak mümkün olmayacaktır. ön fiyat kontrolünde ise, ithal edilecek malın feşitli Ulkelerdeki öyatı bilinmekte ve Devletin Rehberliği Ters Düşüyor Ancak, fiyatlartfa İstikrar sağlamak bakımından, ithal edilecek mallar arasında kadm erkek ve çocuk iç çamasm gibi pek uzun ömürlü olmayan tüketim malları da bulunmaktadır ki, bunlara ayrılan döviz miktarı büyük olmasa bile. kısa dönemde içerde üretimleri mümkün olduğundan. bu durum kaynak tahsisi bakımından eleştirilebilir bir nokta olarak or»aya çıkmaktadır. Kaldı ki, son yıllarda ilgili çevrelerde ithaiât değil, dışarıya özellikle A.E.T. ülkelerinc mamul pamuklu ihracı üzerinde bilhassa durulmaktadır. Kararnaınedeki uygulama bu düşünceye ters düşmektedir. Aynca bu uygulama, bu alanda kurulu imalat sanayiinde bazı firmaları güç duruma sokabilir. Oysa, tthali kararlaştırılan mallardan bazılarını kısa dönemde içerde üretmek mümkündür. Diğer bazılannda da, yatınm imalat sürecini kısaltmak mümkündür. Muhtemel döviz kayıplarını önlemek suretiyle bunlar. dışardakı işct lerimizin dövizleri ve yurt içindeki küçük tasarruflar, devamlı olarak işaret edildiği gibi. bu yatınmJann finansmanmd'a öneml! kaynafclar olabilirler. Ancak. buna devletin rehberlik etmesi, ortak kılınacak küçük ta?arruf sahiplerine bugünkünden daha güverli haklar garanti edilmesi gerekir. Zira bugün, küçük tasarruf sahipleri (ve dışardaki lsçnerimiz), kendi başlanna veya aralannda birleserek bir İ5 yapamaymca, daha çok aile sirketleri durumunda örgütlenmiş Anonim Şirketlerin imtiyazhlar dmndaki his?e senetlerini almayı denemekte. fakat bu yolla sadece sermaye toplamayı amaçlayan bir çok şirketler ilk yıllard'a temettü dağıtmadıSı için. fazla beklemeye gücü yetmeyen bu küçük ortaklar, birkaç yıl sonra nominal deSerin hattâ altında olarak his*e senetlerini elden çıkarmak durumunda kalmaktadırlar. Anonim şirketlerdeki azınlık haklannı düzenleyen hükümler de buna düzeltmeye yetmemektedir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, ithalât ve ihracata ilişkin kararname, ekonomimizin ihtiyaçlarına uygun ara mallar ve yatınm mallan ithaliyle ilgili uzun dönemli baglantılarda olumlu hükümler getirmekte. üretimi kısa dönemde mümkün bazı tüketim malları ithalinde ve ithalâtta ön fiyat kontrolünü kaldırmıkla. İ5lemlerden sadece bir tanesi olması nedeniyle. süreyi önemli ölçüde kısaltamıyaca5ı gibi. bazı muhtemel döviz kayıplanna açık olmasıyl» sakıncalar taşımaktadır. tstikrarlı bir fiyat üretim tüketim dergesi için işçi dövizlerinin kiiçük tasarTuflarla. devlet rehberliğinde yatınmlara akltılması nveun bir voi nlsa Yaşayın, Hayat Geçiyor.. İNSAM DEGtŞMEYE DEĞtL DEĞÎŞMEZLİĞE ZORLUYORLAR. DEĞİŞMEZLÎĞÎ SAVUNUYORLAR. OYSA YAŞAYIN DEMEK GEREKLİ HALKA; YAŞAYIN. SİZDEN ÖNCEKÎLERDEN BAMBASKA, YEPYENt, FELSEFENÎZÎ KENDİNİZ YARATARAK.. SADUN TANJU on Francisco'ytı Kazaneakis'in tspanyta anılannı okurken tanıdım. Madrid Or.iversitesinde hukuk felsefesi okutan sakin sörünüşlG. babacan bir profesörmüş. Bütün hayatım adadığı bir ülküsu varmış Don Francisco'nun: Yalnız akıllannı dc(il, aynı zamanda yürek ve ruhlannı da Işleyerek veni erkek ve kadınlar yaratmak. İnsano^hınun fikir ruh %« hareketleri arasında sağlaro bir uyum sağlamak. öfrencüerini tam insanlar haline getirmek için ömrünü vermiş Don Francisco. Ölümünde. genç bir ozanm onun için yazdığı şiirde şu dizeye takılıp kaldi gözlerim: «Yaşayın, hayat jeçiysr!» D İnsanlar ve UygarTık Teknolojide durmadan devrta tbertae denrtm tazeleyen bugrünkü uy^arufem, çağdaş insana yeni bir şekil verme konusundaki vurdmndtıymaziıiı karşisında. Don Francisco'yu seviverdim birden. Oafeırnızın yeni peygamberlere ihtivacı var. Teknolojınin çofalttığı dünya nimetlerini koltuklannın altına sıkıstırarak ber rejimde ve her ortamda rahatça yaşamını sürdüren kadın v« erkeklerden kurtulmanın gereŞini duymuş Don Francisco. insan arbk degişmen aemi$. Akiı, duygusu ve hareketleriyle bundan yüz yıl önce de. bin yıl önce de. beş bin yıl önce de yaşasa bugünkünden farkîı sayılmayacak insanlarla uygarlık olmaı. Ne yank ki uygarlığı sadece teknolojik gelişmenin urünlerin» baglı bir deg«rlendirmeyle benimsemeg» yöneliyonız. SAÇ, SAKAL PANTOLON... OKTAY AKBAL Evet Hayır DEVLET MALI iliadiği gibi devlet, insanlann bugünkü gelişmede yarattıklan bagrmsiz, siyasal varlıga. verilen addır. Devlet bir siyasal varlüc olarak mal edinır ve borçlanır, o zaman hukuksal adıyle kişi olur. Bu gibi kişilera tüzel kişi aduu verir hukuk. Devlet eski adıyle bu «hükmî $ahıs» denilen bu kişilerin en güçlüsü ve öbür «hükmî şahıs • tüzel kişilerin» de çalışma, var olma ve tUkenme koşullarmm düzenleyicisi. belirleyicisidir. Bu kadar güctine karşm, devlet mallarmı, hukukunu tilkeıniBde en kötü konıyan kisjdir. Halk arasında «devlet tnalı deniz» tekerlemesine karşıhk eski aydınlardan sayılabilecek bir ozan da «çaldımsa da miri malı çaldim» dıyecek, bu maldan çalmanın günahsulıgmı, hos görtileceğini yazacak kadar bu gerçeğe kafasını yatırmışür. Yeni İnsan W olmakla beraber, bu kahlmalardan dolayı direkt olarak pek hesap vermezler. çünkü bu kuruluşlann, katıldıklan bu işletmelerin yanlış işleyişinden ya da usulsüzlüklerinden bir elestıriyîe karşıkarsıya kalmazlar. Söyleyecekleri şey haardır «Ne yapalım? Hukuki olarak genel kunıllannda aklandılar.» Genel Kurula is« bürokrat, kusurlan karsılıklı olarak örtmeye hazır bir sümre egemendir. Bu kurutaşlar devletin bağlayıcı maaş hükümlerinden uzak bir yerdir. Tatlı maaşian, bol ödenekieri, geniş olanakları yoneticilere açıktır. Bu nedenle kusurlar açılmaya, deşılmeye değil kapatılmaya çahşılır. En başta kuruluşlann başmda bulunan kişiler kendi sermayeleri ile kurulmus bir sözde «karma kuruluşnta yolsuzluk soylentilerini yüıünU buruşturarak din)er. Çünkü bir karma kunılus, en azından kendi personel politikasındaki esneklik bakımından kendisi için bir imkândır, bir ferahlık kapıadır. Bu kapınm kapanmasmı bazan içtenlikle istemez. Yolsuzluk söylentilerinin su altında kalmasını kolaylajtınr. Yeni insanı yaratmak, şekillendirmek için cysa ne büyük olanEUar var bugün. Yüzyılm basmda crtalama insan ömrü 40"ı geçmezdi, şimdi 30 yıı daha uaun yasıyor insanlar. Uzun yaşayan ve sayıları geometrik oran'a artan insanlar.. 1900larda iki milyar değüdiler, bugün 3^ milyara yaklaşıyorlar, yüzyılın sonunda 6 milyar olacaklar ve bır asır sonra 24 milyara ulaş3caklar.. Değiştırmezseniz bu insanları, teknolojide harikalar yaratsanız, haita tatillerini Mçrih'de geçirseniz de, gittikçe vandallaşan, daha iyi yaşam için değil. sadece yaşam için öldüren, işkence eden kadın ve erkeklerden oluşmuş toplumiarda yasamasa mahkum edeceksiniz kendinizi. B ili'de berberlerin önünde kuyruklar birikiyormuş. Askerlcr ellerine geçen uzun saçlı erkekleri sıfır numara tıraş ediyorlarmış. Ayrıca kadınların pantolon giymesi de yasaklanmış. Nelerle uğraşıyorlar!.. Sana ne adam saç bırakmış ya da kafasını dazlak yapmışsa... Ne anlama gelir saçlı olmak ya da olmamak. Hele kadınların pantolcn giymesinjn ne gibi sakıncası var, anlamam. îsteyen eteklik giyer, isteyen pantolon. Bu, kadınlara kalmış bir şey... Dikkat edin. dikta yönetimlerinde ille de her şeye kanşmak istenir. Birtakım başansızlıkları saklamak gerçekleri gizlemek, ya da kendilerini güçlü göstermek için sık sık başvurulan bir yoldıır bu. Şöyle olacak böyle olacak diye emirler çıkarmak, adam tutukîamak, bütün bunlar başansız dikta yöneticilerinin İşidir. Birim Enver Pa?amız da Birinci Dünya Savaşının en kötü günlerinde kadınların çarşaflarına karışmaya baslamış! Şiiili cunta yönetimi de onun sakalına, bıyığma, kadınların pantolonuna el atmakla daha şimdiden başarısızlıklannı örtmeye kalkışıyor.. Saçla, bıyıkla, pantolonla, uzun etekle. kısa etekle uğrasarak bir toplumu daha huzurlu, daha mutlu, daha güçlü kılmak mümkün olsaydı ne kadar iyiydi! Haydi bütün erkekler kaf3İarı kazıtacak. ya da bütün erkekler palabıyık bırakacak diye yasa çıkaralım! Bütün kadınlar yerleri süpüren giysilerle dolaşacaklar, yüzlerini peçeyle örtecekler! Neyi düzeltir. neyi ortadan kalcfırır ya da var eder? Kimin karnı doyar, kirr.in yannı güven altında sayıiır bununla? Ama yığınları aldatmak, kandırmak için böyle sudan çarelere her zaman başvurulur. Yok sakaldı, bıyılrtı, etekti diye zoraki baskılar yaratıhr... Insan şasınyor, Şili'nin yilzde doksanı okur yazarmış. Sol partiler seçmen oyunun yarıdan çoğunu alırlarmış. üstelik kırk yıldır da askerler darbe yapmaya kalkısmamışlar. Demek oldukça ilerl bir toplum, uysar bir düzeye erişmi? insanlar, askeriyle, siviliyle... Neru6*a gibi büyük şairler yetistirmiş bir ulus. Allende gibi bir devlet adarm vermiş dünyaya, ilk ilerici denemevi yapmış seçim yoluyla Marksist bir yönetime geçmekle... Bövleyken. evet böyleyken!.. Böyleyken bir gece içinde ordu darbe yapıyor, llericiler toplanıyor. ülke yıllar yıllar gerisine gidiveriyor bir anda. Eütün ileri aşamalar yok sayılıyor. En ilkel düşünceler egemen oluyor topluma. İnsanlar korkudan ne yapacafını şasırıyor. Delikanlılan sokaklarda avlayan cuntacılar, oracıkta kesiyorlar saçlarını. Bu yüzden de bütün uzun saçhlar berberlere koşuyor. Sanki büyük suç uzun saçlı olmak: bıyık bırakmak. favori salıvermek. Inanılmaz bir şeydîr bu, korkunun insanları en saçma, en akıl dı?ı yollara itivennesi, bunun doğal sayılıvermesi!.. Kore'de yapılan bir yazarlar kongreslnde Silili bir profesör yazarla tanışmıştım. Sonra Tokyo'da da karşılaçtım onunla. Havaalamnda bir uçak geeikmesi yüzünden saatlerce söyleştik durduk. Beni Santiago'ya da çağırmıstı. En güçlü yazar birliğinin orada oldujunu söylemisti. Daha Allende iktidara gelmemişti o günlerd'e. Ama sol »üçlüydü. yakmda iktıdara gelecekti, öyle demişti Şilili dostum. Kendisi de sola açık bir avdındı. İhişünebilir miydi üç yıl sonra ülkesinde 5aç!arın sakalların zorbalar tarafmdan sokak ortalarında kesileceğini, kadınların pantolon giymelerine yasak konulacagmı!.. Bir toplum belirli bir düzeye erişmisse, insanlann büyük çoğunluğu bilinçlenmisse, yani kendisi için iyi redîr, kötü nedir anlamışsa, ne dış ne iç zorhalıklar onu etküeyebilir. Belki blr süre ağır baskılar altında siner, sindirilir, ama ergeç kendine gelir, bir silkinişte atar baskıcıları. cuntacılan, uygarlık yoluna engeller dikenleri... Bir Neruda. bir Allende yetistiren bir toplum. «akal, bıy.'s keserek, kestirerek, kadınlara giyim yasaklan koyarak basarı kazanacağını sanan gerici cuntalann baskısından kısa zamanda kurtulur. Ne iç, ne dış güçler bunu önleyemez... $ DEVLET MALININ BİZDEKİ KADAR HEBA EDİLMESİ AZ GÖRÜLMÜŞ VE HALEN AZ GÖRÜLEBİLİR OLAYLARDANDIR. Aslan Başer KAFAOĞLU kavramlardır. Bir iş esasından hukukun özüne, devlet çıkarlanna aykırı olduğu halde, şekillere uyularak hukuk» uygunmus şekline sokulabilir. Bunun çeşitli şeklini her yurttaş, hele büyük kentlerde yasıyorsa, kendi yaşa» mından bilir. Caddedeki apartman boylanndan, yolların kıvrım çizgisinden, ugYadığı iş yerlerinden, aldıgı telefonlardan, gittigi ya da çocuğunu götürdüğü okula kadar her yer ve derecede çeşitli sekillerde «kıtabına uydurma» olayina gbz ya da kulaklanyle tanık olabilir, olmuştur ya da olacakhr. Ama doğrusu bu konuda en önemli buluş, devlet kuruluşlanyla yapılan karma ortaklıklardır. Hele buna bir de halk ortaklıgı, halka açık sirket EÜSU verdiniz mi degme gitsin. Bunlar yaninda en ileri organizasyonlar hünerbazlıkta solda sıfır kalır. Çünkü bu ortaklıklar özel tesebbüs sayıldıkianndan kamunun mal denetimiyle ilgili örgüt ve yöntemlerinin çinüğı sınırların dısmdadırlar. Yönetıcileri zarar ya da kötü idare nedenıyle degil kamu makamlan ils çatışüklarmda degistirilirler. Yani özel tesebbüsleri düzenleyen, onlan akıllı ekonomik ybnetıme aas tıran, yöneten ilkelere de sırt çev.rebilirler. Böyle oiunca da tek dayanak olarak kullanılan takdir hakları dolayısiyle yöneticinin ahlâk ve namus duygusu dışında bir şey kalmaz. Oysa zamanımız yirminci yuzyıldır, bu yüsyılda da ekonomik işleri yönetenlerin sadece sütüne kalmış bir inanca v« grüvence bilimsel sayılmamaktadır. Eski Demokrat Partinin ekonomi felsefesinin en tipik temsilcisi olan Sayın Bayar bu tip kurulusları ilk bulan ve uygulayan kişidir,;iDnun direktif ve yönatimiyle taırulan denizcililt işleriy)* ilgili tftmıluş etrafında büyük dedikodular dönmüştür. 195O"ler» kadar bu tip uygulamaya bir daha yer venlmemiştir. Sonradan Sayın Bayar ve partisl iktidara gelince halk adı altında ban ayncalıklı kişileri devlet psrasıyla ortak ederek, bu karma teşebbüsleri yaymışlar, genişletmişlerdlr. Ancak daha büyük «dev» ortaklar daha sonralan Eregli Demir Çelik kuruluşu hisse senetleriyle yapılmıstır. Karadenıa Bakır tsletmeleri, Gübre Fabrikaları A. Ş. de bu ömegin yayılmış ve devleşmiş ömekleridir. Bu kuruluşlarda sermayenin büyük kısmı devlete ait kuruluşlar ya da doğrudan dogruya devlet tarafmdan konulmustur. Bunlann yanısıra birkaç özel banka birkaç demek. vakıf ya da kooperatif sermayeden pay almiştır. Aslında en az da halk para koymuştur Idare ise bir yönetim kurulu ile gerçekleşir. Bu yönetim kuruluna, karma tesebbüse para koymus devlet kuruluşlarmın atadıgı kisiler direkt olarak girer. Onun yanısıra küçük sayıdaki «oy» kullananların yönetime kaülnıası ya yoktur. ya da oldukça etkisiz kalmıştır. Böylece teker teker oylar, kendi parası söz konusu olanlar yöneihnden uzak kalrnişîardır. Ekonomik kurulus!ar tek tek kamu denetimine tâ Güney Afrika'da Bir Olay Hıfzı Topuz'dan gelen son mektupta, Courrier dergtsinin Yazı İşleri Müdürü Rene'nin ona anlattıgı bir olay var ki, egitimcılerin ve terbiyecilenn, tam tersine. nasıl İnsanlar yetiştirmekte olduklannı acı ile düsünmemek elden gelmiyor. «Şasırtb kaldı bizim Re»6. Sonra nereden bir çajnçım yaptı bibnem su olayı anlattı: Güney Afrika'da bir çocnfca araha çarpnuş. Taralanmış çocuk Cankurtarana telefon cımişler. Araba Kelmis Tam çocnğtt kaldıracaklar, polis ohnaz demiş. «bu araba zenciler için, bryazlar buna bin«nezler!» Ve poüs çocuçu bindirmemis cankurtarana. Yeni araba eelinceje kadar da çocuk ölmSş. Mefer cankurtarana telefon eden adam «burada bir boy raralandj» demiş, «boy»u da zenci usak sanıp zenciIcre mahsvs cankurtaranı göndennişler. Evet, çocuk ölmüs.» Devlet malmın kişiler lehine kullanılması, çeşitli yollardan olur. Bunlar gazete sütunlannda çok sık yep alan polis olaylarından tutun da, çeşitli ekonomik kombinezorüara kadar geliştirilmjştır. Amerikadaki çeşitli rUşvet ve hımaye olaylanrun basına yansıyan çok kısa bir tarihçesi olduğu soylenemez. Bunun gibi Almanya, Fransa ve İngiltere'de de zaman zaman skandallar çıkar. Ya örtbas edilir ya da bazı cezalandırmalar olur. Ama devlet malmın bizdeki kadar heba edilmesi, «deve» edilmesi az görülmüş ve halen az görülebilir olaydır. «Kılıfına sokma» ya da tkitabına uydurma» deyimleri de Türkiyede halk arasından çıkmıs Yaşayın; Ama.. «Yasayın. hayat geçiyor^» diyor tspanypl ozan, hayata asıl gu2elliğini vwen insan1) değiftifraik yoiundaki öpülesi çabalan için ömtünü adayan Doa Francisco'nun anısına. Kazaneakis'in dadışi gibi, «barcanmamak, teblikeye dosmemek, aeı çekmemek ve kesin bir baseğme ile kendi barışım saflamak» bupünün insamna aşılanacak bir yaşam felsefesi değildir. Ama okullard*a. «vlerde ve yaşamın İçinde Sfiretilen nedir ki? Ve işte seçim meydanlannda politikacılar, insanlara daha iyi bir yaşamın altın anahtarımn ellerinde olduğunu söylüyorlar. Kijiye hüzün veren bir yalan bu. İnsanı değişmeye değil. değişmezliğe zorluyorlar, degişmezliği savunuyorlar v« içlerind'en birkaçı degişimden söı etti mi, onları yine halka parçalatmak kışkırtmalanyla yaşamı kücültmekten çekinmlyorlar. Yaşayın demek gerekli halka. yaşaym, sizden öncekilerden bambaşka, yepyeni, felsefenizi kendiniz yaratarak va unutmayarak.. Hayat geçiyor. Bütünüyle:. Durum bu oiunca, israfa, yolsuzluga hiç de kapalı olmayan bir düzene adımlar atılmış olur. Partiler elbirligi ile devlet malmın israfına karşı savasacaklarsa, bu tip kumluşları tasfiye edip ya da yönetimini bir hale yola k o yup, her tUrlU denetime açmalıdırlar. Sermayesinin büyük kasmını devlet ve devlet mal) kullananlar koymuşken, bir tesebbtise özel tesebbüs denemez. Devlet malı ve onlar kadar kutsal olan iyi niyetli yurttaşlann paraları böyle denetimsic bir dUaen* bıraküamaz. Bunlan neden yanyonız? Şunun için: Her kurulus kendi ösellik ve kurallanyla işler. Bunlardan birini değiştirdinis miydi, gerekli tedbirleri de almalısmiz. Almadınız mıydı, ortaya öyle bir kargaşahk çıkar ki, kimse altından kalkamaz. Bu yargılar eski DP ve AP yönetimleri için olduğu kadar, yeni CHP yöneticileri ve özellikle Sayın Ecevit için de toîrinde düşünülmesi gerekli noktalardır. Bir «halk kesiminin» ekonomiye egemen olduğu belirtilirken, bu örnekler iyice incelenmelidır. Buim büdigımiı kadariyle, etkili bir denetimle birlikte yapılmadıkça, gelecekteki girisimler «devlet mahsnm olduğu kadar halk parasmın da ölçüde israfına yol açabiiir. Türkiye Gazeteciler Sendıkası Piyangosu • 50 yıl Kurtuluş Savaşı mücahitlerinden tzmit mebusu merhum Hamdi Namık Gör'ün eşi, jNeriman Yenersu, Perihan Parla, Handan Selçuk ve Yavuz Gör'ün anneleri. İlhan Selçuk*un kayınvalidesi, ŞİVEKÂR GÖR 22.9.1973 günü vefat etmiştir. Cenazesi, 24.9.1973 Pazartesi (bugün) öğle namazından sonra Kadıköy Osmanağa C&miinden kaldınlacak ve Karacaahmet'te toprğa verilecektir. Çiçek gönderümemesi rica olunur. r • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • | \ T.C. BAYINDIRLİK BAKA^UĞl Yapı İşleri Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğünden 1 Edime lmam Hatip Okulu ikmali müteahhit namı hessbına 2490 sayüı kanunun 51. maddesi hükümlerine göre açık eksütme usulü il« yeniden aynı jartlarla ihaleye konulmustur. 2 Işin kesif bedeli (275.575,80) Hradır. 3 Eksiltme Mete Caddesi No: 12 Seyran Apartmanı Taksim'de Yapı îsleri 1. Bölge Müdürlüğü İhale Komisyonunda 5.10.19T3 (Cuma) günö saat 15.00'te yapüacaktır. 4 Eksiltme şartnamesl ve diğer evrak mezkur Müdurlükte görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için: A < 14.774.) liralık geçici teminatı, B 1973 yüına ait Ticaret Odası Belgeslni, C Mürseaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri (Eksiltme îartnamesinde belirtUen v« usulün» gör« hazırlanmıs olan) Plan ve teçhizat beyannamesi, Teknik personel beyannamesi, Taahhüt beyannamesi. Sermaye ve kredi imkânlarmı gösteren Mali Durum Bildirisl ve Banka Referans Mektubu Bayındırlık Bakanhğından almıs oldukları (B) grubundan kesif bedeli kadar için eksütmesina girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesinis aslı veya Noterden tasdikli suretini ibraz suretiyle ^apı İşleri 1. Bölge Müdürlüğünden alacaklan Yeterİik B»lgesini eksiltme esnasında thaU Komisyonu Rnşkanlığına vereceklerdiı 6 Yeteıiik Belgesı almak için son mür• tarıhı U0.1973 günü mesai ssati sonuna kadardır. edilmez Keyf'ye* ilân olunur. reierafla rnüracaat ve postada vâki üecıKjocieı Kaoul 10 OTOMOBİL 10 TELEVİZYON Arsa Buzdolabı Çamaşır Makinesi Elektrik Süpürgesi Radyo Pikap Kadın ve Erkek kumaşlan Erkek ve Kadın Kol Saatleri Cep Radyoları ve diğer çeşitli hcdiyeler. Piyango nun Her çekilişinde yüzlerce kisi mutlaka zengin olmaktadır: WHIİHIIWIWIlll«IIUIHI!!in!!^ (Cumhuriy»t 7569) • • (Cumhuriyet 7570) Ü 29 EYLÜL'DE YİNE ONBİNLER; YÜZBİNLER VE MİLYON DAGITILACAKTIR. B İ R BİLETLE TALİH KAPINIZI ARALIK T U T U N U Z: DOKTOR ARANIYOR Istanbul Hereke arasında bulunan, Türkiye'nin en büyük sınai kuruluşlarından biri olan Şirketimizde çalıştırılmak üzere: Sayın Velilere, Öğrencilere ve Okul Müdürlükleri İle Kooperatiflerine Milli Egiiım Bakanlığı'nın ucuz v e kaütell OKUL DEFTERLERİ, yayınevlerimizde satısa arzedilmiştir. 1. hamur kâğıt ve Bristol karton kspaklar üzerinde Türk Büyüklerinin resimleri bulunan a«a|ıda yazılı dört boy defterlerinizi yayınevlerimizden temin edebjlirsiniz. Okul kooperatiflerine toptaa latıslarda %Vi tskonto yapılır. ödemeli satısımu yoktur. DEVLET KİTAPLARI M C D C R L C G O SULTANAHMET ISTANBUL Salıı Tel.: Z2 38 03 40 yaprak 95 kuruş 60 > 130 » 80 » 165 > 100 » 200 » (Basın: 23013/7550) Toplam ikramiye: Büyük ikramiye: 1 milyon lira. (Basın 23064) 75S1 DAHILIYE MUTEHASSISI 9 milyon 48.000 lira Sına! buruluşlarda ;alısmıs ve 45 yaşım geçmemis olanlar tercih edilir. Ücret tatminkar olup, yapılacak mülikat sonunda takdir edilecektir. Kalorifsrlı lojman temin edilecektir. Müracaatlar gizli tutulacakur. MOraeaat: ISTANB»X. P.K. IWÎ KARAKftY « •< • « ••••« •••••• , •••••••••••••^•* • • * > • • « • • • • (Basın 22946) 7558
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear