24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 13 Eylül 1973 urhan Selçuk'un «Abdülcanbaz Halefyan Duruşması» adlı çizgiromanı, pek çok sosyal sorunumuz gibi «bilirkis.i» sorununa da parmak basıyor. Konuyu «Darülfümın»a ilişkin yanıyla da ortaya koyan Turhan Selçuk, genel çizgileriyle, şöyle bir tabloyu önümüze sermektedir: a) «Vesveseli Ebru ÇelebUnin danıştığı meslekdaşları bilirkişilik mekanizmasınm işletilmesini «adaleti zedelenmiş göstennemek» gerekçesine bağ lamaktadırlar. b) Bilirkişi kurulu seçilirken «her iktidarın dümen suyunu izleyen menfaat ve mevki düşkünü» kişilerin yanına «göz boyamak için namuslu tanmmış bir kisinin katılması» da ihmal edilmemelidir. c) Önemli olan, her «halükânda oy çoğunluğu nun elde bulundurulmasıdır. «Darülfünun>dan gelen ve birinci kategoride yer alan bilirkişiler «ilerisini gerisini düşünüp> karar verme yolunu tutmakta, «Gözlüklü Sami Beyfendi Hazretleri aleyhinde rapor vermek, Devleti. Hükümeti karsırmza almakiır> yargıs:nm gereklerini gözetmektedirler. Böyle bir davTanışm, «Darülfünundan atılmak, zamanmda terfi ettirilmcmek, gözden düşmek, mevkiinden olmak. gibi sonuclar doçurabileceği kanaati ve kaygısı yaygındır. İkinci kategoride yer alan büirkişiler ise olay:, kendi sınırları içinde değerlendinne yolunu tutmaktadırlar. tlgi çeken bir baska taraf da, «lehte« oy kullananların <gözbebeğim:z ve medarı iftihanmız Darülfünun'un en yüksek katlarına ulaşmış» kişiler sayılmasına karsüık, «aleyhte» oy veren «Karanf'l Hoca>lann «asi ruhlu adam.lar sayılmasıdır. Öte yandan, her zaman kurulu düıenin »damı ol» masmı bilen «Gözlüklü Sami»lerin «Karanfil Hoca» tipini «kendilerinin ve yakinlarının erell düsmanı» saymalarıdır. (Bk. Cumhuriyet, özellikle 7, 12 ve 15 ağustos 1973. s. 4). Cumhuriyet öncesi Türkiye'sinden ibret levhalan getiren «Halefyan Duruşması», çeşitli açılardan günümüz Türkiye'siyle karsılaştınlabüirse de, bu yazrnın amacı bir karşuaştırma yaparak benzerlik ve aynlıkları belirtmek değildir. Sosyal yapıya bağlı olarak ortaya çıkan «tip»ler ve davranıs düsünüş biçimleri, söz konusu yapmm değişmediği kesimlerinde aynı görünüşleri verirse. bu doğaldır. Sosyal yapıda meydana gelen değişikliklerle orantılı olarak da elbette <tip>, davranış ve düsünüf bi T Olaylar ve görüşler Bilirkişilik Açmazı Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL çimi değişiklikleri mevcut olaeaktır. Bu yazımızîa üzerinde durmak istediğimiz «bizatihi» biürkişiüls konusıuıun kendisi ve sorunlandır. lecek kişilerin bir araya getirDmesinden sakınılnıalıdır. Birçok davalarda bilirkişt kuralunun yapısı ve «gedikli» sayılan büirkişilerin bilinen tutumları, adalete yardımcı olması gereken bir mekanizmayı tersine işletmekte, sonuç alınmasını geciktirmekte veya güçleştirmektedir. 3) Bilirkişilerin kamuoyu gözünüe kaçüK dtişürülmeleri ve hakns jere hırpalamnalan önlenmelidir. Her davada taraflar olduğuna göre, bilirkişi raporu taraflardan birince hoş Karşılanmayacaktır. Kamu davalannda ise, ilgiii kadar kamuoyu da sonuç karşısında tutumunu ortaya koyacaktır. Usulüne uygun olarak seçilen, bağımh olmaksızın kanaatini ortaya koyan bir bilirkişi, haksız yere, yıpratıimaınak gerekir. Sorunlar Hukulc mensupları çevresird aşarak kamııoyunun da ilgisini aunuı zaman çeken bilirkişilik konusu ve bilirltişiler, oizim bildiğim:z kadanyle, tek bir monografide derinliğine incelenmUtir. Nevzat Gürelli'nin 1967 yıhnda Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından yayımlanan <Türk Ceza Mahkemesi Hukukunda Bilirkişilik» adlı kitabı, konur.un yasal yanları kadar uygulamaya iiişkin sorunlannı da ortaya koymaktadır. însanm zihnine takılan pek çok sorunun çörümünü bu knapta bulmak mümkündür. Örneğin, «bilirkişirun reddi> konusunda şu dikkate değer durum söz konusudur: «Her bilirkişi hakkında ayrı red davası açılmak gerekir. Bilirkişi heyeti reddedilemez» (Adı geçen kitap, s. 57). Objektif bir yaklasımla bilirkisilik sonınıı ele alınınca üzerinde durulması gereken bazı noktalar dikkaüeri çekmektedir: 1) BiÜrJdşilerin seçimi, nmltbıe nygun olarak, yapümalıdır. Bu uygunluğun her zaman saglandığr söylenemez. Özellikle olağanüstü dönemin bazı davalannda bilirkişilerin seçimi çok «keyfi» olmuş, bu yüzden de kamuoyu, daha tşin başmda, kuşkulara kapılmıştır. 2) Tntum ve kararlan Snceden kettirilebi Sakıncalı Eğilim Bu bakımdan, çok sakıncalı bir başk* egillmin ortaya çıktığına dikkaüeri çekmek istsriz. Blr ağırceza mahkemesinde görülen ve Türk Ceza Kanununun 142/1. maddesi g«reğlnc* <suç konusu afiş ve yazüarda» suç öğe'.erinin bulunup bulunmadığını araştınnakla görevli bir bilirkişi kurulunun oybirliğivle vardığı sonuçla «Mahkeme Heyeti» ters düşünce, be!ki yargı tarihimizde ilk defa olarak, «gerefi» şb'yle düşünülmüştür: «... son anarşist olaylardan dolayı hakkında takibat yapılıp yapılraadıgının ... üniversitesi ... Fakültesi Dekanlığından sorulup bildirilmesi için C. SayalJgına mttcekker* ysnlmasına oybirligiyle karar verildi.» 1972 yüında geçen bir duruşma tutanağından aldığımız yukarıdaki bölüm, bilirkişi kurulunun «profesör» üyelerinin her biri için yaziîmalara konu o'.muştur. Biz »hukukçu> değiliz; fakat öyle sanıyoruz ki bu kararda birkaç yanlış vardır: a) Başka bir ağırceza mahkemesinin bilirkisi tayinine gereken saygı gösterilmemiştir. b» Belirtilen olaylarla ilgiii bilgi, yanlış bir merciden aorulmuşrur. c) Bir «mahkeme heyeti. kamu görevi yapmakta clan bilirkişi Oyelerini, dolaylı olarak, suç lamak yolunu seçmiştir. Herhalde «hukukçu» meslekdaçlarımız, söz konusu kararda ibrete değer başka noktalar da bulabîleceklerdir. (Resml çevreler konuyla îlgüendikleri takdirde, kendilerine gerekli tamamlayıa bilgilerin tarsfımızdan verileceği dnğaldır.) 4 BHirkiji raııorları, maksatlı bir hiçimcle, basma verilmemelidir. Raporu yayımlayanlsr bakikal dışı beyan ve ifadelerden sakmmılıdırlar. Bunun ilginç bir örneğtni Prcf. Dr. Mümta» Soysal'ın «AnByasaya Gir:;;. adlı ders kitabı vefâlesiyle görüyoruz. «Istanbul Üniversitesinin tanmmış. iktisat, soçyal siyaset. sosyoloji, ceza ve anayasa hukuku dallarmdM oıorite olan» beş t>rofesöründen kurulu oldugu dikka'.le belirtilen «Prof. Mümtaz Soyssl Hakkındaki Bilirkişi Raporu» Toprsk dergifinde «Anayaja Derfi Yerine Komünizm Propngandası» Haçliğı altmd» «fefrika» eöilmeğe ba^lanmış (Bk. S.?3. s. 12. Kasım 19721), 31 Ekim 1972 tarihli bir haşfca dergide ise «Raporun tam merni» «Bir Anayasa Frofesorünün Ana» tomisi» olarsk okuyuculara sunulraustur. Görüldüğu gibi, bir kamu hizmeti clarak bilirkişilik yapan. yapmak göreviyle zonınlu bulunan ki^ler açısmdan «mevzuaUtn boşluklar vardır. Bir yandan bilirkişilerin seçiminde tnulüne urgunîuk ilkesi titizlikle göretflıneli. bir yandan da belli bir sonuea «riymek için değil. gerçeği bul malrta yardımeı olsun diye taraf«ızlığından ku;ku du;™lmayan kişilere bu görev yöneltilmelidir. Bilirkiçilerin kamuoyu önünde haksız yere küçük düîüriilmeleri ve örselenmelcrl Snlenmelidir. Bu neder.lerle, Tuıhir. Sel;uk'un «diin»ü anlaian «Halefyan Durusnıasundan bugön d« yararlanmamn mür.kun olabilir. Sonınları gözJer öaüne «*rm«nin, zaran değîl yırsn vardır. Göz göre göre.: V İLERİYE Ml, GERİYE Ml? OKTAY AKBAL Evet Hayır TÜRKİYE'NÎN YENİ BİR SAATİ.. on tHusal bayramımızda bir yabancı ülkeden geçiyordum. Kutlama töreninde bulunmak için Elçiliğimize gittim. Tanıyanlardan ve yeni tanıdıklarundan kimileri, iki yıldır neden yaonadı ğımı sordular. «Kırgındım» dedim. «Hâlâ mı?» dediler. «tşt* şimdi bu ilginizden ve sorur.uzdan ötürü geçti arbk» dedim. «Neden kırgındınız?> dediler. Karsılığını pek veremedim. Gülüştük. Kırgmlık, rııhsal yapımızın bir eayıflık işlevidir: Bilinçli düşünden uzak bir işlev... Onun için, çok kez karsılığı veriletnez. Sonra diişündüm, onıı, biline alanına çıkardım. GSrülen şu idi: Ben, toplumun yapısını, bölümlerini, arayışlannı, bekleyişlerinl, umutlarını, düşlerini, eeilimîerini düsünenlerden, araştıranlardan bî riyim. Ayrıca toplumun bunlarl» ilgiii hukuksal mekanizmasmı, onun hareketini deyimleyen siyaİ sal süreci, bu siyasal süreci iten. sosyal gücü ve etkeni. bütün bu 1 oluşumlann varabildiği, varabile ceği ve varamıyacağı gerçtkleştir meleri inceleyenlerden biriyim. Benim görevim, bunları aramak, bu noktadaki seçenekleri karsılas tırmak, tartıstırmak, elestirmektir. tşte böyle bir görevin ve çalıj manın içindeyken, tarihin bir evresi geldi: Egemen yasal zecir gü cü Devlet benden bu tür ça lışmamdan dolayı hesap sordu. Verdim. Sorun bitmek gerekirdi. Ve bit ti de. Ama, sorun'un, bir de bitmeyen yönü vardı: Devletin dışındaki bir sürü sorumsuz grup mercekleri ve kişiler, Türkiyemizde düşün adamlannm bu türden bir görev görme lerini tüm olanaksız kılmak istiyorlardı. Aslında bu, olacak bir iş değildi. Fakat bu sorumsuz grup mercekleri ve kişiler onu, olurmuş gibi göstermek Istiyorlardı. Ha.tâ olmuş gibi gösterebildiler de, (Devlet)imize. arlar atıldı, oyun başlıyor. Bu, seçim oyunudur. Seyirci olarak kalamayacağımız bir oyun. Hepimizin yazgısı söz konusu. Yaşamamız, geçimimiz, bugunumüz, yarınımız. Parlamenter düzendeyiz. öyleyse parlamentoyu en seçkin, en yararlı, en yurtsever kişilerle dolduracağız. Bu bizim görevimiz. önce kendi özel yararımızı düşünerek, sonra da bütün ulusu, yurdu... Adaylar kesinleşti, llsteler belU oldu, herkes bir sıraya girdi. Kimler seçimj kazanacak yerde, kimler lâf olsun diye aday, ortada hepsi.. üç aşağı beş yukarı gelecek parlamento üyelerinin üçte ikisini biliyoruz simdiden. Geçen seçimdeki oy oranına göre bir hesaplama yapabiliriz. Yanılgı payı olmaz mı? Olur, ama yüzde ellid'en azdır bu yanılma. Kısacast yarının milletvekilîeri belli azçok. Liste başlarında yer alanİar, hem AP'de hem CHP'de milletvekilidir, altmış beş ilde böyle. tki partiden topluca yüz elliye yakın kişi kendini mılletvekili saysın bugünden! Bazı illeröe DP, CGP, MSP, TBP adaylartmn ilk sırada yer alaniarı ria seçüecek. Onlar da topluca elli kişi olsa, iki yüz milletveküi önceden belli demektir. Başyazanmız, bu seçimde kişiler değil partiler oylanacak, diyor. Seçmenin hangi partinin listesini oylayacağı belli dçğil. Ojsa önemli olan bu. Milyonlarca seçmen hangi partiyi tutacak, öne çılcaracak, iktîdara getirecek? Sanırrm çok partfli dönemin ie sonucu kestirflemeyen biricîk seçimi bu. Daİıa öncekîlerde belHydi CHP'nin" mi, DP*nîn ya dâ AP'nln mi üstün çıkacağı ya da çıkamayacağı. Bu kez kimse bilmiyor, AP tek başına çoğunluğu alır mı? Yoksa CHP, umulmadık bir büyük basarı kazanarak iktidara adaylığım koyar mı? Bir <îe MSP var ne yapacagı bilinmeyen. Bayar'm, eski DP'lilerin desteklediği Demokratik Parti var, CHP'nin sağcı kanadı olan CGP var, belli bir seçmen oyuna dayanan TBP var. MP var, MHP var... Doğrusu ya 14 Ekim'den sonra nasıl bir Meclis'in karsımıza çıkacağmı önceden görebilmelt için falcı olmak gerek ! Listeleri inceledinlz mi? Parti adaylannın işleri güçlerl, mesleklerl, öğreniro dereceleri tam olarak daha açıklanmadı, topluca yayımlanmadı. Yalnız adlar var ortada. Bakıyorum bu adlara; ulus, yurt ölçüsünd'e sevilen kişiler parmakla sayılacak kadar az. Ünîü kişiler yok değil, ama neyle, neleriyle ün yapmıslar? En olumsuz, yararsız İşlerle, sözlerle. Kendi alanında, kendi sanatır.da, mesleğinde üste çıkmış, sevilen, aranan, istenen bir kişi olmuş, «onıa da ulusuma daha çok yarar sağlayayım diye bir partiden adaylığım koymus yurttaslar var mı, kaç kişi buniar? Bilemiyoruz. Adları okumakla olmuyor bu, böyle bir güven gelmiyor bize. Hep bilinmedik adlar, yeni, kamuoyunun yabancısı olduğu kişiler... Listelerin verdiği ilk izlenim şudur: AP'de Genel Başkan Demirel durumunu sağlama almıştır, bütün muhaliflerini listo dışına, ya da listelerin son sıralanna itmiştir, parti örgütlerinden kendini destekleyen yeni adaylara Meclise girraek olar.agını sağlamıştır. önümüzdeki dönem AP Grubunun Demirel çevresinde güçiü bir bütün oluşturması beklenmeüdir. Yalnıa bu grup öncekilerden daha çok halka yakuıdır. Halka yakın demekle halkın yarannı daha çok düşünecekler. daha çok bu yönde çalışacaklar demek istemiyorum. Aydınlar genellikle îiste dışı, görünen budur. Yalnız AP'de degıl, CHP'de de böyle. Ecevit «Halklastık» derken bunu anlatmak istiyor. CHP Grubu eskisinden daha çok halkın temsilcüeriyle dolu olacak. CHP'nin yeni milletvekillerinin parti programmdaki halka dönük, halk çoğunluğu yaranna işîer başarmalan bekleoir. Evet, simdiden ne nedense boştur. Nasıl bir Meclis'le karşılaşacağımızı bilmek olanak dışı. Seçmen olarak şunu düşünmeliyiz; sağdaki top'.anmaya, birikmeye karşı ortanın solundaki partileri desteklemek, tutmak gerekir. Sagcı olmayan, halk yararına karşı çıkmayan, sürekli atılımlarla flerici reformlan yapmayı, yeni. daha iyi bir düzene geçmemizi Bngören partilerin başarı kazanmalan hem ulusumuz, hem de demokrasimiz adına yararlı olacaktır. Daha önce de yazdığım gibi. bu bir seçimden daha ileri bir olaydır. bir durumdur; bir halk oylamasıdır. Halk çoğunluğunun yararı mı? Yoksa bir avuç azuıhğın çıkan mı? Türkiye ileriye mi gidecek, yoksa geriye mi? İşte bu soruiara evet ya da hayır diyeceğiz! Z S ŞİMDÎ ARTIK, ÇEŞİTLİ HUKUKSAL SAPMA İSTİDATLARINI YARATAN ETKİLERİN TÜM BERTARAF EDİLECEĞİ BİR TÜRKİYE SAATİ BAŞLIYOR. Prof. Bahri SAVCI Ve onların baskısı ile suskiın basın, ruskun Üniversite, suskun düşün, suskun seçkinler evresi açıldı. Bu suskunluğun içinde, aiyasal kredisini, daha 1950*lerden önce yitirmiş adamlar; siyasal düşün geriliğini yirmi yıldır kanıtlamış eski teknisyenler; çıkardan başka politika bilmezliğini yıllardan beri sergilemiş olan eski ünvanlar; halk adatnlıgtnı ve halk temsilciliğini kalkan yaparak, gerçek t e h a l k dl ? 1 m a l kavnaklarının politikannı ,güden gfryri muasn» «yasetçÜer: Türkiye'yi ve onun dinamik güçlerini aldatarak, ülkemizi çağ gerisi bir siyasal düşün ve iktidar uygulaması ortamını aokmaya uğraştılar. Bu, imzalanmtzın üstündekl 1961'in, Türkiyemizin kendini ara ma, kendini kurma yolundaki öz gürlüğünü garantileyen içeriğine aykın idL Fakat neyleyelim ki bu bir «vakıa» idi. Ve bu vakıanm engellerinden. önüne çıkan dirençlerinden biri de basınm, üniversi tenin, seçkinlerin ona katılmayan suskunluğundan gelen sesâiz protesto idi. Bu protesto, «Katıl mama» yolu ile, en etkin bir eleş tiriyi teskil ediyordu. Demokrasi dışı eğilimlerin gölgeye çekilmesine doğru akışını deyimliyordu. 11 !. *.! .!. 1 1 l . A . B > ^ ^ m Eskişehir Lokomotif ve Motor Sanayii Müessesesi Alım Satım Komisyon Reisliğinden TÜRK HAVA YOLLARI A.O.'NDAN Ortaklığımız ıhtıyacı olarak kendinden yapışkan 10 O0 0 takım etiket bastınlacakur. .O .O Muhammen bedel 240.000. TL. Geçici teminat 7.200 TL. Kapah zarfla teklif mektupları 27.9.1973 Perşembe günü saat lo.üO'e Kadar Urtaklıgımu Gümüşsuyu Caddesı Rersan Han No: 90daki Malz«me Müdürlüğüne verüeceKtıı. Şartnameler aynı adresten temiiı oiunur. Ortaklığımız 2490 sayıh kanuna tâbl değildir. (Baaın: 225») 7208 Bu durumda aydının ve teçki nin rolü, bu hareketi kendi nötr alanlannda geliştirmektir. .Şimdi artık, devletin dısmdaki bir sürü sorumsuz grup merceklerinin etkisinrfen sryrılıp, Miyiard» ba« layan Türk devriminin tüm yapı cı güçlerinin desteginde işlemeye başlayacak bir Türkiye saatinin isteklerini gerçekleştirmek gerekmektedir. Bu Türkiye saatt, bilim dısılıkla rına kaçısın öğrettiJH derslerin üs tünde. ferçekten. bflîme '**" ve böylece tophımu 19«l içinde aydıftlafhıa ea*««Hr,Elbet .«iefctt çağda. kınlmışlıklan gelen suskunluklarm bir yapıcüıgJ, bir y» ran olamaz artık.. Bayan dl* tabibi aranıyor Yarm. öbür gün seçbtıler, Batl Tel: 21 75 82 dakine benzer kurallanna da yabancılasmış bir ekonomi sürecinl izliyerek. devleti. büyük burjuva Cumhuriyet: 7223 laşma olusumu içinde, ekonomik açıdan hareketlendirmek isteyen güçleri geürecektir. Bu hareketlenmenin. Batıdaki sağltfrndan büsbürün koparak, Türkiye'yi, türlü »syal ve ekono mik cıkmazlara sokması oluüığı vardır: Atatürk layikliğinin ve Üniversitemiı Mühendislik PakUltesinin flzik ve rersosyalciliğinin geriletilmesi yolu bflimleri, Fen Faîcültesinin istatistık bolUmleri ile Kimya genişletilebilir. Büyük burjuvalaş Fakültesine 25 Eylul 1973 Salı günü saat 10.00 da yapılacak manın dıçmda kalan sosyal kate«navlarla doktoralı asistan alınacaktır. gorilerin ekonomik sosyal kül Sınava katılmak lsteyenlerin iljiU Fakülte SekreterllkY A R I N : türel gereksinmelerinin giderUm» lerinden alarak dolduracakları müracaat fonnlanyla aynı yollan daraltılabilir. yere başvurmaları gerekmektedir. îeni Bir Saatin Yeni Bir Evre Bu geri itilmelerden, daraltılDuyorulur. (Basın: 22853/7314) Simdi tarihimizin bir yeni evre Ba;ladığı Türkiye malardan ve engellenmelerden, si geliyor. Geldi de. Böyle bir Türkiye'yi, ancık kendisinin gelişin türlü faktörleri. özellikle evrentel bflim uyımşlıgına da ^llllllllII111II11IIIIII1IIIIIlllllllllllllllllllllfIlflllllllllllllllllllllIIIIIIIllllIIIIIIIIIIIII111111II1111IIIIllllllfIllf•!£ siyaset dışı çağdaş ordu idraki E gibi düsüncelerin birbiri içinde yalı güçleri kuracakları den 5 Ş ~ birikmesi: bilimin suskunluğu gelerle kurtarabüirler. Toplumun kırk yıldır bize Ş ş nun yarattığı boşluktan üzülerek yaptığı yatırım. devletten otuz S de bu yeni evreyi yaratmışü. yıldır, yediğimiz ekmek, Tür S kiye'nin böyle bir evrensel bi = lim idraki ile uyanışlığa kavuş S masına katkı getirmeyi borç kı 5 lar bize, Bu borcumuzu kart S ları açık oyntyarak yerine ge Ş tireceğiz. 5 İşte açık kart ortamında yeri S miz ve isteğhniz: S Evet, Türkiyemizin dünyad» S ki yerini, bu yerdeki soıyal 6r> Ş güsünü, bu örgfinun yapısal rıi S teliğini, tüm kategorileriyle bu = toplumun bekleyişlerini, düsle 5 rini analiz edeceğiz. Bunun hu Ş kuksal aracını geliştirmeye ça S balıyacağız. Düslerin. eğilimle S rin, umutlann. gereksinmelerin Z yarattığı siyasal süreci görme ~ ye, onu dogallaştırmaya ugrasa E cağız. Bu bizim görevimiz, ve 5 aynı zamanda meslejimizden Ş ayrılmaz hakkımız da olacak E rır: Tıpkı, bunu dünyada ya s pan dünya meslekdaşlarımızın Ş hakkı gibi bir hak. Bunu vap E manın bütün maddesel flzik» sel • tnoral düşünsel olanakla = rını içeren bir hak = Genel Kurulumuzun 3 Mart 1973 tarihli olağan toplantısvnda alınmış ksrar dairesmde SirketiŞ Bir hukuksal idrak, bir hu E miz 1972 yüı kârlanndan hissedarlarımıza tevzii için İdare Meclisimize mevdu yetki dahilinde E kuksal tartı. blr hukuksal tu E tum, bir hukuksal üslup üzerin S tefrik edilmiş kar paylannın L taksidinin 15. Eylül. 1973 gününden itibaren dağıtıiDi 7, Eylül. = 1 Ihtiyacımız olan 6 kalem cem'an 32400 Kg. de, oldukça ne devletin resml E yan veya tam mamul çelik tföküm parçalan 1973 tarihindeki toplantnnızda 192 smyı ile kararlaşunlnuştır. E otoritelerlnee, ne de önceden E teknik şartname, resim ve eksiltme şartnagelirlikle (evleviyetle) devlet E Bu karar gereğince; s mesine göre kapah zarfla teklif ahnmak ıudışı sorumsuz grup mercekleri E retiyle imal ettirilecektir. nin baskıUnnca sınırlanmayan E 2 Eksiltmesl 28 Eylül 1973 tarih Cuma günü I Hisse senetlerine bağlanmış 3 numarah kuponîann hissedarlanmızca ibrazı halinde beE bir hak.. = saat 14.00'te Müessesemiz Alım Satım Komisher 1.000. TL.Iık hisseye isabet eden 250. TL'nuı nısfını teîkil eden 125. TL. brüt olmak = Fakat açık kart ahlakı şu ger = yonluğunda yapılacaktır. üzere (100. TL. net) temettü payı kendilerine Sdenecektir. E çeği de kabul ettirir: Benim ve E 3 Muvakkat teminat 25400, TU'dır. evrensel bilira uyanıslığı hare E 4 Tahpler muvakkat teminatlan ile kapah II Dağıtım için Istanbul'da Kabataş Tütün Han, 147/2 adresdeki Şirketimiz Merkezin = ketine katkı getiren kuşagımın = teklif mektuplarım eksiltmenin yapılaca?ı deki, Ankara'da Bakanhklar, Atatürk Bulvan Selcan Han Kat: 2'deki Ankara büromuz ve tzE böyle bir hakkı ne kadar var E gün ve »aate kadar Komisyonumuz adına sa, toplumumun, onun dfevlet E mir sehrinde Gaziosmanpaşa Bulvan Yıhnaz Han, 56 Kat 4/402 adresteki İzmir trtibat Büro = göndermelerl veya bizzat getirmeleri gereksel örfütünün de, bu hakkın = mektedir. muz vemeleri hiîaedarlarımızın emirlerine âmftde bulundurulmaktadır. E bir doğal • devîetsel • hukuksal, E 5 Eksiltme saatlne kadar Komijyonumuza tesortam içinde kalıp kalmadıSını E III BvvelH yülarda olduğu gibi. bizzat Şirket Merkt ve Bürolanmız» geletneyen vey» * lim edilmeyen veya muvakkat teminatı bu•rama, tartısma, saptama, mü ~ lunmayan teklif mektuplan geçerli değildir. ğer sehirlerde ikftmet eden hissedarlanmıza temettüleri kendi adreslerinde flgili memurlaneyyidelendirme hakkı ve göre E S Resim. Teknik şartname, Eksiltme lartnamiz eli il« ödenecektir. vi de vardır. ~ mesı ve tip mukavele bedelsiz olarak Komisyonumuzdan temın edileeeği gibi, UtenilKeyfiyet sayın hissedarlarunızın bilgilerin» en derin saygüarımızla arzolunur. Kin, öfke | tfiğinde taliplere posta ile de gönderilecektir. Fakat sorun burada kalmıyor = 7 E.L.M S Eksiltme veya arttırma mevzuunu ki: Devletle benim o evrensel E teşkil eden işi ihale edip etmemekte veya bilim uyanışıkhgı gSrevinin sa E kısmen etmekte ve tercih ettiği talib* ihale hibi kuşagımın bu açık kart E İDARE HEYETl | etmekte tamamen ferbesttir. fliskisine, bu açık Anayasal eleş tiri denetim ilişkislne: demok s raal ve öıgürlüîe, Anayasa hu • kukçuluguna sıgmayan etkilerle Cumhuriyet 7226 E kanıma ejillmlerl ortaya çıkı S (Baıın: 22149/7205) yor. nııııııııııııııııııımıııııııııııııııııınmmnıııııııııııııııııııııııııııııımıımıııiMiıııııumııııııııııııııınıııiıH . ** 1 1 1 lljt . 1 .. M4M Bu egilimler, kimi kez, kimi yüksek makamlann, kaynağım bilimsel analizden almayan korkulanndan doğuyor. Ama bu kadarla kalınsa iyi; böyle bir korku, bir bilimsel diyaloğun aydınlıjjı ile çözülür gider. Anayasa dışı karışma eîilimleri, kimi kez de, devlet hayatinda *n\ olmayan, ancak ikinci! tali bir damşman ajan görevinde olan örgütlerinin 6n yargı teskil eden ve bu nedenle «devleM aşan, böylece d* devletin «ağırlıSı>m kemiren vesveseleri, vanlış inançlan 11» ortava çıkıyor. Böyle kalınsa yine iyi: Bu vesveseler ve yanlış inançlar, devletimizin öteki egemen ve •sıl görevli organlarının bilimsel tartı ve hukukial degertendirmeleriyle düzeltilebilir. Nitekim öyle oluyor da.. Fakat işe en sonunda y* da en başında çıkar pnıplannın bilimsel gerçekten ürken kia va öfkeleri k«rışıyor. Bu kez .,. sâroyumdiT boy" •tan \eBfketün ttîşi, AnayasaflSzın Anaj ve modern dünya kavrayışmın kabul edemiyeceği kötülemeler, suçlamalar, peşin yargılar yaratıyor. Böylece de benim o evrensel bilim kuşağımın o evrensel bilim uyamşıklığı yaratma görevine ve hakkma karşı tanıdığınız o devletsel • arama • tartı şma saptama • müeyyidelendirme • hak ve görevi: hukuksal alanından sapma tstidadı £ö*teriyor. Şimdi artık bu gibi hukuksal sapma istidatlanm yaratan etkilerin tüm bertaraf edileeeği bir Türkiye saatl başlıyor. Bas> lamalıdır. Başlaması gerekir. aktiyle Güney Amerika'dski askerl darbeleri. biraa alayla karışık masal gibi dinlerdik. Yeni dünyanm yoksul ülkelerinde ordular her nedense sık sık ayağa kalkar, Başkanlık sarayını topa tutar, eski Başkanı devirir, yerine yenisini getirirlerdi. Neden yaparlardı bu isi? Kimse bu somyu k'irfalamazdı. Mizah derjiîerinde Güney Amerika'daki askeıî dr.rbelere değsin hikâyeler yayınlarur, jece kulüplerincie fıkvalar anlaülır, herkes kah kah gülerdi. Sırmalı opcret generallerinin, devrik Başkanların, haf'ada bir yapılan darbelerin gerçekten tasanı güldüren blr yanı vardı. Ama bu RÜliinç şjörüntü ardındakl dram gizli kalırdı. Güney Am«rika"da son yanm yüzyıl içinde be'.ki yüzîerce darbe yapıldı. Haikm yoksullugu bitraedi. Bir yanda zengin bir sınıf. bir yanda yoksul bir halk. Ve bir yanda bu zenssin s;nıf:n nıuhafız birliği gibi orciu. Ordu, zengin sımflar arasmdaki çıksr çanşmalarında bir o yanı bir bu yanı tutarak darbeden darbeye ki'lasından çıkardı. Bazan bu da yetmez, sömürü düzeni tistüne bir r.skeri diktanın sürekli biçimde yerleştiği görüiürâü. Güney Arperika Cumhuriyetlerinin çoğu, doğa bakırmndan bereketli. ekonomik açıdan kısır, tek ihraç malına d3ynnan ülkelerdi. Muz cumhuriyeti, ka'nve cumhuriyeti, bakır cumhuriyeti, kalay cumhuriyeti gibi adlarla amhrlardı. Su ülkeîerin topraklan bir aanlığın elinde buîunur, ticareti uluslararası kumpanyaların tekelinde yürütülür, yerli bir zongin sınıf gayrimül! ekonominin ülke topraklarındaki yürütücüsü olarak refah içinde ya^ardı. Aradan zaman geçti. dünyada ilerici akımlar geliştikç», ulaştırma araçlan yoğunlaştıkça, yoksullar uyandıkça, Güney Amerika'daki askeri darbelorin nedenlerini çoğu kişi öğrenir oldu. Öğrenmiyen varsa, herhslde Şili olaylarıyla artık öğrenmelidir. Çünkü böylesine kör kör par.nağım gözüne bir askerî darbeye, yer>üzü tarihinds zor raslar.ır. Süi, Güney Amerika'nın Büyük Okyanus kıyısında şerit gibi uzanan bir ülkedir. öteki kornşulannm tersine, Sıli'de Batı demokrasisinin uzun bir geçmişi de vardır. Partiler yelpazesinde komünistler ve sosyalistler de jer alır. Ordu, l9301arQan bu yana çok partilı Batı demokrasisi düzenine ve Anayasa'ya baglı görünmüş, k.ş:asından çıkmamıştır. Ülke Başkanlık sıstemiyle yönetilir Yani Cumhurbaşkanını halk seçer ve yürütme Başkanın e.'inde bulunur. İşte böylesine çok partili demokrasiyi benimseyen bir ülkede 1970 yılında Başkanhğa Salvador Allende seçildi. Anayasa'ya ve çok partili düzene saygılı bir yönetinıi sürdüren Allende o gündsn bugüne neler yap;ı? Clkenin ihracatında yüzde elliden çok yer tutan bakır madenlerini, bankalan ve sigortalan millileştirdi. Seksen dönümden büyük binlerce çiftliği isümlâk ederek yoksul köylüye dağıttı ve rençberi mülk sahibi yapb. Kısa deyişle ülkedeki yabancı kumpanyaların ve büyük toprak sahiplerinin çıkarlannı halk yararına bozdu. Allende'nin yaptığı salt miilileştirmeîerdır. Yürürlüte konan toprak reformu da Baü Avrupa'da yüzlerce yü önce gerçekieşmiş bir o'aydır. Ne var ki uluslararası kumpanyaların ve Şili'deki ışbirlikçilerinin buna tahammülleri yoktu. Şili'de devlet içinde devlet olac Araerikan kumpanyası ITT. pen msşhur CIA ile gizliden arüasmaya girişti. öteki Amerikan tekelleri de eyleme geçtiler. Dünya piyasasında bakır fıyatları düşürüldü. îçerde grevler pompalanmaya çahşıldı. Ordu içinde sağ darbenin örgütlenmesi hazırlandı. 197O'd« iktidara seçimle jeçen Allende 1973'de darbeyle düşürüldü. Ama bu kadar açık seçilc bir darbenin bir örneği, belki de tarihte yoktur. S3vaş yetenegı ve olanagı buîunmayan bir ordunun, ülkenin doğal zenginliklerini yabancıların elinden kurtanp milllleştiren bir devlet başkanının sarayıru topa tutması, trajikkomik bir gerçegi ortaya koyuyor: Artık bazı ordular. yabancı çıkar çevrelerinin ülksdeki muhalıı kuvveüeri görevini vapmakîadırlar. I Mâiitiufcfa Çalışmak Üzere HACETTEPE ÜNÎVERSİTESÎ REKTÖRLÜGÜNDEN İLÂN TCDD Mar/dall BOYA ve VERNiK SANAYİİ 6 kalem çelik döküm parçaları imal ettirilecektir. KÂR DAG1TIMI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear