26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 31 Ağu^o* 1973 Ağustos Zafer Bayramı Ue birhkte 1071 Malazgırt savaşmın yıldonumu de kutlandı. önumüzdeki Pazar gunü Söğut'te Ertuğrul Gazı'yı anma gunu düzenleneeek, aradan 692 jil geçm:ş. Bulunmak. gormek ıstediğım bu ar>ma gunü için duzenleyicıler bana da bır çagrı yollamak nezaketini göstermişler, yazık ki ışlenmden otüru gidemeyeceğım. Bızim yorüklerın özellıkle Ertuğrul Gazi ıçin besledikleri saygıyı çok ilginç bulduğumu söyledikten sonra konuma gıreyım. M Olaylâr ve götfüşler Tarihten Once Vardık... Melih Cevdet ANDAY Bu balömdan, önemîl tarihsel olaylanm» Ustune yazılan ve basılan kitaplar da bence yeterlı değüdır hiç. Üstelık bu gıbi konular sadece bıhm dunyası içın, ünıversiteler içın değıl, daha genç öfrencıler ve halk içın de yazılmah, basılmalı. Çunkü b:Iımsel kıtaplann gorunüşunden. iyi nıyetli, alçak gönullu okur korkabilir: sonra o hiç de zorunlu değıldır bır tarihsel olayı bunin belgelen ve aynntıları ıle öğrenme ye. Nedır onun içın bnemli olan? Bız nereden gelmişız, nereje gıdıyoruz? îşte bu .. Ve hepimız içın, «Bız kimız0». «Türk dıye kıme derler?», «Türk nasıl bır insandır?.» içinde dolaşır durur. Bize gelirıee, biz ulus olma zorununu duydugumuz ve bunun ekonomik kosul laruun baslangıcı içine gırdıgimiz zaman, ulus kavramını Batıdan aldık Başka türlusü olamaz dı da ondan. Ulus bırligıne gıtmek içın örnek aldığımız (Mustafa Kemal, FYansız Devnmi'nden esmlendığını sık sık sbylemıştır) Avrupalı ulusların hiç biri, tarih boyunca «ulus olarak» bulunmuş olduklarını savunınazlar, çunkti savunamazlar ve buna luzum da duymazlar. Ama bizım içımizden biri çıkar da, «Bütun tarihte Türk ulu'U vardı» derse, bunun nedenini Cumhurıyetimizin onuncu yıl marşında ararım. Bilmdıği gıbi o marşta, «Tarihten önce vardık. tarih ten sonra varız» dne bir soz geçerdi. Türkler üstüne gerçekten ilginç bır kıtap yazmıs olan David Hotham. bizim dıhmize de son gunlerde çevrilıp basılan bu kıtabmın bır yerüıde, Ankara'da, Dil ve Tarih Coğrafya Fakül tesınde ıken, Ttirk ögrenci arkadaş'.anna, du\ar lara asılmış olan ve Türklenn göç yollarını gösteren Orta Asj a harıtasını göstererek bu oklara Inanıp inanmadıklarını sorduğunu anlatn or .. Bız alışrruşız, ama garıp g6İiyor onlara. Bunca eski bir ulusal tanh, bir Batılı ıçin akıl alır şey detildir. Gerçi bir toplumun hangi tarihten baslayarak ulus adım aldığı, alabilecegı hiç bir zaman kesınlıkle belirtilemezse de, >ava^ yava?, bıçım den biçıme geçerek, bağlayıcı kultürel koşullannı da varatarak bu niteliğı kazanmasma neden olan olaylar sayılıp dokülebılır. Sozgelışı, yaygın olan inanış, Pransa'da ulusal bılincin 1789 Devrirnı ile kendini bulduğu noktasında toplarur. tngilizler. bu türden bir neden olarak Yüz Yıl Savaslan'nm sonunu ortaya atarlar. Ülkelerini isgal eden Napolyon'a karşı direnmeye baslamak ** 1* Almanlarda ulusal bflindn ilk beürtllerl olus muştur. Rusya içın de aynı neden ılerl sürulur Bunun en ilginç belgesl, Tolstoy'un Savas ve Banş adlı romanıdır. İtalyan bırliği, Ca\ our'un önayak olduğu 1860 plebısitine değin gecıkir. Yunanlı lann ulus olma çabalannı. Avrupa romar.tizml desteklemiş ve Osmanlı duşmanlığı beslemıştır... Ekonomık gelışımlenn bellı b:r dönemlnln lorladi". ulusal bırlık içın temeller aramak ama cı ile tarıhe bakış, bu uğurda başkaca külturel bağlar sağlamnasına olanak hazırlar Bu bakımdan, geçmişte kendimızı h»p «ulus olarak» bulunmus rarsavmak bır yanılgıdır. Bu \anılgı. ulusal birliği sadece duvgusal bağlara borçlu sayma alışkanlığından gelse gerektır. Hukuk ile Guguk ııkuk, zamana ve ülkeye gore değişir. Insanlığın b:r dönemınde kolelik kurumu, yiirürlükteduzerun bır parçasıydı. Vatandaşlar kole sahıbi olabılırlerdı. At, kopek, ınek g:bi satılırdı lnsanlar. Çağırruzda arsa alım sanmı ne denli dogalsa. bir kadmm ya da erkefın alım satımı kölelık çağında öyiesıne dogai karşılanırdı. Ama şimdi doğal kar=ılanamaz. Anayasa Mahkemesı eski Baskanı Hakkı Ketenoflu bir hukukçudur. Emeklıve avnldiktan sonra: « tnavet Allahtan, yardım sizden..» dıye AP'ye girmiştır. Savın Ketenoğlu'na kolelik Konusunda Gdsüncesmi sorsak, hiç kuşkusuz bu eskı kurumu insanhğa ay.<m ve çağıraıza ters olarak nitelevecektır Cok değil daha 50 yıl önce ülkemiz hukr.kunda evlülk kosullan şerıat ılkelerine bağüvdı Kadınm haklannı kısıtlayan ve erke§:n vetki^ını tek var.lı boşama\a dek vardıran kosullar Medeni Kanunun geçerli kılmmasından sonra kalktı. Kadın haklannı genısleten ılkeler kabul edıldı. Yargıtay eskı Ba>kanı Sa\m Ferruh Adalı bir hukukçudur Emekhje avnldiktan sunra AP\e gırmiştir. Şımdi ken^i'ine bu konudakı fıkrır.l sorsak, Medeni Kanunun evlılığe değgin kısmır.da şerıat hukukuna donmeyi onersek: Olamaz, divecektir, Eatı ülkelerinin vardığı düzeye hukukumuzda Medeni Kar.unla ulastık. Hukuk zamana ve ulkeye göre deği'ik görüntüler taşısa da ortak bazı yargılar uvgarhğın baslangıc;ndan bugune dek toplumlarca paylssılır. Sozgelışı hır^ızhk bugun her yerde suçtur. Adam olrfurmenın karşılıjı ağır cezadır Rusvetı butün karunlar cezalandınr. Hukuk, bır toplumda ekonomik duzeni van«ıtmfkla beraber, ınsanlığın bugun vardığı düzeyde bazı va?gecilemez ılkeleri toplumlar paylaşmaktadır. Türkıve'nın uyesı bulunduğu Avrupa Konsevi de yargılamada ortak ılkeler benimsemiştır. ln«an Haklan Sözlesmesinrie temelleri belirtilen ortak ilkeler arasında iskence ve ezivet yasagı, anearya yasa£ı, yasama hakkı, kisinin güvenliji, mahkemenin bajımnzlı|ı, savunma eüvenlifi, suç ve cezalann hnknkîligi, özel hayatın gizlilifi gıbi konular vardır. Butün bunlar Batı hukukçusurun «asçarîleri» dir. Bugun hıçbır hukukcu, bır mahkemenin yargıçlarıru hükümetın seçmesıni benırr.seyemez. Bır mahkemenin yargıçlan, siyasi iktidardan bağımsız kalabıldikçe kararların bağımsızlığı olanak kazanır Gerçi tarıhın bazı çağlarında devnm mahkemelerı kurulmus, ıhtılâlın hukuk kaynağına dayanan yargılamaiar yurütülmüştur, ama o bır ayrı konudur. Yüriirlükteki düzenlerın yasal nıteîık kazanması içın mahkemelerin özgürce karar verebıtoıe olanaklarına saygı göstermek gerekır. Ne yazık kı, ülkemızde hem çağdaş hukukun deger yargılanna, hem Avrupa Insan Haklan Sözleşmesme, hem Anajasamıza aykan bır tutum ve davranışla yargıçlannın seçurdni Hukümete veren bazı mahkemeler kurulmuştur. Bu durumda çagda? değer yargılarına saygılı bir hukukçu nasıl düşünür, ne yapar? Çağdaş hukukun ortek ılkslerini ayaklar altına alan siyasi partinin saflarına katılıp: tnayet Allahtan, yardım sizden mı der? Düşunebilıyor musımuz kı bugün Turkıye'de hem Anayasa Mahkemesınin eskı Başkanı hem Yargıtay'm eskı Başkanı, çağdaş hukukun ve İnsan Haklan Sözleşmesınin temel ilkelenni çıgneyen sıyasî partiye katılmışlardır. Peki, hukuk ve hukukçuluk r.erede kaldı? Kolelik bugun nasıl geçersızse, Şerıat hukuku nasıl psçersızse, yargıçlan sıyasî ıktıdann saDtaması da övlesıne geçersızdır. Sayın Ketenoğlu ve Adalı'nın bu hukuk Berçeğıni herkesten iyi bılmelerı gerekırdi. IT.usça andığımız tarihsel günlerimiz hiç de aa değıl; geçmışı bu topraklarda 900 jılı aşan sıyasal olai.Iarın ve o olaylan yaratan uîu kışılerın yıl donumlermi kutluyoruz. Bu surem, u!us olma surecinı raşayan bir toplum içın, bır ulusal karakter, bir ulu<=al kültür yaratma ışinde gerekli olanak ve kaynakları kap<=ayacak yeterlikted.r. Ama kımi vurttaslarımız bununla yetınmiyorlar, tarıhımiz daha eskı olsun istıyorlar, atalanmızı Ç:n seddinı aşan savaşçılar arasında bulmaktan hoş'arnvoriar, deraek elden geldığınce uzun ve eski bır tarıhımiz olsun dıye düşünuyorlar. Tarıhe duşkün bır görünüsümüz var. Yurdurmıztia basılan tarih dergilen, ansiklopedilerı, ta rıhle ılgılı kıtaplar boyle bır gorünüşe hak verdinr g.bıdır; ama ben yıne de sovlıyemem tanh sever bır ulus, bılemedinız kendi tarihıne düşkün bir ulus olduğumuzu. Geçende Türk karıkatürü ve mizahı üzsrinde, yenı basılmış bır kıtabın önsörunü okuyordum; ccAydede» mizah dergısıne :hşkın bıîgı venhrken, Kurtulus Savaşı sıra«ında Anadolu ba^kaldınsına karşı gelen Refık Haht Kara< 'm, zafer kazanıldıktan sonra vuzelhhkler le b.rliKte Malta'ya suruldıiğü yazılıyordu bu ör.sozde. Neresini düzelteceksiniz . Yuzeilılikler dıye ar.ılan kı^ıler, surgun cezasma degıl, gıyap ta ölüm cezasına çarptınlrruşlardı; Malta, Ankara hukümetınin değil, İngilizlerin surgün yerl olarak kıülandıklan ve elımizden çıka'.ı o zaman yırmı bır yıl olmuş bır adaydı, oraya Bırınci Dunya Savaşmdan sonra Ttirk yurtseverlenru surmüşlerdı Ingılizler. Sonra da kıml gençler, «Bize tarihimiz yan lış anlatıldı, resmi ideoloji ile koşullandınldık» dre dert yanıyorlar. Düşünün kı, bu yanlış, çok vafcn bır geçmiştekı bir olayla ilışkihdır. Ya Malazgırt üzenne açılsa, acaba kaçımız yanlışsız konusabıhnz? Ertuğrul Gazı'nın yaşamı Ustune, işe yarar hiç bir belge vok elimızde, türbesmden ba=ka. He!e onun babası, dedesı üstiine. doğru olarak hiç bır sey bilmıyoruz E, b:z bu durumda nasıl olur da Çm seddıne degın uzamrız, anlaşılacak sey değı'dır. HI Tarihin Sorgusu Bu konuda başka bir görüş, uygarlıgımızı bu topraklann tarıhı üe temellendırmemız gerektığı goruşudur kı. nıtelığını daha önce belırtmeye çalıstığım goruşten. uluslaşma ogelerinın, kultürel kaynaklann arandığı alan ve zaman bakımmdan avnlmaktadır Hitıtlerden başla\arak Anadolu tarıhını, kendı tarıhımiz sarmak, kültur Ö7elhklerimizl bu topraklann taşıdıgını, bu topraklardan çıkarabıleceğınr.zı ıçerır. Bugun oluşturmakta bulur.duğumuz ulusal karakter ve kiıltürun kaynaklarmdakı ögeler elbette kesınlik le saptanacak seyler degıldır. Bunlann vorumu sürüp gidecektır. Sozgehsı, Yahva Kemal. bızım tanhimızin kesm'ıkle 1071 Malazçır4 Savaş; ıle basladıgım öne süruvor ve «Yenı bır yurt, venl bır ulus yaratır» dıvordu Tutarll bır dü'ünür olan bu ozammızın «ulus ve yurt» görüşleri üze rınde önemie durulmalıdır. Ancak sımdıden takımlnffisı, hattâ geç kalmdığı bıle söylenecek olan bır davranış vardır ki, onun uzerınde kısaca durmavı gerekli sayıyo nım. Bır Batılı tarihçi dıvor ki: «Tarih, geçmlş olaylan, bugunün gereksemelenne gore toplar Te bölümler. tnsan ne aradığım bümezse. ne bulduğunu da bilemez. Tarih, ölümU, yaşamın islne varaması için sorguya çeker.» Îşte benee en Bnemlı sorunumuz, bu düşüncelerın ışığında ortaya çıknor. Bız nasıl bir uy garlık, nasıl bır ulusal karakter olusturmak istıvoruz? Bunu bilmedikten sonra tarihe bakış, basit bır meraktan öteye geçemez. Bu konunı edebivat açısından başka bir ya zımda ele almak istiyorum. Nasıl Oluştu Ba?ka bır devişle, bizim ulusumuz, Tıirk Ulusu dedıgımiz bu toplum nasıl oluştu, hangi olaylar. hangı genış çaph değışmeîer, hangı düşünce ve inaıuşlar e^toledi onun olusumunu? Ne gıbi evrelerden geçti onun bıçim alışı? Uygar bır toplum, bu sorunun yanıtın: açık seçik olarak verebilmelıdır. Başka bır deyı$le, b.zım ulus olabilmemiz, bu sorunun yanıtnu aratnamıza baglıdjr. Bi7se daha çok nerden gelmiş olduğumua Uzerınde dururuz. Bu alanda bugüne değin orta ya atılmıs olan baslıca düsüncelen göz gezdirmekte yarar umarım. Ulusça Orta Asvadan gebruj olduğumuzu llen süren dü'üncenin, bence anlajılmaz, ya da tartışmah kalan janı, ulus olgusunu tanhsel bır sureç saymaması, onun zamanını, oluşumunu hiç dıle getirmemesl. kısacası Tilrk ulusunu tarih boyunca «ulus olarak» bulunmuş varsavmasıdır. Oy«a ulus denılen toplumsal olay, j akın çağlarm ekonomık siyasal bır ürünüdur. Bütun ulusların tarihi, bilemedınır iki jüz yıl MÜTLULUK NEDİR? OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışrna SEÇtMLERE GİDERKEN 14 Ekim Yaklaştıkça.. HALK KÎTLELERtNİN MUTLU GELECEĞİNÎN UMUDU DtYE BAKILIYOR SEÇİME. •• ı | enı ilgılendiren bütün insanlann mutluluğu değü, her bi I I I 2 rının ayrı ayrt mutluluğu» dıyor Borıs Vıan. " ' • Mutluluk ürerıne duşunecek zaman mı? diyeceksini». Luks bır sozcuk bu. Nerdeyse anlamı yıtıp giimı? bır kavram. Ke goren var, ne bılen! Yine de akşamdan sabaha, yoksuldan zeng.nc, gencınden >aşlısına dek herkesin dılınde: Muüu muyum, mutlu musun? Unamuno: «Mutluluk nedir, bilen var mı?» diye sorar «Si»» romanmda. Hep aranan, hep ozlenen, ama bır turlu ele geçmeyen bır «şey. Adı var kendi yok. Öylesıne yuceltilmij bır duygu, öylesıne ovulmuş, benzersiz bir guzelhk, bir ustunluk sayılmıj kı ne olduğu, nerde olduğu, tadı, bıçımı anlajümaı olmuş! Büen yok gerçek anlamnla mutluluğu. Her kışi kendmce tanımlar onu. •«Mutluyum. diyen biri gömrsenız zor görursunuz >a' olur ya karjınıza çıkarsa biri «Ben mutluvum. dıyen. once bir bakın dıkkatle. Gozlerinın pırıltısmd^n, adım atışına. sozcüklerını seçişınden saç tarayışına dek bellidıç onun jjteki uısanlardan avn olduğu, bır sure için de olra .Parâ T>ir güvenlik' ^erır, mutluTuk sâyılır, sevi bir guzellik >KratıV,"mutluîı!k*saVu1r,başkalarlndW"iısfan"o,lmak, fistün duymak keıidini bir ayricâlıTc getirir, niuÜuluk" sayıhr.;Oysa"htç bîri mu*)uluk değildir bunlann. Sevinçtir, gulüştür, kahkahadır, rahatlıktır, huzurdur, fudur budur, ama mutluluk adı verilemex onlaıa .. Bencıl kişi ezer çevresindekileri öne çıkar, uste çıkar. Tepeden bakar, güvenli bir noktadan. Bencılhk mutsuzluktur oy1 sa B.r sensm ayakta kalan, bir sensin yüceye ulaşan, bir sensin karnı doyan, gı\men, gezen, eğlenen, rahat eden. Bu olsa olsa muUuzluğun ta kendisidir. Mutluluk duygusu yanma bile yaklaş=maz benal insanın. Acımasızların, çe\relerini hor görenlerin. Boyleleri yaşarlar giderler, mutluluk gibi şeyleri ne düşünürler, ne akıllarına getirirler... Lerrr.ontov «Hiç bır kitap mutlu olmayı öğretmeı. Ah mutlııluk bır bılgi olsaydı, o zaman sorun kalmazdı» demiş. Mutluluk bır bilgı olsaydı!... Bence mutluluğu bır bilgi saymalı, bir ms=ın olma, insanca duyma bilgisı, insanlık bilgisi. Vian'ın istedığı de bu her bırinm ayrı ayrı mutluluğu... Nasıl kurulur bu jjenel mutluluk? îşte ana sorun budur. Bütün bır toplumun belırlı bir yaşam düzeyine çıkması, korku. >oksulluk, ışsizlık, açlık n»dir bilmemesi. eğlenceden, dinlenmeden, gulmeden eîit pay almüsı... Genel muüuluk büyük yığınların sosyal yapısını düzeltmekle. adaletsizlıği, haksızlığı ortadan kaldırmakla olur. Bir gülene karşı bin ağlayan, bir karnı doyana kanı bin aç kalan, bip umutluya karşı bin umutsuz . Böyle bır ortamda tek kışi istodiği kadar ırsutluyum desin, mutluluk ozlesın, boştur boj.... «Mutluluk hep yakınımızdadır. yakalamak için çoğu zaman elımızi uzatmak yeter.» Bu *öz Fransız kadm yazarı George Sand'm! Çok kolay bir çey mutluluğu elde etmek: Elıni uzat al: Daldan elma koparır gıbi. Sand mutluluğu ne sanıyordu? Bu denli kolay bir şey mı? Gez, eğlen, keyıf et, sev.ye ıç. iste mutlusun! Değıl ama, değıl. Mutluluk bencıl duygularla coşmak, taşmak değil. Anlamı değiîti mutluluğun çağımızda. Bireysel bir duygu, bır tad değü o. Her insanın ayrı ayrı »osyal güvenliğe, ulaştna«ı... Mutluluk nedir bilen var mı? Var. Böyle bir duygunun özlemini çekenler... Toplumca belırli bir yaşam düzeyıni kurmak, yafatmak isteyenler. Bu amaç için «avasanlar™ 14 ekim, halk kıtlelennin kaderlennı belırleyecek yeni bır donemın baslangıcı ksnımızca. Seçımlerden sonra halk kıtlelerıne donuk, onların asgari isteklennı uygulayacak ya da en azından dıle getırecek bir halkçı demokrasının kuralları ıçınde bir yonetim mi, yoksa daha baskılı, daha »a^a, daha genci yonetim mı gelecek? Buna cevap vermeyi seçımlere bırakalım, oy verecek kitlelerin ve sıyasî partilerin görunumunu kendımixe gore saptamaya ve tartışmaya çalısalım: Turkıye'nin gelişen koşulları «erma\enin tekelleşmesını oluşturmaktadır. Ve, bu zürare sıyasi egemenlığıni tefeci; ta*ıa tıcaret burjuvazısı, orta ışletnıecı ve benzerlenyle (tekelcı serma%e ıle bu zumreler, halk kitlelerını somurmede bırleş=eler de) eşıt boluşmeje janaşmamaktadır. Tekelci sermaye 12 Mart oncesı buyuk burokrasınm hıma> esınde sermaye bırıkınu >apma\a çalısmış, 12 Mart'tan sonra, gelişen ola>lar Içınde, bıırokrasırın himayesıne artık ıhtıvacı kalmadığı jörünümunu almıstır. Bugun artık Türklje'ye a;. gehsmış ulke demek yanlış olur kanısmdayız. Sermaye çevrelerının tutumu, sermaye bırıkınıinın öyle pek kuçumsenemevecek olduğunu kanıtlamaktadır. Buna karşılık ışçi sınıfı 12 Mart sonrası şartlan sonucu buyuk sermaye ıle eçit mücadele olanağım pek bulamamış ıse de, »ıvasi bılınce vardığını son Turklş kongresi dahü, bırçok yerde gostermıştir. Turklş'ın oteden ben suregelen partıler ustu polıtikası iflâs etmış, TurkIs ı^mde oluşan sosyal demokrat hareket, gelişerek ısçınin sıyasette se«ıni duyurmasını sajlamıstır. Öte yandan küçuk ureticılenn îzmir'de ve Adana' da yaptıkları toplantılar, onların da sıyasi bılince eristikleririn kanıtıdır. Bu da daha biünçlı demokratik mucacfeleler olacağını (Batı'daki gibi) gostermektedır. Öteden ben moda olan bır deyısle «seçün sathı mailı» ne glrdığımız su gunlerde, yukardaki goruşlerımıze gore siyasi parülerımızin durumlarına değınelın. Klasık bir gerçeğe değınerek soyleyelim ki: Sınıfsal bır tahana oturmayan hiç bır sıyafi partı olamaz, olsa da yaşayamaz. Butun buyuk sermayeyı temsıl eden ikı snasi partı göruluyor; AP ve CGP. AP, burokr^s.nın bazı sahıslarını da bünvesme alarak sermavenın dahı SEÇİM VE İKTİDAR MÜCADELESİ AP İLE CHP ARASINDA İNÖNÜNÜN DEMECİ ELEŞTİRİYE UĞRADI BİR MALATYALI'NIN SÖYLEDİKLERİ güçlü siyasl partisi olma yolund». CGP, onun yardımcısı durumunda kalacağa benzer. Tefeciler, toprak ağaları, taşra tuccarları ve orta işletmeci v.s.'lerın partileri £Örünumund,e^olaj* DP ve MSP, Turkiye'nin gelişen, yukarıda belirttiğimiz'kosTiliarı içinde, fazla bır ağırlık gostermeseler gerek. Bu dönem, grııp da kursalar gelecek seçimde bır varlık göstermeleri beklenemez. CHP'ye gehnce, halk kıtlelerinin siyasi mücadelesini demokratik sol çizgi doğrultusuncta benimsemiş, emekçi ve ilerıci küçük burjuva tabanına oturmnj bir siyasi parti gorünumunde. Işçi sınıfı ve emekçi halk kitleleri, demokratik haklannın savunucusu olarak CHP'nı gormekteler. H ekim seçimlerinde isçılerin, koylulerın, kuçuk üreticilenn, kuçuk esnafın, aydınların tüm ezilenlerin CHP'ye oy vermeleri olanaksız değil. Bu gorunum içinde seçim ve iktıdar mucadelesi AP ile CHP arasında olacağa benzer. CHP bu seçimde iktidar olmasa da kuvvetli bir muhalefet partisi olarak parlamentoya gırmelidir. Halk kitlelerinin demokratik ve ekonomık istemlerinin buyük ölçüd"e gerçekleşme«i ve ozgurluk içinde gerçek bır demokrasinın gelismesi buna bağlıdır. Ancak CHP kadrolarını oluştururken çok titız davranmalıdır. Örnefiin Kontenıan addvlarını seçerken çok dıkkatli davranmalı, yazıları\le halk kıtlelerının demokratik mucadelefinı saptıran. gıderek büyuk «erTn?\e çevrelerıne göz kırpan kisılerı kontenıandan aday gostermemelıdır Teknik eleman £erekli ise bilimsel gerçeklere aykirı goru^lu ve düşünceli bazı Sahısları depil. eerçekten halk kıtlelerırın, Turkne'nın sartları ıçındekı, ıdeolonsıni benımsemış in=?nlan konten;andan gostermelıdır. 14 ekim her şeye rağmen hal'< kıtlelerınin mutlu geleceğırın umudunu getırecektır de oluyormus! diyerek Vendi ken dını yıyecekur. CHP'ye karşı şım dılik dolaylı yoldan yürüttuğü yıpratma kampanyasının nedenl* ri arasında bu bencil aıkıntınm büyük rolü bulunman ferekır. Ne yank değıl mi?« Sayın yazarın gorüslerin* katıl mamak mümkün mu? Osmanlı dönemınden gelen bazı alışkanlıklanndan hâlâ kurtu lamamış olan Sayın lnönü'den tutarlı bir politika beklemek elbette mumkün olamaz. O nedenle bazan sağdan, bazan soldan çı kışlar yaparak çclışkiler içeri•inde yüzmesi Sayın İnönü içın doğal sayılmalıdır. Burada hemen Sayın llhan Selçuk'un «Tarih ve Biyolojı» başlıklı yazısını anmak gerekıyor. Yıne aynı günku Cumhurıyette Selçuk, ChurchıU'i anlatırken, • B.r yaştan sonra insanın hırslarından annması çevrestndeki say gı ve sevgiyi yoğunlastmr. Ama kocadıkça hırslanan ünlülerin hüzün verici yollara sapükları da görülmüştür> diyor ve «politikada yaslandıkça hırsı hastalığa dönüsenlere» Churchill'in tu «özünü hatırlabyor: « Yaşlamp sağlığı bozulan ln •an kendisiyle savasmak zorunda kalır ve baskalarıyla savasacak gucü yitirir.» Eh bu sözden sonra Sann tn5nü içın başka ne denilebılir kı? ugrattı. Hk işim, tabil. mall 6urumum elverırse, mahkemcje basvurup uç çocuğumun adiannı değıştırecegım. Sayın Nadır Nadi «tnonü bu demecıyle puvan îtaybetti» dıye yazdı. Bence daha beter; kendi kalesine gol atıp takımını kumeden düşürmeye kaJkıştı. Kımbılır bbur Malatyalı henv sehrilenmız ne kadar üzüimüşlerdor. MoUa GERÇER İZMİR OKUYUCU MEKTUPLARI Sayın M. E. Bakanımıza; Türkiye böyle mi kalkınacnk? Eşitlik hakkında Anayasa Mahkemesi'nde rfavalar açılırken, üniversıtede yıllık ücret alınması hakkındakı kararları bozdurmak ıçin butun yurdumuz çırpınırken, gözlenni bayat yolunda >eni açmakta, mesulivetlenni tanımak üzere kendini bulmanm ilk basamaklanna tırmanmaktaıti Turk çocuklagimlz para azaml 2000 TL.'dır. rından bır tanesi olan kardeYazık oluyor mılletimıze, genç sımı tzmır Atatürk Lisesi'ne lerımıze Bize ne tavsiye ederkaydettırmek üzere götürdüsınız sayın Bakan? Paranın ğumuz zaman, bizden, yapılyarısını verdık, dlğer yansını makta olan ek laboratuvar inda okul baslayınca vereceğiz!. şaatlarına yardım için 1000, Kardeşımı liseye yazdırmaevet, tam bin TL. yardım i*yalım mı? tenıyor. (Adı adresi saklı) Veremiyeceğimizi blldlrince bu miktar pazarlıkla yarıya inidrıliyor. Biz bu durum karsısında çaresıziz. Atatürk Lisesinl rahatlıkla bitırecek kapasitede olan karYaklaşan seçimler !çin or deşimin en büyuk emeli bu avcılığı başladı Paşasından okula girebilmektir. Kendi masasına kadar bepsi, bız, bölgesinde olduğu halde bizseçmenleri, kendı tstedıklerl lere uzaktasınız, sizi alamayız yöne çekmeve ugrasadursundeniyor. lar, hiç bırisi bize, sız elmiNe oldu gavın Bakanın geze geçen şu kadar parayla bu çen seneki demeçleri7 evlennızı nasıl KeçındınyorOkumak isteyen bir Türk sunuz dıye, masuraca da olgencınden bin lira istemek sa kendı günahlanru hiç çekıştırmıyorlar. hak mıdır, adalet midtr? Bır özel okula yazdırsak, vereceEvet; seçımler geııyor. Bu • kez aldanmayacağız. 1950'den bu yana gereksız bir tosır görüşlülükle aynı partiyl des tekledik. Ama sayın Ismet İnönü'nün son demeci uzerıne aılecek tüm oylanmızı, 28 8 1973 gün ve 17626 sayılı yeni umut, büyük lider saga7etenızm baş sahıfesinde: yın Ecevit re onun halkçı (MUTHİŞ TÜRK FİL.MÎ TARpartisı lehine kullanacağımıTISMALARA YOL AÇTI) adll zı duyururoz. Tüm ev kavazınizı buyuk bır dıkkatle oku dınlannm da. bu gerçeği bıdum. Cumhuriyet Gazetesi gıbi zımle birlikte gormelen en önem verdığım bir gazetenin ıçten dileğimizdır. bır hayh sütununu kapsıyan KO Hoşçakalın dost okurlar. nuda ATATURK'ün fıîmini ken Bahriy» ÇtBUKÇU dine m?l etmek isteyen kimse Nezahat KOÇ ler gördüm. Istanbul Beşikta» Atatürk'e ait bu belgesel film • lerın (NATO'ya aıt olanlan hariç) ilk yapıtı tumü ile bu^ün havatta olmayan babam FUAT TZKINAY'a aittir. Ordu Foto Film Merkezi, Fuat Uzkınay'm müdürlugü ile kurulmuştur. Sarayburnu anîtı, Atamızm Bu belgesel fihnler de ömrüilimizi süsleyen anıtları aranün 40 yılım verdigi bu mües«mda en geniş görüs alanını sesede kendi emeği ile çekükapsayan bir çevrede bulunmiştır. Turkiye'de belge filml maktadır. Günün her saatind*e çahşmalannda GİOVANNÎ sahil yolundan ve denizden SCOGNAMİLLO'nun • yeni sıgeçen sayısız taşıt araçlarının nema dergisinde Eylül, Ekim içinden binlerce vatandaşın kı1967 Temel Fılmo Grafı de vançlı bakı^lanna vesile olan tarihleri ile, Nejat özön'ün Sibu anıt, bakımsız bır durumnema el kitabı ve Sinematek dadır. Yağışların etkisiyle kıderneğının Fuat Uzkınay adlı sım kısım renk değiştirmis, bır özel kitabında bu belge film özellikle mermerlerl sararmışlermin Fuat Uzkmay'a ait oldu tır. Bu görünüsü, «ahil yolunğu gerçeklestirıldiğı halde ne dan otobüsle her geçişlmde acıdir ki Atatürk'e aft bu çok üzüntü İle izliyorum. değerli filmlerde, cekimi ilk ya Kalplerimizde eşsiz kurtulu» panın adı yazılmamıştır. ve yükselme aembolü olarak yasamakta olan aziz Atamızın Bu fılmleri düzenlıyenlerden her anıtı daima özenll bakımdileğim; bugünün ve yannın da buluntfurulmalıdır. grelecegine Ttirk'Un en büyük ta Cumhuriyetimlzin 50 yılma rihıni bu büyük yapıtla suyaklasırken, Ssravburnu anıtı nan (FUAT UZKINAY'ın) adı•e çevresinin bakımh durumnı ebediven vaşatmayı fstemek da bulundurulmannı llgilı mabi» evlatlannın görerimiı oldu kamdan dilerlm. gu kadar, hakkımızdır da sanınm. YeşilkSv Lisesl ÖSrenellerinden Esat KÖPRCLÜ Fuat TJzkınay, kızı Muallâ TOzel Mutemediye diye bir yan gelir Okul mutemedi alır Nisan/ 1973 aylığını. keser 5 lırs onute mediye Kesmek bununla bıtmez; 15 Mart'ta yan kademe üerleme?! yapılır, umumı bordroy» dahıl eünez, bu kademe ilerlemesıni ayn alır. Keser 5 lıra daha mutemediye 10 aylık yan kademe aylığı farkını alır, keset 15 lira daha mutemediye. Bordro tanzimJ İçin; mutcrnede maasından ayn her ojıetmenden 25 lira açıktan iyi yan gelır. Memur bu vazıfe için görevlen dirildiği halde, yaptıgı iş tçin mutemediye alır. Mutemec'ık memura ek verilmış oir ıs değil ki, memurun asli vazıfesıdir. Bu mevzushmıza sykın bir tutumdur. Koruma ve kollama nın bu kadan da fazla doğrusu. Idareciler, böyle tutumlarıyle mutemedi koruvayım derken, d'ğer memur ve ögreTıe'nı mu tazarrır etmemeleri eerekır. (Biı Memur) EV KADINLARINA ÇAĞRI!... Lütfi KALELİ Istanbul VEFAT Merhum Haşim Paşanın torunu, merhum Dr. Şükrü Kâmil, merhume Kadriye Sönmez, kızı Melek Sönmez'in yeğeni, emekli General Neriman Talimcioğlu ve merhum Hakkı Talimcioğlu'nun kızkardeşleri. Kemâl, Ergin Talimcioğlu, Pınar Fırat ve Selçuk Tümer'ın halaları, Gulseren Talimcıoğlu'nun sevgıli annesi Çocuklarına İnönü'lerden adlar vermişti ŞIMDİ Bü ADLARI DEĞtŞTIRMEK ÎÇIN MAHKEMEYE BAŞVURACAK. Kendımı bıldım bıleli, Inonü'ye bağlı, ona hayran bırıydım. Bana «Dünyada en çok seydığ'/ı ınsan k.mdir?» deseler, «İnonü' dur» derdım. Her hangi bir toplantıda bir yerde Inonu'nun aleyhınde konuşulsa, yerılse, hemen karşılanna dikılir, memlek<=te yaptığı hızmetlenni, tüm ömriınu asker ve sıvıl olarak bu memlekete harcadıgını soyler, savunurdum. Son gunlerde, «înönü CHP'ye oy vermeyin dıyecek. Inönu, CHP aleyhine beyanat verecek» diyenlerle alay ediyordum. Çunkü dünyanın ünlü siyasilerl arasında yer alan, Lozan banşına basariyle imza koyan, ker.di kurduğu partiye ömrünün \ansını veren ve ancak bu memleketm kalkınmasınm bu partmın amaçlan ıle gerçekleşebıleceğuu soyleyen İnönü'nün bu denıeci vereceğini bekleyemezdım. Ne yazık!. Yanıldığımı çok geç aniadım. Bu sevgimin dahasını yim: ekley» Atatürk belgesel filmi vebiruyarı Camyayla ilkokulunun isteği var Okulumuz, öğrerciöğretrnen ve ıdarecısıyle, «Ellıncı yılı» ölümsüzleştırme uğraşı ıçınde Hidayet Talimcioğlu vefat etmiştır. Cenazesi 31. Ağustos. 1973 cuma gunü öğle namazını müteakip Aliancak Camiınden kaldırılarak ebedi ıstırahatgâhına tevdı edilecektır. Mevlâ Rahmet eylesin. AILESt Cumhuriyet 6831 Yıldtt HAK'ER Istanbul Beledı\e Meclısi uyesi yız. Bu erekJs, tüm çalışrnalartn yanı sıra, bır de «Atatürk Bustunun» temın edılmesını, ellıncı yıl kutlama düzeneğine aldık. Kutlama düzeneği hazırlık çalışmalanran gunü gj ıune uvgulanabılmesi eregıyle. konulacak büstün «kaıde» kısım tamamlanmıştır. Ne var H, tnaddi bir yekun olusturmadıgı halde <büst» kıs mımn, ellind yıl kutlamalan ve daha srmrakı oğretım çalı*rnalan sırasmda gerekli olan bol Türk bayrağı ve Atatürk re sımlennin, «Cumhuriyet» okurlan arasında bulunan, sayn yardımsever kişi ve mües'îeselerden temin ediı.fsi kararlaştınlmıştır. îyi nlyetli düşünlerimizin cer çekleşmesine kannca karannca yardıinda bulunarak, uğraşımıza ortak olmak isteyen sayın Cumhuriyet okurlannm açık adreslenyle birlikte. mektup ya da Cumhuriyet gazetesı aradlığıyle adresimize bıldirmelenni nca eder, şımdıden te^ekkur ederiz. Saygılanmızla. VeH Orbay ÖZGÜR Camyayla tlkokulu Müdür3 BOZÜYtK Yaş, Hırs ve İnönü OSMANLI DÖNEMÎNDEN GELME ALISKANLIKLAR AĞIR BASIYOR «Özgürluk di>e, çağdaş uygarlık diye yıllar yılı durmadan konuşan, hukuk devleti ve parlamen ter sistem uğruna, ilerlemiş yaşına rağmen gece yarılarına kadar Mecliste oturup dokunulmazlığı AP çoğunluğunca kaldınlmak istendiği için bir TtP mületvekilini savunan sayın tnönü bugün hangi dürtü ile birden yön değistiriyor ve dünkü kişiliğine vüzde yüz ters düjen bir yola sa pıyor?» Sayın Nadir Nadi, 26 ağustos 1973 tarihli Cumhuriyetteki başvazısında sayın tnönü'yü işlerken böyle diyor ve sonuca şöyle varıvor: • Bence <:ayın înönü'nün bu aon atılımı daha cok psikoloiik etkenlere dayanıyor olmalıdır Birkaç okurumdan da aldığım mektuplarda da belirtildiği üzere paşasız olarak seçimlere giren CWP bu kez bir önceki seçime oranla çok ov alabilirse sîyın İnönü ruh sal bir yara alacak, bak bensiı SARAYBURNU ANITI I GOKSEIM DERSANISİ BEYAZIT İSTANBUL 27 5 1 3 2 KABATAŞ İSTANBUL 44 01 98 22Agustos/144saat*l EylOl/IOösaat Cumhuriyet 6826 Doğan çocuklanma înönü allesınden üç kışinin adım verdım. Şimdı üç çocugum, Indnü aı'»sınin adını taşıyor. 195O'd« DP iktidara ge'.dikten sonra İnönü'ye vapılan işkencelerde en az Kendı aılesi kadar üziüüyorduk. üsak' ta başını yardılar, HimmeM^dc' de yolunu kestıler, Topkapı'da o'l düreceklerdi. O zaman ne kadar uzulmüştuk bılemezsıniz. çoklannı da hayll Bu demeci ise, benim gibi bir kınklıgına
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear