26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 30 Haziran 1973 üyük kentlerimiz dışında henüz yozlaşmamış törelerimizden biri de, yetişmiş, askerliğini yapmış, ış güç sahibi olmus, eli ekmek tut maya başiamış oğluıouza, durumumuza uyguo bir kız seçmek, görücü göndermek, anahk babalık tecrübeieri ile parasal yardıralar içinde, hayatta iken çocuklarımızı esen kılmak ve Türk toplumunun üzerine titrediği aile kutsallığı ölçüsünd» gençlerimizi mutlu görmektir. Modern toplumumuzun düsünce tarzı ne derece değişikliğe uğrarsa uğrasın, klasik anlanu ile oğluna kız aramak tutkusunu, günlük yaşantımızdan, sahne yapıtlanna, adliye koridorlanndao, öykü, şarkı ve türkülerimize, gazete sayfalarından şiir dergilerine değin »ilkip atmak kolay olamayacaktır. Geleneksel ataerkil pederşahl alışkanlıklanımız içinde aüede özel bir yer ayrılan erkek evlâda kız seçmek. çoğu durumlarda güzel, hatta revkli bir çabadır. Bu koşmaca ile, bazen kantarm topuzunu kaçırdığımız ya da haddimizi astığımız da olağan şeylerdendir. îsteyenin yüzü bir kara, vermeyenin iki kara der, geçer gideriz ama, ergeç hayırlı bir sonuca ulaşır, oğlumuzu dünya gözü ile başgöz etme olanağına kavuşuruz. Böyle bir sonucu sağlayamasak dahi, erkek çocuk, ülkemiz sosyal koşullarına göre bekâr olarak. yalnız başına da yaşamak olanakiarına sahipür. Bir noktadan sonra, ana babanın bo kor.udaki «orumluluğu da ortadan kalkabilmektadir. Çevremizde evlenmekten vazgeçmiş pek çok erkek tanışıraız, yalnız ba;lanna yasamalarını sürdüren erkek yakınlarımız vardır. Erkek çocuk için normal koşullar içinde sıraladığıraız bu satırlar genellikle böyledir de. toplumumuzda yüzyıllardan beri çfleli, kadersiz bir varlık olan kız çocuğuna gelince durum tamamen değişmektedir. Sevgüi okurlarım. bu makaleyi okuma süresi içinde bile olsa, bir an için, köklü alışkanhklarımızdan, geleneksel tutuculuğumuzdan, tna baba egoizminin baskısından sıynlarak fu durumları birlikte eleştiremez miyiz?. Çeşitli sosyal ve ekonomik seviyeler içinde, erkek çocuğa, kapı kapı dolaşıp yuva kuracağı bir kız seçerken normal karşılanınz ama, evlât sevgisi ile dolu olarak »ynı paralelde bulunması gereken kız çocuğuna koca aramak deyimini, en iyi, en içten niyetlerle bile kullanılsa, ahlâk dışı bir konusma tarzı olarak nitelendirir ve sorunu ett kısa yoldan küllemeyi tercih ederiz. B Olaylar ve göjîişler Sigortalımn Kızı da.. Selâhattin TURLA SSK Genel Müdürlük Müşavirl Tiirlü nedenlerle bir yuva kurmamıs yaşh erkek bekâra, özel sıfatlar kullanıp kınaraalarda bu. lunmsyız da, sadece bahtsızlığı yüzünden gelin olma mutluluğuna kavuşamamış kızlarımıza, onları üzeceğini düşünemediğimiz sıfatlarla her örsatta takılmaktan da geri kalmayız. Büyük kentlerde önemli bir sosyal sorun haline gelmiş bulunan .evde kalmış kız» konusuna sadece modern psikiyatr veya seks açısından, ruhsal açıdan bakmakla mesele halledilememiştir. Bu sorunu genç kuşak belki kendüiğinden halledecektlr, ancak. bugün, için için kanayan bir yara vardır ki, o da, evlenme olanağını bulamamış veya çeşitli nedenlerle dul kalmış kız çocuklarımn değişmez kaderidir. Ana babanın musalla Uşına kadar, yazgı ortaklığjnı yaptığı bu talihsiz yavrular, yalnız başlanna yaşamlarını sürdürebilecek güçte ve ortamda değilseler, işte o zaman karanlık sinema salonlarında gözyaşı döktüğümüz, salondan çıktıktan sonra kupkuru gözlerle kayıtsızca gerçek örneklerini seyrettiğimiz canh filrnlere konu olmakta devam edeceklerdir. rak Sosyal Sigorta ve Sosya! Güvenlik mevzuatında sağlam esaslara bağlanmalıdır Pek çok yönleri ile Sosyal Güvenlik yasaları arasında en güzel aşamaları yapmı; bulunan 506 Sayüı Sosyal Sigortalar Yasamızjn yürürlükteki hükümlcrine (23, 68, 71. maddeler) göre, ölen sigortalınm (1), gerideki kız çocukları; 18 yaşına, orta öşretime devam ediyorlarsa 20, yüksek öğretime devam ediyorlarsa 25 yaşma kadar yetim aylığmdan yararlanmakta, bu yaşlara gelince veya bu yaşlardan sonra kötü yazgılan sonucu dul kalmıs. veya evlenememiş iseler, baba evinden gayri sığınacak yerleri, bir kuruş gelirleri olmadığı halde, yetim ayhkları kesilmekt* çileleriyla başbaşa terkedilmektedirler. Geride böyle bir durumda kızlsrı, bacılan kalacak sigortalıların, bu yüzden hurur içinde ölmeye bile hakları kalmamıs,tır, Tanrıya şükürler olsun ki, bu hüküm, T.C. fimekli Sandığı Yasasında yıllarc» önce düzeltilmiş, körpe BağKur Yasasında da mı ayıbı yok edecek bir biçimde yer almıştır. Konu 25 yıldanberi pett çok Kereler. kadm veya erkek parlamen'erlerimız tarafından Yüce Meclis'e getirilmiş Ise de, bugiine degln bir türlü kanunlaşma şansjna kavuşturulamamiîtı. Eu kez, Meclis ve Senato görii!?meleri as tamamlanmış bulunan Defsiklik Teklüi, Millet Meclisinde 21 Haztan gecesı kabul edilerek kanunlasmıştır. Kanunun getirdiklerr. 1> Sigortalı ana veya Daliasının BlümO halinde, geride kalan yaşıan ne olursa tusuıı. evli olmayan veya sonradan bcşanan yahut duı kalan ve Sosyal Sigort3va EmeKiı SandıkJanna tâbi bir iste çalışmayaii bınalardan gelir veya aylık almayan kız cocukKnna da avlık bağlETia'jaktır. 2) Bu kanundan önce men sigortahların, aylıklan kesilmiş veya oağmnmamış durumdakı kız çocuklarına da Sos>al S gortalar Kurumundan yazılı talente bulu*;maıan nalinde, yeni ya3S.r.m jürürlük târihindtn iübaıen öngördüğu esaslarla ayhk veriec^ktir. 3) Bu aylıklar, öbür bak san:olerinde çe şitlı sigorta Kanunlarına görç evvelce haneı seviyeye yüksettilmiş bulunuyor ise ou durumdaki kızlann aylıklan da o seviyere getirilecektir. Öteki detişiklikleri, yasi. R«sml Garetede yasamlandıktan sonra inceleyip başlu bir yazımızda düe eetireceğiz. Tembel miyiz? dam: Tembeliz efendim, diyor, çalışmıyoruz. Almana Dak, Amerikalıya bak, nasü çahşıyor! Almanya'da nefes aldırmazlar adama, Amerika'da hayatın temposuna ayak uyduramazsın, suyunu çıkanrlar insanın. Bizde on dakika is. bir saat lâklâk, gırgır. dalga. Gelsin kahve. gelsin çay Sonra da suçu düzende buluruz. Birader. millet değil Ulet bu! Sosyalizm de gelse kendimize benzetiriz. A Kısacası: Sonuç Zelenka Raporu, Sosyal Sigortalar Rurumu battı batıyor avazeleri aras'iıda oir süredir, kulaklanmız, Sosyaı S.gorta.ar tnevzuatında, sosyal (çüvenlik kavnınu ile oeşeıi duygulara bu derece yakışan degisıkliklere basret kalmış bulunmaktadır. Anayasamızm 48. maüdesı, îıerkesin sahip olması gereken sosyal güvenlik hakkını sağlamak için Sosyal Sigortalar ve Sosyal Yardım Teşkilâtı kurmak ve •teurdurmanm Devletirı ödev lerinden olduğunu emretrriş vc Eerekce'sinde, bu madde hükmüntin Sosyaı Devıet anlayışmın doğal sonuçİ2nndan oldıığUı.u açiKçs belirtmiş bulunduğuna göre. 50 yıink Cumlrjriyetimizın temeli olan güçlü Türk Dtvletirtın.dikayakt» durdukça, milyonlarca Türk insajumn bugününü ve yannını güvenlik alana a.an bir kutsal kurumun aldbetinden duyulacak sjrumluluga ileisiz kaUnraası mümküıı değııdır. Sorunun ayaküstü ve Dslyatif teobirlere UhimmOlfi yoktur. Yanm vüzyıllık Cumhuriyet'ı meydana getiren yüce Türk Ulusunun sosyal aüvenliği, kalkmma çabalan içinde lep.mtsi a\rj cıddiyetle düşündürecek en önemli konulardan biri hallna gslmiştir. (1) 21.3J972 Cumhuriyet «ölüm Sigortası» Sosyal Güvenlik Mademki, bu durum, bir alın yazısı, lcader felsefesi açısından değerlendirilegelmektedir. o halde, hastalık, yajlıhk, kaza, ölüra. malullük, analık riskleri gibi, sosyal bir kaygi olarak ele alınmalı, geçim olanaklanndan yoksun kız çocuklarının insanlık onuruna yakısan yaşama hakları da, göreneklerimizin kefareü (amortismanı) ola SARMIŞ YİNE BİR SİS... OKTAY AKBAL Evet Hayır Ilgisizliğimizin Acı Sonuçları 53. yıldönümü ürkiye Çocuk Esirgeme Kurumu 30 haziran 1921'da ölümsüz önder Büyük Atatürkün emirleriyle kurulmuş ve bugün 53. yılma girmiştir. Kuruculan İstanbul eskl mületvekili Muhtar, TBMM si 2. Başkanı Rauf Orbay, Kozan milletvekili Maraşal Fevzi Çaknıak. İstanbul miHetvekili Dr. Adnan Adıvar, Bolu milletvekili Dr. Fuat Umay, tzmir milletvekili Yunus Kadi, Sinop milletvekili Dr. Rıza Nur, Erzurumlu Nazif, Bayezit milletvekili Dr. Refik Saydam, Saruhan milletvekili Abdullah Azmi Torun'dur. 12 kişilik Merkez Yönetim Kurulunu oluşturan bu kişilerin hepsi de Tannnın rabmetine kavuşmuşi&rdır. Burada olanlann değerli hatır&lannı saygı ile anmayı ve unutulmaz hizmetlerini şükranla kaydetmeyi bir görev sayanz. l Rahmetli kunıculann bağışlau ile işe başlayan Kurum Genel Merkezl 1922'de 6.000 liraya yaklasan bir bütçe düzenlemiştir. Kurum, ilkönce, Kurtuluş Savasma katılanlann ve cepheye mermi ve sair malzeme taşıyan fedakâr annelerin geride kalan çocukları ile şehit olan kahramanların çocuklarına bakmak ve onlan bağnna basmak amacı ile göreve başlamıştır. Böylece yavrulannın bakıldığına ve hayatlannın garanti edüdigine inanan cephedeki kahramanlar görevlerine daha çok sanlmışlar ve cesaretleri bir kat daha artmış olarak yurdumuzu süratle düşmandan kurtarmışlardır. Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu bu yönden de dolaylı olarak kurtuluşta etken olmııştur. epimiz «hafiye. kesüdik. Gözler teükte, dikkatler uyanık. Herkes birbirini izüyor, herkes bir takun gizli je>lerin döndüğüne inanıyor. Sokakta gidiyorsunuz bakışlar sanki sizdc, sizinkiler bir baskasında. Kim bu, ne arıyor burda, nereye gidiyor? Esrarlı bir dünyada yaşıyoruz toplumca. Herkesin ilgisi başkasmm yaşammda. Bakıyorsun, adam almış bir kitap okuyor, nedir o, nasıl kitap, göremiyorsun adını yazannı, niye saklıyor, bir iş olmah işin içinde? Gazetesini öylesine katlamış ki adı okunmuyor, bunda bir gizli amaç vardır, yoksa apaçık okurdu! Kalkıyorsun ardmdan bajka biri de kalkıyor. Peşimde miydi yoksa? Merdivenden inerken dur, o seni geçsin. Yok, yitip gitti! Aldı alacağım ne yapacak izleyip? Kujkulaı büyüyor, yann sokak başında biri çıkacak önüne, geceyansı dönerken, ya da tam uykudayken Gazete okuyan, kitap okuyan ya da dalmış düjüncelere çev resiyle ilgilenmeyen, ya da herkesin gözüne yiyecekmiş gibi bakanlar, sinsiler, kurnazlar, korkaklar, yalnızlar, gevezeler, şişmanlar, zayıflar, kısalar, uzunlar, herkes herkes tetikte, pusuda. Ben onları yakalayayım onlar beni kıstırmadan. Birden dü«ünülüyor kim yakalayacak, neden, niçin, hangi amaçla? Bir suçu var mı, yok mu diye bakan yok, insan olraak, insan gibi düşünmek, insan gibi yaşamak, bunlar büyük büyük suçlarl Okumak düşünmek, duymak, anlamak; bilmek sevmek.... Toplumlar hastalamr kimi zaman. BulajFir htr£a«p ttteshe*^ kese. Baba oğlunu, oğlu babasını, eş eşini, komşu komşusunu, arkadaş arkadaşmı «curnal.lar, niye, niçin yaptığım bilmeden... Koca bir cadı kazanı kaynatılmaktadır orda burda. Önce azdır bunlar, «onra kazanlar çoğaltılır, hemen her örümcekli köşede bir kazan kaynatümaya başlar. Çe\Tesinde döner insanlar yam yamlar gibi. Bir av, bir av daha, bir av, bir av daha! Biz av olmayalım, biz kazana atılmayalım, kazan boş kalmasın, ııra biza gelmesin, bizi hatırlayan olmasın, bizden birşeylerin hesabı sorulamasın. akla getirmesinler varhğımızı, en küçük kuşku çekmeyelim üstümüze, neyiz, ne yapıyoruz düşünühnesin, kazancıdan çok kazancı olalım, cadıdan çok cadıcı En uygar ülkeler bile tarihlerinin belirli çağlarınd» bu bulaşıcı, salgın hastalıktan kurtulamamışlardır. Vebadan, koleradan beterdir bu. Insanları öldürmekle kalmaz, yaşayan birer ölü haline getirir, toplumlan iskeletleştirir. Nazi Almanya'nm üniversitelerinde Mann'lar, Zveig'ler, Remarque'lar, Hemingvay' ler yakıhnadı mı? Bir Hitler delisinin bakışı gülüşü için milyonlar kendini ateşe atmadı mı? Mussolini'ler, Frankoiar, Salazarlar daha bir sürü diktatörler, diktatör taslakları, diktatör olmayı özleyenler, kendilerine göre irili ufaklı zorbalıklara kalkışmadı mı? O ülkelerin insanlan ağır bir sindirmenin, ağır bir baskının, ağır bir bunalımın eünde yıllar ydlar geçirmedi mi? Evet, böyle başlar bu, böyle. Önce herkes herkes ten korkar, herkes herkesten ürker, bir kuşku yayılır topluma sis gibi. Göz gözü görmez, dost düsman olur dostuna, kardefler bile kontrol eder birbirini. İlle de bir şey yakalamak; bir suç izi bulmak...Neden, niçin, kime göre, kimiin yararına? Bunlar bilinmez de düşünulmez de... Bakın koskoca bir rektör, bir profesör, on öğrencîsinl «ihbar> ediyor savcılığa. Çıkardıklan derginin adı Homongolos'ır.uş, los'u tersine okuyun, solmuş, öyleyse bu gençler komüniıt miş vatan hainiymiş, ne yapmalı içeri aunalı, vermeli on yü hapis cezası, kimse bu ülkede <> harfini ağzına almamalı!. s Bay rektör ve onun kafasındakilerin kurmak istedikleri korku düzeni, korku baskısı bütün yurda yayılmalı, insandan insana geçmeli, koca ülke dev bir cadı kazanına dönmeli. Neyse ki bu ülkede yargıçlar da var, savcüar da var. Atatürk Cumhuriyetinin yargıçları, savcıları, sağduyu, yasalar, çağdas uygarhk ilkeleri gibi değerler ayakta daha... Bay rektörün ihbaruu incelemişler, saçma bulmuflar, takipsizlik karan vermişler, lstediği kadar köpürsün, eleştirilere •eğitilmiş maksatlı bir sistem hizmetçiliği» gibi karaçalmalarla saldırılara geçsin I Ijte böyle düjer ayıbın, çirkinin, gulünçlüğün çukuruna!. •Bir sis yayılır odalarda Almaz ki veresin rüzgâra Riizgâr deli değil. demişti Necatigil bir sürinde. Açmalı kapılan pencereleri ardma dek, rüzgârlar aUın götürsün bu sisi, bu dumanı, bu pis havayı... Cadı kazanlannı devirmeli. Bu ülke, bu ulus en güzel özgfirlüklere kavuşmanın özlemindedir. Bes on, haydi haydi bir iki bin kötünün, akılsızm, geri kafalının ürettiği bu kuşku, bu düşmanlık, bu ilkellik sisleri yokedilmeli... Bu yapışkan sis içinde yolumuzu büsbütün şa$ırmadan. H I YURDUMUZDA KORUNMAYA VE BAKIMA MUHTAÇ ÇOCUK SAYISI 500 BİNİN ÜSTÜNDEYKEN, KORUNUP BAKILABİLEN ÇOCUK SAYISI 20 BİNİ BİLE BULMAMAKTADIR. Mehmet Nuri ALPAY ÇJEJ(. Tayın Propaganda ve Istatistik Müdürü Gelişmeler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun anne ve çocuklara gösterdigi sürekli ilgl, derin şefkat ve halkımızın kadirtıUirliği sayesiade gelişme yıldan yıla hızlanmıştır. Bugün Ankarada Genel Merkez, lllerde 67 Merkez, îlcelerde 350 şube ve 42 kol halinde çalışmalar sürdürülmektedir. Kuruma Uye olan ve ödenti (aidat) verenlerin sayısı 30.650 kişidir. Orgfitler hariç, Genel Merkezin bugünkü bütçesi ise 7 milyon iıradır. Kuruluşlanmız: 21 çocuk yuvası, 12 gündttz bakımevi, 13 poliklinik, 2 anaokulu, 1 Özel Hemşire Koleji, 1 Eğitim Merkezi, 1 doğumevi, 1 çocuk sitesi, 2 aşevi, 2 de içme suyu işletmesi olcrak halkımızm hizmetindedir. Yuva ve Bakımevlerinde sürekli olarak 5.000 çocuğa bakılmakta ve 30.000 çocuğa aileleri yanında yardım edilmektedir. Polikliniklerimizde de 50.000 çocuk ve 20.003 anne muayene edtlmekte ve ounlann toplamı yılda 105.000'e uiaşmaktadır. Türkiye Çocuk Esirpeme Kurumu kuruluçundan bu yana, 52 yıllık bir sürede 2.500.000 çocuğa ve 650.000 anneye yardım yopmış ve 2 milyon çocuk ve anneyi ds tıbbî muayeneden g^çirmistir. Aynea örgütler tarafından her yü btalerce çocuğa ytyecek, gt yecek ve okul malzemesi verilmekte, yüzlerce çocuk da sünnet ettirilmektedir. Kurumun yetlştlrdiğl çocuklardan bir kısmı bugün profesör, yargıç, mühendis, asistan, teknisyen, ressam. öğretmen, tüccar ve sanatkâr gibi çeşitli biltm ve meslek dallannda yurt hlzmctindedirler. öte yandan 21 yıldan beri her ay yayımlanan «Çocuk ye Yuva» dergisi ve 400'Un üsttinde telif ve tercüme çocuk Ktap lan İle de öfrenim ve cğitime katkıda bulunmaktadır. Amacı: Bakanlar KunUu Karamamesl ile onaylanan statüye göre Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu. kamuyi yarariı kurumdur ve amacı çocuklann yurda yararh olaeak şeMlde ystlsmelerini sağlamak, hak ve saglıklannı konımaktır. Görevleri: Muhfaç cocuSlara yiyecek, giyecek ve okul eşyası yardımlarj yapmak, çocufcîann her türlll hak vo menıaatterini korumak, velisiB v« vasisia ço ; «aaiBfibıi üzerine «imak, çalıjacak yaştaH çocuklar» )a bulmak, çocuklarla ilgili bir sosyal sigorta kurulmasına gayret etmek, Doğumevleri, Bakımevleri kurmak, yoksul ve zayıl çocuklarda annelere süt ve yiyecek yardımı yapmak, çocuk yuvalan, ise giden anneler için çocuk bakımevleri açmak, çocuk hastane, prevantoryıtm ve' sânatoryurnlan, dinlenme kamplan, çocuk bahçeleri, kitaplıklan, tiyatrolan, sir.emalan kurmak, bunlann kurulmasına önayak olmak veya ys.r dım etmek, gebelik sırasında va doğumdan sonra gerek anne gerekse çocuklann sağlık ve bakımı ile ilgili kurslar açmaktır. Gelirleri: Yürürlükteki sutüye göre Kurumun gelirleri, Hükümetçe genel bütçeden yap:lacak yardımlar, üye ödenti sı, Kuruma ait taşınır ve taşınmaa mal lann, isletme ve isyerlerinin gelirleri, özel ve tüzel Uşilerin bağışlan, öbür hajnr kurunılan ile ortaklasa sağlanacak gelirlerle, piyango, balo, konser, mUsamere, pul ve rozet satışları gibi elde edilecek gelirlerdir. Şunu hemen belirtelim ki basırida da zaman zaman çıkan uyarma ve dileklere ragmen yurdumuzun temel problemlerüıdeD olan bu önemli konuya şimdıye değin gelmiş geçmiş Hükümetler ve Parlametıto eğilmemis ve genel bütçeden hiç bir yardım yapilmamıştır. Türkiye Çocuk Esirgeme Kuru mu, yöneticileri ile fera^at sahibi personelinin insan gücünün üstünde çaba harcamasına rağmen yurt ölçüsUnde genişleyeD ve günden güne de artan ihtiyacı bugünün dar bütçesi ile karşılamakta son derece zorluk yekmektedir. Bu nedenle yukanda sayılan görevlerden bir tasrru yerine getirilememektedir. Tehlikeli Gerçek Deprem, yangın, sel baskıııı gibi tabii âfetlerde anababasmı kaybeden yavrular, başka nedenlerle yetim kalanlar, sokaga bv raküan çocuklar, terk edılenleı her yü biraz daha çoğalmaktadır. Ülkemizde kimsesia ve bakımsız çocuklann sayısı lürlü makam ve kisilerce türlü rakamlarla belirtUmekte ise de bu rakaraın 1962'de 450.000 oldugu büınmektedir. 30 yıldanberi yaptığım sürekli araştırmalardan edindiğim bilgiye göre korunmaya rauhtaç ç o cuklarm sayısı bugün 500.000'in üstündedir. Bunun da 40.0O0'ine yakım Istanbulda yaşamakta ve çoğu suç işleme> e itîlmektedir. Parklarda, köprü altmda, sur ko vuklannda, kahvehanelerde yatan eğitimsiz öğrenimsiz kalan bu çocuklar hırsızhk, yankesicilik, cinsel sapıklık ve uyuşturu cu madde nakil ve satışına âlet edilmek gibi j'ann topluma c'aha büyUVc zaxarlar veretıilecek kötli huy ve alışkanlıklarla hayata hazırlanmaktadırlar. Tutuklu çocuklann durumu ise insanlık tarihinde az göriilen bir kötülük içindedir. Bunlann koğuşu büj'üî: hükümlülerin koğuşundan ayn obnakla beraber birbirlerine yakın ohışu nedeniyle acıtlı durumlar ortaya çıkmaktadır. Halen 12.000 kadar suçlu çocuk ise îslâhevlerinde ve bir o kadardan fazlası da yargıcm tedbir karan ile sıra beklemektedir. Öte yandan Sağlık Bakanlığma bağlı bakım yurtlannda 2.200 civarmda ve Millî Eğitim Bakanlığına bağlı yetistirme yurtlannda 12.000 civanndaki çocuk mevcudu ile bu 3 kuruluşun korudugu ve baktığı çocuk sayısı 20.0001 bile bulmamaktadır. 6972 sayılı kanuna göre medenî, ruhî ve ahlâkî gelişmeleri tehlikede olanlar, anasız babasız çocuklar, anası babası belli olmayanlar, anası babası tarafından terkedilenler, anası babssı tarafından ihmâl edilen, (uhuşa ve dilenciliğe teşvik olunan, alkolİU içkiler veya uyuşturucu maddeleri kullanmaya ve serseriliğe sürüklenmek tehlikesine nıaruz bulunan çocuklar korunmaya muhtaç sayılmaktadır. Anayasammn 35. maddesl da şu hükmü kapsamaktadır: «Aile, Türk toplumunun temeüdlr. Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, ailenin. ananın ve çocuğun konınması için gerekll tedbirleri ahr ve teşkilâtı k'irur» demekle çocuğun korunması görevini devlete vermiştir. Buna ragmen 25 yıl önce hazırlanan ve TBMMTıe sunulmuş olan Çocuk Mahkemeleri Kanun Tasansı hukukçulann, yönetieilertn, psikologlarm ve öbür ajrdmlarm tmsın aranhğı ile sürekli uyarmalanna rağmen bir türlü çıkamamış ve kanunlasmamıştır. Oygar ülkeler bir yana, Afrikada yeni devlet olan memleketlerde bile çocuk mahkemeleri kurulduğu halde Atatürk Türkiyesinde ilgililerce bu konu Üzerinde durulmaması sorumsuzluğun ve vurdumduymazlığın bir ömeğidir. Avrupalı çalışkan, biz tembel. Daha genis tutarsak: Batıh çalışkan, dogulu tembeL öyleyse geri kalmışhğımızın nedenierini aramaya gerek yok Emperyalîzmden. sömürüden dem vuracağımıza, başımızı önümüze eğip çalısalun. Suc düzende değil. bizde. tşçilerimiz Almanya'ya gidinceye dek, bu edebiyat etkili oluyordu. Avrupa yasamınm tadını almış seçkinlerin ülkemize tepeden bakışını da simgeliyordu. Ama emekçiler Batı'ya göç etmeye başjaymca bir gerçek ortaya çıktı Köyünden kopmus Anadolu insanı Batı kapitalizminin çark larına uygun bir disiplinle çalışıyordo. Tembellik edebiyatı etkisini yitirdi. Demek kf. insanı dişleri arasmda eğiten, ve Hşiye blçim veren düzendir. Vaktiyle Avrupa da tembeldi. Isa'nın «îoğumunda bütün dünyada yüz elli milyon insanın yaşadığı söyleniyor. Nüfus bakımından seyrek. ama doğa bakımından zengin Ortaçağ Avrupasını düsünün! Bafda bahçede, tarlada ormanda, tanro kosullarında ya^ayan insanlarn yaşamını gözönüne getirin! Feodal şatolarmı çeviren, köyîülerin. zenaatkârlann, kilise egemenHğindeki durgun yaşayışları bin yıl sürdü. Soylular için ayıptı çahşmak. Toprakta çalısan emekçilerin uretimiyle yetiniyordu toplum. Vaktaki Fransa'da burjuva devrimi patladı, ardından gelişme hızîandı. Makine çajŞını ve fabrika düzeninl is havatına petirdiniz mi çalışmanın kosullan degisecektir. Batı sanavj. leştikçe çalışmanın hıa geliçti, kurallan yerleşti, ahlâkı benirasendi. Türkiye'ye gelince... Bugün birbuçuk mllyon sanayl emekçlmiz var. Birbuçuk milyon isçimiz dışarda çalışıyor. Birbuçuk milyon vatanrfaşımız da dısan gitmek için sıra bekliyor. Yuvarlak rakamlar olarak sunduSumuz bu tabloda ülkemizin tablosu ortaya çıkar. Geçenlerde arabasına bindigim bir soför: Abl, diyordu, kapılan açsan içerde tek Idşi kalmaz. Peki, nereye gitmek lstiyor bu insanlar? Çalışmaya yönelnıisttr hepsi. Almanya, Fransa. Hollanda. Belçika. tsvec. Avustralya... Neresl olursa olsun! Yan köylü, yan isçi kunliğini taşıyan milyonlarca insan, dilini bilmediji, dinine inanmadıgı, kentini tanımadığı ülkelere pasaport almak için çırpınıyor. Lokantasındaki yemeklerine: Acep domuz yagı mı kanşmış? diye kuşkuyla baktıgı bir yabancı memlekete gidişi neden? Bugün ülkemizin her yanında insanlar «Aman bir fabrika açılsa da iş bulsam. çalışsam» diye özlemler tçindadir. Halkımız tembel değildir. Ama büyük çoğunluğu ilkel tarım koşullannm zincirleriyle bağımhdır. Bu zincirler kırıloığı zaman yeni koşullar doğacak. Bu alanda suç, bu kosullan kıramıyan. çeyrek yüzyıldan beri sanayileşmede basan gösteremiyen egemen çevrelerdedir. O egemen çevreler ki halka kolay kazanma felsefesini de aşılamaya çalıŞ'.yor. £mek harcamadan para kazanmanın propagandası her yanda ijliyor Bul ktrayı, al parayı... diye reklâmlar her yanda g»çerli. Ve her yanda talih, kader. kısmet, kupon, piyango, arsa, apartıman, otomobil. toto... Basınından televizyonuna dek her köşede tembelliğin uçan halısuuı insanlan çagıran bir burjuvaziye sabibiz. Geç kalmış ve çarpık gelişmiş bir burjuvazinin niteliğini sergilemektedir bu. Kısacası ne tembeliz, ne de ahlfikımız bozuk; sadece dÜzeninrİT h l TEŞEKKÜR Başanh blr amellyatU kızımız DERYA ERKUT'u sağlığına kavusturan S.S.K. istanbul Hastanesi K. B. B. Mütehassısı Sayın Op. Dr. ŞÛLE PERİN Anestezi Mütehassısı Dr. HATİCE ATEŞ Ameliyat hemşirelerl HATİCE ÖZGÜRGEN va GÜLSEN ATASEVEN ile, içten yardımlarını gördüğümüz Yazar GÖKSU ve Hüseyın BIYIK'a; gerek ameliyattan önce, gerekse ameliyat sırasında her zaman minnettar oldugumuz, eandan ilgilerinl e^irgemeyen aziz dostlarım» Clldlye Müt. Dr. GÜNDCZ KARAMIZRAK, Clldiye Müt. Dr. Tarık KIRBAKAN. Dahilıye Mütehassısı Dr. MASUME ÇÖL, Ortopedi ve Travmatoloji Müt. Dr. AZtZ ÇÖL, Çocuk Hast Müt. DT. AKDEMİR ÇADIRCIOĞLU v e Jinekolog üp. Dr. HULKİYE İT'RGAI'a minnet ve şükranlanmızı arzederiz. Sonuç Ileri Ulkelerde varlıklı Irtşilerin, devletin ve parlamentolann desteği ile meydana gelen kuruluşlarda bu problem 200 küsur yıl önce çözümlenmis, tcimsesiz ve baJamsız çocuklar eSitilmis, kişiliğl kazandınlrmş. üretici blrer meslek sahibi olarak topluma kazandınlmış ve mutluluk yaratılmıştır. Yakm gele«ekte TUrk tophımunu zehirlenmekten ve çöküntüden kurtarmak, Cumhurlycti korumak ve gelecegimizi garanti edebilmek için yannın büyüğtl olan bu çocuklarla İlgili konuyu Hükümet ve Parlamentonun ciddiyetle ele alması zamanı gelmiş ve hatta geçmektedir. Cumhuriyetin 50. yüını kutlamaya aynlan ödenek gibi her yıl Genel Bütçe'den en az 100 milyon lira ödenek aynlarak ve çocukla ilgili kuruluşlan birleştirerek tek elden yönetime geçilmesi, aynca «Korunmaya muhtaç çocuk vergisi» fhdas ohmarak re her yıl Hacca gidecek bacı adaylanndan da belll oranda bir verği ahnarak elde edilecek gelirle Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunım amaca uiaştırılması; 500.000 çocuğun hayat ve çelec* ği ile ilgili Çocuk Mahkemelerinin de hemen kurulması çıkar yol olarak düşünülebilir. «Çocuk, toplumun en degerll varlığıdır» diyen ve gene çocuk dâvâsını son derece hayatt gören ölümsüz Önder Büyük Atatürk «Memleket Çocuklannı Korumayı üzerine alan Türkiye Çocıık Esirgeme Kurumuna Vatandaş Yardıma Mecburriur» demekle kesin emirlerini de vermJşlertir. Koruma ve Yardım duj'gulsn pek yüce olan ve bunu en yoksul KÜnlerin Kurtuluş Savaşında da ispatlayan büyük Türk ufusunun hiç bir ferdi bu ulusal ve kutsal tedbir» karsı çıkmayacaktır. DtŞ TABtBÎ 1 Sınai Yotmm ve Kredi I 1 Bankası 1 § | j | | ( İ ı PROJE EKONOMİSTLERİ PROJE EKONOMİSTİ OLARAK YETİŞTİRİLMEK ÜZERE EKONOMİST YARDIMCILARI ve MALİ ANALİST YARDIMCILARI ARIYOR [ I İ | | I İ ^ıııııuıııııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııınıııımıııımıııııımııımıııtıııımıııııffliııııtıııııııııi'i ANNESİ BABASI (Cumhurtyet • 5212 İLÂVELİ İKİNCİ BASKI İ'ÜKKNBN BÜTÜN KİTAPÇILARDA 1. BASK1S1 3ÎR AYUA Dofjan AVCIOGIU ITemmuz'danitibaren yeni r. 3 B Y I L I N K İ T A B I i = = HALKÇIda = = = = = = = = Ş 5 I 1 = = = ı îş îdaresi veya iktisat bölümünden, tktisadl ve Ticari îlimler Akademilerinden veya bunlann muadilt yabancı fakülte veya yüksek okullann blrinden mezun olmaları, 2 Askerlik görevinl bitlrmiş bulunmalan, Ekonomist yardımcılığı ve Mali Analist yardımcılığî 3 için müracaat edeceklerin otuz yasını geçmemiş olmaları, 4 îngilizce. Pransızca veya Almancayı (Tercüıan Ingilizceyi) iyl derecede bümeleri şarttır. Vardımcıhk için müracaat edenlerden durumlan yukarıîaki şartlara uyanlar yabano dilden ve mesleki konulardan yazıh ve sözlü sınava, Ekonomist adaylan ise mülâkata tabi tutulacaklardır. Yazıh smavlar 27 Temmuz 1973 Cuma günti ynpılacaktır. Yardımalik İçin adayhklan kabul edîlen J « imtihan konulan, Ekonomist adaylanna mülakst tarihl ve yeri blrer mektupla bildirilecektir. Yukardaki şartlan haiz olanlardan tİBilenenlerin 20 Temmuz 1973 tarihine kadar Beyoğlu tstlklal Caddesi No: 108 Kat: 3 deki Bankamız Personel Müdürlüğüne «ahsen veya mektupla basvurmaian rlca olunur. MüracMtlar gizli tutulacaktır. . . . . . . . • : Teknik ı Siyasal Bilgiler, İktisat, Ortadoğu Boğaziçi Üniversltesi îdari tlimler Fakültelerinden, Üniversitesi Müracaat sahiplerinin: Nihat Erim Olayı YAZAN : KURTUL ALTUĞ llhan Seıçuk Hasan Puiur M. Kema; (iursun'uoglu. Hilroi Yavua'un tanıtma vazılan tle~ GENEL UACIIIİM: BATKh (Cumnunvet: D2O4) 12 Mart ve DENİZCİLİK BANKASI T.A.O.'dan Asagıdaki yazıh malzeme almacaktır 1 TEL HALAT: 5 Kalem En geç tektif verme tarihi 6/7/1973 günü akşamma kadardır Uos No: 1973/1186 2 KAZAN KÜLHAN1: 3 Adet En geç teklif verme tarihi 11/7/1973 günü mesal saati sonuna kadardır. Doı. No: 1973/1188 Şartnamelen MALZEME MÜDÜRLÜöO veznesinden temin edilebilir. Teklifler, Bahçekapı 27 Mayıs Han 3. kattaki Satmalma KomUyonu Başkanlıgına verilecektir. (Basın: 18097/5185 = = = = ş = = I : Orhan TÜZÜN Saat 13.30 Samatva Cad. No: «00 TEL: 2175 83 !iiıınıııııtııııııiHit!iıniııııımeıinıtııtınınıınınniHiRiıııııtnmıııııııııınınınıııinıııınııııııııııııııınııiMiİT (Herlj: 2565200) : (Ctnnhunyet: 5208)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear