26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 7 Şubat 1973 CİHAMVANDl'YA KArîl*Mlj ÇEK 0 FFITAH... kuNiKTAH fcAtTi FtTıtVıM KAW>t«JA VA£PlM,tl / l £ H VAjiAMA... OEJMA, OLAMLMLDLDü BıfeKEfcE'. 5 E S Î T A ( 4 | y H i K D E #İLEDİM,HAİ*£KAHlM DAHJ.DA &fc LEr©İ. $AMi,TıYAT(2uPA ÛVNA SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 27 Bir sişe votka Ue. iki sişe birayı bitirmişlerdi. «Başım dönüyor,» dedi. derinlerden gelen bir sesle Sevil. «Kendını dınte bkaz.» «Çok, çok içmisim . îçmişim çok... DOnüyor başım. » dıyerek söylendı ve lyice yaslandı Besim'e .. Garson yukardan asagı bir türlü inmiyordu... Ayrılamıyorlardı da.. Bunun için yerlerinden uzun süre kalkamadilar... X Passar günü bğleden önce idi. Besım, divana uzanmış gazeteleri okuyordu. Oglu ıle kızı yanına geldiler. Biraz oturduktan sonra, sinemaya gıtmek ıstediklerini söylediler. Besım, sinema paralarıru verirkea gecikmeden dönmelerini soyledL Çocultlar evden çıktüar. Besim, divandan kalktı, koltuğa oturdu. Nesrin'le konuşması gerekiyordu. «Acaba komısacak mı? Yoksa konuşmamakta dırenecek mı?» diye aklından geçırdi. Yine de denemeye karar verdi. Bunun için, çocuklann odasında oturmakta olan Nesrin'ı çağırdı. Nesrin gelmedi Bes dakika kadar bekledıkten sonra, kalkü, yanına kendi gitti. Ve: «Niye seslenmiyorjun?» diye lordu. «Bılmem.» «Bıraz konuşmamız gerekiyor Nesrin.» «Seninle konusacak bir sorunum yokj. «Niye olmasın Nesrin?» «Yok» «Var!» «Kar?ımdan çekil'» «Boyle söylıyemezsin!» «Niye söyliyemezmijim?» «Bugüne kadar karımsın da ondan.< •Karıstymışım !• «Oy>e <J«ğıl rai?» «Öyle ama...» •Aması ne Nesrin?» •BUİrsin'» «İnatçılık yapma! Hiç olmazıa hukuksal kanmsın. Aynı evde yaşıyoruz. Küsmekle, sert sert bağırmakla bir çey elde edemezsin!» «Hukuksal karuıymışım! O ne demek? Sonra I ben bir şey elde etmeyi düıünmüyorum.» •E, nlçin kösüyoreun?» «KOserım» «Evcilik oyunu oynamıyoruz! Kankocayız!» «Oyunu sen oynuyorsun!» «Biribirimızi dinlesek kötü mfl olur?» «Amaaann» • Amanı mamanı yok.» •Var!. «Nesrin bağırma! Yava; yavaş konusalım. Yukarı kattakilere falan sesimizi duyurmayalım. Sakin olalıro. Olgun olgun konusalım.» •Sen mi olgunsun?» «Olgunluk favında değilim, arüajabilıriz diyonun.» «Ben seninle anlafamam!» •Anlaîinz canım.» «Anlajamam!» «Anlafmayacak denll katı biri değilsin sanıyorum.» «Anlafamam diyonun ben!» «Peki ne yapalım?» «Ne yaparsan yap!» «Bırhkte yapalım » •Benim seninle birlikte yapacağun bir is yok!» Besim, bir süre duşundükten sonra: • Böyle konusmanla iyi yapmıyorstm Nesrin,» dedi. «Sen mi iyi yapıyorsun?» «Ben iyi yapıyorum demiyorum! Konusalım diyorum.» «Git başımdan'» Besim, ayağa kalktı Kansınm taranmamış saçına, üzerindeki kirli bluzuna baktıktan sonra: •Ne demek git başımdan?» diye sordu. Nesrin, umursamaz gozükerek: «Sen anlarsın» diye yanıtladı. Besim, bir sigara yaktı, tekrar oturdu, pencereden dışarı bakmaya başladı. Nesrin, hiç oralı bile değildi. Elindeki örgüyü örmekle meşguldü Besim, tekrar Nesrin'e dönerek: «Biraz dinlemez misin?»"diye sordu. «Dinliyemera Besim.» «N'olursun olnle Nesrfrij •Ne yazık kl dınleyemiyeceğim.» «tyi etmiyorsun ki.» «lyl ediyorum veya etmiyorum, dinliyemiyecegim.» «Halbuki sen anlayışh olmalısın » «Yaa!» (Devamı var) urgut N. Demirag, I940'ta Unıversıty of Southem Californla'nın Cinematography Paktıltesinı bıtirmiş, Paramount Stüdyosunda asistanlık yapmış, 1946'da And Film'i kurup, bugüne kadar senaryocu, yönetmen, yapımcı, sinemacı olarak çalışmış, filmlen yabancı festivallere katılmış, başta sosyalist ülkeler olarak birçok yere" film satmıştır. Türk Sinemasında bunalım olduğunu belirterek söyle demektedir: « Türk Sineması arzu edilen bir seviyeye gelememiştir. Bunalım. sadece Tılrk Suıemasuıda değil, bütün Türkıye'de vardır ve ekonomiktir. Pakat filmciliğimiz herkesln söyledigi kadar kötü durumda değildir. Her yü sekizon tane dıinya piyasasma çıkacak kalitede film yapılmaktadır. Gerek benim dış festıvallere götürdüğüm, gerek bilgili arkadaslann yaptığı film ler tebessümle değil, alkışla karşılanmaktadır. Türk Sineması kadar korunmayan ve engellerin bol olduğu ülke sineması yoktur. Başka ülkeler, kendi sinemalannı yabancı film lere karşı korumak için 3540 yıldır «koruyucu kanunlar» çıkarmışlardır. Ulusal sinemalan bbyle ayakta durmaktadır. Türk Sineması bu hale, kendi yağıyle kavrularak gelmiştır Devlet. alacağı koruyucu tedbirlerle sinemamm dünyaya kolavlıkla kabul ettirebilir. En büyük eksıkliğimiz oîan Sinema Kanunu çıktıktan bes yıl sonra TUrk filmciliğl dünya piyasalannda söz sahlbi olacaktır » I "Türk Sineması nereye gidiyor?,, Turhan GÜRKAN MURAT KÖSEOGUU • • «HANGİ BAKANLIĞA BAĞU OLDUĞUMUZ DAHA BİLİNMİYOR» DİYOR Turgut Demirag: Bunalım vardır ve ekonomiktir,, lığı boş bulan yabancı film salonu daha da güç bulunacaktır. Ortalığı boş bulan yabancı ülm getirıcıler, ıkı katu «ıthalât» ya pacaklardır. Dunya ülkelerinde, kendi ulusal smemasını kayırmak amacıyle dışardan füm alımı kısıtlandıgı halde, bızde boyle bir durum nedense gerek senmemiştir. Beledıye Rüsumu. yabana piyes oynatan tiyatrodan kalkıyor da, kendi ös malı olan sınemadan kalkmak söyle dursun, arttırun duşünülüyor. Boyle şey oiur mu?» « Buüflne kadar bir Sinema Kanoaa nrden çtkmadı?» « Bizim sinemamız, bir bakanlığa baglı olmayan ye derdıni hiçbır bakanlığa üetemejen sahıpsiz bir endüstndir. Yerlı fılm«ilık, sınemacılara ve artıstlere oyuncak olmaktadır. Hukümetin filmcılığynizi kayır ması şarttır. Kalıteyo prim ve' rümelidir. îngıltere Fransa, Italya, dışardan satın aîdıgı filme karşıük belirlı bir oranda kendi filmini aldırtma mecburiyetl koymuştur. Yıne bu ülkelerin smemalannın hepsinde, yerli film oynatma zorunluluğu vardır. Bütün bunlar kauunla düzenlenebılecektir » • Türk edebijatı kaynak alınsa, sinemanuza yararlı olur mu?» ,5 Elbette yararlı olur. Ancak o edebıyatta fümcılığımizi geliştırecek yapıtlar bulunsun, Edebıyatm içinden senaryo haline getirilmesı kolay olan yapıtlar seçümeü. Örnegın Orhan Kemal, Esat Mahmut Karakurt gibi romancılarımız, sinemaya yatkın yapıtlar vermişlerdir. Bunlardan yararlandık. Edebıyat kaynak alınsa, Ringo, Çingo furyası. ttnlenirdi.» « Star fistemine taraftar mıatnız?» « Star sistemine karşıyım. Deniz Gökçer, Alev Akar gibî star olmayan oyuncularla yaptı gımız fllmlerden iyi sonuçlar elde ettik. Yeni elemanlar bulup çıkarmak gerek. Bizim si Yapımcı Murat Kfiseoğta (Acar Film sahibi) Yaptmcı • yönetmen Torgot N. Demiraf (And Film sahibi) nemanua 100, 1S0 bin liralan kaldınr mı? Bazı firmalar, zorunlu olarak bu parayı ftdüyor. Avansla çalışan kuruluşlar, star sistenune boyun eğenlerdır.» YARIN: SAMİ ŞEKEROĞLU Aqaoqlu ailesinin açıklaması MALKOCOĞLU v yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU KILIÇ • Türk Sinemasının dünyadaH yeri?» t 1965'te katlldığım Moskova Film Festivalinde birçok AsyaAfrika filmi seyretmiştim. Bizım filmlerimlz Japonya dışında Pakistan, Eiıdonezya, Vietnam ve daha birçok Dogu sinemanndan daha ilerl durumda. Hindistan'da teknik var, doksan stüdyo çahşıyor. Ama film yok. TUrk kafası film yapmağa elverişli Tarih boyunca çesitll ülkeler yönetmişiz, zengin bir geçmişımiz var. Türk ırkının zekâsı, tnceligı ortada. Ortakyapıma girmemiz için coğrafya olarak ideal bir ülkeyiz. îklim koşullan elvensli. Işçilık ucuz. Bizde olmayan sadece teknik. Bu nedenle vabancılar film çeklmine bize gelmiyorlar. Yugoslavya. sinema endüstrisinl için Amerikan, ttalyan filmleri orda çekilıyor. «Kamera, sesli Avrupa standardına uvdurdugu stüdvo var mı?» diyorlar. Yok olduğunu anlayinca da gelmlyorlar.ı « Devletin sintmayla OlşMsi nasıl olmalı?» « Devletin ilişkisi, yol gösterici, koruvucu, destekleyici ve öğretici olmalı. Devlet, sinemaya elini yapımcı olarak sokmamalı En kovu devletci Ulkelerde. Sovvetler Birliei'nde bile zararlı olduğundan film yapımmı baSımsız hale sokmu«,lardır. Devletin fiilen sinemacılık vapması mümkün deftildir Sinema akademisi. enstitüsünü dev'.etin vapması gereken işlerdetıdir Pakat her okuldan çıkan iyi sinemacı olamaz. Başan, kişisel yeteneklere kalmaktadır.» « Star sistemine taraftar mısınıı?» « star sisteminden, seyirci bejfendigi oyuncuyu görmek isdediği sürece vazgeçilemez. Ama starsız yapıhp, basanya ulasmış film yok mu? Yabancı ülkelerde. hatta Rusya'da bile starlar milyonerdir. Halkın senroatisl vüzünden bunlann istediği parayı vermek zorunda kalıyoruz.» 4 0 Yıl Önce Cumhuriyet 7.2.1934 S ON zamanlarda Haseki Kadın Hastanesinin doğum kısmmda bazı yataklarda ıkişer hasta yatınlmakta olması universltedekı Alman profesorlerınden kadın doktoru M. Lıpmann*m dikkatini çekmıştir. Yabancı profesör müracaat eden hastaların çokluğu dolayısı ile yeni bir doğum pavyonu vücude getirilmesı için tesebbusatta bulunmuştur. Bu pavyon 23 bın liraya yapılacak BİR YATAKTA İKİ HASTA tır. Böyle olduğu halde belediye butçesinın.darlığı yuzunden çimdılik buna ımkân olmadığı anlasılmıstır. Haseki Hastanesinde hatta hastalıkları sari olan bazı kadınların da bir arada yatınldığı ve boş yatak bulununcaya kadar bir kısım hastalann masa, kanepe ve iskemle üzerinde .bekletildiklerı haber verilmektedir. Hastane Bis hekımi Nazrm Bey de bu huSusları doğrulamış fakat bulaşık hastalıklıların bir araya yatınldıklarınm doğru olmadığım soylemiştir. Başhekım, ifadesinde, 50 yatakh hastaneye 75 müracaatin karşısında kalındığını, bu durum karşısında muessesenın ne yapabıleceği üzüntüsu ıçinde olduğunu sözlerine eklemiştir. Cumhuriyet Gazetesl Yanîşlerl Müdürlügüne: 24.1.1973 tarihli gazetenizde yazar îlnan Selçuk tarafından derlenen ve (Yüzbaşı Selâhattin" in romanı) adlı serî yazıriın son parçasında Babamız Ahmet Ağaoğlu'na atfedılen sözler tamamiyle uydurma, butün ömrünce Türklük, Mıllıyetçılik yolunda çalışmış bir şajısiyetin nizmetini gölgeleme maksedını taşıyan bir iftıradır. Ağaoğlu'nun çocukları olarak ve şimdjlik bu kadar yaptıgımız bu açıklamanm gazetenizde yayımlanmasıra saygı ıle rica ederiz. Sflreyya A£ao|ln Tezer Taşbrao Gültekin Ağaoğhı Samet A^aoğlu. ' CUMHURÎYETİN NOTU: Daha önce de «çıklandığı gibi arkadasıınız Ilhan Selçuk, yazı dizisini, YOzbaşı Selâhattin'in kendi el yazısı ile tuttugn hâtıralarından ve öziine dokunmadan diizenlemistir. DİŞİ BOND TİFFANY JONES 7 PEKI GEBE Murat Köseoğlu A tlas Film ve Acar Fılm'ı kuran. otuzbeş yıldan beri yuze yakuı film yapan, Türk fümciliğıne modern stüdyo ve lâboratuvarlar " kazandıran yapımcı, sinemacı Murat Koseoğlu, fümcılığımizin geçmış yıllara oraiıla ilenye gıttiğıni, ancak Hukümeı üg^Uıden uzak kaldığını belirterek çöyle diyor: « Tfirk sineması bir bnnalım geçiriyor ma? Geçiriyorsa nedenleri?» « TUrk sineması'nın, sık sık ortaya atılan Beledıye Gelirleri RUsum tndıruni'ni arttıracak tasan dışında bunalım geçirdiğı iddiasını kaDul etmem. Türk fılmciliği, ham film konusu da içınde olarak bydınlıga kavuşmuştur. Belediye Gelirleri Kanunu gerçeklesirse, bu filmciliğımız İçin yıkım olacaktır. Bugün bile yer11 film oynatan sinema salonu bulmakta güçlük çekillrken, Beledıye Rıisumunda artm.«. olup, yabancı film ve, gısi ayru bırakılırsa, stnema salonu daha da güç bulunacaktır. Orta GARTH WABDO M I M A B , ^ svzı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear