24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJRİYET 22 Şubat 1973 AZ SONPA 5TAVRO'KUKJ YAHAMAl ttf Piflt P i,,. KAfAM TfNA T E M İ Z 3İ tt&fc AM^PAÇAI Î MW P"6PT£b\İ tjiMl$ulWG& SISIÇINDE • • • Karm içindeki portakal: ISVEÇ Devlet, sanatçıya özgür çalışma olanaklarını sağlamakla yükümlü görüyor kendisini Bir gece, tanıdığuna genç bir hanım bizi tiyatroya gotürmeyi önerdl. Gıttik. Bıldığimiz tlyatrolara benzemeyen bir tiyatro idi bu. İsveç dilini bilmeyenler de anlayabilirlerdi. Parasızdı. Elli altmış kışılik küçUk bir salon. Oyuncular ortada oynuyorlar. Kadınlarm cinsel özgürlüklerini savunuyorlar. Tiyatroya dekorları oyuncu olarak sokmuşlar. Dekorlar ellerinde; bir davranısı anlatmak açıklamak istediklerl zaman sözle birlıkte o sözün anlamını belirten resimleri de ellerine alıyorlardı. Günümüzde tiyatro oldukça değişik bir anlam kazanıyor, durmadan kendini yenilemeye, seyircüıin ilgisini üstünde tutmaya çalışıyor ve her zamandan daha çok, anlatmak açıklamak en yalın yoldan istiyor. Batı'da resim ve yontu sanatı «bireyci» anlatımda gelişirken tiyatro yapısının getirdjği zorunlulukla halkla daha bir yakın olma çabası ıçinde. l ' • ' NEVZAT ÜSTÜN BEHZAT AY'IN ROMANI • 42 «Dudaklanm da kaysıya benzetmlştim.» «Dudaklanmı sinemada...» «Gözlerini olmak ama.» «Keden?» «Gözden öpmek ayrılık getirirml?.» «Aman Syleyse kalsın.» «Kalsın Sev.» «Bes...» «Söyle Sev?» «Adlanmızdan «11» ve «lm» i atıyor muyuz?» «Bilmem... Kısaca söylemis oluyoruı da... Aslında sen öğrettin bana...» «Bir şarkıyl anımuyorum simdl...» «Hangisini?» «Sen öğrettin bana dedin ya...» «Anladım.» Çevrelerine bakındılar. Epey kalabalüUasmıstı... Gulfiyorlar, lçiyorlar, eğleniyorlardı. Besim: «Sev, simdl konuşalım iylce; bizbızeyiz.» dedl. «Dizdizeyiz de...» «Başbaşayız da...» «Kıme ne?» Gülüştüler... Besim: «Ben, lokantamn ıdını tamamlayalım demlyecektim,» dedi. «Ne diyecektin Bes?» «Üçbuçuk aydır neredeyse hemen her gün beraberiz. Beraberhgimlzden sıkılmaya basladın mı?> «O ne demekî» «Yani bıktm mı bu berabeTİlkten?» «Sıkılsam, bıksam beraber olmazdım. Hoslanıyorum da...» «Evlensek, hosnut olac.gıı demektir ^ «Acaba?» «Beraber olmak hosumuza gittiğine göre, evlilik, yani uzun beraberlik de hosumuza gidecek demektir.» «Ama, evlilik, yalnız beraberlik olmasa gerek... Bakalım ben aeni cinsel yönden do: urabilecek miyim?» «0 ne demek?» «Açık açığa soyledim.» «Göninürlerde bir eksikUğin yok. Sağhklı bir kızsın. Cinsel yonden doyuramamak ne demek?» «Bilmem.» «Bunu niçin söyledin anlamıyorum?» «Sen cinsel konuya çok onem veriyorsun da.. > «öyle mi?» «öyle değil mi?» «Gerçekten çok mu söz ettlmT» «Hem de pek çok.» Besim, bir şey soyleyecekmis glbi yaptı, fakat soylemedi. Sevil, konuşmasını bekliyordu. Besim ise konuşmuyordu. «Bekliyorum, konuş,» dedl Sevil. Besim: «Frijit olmayanlar korkmalı.» «Yani?» «Frijit olmayan kadınlar erkekleri doyurabilirler. Yani senin bunu duşunmen gereksiz.» Bir süre sustular... Ikisi de epey sarhos olmustular. Bardaklanndaki kalan şarabı da dıpledıler ve kalktılar. Caddeye cıktıklarında başlan dömıyordu ikisinin de... Sevil: «Boşveeer!» dedi. «Neye?» «Hızlı yürüyorsun... Acelen ne? Blzbizeylz ya...» «Kime ne mlT» «Evet.» «Senin için...» «Aldınş ettneee ..» «Ama sen.. » Besün'in sözünü kestl Sevil .. Bir süre konuşmadan yürüdüler. «tstersen hiç gıtmeyelim arkadasım,» dedl Sevil. «Olmaz.» «Olsun.» «Içkiyi içince kalenderlesiyorsun,» deyip koluna girdi Besim. Sevil: «Gtmiyelim diyorum.» diye mınldandı. «Kız böyle soyleme...» «Seninle kalmak istiyorum.» «Ben de istiyorum ama...» «Aması var mı Bes?» «Var... Başka birl olsa seni gotürmezdl... Bir otele ..» «Işte sen götür otele,» diyerek Besim'in sözunü kesti. (Devamı var) 11 olağanüstü bir durum geng bir kadındı. Devlet kendilerine her oyun için belli bir para ödedığirıden halktan para almıyorlarmış ve devlet politikasmı ekonomik bir sıkıntıya düşmeden eleştirmek olanaklanna kavuşıryorlarmış. Kadınların daha da Ozgttr olmalannı mı istiyorsunuz? Alaylı bir gUltimseme: İsveç'te kadınlar özgür degildir. Diyor. Değü mi? Değil ya..?. Çocugumuzun babasız olması ya da dilediğimizle yatabılmek, bunlan özgürlükten saymıyorum ben, bun lar en doğal haklar. Kadını kadınlık görevleri diye nitelenen şeylerden kurtarabildiğimiz gün, bir özgürlükten söz edüebilir ancak . Uzun çağnşımlar oluyor^ «ı lirnde oimadan gulUmsemiş olmalıyım. Kızgjn bir tavıxla,.söyledıklerini küçümseyip küçUmsemedığımi soruyor. Elüette küçümsemiyorum. Anlatıyorum kendisine. Anadolu'yu ve oradaki kadmlan birden bire arumsadığımı. tsveç'te ilk tiyatro 18'inci yüzyılda Saray'da açılmıştL. Bugun Oramaten Tiyatrosu, Kraliyet Tiyatrosu ve özellikle riyatro Ulevla çok başarüı. Kadın özgürlüğü üzerine... Oyundan sonra, ovuncularla sanatçılann gittiği bir kahveye girdik. Yöneticileri verem İsveç sinem&sı îsveç'te 18. Yuzyılda ilk tiyatro Saray'da açılmış. Drottnıngholm Saray Tıyatrosu. Dil sorunu tıyatrocfa en önde sorun olduğu ıçın ve tek sözcuk bıle anlayamadığımdan oturu, İsveç tıyatrosu ustune sozler soylevebilecek durumda değilirn. Gordüğüm bir iki oyunda sahneleme tekniğinin üstun olduğunu, oyuncuların ıyi bir eğitimden geçmiş bulunduklannın hemen belli olduğunu söylemekle yetineceğim. MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU KILIÇ TEŞEKKÜR Uzun süreden beri çekUğım rahatsızlığımı SSK Goztepe Hastanesınde başarılı bir amelıyatla beni sağhğıma kavuşturan buyuk insan, degerli Hekim Dramaten Tiyatrosu, Kraliyrt Operası ve özellikle Tiyatro Okulunun çok başarılı olduğunu soyluyorlar. Isveç'ın asıl ünü sineraada. 1920 ile 1930 arasında* çevrılen bırçok film, siiıema klâsıkleri arasma girmîş. Yönetid Bergman'la cinsel konulann «inemaya aktarılması İsveç sinemasının • ünunü büsbutün dünyaya yaymıştır. Cınselliğı ticarl amaçlarla kullanmadıklan zamanlar, gerçekten bu konuda başarılı örnekler veriyorlar. Ince bir çizgı, tanımlanmast çok güç. Sanat nerede başlar, rezillik nerede? En açfk saçık diye nitelenen yer, sanat açısından özursuzdur de, en kapalı olarak bilinen nokta kimi zaman rezilliğin tâ kendisi olabılir. Stockholra Sinema Qkulu, geniş olanaklan ile üştünde durulacak bir yapı. yardım elinl uzatıyor. Parayı verirken de hio bir koşul öne sür müyor. Teknolojik gelişiram yanmda günden güne gerUiyen bir İsveç Edebiyaudır söz konusu olan. Devlet ve tsveç Yazarlar Birliği, sorun'un üstüne önemle eğürnis bulunmaktaiâr." Kettdl sınden bir feyler tunulan.her sa natçıya bir yıllık, iki yıllık bur» lar verilerek özgürca çalısmalan sağlanıyor. Gerçekten de, Isveçte Edebiyat ve sanat kültürflnün azlığından kesinlikle söz edilebilir. Günlük yasanbda ağır basan teknik sorunlar, kültür sorunlannı periye itmiş görünüyorlar. Lütfü Özkök, sorunu şöyle açıkhyor. Otomobilden televizyona kadar uzanan ve kergün yeni bir modelle ortaya çıkan araçlar halkın ügisini Sylesine üstlerine çekmektedirler ki, halk •düşün» sorunlanna zaman ayıramamaktadır. Lütfü Özkök'ün göziemi bclki de doğrudur. Ama bence so run daha da temelde, eğitim sorunu ile Ugilidir. Kültürsuz yeni zenginler» benziyor bu tpkım dan îsveç. August Strindberg glbi, Verner Von Hetdenstam gibi, Erik.AxeV Karlfeldt gibı. halka büyük çapta etki yapmıj yazarlan pek xok Isveç'in artık. Bu büyük ustaların devamcısı olarak rbmancı Hijalman Bergman, Par Lagerkvist Jle şaîr Haıry Martinson sayılabilir. Günümüz tsVeç Edeblyatının en belifgin özelliği, bir «proletar» Edebiyatı olm^sıdır. Ne var ki, bu edehiyat türü romandan, şiirden, öyküden çok gezi notlan ve gözlemlerle ortaya çıkıyor. Jean Myrdal bu türun gerçek» ten basanlı bir ustası... «Bir Çin Köyunderi ' Notlar. adlr kitab yalnız Amerika'da birkaç baskı yapmış bulunmaktadır. Joran Palm, ozan ve' düsunur. Aydınlar arasıada etkili bir kalem. Yazdığı kitaplar oldukça büyük bir ilgi ile karşılanıyor İsveç'te. Sanat ve kültür'de Devlet eli... Devlet, Sanat ve Edebiyat ala nındaki her türlü çalışmalara YARIN: V «Cennet işıktır sadece» Op. Dr. A. KEMAL ALPER'e Dr. NEJLAN ULUSEL'e (Narkoz Mıith.) DİŞİ BOND \IILU£ ISÖEK/C.E MASASIMÛ 222 U CIPOSEM G ABONİA MuSEE VEBE Dr. ERDOĞAN BARUTCUOĞLU'na Hastanede yattığım surece sıcak ılgılerini esırgemeyen Bashekım Mua. Muth Dr. Ah Hacıpasaoğlu'na, Muth Dr. NecaU Kocabalkan'a, Muth. Dr. Noyan Demirel'e, amelıyathane ve 2. Harıciye Servısi hemsıre ve personeline, başta Zeynep Özalpaslan Hemşıre olmak uzere mınnet ve şukranlarımı su Ş narım. Hastahğım süresince • yakın ilgilerini tfuyduğum • dost ve arkadaşlarıma can Ş dan tesekkür ederim. SeUhatün ALNVB !•••••• ««F TİFFANY JONES (Cumhuriyet • 1106) i Tarık z. Kırbakan ;; Ü O K 1 OR ( ! ' »en. Saç ve Zührevi < 4 > Hastalıkları Mütehassısı < ' ( 1 tıtlklâl Cad Parmakfcapı < ı < > No M 1 •EL : 44 10 73 j hedef:DEVBİR DENİZ GÜCU buhedefe .* ulaşabiliri:' Tlirk Donanma Vakfına yapacagınız yardımlarla GARTH I DEVENE 1 / HBM \ 80 SÖZlERI UKW77ılA SI' ig:'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear