26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•TUMHURÎYET 15 K^sım 1973 eçim ortaımnın cömert konuşmaları üc, bu adamaları yansıtan basın ve TRT haberleri b?, leğirnizde tazeliğini yitirmeden bîr konuya, hem de o denli deıtli bir konuya daha, So^yal Sigorta açısır.dan değinmeden geçt'miyeceğiz. Hükümlülük, hiç kuşkusuz; doğru veya eğri, iftira veya geıçek, hakh veya haksız, yararlı veya yararsız modern hukuk Uuallannın yürürlükte uldugu kadar uygar toplumdn yaşayan kişimin, öıelJikle kalemi ile ekmeğim kizanan fikir işçisinin başma gelebilecek bir alın yazısı, bir Jcader armağamdır. Bilek gücü. (üıkakt hakı 'le hak aramanm geçerli olduğu ilkel ç?ğ!arrîa hüRnmlüye reva görüîen işkence ve d&vranışlarm, artık günümüz insanımn çok yabancışı hulunouju Usianohrma metodları olarak çocuk filmlerine ko niı o'maktan öteye gnmemesinin gerektiği, istenil'diği bir dünyada yaşıyoruz. S (Maylar ve Hükümlüler ve S. Güvenlik Selâhattin TURLA S.S.K. GN. MD. MÜŞAVİRİ olumsuz uyguiamasının savunmasını yapmak çok güçtür. Mcdeni Kar.unumuzun «Vesayet» III. Kısmının gereği; hükümlünün hukuki tasarruflarda bulunamıyacağı prensıbine ilişkin hükümîer engel gösterilmek istenilse bile, Sosyal Sigortalar Yasasının bahse konu fıkrasının ivedüikle düzeltilmesinde çeşitll toplum yararları vardır. Bu dilek; «Sosyal Sigortanın, iştirak esasına dayanan, hats aramaksızın fertlerı uğradn:ları tehlikelerin zararlanndan az çok kurtarmaya çalışan, sigortacılık prer.sipleri ile isleyen. zorunlu bir müessesea"ir» (1) tarifine de uygun düşecektir. Öte yandan, tsviçre'de. askerlik görevinin bile bir sosyal güvenlik riski olarak (2) ele alındığı ve 4109 sayılı Yasamıza göre, askeıe çağrılanların gcrideki muhtaç aıle bireyleritıe ailenin, gelir kaybını telâfi amacıyle dahi sosya! yardıra yapıldığı gözönüne alınırsa, çe.şîtli nedenlerle hüküm giymiş kimselerin, hata veya kusur aranmaksızın, geride bıraktıkları aiie fertlerini de kapsama alabilecek olan sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakılmasının, sosyal devlet anlayışına ve Anayasamızın 48. maddesine aykırı düştüğü görülecektir. Çünkü, anılan maddede, yas» yapıcı. herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir demekle, bu hakkın. bir insanlık hakkı, bir yaşamak hakkı olduğu prensibini kabul etmiş bulunmaktadır. Dünyanın hiç bir ülkesinde. mahkum olan kişinin, aynı zamanda emekiilik hakkını da kaybettiği görülmemi^tir. Tanrıva şükürler olsun kl. 5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı ve 2454 sayılı Devlet Demir Yolları ve Limardarı lşletme Genel Müdürlüğü tşçileri Emekli Sandıgı Yasalarında eskidsn mevcut olan, hükümlülükten ötürü emekli olmak hakkını yitiren maddeler yıllarca önce yürürlükten kaldınlmıştır. Türk Sosyal Sigortacılığının uz\m vadeli kolunun (Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalan) kurulduğu 1.4.1950 tarihinden bu yana. hükümlülerin. malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde kazanılmış bulunan aylık haklarını da ortadan kaldıran hükümlere yer verllraeditini öğünerek açıklamak yerinde olur. madderf uyannca, hükümlü bulundukları sırarla dahi Hastalık Sigortasınm sağlık yardımlarından (ılâç • tedavi. v.s.) veya cenaze masrafından yararlanabilirler. Mahkumun sosyal güvenliği açısından, bu hüküm oldukça ileri bir görüşün yapıtıdır. Hüküm giymeden önce kendilerine Sosyal Sigortalardan aylık bağlanmamış olanların ölümü halinde ise, siçortah işten ayrıldıkları tarihten ölüm tarihine kadar 1 yıl geçmemiş olmak (içerde veya dışarda) koşulu ile ailesine 1000, ]ira cenaze masrafı karşılığı verilir (506/103. Md.). Cenazeyi, cezaevi kaldırmış ise, belgelere dayanan masraf, 1000, lirayı asmamak iızere, Kurumca, cezaevine ödenir. 1000, liradan a2 masraf yapılmış ise, artanı aile kişilerine verilmekîedir. Vatan Hainleri mi ? eçenlerde bir yerde Hasan İzzettin Dinamo'ya rastladım. Her zamanki efendi haliyle sohbet ederken, yumuşak sesiyle, sanki çok cfoğal bir şey söyler gibi: Türkiye'yı yüz yıidan beri vatan hainleri yönetiyor, rieüi. Birden şaşaladım. Nasıl? Anlsttı: tlk vatan haini Mithat Paşa'ydı. Abdülazlz'in tahttan indirilmesi ve İkinci Abdülhamit'in tahta çıkanlması olaylarında Mithat Pasa önemli rol oynamıştı. tlki 1876'da olmak üzere iki kez Sadrazam oldu Birinci Meşrutıyet ve Anayasa onun eseriydi. Ama Abdülhamit fırsatını bue lunca Paşa'yı tutuklatmıs. Taif'e sürmüş, orada bogdurtmuştu. Anayasayı rafa kaldırıp parlamentoyu kapatan Padişahtı Abdülhamit... Ülkenin başında, otuz üç yıl egernenliüini sürdüren Sultan, vatana hiyanet sııçuyla nıce genç öğrencinin, aydının, subayın defterini durtnüştü. Ne var ki, 31 Mart olayları üstüne Istanbul'a giren Hareket Ordusu, Abdiilhamit'i devirip Selânik'e sürünce Mithat Paşa'yı ve nıce aydını vatana hıyanetle suç.ayıp yok eden Abdülhamit'in bizzat vatan haini olduğu ortaya çıkmıştı. Abdulhamit'ten sonra iktidara el kovan îttihat ve Terakkiciler, bir süre ülkeyi yönetip Birinci Dünya Savaşı" na katılmıslardı. Imparatorluk savaşta yenilgıye uğrayınea tttihatçılar çil yavrusu şribi dağılmışlardı. Bunun üzerine yönetinni ele geçiren Hürriyet ve Itilâf önderleri, İttihatçıları vatan haini bilmişler, Ittihatçı avına çıkmışlaıdı. Ülkede Itilâfçıların borusu öttükçe vatan ihaneti samur kürk gibi sırt degişürmiş, ŞeyhülUlâm fetvalanyla Mustafa Kemal ve arkadaşlan vatan haini ilân edilmışlerdi. Kurtuluş Savaşında talih millicilerin yüzüne gtllüncç, roller degişmiş, vatan haini yaftası, Padişah Vahdettin'in ve ltilâfçıların' boynuna asılmıştı. Padisah kaçmış, llilâfçılar dagılmış, ve bir kısmı «ürülmüştii. Çok partili rejime dek ol hikâyet böyle devam etmişti Çok partili rejim BayarMenderes ikilisini iktidara setirmtşti. Tam on yıl, biri Cumhurbaşkanı. biri Başbakan olarak vönetimin başında bulunan bu kişiler de 27 Mayıs sabahı devran değişince vatan haini ilân edilmisler, Yassıada Maı'.kemelerinde bu iddia karara bağlanmıştı. Demokrat Partiden sonra iktidara eeçen Adalet Partisi. tehlikeden teğet Reçrruşti. İktidan vedi vü dolaylı ve dolaysız yollardan elinde tutmuş bulunan Süleyman Demirel, 12 Mart Eünü yayınlanan bildiriyle: Cumhuriyetin geleceginı agır tehlikeler altına düşürrr.üş adam.. kimlijlnl kazanmıştl. N& var ki Demirel tehlikeyi görünce şapkasmı başına geçirip savuşmuştu. EJer savuşmasa, vatan ihaneti'yaftası bu»Un eögsündeydi. Ama o vafta bir büvük ustahkla yön değiştirerek başkalarının göğsüne asılıvermişti Yeni vatan hainleri keşfedilince kurtuimuştu Süleyman Bey... • Tarihin gidisatına bakıhrsa bugün vatan haini sayilan kişiierin de vann iktidara eeçip Türkiye'yı vönetmesı doğal sayılmahdır. ' , Çünkü yüz jıllık tarihimizde vatan hainleri eski bu tesbihin taneleri gibi bırbirini ızliyorlar. Halk elinde bu tesbihle: Y3 samr. çekmektedir. Ve herbir iktidar Kendinden öncekilerle sonrakileri vatan haini ilân ederek surdUrmektedir ıktıdarını .. Taa uyanış gerçekleşip, alaca karanlık dağılıncaya ve kimın tıaın kimın vatansever olduğu ke«inl:kle ortaya çıkıncaya kadar bu oyun böyle devam edecektir. G t Ceza uygulamasmda dünün sert, acîmasız are. na topiumu, bugün, daha anlayışlı, riaha hoşgösürlü, daha insanca duygularla yenilcr.ır.iş ıpek cldivenli bir saion toplumuna dönüşmüs bulunmaktadır. Bu başkalaşma, bir yönü ile demokrasinin ve kökeni merhatnet olan insan duygusallığının bilenişi sonucu olagelmişür. Hükümlüler 506 sayılı yasaya göre Malü'lük. Yaşlılık re Ölüm Sigortalan haklarından yararlanabilmek için, sigortahnm diğer koşullarla birlikte bclli bir süre sigortaya tabi bir işte çalışma zorunluluğu öngorülmüştür. Bu sigortalılık süresi; 506 sayılı yasanın 108. maddesine göre. iik kes Sosyal Sigortaya tabi olarak çalışmaya başladığı tarihten, yardım konusunde idareden vazılı istekte bulundıiğu veya öldüğü tarihe kadar geçen takvim yıllarıdır. (3> Aylığa hak kazanabilmek için Yaşlılık Sigortasında en az 25. Malullük ve Ölüm Si?ortalannda ise en az 5'er yılhk «sigortalılık süresi» koşulunu yerine getirmek gerekmektedir. ömeğin, tUm olarak. noksansız 14 yıl (5000 gün) sigortalı hizmetten sonra hükümlülük glyen kişi. kaç yıl cezaevinde yatarsa yatsm ve kaç yaşında olursa olsun 11 yıl sonra. yani 25. yılı tamamladığındaı . tahliye edilsin veya edilmesin, kendisine Yaşlılık Sisortasından aylık bağlanmaktadır. Böyiece mahkumiyet yıllan da figortalılık süresinden sayılmakta ve toplam olarak en az 5000 gün prim ödemis o'.ması koşulunun da varlıgı halüıde emekli olunabilmektedlr. (506/1186 60 Md.) Maluliyete gelince; en KZ 1800 gün prim 8demiş bulunan sigortalı, ıster cezaevinde bulundugu sırada. isterse tahlivesinden sonra. çahşrna gücünün en az üçte ikisini kaybeden şekilde malu! olduğu C. Savcılığı aracılığı ile Sosyal Sigortalar Kurumuna vereceği dilekçesı üzerine sağUnacak raporda belirtildigi takdirde, Malullük Sigortasından aylık alabilmektedir. (506/54. Md.) Ölüm halinde de; en az 1800 gün prim ödedikten sonra mahkum olan kişinin ister cezaevinde. ister tahliyesınden sonra vefat: üzerine, hak sahibı durumundakj eş ve gocuklarına. ana ve babasına Ölüm Sigortasmdan aylık bağlarur. (506/66. Md.) Hüküm giymeden önce. Sosyal Sigortalardan malullük veya yaşlılık ayhği almakta olan kişinin, bu gelirinin ödenmesine cezaevinde iken de devam edilir. ölüm halinde ıse gelir hak sahıplerine intikal eder. Sosyal Sigortalar mevzuatına göre emekü olanlar, Kurumdan alac»kları sağlık karnest ile. hastalandıkları takdirde, 506 tayılı Kanunun K. Hükümlülerin Çalıştırılması 1475 sayılı ls Yasamız:n 25. maddesi; işverenlerin. işyerlerinde sakat veya bazı eski hükümlü kimseleri çalıştırmak ve bunlara meslek, beden ve ruh durumlarma göre iş vermek zorunda olduklarını buyurmuştur. Yine bu maddeye dayanılarak 21.1.1972 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin lkinci Bölümünde de e=ki hıikümlülerin hükümlülük süresini tamamlayarak veya $artla salıverildikten sonra hangi koşullar altında, ne gibi İşlerde çalıştırıiacakları etraflıca belirtilmiştir. Hükümiülerin, sosyal ve ekonomik yönden korunmalan amRcıyle hazırlartmış bulunan bu Yönetmelıkte, bu bahtsızların, hangi is kollannda ve hangi işlerde verimii çalıştırılablleeeklerinin, penel hükümler dışında baelı olacakları özel ücret şartları ile nası! işe alınacaklarınır] detaylı bir ekilde belirtilmesi, sosyal güvenlik mevzuatımızı vücelten çabalar olmuştur. Bununla beraber. Yasa Yapıcının hu çok güzel teorik amacı, uygulamada ne sonuç vermektedir. üzerinde dVırulması. rakamlarla anUtıltnası geTeken hususlardan birisidir. Bugünün egemer.lik şiirlerinde bile toplumun çilesi dile getirilirken giyotin, çarmıh araçları, ysğlı ipler, karanlık zindarüar, falakalar, tırnak sokmeler vs. yerine insani duygularla yumuşa"*tılrnış yüce ülküîerden dem vuruluyor. Daha da öteye gidilerek, hükümlünün, tutuklunun geçrm olanaklarından, sağlığından, sakath|ından, empk liliğinden geride bıraktığı biçare eşi ile günah«ız yavrularımn yaşama koşullanndan, hükümlülük sonrası yaşamından, kısacası hükümlünün sos ynl güvenliğinden konuşulan bir evrene ulaşma dık mı? «Ne yapahm o da suç işlemese idi» savı. yeni toplumun nemelâzımcı kesımini bile sorumlulugu unutııp huzuılu bir yastığa baş koydurmaktan çok uzaklarda kalrr.ıştır. Modern insancıl ccıa uygulamasında, hüküm lünün, giydiğî hukmü tamamlarken, cezaevleri içindeki atölyelerde çalıştırüması, bir meslek di sıplinine adaptasyonu, her yönü ile u?lanmış iyi insan olarak topluma iadesi öngörülmektedir. Kesihlikle suçlunun cezalandırılrmsınd'm z:y?de, pişmanhk duyguları içinde tr.plurna şeri cevFİlme si, biraz da bizzat toplumun kefarctlni odemiş ol m?k anlamına değil midir? Her ayağı t>v ilan ki şiy, topumdan afaroz etmek top.uma h^yır getirmez. Sonuç Mahkumiyet. alna yazılmış acı bir yazıdır. Hiç kimse canı kadar sevdiği mis gibi hürriyeüni terkedip. güle oynaya demlr kafes ardında kaybolmak istemez. Alfieri'nin şu sözü üzerinde derln derin düşünmek gerekir: «Suçu toplum hazırlar, birey işler.» Toplumun da, bir ölçüde sebep olduğu bu tehlikenin zararlanndan hükümlüyü uygarca korumak için, yalnız insan denen essiz varhöa özgü şefkat ve tnerhamet duygusu ile, mahkuma ve ailesine sosyal cüvenlik kucağını açması, en az demir parmaklıklann dışında bulunanların selâmeti yöntinden îorunludur. (1) Türkiye'de Sosyal Gfivenlik Sistemi: Dr. Turhan Vazgan (2) tLO, The Cost of Social Secnrity, Cenevre 19(4 (3) «Sigortalılık Süresi» 13.11.1971 Cumbnriyet Yasalara Göre 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 3 Msr! desinin I. fıkrasında «yalnız ceza ve ıslah evleri içindeki atelyelerde çahştınlan mahkümlar» ın Sosyal Sigort?. uysulamasında sigortalı sayılmayacakları hükme bağlanmıştır. Ceza ve ıslah evleri dışında çahştınlan hükümlülcre pelince, bunlar, fıkranın tcrs anlamı ve Yargıtay'ın yerleşmiş kararları gercğince h?l<?n So=val Sigorta nimetlerinden yararlandırılmaktadırlar ki, sosyal güvenlik esprisine çok uygun olan bu anlayışın, içerdekiler için hâlâ BU TELAŞ ÖLDÜRECEK.. OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma SAGDUYU İLE DEĞERLENDİRMELİ Atatürkçü Bir Atılım fe' GEÇE5I FİTISAT tYÎ vden çıktım. Bir minibüs, Şişli'ye. Taksim"e gidiş kalkmış! Hiç değilse pazartesileri. Köprü yapıldı ya trafik eskisinden bctcr oldu. Böyledir zaten, iyi olacağma daha kötü olur işler! Şişli'de indik. Taksim'e bir laşıt, yok yok,. Osmanbeye kadar . y ^ t " ^ Serek. Bekle. beklc. Bir dolmuşla Taksime. Oradan Eminönu ne. bülursan bineceksin. Bir kuyıuk uzamıs, insana korku veriyor. İki arkadaşa rastladım. Beni görünce çıktılar o umut kıncı kuyıukian. Bir Tünel otobüsü gelmişti. atladık. Tünelle KaraköyV Daha yol bitmedi: Buıdan Eminönü ya da Cağaloğluna çıkılacak. Cağalo|lu dolmuş kuyruğu sıkıntılı bir bekleme yeridir, Aksaray'a kalkar dolmuş her an, ama Cağaloğlu'na gelmez de gelmez! Öyleyse Eminönü'ne gitmeli. Ama bu kuyruk da sonsuzî dek uzamıs. Bir otobüse atlamah mı? Ne de tıklım tıklım! • Yürüsek ya dedim. Köpruyü şeçtik, Kaıa köprüsünü de aştık. Ycnicami, oradan Postahanc, ^nkara Caddesi, Cağaloglu, gazete... Saat sekiz buçukta yola çıkmıjtım masama oturduğumda on buçuk olmuş... Daha işe başiamadan yorgun düştüm. Attıtn kendimi koltuğa kan ter içinde. Bir yandan mendille terimi kurularken bir yandan içimden kaıa kara duygular, öfkcîer, bıkkınlıklar geçiyor. lşte bir Istanbul insani, işine daha gelirken yorgun düşmüş! Oturup yazmalıyım. ama ne. ama nasıl, ama niçin? Değil yazacak, gazetclere göz atacak hal m: kaldı? Bir de akşamı düşündüm, aynı yollardan dönüşü... Içim kavardı. Ah bir vapur olsa! Var, var ama saat kaçta, hem k^ç iskeleye uğraya uğraya! Çaresiz bir dolmuş, bir dolmuş daha, beklemek ardmdan, gene bir dolmus... İki saat yolda geçecek, itile kakıla. öfkelene sevine akşam karanhğmda evde olmak.. Yine yoıgun bitkin, kızgın.. Istanbullunun her günü böyle geçer. Bıınu önleyecek tek yol. işinize yakın bir yerde otuımaktır. Yürüye j*ürüye gidip geleceksin. Kalabalıklara girmeden, dolmuş. otobüs beklemeden... Ya da en iyisi büyük kentlerin aışında yaşamak. Bir uzak ada, bir kıyı kasabası... İnsan kalabalığını uzaklan göreceksın, yılda birkaç kez ineceksin kente. Bir özlem büyüyor kişinin içinde, bir boşluk duygusu yayılıyor Kimsesiz yollar. görüntüler, taksi sesinden. otobüs kalabalığmd^n uzakta... Ne demiş Victor Hugo bir şiiıinde, .Kentten uzakta Kerıtm kalabaîıgından uzakta Beni bulun beni bulun.. Dostlarına böyle seslenmiş. Ne yapmı? ama. bic! Paris"te geçmiş bülr.n yaşantısı. Sürgündeki yirmi yıl dı^mdaki yaşantısı geçmiş Paris'in göbeğinde. başkentin politika, sanat, edebiyat kargsşalığı içinde. Böyledir yazarlar, îairler, hcm zîram zaman kalabalıktan kaçmayı özlerler. hero de o kaİE'oahğın ortasmda yasarlar. Hep uzak bir ada, bir kıyı kasabası özlemini besleyerek, büyüterek, genişleterek yüreklerinde, kafalannda. düşlerinde... Ne dersenız deyin. ben bıktım: Ker.t dışında yaşamak istiyorum bir süredir. Kimseyi görmeden, hatta gündelik gazetelcri bile iiç beş gün sonra okuyarak... Çekilip bir boş kıyı kahvesine, üç beş sessiz kasaba insanına selâm vereiek. az konuşarak, az bağırarak. az öfkelenerek. Kitaplar okuyup, kendi yalnızhğımı tkıyarak... Yazılanmı İnsanların uzagında yazarâk... Biiyle kalabalık günlerin. sabah a';şam koşuşmaların ardınrian nasıl büyilyor bu özlem bilemezsiniz. «Kentten uıakta» olmayı erisilmez bir düs sayarak... Böyle diyorum ya. kaç gün ciavanird'.m öyle bır yerde? En çok bir • iki hafta!.. Bunu da biliyorum. Bu kalabalık. bu g jrültü, bu kosusma, bu telâş gerekli bana. bize size Alışmısız bir kez. Özdemir Asaf bir şiirinde. «Bir şey değil • Berıi bu telâş öldürecek» der. Biz bu telâs havasında yaşamaya alısm;sız. Suda balık nasıl vaşarsa. öyle Çıktık mı dışına, duynıcz, düşünemez. anlayamaz oluruz. Öyle gelir bana. Ya da bambaşka şeyler kurnr. dü.şünCr duyarız, Belki daha üstün. daha yüce rlaîıa dcğerli şeylerdir onlar, ama şimdihiler değil Oysa biz «sinr.rii»nin insanıyız. Başka bir anın insani nasıl olunur, bürmeyiz ki'. Bu telâş öldürecek! Bu knsuşma. bu rıareket, bu varars:z gidiş Relis Sisyphos'un jskencesı bu: Bir kayayı durup dınlenmedor. bir doru5a çıkarmak ite kaka. sonra o kayanın yer.iden di'rüsüne tanık olrıak sonra yine o kayayı itmek, yeniden dCşürmek .. Efsanede kaya hiç değilse Sisyphos'u ezerek eeçmez. Bizo"eki kaya iyice eziyor, dümdüz ediyor bizi! Buna ra^men sabah kalkıvor yollara düşüyoru? koea bır kayayı itercesine. altında ezilircesinr Yine de kaçmayı düşüneraiyoruz,, düşünsek de gerçekleştİTemivoruî. Bu. valnızca hoşumuza giden bir riüş Hiçbir zaman ulaşamayacağimız. yanına yaklaşamayacaSımız Sabah olunca kslkacaÇız yollara dusecegiz taşıt ardında koşusarak, itiserek. durmsk«ı?ın yasamdan vakınarak; »kşamları da günün vorgunluSunu sürekli bir öfkenin ateşinde canlı tutarak .. Yıllar Ejpçecek. bu yollar. bu öfkeler tükenmeyerek. yaşam bitecek hep o «Kentten uzakta Kentin kalabalı.Şmd'an uzakta • Beni bulun beni bulun» özlemini tçimizde taşıyarak. Bır telas içinrie ölüme dogrıı koşarak. hep kosarak. ille de erişilmesi gereken bır «şey»miş gibi, öylesine öylesine... E KULLANILMALIDIR. Atatürk askeri dehası siyasî ve ekonomik görüş yeteneği ile Türk ulusunu ölümcül yatağından kaltfıran 1015 milyonluk küçük bir ulusu büyük devletler arasında geçerli söz sahibi yapan benzersiz devlet adamıdır. O kurtardığı yurdu. kurduğu Cumhuriyeti, devrimlerini ve ilkelerini Turk gençligıne emanet ederek de bir başka tür deha özelliği gösterendir. Ata'nın ruhundakı büyük sezgi gücüne bakınız ki ulusumuzun böylesine kritik bir «îöneminde Devlet Başkanı olacağını biliyormuş gibi genç bir teğmene Korutürk soyadını veren de O'dur. ATATÜRK'TEN ALINAN İLHAMLA SÜREKLİ ÇALIŞMAK GEREK OTURULARAK KAZANILMIŞ ZAFER n YOKTUR ZİL TAKIP OYNAYANLAR dılar ve beklemesini işaret ettikten sonra M. Kemal Paşa'nın yanına gittiler. (Mustafa Bey sürgün hayatımız süresince ailemizi evinde mlsatır etmiş bulunmaktaydı.) M. Kemal Paşa ve Makbule Hanıma annemi işaret edip bir müddet konuştuktan sonra yar.ımıza gelip anneme «Konukluğu süresince M. Kemal Paşa'ya hizmet etmenizi rica etsek kabul eder misiniz?» dediler. Annem bu soruyu aynen şöyle cevaplandırdı: «Muhterem Kumandanım, beni bu vazifeye layik gördüğünüz için şu anda size nasıl teşekkür edecegimi bilemıyorum. Çünkü bana güvenle teklif ettiğiniz bu görevi kendime şerel telâkki ediyorum.» Binbaşı, Kemal Paşa'nın ikametine Seyit Beyin evinin tahsis edilmiş olduğunu söylemesi üzerine, annem beni evimize bıraktıktan sonra Seyit Beyin evine adeta koşarak gitti. Annem ilk hizmet gününü şöyla anlatır: «U gün saat 20 sularında kapıda nöbet tutmakta olan erlerden Krzurumlu Hasan Çak. makoğlu, Makbule Hanımefendinin geldiğinl bildirince, derhal aşağı İnip kendilerini salona çıkardım. Üşüdüğünü Söylemesi üzerine evvelce hazırlamış olrfugum bakır mangalı getirip yanına koydum. Başka hizmetlerinı de gördükten sonra kendılerine iyi uykular dileyip çekildim. Mustafa Kemal Pasa'yı beklemek üzere salona geçtim. ü'nu yakırvdan görebilmek, O'nunla konuşabilmek için beslediğim sonsuz arzu gözlerimden uykuyu kaçınyordu. Nihayet gece saat iki buçuğa doğru bir arabanın eve doğru gelmekte olduğunu işittim Aşağı inip kapıyı açtığımda karşımda M Kemal Paşa'yı göro*üm Başında kalpak, sırtında ise bir kaput vardı. Heyecandan titriyordum ve ancak «Paşam hoş geldiniz» diyebildırn. Sonra da kendilerini yukarı çıkardım. Salona girince önce çıkardıgı kalpağını sonra da kaputunu aldım. Asmak üzere koridora çıkarken de bir emirlerinin olup olmadığım sord*um. Sade bir kahve İstediler. Kahveyi getirip verdikren sonra biraz geri çekilip ıçmesini beklerken karşilanndaki koltuğu işaret ederek oturmamı söylediler. Ben ise seviyemi düşünerek ayakta kalmayı tercih ettim. Paşa'nın tekrar oturmamı söylemesi üzerine evvelce işaret etmiş oldukları koltuğa oturdum. Gerçi buna oturmak da denmezdi ancak ilişmiştim. Bu halim Paşa'nın gözünden kaçmamış olacak ki rahatça oturmamı söyledikten sonra Makbule Hanımefendiyi sordular. Kendilerine çok yorgun olduğu için «adece bir çorba içip erkenden yattıŞını söyledlm. Bunun üzerine, M. Kemal Pasa «Kardeşira haklıdır, onu da t SAHİBİNDEN İ 36 37 J lı tcîefon aranıyor. Tel: İs saatlerinde 3i 15 93 f J O « •• • • • • • • • • • • • •• •• • • • 4• » • • • • • • • • • • • • » • » • • • Cumhuriyet 9411 diklerini halk ibretle dinliyor ve kendinden nasıl koptuklarını görüyor. Hele Feyzioglu babasından kalan milyonlarla her yanı cami dolu Kayseri'ye okul yerine caml yaptırmayı oy avcılığı ıçın yeğ buluyor. Bu tür particilerin •kim idiğü, n9 İriığü», yine belli oldu. Geri kalmışlıktan. ekoncmik sıkıntıdan kurtulmak için Sayın Korutürk'ün partizanlara, basına, gençliğe ve tüm uluia seslenişini sağduyu ile değerlendirmek son bir fırsattır. 1! Ekim scçimlerinin getirdigi bu ileriye dönük sonucu iyi değerlendirmeli ve Atatürkçü bir atılım yapmahd'.r. Saym Korutürk, içtenlikle ve olanca gücüyle sesleniyor: Slakir CANDOÛAN «Atatürk devrimleri ve CumÖğretmen Istanbul huriyet korunacak.» «Yeni bir devir açılıyor.» «Atatürk'ün Atatürk'ten genç nesillere emanet ettiği Cumhuriyet ve devrimler hiç Bir Anı bir tarafa sapmadan ve saptırılamadan korunacaktır.» Say.n MİLLÎ MÜCADELE Y1LCumhurbaşkanı «Korutürk» soy LARINDA M. KEMAL PAadını kendisine veren Büyük Atatürk'ten aldığı ilham v e ŞA. ADAPAZARI'NA GELimanla böyle diyor işte!... Bu DİĞt ZAMAN ANNEM sesleniş bu uyarı, bu kez de HlZMETtNDE BULUNMUŞkulak ardına atılır duymamazTU. lığa gelinirse. bu sözlerin anlamı sıyasetçiler particiler ve Fatih Sultan Mehmet'ten bu bir kısım basın mensubunca deyana güvenilir bir unsur olan ğerlendirilmezse, yazık olur. biz Ermenüer, müşterek düşAtatörk'ün ölümünden sonra manlarımızın art düşünceli potnönü'nün «Millî Şeflik» sevlitikalan sonucu 1915 tarihinde dasına kapılarak Atatürk'ün sürgün olarak gittiğimi* Simav devrim ve ilkelerine ne denli kacabasından dört küsur yıl ters düştiigü çok hazin blr g»rsonra Adapazarı na evlerimize çektir. Ondan sonra gelen B;> dönüşümüzde tekrar bize bırayar'ın Istiklâl Savaşmın Galip kılan iş yerlerimizde eski vasaHocalığı, o günkü koşullar içinmımızı sürdürürken, bir akşam de ne denli yararlı olmuşsa, Adapazarı eşrafından aynı »a .1950'den sonra koltuk sava?ı manda aile dostumuz olan Seyıt için aynı metoda başvurulması Bey bizı ziyarete geldi ve M. bizi geri kalmış ulusların sonKemal Paşa'nın bir kaç gün son dan be<;incisi yapmıştır. ra Adapazarı'na geleceği müjBugünkü parti liderlerinin desini verdı çoğunluâu da bu çok ucuz ve M. Kemal Paşa, Adapazarı'na çok kolay fakat ulıiîumuz'Jn gelince Beledlye Otelinden gabugünü ve yarını için çok sa ra kadar olan mesafeyi halı ile kıncalı olan bu yolda yarış ha döşemek kararmda oldukları lindedirltriçin bizim halıları da rıca er'.iÖrneğın Demirel'in, Bozbeyli1 yordu, annem bu ısteği menv nin, Feyzioğlu'nun neler söylenunlukla kabul etti. Çünkü biz dış etkenler sonucu Simav a gittiğimizde bir çok kıymetli ZEYTİNBURNL ASLİYE eşyalarımızla birlikte halılanHtKUK HAKtMLlGtNDEN mızı da Seyıt Bey'e bırakmış 972,1339 dönüşumüzrie ıse aynen geri alCevat Atık tarafından damış bulunmaktavdık. valılar Gaziosmanpaşa Yıldıztabya 4 sokak 33 No. da Paşa'nın geleceği gün, annem Turan Kaptan ve İsmail Hak beni dp yanına aıarak erkenden 1 kı İlbay aleyhlerine açılan gara götürriü. Burada bir müd 23361 hra 50 Kr. alacak dariet bekledikten sonra bir ara vasında: «Yaşa, Varol» sesieri göğü çıntlânen yapılan tebligata latırken. M. Kemal Paşa'yı gerağmen duıuşmaya gelinmetiren tren bayraklarla donatıldıgınden gıyap karan teblimış olan gara sirdi. Mesut bir ğine karar verilmekle 20.11. raslantı sonucu olarak da an73 günü saat lOJOda yapılanemle benim bulunriugumuz yecak duruşmada hazır bulure kadar gelip durdu. O esnada nulması, aksi halde gıyapta kompartımanın açılan kapısıncereyan edeceğı gıyap karadan önce Makbule Hanım, onu n makamına kaim olmak ütakiben M Kemal Paşa ve yazere davalılar Turan Kapnındakıler ınriiler. tan ve İsmail Hakkı İlbay adlanna ilânen tebliğ oluErkân: arasında buiunan Sinur. 29.9.973 mav Garm/on Komutanı Mustafa Bev ve ailesi Faika Hanım (Basm: /754) . 9399 annemi orada görünce selâmla kendimle beraber yoruyorum» dedi. Ben de bilâkis, Paşam Makbule Hanımefendi k'^nrii yorgun.luğunu değil o daha çok sizj düsCn.uvor, Paşa o kadar çok çalışıyor ki bır gün muhakkak sıhhati bozulacaktır, beni en çok üzen de bu noktadır, diyor dedim. Kemal Paşa şunları söyledi: «Ben kendimi bütün varlığımla vatanıma vakfetmiş bir kimseyim. Benim bu uğurda göriilecek mukaddes bir davam vardır, bu cfavayı kazanabilmek için de gece gündüz demeden çalışmak mecburiyetindeyim. Bugüne kadar dünyada otur«rak kazanılmış tek bir zafer gösterilemez. Bu itibarla biz de bu zaferi elde etmek istiyorsak hep birlikte elele vererek hiç durmadan çalışmak zorundayız...» Paşa konuşmasını bitirince kahvesini de içmiş olrfuğundan yerimden kalkıp elinden fincanı aldım. Sonra da başka bir emirlerinin olup olmadığım sordum. Paşa'nın gidip istirahat etmemi söylemesi üzerine kendilerine zafer için muvaffakiyet ve İyi geceler diledim. Tanrının bu derece çalışkan bir kimseye asla yardımını esirgemiyeceği inancı içinde yatak odama geçtim. Nitekim »aman bu gerçeği ispat etmekte gecikmedi. M. Kemal'in önderliginde Kurtuluş Savaşına »tılmış bulunan Türk Milleti Tann'nın, da yardımı ile çok kısa bir zamanda iç ve dış düşmanlanmıza kati darbeyi indirerek saferi elde etti.» Torkom İSTEPANIAN DttMT RUHUCU ttA IABABIİI.BYÜBÜTTÜÖÜ HAZIRLAMAFBNKURSLARI C*««İ*«İW UNIVERSITE BITOMI IIT1MM. 1 B VZAKYOL GVVERTE ZABİTt ve VZAKYOL MAKtNA VARDİYA MVHEVDlSt AL1NACAKTİR Yükselc Denizcilik Okulu veva rjoni Okulu mezunu elemanlar arannıaktrtdır. 1) Dolgun ücret verüecestir 2) Genis sosyal haklardan istilade etme ttr> kânı mevcuttur. 2) ^tsteklilerin Ist. Fındıklı Meclisi Mehusan Cad. No: 95'deki Personel .Münüıügüne dilekçe ile müracaatları nca ouınu. Buyurun Beyler ECEVÎT, HÜKÜMETİ KURAMAYINCA SEVİNENLERÎN HALİ GÖRüLECEK ŞEYDİ. Ellerinde bir zilleri eksik. Ne olmuşV Ecevit, hükümeti,kuramamış, yani hükümet kurulamamış. Derdine derman bekleyen binlerce vatandaş elleri böğründe kalmış ne çıkar! Yeter ki beyzadelerin hesapları denk gelsin. Şimtfi nasıl yerden yere vurduklan MSP'ye yaklaşma olanakları arayacaklar. Aslında Hacıbayram'da takke ile namaz kılan, Meclis salonlarmda iftar sölenleri düzenleyenler okul, hastane yerine arsalarını cami yapımı için bağışlayanlâr Yüce Meclis mescidini bir oy avı alanına döndürenier için bu işbirliği güç değil. Onlarcla, Ecevit ve partisı gibi Atatürk ilkelerinden taviz vermeden bir hükümet kurma güçlügü yok. Onlar, .o tavizleri yıllarca verrlikleri için buçfün Mecliste bir «Esselâmünaleyküm» • partisi var. Bir takım çıkar nedenleriyle bölünmeselerdl. şimdi lek birlerle Meclisi açarrardı. CHP. ashnda Atatürk ilkelerinden taviz vermeyerek, MSP ile işbirliâinden vazgeçmekle ilerici yönünü kesinllkle ispatlamıştır Şimdi bujurun beyler, görelim Atatürkçü işbirlişinizi, şenüklere katılmak üzere mehter tnkımı bizden. İki ileri bir geri. Rukiye S.1HİR Istanbul D.B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Basın ' ibu92) 9402 Muhasebeci Aranıyor Bir ticarî anonlm şirket için, aşağıdakı şartlars haız MUHASEBECİ «lınacaktır. CT) Bir ticarî kuruluşta en az 3 sene mesul mevkide çahşmış bulunmak, G) Yüksek Tıcaret veya lktisat Fakültesi meıunu ülmak. (3) Askerliğini yapmış olmak. (i) 35 yaşıni aşmamıs bulunmak. Kendi el yazısıyla ısteklilcrin özceçm^'cri vt> blr srîpt fotoğrafları ile Posta Kutusu: 8!) • Geyogla adıesinc muracaatlan rica olunur. (Cumhurıyet 9405)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear