01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 12 Kn*ım 1973 ice, özetle konuyu hatırlatalım: 6 Şubat 1S33 skşamı Atatürk, Bursa'rta gazetecilerle bır konuşma yapar. «Ez'anın Türkçe ckunması dolayısiyle Bursa'da bazı geTİciler tarafından çıkanlan olay» günün konusudur. Aradan yıllar geçer Atatürk'ün Bursa konuşmasını izleyen gazetecilerden biri olan Rıza Ruşen Yücer, 1947'de yayımladığı, «Atatürk'e Alt Bırkaç Fıkra ve Hâtıra» adlı kitapçığında bu konuşmaya ilişkin bir metne de yer verir. Partilerin konuşmaya ilgi duvmaları, önce, Derr.okrat Parti'nin Izmir'd'e düzenlediği 21 Tenımuz 1949 tarihli toplantıda gorülür ve «Atatürk'ün Bir Sözü» başltgı altında ertesi gün •Demokrat tzmir» gazetesinde yayımlanır. Muhalefet yıllar.nda CHP'nin de yayın organında «Bursa Nutku»na yer verilmesi üzerine (Ulus, 19 Mayis 1958) ilk defa kovuşturma konusu olur 1966 yıhnda ise ıBornova Savcısı» bu konuşmayı yayan genç'er hakkında «Bursa Nutku'nun Atatürk'e ait olmadıgı ve bununla halkın kanunsuz hareketlere teşvik edildiei» gerekçesiyle dava açar. Aynı yıl, Yargıtay Başkanı Imran öktem'in Adalet Yıh' nı açış konusmasında Bursa Nutku'na da yer vermesi üzerine tartışmalar genisler. O Olaylar ve gdrüşler 4 Bursa Nutku.,, Tartışnıası Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL tartışmaya duymuş olarak hiç kımse yayımlamamıştır. Ar.cak 19 Mayıs 1958'de bu konuşmayı Rıza Ruşen Yücer'in eserinden alarak tekrar yayımlamış olan Ulus Gazetesi aleyhine kovuşturmaya geçilince, gazeteci Nizamettin Nazif Tepedelenli, Ulus Gazetesi muhabirine, Izmir'den Bursa'ya Atatürk le beraber geldiğini ve Bursa'da Atatürk'ün bu konuşmayı yaptığını söylemiştir. (Bakınız 23 Mayıs 1958 tarihli Ulus). 23 Mayıs 1958 tarihli L'lus'ta Yakup Kadri Karaosmanoğlu «Atatürk Savcılıkta» başlığı altınrfa yayımladığı makalede bu konuşmamn üslup bakımından Atatürk'e ait olduğunu, Atatürk'ün üslubunun taklit edilemiyeceğini yazmıştır. 1933 Bursa olayı sırasında Cumhuriyet Gazetesinin Bursa muhabfrliğini yapan gazeteci Musa Ateş, Bursa'da çıkan Hâkimiyet Gazetesir.in 5 Mart 1963 tarihli sayısında yayımladığı cAtatürk'ten Hâtıralar» başlıklı yazısında olsyı anlattıktan sonra Atatürk'ün gazetecilerle konuştuğunu, bu gazeteciler arasında Rıza Ruşen Yücer'in de bulunduğunu yazmaktadır. Bu kayda göre Rıza Ruşen Yücer'in Atatürk'ün yaptığı konuşmayı dinlemiş ve bizzat not etmiş olması çok muhtemeldir. Türk Inkıiap Tarihi Enstitüsü Mücfürü Prof. Dr. Âfet İnan'ın yazılı torusu üzerine Musa Ateş aynı Hâkimiyet gazetesinde 18 Mart 1963' te yayımladığı yazıda, bu konuşmayı doğruladıgı gibi. ... 1933'te Bursa Erkek Lisesinde Cografya öğrctmeni bulunan emekli öğretmen Edip öymen, Türk Inkııap Tarihi Enstitüsüne yazdığı bir mektupta, Atatürk'ün bu meâlde bir konuşma yaptığımn o sırada öğretmenler ara yer alar bazı îorular ve cevaplar yetesiye ayrfınlık gctirmektedir: Soru ve Cevaplar S. Atatürk'ün, 6.II.1933 tarihinde Bur«a'da, Çekirge yolundaki köşkte, akşam yemeğinde, on üç, on dört kişinin bulunduğu sofrada yaptığı söylenen ve tartışmalara konu olan konuşma, ilk defa nerede yayımlanmıştır? Konuşmanm metni Atatürk'ün hayatında yayımlanmış mıdır? Yayımlanmamış ise, bu kadar önemli bir konuşmamn o zaman yayımlanmamış oluşu sebebi ne olabüir? C. 6 Şubat 1933'te Atatürk'ün Bursa'da bir akşam yemeğinde yaptığı konuşma ilk d'efa Bursalı gazeteci Rıza Ruşen Yücer'in 1947'de yayımladığı «Atatürk'e ait bir kaç fıkra ve hâtıra» adlı 24 sahifelik eserinde çıkmıştır. Konuşmanın Atatürk'ün hayatında yayımlandığı . na dair elimizde bir belge yoktur. Atatürk'ün so/ra ve sohbet konuşmalarmdan çoğu hayatlarında yayımlanmış değüdir. Bu konuşma da bunlardan biricîîr. Bunların ekseriya daha sonraiarı orada bulunanlarca bir vesile ile yayımlandığı veya hâtıralarda zikredildiği görülür. Söz konusu konuşmamn Atatürk'ün hayatında yayımlanmamış olmasının nedenini bilmiyoruz. S. Adı geçen, bu konuşma metnini kimden ve hangi tarihte duyduğunu kaydetmemiş olduğuna göre, duyuran kimse veya kimselcrin bu konuşmavı başkalarıne rfa nakletmiş veya aynı veya değisik ifadelerle bizzat yayımlamıs olup olmadıkları belli midir? C. Konuşmayı Rıza Ruşen'den örıce veya sonra orada bulunmuş veya bulunanlardan iinria duyulduğunu ve daha önce harekete gpç mecftkleri için de üzüldüklerini bıldirmıştir. 1 Aralık 1966 tarihli Milliyet'te, Atatürkü yaveri Saym Cevdet Tolgay, Bursa ya nasu geldiklerini anlatarak Atatürk'ün bahis konu su konuşmayı yaptığını söylediği gibi, yine ay nı tarihte Atatürk'ün özel Kalem Miidürü bu lunan Sayın Hasan Rıza Soyak da. 21 Aralık 1966 tarihli Dunya Gazetesinde yayımlanan mek tubunda Atatürk'ün bu' konuşmayı yaptıgım açıkça yazmış bulunmaktadır. (s. 119120). Türk Tarih Kurumu, cevaplandvrdığı soru ların sonunria «Atatürk her zaman olduğu gibi rejım v» inkılaplar konusunda gençliğin en a? kendisi kadar hassas olmasmı, herhangi eeriye gid'en bir olay karşısında taana ne dememcsini, devrimlcri bü.tün güçleriyle korurralannı i'temiştir. Bursa konuşmasını bu açıdan tah lil etmek gerekir» sonucuna varmaktadır. Çüruyen Yargılar... ' ESKİ D£ĞER YARGILAHim YAŞATMAGA ÇALIŞMAK BÖ^UNADIR. YENİ BİR ÇAĞ1 YASAYAN TOPLUMA KAHRAMANL1ĞIN, NAMUSUN, DÜROSTLÜĞÜN, ERDEMLl OLMANIN. 'S.EVGİNİN. ONURUN, GÖREV HlSSfNİN, .VÂTAN VE MİLL£T SEVGİSİNİN, AC1MANİN YENİ TARİFlERLNİ YAPMADIKÇA YAŞAM1 GÜZEIİLEŞTİREM.EZSlNtZ. ' İnandırıcı Değil 1973 yıhnda yayımlanan yeni bir kitabında (Atatürk llkelerl ve Bursa Nutku) Mahmut Goloğlu'nun konuyu incelediği görülmektcdır. Konuyu hayli değişik bir açıdan ele alan yazara göre: a) «... söylenmiş olduŞu ispatlanmış olsa bile, Atatiirk'ün ... bu sözleri bir . (Nutuk) diye tanımlanamaz». b) «... bir an için Atatürk'ün bu «sözlerı söylemiş olduğunu düşünsek, yine de bu" sözleri resmen (Atatürkü» Sözleri) olarak kabul edemeyiz». c) «Bu sözler Atatürk tarafınd'an söylepmiş olsaydı bile ... kcndisince ... hiç söylenmemiş sayılmıştır». (s. 6567). N Siyah olarak yazdişımız «Nutuk> ve «resmen» kelimeleri GoloSIu'nun na?ıl bir Tnantık oyununa saptığm; belli etmektedir. Bu bakımdan, «O halde, kesin olarak şu sonuçlara varı nz ki, Atatürk'ün bir fBursa Nutku) yoktur. Atatürk'ün bir (Bursa Konuşmasılndan sözetmeye de imkân mevcut değildir» biçiminde vardığı sonuç, özellikle Türk Tarih Kurumu'nun, açıklamaları karşısmda, inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Atatürk'ün «Resmi Tebliğ»de r?e belirtildiği gibi «mahiyeti esasen din değil, dil» olan «Olaya özel bir önemle eğilmemiz, dinin siyasete ya da herhangi bir kışkırtmaya vesile edilmesine hiç müsamaha etmeyeceğimizin bir daha anlaşılması içindir» demesi, aydınlatıcı ve uyancıdır. SADÜNTANJU > l I l n d a Harbiye son sınıf talebesi »elâhattin efcndı, babasının ağır hasta olduğu haberini f.lmca, oku! komgtanı Binbaşı Vehbl beye koşuyor ve «Efendim, babam ölmöş tnü yok«a, bana do|rusnnu söyleyin» diyor Binbaşının, 18 yaşındaki subay adayını haşlayışı ilgi çekicidir: . Herkcs ölecek! Subay olaeak bir Harbiyelide böyle bir teessür' görmek bana acı gelir! Baba ölür, ana ölür, hepsi öleeeU.. î a l n ı ı vatan yaşayacak! Çok degil, iki yıl sonra, savaş içir.de kendisine veriîen bir görevi başarı ife yaptığı için, Mülâzim.Selâhattin efendi< Ordu Koniutanı Halil Paşa tarafından övülmektedir: Bence en ccsur adam, ölen adamdır! Vataıt için öldüğünü gSrmek ıstcrim! Bu çucuklar, 1910 .yıhnda Harbiye'ye girip 1912'de subay. çıkar çıkmaz, Traljlus, Suriye, Kafkasya, Iran, Irâk cephelerlnde vuruşmağa koşanlar: Ulusal Kurtuluş Savaşmdan çok sonra. 1930 yıhnda sınıf arkadaşlannı bir ara. ya getirmek isterfikleri zaman. bakıyorlar kl 463 kişiden 54 kisı kalmışlardır. " Yaşasalardı, en büyüğü henüz 36'sını sürecekti. Özetle hatırlatmaya çalıştığımız konu 1956 vıhndan hu yana çeşitli bakımlardan sürüp gelmektedir. Konuyu objektif bir yaklaşımla ele almaya çalışan Reşit Ülker'in cAta'nın Bursa Xutku> (196?) adlı kitabından sonra, belgelere de yer vererek Alp Kuran'm bir dava vpsilesiyle hazırladığı «savunma.yı «Bur^a Ku>ku» ckseni etrafında geliştirdiği görülmektedir. «Burada Atatürk Yargılanıyor» (1972) adlı kitabında «Bursa Nutku»nun Lenin veya Stalin'e ait oldugu id'diası üzerinde de duran Alp Kuran, Atatürk Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Asiştanı Dr. Hüseyin Ayan'ın iddiasının bir «uydurma» olduğunu kanıtlarken (s. 8496) cidden çok başarüı ve inandırıcıdır. «Bursa Nutku» üzerindeki tartışmalann yoğunlaştığı 1967 yılında Milli Eğitira Bakanlığı, Türk Tarih Kurumuna bazı sorular yönelterek konunun aydınlığa çıkarılmasını ister. Yönetim Kurulu karan ile Milli Eğitim Bakanlığına verilen «ccvso, soru.larla birlikte, Kurumun yayın organı olan «Belleten»de (Cilt XXXVI, SRVI 141, Ocak 1972) yayımlanmıştır. «Atatürk' ün Bursa Konuşması» başlığım tasıyan yazıda Kurban Ananesi . DAYÂNMAK. OKTAY AKBAL GENÇLİGE Evet Hayır EN ONEMLİ SOKÜN: PETKOL ugün için Tiirki5'e ve dünPETROLCÜ ÜLKELERİN GEREK yanın en bnemli sorunu şüphesiz petrol sorunudur. ŞidFİYAT, GEREK SİYASAL SONUÇLU detli olacağa benzeyen 1973 • 1974 kışını herkes, bütün dünya korBASKI TUTUMUNDA DİRETECEĞİ ku ve dehşetle bekliyor. îsrail ANLAŞILMIŞTIR. BU NEDENLE PETArap savaşiyle, petrol üreten ülkelerin güçlerinin büyüklüğü orROL KONUSU ÇOK ÖNEMLİDİR. taya çıkmıştır. «OPEC» denilen petrol üreten ülkeler toplulugu bütün dünyaya petrol verirken gerek fiyat ve gerekse öbür konularda dıretme niyetini açıga Arslan Başer KAFAOĞLU vurmuştur. Şimdi ne olacak? Bu yazımızda ve gelecek yazılanmızda konuyu bütün yönleriyle ele alacsğız. Petrol üreten ülkelerin bu ni Venezüellaya kadar bütün dün soktular. Bu dönemin üç önemtelikleri, hem talihleri hem de yanın petrol rezervlerinin üzerili siması uçağı havada esrarlı bahtsızlıklan olmuştur. 19. yüzyı ne oturmuştu. şekilde patlayan îtalyan ENİ 1929'da bu rekabetçi taraflar Deviet Şirketinin başı lın ortasında dünyada ticari şeEnrıco kilde ilk petrol işletmesi kurul anlaştılar, fiat konusunda bazı Matte., talihsiz Musaddık ve Abdugundan bu yana, nerede pet uyuşmalara vanldı, pazarlar pay dullah Tarıki'dir. Mattei, petrol laşıldı. m t H r M r ortak komıte iiretea; jjjlrelere çok sıkışırlarsa roHttçervleri çıkmışsa c kuruldu. Atişe fiyat oyunu, Platt yasal ve ekonomık sömi Bi hem de daha iyi koNews Oil Gram oyunu, yanr^jiryülSek noktalara ulaşmıştır* ^1igWİ¥klt»ftn ttltHl donezya, Venezüella, Arap ülke ketlerin üretici ülkelere de tü ğını anlattı. leri kasten cehaletin ve sömürü ketici ülkelere de h e r istediknün batağma itilmiştir. Petrol lerini kabul ettirdikleri bu döçok ucuza malolur. Pahalı satıl uemdir. Bu kartelin Amerikan Musaddık, dünya kamuo>una maya elverişli bir metadır. Böy donanmasına 1943'ten 1946 ya ka olunca büyük şirketler bu alan dar 6 fiyat yükseltmesinde bu dış polıîika ile petrol politikada gelişmiş ülkeler hükümetleri lunduğunu söylersek ne denli sının ilişkilerini ortaya koydu, ni bile satmalacak kadar zengin güçlü olduklan anlaşılır. Dünya dramatik bir biçımde de olsa. Rockefeller, Ama en az ün kazananı bu dâvaleşmişler, yoksul ülkeleri ise, nın en zengınlerı «cebren ve hile ile» haraca bağla Paul Getty, Hunt hatta Morgan da en önemli kişi Abdullah Tamışlardrr. Genç cumhuriyetimi lann ve Onasssis'in zenginlıkle rıki'dir. Abdullab Tanki, Araplann pet zin Musul'daki petrol alanlann rinin kaynaği petrol endüstrisi da iddialarını sürdürmesin diye ya da taşımasıdır. Bu şırketle rollerini kendilerinin işletip, ken dilerinin satmalarını istiyor ve rin altın devrı 1960'a kadar sürGuneytioğu illerinde Şeyh Sait savunuyordu. Doğru söylediği ı.aşkaldırmasını körüklediği de dü. Ama daha önce de yukanbilınen ve belgelenen gerçekler dakı şirket gruplarından bağım çin uğradıŞı ülkelerden ko\uldu; kovuldu ama petrolcülerin oyun siz olarak hareket eden İtalyan dendir. Petrol konusunda büyük larını iyi bildiğinden olacak posdevletlerle topraklannda petrol ENÎ deviet şirketi ile 'OutsideD tu deldirmeme hünerini gösterdenilen ve bağımsız özel kuruluş çıkan ülkelerin ilişkileri çeşitli di. Doğal olaylar da Tanki'ye lar bu kartelin tekelıne çomak donemlerden geçmiştir. yardım etti. Kartelin egemenliği petrol üretimi tüketiminden Bu ilişkilerin ilk döneminde fazla ıken, piyasa mekanizmasınbüyük iki şirket topluluğu (kıca egemen oluştan geliyordu. Fasaca İngiliz ve Amerıkan toplukat Amerika Birleşik Devletlelukları diyeceğimiz) birbirleriyrinde ve hatta Rusyada petrol le kırıcı bir rekabet halinde bir rezervlerinin, dünya petrol reyandan petrol kaynaklarını kontzervlerine oranı üzaldıkça, petrol etme çabalan içindeydiler. »TSEN ÖZSAN rol üreten ülkelerin dunyadaki Bu çabala r kırıcı bir rekabeti ile ağırlıklan, arttı. Lehe gelişen du gerektirdıkçe, iki şirket grubuKuaför rumun zaferle sonuçlanması her nun (daha doğrusu Shelı ile KEMAL I Z t N sosyal olayda olduğu gibi drama Standardoill çatışmalan korkunç tik bir oluş içinden geçmeyi ge bir ihtiras ve şiddete dönüşüyorEvlendiler rektiriyordu. Arap İsrail son du. Bu çatışma 20. yüzyıl başın11.11.1973 Fenerbahçe savaşı bu vesileyi meydana çıda otomobilin icadı ile daha da As. Kampı kardı. Şimdi Avrupa ve bütün yoğunlaştı. Çünkü o zamana kadünya petrol şirketlerine değil, dar patrolden yalnızca gazyağı petrol üreten ülkeler hükümetdolayısiyle yararlanılıyordu. Otolerinın gözleri içine bakıyorlar. mobilin icadiyle ağırlık benzme kaydı. Ve gittikçe bu iki tröst Petrol üretiminde Amerika Bir Rusyadan Endonezyaya. Irandan leşik Devletleri (Araplar dışmda başta geliyor). onu S<nyetler Bir liği izliyor. Fakat Amerika ürettigi petrolün bir büyük kısmını tükettiği gibi, önemli ölçüde de ithalâtı var. Sovyetler Birligi Vol ga'nm doğusunda bulduğu tabiî gazı sayesinde Avrupaya ihracat yapabilecek durumda. Fiyatlan ucuz. Bir de Volga'dan ta Viyana ve Berlin'e petrol gönderen adostluk borusunu» yap tı. Bu borudan yılda 30 miiyon ÂIi Poyrazo|lu Tiyatrosu'nd'a Erol Toy'un tpleki oyununu ssvrettim hafta içjnde. Savaştan yenik çıkmanın ve yabancı boyunduruguna düşmenin ezikliği ile kpndi içınde kıyıma geçmiş O'smanlı toplumunda, henüz 35 yaçındaki MntasarnfNnsret bey. N'emrut Mustafe Paşa Divam'nda idam hükmtnü yerken kılını bile kıpırdâtmıyor. ö!ümü; bu geliçi ile bu derece dogâl karşılamak. periçan ol muş genç karıs.ına «Bjr devrimct ölümfi RÖze almadan vatan ve millet yolunda mücadeleye atılmaz, benim için üzülme» diye dayanma gücü aşılamak, hep o eski. acımasız, kurnâz, kurban ananesine bağlı terbiyenin marifetlerı'dir. . ' Yşşamayı Seveceksin ton petrol akabiür. Fakat İki noktadan Rus ihracatı önemli degil. Birincisi, tabiî gaz bolluguna ragmen Rusya da çok pet rol harcıyor yani satabilecegi pet rcl yine de önemli sayılamaz. îkincisi de Avrupa stratejik nedenlerle Rusya'ya fazla bağlanmak istemiyor Ürettiği petrolü dışanya satan Ülkelerin başında Ortadoğu ülkeleri ve Libya geliyor. Bunlar toplu olarak dünya petrolünün yüzde 40'ını üretiyor ve Avrupa petrolünün yüzde 65'ini, Japonya petrolünün ise yüzde 85'ini veriyorlar. Bugün bütün dünya ısınmak, otomobillerini, frenlerini, traktörlerini, fabrikalarını ça lıştırmak için petrole ve özellikle Arap ve genel olarak Ortadofu petrolüne muhtaç. t • Çocuklara, en'U'ilere. vatan için, milletiçin yflşamayı B5retmemisleıdir. llhan Selçuk'un Yüıbaşj Sclâhattin'ini okurkep, Erol Toy'an Ipteki oyünunu seyrederken. Öîürnü yaşamın en şerefji srmaganı'Rİbj sunrrıak isteyenlere, dünyayı bugünkü rahatsız, mutsuz, kargaşalı dünya haline getirenlere öfkesi kabarıyor insanın. Yaşamayl figretin. yaşamayı diye bagırmak geiiyor. insanln îçincfe'n.. B ürkiye nüfusunun yaş ortalaması 20. Demek ki nüfusumuzun yarısı 20 yaşından küçük. Bir sayım yapılsa Türkiye'nin kırk milyona ulaştığı ortaya çıkacağına gört, en sz yirmil rnilyon yurttaş yirmi yaş çizgisinin altında Sonuç olarak Türkiyenin ysırısı seçimleıde oy veremiyor, Türk ulusur.un geleeeğinde. >azgısında etkisinı duyuramıyor. Seçmen yaşının 18'e indirılrnesini önerenJeri bir kez daha ftatdı bulrhak için bir neden daha... Doçent Dr. Tur.cer Karamustafaoğlu'nun «Seçrne Hakkınm Dernokratık îlkeleri» adlı kitabını okuyorum. Seçmen yaşmın 18"e indirilip indirilmemesi konusunu çeşitli yönlerdsn ele almış. do*ru yanlış yanlannı belirtmiş. bu konuda ileri sürülen savları sunmuş. «Görülüyop ki gençlik mevcut siyasal ve sosyal düzene karşı bir kuşku içindedir. Gençler, mevcut otcriteıerın karşısına kendi otoritelerini çıkararak sürekli bir tartışma alanı kurmak isteğindedir. Böylelikle. klâsik demokrasinın ka. muoyüna dayanan tartışmalı yönetim anlayışından daha değışik bir şekil ortaya çıkmaktadır. Gençlik, düşüncelerinin (Jeğşrlendirilmediği bir toplumda, a n t o kendini hür sajmıyor ve W inang onu oto^iteye karsı başBŞdırmava itiyor» diyor u gerç b;lîm adamı. Diıtschke'nin şu soîü Uzerinde durmak gerekir: «Yeni inşpnlar ortaya çıkmaksran başarıh bir devrim söz konusu olariıaz. Bizler iktidar ile çatışmalarımızda yeni insan!ar olmaktîyız ve siyasal mücadeiemizde insanlığımızı tanrsnaktayız, sosyal kurtuluş fikrinin topluma yansıtılmasına çal'.şmaktayız.» Î Dünya Hepiraizindir Ve Neclâ Seyhdn'un bizım gazatede vavımlanan Paris 73/74 gezi anılannı okurken. bir umut yeli'okşuyor " yüzünüzü. ^lodada'ki yeni akımı sevinçle müjdeliyor, N'ec1â. Artıic cfünya, güzel doğduklan, üstün »arar|Mıklan için yaşamın kremaştnı yemeğt krndilerine hak • sa*'anların değildir. Dünya hepimizjnriir. Yasartıalc. lifpimire anamızın ak sütü gibi hclâldir. Ölüm. bir ba«ka dünyalının eliyle değil, kendiliâinden gelmeliriir Buna İnanarak vaşamalıdır insanlar. fnanmalıdır ki. dünyaya gelen herkes, ba*ba evinde büyük ailenin bir ferriidir, ve düny'aya vaşanıafc için golınir. Artık filmlerde sevilen kadın^knsursuı güzel, seien erkek unreniloceU kadar vakısıklı degil?e; .JrgmaBlard^ mutlulujun 5»dece KÜzeHere.. VAtiİn, yaT%Ul. nttştfra lâyık bir sey oldu«n anlatıimıvnrsa, moda herkese çekicilik kazandırmavv^amaç edınjvorsa, demek hi ,tairn ıiyanış, bir tepki. bir kendine şelis vardır. En iyüerı ölüme sürmek, en güzellere bu yaşam sîrindir sibi bır çelışkiye..düşmek çagâ yakışmıyor. Bunun anlaşıhr, olması umut vericidir. ., ., . ' . Araplann Silâhı n r* Millî Yol CHP, Tiirkiye'de seçmen yaşınm 18'e indirilmesini öneriyor, ama ötekı portiier bundan hiç mi hiç hoşlanmıyorlar! Seçmen yası yirmi birden on sekize indi mi yüz binlerce yeni seçmen ortaya çıkacaktır. Büyük bir aftırhk partiler kefesinde kendini duvuracaktır. Genç insan, tutucu olamaz, yeniliklere açıktır, af'ımrıdır coşkuiudur. Tertemiz duygularla doludur, en iyi istc!:!?rle. özlemlerl^. Bunu kendisine sunan, getirecek olan partiyi ysğlayerektir. Türkiye'de tutucu siyasal örgütler bu yüzden s?ç*nen yaşını 18'e indirilmesir.i istemiyorlar. Gençlikten korkm^k, gençlije friivpr.mcmektir bu. Ulusun yazgısında yüzbinlerce .Tfric İPnn: bir yana itmek başka bir anlam taşır mı? UNKSCO'nun «Göriiş» derzisinde ilşinç bir yazı var. ÜnlU Yunan toni.umbi'imcisi Titos Patrikios yazmış: «Neden. evliük yaşı 16. rüşf yası ıs. oy vcrme yaşı 21». Vararlı bir incelems. Kırk sekiz ülkede yiirürlükte olan evlenme. rüşt, ceza ehliyeti ve oy vsrme \sşlannı gösteren i?tatistik sayılanm karşılaştırınak ılpinç. Bilirsiniz Türkiye'de erkekler 17, kızlar 15 yaşında evlenebilirler, nişt yaşı ve ceza ehüyeti yaşı 18'dir, oy verni2 ise "1 vaşmda ba.şlar. On yecJisinde evlenebilen on sekizind« i^ediği suçtan sorumlu tutulân bir genç. oy vermek için üç yıl daha beklemek zorundadır. Bunda bir yanlışlık var, cvlilik sorumluluğunu tanı, rüşte erdiğini kabul et, işlediği suçtan doîavı gerektiği zaman. idam sehpasuıa götür, ama oy hakmı verme!... Oysa bir çok ülke rüşt ve ceza ehliyeti yaşını seçmenlik ynşı saymış: ABD. Avustralya, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Hcı'landa. t.sn. Kanada, Meksika, Sovyetler Birüği. Şili. Yugcslavj'a. Kimi ülkelerde de. örneğin Arjantin. Batı Almanya, Br'çika. Kostarika, Madakasgar gibi ycrlerde seçmen yâşı on sekiz, ceza ehliyeti yaşı ise yirmi bir. Bizdekinin tam tersü... D?mek, ülkeden ü'ke;;e değişiyor ceza ehliyeti. seçmen olabilrrıe yaşı. Ben yai;n bir düsünceden varıyonım sonuca: Evlonebilen, hayatını kazanmak zorunda bırakilabilen. hapise gireMk, hatta idam edüecek yetişkinükte sayılabilen bir genç, 13 yaşmda bir genç. niye yaşadığı toplumun yönetiminde hiç değilse seçmen o!arak etkinliğini dujııramasm? Türkiye genç bir devlettir. Türk ulusu nüfus sayımlan da gösteriyor genç b:r uiustur. Sonsuz bir geçmişe dayanan genç, veni b:r toplum. Öyleyse gençîiğin verimli gücünü her alanda, her işte duyurmalıyız gençliğe bu olanafını tanımalıyız. On sekiz yaşıncia seçmen olunabilsin. hatta yirmi beş yasında da Meclis'e seçilmebilsin. Eatı ülkelerinin çoğunda milletvekili seçilme yası yirm: beş. niye bizde otuz? Doç, Dr. Karamııstafaoglu kitabında şoyle diyor bu Konuda: cBizce, onsckiz yaşındaki bir gencin bu politikslarla yakın ilişkisi mevcuttur. Ayrıca bunlann yürütülmesinde onun büyük çı!:ar!arı olduğu da bir gerçektir. Öylejse bu gençlere beğenmedikleri bir politikayı degiştirme fırsatını vermek ve onlara siyasal yönetime katılma hakkı tanımak yerinde bir hareket olur.» Türkîye'rte gerçek demokrasi, gençliğe önem vermek, gençli»in siyasai yönetimde ağırlıSını duyurmasma olanak tanımakla kumlacaktır. Aynca milyonlarca işçinin çalıştıgı dünya PetKim endüstrisi de petrole ve onun bir ürünü «lan naftaya bakıyor. Araplann elindeki silâh bu. Bu silâhı ne kadar insafsız kullansalar da haklt görünüyorlar. Neden diye sorarsanız, şu rakamlan verelim: Libya ve Ortadoğu ülkelerinin yıllık petrol ihracatı 800 mil yon ton. Elde ettikleri gelir 11 milyar dolar. Oysa küçük bir rafinaj ameliyesiy le 800 miiyon ton jsetrolun piya• sa fiystı aşağı yukan 120 mil' var dolardır.» Piyasada 120 milyar dolara satılan petrolden bu ülkelere giden 11 milyarda kalırken 109 milyar lirayı öbür üikcler yiyor. Şimdi petrol ihTaç eden ülkeler "fiyatlannda önemli artış olmadan petrolü satmak istemiyorlar Diyorlar ki, «Siz biz dan petrolü 15 'dolardan alıyorsunuz.' belki 12 dolar veya' uzak yerler için 51 L dolar rafjna"j ye C taşıma harcamasında bulunuyorsunuz. Sonra üstüne veYgileri bindirıp.bütçelerinize gelir sağlıy«rsunuz. 100 130 200 dolsra satıyorsunuz tonunu. Biz sizin bütçelerinizi denk getirmeye me mur değiliz Ne Allah, ne de bir uluslararası anlaşma bize böyle bir yüklem koydu!» Petrol üreten ülkelerin tezi bu Gelecek yâzılarda ou konuyu dünya ülkeleri ve Türkiye açısından incelemeye devam edeceğiz. Değer Yargılarını Değistirmek Bütiin değer yargılarını deSişlîrrr.elidir. Profpsör NccmetVin Erbakan son defa görüşmemizde' bana «Uejismeven değer yarçılan var, pnları korumalıyız» dıyordu. Bunlar. şeref, namos. mertlik, kahramanlık, vatanseverlik, dürüstlük, manevi.vat £İbV şey^p^^^ış. Peki dedirrr. nıeselâ liahramanlık üzerine düşünolim. fezaya çıkan astronot, ya da Av'a şfiden adam. «eemişteki •hangi kahramandan daha az kahraman? Ve'buniarın irmrîe dindar olanı ria vardı. aradım, Allahı b,ulamadım diyeni de.. . Peki dedim. Tneselâ namns. fazilet. seret flzerine düşünelim; ekonomik ve sosyal bir çalkantı icinde yaşanılan toplamda naniuslnyu. erdemliyi. onnrluvu ayırabilir miSİBİZ? Ve bunlann içınde dindar olardarı da vardı, Atatürkçülüşe ve layikljfe sarılıp kendine iterici bir görüntü vermeğe çalışan kurnazlar da» " ' , . ' • . Diyebilir misiniz? ,. Deger yargılarının ve deyimîerin kullaoış am.acın,ı saptırdı»ınız sürece, onlann toplumsal anlamlannı bozup kendi çıkarinlza kullanmaya yöneldıgifiiz sürece. çagdaş toplumda kahramanlar, 'na)muslular, erdemliler yetıştırebilir misiniz? .Demir, çimen'to, şeker, margarin vur?unu yapıp en iyi yaşayanı çocuklannıza eösterlp «namuslu ol, erdemli bl. diirüst oi, haksever ol» diyebilir misiniz? • ' Faycfası Ne.ki? • DAKTİLOGRAF ALINACAKTIR MtKACAAl EUECEKLEKUE ARASACAK ŞARTLAR; Iîil HUMANIZLI İle Esat POLAT Evlendiler 11 kasım 1973 Ankara Dedeman Roof , v tumhuriyet 9307 . Ama. tam bir şaşkinlık içlnde olduğumuzdan, kendi yargılarımiBİa,. bazen. ne komlk, ne acınacdk "hallere düşA tüğümüzü. göremiyoruz. ütobüsün arka sahanJığmda vedi sekiz kişi.vardı. Yöriik Irıyafetü, yanık yüzlü^ erkege dönüşmüş yaşlı bir köylü' kadınla, elinde sazını taşıyan şişmanca adjam, yolculartian birinin ilgisini çektı. Nerelislniz siz? diye şordukadıpa Sıvaslıvmışlar. «Neresinden?», «Zaralı oiurnlt».. «Kocan mı yanındaki?». «He. kocam». •Halk âşıkı mıŞ, «(;ÖZ.Ü görmez, saz çalar kahvelrrde». «Şimrii«işten mi geÛvorsunuz?» «Hf, dolastık Taşlıtarla kahvelerinde», «Gec.im oluyor mu, bari?» Adam revap verdi: «Başka çare yoh ki?» «Kaç vaşındasın seri?.. «Elli sekiz». «Oeme yahıi. saçların simsjvab. bak benimkilere; '7 yafumda, ascardı». Kör ariam gülrtu Gcyeze yolcu sürdürdiî konoşmayı:: «Bend'en genç sörunüvorson maşaltah». ^Cadın acı att, söyiendi: «FaVdast nc ki?» îstanbuı şubeierimizın Oaktilugrat ihtiyacını karşılamak amacıyle bankanuz« saravla daktüostraf adaylan alınacktır. HİLMİ YÜCEBAŞ'ın Hazırladığı 40. Eser: a) Asgarl Ortaokul mezunu olmak, b) 18 yaşını bitirmiş, 30 vaşını gecmemiş olmak c) Erkçk müracaatçılar jçln. askerliğlnı yapmıs bulunmak. d) 10 parmak usulüyle daktilo yaıabilmek. Müracaa: edeceklsrln, 15 Kasım 1973 tarihine kadar, diplomfl veya mezuniyet belgesi. nüfus hüviyet cüzdanı ve fotoğTaflı dilekçe İle subemiz personel servisine şahsen başvurarak sınav giriş belgelerinl almaları rica olunur. Sınav 16 Kasım 1973 tarthinde 9.00 da şubemizde yapılacaktır. saat Istanbıd Deviet Mühendislik ve 'Mimarhk Akâdemisi. ; . Başkcuı h ğıııdan ••r19731974 öğretim yılı için ELAZIÜ. SAKARYA. KONYA. ESKlŞEHtR ANKARA . Deylet Mühendislik ve Mimarlık , Akademilen ile Is,tanbul ve Ankara Akademilerine baglı Yüksek' Okullann kontenjanlarr dolmayan Dölümıerine merkezi kayıt sistemi ile, Akademilerarasi Merkezi Giriş Imtihamna Jtatılmış sanat enstitüsü mezunlarından puanı 740 ve daha ytıkarı olanl lardan 14 Kasım 1973 Çarşamba günü saat lü.OU' da sıralama ile korltenjahlardolana kadar öğTCnei alınacaktır. * '•> ', • • . * ' " Istanbul'da yapılacak bu Kayıtlar için. baş «ıracakların Akademilerarasr Merkezi Gıris Imtöıanma giriş kartı ile puan kartıann] birlikte getirmeleri şarttır. ' • .' Pendik civarında büyük bir sanayi küruluşu için is'tikbal vaadeden, çck yöniü ve en4eresan bir jş ortamında faaiiyette' fcyjlunmak üzere PAZARLAMA MUHASEBE YARDIMGSI ELEMANLAR! ile •,..•%•. ^tranmaktadır. Yeni ilavelerle genişletilmiş 5. baskı çıktı. Üstadjn msceralarmı, riüktelerini, şiirlerini. bilinmeyen hicivlerini, edeblyatçılanmozın anılarını toplu olarak bu eserde okuyunuz. Bütfin kitapçılarıla 384 sayfa. 20 lira GENEL DAĞITIM: Milliyet Dağıtnn Ltd. Şti. (Cumhuriyet 9306) TJC ZİRAAT BANKASI tSTANBUL (KARAKOY) $(JBESl Iş konosunda sorumlulüklarını müd, rik ve yaratıcıfık niteliğine sahi.p istekliferin Ö Z G E Ç M İ Ş L E R İ N ! ayrıntıh olarak belirten bir mektupla a . P.K. 290 Karaköy İSTANBUL adresme müracaatlan rica olurur (Baiin: 2Ö225) 9294 . (Basın: 25S30) (İlâncıhk 4583) J3I9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear