24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTPTTTURÎYET 9 Ekim 1973 ır ınsanın gozlerimn içınde kendini gdnnek, kendını bulmai, bulabılmek ne guzel şey defıl mi? Ne mutluluktur o, butun kaygılarınızı, dertlemıızı sıze bır anda nnutturabılen, butun sorunlannıza en ıçten, en valansız dolansız yoldan çozumler getırebılen, getıremezse getırebııeceğme ınandığınız bır msanın gozlerınjı ıçınde kendınızı bulmanız, bulabılmenız1 Kımın gozlen olabılır bu sıhırlı, bu ınsana rahaUıklar getıren, umutlar asılayan, guvenlık duygulan veren, tedırgınlıklennizi, bunalımlannızı sıcak bır v&r, bır dost, bır kardeş. bır ağabey, hele he's bır Taşıt ılgısnle yatıştıran, yatıştırabılen gozler' îster ıstemez çağının genlerınde, sızın o jeni vem f.lızlenen duygu ve duşunce dunyanızm uraKlannda kala kalmış bır ananın, sevecenm seveceru bır ananın b»r babanın bır buyügunuzun gozlennde bulabüır mısın z tümuyle Scendınızı'" B Olaylar ve gorüşler İKTlDAR ve ÖĞRETMEN Vedat GÜNYOL çocuklan bahçenin bir koşesine, ayakkabılanmın boyattınrdı bizlere, kendı boyalarımız ftrçalanmızla Yana kaçmış kıravatlarımizı. ja da kalkrmş \akamızı duzeltmek ıçın uzanan o guzel ellerınden sevecenliıt akardı sankı. Sonra, bınbınmızı a ı ı p sevmesını oğrettı bıze, gnıp çalışmalanyle yardımlaşma duygusunda kajnaşıp bırbırımıze dost olmasını Yerıne göre sert. yenne gore yumuşağın yumuşağı o mav> gozlerde herkes kendmı bulurdu bır bır Ama Hamdi Bey ne onundu ne bunun bepımızındi > üreğınLn o engm sıcaklığu le. O gunlenn ortaokul gençlığının kafasında, daha Kurtuluş Sa\asından o kutsal savaştan alnının akıvle yenı çıkmıs bır ulusun korpecık ınsanlannın kafasında yureğınde ne olabıhrdi, ouşrtıanlardan temızlenmış bır yurda sabıp olmanın haklı gururundan başka' Ne dış somürgenlerden haberimız vardı, ne de padışahı matiışahı, paşa^ı maşası ıle ulusun kanmı emen iç somurgenlerden Hamdı Bev, bıze kendimıze guvenraeyı, çalışma\ı, insan saygısını oğretıvordu, ıktıdara, o Runlenn haklı, namuslu litıdanna ters duşmeden O gunlerde öğretmen kutsal bır varlıktı, okulun ıçinde olduğu gıbı dışında da Öğretmen değıldı henuz, muallim bev'dı, ama yırmıncı yuzvnbn a*dın ınsanına dzgu butun olanaklara açık bır afırlığı, bır saygınhgı vardı. Her yerds saygı gorürdu, saygiM hakederek. ogrefır, ja da oğretmek zorundadır bu adam? Ogrendıklerını Yanı ıktıdar felsefesme gore duzenlenmia bır programın smırlan ıçmde gozu kapalı ogrendıklerını rtu? Evet, her ıktıdann ıstedığı oğretmen tıpı budur. ne yazık kı. Ovsa, Emerson'un dedığı gıbı «Okullarda ve unıversıtelerde ogTetılenler, oğremm değıl, oğrenimın, eğıtımın araçlarıdır sadece» Bır oğretmen, gerçek bır oğretmen, okulda ogrendıklenne yem yen' bılgiler katan, katmak zorunda olan, boylesi b:r ıhtıjacı yureğınde duyan ınsandır Gerçek kulrur, okul, unıversıte otrenımınden soara, ya 6a onun dışında ınsanın kendı çabasıUe. bı'ın cıvle edındığı, edınebıldığı bır şey defiı mldır? Bır msanın okulda oğrendıkıen, salt okulda, i^tersenız unıversıtede, unıversıtelenn unnersıte^.nde oğrendıklen yeter mı başka insanlann karşısına oğretıcı olarak çıkmasına? Egemenler, leter dıjor Vars:n desınler. Oysa, oğrenım bıter ml belll bır aşamada? öğrenımıa, eğınmin sonu olur fflu1 Öğretmen oedigimiz kımse, ölunceve kadar ögrenen İnsan, oğrencı olmak zorunda olan msan değil mi? Övle olması gerekmez mı 9 Boşuna mı demışler oğretmem oğretmen vapan oğrencıdır d've' Ama, ge1 gor kı, ıktidar böyle tıp oğretmen ıstemez, ısteyemez de. Kendl gorusü dısına çıkan, çıkmaja veltenen, öğrencilere ozgür düşunce ahşkanlığı vermeye kalltan ogretmenlere duşman kesılır. Kesılmektedır de. Yıllar suren hse oğretmenlığırade. bğretmen odalarına, oğrencılerın şu bu nedenle gırmelerını kotu karşılayan, hattâ vasaklajan kimı oğretmenlenn tutumunu hep duşunmuşumdur. Neden hıçbır oğrencınin gırmesi ıstemnezdı oraya? Okul bır oğrenım, eğıtım yuvası, bğretmenı ogrencısıvle el ele vererek, bır takım perçeklere varma, karsılıklı çabalarla bır şeyler oğrenme, ışıklanma ıçın kurulmuş bır bılgı. bır ana ogul, bır baba ogul, bır kardeş yuvası değıl mıydı' O>levd: ama, çoğu oğretmenler, çağ gereğı kafalan s o runlarla dolup taşan oğrencılerın bılgı susuzluğunu gıderecek durumdan çok uzaklarda kalmıs tı, o tutumlarının altında yatan neden. Oysa oğretmen her se; 1 bılen bir İnsan olamazdı. Ama bılmedığmı bılen, oğrencılerın o guzelim bğren me ısteklerıne bırlıkte çare arajan, aramavı btr odev bılen. bılmıjorum demesını bılen ve oğren meye çahşan bır insan olabılırdi ancak. Nıtekıın oyledır de. Bugun, bırçok ortaokul va da lise, hattâ hattâ unıversıte oğretmenı (bağışlavın, profesorlen dıyecektım). neden oğrencılerı, ders dışında yanlanna, yorelerıne vaklaştırmazlar' Çünku, çoğu ıktıdar felsefe«ıne sıkı sıkıva bağlı (kendı çı<carlan dolayısıvle tabıı), p&pağan ?ıbı ezberledıklennı harfı harfıne aktaran kımselerdır de onaan. lardı. Cevap veremiyecekleri sorulardan kaçmai Uygarjigın Şartı tn^an kendısıjle ıl^ılı elegürılere çok onem verır Hep kirı$tedır bula^ı Ne aıjolar '»enim îçın? Tepiumlar ıçın aynı kural geçerlı olmalı kı Batı'da Turkij e ıçıa vazüa.ı!«ij çok değer verırız. Hangı ulkenın gazetesmdc ulsemıze deggın bır yazı yaymlansa, hemen dılımıze çevırıp basınımızın ıtıbarlı koselerıne yerleşürırız. Bu tutum bır bakıma yararlı sonuçlar yaratıyor Kendunızı Vobancıların gozüyle sevretmek kusurlanmı» öğrenmek ıçıa tereklıdır Cstelfk ahşkanhktan yadırgamadığımız bazı davranışlarunız yabancıiaruı hemen gozune çarpar Hıç unutnıam, Ikınci Dunya Savaşından sonra Turkiye'ye gelen bır Amerikalı gazetacıye iılkemizde garıpsedıği şeyler sorulmuıtu Adam tunaf konuştu Bır uçak geçtığı zaman nıçın herkes durup seyredıyor? Sava«tan sonra hav a ulaştırma=ı >enı başlamıştı. Yolcu uçaklarına alışkın değıldık. Gokyuzundekı uçaklan ağzı açık izlememızı Amerikalı vadırgamıştı. Bırkaç gun once bır gazetede Guardıan'dan çevnlmı^ bır vazı okuyordunı. Bir tngıliz gazetecısi ulkemizdekı iskence olaylanndan soz açarak dıyordu kı: Kotu olan btr başka hnsus d» bn turden vak'alarm onemli bir sev değilmis gıbi kabul edilmesıdir. Bir devlet meınuru kendısine elektrot uvırulan^n bir arkadasımn olavdan sonra cok değiştiğıni bana sovlemişti. Adamın sesınin tonuna baksanız. gorduğu bır futbal maçını anlattığinı sanırsınız Bu muameleTe mârnz kalmı; birivle «plektriklendirici bır kişfllİin var diye alay edildığini isittim.. Evet ülkemızde bazı şeyler yadırganmaz olmuştur. Yabancdar bunlan yadırgıyabılîr Ama Turlaye bu! Kıtaplan yabancı dıllere cevrılmis, edebıyat tanhlerine, anaklopedılere gırmış bır yazarın, va da ozanın beş yıl, on yıl, on bes yıl hapsedılmesı ülkemızde vadırganmaz. Herhançı bır toplantıda «ohbete dalan v azarlarımızıa konusmaları garıp konulara kayabılır: Sen ne kaö*ar yattın? On yıL Ne zaman' 1950lerde Ya sen? Kardkol ve hapıshane hıkâyeleri şakalan, aydın çevrelerde doğal sayılırdı. Sımdı bunlara ışkence anılan da katıldı. Bır Îngılız, Fransız veya Alman ıçın boyle şeyler tuyler ürpertıcldır, Turk içın artık yaşamın bır parçası savılıvor lşkenceden ve hapishaneden geçmek kışıyi vuceltıcı bır sınav addedıliyor Toplumun nıce karanlık ko•=esmde çoreklenmn faşızme kar=ı mucadele dıploması bovle kazanılıvor Haksızlıklara karşı hakkın savunması ba trafıkten geçıyor Unlu bılge Sokrates'ı egemenlerin emriyle evinden almaya Eelmısler. Kansı bir vandan ağlıyor, bır yandan Seni haksız jere goturuyorlar.. dı>e feryat edıyorSokrates Sus kadın, iyiydı' demış, haklı yere goturseler daha mı Saygıdeğer Öğretmen Ben ılk kez, bır oğretmenın, guzelın guzelı, babacan, vığıt bır oğretmenın gozlennde buldum kendımı Onuç ondort yaşlanndaydun. 19221923 vıllannda clmalndık. Şeyh Saıt ısvanından bır kaç ay once babam Dıvarbakır kazalarından bınndekı kaymakamlık gorevınden avrıiıp, bızı pa las pandıras Istaabul'a getırmışti. Saraçhanebaşında bır kıralık ev bulup yerlesmıştık. Dıyarbakır Lısesmin ıllcokul bölumunli bıtirmiştım. Benı Fatıh te Gelenbevı Ortaokultına yazdırdılar ağaoevımle bırlıkte Gelenbevı Ortaokulu, buyuk Fatıh yangınında yamp knl olan genış bır alanın crta yerınde sarı bır gul gıbı taptaze kalmıstı. Orta hallı, daha çok yoksul aıle çocuklanydık sınıflan dolduran Ne sevecen, ne sajgı değer cğretmenlerımız vardı Bır mucıze olmustu da sankı, oğrencısı ögretmenl ıle bır süru ıyı nıyetll insan bıraraya gelmıştı, bırbınni candan seven, ^ayan, kardeşhk, babalık oğulluk duygulanvle dolup tasarak h*e. bu Mkıntılar ortasında, o sarı gul mlsâlı dort bır vanına ışık, umu f , sevgi saçan Gelerbevı Ortaokulunun mam gozlü, gur saçlı, u zun boilu msan guzelı b'r müdur yardımcısı vardı Hamdı Bey, kardeşımız, vaşıtımız, ağabevımiz Hamdı Bev Oydu okulumuzun nıhu, can daman, anası, babası Matematık okuturdu, rakamlann buyusune kendını kaptırıp, bizlere de matematıği sevdırmeye çahşarak. Sımftan çık'ı mı, matemaük oğretmenlığı, matematığe sığmayan duyarlı, sevecen bır babalığa, kardeşlığe, ağabeylığe, en guzel:, yasıthğa bırakırdı \ennı Aıle sırlanmiz, bunalımlanmız onun o ınsanca, o sıcak ılgıvle dolu sorularında b r bır serılırdi onune Neler oğretmedi bıze Hamdi Bev' önce, üstumuzu başımm temız tutaraK. palto gıvıp çkarmasını. yemek jemesını, oturup kalkmasım ofcreterek kendımıze saygı duymasım oğrettı. Haftada b.r ıkı gun sabah saban dızerdl bütun Yeni Tip Öğrenci 27 Mayıs'ın yarattJğı ortam, bugun vepyenl bır tıp oğrencı çıkarmıştır karşımıza. O öğrend, her şeyin nedeninı dermlemesjıe öğrenmek istlyor, basma kalıp karşılıklarla yetmmeden ^6tınmeye yanasmadan. Kısacası bugun öğrenci dedığımız korpecık msan ıktıdann tutruğu o ezberci o basma kalıpçı öfretmenlen çoktan asmıs bulunuyor Soru\or bır lıse oğrencısı bıvolojı oğretmenme, sosyalıst Ulkelerde özgurlük \ar mı, dıye Yok, divor oğretmen Ömeğın. dı •vor, oralarda insan sonlünun ıstedıgı bır lokantada yemek vemefc ozgürlugune sahip deglldır. Pekı, due soruvor öğrenci butun safhgı temızliğıvle «Turkıve'de var m ı ' Bır ko%lü yurttaş, gonlunun ıstedıgı bır lokantada yemek yemek ozgurlugune sahıp mı'» Cevap yok. tabıi tşte, burada kopuyor Ipın ucu ve körpe dlmağlar, boylesine bılgısiz, hazırlıksız, ısmarlama laflarla sorunlan geçıstirmeye çah'an öğretmenler karîismda gtümekten ve su'maktan başka bir şey yapamıyorlar. Iktıdar, a\dın, bılinçli oğretmenlerl görevlerınden uzaklaştırıp. bovlesıne bğretmenlere TÜPkıje'\ı aydınlatmayı. kaltondırmayı duşünuyor ne \azık kı. Bugün, uyanan uyandıgı içm de kafasında jTirt ve dünya sorunlan cmt atan bir gençhgın karşısına, kendi belledıklerlnı belletmeye kalkısan, okulda öğrendiklenne hıçbir sey katmayan, katmak zahmeöne gınşmeven, girısmesı istenmıyen, böyle davrandığın içın de ıktıdarca el ustunde tutulan robot ögretmenler çıkarmak. bılmçll de&lse, bır yurt düşmanlığıdır en azından. Gozlennm içınde, yüreklerinm sıcaklığında Vendımızi bulmaya çahstıgımız bütün aydın, bzgur duşunceli oğretmenler, Hamdi Beyler, bır bır uzaklaştınhyor gorevlerinden. Kala kala, karşımızda, ıktıdar kolesi. düsünce zugurdü, jrozlerınm içınde egenaenlenn kara nıyetlerinden baska bir seyın yantasım bulamadığımız insanlar mı kahvor dersınız' Yank değıl mı Turkıvc m!7p' Uyanan Ortam Ö\le ml ya şımdı' Hele 27 Ma\ıs'tan bu yana uvanan bır ortamın, ıster istemez bılınçlendırdığı oğTetmenler ve ogTencller var karşımızda her duze%den. Bu ortam, bugün gerçe't yurt sevgıslne gonul bağla\an, düşünce özgurlüğünde kışıliğmı bulan bulduğu îçın de iktıdara ters du^en oğretmenlerın ıktıdarca halkın gozunde kuçuk duşunllduğu bır donemde yaçıyoruz Kımdır, kım olabılır, öğretmen dedığımız İnsan aslında? Oğreten kışi, değıl mı' Pekı, neyı Uluslar dillerine sahip çıkıyor Hıfzı TOPUZ abancı «ozcuklfrın dıle gırıp ^erle•;me«ı yasalarla orleneoılır mı' Bır ara«'ırıcı ka'kıp ria 2 Dunja Sava^ı'ndan bu jana Turkçoe gıren vabancı sozcuklenn bır lıste^ını \apsa n»ler bulur kımbılır7 Dnnk almak, lav (love) \apmak, çekap (checkup) \aptırmak, \ıkend (veeK end) geçırmek brıfırg (bnefıng) toplantm, blucın (blue lean), boy frerd (bo> fnendt gorl frsnd (gırl frıend), nıght cİJb, bar amerlkan. tvın (tween) set, korrputer (computer), markeüng . Bır zamanlar kapılarımızı açmı^ız Arapça%a \e Far":çava Savaşlar kazanmı1:]?, ama kultur empervahzmine karsı kovamamışız Sonra Fransızca, Italjanca Ispanyolca ve InEiıi7re bır \ığın sozcuk gırmış Turkçemıze Ikıncı Dunya Sa\a5mdan bu van* da, dılc.hk alanınrfakı butun çabalarımıza ragmen, Amenkan etkısı gehsıjor dıümızde. Kultur emperjalızmınden kurtulamıjoruz bır turlu Yenı gereklere gore, Turkçe koklerden %ararlanarak jenı sozcukler japmaya hâlâ «ujdurma Turkçecılık» dı\enler çıkıjor. O^ «a butun ulkelerde dıllerı jabsncı etkilerden korumak ırın bırtakım çabalar \ar Fran<!a'da son avlarda Meclı>= e bu konuda bır kanun ta^arısı \enldJ. Kanunun amacı Franfizca\ı korumak Frarsa'da genış jankılar ujandıran bu tasarıaa sanların uzerınde duru'ujor' Fransızlpr ış \e tıcaret alanmda butun %abancı sozcuklerı jasaklama.^ ıstıyorlar Orneğın, gazetelerde kıralık b'r «s\veet home» (ev) ılanı goremıyeceksımz Eskıden yerleşmjş magaza adları oldugu gıbı kalabılecek (Drugstores, Pızza la mamma gıbı). Ama bundan boyle bu tur vabancı adlarla mağaza, bar, lokanta gıbı yerler açamıjacaksınız Pıyasaya jabancı adlarla yenı urunler suremeyeceksınız Tasan Fransızca sozcüklerm >abancı dıl mırallarına gore jazılmasmı jasaklıyor Orneğın Fransızca «Hötel Moaorne» adının tngıhzceye uydurularak «Modern Hotel» dıye jazılması yasak Aynı kuralı bızde uygulayacak olursak «Turıst O*eh» aemek varken «Turıst Hotel» gıbı adların kullanılması •vasak olacak Tasarı Fransız gazetelerınde tngılızce ilan çıkmasım da onle^ecek Bızde de çıkar bu tür ılanlar. Bır adam Turkçe gazete alıyorsa Turkçe bılıyor demektır Öyleyse ona tngılızce dalka\ukluk etmenın ne gereğı \ a r ' Fransız basmında da arsda bır bu çeşıt Ingılızce ılanlara rastlanıyor Bunlar yasaklanacak Franstzlar Fransızcayı «Franglaıs» dedıklen îngılız Amerıkan etkısmden kurtarmak ıstıyorlar. Bu konuda Fransa, Turk Dıl Kurumu'na da başvurarak bızım çalışma ve tedbırlerımızden de yararlanmıştır. Yabancı sozcuklerı kullananlara karşı tasanda bırtaKım cezalar ongorulujor Bakalun tasarı îlechsten geçecek m ı ' Geçer herhalde Bırkaç a\ once de Fransız Akademısı Fransızcaya gıren bazı jabancı sozcuklenn karşılığını bulup ılan ettı Resmı Gazetede b.r kararname yayımlandı bu konuda Bundan boyle resmı belgelerde yenı sozcuklerin kullamlması :stenıjor (Bu lıstede oneğın şu sozcukler var: poo groupe. hıtparade palraares, cameraman cadreur» Tutucu çevrelere gore bu yenı sozcuklenn uydurma sa>ılması gerekırdı O\sa hıç ae oyle olmadı. Fransızlar kabullendıler bu sozculderı Demek kı Fransa da da Fransız Koklerıne davanılprak \e Fransız dıl kurallarma uyularak yem sozcukler \apılabılıyormuş. Bunlann uygulanması ıçın de karanameler ve jasalar çıkartılabılıyormuş Belçıkada da dıl konusu gergınlıklere ^ol açıjor Ikı resmî dı' var bu ulkede \alon'laıın konuştugu Fransızca \e Flamarların konustuğu Flamanra Eylul başında Resmi Gazetede \a\ımlanan bır kaıarnanıeje goıe bundan bojle Flaman bolgesuıaekı butun ış\erlerınde Flamancadan başka dıl konuşulması >asak O^le ku jabancılaun \onetımnde olan \e >abancıların çalıştıgı bır ışvennde bıle ışçılerle \e memurlarla yabancı dıl konuşuiamıjacak Geçenlerde bır Fransız gazetesı soıu>ordu Pekı ojlevse Turk, Yugoslav \e Portekızlı ışçılerle de Flamanca mı konusacaksınız0» Kararnamenın gerçek amacı Fransızcajı >asaklanıak Za\alh Fransızca' Valon'ar bu tur >asaklamalan faşıstlık sayıyorlar Ha\a gergmleşıyor Genç Afrıka ulkelerınde de onenılı bır dj sorunu \ar. Somurgecılerın geürdıgı dıllerden kurtulmaK ıçın Afrıkalılsr kendı d llermı gelıstırmeje çalışıyorlar Yen alfabeler \apüı>or. Afııka dıllerının koklerıne da\anılarak jenı iozcukler bulunuyor. Yabancı sozcukler yasak edılıyor Ulke \e kı=ı adları degi5tmlı>or. Işte oazı ornekler Nıjasaland Mala\ı> oldu, Koze\ Rodezva • Zambıa» Belçıka Kongosu Zar. Guney Batı Afrıka «Namıbıa. General Mobutu Zaır de butun yabancı adlaıı jasak ettı. Andre ler, Jozef ler, Mışel'ler, Pol'ler kendıleııne jenı bırer >erlı ad buldular Kent, ırmak, sokak ve gazete adları da degışt'rıldı Bojle akımlar var Afrıka'da da ET ÜRETİM SORUNÜ arımsal Uretımd» gerçekleştırılmesı ıstenen artıaçlardan en onemlısı fakat çeşıtlı nedenlerle uzennde mç durulmayan, kalıteye uygun tıyat uygulama polıtıkasıdır. Sebze ve mejrva Iıyatları serbest bıraküıp, fıjatlar suni şekılde arttırılırken, hayvansal urunler fıyatı beitdıyelerce saptanan narhlarla, her geçen gun artan ışçılık ve ;em fıyatlarma karşılık, yerinde tutulmağa çalışılmaktadır. Pırmcın kılosu 15 lıraya yukseldığınde kımse ses çıkaramazken 1 kp et fıyatımn 12 lıralık artışmda tuketıcısınden polltıkacısı na kadar herkes buna karsı çık maktadır. Gerek çay, gerekse pamuk ve tutunde 1 2 mılyar TL sını bulan destekleme aumları ıle kalıtes'z urun uretımı teşvık edilıp, urctıcı korunurken, hayvansal üretımle ugraşanlar unutulmuşlar ve tefecılenn elıne bırakılmışlar dır. örneğın. kredı yetersızıığın den, bır sene oncesı pev alıp, sutunu mandıraya satmavı taahhut eden koyun yetıştıncısı, 1 kg. koyun sutunu 175 kuruşa, buna karşılık, mandıra ıle b.r bağlantıya gırmeyen uretlci ıse, aynı «utu 300350 kuruşu manrtı rava devretmektedlr. Aynca, man dıra sahıbı, sut alımının hargı tanhte başlıyacagını belırlemrkte uretıcıyı de buna uymağa zor lamaktadır. Boyle bır rutum da erken kuzu kesımmı hızlardırmaktadır Sığır yetıstıncılıgınde de durum bundan farklı değ 1 d'r Yem vetersızlığinden, kredı vokluğundan, genç hayvanlar çogunlukla rasjonel bır besıje "lı namadan dusuk ağırlıkta kes Imektedırler. Hele. hay\an saglığı ıle uğraşan kunımlann ılgısızlıgınden çeşıtlı hastalıklar ne dennle olen hayvanlar da hesaba katıldıgmda mılyonlar değerınde ulusal varlık kaybolup gıtmekte dr Gelecekte ulkemız insan varlı ğınm 50 mılvonun çok uzenne çıkacağı duşunulurse, halkı>u havvansal urunler tüketımı, hay vancılığımız bır plan uyannca ele almma>ıp, kendı seyrıne bırakıldığmda bugunkunun çok ca ha altına duşecektır Bu neaen le, uzun donem plan çalışma.an na daha çok onem venlmekte Î Y ET SORUNU, KISA SÜRELÎ PROJE UYGULAMALARİYLE, Y Ü Z E Y S E L TEDBİRLERLE ÇÖZÜMLENECEK BİR SORUN OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR. Doçent Pr. Cemal SARICAN EGE ÜNİVERS1TESİ ÖĞRETİM ÜYESt lıteli et isteğı her geçen sene arttığından, bır vandan hayvanlanmızın et verımlerı v ukseltiürken, dığer vandan da Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında da de gınıldığı gıbı, kallte uzerınde de durulma zamanı gelmıştır. Başka Kaynaklar Halkunız beslenmesınde. hayvansal proteın açığuım kapatılmasında başka kaynaklar d an da yararlanılmalıdır. Bu konuda' Tavukçuluk, tavşancıhk ve tarla bahkçılığı, son senelerde ülkemızde de büyük gelışmeler kaydeden yen> hayvansal protein kaynaklsndırlar Gerek yumurta, gerekse et tavukçuluğu son bırkaç senede sevındırıcı bır gelışme kaydetmış tavuk eti üretimı gelışme hızı, Ikıncı Beş YıUık Kalkınma F & 1 nında (1968 1972) ' . 6,1 tahmın edıldığı halde, cerçekleşen ortalama artış ' ı 10^'e ulaşarak plan hedefını aşmıştır Isteğımız, bu tur gelışmenın dığer hayvancılık kollarında da gorulmesıdır. Değmeceğımız, ıkıncı yent hajvansal proteın kavnağı; Tavşancılıkur Tavşan etı, hem kalıte, hem de mutfakta kolav haarlanması jonunden, tavuk etınden hıç de farklı değıldir. Hatta, etındekı proteın, tavuk etındekmden daha zenguıdır. Kolay p.şer, pılıç gıbı ızgara yapılabılır ve lezzetı de tavuk etınden ayirt edılemez. Halkımız tavşan efı tüketımı alışkanhğı kazandığmda ozellık e dar gelırlı aıleler bır senehk et ıhtıvaçlannın yansına yakın bır mıktarını, ken dılerının besleveceğı bır çıft tav ^andan karşılayabılırler. orneğın, Bir anaç tavşana senede 4 doğum vaptınldıgında, her doğumdan da kesıme kadar caniı kalan 5 yavru elde edıleceği ka bul edılırse, senede kesıme ge len 20 yavrudan, her javrunun 1,5 kg et vereceğı besaplanır sa, 30 kg et uretıllr Bu mıktar da 4 nufuslu bır aılenın senelık et tuketımının jansıdır. Tavşanın yetiştırilmesı içın, erin balkonuna veva bahçes^ne konacaic ıkı bolmelı bir kafes yeterlidır. Ne kokusu ne gurültüsü vardır, ne de fazla bır masrafı gerektırır. Atılacak olan meyve ve sebze artıklan da bu şekılde değerlendınlmış olur. Aynı zamanda, çocuklar ıçın de avn bır eğlencedır. Dığer yonden densınden elde edılecek gelırle de aıle butçesıne katkıda bulunulnaus olunur Kuçuk bir hesapla, 2 mıljon dar gelırli aılemn bırer çu*t tavşan yetıştırmesi halınde, senede 60 bm tonluk bır et üretımı saglanmıs olur kı bu mıktar, Üçun cu Bes Yıllık Kalkınma Planında ongorulen senelık et uretım artışmdan • 20 fazladır. « ' Ülkemız ıçm venı uçuncü navvansal proteın kavnağı ıse tarla balıkçılığıdır Tarım Bakanlığma bağlı olarak kurulan «Sıı Urunlen Genel Müdurluğıi» bu konuda olumlu çalısmaıar vaomaktadır. Bazı devlet üretme çıftlıklerınde balık üretme havuzları yapümış, uretım çalışma lanna geçılmıştır Balıkçıhk konusunda yetışmış uzmanlar, tarla balıkçılığı yapmak ısteyen her kesm yardımma koşmaktacürlar. Gelecek senelerde tarla balıkçılığırun daha genış uygulama alanı bulacağma mamyoruz. Nıf ekım, tarla balıkçılığı yapmak uzere kurulan. birkaç özel lşletme bu inancımm kuvvetlendırmektedır. Bugune değin. et üretiminın arttırılmasında vüzeysel tedbırler dışında, urun dönem plan çalışmalanna gınlememıştir. Et sorunu kısa süreh proıe uygulamalarıyle çozUmlenecek bır sorun otmaktan çıkmıştır. Konu, ancak ybresel projelerle hayvan cılığı doğrudan doğruya gelistırmeyı amaç edınen, uzun dbnem proje uygulamalajıyle çözümlene bılir. Turkıjede ışkence ve hamshane olavlan Guardıan yazarının dedıği gıbı konuşulmakta Buna karşılık Avrtıpa basmında ve televızyonunda Türkıve'dekı ışkence u«tune va>ınlar, uygar dunyanın kamuoyunu epeyce etkılemıstır Pekı. ulkemızın alrına Vım surmü<;tur bu avıbı7 L'vgar olmak ıçın fabrıkalar, vollar kopruler, caddeler veterlı mı 7 Afnka'nm ounkü «ömürgelerinde bunlann hspsı var H"le zengın Gunev Afrika'da bizimkılerden kat kat buvuğu ve ala^ı var o eserlerın Ama ırk avınmırın kokune kıbnt suvu ekılmedıkçe Guney Afrıka uvgar «avılama? Yazarını, çızerinl, avdınını, blhm adamını hapısharede ve ışkencede ınlettıkçe ulkemız uygarlık yolunda j a j a kalmış sayılacaktır lerınin kapısını aşındırmışlardır. Boyle bır ügısızlık, hAyvan yetış tırıcısınJ1 hajrvancüığın geEşmesınden sorumlu kurumlardan koparmakta, hayvancılığımız kontrol altına alınamadan doğal sev nne bırakılmış olmaktadır. Aynca, koy hayvancılığının gelıştırılmesınde, mevcut hayvanların ıslahında kullanılacak daraızlık materyal bulmada guçlukler görulecektır. Çunku, bugun damızlık yetıstıren hayvancılık kurumlannın kapasıtelerı, yetıştırıcılenn damızlık hayvan ihtıyaet dogrultusunda gelıştırüememıştır Kredı yokluğu aracı pajlarının fazlalığı, hayvan hastalıklarınm onlenTnemesı vem yetersızlıği, damızlık tenınındekı guçlukler vs bugunku haj\ancılığımızı tehdıt eden unsurlardır Hayvansal proteın tuketımının arttırılrr.asından soz edilıp gelecek se nelerde ulaşılacak mıktar tahmın len yapılırken, bu rakama ulaşabılmek ıçjn, zorunlu koşullar uzerınde pek fazla durulmaz U ıetıcı kendı halıne bııakılmıştır Bır taraftan yem vetersızlıgınden soz edılır dığer taraftan ku«pe ve kepek ıhracatma devam edı lır havvan hasfahklan kol gezer, onlenemez bır turlu Ta<=ıada çalışan hav\ancılık orgutlerı eleman der, gonde'ilmez Araç verın der, yoktur. Araç olsa, ben zın bulunmaz Yurdumuz nufus artışınm bınde uç oldugu kabul edılııse her sene bır mıHonun uzenndekı bır yenı topluluğu dovurmak, onlara ı? alanı sağlamak ayrıca dıser toplu'uğun da >asam duzevın. vuk^eltmek zoıundavız Yapılan kalkınma pıanlarmın da amacı bu defıl mıdır' Plan amacına ulaşılamama=ı toplumumuzu daha çabuk mut suzluga ıtecektır Mılletçe luk"= harcamalardan uzaklaşıp ekonomı mıze daha yararlı olacak vatırımlara doğru yonelmek zorunda vız hdjr Plânlar Başarısız Bugune dek uygulanan Bınncı ve Ikıncı Beş Yıllık Kalkınma Planlannda onerılen hayvancılık projelennın çoğunda ısterulen başarıya ulaşılamamıştır Cçuncu Beş Yıllık Kalkınma Planmda (19731977) uygulanması ongorulen projelerın de aynı başansızlığa ugrayacagı Kanısındayız Hayvansal urunler uretımının arttınlmasmda en onemıı koşullardan bırı de yuksek verım yeteneğınde hayvanlar yetıştırmektır üçuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında da bu konuya ağırlık verılmıstır Gerçtk şu kı plan ujgulamasına geçıldıgınde hayvancılık ıle uğraşan kurumlar elınde bulunan personel IIP bu projeierın gerçekleştırılmt olanağı çok zavıftır Tarım Bakanlıgı Ile Zıraat Bankasının 1973 vılı ıçerısınde kuzu besıcılıgı konusunaa yaptıklan bırlık çalışma, personel yetersızlığını açıkça ortava koymuştur Kuzu besıcılenne Zıraat Bankası tarafından dağıtılan kredı lerın yerinde kullanılma sını sağlamak amacıjle, besıcılerın sık sık kontrol edılecegı besıyı jarıda kesenlere bır dahf kıedı verılmejeceğı sojlendıp halde, personel vetersızlığınder ne banka, ne de Tarım Bakanlı gı vetKih elemanlannca besıcıleı kontrol edılmış, onların istekler yerinde saptanmıştır. Besmır •=evrı takıp edılemedıginden, besı sonunun saptanması yetiştıricı> e bırr>k ImısMr Bunun yanmda ku Isrn kesılme veja satış mu•«ncipsını alabılmek ıçın besicıl"r Tarım Bakanlıgı temsılcılık Öngörülen Artış Hayal Konuvu sadece et uretımı yonunden ele alacak olursak, ne bu gunku koşullar altında, ne de U çuncu Beş Yıllık Kalkınma Pla nında ongorulen projelerın uv gulanması sonunda, e* uretımımız veterlı bır tüketımı kaı^ılajama%acaktır Orneğın: son plan donemmde 1 mılyon koyun ve 12 mılyon baş sıgırın besıve alma rak, besıye alınan hayvanlarda et uretımınin •• 35 dolayında arttırılması öngöroism$tur (sâyFa 247 • 254). Yukarıda da belırttığımız nedenlerden dolayı • 35'lık » uretım artışının gerçekleştırılemıyeceğı aşağıda da goruleceğı gıbi açıktır. Bır koyunda 5 kg. et uretım artışı kabul edılırse, koyun besısınden 5 bin ton, 1 sığırda da 20 kg 'lık bır karkas ağırlık artışı hesaplanırsa, 20 bın ton da sığır besısınden, toplam 25 bın ton et uretim artışı sağlanmış olunacaktır Bu mıktar da ancak nufus artısınd'an dolavı fazlala«an nufusun bugunku et tuketımini karsılar Serelık ko^un ve sığır etl uretım,mız <on ıstatıstıklere gore 545 bın tor.dur Planda 5 senede 185 bın tonluk, bır seneJ» ı»e 37 hın tonluk bır kovun ve =ıgır etı uretım artm he^aplanmiştır B < ı proje^ı üe bu uree= tım artış tahmınının 25 bın tonu besıve almamavan kasaplık havvan artısmdan da 10 bın tonu ancak karsılanabılır Goruluyor kı, olanaklarımız re kadar zorlânırsa zoılar«ın, et uretımınde plan hedeflne u laşmamu, bugunku koşullar altında mumkun deglldır Yukarıda verdığımız rakamlar, projelerın kusursuz uygulanmasıncfa geçerlıdır. Ülkemızde kolge?en «algın havvan ha=talıkları, kuraklık v^ etkenler de gozonune alındığında uretım kap?«ıtemız plan herieflerınm çok daha altında kalacaktır. Durum bu kadar açıkken, hav vancılığımızın gellstlrılme^ı ıçın sıkı bır çalışma donemıne nedense gırılememıs, 72 mıl>on kuçuk ve buyuk baş hayvan, dogal koşullara bırakılmıştır Hele havvan varlığımızın tunıe vakın bır Dolumunun (^99,9'u), o?el \etıstırıcılerın elınde olduğu duşunulurse, devlet kurumlarının yetıştırıcılere dağıttıkları damızlıkların bu kadar gemş bır hayvan topluluğunun ıslahında jeterlı olamayacağı açıkt r Bu neden!<», vore matervalınin tanınma«ı sonunda hazırlanacak yoresel projelerle, ozel damızlık yetıstıren isletmelerın kurulması gerçeklestınlmehdır Hızla yukselen yem fıva^lan, et uretım fıyatlannı daha da arttırdığmdan uretıci elıne geçen para azalmakta kalıteh et uretımınden çok mıktar uzennde durulmaktadır. Tuketıcılenn ka •^Okttyucu Mektupları Toprak yağması önlenmeli Vapurda bir kovlü ıle gorustum Bır donumden az topragı içınde yetıştırdıgı çıçek lerle yılda seksen bımn ustunde kazandığuıı soyledı Yalova ovası harıtada bır halmın kenar suyu kadar mce bır şerıt Bursa Ovası ortasında bır mo tıf Bu cennet ovalar fabnkalar ve satılık arsa ılânlanvle dolu Bırkaç yuz metre gerısın de taşlı \e çalılı sırtlar dururken alabıldığıne tanm toprak lan ışgal pdılmekte Oto fabn kalan. Et Balık kurumlan. şe '• • ' ıjıni fa>""ikRİarı vaz Pamuk, şeftali, sebze ve pancar urunlenndekı kaybımız bunlann getırdıkleıının belkı de sarısına esıt. Yalovanm tanıştığım akıllı çıftçılerı brer kanş toprağmdan pllık ıırunlennı alırken, dıgerlen de tapu tezgahları onunde ve sımsaılann yazıhanelennde kazançlarını almak ta Turk Zıraat Muhendıslen hç vakıt kaybetmeden hemen meseleje el atmahdırla r Yul.ar daglar arasından mı çegınlecektır Osmanlı Ir paratorlannın akın ı bev len gıbı tarım topraklanna sahıp mi çıkiiacaktır yOKSa beledıve hududu, beledıye dışı koy bolgesı deı ı°vın o ıtun vatan sathınaa verleşmede ve Dlanlamada muh runu basıp ımzasını mı atacaktır ne yapacaksa mutlaka b<r ler yaprnahdır Ilerde Turk ordularının ba» ka tooraklar peınde ko^arak venıden akınlara mecbur olma ması ıçın GE. Harıtacı lık sıteler Hıç bınnın >ıllık bılânçolannda ustunde oturduk lan toprağm gelirınden Turk mılletmın kaybettıklennın he sabı yok. SAHİPSİZ CADDE Bakırkoy Gençler caddesi, ü çenın en guzel ve ışlek caoaelennden bındır Son yıllarda çok lhmale uğramış ve aşagıda arzettığım duruma duşmustur. 1 Cadde uzerınde Kaymakamlık bınası vardır Bakırkov taksı bırlığı, tretuvann hzenne bır kulübe kondurarak cad denın gırşınde çırkın man/arayı başlatmıştır. Bu yetmıvormuş gıbı taksıler ters ıstıka mette park ederek yolu tıka maktadırlar Yetkılılenn gozlen onunde trafık kaıdelen ıhlâl edilmektedır Yme tretuvar resmî arabaların park verı olarak kullanılmakta yava geçıdı tıkanmaktadır 2 Yol çıft taraflı ağaçlar x bezenmıştır Gorunüşü çok güzeldır Ne var kı 4 yıl evvel asfaltlanan volun tretuvan va nda bırakılmıştır Bılâhare as falt kaplamak uzere betonla nan tretuvar tamania ufalanmıştır Acaba cok tnsa olan bu caddenın tretuvarı asfalt lanamaz mı? 3 Yukarıda sıraiadıgım hu suslar yetmıyormuş gıbı son gunlerde araba deposu halıne getınlmıştır Bırçok satılık kamyonlar yolu işgal ederek ışlek olan caddede tıkanık'ığa sebep o'maktadır. 4 Cadde kâğıt moloz yığı nı halıne gelmıştır Ayda bır defacık temızlenmesl dahl cad deyı temız hale getırecektır Yukarda sıraladığım hususlaa ilgılüenn dıkkatını çekerım. Saim ATAKUL AtakÖT 3. Kısım O tipl No: S8/7 • Bakırkoy İÇİNİZ SIZLAMIYOR MU? Ikı seneden fazla bır zaman dır, restore edılmekte oian Emırgândanı «Mırgun» yalısı uzun zamandanberı tcendı ka den üe baş ba«a Dırakılmıştır artık Bu pazar gunu onunapn CK: tım Krfpı^ırda lçerı :ırme? yasaktır diye öıı ıpvtıa asıh, araıtıa kapı ardıı a saddr sn< Bınanm on salonunda ISP dort bes çocuı^ koşuşup duruvordu Geçen sene pencerplerı yanm \amaiak navloıMarla hrtulU ıdı Bu sene ona bıle luzum Ronılmemls OnumtızüPkı kışın yaemuruna ve rutubetıne olanca kavitsızlıkla açık bırakılmıi camsız çeıçe< esız pencerel°r. Ne beklıvnrlaı ılgililer' Bu puzel yapıtm çnkmpsını mı'5 Ve5 a bır sansmJa Rül olmasını mı' Malum terane ııe tahsı^at vokluğund^n oahs»rlprlpr DPİkı Eğer tahsısat yoktu ıse ne dı ye camını çerçevpsını sokıip bu sonu gelmeyen restore lşme başladılar' BızJerın iyı nemşehri olmasını lstıyorsanız, slzler d^ gorevlerinızı cıddiyetle yapın lutfen Neııhe ÇtFTÇl Ayşesoltan Korusu ÇiKçiler Apt. Da: S BEBEK Butun halklar kendı dıllennın uzeııne tıtrıyorlar Kultur emper'alızmne karşı savaş açıjor butun dunva Yasalar çıkartı\orlar bunun ıçın Turkçeyı sa% unabılmek Turk dılını koıuvabılmek ıse hala ne kadar guç Hatta resmı makamlara karşı bıle' VETERİNER FAKÜLTESI DEKANLIGINDAN (Profesör alınacaktır) Fa* ıltemızın Anatomi Protozooloıl Bakterivolou Te YPID Maddrlerı ve Havvan Beçleme HKtoloıı ve Embri\n oıı Kur ulennde bırer Profe^orluk kadrnları açık buİjnmaktadıı. Iste^u olaıU.m b:r dılekçc ıle J2 10'1973 Pdzanesı gunu saat 17O0'ye kadar Dekanlıga jayınları ile bırlıkte muracaatları ılin olurur (Basın 2^51/8104) istanbul Bakırkoy kazasına bağlı Bahçelıevler ve civarları ile Haznedar, Sıyavuşpaşa ve Soğanlı Mevkılermden Kocasınan, Yenibosna, KırazlıGüneşli, Bağcılar, Gıingoren, Esenler.Safra. Kuçükçekmece, Avcılar Anbarlı köyleri ile bu koylere bağlı meykıterden, AN tınşebır ve Şirınevler ve Kuleli çıftlığınden Toplu buyuk, kiıçük arsalar • Arazıler alınacaktır. Ayrıca Kooperatıf ıçinde istanbul'un muhtelıf semtlerınden uygun ve elverışli arazı de aranmaktadır. MURACAAT: Bakırkoy Bahçelıevler, Çalışlar caddesi No. 63/B (Lokman Laboratuvarı karşısı) HİLMİ ERTOK TelefOB : 71 37 33 (Reklamcılık: 2314y8093) ARSA ARAH1V0R
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear