Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 17 Eylül 1972 ({R R Meforoı» sözü benira değiîdir. Bunu, 12 Mart Muhkhrası'nm korkusu pek az bır surede geçtıkten ve reform işheri 1. Nihat Erim Hükümeti'nın düşmesıyle iyice tavsadıktan, siyasal gidış de artık beîîi olduktan sonra, geriçi bir kaîemden çskmış olan bir fıkradan alımş, hattâ o zamanlar buna kısaca değmmıştım. Yazîianmda, sırası geldıkçe, eski amiardan soz açmayı severim; fakat fıkra anîatmak hıç âdetım değiidir. Bugünün Pazar olmasmdan yararlanarak ve okurlarmıın hoşgörüsune sîğînaratc, otuz yıldan beri ilk kez, yazıma bir fıkra ile başlamak ıstiyorum: «Adamm bıri yıîlardan ben yeni bir eve taşmmak ister, îakat türiü nedenlerle bunu başaramazrmş. En sonunda bir gün hesabım kıtabsm yapmış, istedıği gıbi bir ev buîmuş; taşmmak ıçin de bır soforle goruşmuş. Şofor, taşıma ucretmi kesm olarak soyîeıebılmek için eski eve gıdıp eşyayı gordükten sonra, aşın bsr ucret ıstemış. Adamcağız: «Yahu, şurada ne kadarcık eşya var ki o kaüar çok para istıyorsun*7» demış. Sofor: «Xe demek ne kadarcık? Baksana, yatak matak, koltuk moîtuk, sandalye mandalye, leğen meğen...» dıye saymağa başlaymca, adam hemen şoforün sözünü kesmiş ve: «Azizim, sen buniarm yarı&mı al: Yalağı gotur, matağı bırak; koltuğu götur, moîtuğu bırak; sandalyeyı gotur, mandalyeyi bırak...» demış. Hemen herkesin bildiği bu hikâyede şoîörün adama ne cevap vercuğı bılinmıyor. Bazı parti lıderîerınm ve hükümet yetkililerinin refonn konusunda ardarda ve turlü türlü demeçlerini okudukça, yuknrıkı fıkrayı anımsıyor ve tersine bır çağrışımla oniara: «Neden kendımzi yoruyorsunuz? Meformu alınız, reformu bırakınız, olsun bıtsm!» dıyesim gelıyor! Olaylar ve görüşler Reform Meform,, Ord, Prof. Dr. H. V. VEÜDEDEOĞLÜ Az çok yeni fıkirîi bir padişah olan III. Selim bile bu kaoa taassuba ve saray entrıkaîarma kurban gittı. kesm olarak belirlenmesı, ağzı küçük, kendisı büyük bir küp gibidır; bır kez ağzı açılmağa başîaninca ortasj genış bir havuz olur. Devletın butün düzeni birbirine bağlıdır; beden sağlığı ve ennam düzgunlüğu, butun organlarm esenlığıyle olur. Gerçı vucut, bır ikı orgammn zedeli olmasıyie kullamlmaz değiîdır, lâkm bu aksakiık sonradan butün organîara bulaşır...» Bırçok yeni ve lyı duşunce gerıcı çevrelerde her zaman. «Iji, hoş ama henüz biz bunu başaracak durumda değilız» sozlenyle bır kenara atıiır ve çurütüîur. Şayet bu durum, kışısel çıkar ve ıhtirasm vatan sevgısme ustün tutuîmasmdan ıîerı geimıyorsa, mutlaka ya nefse guvensızlık korkakhk ve asağüık duygusuncan, ya da cahıllık ve ahmaklıktan doğmaktadır. Yukarıkı rapoma bu ecki ve geri düşünce yöntemme ve onun ne kadar çürük olduğuna şovle ışaret olunmuştur: « ..Hele bazı kımseler vardır kı, nerhalde bılgısıziık ve ahmakiığından, güzel sey ama bız edemeyiz; bugüne dek kım etınıs kı bız edelım, dıye one surduklerı sakmcaîar, örümcek ağındau daha çuruk olduğundan, o gıbilere cevap ancak susmaktır; (o güzel şeyler) gerçekleştırılse bıle yne ınkâr ederîer; kımı bır taKim sakmcaîar hayal ederek, kımı de çekememezlık belası yüzünden d;n ve devlete hayırlı ışlerı geciktırırler...» «...Gelelim, Mehdinm çıkması yakm iken dünyaya düzen %'ernıek olmaz, dıyen adamlara; bunlara şoyle cevap verınz kı, Mehdi yann çıkacak olsa [bile) bız bugunden adalet ve tnsaft yerleşttrmek ıçm çaiışahm kı, beklenen Mehdı bızi adalet ve dirhk içmde görüp âferin desm.. Mehdî çıkacak dıye ülkeyı düzene koymamanın anlamı yoktur... Sozün kısası, herkese nizam verilmedik'çe şu eski duzende kım çâre düşünürse boştur ve bunun boş yere çaba harcamak olduğu açıktır...» (1). Keçecızade ne kadar hakîı ımış! Osmanh yönetıöilerî, daha sonrakı Tanzımat'a, Bırıncı, hattâ îkmcı Meşrutıyet'e rağmen, ulkede tam bîr (sosyal) adalet duzenı kuramadıklan ve eski keyf hk düsüncesınden kendı'ennı kurtaramadıklan îÇîndır kı «eski düzende vürümek sureti\le düsünülen çâreler boş bir çaba harcaması» olmuş ve koca Imparatorluk bu yuzden çökup gıtmiştîf.» Kaç yı! sonra ı İzzet Molla'mn raporu «Devlet duzenmde reform yapmak arzuları taşıyan ve bırbuçuk yüzyıldan berı tam bır fesat yuvası durumuna gelmiş olan Yemçerı ocağını ortadan kaîdıran II. Mahmut, bazı reîorm girişimlenne başlamak için, aklı eren devlet ve düşünce adamîarmdan raporiar ıstemıştı. O zaman yazılan reformcu raporlardan, ılerı düşuncelıkk ve çağma gore olgun goruşluluk bakımmdan, dıkkate değer olanı, Keçecızade İzzet Molla tarafından hazırlanmış olan rapordur. Bunda, devlet idaresmde hâkim olan zuîum ve adaletsızlikten, duzensızlıkten soz edıîmekte, Seyhükslâm, Kazasker ve Müderr'slerm durumu ircelenmekte, ruşvetin önüne geçilmesi, İstanbul Mahkemelerınde değışikhk yapîîması önerilmektedır. Bunlardan ba^ka, «Nızamı Cedıt» askerlermin yararları, harb gereçlennin duzene konulmaeı, cızyenın (askere gıtmeyen azınhklardan alman vcrgı> yağmacılar elinden kurtarıhnası, madenierin îşletılmesi, halkın ticarete tesviki, sefahatm yasaklanması, dılencilık ve ışsıziıkie savaş vesaıre gıbi askerî, idarî, iktısadî ve ıçtimaî bir^ok onemîı nokta ele alınmış ve bunlara ilişkın öneriler iîeri surulmuştu. izzet Molla, bırbıriyle ilgısı olmayan bırçok konuyu bır arada incelemenin nedenlerini raporunda açıklarken, buniarm bırbırine bağîı sorunlar olduğunu, devlet ışlerimn bir yanındakı bozuklu<jun obur yanîara da bulaşacağını orijınal örnekier vererek şöyid behrtmıştı: « Beiki sorulur; konumuz zuîmün önlenmesı... Ve harc, vergılenn behrlenmesi ıken neden bu kadar çok soruna dokunmak gerekti. Cevap verirız ki, zulmun önlenmesi, harç ve vergıleruı 23.12.1945 tarıhli CUMHURİYET'te çıkmıs ve âui sadeieştı^iîerek yukanya ahnmış olan bu yazımızm üzermden tam 2? yü; Keçecızade izzet Molla'mn reformlara iîişkin raporu üzer.mden de, neredeyse. 130 yıî geçrmş Cumhunvet dönemmde Avrupa'dan çağnîan uzmanlara ınceiemeler yaptırılmış ve turiu konulaıda kendılerınden reform raportarı ahnmış. Sonra bunlar tozlu dosyalarda unutulmuş; O&manlı devrınden gelme feodal duzenın kalıntıları sürmüş gıtmış En sonunda bır 2? Mayıs gelmiş; yeni düzenm temelı olacak bır Anayasa yapmıs Hurnyet ıçmde kalkmmamn prensıpiermı koymuş Bırbuçuk yuzyıldan ben ozlenen reform umutları, ne yazık kı yine suya dusmüş; çunku gerıcı iktıdarlar bu Anayasanm asıl ozünu uvguîamadan. bıçımspl yüzeymde kaimışiar ve sadece bu yuzeye tutunmuşlar Ardmdan bır 12 Mart çelmış: «Pariâmento ve Hükumet siireçe!e» tututn, görü;? ve icraatı ile (...) Anayasamn öngördüğü reformlari tahakkuk ettirememis» ... dıyerek «...Rerorraları Atatürkrü bir çörüsle ele alacau \e inkılâp kanunlarım uygula^dcak kuvvetli \e inandırıcı bir hukümet» ıstemış. Bu nıyetle kuruîan bukumetm ılk ısı, reiorm gırışinıierîne başlamak değıl, bazı bılgmlerden akıl veya destek alarak 22 Mayı^ Anavasasımn degıstırılmesine başlamak oînıuş Çunkü memlekette gorülen, anarşıyi guya bu Anayasa doğurasıymiş! Reform calışmalan yerme, «Anayasayı değıştırme» çalışmaları bnbuçuk yıidır sürüp gidiyor. Iste sızlere 150 yıllık bır reform hıkâyesı. Bılırsınız kı, hıkâyecılık sanatmda, bazı oykülerm sonunu lamak okuyucuya bırakılır ve her okuvucu onu kendıne gore lar Ben de bu kurala uymak ıstiyorum. Hoşça kalm! (1) Keçecızade îzzet Molla Lâyıhası (el yazması) s. 15 16. Eski bir yazı Şimdi aşağıdaki yazîyı okuyunuz:: «Dünyanm her çağmda ve her toplumunda olduğu gibi, Osmanh toplumunda da, özellikle İmparatorlulfun gerileme ve çokme çağmda, yeni düşünce yontemiyle çski düşünce yontemimn, ileri kafa ıle kohne kafanın çatışmasına tanık oktyoruz. Bu çatışma o zamanlar daima taassubun ve softahğın üslün gelmesi, «yeni ve ileri»mn ayak altina ahnmasıyîe sonuçlanırdı. Çağma göre ilen olan düşühceler, örneğm haksızlık ve adaletsızhğe karşı baş kaîdırma, mazlum Turk halkmdan çiKnvşsa, bu auşunceleri güdenler «Saraya ve Saltanata karşı Isyan» suçunu islemış sayıldıklarından, şıddetle koğuşturulur ve en agır cezalarla cezalandırılırdı. îleri düşünce devlet adamlarmdan çıkmışsa, hemen smsi ve rakıp vezirler, harekete geçer, onlarm teşvıkiyle Yeniçerıler nvaklanır, şerıat ve adaîet adma, olmadık a!«çaklık ve adaletsızhkler vapıhr, devlet yonetıminın kötü gidışıni duzeltmeyi düşünenlerm kafaları kesılır, mal ve muîkîeri yağma edılır ve boylece guya «dının elden gıtmesine» engel olunurdu. Mehdi geleceği için reform gereksiz O çağda toplumun çok nuiuzlu bır zümresı olan gencl softa takımı, yakm bır zamanda «Mehdı» zuhur edeceğını, dünyanın sonu gelmiş olduğunu, bu nedenle dev'.et yonetımınde reforrna gerekîık olmadığım, kendı aralarmda ve halk arasınüa hattâ saray çevrelerinde açıkça söyleyip yaymakta idiler Daha yüzyıl önce ne gıbi bir bılgısızkk deryasmda yüzdu*umuzu bıze acı acı hatırlatan ve o zamankı reformcu duşünceyj temsıl eden raporunda izzet Molla, koyu cahilhk ve softalık eseri olan gericı duşunceyı eleştirerek gazet güzel cevaplar verrniştır: Bir yalnızlık... OKTAY ÂKBAL Bır koşu düşünün. Ünlü sporcuların çoğu katılmamış. Katüma olanağı bulamamış Ya bır kenardan seyrediyorlar, ya bunu bile yapamıyorlar. Bır yığm koşucu^var ortada. Yanş ba'jlıyor Ama, ne goruyoruz, koşucularm hemen hepsı ters yana gidiyorlar, geriye doğru, oysa hedef ilerde, aydınlıkta. Hayır, koşuyd katılanlar ters yöne atılıyorlar duşe'kaika, ıtışe kakışa. Karanlığa, genye, uçuruma doğru.,. Yalnız bır koşucu var ılerıye doğru gıden, Tek başma," yalmz ., Seyırcıler alkışlıyor, övüyor, gckleıe çıkanyorlar. Yalntz koşucu bakıyor çevresme kımse yok, Bir tedirginlik içındedir. Ama olsun yanşı olumlu yönde bitırmeli. Koşmala koşmalı... Gidiyor yolunda yalnız başma, Aracla duruyor dmlenıyor, çıçek topluyor, gokyüzünu seyredıyor, şıırler okuyor, düşler kuruyor, gene yolunu sürdürüyor. Kimse yok ki gelen, onu geçmek istsyen. En ünlü koşucular seyırcı. Hattâ seyirci bile değıl, Alan dışında.,, Hüzünludur tek başma koşmak bır yarışta. Bınlerle ınsan sem seyredıyor, alkı^lı>'Qr BÇIKI ıçınden gulerek. Ne gulünç, bir başin<ı koşmak, yüzdeyüz kazanacağını, bilerek... Kendimi o yalnız başma koşan sporcunun yerine koyuyorum bazan. Bakıyorum basına, hemen butun yazarlar tersme koşuyor. Türkıye' nın. Turk halkımn gitmesı, yurumesi gereken yolun tam tersı bir yolda!.. Bütün istedikleri, herkesin kendilerini izlemesi, o karanhk, o çıkmaz yola sapması! Geriye, çok genye gitmemı • zi özlüyorlar, bugünkü basında, yazma, sesleıinı duyurma olanağı bulanların çoğu. Genye domi$ tek çıkar yol onlar için! Içtensızlikle «Atatürk Atatürk5> sözü de edıyorlar arada, ama fırsat bulsalar padişahcıhğın, hah Evçt feciliğin, şeriatçiliğin " övgüsühü ' 'yapacaklar, Atatürk adını yurt düzeyinden kazıyacaklar. Türk toplumunu bir ortaçağ karanhğma, batağma çekip goturecekler, bambaşka bır ulke, bır devlet halme getırecekler Atatuık Cumhurıyetinı... Bakıyorum çevreme şu sırada pek az yazar var gerçek Atatürkçülük, devrimciliK, ç?ğdaş uygarhk yolunu tutmuş durmaksızm koşan. Doğru, olumlu aydınlık bır gorüşun, bır duşuncemn yazarları susmuş, bır yana ıtilrmş. En yureklıler, en bilgıhîer, halk çogunluğunun en çok sevdiği, beğendiği yazarlar gazetelerinden, uzakta bugün. Mektupîar ahyorura yazılarımı oven. Hüzün basıyor bu övgüleri . okudukça! «Bir ben» varsam bu yarışta neye yarar butun bu övgüler? Bu durumda bir «sen varsm» dıye övülmek sıkmtı veriyor, utandınyor. Tek başma giri^ilmiş bir yarışta ne kazanmak ne kaybetmek vardır. Ama bir sporcu tek başma da koşar. Gorevını, işmı yapmak ıçm.. Sporcu dürüstlüğuyle... Ben de öyle yapıyorum. Olumlu yol mademki Atatürk devrimlerinin en yüksek aşanıa sının yapıldığı bir aydınlığa doğru gitmektır. Öyleyse hep bu yolda gideceğım Devrıme karşı çıkanlar yarışı ters yone çevırseler'de, yolları alt üst etseler de, doğru, iyi, guzel gerilerdedir, bizim gittiğimız, size de gitmenizi öğütlediğimiz karanlık çıkmazlardadır deseler de, ben doğru bildığim yolda yürüyeceğım. Tek başıma da olsam şımdilık Nasıl olsa bır gun aydınlıktan, iyiden, güzelden, doğrudan, halk yararmdan, Atatürk devrimlerinden yana bütün yazar, düşünür dostların bu yarışta yanımda, önumde, çok çok önümde yer alacağını bilerek, buna manarak... Münih olayı ve Ortadoğu tietler arasında yarıştan ziyade uluslar arasında savaşa ben7eyen 20. Olımpiyat, sınırlıhk havası içinde kapanmış ve herkes cfe derin bir nefes almıstır. Kapanırken, Ohmpivat Koyunun yeni olaylaıa sahne olacağından korkulduğu için geleneksel toren kısa kesılmıstır. Olupbıtenler karşısmda Olimpıyatlara devamm yararlı mı olacağı sorulmaktadır. Uluslararası barışa hizmet edeceği yerde Munih, uluslararası gerginlik yaratmıştır. Oyunların birtakım zayıf noktaları belirmiştir. Atletler arkada kalmış, bayraklar öne ahnmıştır. Bu rekabet, şövenizmi kamçılamakta ve milletler arasında ahengin güçlenmesini engellemektedir. Böyle bir gelişme Olimpiyatlarm ana hedefine ters düşmektedir. Oyunlar çok genişlemiştir. 1896'da Atina'daki Olimpiyata 9 ülke katılmısken, Münih'e 120 ülke katılmi<;, atletlerin sayısı cîa bu oranda artmıştır. Bu kadar genis ovunlara ev sahıplıği yapabilecek pek az ülke vardır Almanva, Münih için 650 milyon dolar harcamıstır, ki bunu dünyada ancak birkaç ülke yapabilir. Oyunların çıkarcıhk yönü agır basmava baslamıs, sporculuk arka pjânda kalmıştır. Devam edilecekse. eksikliklerin duzeltilmesi gerekmektedir Bunu başarmak görevi de 1976'da ev sahibi olacak Kanada'ya düşrrektedir A OLİMPİYATLARDA ŞOVENİZM KAMÇILANMAKTA İSRAİL'İN MİSİLLEMESİ ARAP ULKELERİ ARASINDA DA GÖRÜŞBİRLİĞİ YOK VİETNAMDA BARIŞ İÇİN YENİ BİR PLÂN NİXON'UN DANIŞMANININ ESRARLI GEZİSİ DOLAR YERİNE AVRÜPA PARASI YARATMAK PAKİSTAN VE BENGALDEŞİN İÇ İŞLERİ KARIŞIK PROF. DR. AHMET ŞÜKRÜ ESMER dun'den baskâ, hiç bir Arap ülkesı fKara Eylul» orgutunun davıanjsmı kmamaya cesaret ecîememısfır. Böyle olsa da, Mü nıh ola>ının Arap davasına ^arar getırdığını ve îsrail'e dunya olçusunde sempati yarattığını anlamaya başlayan Araplar, sorumluluktan sıyrılmak çabasındadırlar. Önceleri Münıh'teki gerıllacıları öven Filistin Kurtuluş Cephesi Radvosu, sonraki yayımlarında olavdan kendısinin sorumlu olmadığım belirtmı>tir. Sanıldığma göıe «Kurtuluş Orgutu» geriye doğru bu adımı, Arap hükümetlerının baskısı al tında atmıstır Munih olayı tsraıl'ın propaganrfası için o derece yararlı olmustur ki, Maresal Tito, bunun tsrail ajanîan tarafından tertıp edilmis olmasının mümkün olduğunu ileri sıirmü'stur Eski detterler JALE CANDAN ski defterleri karıştırdım geçen gün. Gün luk iş randevularını, önemlı tolefon numârâlarmı yazdığım cep defterlenmi., Her yıl bir yenisi gelmiş, bir oncekım eskıtmiş ama ben atmaya kıyamamışım, bır gun benim için ne denli İlginç olacağını hesaplamadan bir kM yıya köymuşum. Şimdı C H P. ıçmde faal olarak çalıştığım yıllarm tum hıkâyesini buluyorum, birkaç sözcüğün ıçinde. Bakıyorum, bır yıl once en başta yer alan telefon numaralanmn bir kısmı bir yıl sonra defterden siUmvermış. Nice inandığını; sevdiğim, saydığım kınT3e ortak politik hayatımızdan çıkıvermiş, kaşla goz arasında yok oluvermiş dostluklar, inançlar.. Bır yıl önce sık, sık arayıp ulke sorunlannı, parti sorunlarmı konuştuğum, fıkır aldığım, fikir verdığım, beraber geziye çıktığım arkadagları artık görmez olmuşum. Hoş yıne karşılaşıyoruz şurada, burada. Bazen görmuyoruz birbirimizi. Bazen uygar insan olma çabası içinde, şöyle gözucu ile bakıp birbirimize, selâmlaşıyoıuz, Üzülerek.. Öysakı uzulmemek gerek. Şimdi canlanan anılanma eğıldıkçe, C.H.P. içindeki bitmeyen kavganın, kopmalarm nedenini çok daha ıyı kavnyorum. Şu toplantıya bakınt Yıl 1966, Ocak ayı. 20'den fazla partıli kadın arkadaşla, parti merkezmde, goleneksel balo hazırlığı için bir araya gelmişiz. Ne konuşmuşuz biliyor musunuz? Geleneksel balomuzda kıyafet zorunlulugu koyup koymıyacağımızı! Benzer günleri çok iyi hatırlıyorum..Bu konu çok tartişılırdı. Içimızden ba^ılan, her zaman bu kıyafet zorunluğuna karşı çıkaılardı Kıyafet zorunluluğu konursa yine belırlı kımseler toplanacaklardı balomuzda Oysa pek çok C.H.P. linln veya C.H.P. sempatizanının ne smokini vardı, ne de frağı.. Belki koyu rcnk bir kostüme de sahıp değilîerdi. Gelmemeli miydıler günümüze? Karşı fıkır dayanı yor ve dayatıyordu. Büyuk iş adamlarına davetiye göturup hediye ve para alacaklardı, balonun sevıyesini korumak durumunda idiler. Belki önemsiz gclir size, şimdi bu tartışma; ama, hcyecanlanırdık ve dışarıda, sesimizi duyan erkek aıkadci^larımız, kıs kıs gülerlerdi bu incir çekirdeği doldurmayan sozlere., E Bakıyorum yine: Yıl 1965, aylardan Ekim Seçım kampanyası ıçın yollara koyulmuş partili kadmlar. Ben Kayseri Sivas bölgesine dusmüşüm. Hatırlıyorum, ne denlı mutlu, ne denlı inançhydik. «Ortanın soiu, deyimini yeni çıkarmıştı İsmet Paşa.. Gericiliğin de ilericiliğin de ekonomik tcmclc dayandığı fıkrinı ileri süren fakat henüz kafalafımızda tam somutlaşmamış KAY1P Istanbul Trafik Müdürluğunden almış bulundıı^urn 45481 numaralı ehliyetimi kaybettım. Hükümsiİ7dür. Av. M. Zâki BtLGl KAYIP Sanat Enstitüsü diplomamı kaybettim. Yen ni alacağımdan hükümsüzdür. NİHAT YILDIZ insancıl bir dünya görüşü idi bizim için. Halka anlatarak kendimizi nihayet ona yaklaştnabileceğimizi sanıyorduk. Sivas*"sinemasının önünde, konuşmaktan sesi kısılmış bir partılimizle kargılaştık, ama şöyle sıradan bir partili değüdi ba. Çok paılaktı, çok yükseklerdeydı, çok namhydı o zamanlar. Profesördü, sözleri dikkatle ızlenıyor, omuzlarda taşmıyordu. Bizı görunce «Köyleıe gidin bacılarım köylere ortanm Yolunu anlatmaya gidin. Sizi bekliyor yoksul Turk halkı, kurt^rm analarmrzı, karde§lerinızı> dedi, O da reformları anlatarak seçımleri kazanac^ğımıza inanıyordu. Seçimleri kaybettik. Sonuçlar ilân edildikten sonra profesörle, ilk Parti Meclisinde buluştuk. «Ortanm solunu bırakmalıyız» diyordu da başka şey demıyordu. Sivas konuşmalarmı hatırlattım kendisine. Hıç yadırgamadı «Bu bir seçim sloganı idi; tuttnadı, elbette bırakacağız» dedi. Yani tersini de savunacak mıyız? Bu defa güldü: «Particilik bacım» dedi. Ccp defterlerimden çıkanlar bu sütunlara Sığmayacak. Fakat dikkat ettim kıyafet zorunîuluğuna karşı olanlar partiyi kazanmışlar. tçerdcler. Diğerlerinın buyuk çoğunluğu başka partınin balo hazırlıklarını yapıyor şimdi, çoktan ayrılmışlar, bir kısmı da ha gitmiş, ha gidecek.. Ortanm solunu slogan olarak kabul edcn savm profesor de b'liyorsunuz, uzun süredır yeni sloganlar ımal edıyor, başka bır cephede.. Günden güne daha somutlaşan, yoksulluk içindeki büyük halk kesiminin ihtiyaçlarına cevap verip kokleşen, yeni yöntemlerle başarı şansını arttıran ve doğal olarak bazı zümrelerı de karşısına alan bir ekonomik ve sosyal goru t şün, yıllardanberi kcndi kendisini arayan halkçı C.H.P. de tutunması ne kadar anlaşılır bir şeyse ba§ka bır dünya görusüne sahip partililerin bu durumda C.H.P. den kopmaları da o kadar anlaşılır bir şeydir. Anlaşılamıyacak olan C.H.P. den doğan yeni partınin de tıpkı ötekiler gibi. C.H.P.'yi karşısına alıp ona mesnetsiz ve yakışıksız isnatlarda bulunması. Bu yalnız insanlık yonunden değıl, Turkiyenin içinde bulunduğu koşullar bakımmdan da affedilir bir şey değıldir Çünkü CH.P.'de çalışan herkes yeni akırıi denilen şeyin de C.H P.'nin yeni genel başkam sayın Ecevit'in de aşırı eğilimlerden ne kadar uzak olup demokrasiye ne kadar bağh bulunduğunu bılir. Yok eğer istenilen Türk Parlâmentosunu domokratik soldan yoksun bırakmaksa bu da ülke gerçekleri ile taban tabana zıttır. Güvenlik Konseyinde: Münıh'te sporculanmn bldürülmesine misilleme olarak îsrail, Surive ve Lübnan'a karsı sald'ırıya geçmi<; ve aralarında kadmlar ve çocuklann da bulunduğu birçok insan öldürmus1 tür. Lod Havaalanındaki katl 'âm üzerine de îsrail Lübnan'a 1 karsı misillemede bulunmu ;, Lubnan, Güvenlik Konsevi'ne başvurmuş ve,Konsev, Amerika'nın çekimser kalmasına karsı ovbirli§iyle tsrail'i kınamıstı Bu kez Amerika, vetosunu kullandıgından, tsrail hakkında kınama kararı alınamamıstır. Bu davranısiyle Amerika, komsularına karşı saldırıva geçmesi ıçm îsrail'e vesil ı<5ik tutuyor demektir. tsrail'in bundan yaravlanacağı ve OrtadoSu'da cerginliğin daha da artacagı <;öylenebilir. Münih'in bir zararı da bu oimustur Bu vesile ile Güvenlik Konsevinin felçli hali bir k"7 daha belirmistır Geçen Arahkta, Amerika ve Çin'e karsı vetosunu kuilanan Snvvetler BirUC'i Hındıstan ile Pakistan arasmdaki savasta ateşin kesilmesini önlemisti Geçen av Sovyet ler ve Amerika'va karsı vetosunu kullanan Çin, Bengaldeş'in Birlesmis Milletlere girmesini engelledi Simdi de SovyetİPr vc Çin'e karşı vetosunu kullararak Amerika saldırı kapı^mı îsrail'e aç;k tuttu. Arada Birlesmis Milletler'in prestiü sarsılıyor Vietnam: Vietnam'da barış için iki tarafça ileri sürülen planlara haf ta içinde Vietkong bir yenisini daha eklemıstır Buna göre, Baskan Van Tıyo dısmda Saygon hukümetı Bakanlan arasından. Vietkong üvelerinden VP tarafsızlardan kurulu bır koalısvon hükümeti iktidarı ele alıp, seçim vapacak ve Amerikan askerlen Vietnam'dan uzaklasaraktır Bilindiği gibi Nixon, pek guvenemedi§ı bir hukumetin ıkticTara gelmesini istemivor, kukla Van Tivö'nün iktidarını sur dürmesinden yanadır Bu b?kımdan veni Vietkong önerH bir venilık getirmıvor. Ashnda Paris'teki barış görüşmeleri yerine. radvoda dünyava duyurulduğundan Vietkong da propagandadan baska bir sonuç el o*e edileceğini ummuyordu Vietkong ve Kuzey Vietnam bir yandan kendi topraklarında Amerikan askerlerivle savaşırken, bir yandan da Amerika'da Nixon'la propagan3a savası içindedir Secimp eıdprken kamuovu mıs İse 0*6, hem Pakistan'ın hem de Bengaldeş'ın ıçışlermu karışmakta olduğu goruluyoı Pakistan din bırhğıne dayanaı bır devlettır Devletı teşkıl ede milletler arasında baska bağlan tı yoktu Bövle olduğu için. dı leri, gelenekleri, ırkları ayrı \r sanlar bir devlet içinde birle' tiler Fakat zamanla mıllıvt duvgulan a§ır basmava basi; vınca. bırlık sarsılmava baslad Hmdistan'ın askerî yardimivl Doğu Pakistan ayrılarak Beı galdes oldu. Şimdı de Batı P kistan'ı teskil eden Pencaı Sind, Kuzevbatı ve Bulucista evaletlerı arasmdakı bağiar ge semektedir. Bu ^valet liderler1 den bazıları, Benga!de« lidP Mıicıbürrahman ıle Avrupa'r temas ederek, Pakistan'ı cfağ mavi ve hppsinin bir arada «c« nu etkilemek istiyor. Fakat as söz edilmiyorsa d"a, görüşmeler spk» bir federasvon halinde H' arasında Vıetnam'ın da ele almkerlerin %95'ını geri çektikten disfan'la birlfsmpvi çöriismı ve kayıpları da aynı oranda a dığı muhakkaktır. ler. Ashnda. Paki=:tan için b zalttıktan sonra Amerıkahların anavasa da bölceoilik yÜ7Ünd< Vietnam savaşı ıle ılgıleri de aha7irlanamıvor Kıssınger, Moskova'da Suvyet zalmıştır. Amerıkalılar savaşBpnsaldes'in lsp avrı probleı yonetıcılerıyle gorusurken, Ormadıkça, Vıetnamhların kendl lprı vardır Burada Mucibürra tak Pazar ülkelerıyle (Frant.a, aralarında savaşmalarını ve kı man 1970 Arahk seçimlerinin 5 Almanya, Belçika, Hollanda, rılmalarını Amerikahlar umurnuclarına söre bir hükümet k ttalya, Lüksemburg) gelecek samıyor. mustur Ovsa secim, ülke Do Ocak'ta ortak olacak dört ülke Pnkısfan ikpn vapilmıstl Ye nin (İngıltere, Norveç, Danimarka, îrlanda) Dısısleri ve Ma sccimp ffitmekten kaçınıvor M Nixon'un Ulusal Güvenlik Daliye Bakanlan toplanarak, s,b halpfet partisi lidpri Ra«ani 1 nısmanı Henry Kıssınger, esrarruşmuslerdir. öncelıkle bır yıl koalisvon kurulmasını istivc h gezilerının bırinı daha yapAslmda MuHbürrahman VÖT dan ben duzenı bozulmuş olan mıçtır. Moskova'ya gıderek Sov para sorunları ele alınmış ve timi dp bnsarılı olrnamış, aç î yet lıderlerıyle görüşmüş ve ya halk gösteriler yapma bir Avrupa Merkez Bankasının • lan yımlanan bildırıye göre «genış kurulmasına doğru ılk adım akapsamlı bir tıcaret anlaşması tılmıstır Paraların değerlerl a*a] ıçm» gorüşmelere gırısilmesıne galanma hahndedır ve bunları karar verılmıştır Göruşmeler sabıt bır birıme bağlamak çaba sırasında Avrupa Güvenlik Kon Uganda'd'a Baskan tdi Am sı haylı zor olacak, fakat hedef, feransı, Stratejık Silâhların Sıtngıliz uyruklu Asvalılan ül' artık doları bır yana ıterek bır nırlandırılması konularının da sinden uzaklastırarak Ingıltf Avrupa parasınm yaratılmasıele almdığı bıldırıliyor Sovyetıle çatısırkpn. tsrail'e ve Yal dır. "Onlar", zirve halinde, geleler Birliği uzun zamandan beri, dılere çnttığı için Amerika cek ayın 19'unda Paris'te toplaAmerika ile geniş ölçüde ticarî de çatısmava haslamistır Ar nacaklar, Paris'te görüşülecek ılıskiler kurmak çabasında idi lara varanmak için tdi Am önemh konu, bir siyasî sekreSorun, Nixon'un Moskova'yı zıîsnaillılerin, «Ortadoğu prot yareti sırasında ele ahnmış, fa terliğin kurulması ve bunun ne mini varatan» tngiltere'ye V rede yerleşeceğidir Tüm ortakkat sonuca vardırılamamıştı. lesmelerini ve Filistin'in, Fi lar Brüksel'de yerlesmesini isEngellerin bıri de, tkincı Dünya tinlilere verilmesini ileri s terken Pompidou, Sekreterliğin Savaşı içinde Sovyetlerın Amemüş ve YahudiİPri de verer rika'dan borçlandığı paranm ve Paris'te verleşmesinde dırenmiş, bunlan voketmekte Hitleı bu nokta üzerinde anlaşmaya «Kiralama ve ödünç verme» yo haklı olduğunu söylemistir varılmadan Paris'te zirvenın lu ile yapılan yardım karşılığıbevan Amerika'da tepki yaı toplanmasını engelhyeceğim de nin ödenmesi idi Amerika bu mıs ve Nixon, Uganda'ya kre anlatmıştı Bu satırlann yazılborçların 11 mılyar dolara varyı kesmiştir Daha önce tng dığı ana kadar Pompidou, ev sa dığını iddia etmıstır Bundan uvruklu Asvahlarm ülkeden hayli indirim yapılmış ise de. hibi sıfatiyle henüz Paris zırve7aklastınlmalanna karar ven sini toplantıya çağırmamıştı, faAmerika, bu hesapların kapansi üzerine fniîiltere de yard kat geride kalan 9 ortağın ismasında direnmiştir. Kissinger kesmisti Bu rîavranislarfvle teklerine karsı gelmesi de bekMoskova'ya giderken Almanya' Amin, Araplann gözüne girı lenmıyor Ashnda. Sekrpterhgin va uğrayıp Brandt'a, dönüsünde ise de, Batının yardımlan ke nerede yerleşeceği karaıı, zırde Londra ve Paris'ten geçıp, mis. Arnplardan da para gel veden önce değil, zirvede veriHeath ve Pompıdou'va Moskovor Simdı de tneiltere'nin k lecektir va'd"aki göruşmeler konusunda disıni öld'lrteceginden korkuj bilgi vermiştir. Bu korkusunu tekrarlay'P d maktadır Dogru mu, yoksa Amerika, Çin'e de buğday sat ham mı kestirilemez Fakat maya karar verrmstir Bu «alısl?San ıslprdendir tnciltere' tar» karşılığı Moskova ve Pekin' plinden kurtulsa da Amer ın de Amerika'ya «verişleri» olGecen Temmuzda Bavan Gano*a karıstığına eöre C t A ' duğu süphe götürmez Bunların di ile Butto arasında Sımlâ'da fAmprika Haberalma tdarı biri de Vietnam konusunda ta varılan anlasmanın uygulanmakiırtulm vİ7dir Bildiride bu sorundan sı yeni zorluklarla karsılaşma Roma görüşmeleri: Kissinger'în gezisî: İdi Amin: Pakistan, Bençjaldeş: Denizcilik Bankosı T.A.O. dan Aşağıda yazılı malzeme alınacak STROPOR CAN SALI İÇİN • • CAN YELEKLERİ İÇİN CAN SİMİDÎ 45 Adet 31824 Adet 369 Adet MİNNET BOHCU Kardeşim Nimet Konya'nın yıvecek zehirlenmesinden mü tevellit cilt rahatsızlığını ve benim müzmin neorodermit hastalığımın verdiği üzücü ıztıraptan şefkat ve alâkaları ile kurtaran, Araplar arasında: «Kara Eylul» tedhisçi örgütürün davranıslarma karşı Arap ulkeleri arasında o*a görüsbirlığı voktur. Kral Hüseyin, Münih olaymı sert bir dille kınamıstır «Kara Evlül», îsrail'den de daha çok Hüsevin'i düsman saydığmdan, Kraldan böyle bir davranış bekleniyordu. Aslmda Hüsevin, Filistin gerillalarına karşi tutu. mu vüzündrn Araplar tarafından aforoz edilmis, yalnızlıga atılmıstır Ürd"ün'ün katılmadıgı Arap Dışisleri Bakanlan Kon feransmda da görüş ayrıhkları çıktıgını Arap Birliği Genel Sek reteri Mahmud Riyad gizlememi^tir Gerillaları desteklemekte, hattâ beslemekte en çok ileri giden Libya'dır. öte vandan tsrail'in misillemelerine hedef olan Lübnan, temkinle hareket edilmesinden yanadır. Fakat Ür Teklıfler en geç 28.9.1972 günü mesaî hıtamına kadar Bahçekapı 27 Mayıs Han 3. kattaki Satınalma Komisyonuna verılecektır Şartnamesı Malzeme Müdürlüğü veznesindçn temin edilebilir. Dos,. No: 1972/1228 (Basm: 213826584) Muhterem Dr, Hakkı Salman'a şükranlarımı arzederim Sümerbank \hm ve Satım Müessesesi Satış iVhıhasebesi Calisp Konva Ciımhurivpt AJSKARA İMA1İ LİMİTED İSTANBUL Edebiyat Fakültesi Dekanlığından Pakültemiz İngiliz dili ve edebiyatı kürsüsunde 11. dereceden bir okutmanlık kadrosu munhaldir. İsteklilerin 30 Eylül 1972 tarihine kadar Dekanlığa müracaatlan ilân olunur. (Basın: 213776590) ŞİRKETİNDEIS Şırketimizde 657 ve 1327 sayılı Kanunların ön gördüğü hükümlere göre istihdam edilmek üzere 10 uncu derece ile 5 inci derece arasında Avukat ahnacaktır. İsteklilerin Atatürk Bulvarı No: 13/A da Ankara tmar Limited Şirketi Personel Şefliğine müracaatları rica olunur (Basın: A. 14216 • 21366658t» » • • • • •. •••••» •••••»•••••••»4^* * SEKRETER CA^l : ARANIYOR I p ı 17 0SS4 CİDDÎ BÎR MALÎ DANIŞMA BÜROSUNA VASIFL1 SEKRETER ARANÎYO' • • • • • • • • • • • • • • » • • • • •• • • • • • • • • • • • • • •• • • • • » (Cumhuriyet • 65£