26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURfYET 16 Eylüî 1972 Vm£ KA2IK 80YN0Z. 0AR.8ESİNİ yı BÛ&U^MUS i, SilÂHINI , SA6A Izmir'in içinde «Güzel fikir ama,» karşüığıru verdim, «ben ştmdi Türkiye Tenis Birincüiklerinde, birlikte çift erkeklerde oynıyacağımız Uğur'un, beni yarı yolda bile bırakmasından korkmaktayım...» «Hakhsın. Elbette önee Uğur'u yumuşatmak, derdini anlamak gerek. Fabrikanm ayrmtılarını sonra düşünürü?.» Şöyle bir durdu Hidayet Bey, çok içtenlikle söyler gibi bir fikir ortaya attı: «Aeaba, şu îzmir şampiyonîuğunu Uğıtr'a versen nasıl olur? Sonra zaten Türkiye Birincüiklerinde yenersin!» Dondum kaldım. Damarlarımdakı bütün kamn çekildiğtni hissettim. Bu adam, benimle şaka mı ediyordu? Yoksa beni ovv.na mı getirmek istivordu? tyl niyetîi görünüp beni bir maç içm satm almayı mı düşünüyordu. Yüzüne bakmış kalmışım. Oysa bana yakmlık gösteriyormuş rolündeydi gibime geldi. Kendimi toparîadıktan sonra, «Bunu yapamam!» karşılığını verdim, «sporda biîe şakadan da olsa, Jıatp için de olsa, bile bile yenilgiyi kabul edemem! Uğ'ir, alacaksa maçı, bileğinin gücti ile almaîı.» Bay Hidayet Koryürek, çok ügisizmiş gibi göründü; ama kırrrızı yüzünün, biraz daha kızardığım fark ettim. Artık utançtan mı, öfkeden mi, benim şu sıra pek anlavacak halim yoktu. Çünkü ben, öfkelenmiştim. «Canım elbette hakhsm. Dediğin olasıya bir iş değil ama, hani bir yaran olur mu? Bir çare bulur muvuz? diye böyîe birçey akhma geldi.» Artık ne niyetle «böyîe birşey» aklına. getirdiğini kestirmem güe'u, tçimden, iyi niyete yormaya çalıştım. Uzunca bir sessizlik nldu. Kolumdaki saate gözüm ilişti. Hidayet Eey, sakin sakin c orrîu: «Nıve saatine baktm? Sfkıldın mı?» Ne karşılık vereyim? Toparlandım: «Banka müdürü aklıma geldi de.. kaçırmıyayım...» SAMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI42 «Nereye kaçarmış?» Çekl alıp uzattı bana, «koy şunu cebine. Daha yanra saatimiz var. Tam, beşe beş kala gideceksin... Nerede kaldm? diye sana çıkışamıyacak. Kibarca soracak. Başka bankaîarda işim vardı da.. diye alaya aîacaksm...» Bu sözleri ederken bir yandan da bir Amerikan cıgarası yaktı. Bana da masanın üstündeki o kocaman cıgara kutusunu önüme doğru sürerek ikram etti. Bir ara oyatemrım diye aîdım bir cigara. Yakmadan önce, şöyle evirip çevirip baktım. Bay Hidayet Koryürek, almdı olmalı ki, gülerek konuştu: «Tütünün anavatanı Amerika.. Cıgara yapmasmı da biliyorlar.. Ben, bu nanelilerden hoşlanıyorum. Sen, sevmedin mi yoksa Emre?» «Peki bizim tütünleri niye satm alır bu adamîar?» «Kendilerinin lâhana yaprağma benzeyen tütün yapraklanna, bizim nefis ince yapraklı, damarsız tütünlerimizi kanştırma'< için. Bu garip bir iştir Emre: Tütün, Amerikadan gelmiş, bizim topraklara ekilince, yozmuş. Yaprağı küçülmüş, yaprağı küçülünce, yapraklannın tistündekl damarlar inceîmiş. Daha koîay kurur, kıyıhr bir hal aîmış. Sonra da kokusu gayetle nefisleşmis? Bizim tütünümüzü karıştırmazlarsa Amerikalılar kendi odunlanna, cıgaraları rezalet olur. Senin sormak istedigini çok ivi anlıyonım: Diyeceksin ki, bizim şirketimiz biîe bunca ton tütün satar Amerika'ya da biz, niçin Amerikan eıgarası içelim? Doğru. Ne ki. adamlar, .bizim tütünden başka birşeyler de karıstınvorlar nefis cıgara yatımak için; bîze gelince, sadece nefis tütünlerimizden bile doğnı dürüst cıgara yapamıyoraz...» Bu adam da hiçbir lâfm altmda kalmıyor diye içimden geçirdım. Bay Hidayet Koryürek, birden sözü değiştirdi. Gönlümü almak isteyen bir hali varrm? gibiydi: «E.. hayırlı uğurlu olsun.. güle güle oturun.. baban kat almış, hem de senin üstüne yapmış tapusünu...». (Arkası var) RADYO İSTANBUL 05.55 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08.30 08.45 09.00 09.20 09.40 10.00 10.05 10.20 10.45 11.00 11.45 12.00 12.10 12.30 13.00 13.15 13.30 15.00 15.05 15.30 16.00 16.15 16.30 16.45 17.00 17.05 17.20 17.50 19.00 19.30 19.45 20.00 20.25 20.40 20.55 21.00 21.10 21.30 22.00 22.45 23.00 23.45 23.55 24.00 11.55 12.00 12.30 13.00 13.30 14.00 14.30 15.00 16.00 17.00 17.30 18.00 18.30 19.00 19.30 20.15 21.00 22.00 22.30 23.00 23.30 00.30 01.00 05.55 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.08 08.38 09.00 09.20 09.40 10.00 10.05 10.25 10.55 11.10 11.30 12.00 12.05 12.30 13.00 13.15 13.30 15.00 15.05 15.20 16.05 16.20 16.40 16.50 17.50 19.35 19.50 20.20 20.35 20.55 21.00 21.10 21.30 21.50 22.10 22.30 22.45 23.00 23.20 24.00 Açüış, Program Köye Haberler Türküler, Oyun Havalar Haberler Bu Sabahm Melodileri Istanbul'da B u g ü n Solistler Geçidi Arp Soloîarı Bilge Şan'dan Türküler Ev îçin Y. Özel'den Şarkılar Arkası Yarın Haberler Y. Eroğlu'dan Şarkılaı Hafif Batı Müziği M. Ceyhanlı'dan Türküler Konserlerimizden Seçmeler H. Pekşen'den Şarkılar Haberier Hafif Batı Müziği Solo Şarkılar Haberler, Resmî Gazete Saz Eserleri Reklâm Programları Haberler Solistler Geçidi Cumartesi Konseri Türküler Geçidi V. Uçaroğlu Topluluğu Oyun Havaları Hafif Batı Müziği Haberler A. Dal Topluhığu Yurttan Sesler Reklâm P r o g r a m l a n Haberler Hafif Müzik O. Avşar Orkestrası Deyişler ve Ezgiler Tekniğe Açılan Kapılar Müzik Bir varmış Bir yokmuş 24 Saatin Olayları Solo Şarkılar Besteciler ve Yaşantıları Reklâm Programları Haberler Hafif Bsftı MUziği Gece Müziği G ü n ü n Önemli Haberleri Kapanış. 4 0 yıl önce Cumhuriyet VKAF Umum Müdürlüğünden aldığımız tezkereden oazı kısımları yayınlıvoruz: «Muhterem gazetenizm 3 Eylül 1933 tarih ve 3350 sayılı nüshasmda Yunus Nadi beyefendinin Vişi'den gönderdiği "Ayasofya'mn yıkılma tehlikesi" baş hklı makale mütalâa olundu. 16.9.1933 E AYASOFYANIN YIKILMASI MESELESİ rer değer olmakla beraber kah. vehane olarak kuHanümas) ve camiin kapısma kadar isk^mle konulmak suretîvle me\rtana gelen çırkınlîk dlkkate almmıstır. Bunlar Evkafça ıstımlâk ediîeceği gibi Beiedıye nezdmde de teşebbüsîerde bulunuimuştur.» Yunus Nadi beyfendi, Ayasofya'mn yıkılma tehlikesine karşı dikkati çekmekle beraber etrafmdaki mezarhklardan ve avlusundaki kahvelerden ve emsali eserlerin bakımsızlığmdan şıkâyet etmektedir. Ayasofya hakkmda tarafımızdan Cumhuriyet Hükümetınin dikkati çekiimlş. îcra Vekilîeri Heyetı kararlyle Mımar Kemalettin beyin başkanhğmda mera. leketin en güzide mimarîarmdan mürekkep bir heyet teşkil edilmiştir. Bahçedeki türbeler tarihf bi DÜN FUTBOLDA Beşıktaş Takımı ile maç yapan Bulgar takımı 2 0 yeniîdi. îtalyanîarı da, güreşlerde dört galibiyet alarak yendik. TÜRK . ÎUNAN iktısadî iştiraki için muhtelıt bir komisyon kurulmuştur. MALKOCOĞLU yazan veçızen.Ayhan BAŞOGLU ÇELİK HANÇER Doktor Cemil Dişçi koltuğuna oturup başını arkalığa dayadı, ayaklarım uzattı. Koltuk evin «n rahat yerıydi. Hüsnü akşamları eğer annesi ilçedo değilse, evine gilmez burada oturur, arka odada yatardı. Annesi bu sıralarda doğum yapacak küçük kjz kardeşmin yanmdaydı ve Hüsnü ösgürdü; bu özgürlük, ilçenin tekdüze yaşantısı içinde yatmak, yemek, îçntfek gibi günlük işleri büyük bir zevk haline getınrdı. Boyle günlerde bu dişçi koltuğu üzerinde döne done birkaç kadeh bir şeyler içmekse en hoşuna giden özgürlüktü kuşkusuz... îstanbul'da iyi bir yerde bir apartman dairesi ile küçük bir araba alacak parası vardı Hüsnü'nün. Askerlikten sonraki sekiz yılda toplamıştı bu parayı.. Önceleri, çok yaşlanan babasma yardım etmişti, öğretmen okulu çıkışlı iki kız kardeşinin evlenme harcamalarırun hepsmi üzerine almıştı. Terzi olan babasınm ölümünden sonra annesine ortakçıya verilen iki tarladan başka bir şey kalmamıştı; birikmiş parası da yoktu Ali Efendi'nin.. Hüsnü, tstanbula gıttiğinde annesinin kendi ile gelmeyip karı koca çalışmakla birlikte gcçım sıkmtısı çeken küçük kız kardeşi ile oturmasmı istiyordu; snnrsine diye göndereceği para hem onlarm bütçesine destek olurdu hem de çocuklar yabancı kadmların bakımmdan kurtulmuş olurlardı'.. Bu nokta için annesi ile sürekli olarak tartışıyordu Kusnü. Munibe Hanım, «Benim yerim oğlumun yanıdır, evimi kaparsam ancak onunla otururum» diye tutturmuştu... Hüsnü'nün İstanbul'a gitme istcgıni gecıktıren de, karar verememekten çok, annesinin bu dıremşi olmuştu. Bencil davrandığınm farkmdaydı ama Hüsnü, Istanbula annesini götürmenin başma açacağı sıkınlılan çekemezdi artık. Annesini kızkardeşine gitmesi için otobüse bmdırırken tertışmayı kesmek için Son'bir ödün vermişti. « Anne» dermştı Hüsnü, tSen buradaki evini kapama, bırak öyle kalsm. Yazları gelir gidcrız, Alacağın kiıayı da düşünme; ben onu da verccfâun sana.. Zaten alsan alsan üçyüz lira kira alirsın, konuk olarak da kışları istersen bende, istersen Nursen Nurcan'da otur, artık nasıl istersen. Bir ay da Nurten'e gidersin..» Ses etmemişti Mu YILDİZ İNCESU'NUN ROMANI 42 nıbe Hanım. Şimdi Yılmaz'a mektup yazacak, geleceğini bildirecekti. Sonra annesine de yazacaktı ama taşınma işini tam Nurcan'ın doğurduğu günlerde yapacaktı ki yardım etmek için Munibe Hanım kalkıp peşine takılamasm.. Hüsnü'nün aldığı daireden, mutfağına takacağı perdeye değin karışır ve Hüsnü'nün sinirini bozacak derecede, « Çok masraf oluyor oğlunı, aman yavaş gidelim!.» derdi. «Yokluktan çıkap da varlığa alışamıyan bütün insanların ürkekliği var annemde...» diye düşündü Hüsnü, dişçi koltuğundan kalkıp masanın başına geçerken. Sonra çekmeceden aldığı kâğıda, yazmağa başladı: ^*' «Yılmaz'cığım, Koşullarmızı kabul ediyorum, aybaşında buradan ayrılacağım.. r *"ek yakmda Polikliniğimizde Diş Bölümü açılacaktır!" diye Aksaray civarmdaki sinemalarda reklâm yaptırın; mahallede çocuklara broşür dağıttırm. Ben bütün masrafları üzerime alıyorum!.» Zarfı kapattıktan sonra bir sigara yakarak yine geldi koltuğuna oturdu. Simdi asıl konuyu düşünecekti! Hüsnü dizgesel.düşünürdü. Düşünmeğe otururdu. Başkalan gibi her an, iş yaparken, yürürken filân düşünmezdi; oturur her işi bırakır salt düşünürdü. Konuları bir bir ele alır, kararlara dek götürürdü. Kimi kez not bile tuttuğu olurdu sonunda. Örneğin îstanbul'a yerleşme işini annesinin gittiği gün usunda kesinleşürmis ve bugün yeniden düşünmeden hemen mektubu yazmıştı. Bu gece, önce Cemil'i sonra Zehra'yı düşünecekti. Bunlar bir noktada birbirine bağlı idiler; daha doğrusu Cemil bir tampon konuydu. Zehra'ya burdan atlıyacaktı. Cemil'in seçimlere katılması, hem de bu şekilde kaybedeceğini bile bile katılması matraktı. Daha güzel bir kelime bulamıyordu Hüsnü. Matraktı yalnızca... İşi mi yoktu Cemil'in, aklını mı kaçırmıştı yoksa?.. Bunlar öğleden sonra da usundan geçmişti ya Hüsnü'nün. derine inmeden, soyut olarak kalmışlardı, şimdi şimdi daha belirgenleşmişlerdi ve artık Hüsnü'yü kızdırıyorlardı. (Arkası var) İSTANBUL tL Açılış ve Pcogram Diskoteğimızden Karışık Sololar Beatles Topluluğu Konçertolar The Guess Who Oda Müziği Tatil Günü îçin Müzik Cumartesi Konseri Çay Saati Küçük Konser Gençlere Müzik Senfonik Müzik Hafif Müzik Hafif Batı Müziği Akşam Konseri Sizin İçin Lâtin Ülkelerinden Müzik Hafif Batı Müziği Caz Müziği Gece ve Müzik Hafif Batı Müziği Program ve Kapanı^, Açılış, Program Köye Haberler Türküler Haberler Sabah Müziği Ankara'da Bugün Sabah Şarkıları Çeşitli Müzik Ev îçin Sabah Konseri Arkası Yarın Haberler G. Söyler'den Şarkılar Çeşitli Müzik M. Akgün'den Türküler D. Balkan'dan Şarkılar Konser Saati Haberler M. Geceyatmaz'dan Türküler Şarkılar Haberler, Resmî Gazete Hafif Müzik Reklâm Programları Haberler M. Sünbül'den Türküler Dilek Kutusu Çocuk Bahçesi M. Seyran'dan Şarkılar Haberler ve Reklâm Spotlar Çocuk Saati Reklâm Programlan Hafif Müzik Türk Müziği Türküler İtalya'dan Müzik Bir Varmış 24 Saatin Olaylan Türküler Diskoteğimizden Seçmeler T. Toper'den Şarkılar Çağdaş Türk Müziği Ü. Tokcan'dan Türküler Haberler Çeşitli Türk Müziği Müzik Dolabı Kapanış. DİSİ BOND K/A SEbi SB ' ALDAT. Tl BENİ UEPİ VE SEBEP OLDUÖU DÜ2DÜM ONÜ. ANKARA OVJİZJAMADIH OAUA WENÜZ TSFFANY JONES SAATDAKA] OM OAia<A SONBA m BULMACA 123456789 FAkTAT HAYIB BU OlAMA2 . GARTH pevîM SJE avJQ~ TAKVÎM 16 Eylül Şaban 7 Rumî 1388 Eylül 3 Hicrî 1392 5.39 11.19 Guneş 12.09 5.49 Öğle îkindı 15.40 9.20 18.18 12.00 Akşam Yatsı 19.50* 1.32 4.01 9.40 Imsak SOLD4N SAĞA: 1 Başkası hesabına yapılan veya aracılığı edilen bir alışverişten alınan yüzdelik. 2 Ne çok sıcak, ne de çok soğuk Insanlığın ilk babası. 3 TERr Sl OsmanJj'arıri ilk devirlerinde gece kclu, polis idl Ayak. 4 TERSI kımyada bromun sim gesi Bir organımız. 5 Etrafı su olar» kara parçası Bil mediği konularda lkidebir akıl fikir beyan eden 6 Kimyada neonun simgesi Bir hayvan 7 ödenmesi icabeden para veya başka şey yahutta biT Kim seye karşı eda edilmesi icap eden manevî mecburiyet Sesin en aşağıdan, alçak perdeden olanı. 8 Eski okullardan Hububatm değirmenden dönüş hali. 9 Argoda kolayca aldatılan tipe verilen îsırn Dünya mânâsına. YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 Başkası tarafından sevilmekte veya bir şeye sahip olmakta ortaklığa tahammül etmeme, edemiyen karakterdekı kişi. 2 Ispanyolca «Yaşasın» Dibi yüzünden veya ağzmdan uzakta olan. 3 Manzum bir parçayı meydana getiren satıriar dan herbiri Evin bölümünden. 4 TERSI bir divan şairl miz TERSt tarım araçlarından. 5 Ayıp duygusu TERSt bayram (Eski dil) 6 Yapılması veya yapılmaması ıcap eden şey Geometride daıre hesaplannda değişmez bir birim. 7 Ateş Saçma sapan sözler zırvalar 8 Asya'da bir devlet Kale duvan 9 Yüksek bir memurun çalişma yen TERSÎ kimyada çinkonun simgesi. DÜNK11 BULMACANIN ÇÖZÜMt: SOLDAN SAGA: 1 Pısınk. 2 Eyer, Saka. 3 Jarab Vat 4 Kofana. 5 Üye, Nefi 6 Radon. 7 Dram, Loca 8 Ek, Ulumak. 9 Anzak Mi YUKARDAN AŞAGllA: 1 Pejmürde. 2 îya, Yarka. 3 Ser, Eda. 4 Irak, O muz. 5 Bonn, La. 6 Is, Fe Luk. 7 Kavaf, Om. 8 Kani. Cam. 9 Hata. Sakl. TV 19.30 Açılış ve program 19.31 Kısa haberler 19.35 Reklâmlar 19 36 Köwe (Üzümcülük; Koopera' tifçilikt 20.00 Çocukların televizyonu (Gelin varışalım) 20 26 Reklâmlar 20 30 Habcrleı 20 55 Reklâmlar 20 58 Hava durumu 21 02 Cumartesi gecesl (Ömer Sen; Serap Mutlu Kâmuran Akkor: Eroğh Kızlar orkestrası ve Kana Gür» 21.52 Reklâmlar 21.56 Televizyonda sinema (Döri Kraliçell Kral) Oyuncular: Clark Gable 23 09 Reklâmlar 23.10 Son haberler 23 15 Kaoanı? ALTIN Cvmhuriyet Reşat Hamit Aziz Napolvon 2* Ayar 210.2 380.3! . 235.2! 210.2 185.1! 32.0032.1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear