Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA DÖRT : CUMHTTRtTET: 24 Temmuz 1972 Balık fiyatlarını aracı tayin ediyor KTİSADİ Kalkınma Vakfı tarafmdan hazırlanan «Su Urünlcri» araçtırma raporunun «BaUkç^lığımızın bünyesi» bölümünde aracılardan yakınılarak şöyle denilmektedlr: «Deniz ürünleri, müstahsilden birkaç toptancı tarafmdan satın «lınmakta ve piyasaya gene aynı kanaldan satümaktadır. Bu durum fiili monopollere yol acmakta fiyatlar monopoleülerin düeklerine göre tesbit edilmekte, hem iireticiler, hera de tüketleller bu dürumdân ağır zarara uğramaktadırlar. Aynca üretimin bol olduğu zamanlarda fiyatlar düşünce toptancılar fiyatlan yükseltmek için ttrünü imha edip balık almnnr kesmektedirler. Üretici düşük fiyatlar karşısında üretifni arttırmayı âüşünmediğinden toplam su ürünleri üretiml düşük seviyede kalmaktadır. Üreticiye verüen krediler çok az olup, bir kısıru aracılar tarafından alıkcmulmaktadır.» Devlet Planlama Teşkılâtı tarafından* hazırlanan bir raporda da balıkçılann geneliikle tefecüerden borç almak zorunda kaldıklan şu ifadeyle belirtilmektedir: «Balıkçüan kredilendirmeyi meslek edlnen Bulmaca 1234 5678 9 MALKOÇOĞLU yazan veçizenrAyhan BAŞOGLU ÇELİK HANÇER I Günes doğmus, ortalık ışunıs, günlük {aaliyet başlamıştır. Aşçıbaşı Mevlut Bellkınk vincin başmda... Ön tarafta da arkadaşlarının «Sarı> diye çağırdıkları Mchmet Tüıkseven trol ağının kalm halattna yön veriyor.diğer müejseselerin (Kabzımal komisyoncu vs.) mall gücünUn fazlalığı ve rekabeti, kooperatiflerin gelişmesini önlemektedir.» SOLDAN SAGA: 1 Bir meselede «Evet, Hayı r» diye halkın oyuna müracaat etmek. 2 Takma isim Vücudumuzun dış örtüsü. 3 Çiçeksiz bitkilerde üreme organı Gayrikanunî çiftleşme. 4 TERSİ: Küçük bitkilerBir şeyin korunmasını başkasına bırakmak. 5 TERSt: Halk edebiyatı nazım şekillerinden . Bir içki. 6 Kimyada kalsiyumun simgesi . Yiğıt. 7 Bir suçun veya kusurun hoş görülmesini gerektiren durum veya bir işi yapamıyaç,ak sakatlık, eksikük hali. 8 Uyanık, becerikli, atılgan Yolcu'lukta dinlenmek için durmak 9 îstihsal (yeni, dil). ÎUKARIDAN AŞAGITA: 1 Resim, heykel gibi şekiller meydana getiren sanatlara verilen ad Bir bayvan. 2 Kuzey Iskandinavya'da yaşayan göçmen bir kavim . Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş bir varlık. 3 Yankı Bİrinci Dünya Savaşında Avustralyah ve Yeni Zelandalı askerlere verilen isim iâi. 4 Memurlarda maaş ve de. rece cetveli Azotlu gıdaların idrarla dışan atılan artıklan. 5 Kalın sicim Kimyada krom'un simgesi. 6 TERSİ: Hastahk belirtisi Bir nota. 7 Bir içe gösterüen azami dikkat Bir içki. 8 K s layla kaplanmı; ince emir levha. 9 Kadınlar hama mmda hizmetle sörev Ervelkl ırünkü li kadın bulmacamn Sanat. halledtlmls ll KDENtZ açıklanndan kopup gelen rüzgâr, hırçın daJgalar, Ta;ucu iskelesnde demir alan büyiik ahşap trol motorunu salhyor, yaşiı teknenin tartaları gıcırdıyor. Gecenin 03 ü... Iskeleyi döven dalgalar üzeTim'iden aşiyor. Motür harekete hazır. «Vir«, vira..» sesleri yükseliyor. GUleç yüzlü tayfaıar karşıhyor bizi iskele üzerinde. Gecenin ayazına, denizdeki fırtınaya ragmen hepsinin yÜpJennUe kucak dolusu mutluluk okunuyor. Mavi, masmavi mutluluk... Tekne açılıyor Akdeniz*in karanlıklanna doğru.. Tiirküler dökülüyor dudaklardan... Sor kendi kendine bir sa> bah/ Av hazırlıfma başlarken/ Sulara kim saJar ilk günesi/ Sen kayığına binrnesen/ Orağ'. almasan eline/ İlk tirunü kim triçer denizden. Kent nlye bir büyflk *ergeftir/ Geçirmiş ilmefini alın terine/ Niye aç ağızlardan öriilü/ Bir martı çığlığıdır gök/ îner kalkar başının üzerinde/ Küçük dalgalarla yok]ar tekneni/ Bir basmasın yaşamı üretirken/ Zıpkın çizer kürek acıtır af yorar/Neden elleri bulunmaz elinin yaıunda/ Yorgunluğu neden paylaşmazlar/ Sofrasına çökerken yeryüzünün/ Sor kendi kendine bir sabah. (X) Şimdi kaptan dümende, ağ reisi teknenin baş tarafında denizi gözlüyor. Yüzlerce ailenin aşı, « Kazaya uğrayanlann ailesine aylık geleceğin mutlulugu için 3 mil açıkta bahğın en çok nerede olduğunu kestirmek için 2 çift göz, Akdeniz' açıklannı Urıyor. Dalgalar arasında iniyor. çıkryor, ya?lı tekne. • AV SAATİ ALIKÇILAR ve biz, gecenin 04'ünde tertemiz çarşaflı ran zalarda yosun kokulu battaniyelere sanlarak, rüzgann uğultusuna kulaklanmız açık, av saatini bekliyoruz. Av reisinin «Vira, vira» sesiyle fırladık ranzalardan. Kovayla denizden çekilen Akdeniz'in serin sulariyle yıkadık yüzlerimizi. As kerlerin «Bahri fecir başlangıcı» dedilcleri, düşmana taarruz saatinde, ortalık yavaş yavaş aydınlanmağa başladı. Denizin içinden yükselen kırmKÜık, çok uzaklarda bütürüeşti, ufuk çizgisini aşarak doğanın yaşamını ilân etti. Güneşin sudan çıkmasiyle geminin kıç tarafında ağ başında toplandık. Ağ reisinin işaretiyle ağ denize bırakıldı yavaş yavaş. Önce, balığın biriktiği torba, sonra, üriinün girişini sağlayan uzun ağ ve yüzlerce metre uzunluğundaki halat ve çelik tel gömüldü sula ra. 'Şimdi, 3 saat süreyle Akdenizin dibini tarayacak trol ağı.. Aşçı «Sofraya» diye bagırdı. Hamur açmak için kullanılan alçak, yuvarlak masanın etrafmda oturduk küçücük iskemlelerin üzerine. BüyülE, balur tencereden kaşıklıyornz, nefis acüı znercimek çorba ını. '".'~. B • ÖYKÜ ^ Akdenil kjyılarından ııç dört mil açıkta trol ağı denize bırakılmışlır. Ama durmak yok. Fırsattan istifade eskl ağlar onarılıyor. ERİM ŞtMŞEK 3540 yaşlarında. Geminin makinisti ve ağ reisi. Taşucu balıkçılık kooperatifinin kuruculanndan.... Kaptana yön tâyin ediyor, ağın kayalıklara takılmaması ve balığm bol olduğu yere ulaşmak için. Corbasını içerken eski giinleri öfkeyle ansıdığuu soylüyor ve ekliyor: «tfak bahkçıhk, kendi başımıza yaptığımız balıkçıiık rezillikti. Tüm gtce denizle bofu^ur, saat 8'den önce Taşucunda olmak için küreklere asılırdık. Karaya saat 8'den sonra varırsak madrabaz, ya da tefeci, balığı almak için nazlanırdı. Yıl 1965666? ve 68 iıi basları. Mersin'de 2030 liraya satılan balığı bizden 34 liraya alırlardı. Saat 8'i çoçmeye çörsün, kokar diye 3060 kurnş verirlerdi kilosuna.» Güneşten tunçlaşruış yüzü, kırlaşmış sakalı, simsiyah saolı, güleç yüzlü ağ reisi Kerim Şirrişek in yüzünü öfke kaplıyor, geride kalan yoksulluk ve mutsuz güalerin yaşanunı anlatırken: «Eskiden madrabaz ya da tefeciler borca dinamit satarlardı. Dinarait yüzfinden balığın nesli tükenmefe yüz tut tu. Aldıfımız dinamitin parasını dahi karşılayamaı hale çeldi tuttuğumuz balık. <i7 ar kadaşımızın kolunu da dinamit kopardı. Kooperatif kurulduktan bu yana tek kişi dinamit atmaya cesaret edememiştir. Büyflk mücadele verdik kooperatifi güçlendirmek için, sonunda kazandık.» Kooperatifin kuruluş yıllarında bazı güçlükler çıkniış. önce Kur tuluş köyü balıkçılan tefecilerin etkisiyle karşı çıkmışlar, direnmişler, kooperatife girmemek K için. Bunun Uzerine kooperatif yöneticileri haber salmış tefecilerin baskısındaki bu balıkçılara: «5 Mayıs 1970 tarihine . kadar başmrmazsanız, bundan böyle kooperatife girrmezsiniz?» Ertesi gün Kurtuluş köyünün tüm balıkcılan kooperatifin önünde toplanmışlar girişlerini yaptırmak için. Ahmet Deniz'in motörü batmış Akdeniz açıklarında. Kooperatif, bu balıkçıya 10 bin lira kredi vermek istemiş yeni bir tekne alması için. Ancak, kooperatifçilik bilinci yerleşmediğinden Ahmet Deniz kredi almak istememiş. Aklma tefecüerin oyunu düşmüş. Tefeciden 10 bin lira borç almak demek, yannkı geüri belli olmayan bir balıkçı için evinin, bahçesinin, tüm varlığınuı yok olması demek. Kooperatif direnmiş, Ali Deniz'in eski mutluluğuna, yeni bir tekneye kavuşması için. Silifke yöresinde kadınlann sözü geçermiş erkeklerine karşı. Kooperatif üyesi balıkçılann kadmları, Ali Deniz'in eşini Inandırmışlar kooperatiften zarar gelmeyeceftne. Sonunda Ali Deniz, kansının zorııyla kabullenmiş kooperatifin vereceği 10 bin lirayı. Hemen tekne ve ağ alınmış Kurtulmuş Ali Deniz yoksulluktan. tefecinin. aracmin eline düşmekten. 1969 yılmda kooperatif yönetim kurulu üyesi Abbas Türkeş, sulara gömülmüş teknesiyle. Hemen ardından yine kooperatif yö netim kurulu üyesi İsmet Şahin' i azgın 'sular alıp götürmüş derin sulara. Kooperatif güçsüz döneıhinde bile sahip çıkmış kazaya kurban giden balıkçılann ailelerine ve ömür boyu maaş bağlamış. Kerim Simşek bunlan anlatırken, kötü sünlerin geride kaldığıru, kooperatif Uyesi tüm balılcçıların vasama koşullannm gün geçtikçe, süretle iyileşmekte olduğunu ekledi sözlerine... (X) KEMAL ÖZER Y A R 1N : TROL ÇEKİLİYOR DİŞİ BOND bene ben. Büyük küçük diji bi şey galmadı kı. Babasım dinlemiyo millet, 'jeni mi dinleyecek. Çok torlarsan demukrasi var diyolar. Çocuklar kosmaca oynuyurlar, birbirini teşlıyorlar, küfrediyorlardh. Köyün deli kızı ağzından salyalan akarak bir değnegi gevellyordu; Muhtar: Gız Sâre rey virmiyç mi geidin? (Bu herif işin dalgas.mda) demiçti Emin efendi. Deli kiz dcgneği ağzından çekerek sırıtmıştı. Bir Uıtiyar yerinden kımıldamadans Hap getürdün mü? demisti. • 94 Hapı bırak U sen gel reyini ver. \ ermiyc cem. Bizüm istedüğümüz adamlar yoğumuj. Muhtar elleri cebinde görünmüştü: bu adam dunyada muhtar Boş kâğıt at gel de... dan daha nufuzlu kimse olmadığına inanırdı gibiydi. Lâcivert ce BOJ atıyno da sen dolu çıkart değil ml? ketini, şalvarım yaz kış çfkarmaz; yeleğinin iki cebi arasında salınMuhtar.. cak kuran kalın zenciri kimseye emniyet eiemerdi. Komışorken göz üğrasaman' onnnan ne dorauzdur o! tstanbullu derlz ona. lerini kırpmadan bir kelime söylemezdi. ' Aklının ermedüğü yoktnr. Emin efendi bazılannın köşelerden baktıklaruu, sandığın başına Merhaba Recep ağa'. Nerdesin yahu... gelmediklerini görmüstü. Muhtara onların niye gelmediklerini sor Hoş geldin Emin efcndi, ey ne var he yok? Nasısın? du. ünlar söz verip te cayan var mı diye bakıyorlar dedi Muhtar. Iyiyim, iyiyim. Sen ?u partl mümessillerini, azalan bi toprat Bu heriflerinki edepsizlikti Emin efendiye göre, devlete karşı gelta işimize başlıyalım. Koraşulara da bir haber ilet, sandık başına mekti. Tekrar gezici başöğretmenin söyledikleri aklına gelmişti: gelsinler diye... Muhtar sen de Memis dayı da atmadığınız reylerinizi, çoRecep ağa cebindeki tabakadan bir büyük kulüp sigarast uzat CDkları da getürün. mıştı. Emin efendiye, al şunu da sus der gibi: Muhtar bu işten hoşlanmamıs gibi: Sigarayı bjrak da sen dediklerinıi yap. Geç kalacağn... tş bizinen bitecegise atalım. Gel Memiş dayı sen de ver reyini. Çocukları da getürün. Ne acul herifsin be! Olur »enin dediklerin de olur. Lâkin bo Ganılar ne anlar erkek işinden. Bırak Emin efendü onlan şuna bid yonıyon Emin efendi; çomşular gece odalarda gonuşmusdedürgün itmeyelim. lar, böğe« hiç biri rey vermiyecetimiş. Mubtar böyle derse ötekiler ber haltı kanştınr tabil. Muhtar olduysak köle mi olduk Emin efendl. Bizim köy temelli öteki putiden. Bizim partimizden aday yok, Köle mı dcdim sana. Kanuncn onuu da rey vermeye hakkı var. niye rey virelim diyoUr. Gelecek reyini verecek. Sen bangisindensinî Muhtarla ağız kavgasına başlamışlardı. O kadınlann bu lşe akıllarının etmc.veceğini, kansuıı gelinini rey vermek için getirmcyeceBi beninen, Memiş dayıynan i? biter mi? ğini söylüyordu. Emin efendi: Hele sen dediklerimi yap». Peki muhtar ben ka>makama söyleceğimi bilirim... Oediklerıni yapmışlardı Emin efendinin. Sandığı mektcplen ge Çok idun lan! SenJ adam diyi garsımıza aldu.k konuşuyoı tlrdiklcri bir masanın uzerine yerleştinnişler. Memiş dayı »artinın birinin başkanmı bulmuş getirmişti. öteki kovalayıvermişti kendisi diyi değil mi? Kaymakama değil de kiml istersen sikâyet it! Köye ni. MnhUnn damın kaşma çıkmış bağırmıştı: (Gonşular! Reylerinizi hırslandın öykeni benden alıyon... Öteden iki delikanlı geçiyordu; askerden yeni dönmüşierdi he* virmeye sanduk başuna gelin, odanın önüne... Sandnk başına...). Orada kesilmis kavakların üzerine oturup beklemişlerdi; çocuklarla halde. Ikisinin de lâcivert kilot pantalonlan vardı. Birisl alaylı bir bir iki ihtiyar felmiş, karşıiarına yolun kenanndaM taşlann üzeri sesle: (Hap var mı Emin efendi?) deyince kendisini zaptedememişti: Hapını» da! Silsilı cize de eşşoflu eşşekler! Eğlencenis ne oturmuştu bazılan, ötekiler ayakta dolaşıyorlardı: mi olduk Muhtar Memiş dayı bir daha bağırsm.Delikanlılar ikisi birden üzerine yüklenlvcrmişlerdi. Neresl go> Sesi kısılana gadar bağırsa bunadan fazla bi dene gelmez. Urse vuruyorlardı. Memi* dayı araya girmese bir tarafnn kıracakBen bilmez miyim köyümü... lardı. Senin de adın muhtar. Bi köye sör geçiıemiyorsun. (Arkası var) Sen ol da gecir söziinü zaman eski zaman değil ki. Sene sen, TİFFANY JONES İSTIVOCUAA Oyleyse? Söz konusu olan nedir? Haber aldığımıza göre, öğrenim yapmakta bulunan bir oğlunuz varmış; onun için bir burs mu istiyorsunuz? Bunun için size minnettar kalırdun, çok Aziz • Per, fakat söz konusu olan, bu degildir. AzizUğiniz. dünyanuı güneş yö resinde döndügünün soylenmesine mUsaade edebilecek midir? Hayır! diye cevap veroi papa sert ve çekincesiz. Bu, olanaksızdır. Size, bu tecrinin kilisede mütecasir bulunduğunu söylemiştik Bu noktaya yeniden dönmeyelim. Benden, başka şey istemleyinlz!. Sıcak bir yaz güntl bilgln ban çede otumauş yazı yassarken, oğlu gelip yanına çöktü. Vincenzo, nihayet sınavlannı vermiş; babasının bundan duyduğu sevinç, Michelangelo ve oüesinin uzayan devinhnlerlnden doğan Eitantrya dayanmasuıa da yardım etmiştl Sizi rahateız edebilir tnlyim baba. Size bazı şeyler sormak istiyorum. Beni rahatsız etmiyorsun. Fakst benden özellikle para isteme, zira şu anda meKliğim yok Senin sınav harcamalarınm faturasını aldırn: tkiyüzaltmışiki lira! Çok ağırl Ama mademki sen hukuk doktoru oldun, bunun biçbir öneml yok. Size söyleyeyim baba, ben evlenmek istiyorum ve ounun için de sizin onayımınıza gereksinmem var. Söz konusu olan, Boccherinnerin kızı Sestilia'dır. Babası, istemin şansölye tarafmdan yapılth'tsını koşul sürüyor; o lse, önce sizinle Xonuşmayı arzulamakta. r Peki ne zaman CTişnmeyi düşünüyorsun? Ocakta. Çok güzel. Bu gibi durum larda fazla beklemek yaiarsızdır. Pakat ilk bebek, oğlan olmalıdır. Size tranu söz veremem, diye gururla karşılık verdl delikanlı; bütün söyleyebüeceğim, yeni biı küçük Galile'nia gelecek yıl ortaya çıkacağıdıri. GaUle'nin sağhğı Kanlrgındı ve evliliğin devinimli günleri geçer geçmez, büyük yapıtraı gerçekleşftrmek üzere, ciddi bir çalışmaya koyuidu. Kendısiru uğraştıran, esas biçimleyen sorunlar degil ve fakat fcanıtlarını su nuş taraydı Esk) Sitaplannı kanştınrken birgün eline, Rot terdamlı Erasme'ın «Deliliğin övgüsü» adh yazımı . çeçnıiştl. önce onu (cayıtsız okuduysa da, sonra gittikçe tam anlamıyla büyülendi. Yazımın kaleme alınışuıdakl lnanümaz biçtm kolay lığı onu, şaşkınhğa sürüklemişU. Erasme, gerek kendi döne Yazan; Zsolt HARSANY Çevîren: Tank ÖZBİLGEN mindeki ve gerekse diğer dönemlerdeki herşeyi, Delilik'in ağzından dile getirmekteydi. & ğer kilise kendisinden besap sormaya kalfcmış olsaydı o rahatça. Delilik'in söyledlklerini cıdoıye almamak gerektığl Serşılığını verecekti. Galile de synı biçimde davranmayi düşündüyse de, sonra vazgeçtl; çünkü herşeyin ters yprumlandığı ve kanıtlann tersine cevnldigl bir dönemde bu, ik) yaniı öir sUâb olabilirdi. mek tstemlştt. Fakat aynı gorüşü savunan Ud kışinin dryaloğu, çellşklnin oluşturduğu yaşanımdan yoksun bir tnonotonluk için de geçecektl. Peripatesyenlerin tezlerinl de savurmak gerekiyordu. Bunun İçin de, baçkasının beyni tle düşünen bir üçüncü kişi yarattı Bu, örk yıldan fazla biT süreden bertdir karsı çıktığı tıerşeytn somutla«ımın temsil eden, SimpUdo tdi Böylece çalışma oızıa ılerlemeye başlamıştı. Bu buluntu ona, peripatesyen kanıtlanrur) bü tün silâb depolannı yofcetme olanağı sağlamakta ve yazarlılc yetenegj de, akılsız blr ömsenin nasıl düşündüğünü fı*.lirtmesini olanaklı tuhnaktaydı. Muhataplannda onu her zurnan için uğrastıran tek sey, onların zekâsı olmııştu: Hasırn olsalar bile zefcj klmselere karsı yakınlık ve tevk duymuş aptal Insanlan lse. daima kandmtaydı. Her tkis! de. uzun süre den uzak tutmuştu. Bir çeşit önce ölırrtls olup ıs:h WT CO sadist zevkle, SimpUcio'yu güpernie yanlısıydı. Galile, bir lünç kıldı. soylu düşünce lle, düştinlerinl savunma gtirerini onlara ver(Arkası var) Bununla blrlikte, söz Konusu yazun etkisini şürdürmtlş ve bil gin, enine boyuna düşündükten sonra kitabını diyalog biçiminde sunmayı uygun bulmuştu. Düşünlerinl tki kişi ekspoze edecekti: Bunlardan biri. Venedikll dostunun amsına saygıyla Sagredo; öteki de, Ploranîis'ya dönüşünde kendisini konutlayan Padualı dostunun anısına saygıyla. Salviaü adını taşımsk