26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA ÎKÎ SCUMHURITET: 4 Haziran 1973 Dvright D. sivil hayata ireçtigi fün, yapılan b»sın toplsntısında söyle bir »orn ile karsılavşmıstı: «Sayın Generalim; uzun ve şereflı bir askerlik hayatınız var. Bu göreviniz su anda sona erdi. Şimdi kendinizi bir boşlukta hissetmeyecek misiniz?» Eisenhower'in cerabı sn oldn: «Hayır. Hi«setmeyeceğım. Çünkü şımdi daha yorucu fakat aynı derecede şerefli yeni bir mesleğe yöneleceğim. Öğretmen ol&cağım. Bu meslek benim küçik yastan berl özlediğim, tutkusunu taşıdığım sevdiğim bir meslek cfalıdır. Küçüklüğümde çiftliğimizin yakınındaki köy okuluna devam ederken beni yetiştirme çabası gösteren sevhnli öğretmenimj hâlâ hatırlıyorum. Na kadar tatiı ve güleryüzlü bir öğretmendi. Işte ben de şimdi öğretmenliğin hangi basamağmda olur sa olsun görev yapmak heyecanı ve tutkusu ıçindeyim. Ahştığım güleryüzlülüğüm ile top luraa yararlı olmak istiyorum..» B üyük devlet •damlanndın F.isenbower askerlikten Gerçekçi, izlenimci ülkücii öfiıefmen Ruhl TURFAN retmenler lse belıren gelışmelerı, acaba aynı hızla izleyebiHyor ve değerlendirebüiyor muyuz? Daha açıkçası, serpilen, gelişen, yayılan dünya sahnelerinde rol alacak gençleri hazırlamada gereği kadar faydalı ve gerçekçi olabiliyor muyuz? Izin verirseniz sorumun cevabını üzülerek lfade edeyim ki, yine ben vermek istiyorum. Hayır sevgili dinleyicilerim ve öğrencilerim; bizler çağın gelismelerini tam izleyemiyor ve aynı hızla da değerlendiremiyoruz. Bana öyle geliyor ki, bizler çağrfas toplumun realist isteklerine de yeteri derecede cevap vermekten yoksunuz. Bu bir hazin Itiıaftır ama, ne yapalım ki. gerçek de budur. Biz öğretmen ve eğitimciîer, çocuklarımızın yaşlarına, çevrelerine, ailelerine seslenirken, kalıplasnuş dar ölçülii eğitim sistemlerimize bağlanarak onları çağm oluşumundan uzaklaştırma çabası icinde ve tutucu kişiliğimizin etkisl altında yetMirme yolunda kıvranıyoruz. Böylece belirli öğretim kurallan Içinde ve kısır ilkeler manzumesine bağlanarak ezberletmek ve tabiat kanunlanna ters düsen göriişlere dayalı öğretim çabaları arasında, gorevimizi yaptığımıza lnanan kişiler olarak ihtirassız yaşantımızı sürdürüyoruz. Halbuki gerçek yol bu degildir. Genellikle öğretim mejleginde ve öJSretmenlik felsefesinde çaga dayalı bir reform zorunluluğunu or. taya koymak mecburiyetindeyiz. Göriiyoruz. Çocuklanmız bizim kahplaşmıs metotlanmız arasından sıyrılır sıynlmaz; toplumun kucagına atıhyorlar. önce bir sendeleme, sonra bir silkinme ve nihayet yasama güçlerini hayat sahnesinde değerlendiriyorlar. Böylece yaratıyorlar, yükseliyor. Iar ve biz öğretmenlerini devamh sekilde geride bırakıyorlar. Meslekî tutum ve göriişlerimlzl bu sekilde huzurunuzda açıkça eleştirirken hiç de emotif bir kaynağa bağlanmatfığımı belirtmek «uretiyle de güveninizi rica ediyor ve diyonım ki: talih ve kader tanrımn buyruğu, öğretment olduğu yerde tutraak, çalıştığı oranda fikrt ve manevî değerlerle yoğurmak, ögrencilerinf de daha ileri yannlara yollamak suretiyle toplumun gerçek isteklerini dile getirmek üzere bizleri görevlendirmiş bulunmaktadır.. » Bayan Mödire «özlerine devam ederken çok içli ve özlfl daygnlarla *enç Sğrencilerine yöneliyor ve ?5yle seslenmeye devam rdiyordn: «Lise mezunu oldunuz. Sizleri bağnma basıyorum. Hayata atılıyorsunuz. tnsanlığa hizmet ediniz; hizmet ediniz ki. sizleri yerlerinde ümitle, sabırla bekleyebilen baskaca yükseli* olanakları da bulunmayan ögretmenlerlnızın kalblerınfle sevgi duyguları taşıyasınız...» Memleketimisde öğretmen | leri bir batı ülkesinde dnvalan ve olrnn• ln bir mesleki formasyonla raf anlayışını kavrayan sayın müdirenin, kısmen iyimser, kıımen de karamsar olan bn jüzel konnsması ksrsmnda hayranlık daydnm. Bizdeki öfretmen ve öjretraenlik problemleri ile ilgili tntnm ve davranıslar çözlerimin önunde canlandı. Sn anda fikir yapıları, milli dnyjrnlırı, memleket severlikleri ile vatan sathmda görevli, nlnsumun vefalı öfretmenlerini dfişündiim. Meslek mnhitinde yıllarca ynt rnlmns eski bir egitimci olarak diyebilirim ki; Tiirk öğretmeni de meslek çevresi icinde fcisili^ine, varlıfına ve millî gvrnrnna bağlı hüviyetiyle daima alnı açık, gönlâ tok. mahmmiyetten yıimayan vekariyle, büyük Atatürk'ün «esleni»Ierinin Izinde ve hizmetindedirler. Böylece yetistirdikleri knşaklann ümidi icinde yerlerinde hnznrla bekleyebilmenin çabasını göstermekte ve kaderin sonnclannı jrörev duyenlan ile delerlendirmektedirler. Son yıllarda bn hizmet platformnnda görtilen birtakım üzücü olaylar, knşkn yok ki, gerçekçi ögTetmenleri tedirgin etmektedir. Devam eden ve «istemsizlikler manzamenne de bsğlı bnlnnan bn döçünceler po. tansiyelinde gerçekçi, izlenimci, ülkücii öğ. retmenin sarsılmamasın» imkân var mıdır?. Yıllardan beri dfretmenlerle ilçili çözöm bekleyen bir yıgın meslekî problemlere neden egilmenin yolları tam aranmamaktadır. Aramak zornnda olan idari örjrütlerde, mekanizms boznklnğnnnn yarattıgı lüzumsnz depresyonlar çok deferli şerçekçi öfcretmenleri tam anlamiyle bnnahma iteledifi de görnlen ve bilinen oiaylardandır. Avrıca idareei, efitimci ve öfrttici kadrolardaki âbenk sizlik esasa etld vapmakta ve maalesef meslekten hiç haberi olmayan ve öfretmenleri tanımayan birtakım lornmsuzlar da bnndan favdalanma carelerini aramak snretiyle ihtiraslannı sârdürebilmektedirler. Bnnnn sonncn memleket gençli|inin bünyesi sarsılmakta milyarları a;an malî gücümnz de bosa gitmektedir. ÜNE UNDEN GalatasarayJmiD gnnn Ülkücii öğretmen şındadırlar. Necati merhnmnn rnhnnn yaratan bn ülköcü ve Atatürkcü Biretmenlerin varlıklan büyük anılar halinde Türk toplumunnn vefalı gönüllerinde yasamaktadır. Bu millî görev ve sommlnlnk atırlıçı. yüz binleri bnlan çerçek meslek adamlarının omnzlarında bnrün de tazeliiini koroma heyecaniyle ynfrnlmaktadır. Türk toplnmn. tarib sunru icinde öiretmenine daima saysn ve sevei ile baflı kalmaktan haz dnvmns bir topluluktnr. Vazife snnriyle milletînin hizmetinde olan Tfirk ötretmeninin de son yıllarda sarsılan kisilı'tini de|erlendirmek bn arada maddî olanaklanna sevimli ve saygılı bir görüsle seslenmenin zamanı geldigini de ifade etmek zornndayız. Milletin sonsnz 1edakârlıgından ö^ırtmen toplnmnnun da yeteri derecede faydalandınlmak snretivle hiyerarsik bir dâzene soknlması kaçınılmaz zornnlnlnklar haline relmis balnnmaktadır Son aylarda ötretmenlerin Szlfik baklanndan doian ve maalesef merkez Srcutündekilerir vanlıs eörüf, tntns ve davranıslanndan mevdana celen «intibak aksaklıklan* ynrt sat. hındaki gerçekçi öfretmenleri tam anlamiyle tizmüs bnlnnmaktadır. Gerçekçi Türk öiretmeni. hassas rnhu mütevazi kisiliii vanında bir de özIBk haklarından yoksnn kalaeak sekilde adalet ölçülerinden nzaklastınlman ona en ağır bir manevî eeza nitelijH tasımaktadır. izlenimci. S ayılan binleri asan gerçekçi, görev baülkücü ögTetmenler sn anda Tanrısal meslek ünya eğitimcilerine yön veren bu cevabın heyecanmı gönlünde yasatmayan ülkücii tek bir öfretmen ve e|itimci düsünüleraez. Bir tanrısal meslek olan öğretmenlifin degisik yönlerini ve son yıllarda bilhassa toplnmnmnzda geçirdiği sarsıntıları belirtmeden Snce »imdi de kişisel bir anımı açıklamak snretiyle konnya rirecefim. Kuzey Almanya'da Schleswigholstein'ın merkezi Kiel sehrinde klâsik bir kız lisesinin «Mâdehenrealgvmnasinm» düzenlediii bir diploma törenini iıliyordnm. Törenin vapıldıfı oknlnn böyâk salonnnu ögrenciler, veliler ve basta eyaletin E|itim Bakanı »e eğitimciler olmak üzere leçkin bir toplulok doldnrmnstn. Tören önce tnüzik kolunnn konseri ile basladı. Bnım lisenin 20 yıllık mfidiresi L. Blöfsüer'in konnsması izledi. Bnrada biri ilgilendiren degerli eiitimcinin konnsman olda. Meslektasım özetle söyle diyarda: D Geride kalan öğretmenlik «20 yıldan berl bu lisenin başındayım. Sorumluluğuraun afırlığını biliyor ve gereği n! yapmaya çalışıyorum. Görüyorsunuz; dün yada insanlık olağanüstü koşullar içinden seçivor. Bu koşullar arasında dünyadaki toplumlarda görülen tfeğisik ve çelişik eğitim sistemleri bunalımlarla dolup taşıyor. Bu bu. nalımlara rağmen insanlık ileri ve hızlı adımlarla yoluna devam ediyor. Yollarda rastlanan büyük engeller teknik gelişmeler ve ileri düşüncelerle yok ediliyor. Çağdas uysarlık insanliğa yarınlar için ümit ı?ıkları «açıyor. Az gelişmiş ülkelerle, çok gelismi? ulkeler arasmdaki fikri tartısmalar alabildi*ine artıyor. Değişik fikir akımları, insanhğı hazan karamsarlığa ve bunalıma yöneltiyor. Bütün toplumlar bu gelismeleri ve çelişmeleri dikkatle izliyorlar. Hayat sahnelerinde görev alacak lrili ufaklı milyonlarca genç egitilme ve yararlı öğretim olanaklannı değerlendirme pe?ind> kosuyorlar. Bu dünya sahrelerinde büyük sorumluluk tasıyan blz ög Beliren huzursuzluklar imdi biz kısaca bu hnzarsnzlnklardan. meslek onurnnn zedeleyen yönlerine dejKnmek snretiyle yörünce^inden ozaklastınlmak ütenen filkücii öfretmtnlfrin ızdırabını dile getireeegiz. Bir taraftan kaynaklan Sfretmen olmayan, firik yapılan ve fikri seviyeleri ile de ö|retmenlik formasyonnndan yoksnn bulunan sınırlı bir srnbnn. tesadüfen bn meslekte kapılanma imkânı bnlmalan hazin bir teeelljdir. Bnnlar zaman zaman bn tanrısal meslegin ağır manevî yukn altında ezilmekte, bn yüzden de devamlı sekilde hnznrsnzlnklar yaratabilme fırsatlarını kollamak snretiyle yerlerindeki basarısızlıklannı tescil ettirmektedirler. Dijter taraftan ikinci ve daha aeısı da, yine fikrl seviyeden yoksnn, pedaîfojik göriisten mahrum bir baska grnp mensnplannın da Millî Eğitim örgâtlerinin nirengilerine kadar tırmanma olanaihna kavnşabilmeleri ırerçefidir. Bn tırmanısta fikriyat, meslekî tormasyon, ölkii yerine çok kere dost destetf ve politika oynnları en kndretli eleman olarak Köılerimize batmaktadır. Sonuc bir an önce ilgill örgütlerde değerlendirilmesiyle mânilasır. Meslekte devamlı adalet. eşitlik, fazilet ve çalıskanlık rnhnnnn ön plâna alınmak snretiyle tescili öğretmenlere lSyık oldnklan hakkın da verilmesiyle mümkün olnr kanısındayız. Bn tntnm ve davranış gerçekçi, izlenimci, ülkücü. Atatürkcü ögretmenlerin geride kalma talihsizliğini kısmen de olsa önler. Teter ki bn kosnllar efitim sektöriinün, idare kanat larında aynı heyeean ve aynı idealle benimsenebilmiş olsnn. roblemlerin çiderilmesi, nyknlann kaçP masında degil, milletçe veriien hakların Bugiin (îalat»saray Lısesınde okumuş olanlar geleneksel pilâviarını yemek için okulda toplanıyorlar. aynı işi Ankara'da, tzmir'de bnlunanlar da bir otelde buluşarak yapıyorlar.. Gecell bir hayatın. yıllarca sürmüş arkadaşlığı, kuşak kusak Galatasaraylılan birbirine bağladığı gibi, kuşaklararası ilişkilerde ağabeylik ve kardeşlik duygulan ile onları birbirine yaklastırır. Galatasaraylılık tesanüdünü yaratan bunlardan başka sehepler de vardır.. Meseli San • Kırmızı renk fibi.. O iki renkli kompozisyonu her Galatasaraylı sever. o renkler onun içine siner ve icinde yaşar. Türkiye'de ilk defa futhol o>unu bu oca. ğın içinden çıktığı icin, Ali Sami Yen. Ahmet Robenson, Bekir Hoca. Emin Bülent isimleri bn renklerle kanşır ve bir hirlik havası estirir.. Orada okuyanlara gurur veren nedenlerden biri de Tetfik Fikret pbi biı insanın talebesi olmaktı. trtica ona yüklendikçe onun talebeleri. ilericilik ve medeniyetçilikte birlesiyorlardı.. Galatasaraylıda. memleketi Batı uygarlığına ulaştır. ma >oiunda bir cörev (bir mission) duygusu bu nedenle beliriyordu. Yalnız o kadar da değil. Fransa'dan getirtilen hocalar Galatasaraylılara 1789 Devrimlerini bütün ince noktalarına kadar okutuyorlar böylece yeni eelismekte olan bir kusağı tarih volu İIP edebivatta fikirde özgür dünva için hazırhvorlardı Ruşen Esref. Sükrü Kaya. Babanzade tsmail Hakkı daba sonraları. Suat Hayri, Nihat Erim, bu tarz bir yetişmenin ürünü oldular. Yazı hayatında büyük isimleri memıekete kazandv ran da Galatasaravdır Refîk Halit. Ercüment ETkrem. Nadir Nadi. Valâ Vurettin. Vedat Nedim gibi.. Diploraa.si uzun süre Galatasaraylınm tekelinde kaldı.. Simdi teknikte bankacılıkta, ilmi kariyerde. Galatasaraylı çoğaldı ve kendine mümtaz mevkiler temin etti. Türk mimarisinde Ahseni ile Kemal Ahmedi île Mehmet Ali Haudan'ı ile Feridun Ozan'ı ile köklü bir yeT sahibi oldu. Tiyatroda en önde gene Galatasaraylıyı gördük, N'ecdet Mahfi. rahmetli Resit Baran gibi... Simdi artık. her nlanda başanlı temsilcileri var GalaUsaraylılann. Resimde. müzikte. siirde. hikâyede.. Daha somat konularla ilgilenenler arasında. sifortacılıkta. inşaatçılıkta.. Galatasaraylı memleketin her faaliyet alanında kendini hissettirdi. bu alanlara yalnız bilgisini verdi, birbirini sevdi, rengini alkısladı, fakat liyakatin haricinde birhirine karşı dostluk ölçüsünü men faaı nğnında hiç knllünmadı.. Amme hayatında ona değer katan da bu oldu. *** Geniş ramia topluma yeni yeni kuvvetlcr katarken. miatlaruıı doldurup aynlmağ» başlayanlar. bizim kuşaklara sirayet etti. Ziya Osman, Cahid Sıtkı Tarancı bası çok erken çekip gittiler. Kimyacımız Rasim Ulagayı, onun çok sev. fili arkadasi Paris Başkonsolosumuz Resat Temizer izledi. ölümündcn bir hafta evvel Pariste «Crazy Horse»a eitmiştik.. Akif Sadıkoğlu rahmete kavnşmakta acele etti. Tıpkı rahmetli Leblehi Mehme' gibi... Ve böylece. Galatasaray'ın ve Galatasaravlının kisiliji ölenlerle geçmişe intikal ederek raazi yani tarih alanında verleşmege başladı.. Bu tarihin icinde Türkiye' nin Batıya acılmış penceresinden giren uygarlık havasına engel olmak istevenler de oldn.. Fakat bunun mümlnin olmadığt anlaşıldığı için. Galatasaraylı. Atatürkün memleket yolnnda yararlı olarak tarif ettiği kisilici ile ynrda her alanda hizmete basladı. ÜNIVERSlTE ADAYLARINA BUyUk HizmeUer Büyük teşkilatlar tarafından yapılır. Türkiyenin en güçlü yegin» talebe teşkilatı olan MİLLl TÜRK TALEBE BlRLlGİ Bütün TÜRKIYEOE ÜNIVERSİTE ADAYLARININ Hizmetinde ; TEŞEKKÜR a • • • • • • • • • • • • • •« ! • • • • • • • • • • • • • • • • a•• • Eşim Sennur Özyalçmer'in uzun süredır rahatsa oldugu fis ; tül ameliyatmı başarıyla yaparak ıstıraplarına son veren SSK tstanbul Hastanesi doktorlanndan sayın Opr. Dr. ADNAN KÜRKÇÜOGLU ile Anestezist PROF. DR. FARUK OR'a • •e müdahalenin yapıldığı tstanbul Kliniği hemsirelerinden TÜRKAN OLCA'ya, ayrıca yardımlarını esirgemiyen bütün klinlk. personeliyle nazik davranışlan dolayısiyle hastsne yönetlcilerine tesekkürü bir borç büirim. ADNAN ÖZTALÇINER (ÇELİK) . ; ! \ ; eımeye merakh birisi , olduğıım için mi, cUş memleketlerde turistlerin nasd acımadan oluk gibi para harcadıklannı yakından gördüğüm için midir nedir, her yıl turist mevsimi gelince, bir mahalle karısı tâbiriyle, yüreğimin bajı sızlar. S PAZAR SOHBETİ EĞİTİM M Ü D Û R L O Ğ Ü M Û Z " 'V" '• Genel Merkez Istanbuldan sonra İZMİRERİURUMTRABZON da sizlar için «n güçlü öğretim kadrolarıyla kurslar hazırlamıstır. BIZE DE BUYRUN yanmaı. çökersin.» . Ya ne yapacağtz?» Temizleyici kadın bezi bizim hı sımm elinden almış trabzanm üstünde bir aşağı bir yukarı, hafif, zarif gezdirmeye başlamış: « Bak, ijte böyle sileceksin, elinle sileceksin». demiş, •canınla değil.» emek ki sevgili okurlanmız, bir iş iki türlü yapılıyor: Ya elle yahut da canla. Elle yapılan işlerden, Allah kabul etsin, pek bir hayır gelmiyor. Canla yapılanlar ise pırıl pırıl nitelikleriyle hemen belli oluyor. Işte biz de turizm dâvâmız için hiç şüphesiz bir şeyler yapıyoruz ama, yaptıklarınuzı elimizle yapıyoruz, canımız la değiL Nereden anlıyorsun?. derseniz, «Neticeslnden» diye cevap veririm size. Eğer turizm propagandasmı, turisti geldiği zaman hafif tarafından ağırlamayı, elimizle değil de canımızla yapmış olsaydık, şimdi buraya turist yağardı. Ama rurist, saati açüan ve yazan, saatin yazdığı parayı ödeyince de kendisine dayak atmaya kalkmayan şoförlü taksi ister. Turist elini yüzünü, hattâ lüks telâkki etmezseniz, vücudunu yıkayacak su ister. Tatlı dil, güler yüz ister. Fıkra üstâdı Bal Mahmut Beyefendinin meşhur fıkrasıdır: Adamın birisi bir gün köy berberinde tras olmak zorunda kalmış. Berber müşterisini mescidin avlu sundaki tabureye oturtup boynufırçaya tükürülür mü şunu d o | ru dürüst ıslatsana! diye çıkışmca, berber, «Ne celalleniyon hemserim, fırçaya tükürdükse sanğa eytibâr ittüğümüzden tükurdük!» diye adamı büsbütün cinlendirmiş Müşteri, «Bana bak, benimle alay mı ediyorsun, îtibâr etmesen ne halt edecektin?» diye de tekrar çıkışınca, «Ne halt ideceğem, bizim buradaki kızanlara yaptığtm gibi suratına tükurüp zabnnn öyle çalacağıdım» diyivermis. adam turist diye geldiği memlekette itibar görerek tükürük le traş edilirse, yahut da buna mümâsil işlemelere mâruz kalırsa. bir daha oraya ayak basmayacağı gibi, basmoja niyeti olanlan da da Avrupalı görüşü ile şarklı görüşünü pek güzel ayırt etmesi bakımından çok ilginç olduğu için ai fınıza sığınarak nakledeceğim. O tarihde bendenizin, Beyoğlun daki Mısır Apartmanmda, iki gcu bir terzihânem vardı. Bir yandan apartmandaki bir iki terzi arkadajla ahbaplık ediyor, bir yandan da icrayı zenaat eyliyorduk. Işte onlann yanında mankenlik yapan bir Avusturyalı kıza aittir bu olay. O zamanlar mankenlik daha bu kadar yayümadığı, Türk kızla rı arasında revaç bulmadığı için geceleri bir barda konsomatrislik yapan bu kızcağızı, kadın terzisi ar kadaşlar gündüzleri manken olarak kullanıyorlardı. Bir gün bu onlardan birinin atölyesine çıka geldi, pek hırslıydı, burnundan so luyordu. Meğer konsomatris olarak çalıştığı barda patronla münakaşa etmiş. Bu tartışma sırasında bar sahibi kendisine küfür etmiş. Affedersiniz, «Ben senin sülâleni.».» falan gibi bir küfür Bu da somtıuş, «Ne diyor?» diye. Anlatmışlar bar sahibinin sülâlesi ni ne yapmak istediğini. Anlayama mış, adama dönmüş, yanm diliyle rTeri çiğneye çiğneye, «Veriyorum adreslerint gidiyorsnnuı Viyana. belki memnun kalıyorlar!» demis ÜNlVERSlTEYE GİRİŞ kurslanmıza bütün ÜNİVERSİTE ADAYLARInın katılmalarını diliyoruz. Mili! Türk Talebe Birliği Eğitim mUdüriüğü CağaloğlulST. Tel: 2 6 6 9 2 4 2 6 3 6 7 4 (Cumhuriyet 4012) ^•••••••••••••••ı TEŞEKKÜR Ebediyete intikal eden, kıymetli varlığımız, | S Avukat Ahmet GÜRSAN'ın lıastalığıncta tedavisl ile meşgul olan Sayın Doç. Dr. Reçat £taner'e, Sayın Prof. Dr. Edip Aktin'e, Sayın Doç. Dr. Aydoğan Öbek'e, Sayın Müt. Dr. Em. Albay Nejat Türkyılmaz'a, cenaze merasimine katılarak, evimlze gelerek veya mektup, telgraf veya telefonla bizi arayıp acımızı paylaşan akraba, dost • ve arkadaşlanmıza, tanıdıklanmıza muhtelif şirket, müessese | ve teşekkullere sükran ve minnet duygularımızı en lyi dilek * lerımizle arz ederız. AİLESİ Turizm dâvâsı, turizm siyaseti konusunda çok şty yazıldı çiiUdi. Hâlâ da yazılmakta, bu konuyla uğraşümakta. Ama nasü? Nasıl olacak, her isle uğraştığunız gibi işi kulağmdan tutup, Ukokul öğrencisi terbiye eder gibi hafifçe çekerek. Biz zaten işleri elimizle yapanz. «Neremizle yapalım?» diyeceksiniz. Anlatayım efendim Pek sevdiğim bir hikâyedir. Hikâye de değil de olay. Eğer bunu bir vesile ile bir kere daha anlatmışsam peşinen özür dilerün. Bir seyi iki defa söylemeyi de dinlemeyi de sevnaem. Bunun için iijen D • İZMİR • Basmahane Fuar kapısı yanı Tel: 27206 • TRABZON , Ortahisar HükUmet Cad. No. 3 k. 3 E (Cumhuriyet: 4004) TEŞEKKÜR Eşimin rmmileligi boyunc» yakın ilgisini esirgemiyen ve yaptığı başarıh ameliyatla bizi oğlumuz Dejer'e kavusturan sayın Op. Gyn. Dr. MEVLIT Dr. SELÇUK ORBAY'uı vefatının birincı yılına tesaduf eden 5 Haziran 1972 Pazartesı gunü ikindi namazın. dan sonra Altıntepe camiındc kıymetli H. H. Huseyin Top tarafından Me\lit okunacağını akraba ve dostlarımıza duyururuz. Aile adına eşf Sevim ORBAT Cumhuriyet 4003 Kıyraetll varlığımız JALE DEĞER'e ! As. Dr. M. Yeniyagan, Anes. Dr. S. Araboğlu, Dr. S. Karsak, ebc F. Kocaoğlu, hemsire Asiye Hanım ve butün Erez Kliniği personeline tesekkürlerüniz sonsuzdur. KUTLD ERTAR (Cumhuriyet: 4006) ACI KAYIP Erkutun'un Ibrahim R. Erkulun'.D acı ttaybı dolayısiyle üzüntümüz büyüktür. Merhuma Tanndan rahmet niyaz eder, bütün aile efradına oaşsağljğı dileriz. TtRK TRAKTÖR FABRİKASI (Hens 888) 4014 Şırketimiz Mühendislik Dairesi Müdürü tlkin aeğerl: babası, sayın medim, oturdum alö aydır size yazdığım yazıları birer birer gözden geçirdim, bulamadun. AÜadımsa kusuruma bakmayınız. Evet bir tarihde hısunlanmdan bir hanım evini temizletiyor, temizleyici kadına da yardım ediyormuş. Evde uzun süre oturulmadığı için fazlaca kirlenmiş, bun lan uğrastırıyonnuş Bizim hısım bu arada merdivenin trabzanlarına sanlmış bütün kuvvetiyle siler ha silerken, temizleyici kadın vanına j'aklaşmış, omuzuna vurarak bunu durdurmuj: Ne yapıyorsua küçük hanıra?» Görmüyor mnsnn. trabzanla rı slliyorum.» • Trabzan öyle mi sflinir?» « Ya nasıl silinir?» • Öyle silinmez. Sen onn bütün gücünü harcayarak canınla siliyorsun. Eğer her işi böyle yaparsan buoa senln vüendnn da •/> na kirli peşkiri doladıktan sonra bir eline fırçayı, ötekine sabunu almış ve «Hak tuu!» diye fırçaya tükürerek sabunla köpürtmeye ha zırlanmış. Bunu gören şehirli can havliyle, «Ne yapıyorsun be adam yolundan çevirir. Bakın biz, refı kam hemşirenizle, onlarınki gibi güneşli bir memleketin çocugu ol duğumuz halde, son 10 sene icinde Ispanyaya üç kere gittik. Neden? Çünkü insanlar terbiyeli, taksiler, oteller, lokantalar târife dışına çıkmıyorlar. Oranın sazlı gazinoları olan Flamenco gece kulüple rine gittiğiniz vakit Belediyenin koyduğu fiyatla bir içki içtikten sonra, bir konsomasyon daha yap yahut da bir süre sonra kalk git de yerine başkası otursun diye garson başınıza dikilip Ezrâil gibi beklemiyor. Bahşisi veren ağam vermeyen paşam. Eh Akdeniz mem leketidir, orada da elbette keyfe keder veren ufak lefek aksaklıklar. oluyor. Ama dediğim gibi ke> fe keder kabilinden. turistin üstünde durmadığı ufak tefek AkdenizlilikHer. O kadarı Kadı kızın"ia, Kadı evinde de olur. Ashnda turist denilen ankaa ku >u ki, bize daha ziyade Avrupa •nemleketlerinden gelmektedir, öyle çok lüks büyük oteller, fevka!âde geniş caddeler pahalı lokantalar peşinde değildir. Bunlann dik alâsı or.ların kendi memleket lerinde de mevcuttur Turistin ara dığı emniyet. biraz temizlik. tabil 'u. bir de gönül nzâsı dışında her hangi bir şeHlde kazık!anmanıaktır. Mesclâ memleketimize gelen süzel turist hanımlar. buradaki delikanlılarla gönüllerini eğlendiı mek isterler. Ama bu isi zorla deü'ı de eönül nzası ile vapmak s?> tıyle Bak:n burada aklıma. bun dan 1718 vıl önce ibretie «âhit ol duğum bir olay geldi Biraz müs tehcen belki ama, cinsel konu^ar Cumhuriyet 4013 I LA N Yalova Belediye Başkanlığından Bu hikâyeyi, bizde cezâ olarak tat bik edilen bir işlemin, orada arzu ya tâbi bir Dtifat sayılabikceğini bu kadar güzel ifâde ettiği için al dun buraya. emek ki turistin gönlünü, her hususda. gönlünün rızâsı dahı linde hoş etmemiz gerek Bu da o kadar güç bir şey de|il. Hattâ eğlenceli da. Sonunda eğlenmeye gclen birine yardım edeceğiz Bu da bir külfet sayılamaz sanınra. Şairin «Biraz kül. biraz duman bu benim i«te!> dediği gibi. Bolca su, biraz yemek. az rahatea bir döşek. biraz da itibar görmek. bu torizm Işte!». Turizm. yani büyük vatınmlar vapmadan alttn yumuı* layan tavuğun vumurtalanndan fsydalanmanm yolu Bunlan sağla yabilirsek. o zaman yaz aylan gelince büyük bir çılgın'ıkla gezmeye saldıran Avrupal) turistlpre, «Bize de buyrun» divebiliriz. tşte hakîr bendenizin turizm kinusunda sövleyecekleri de asaŞı 'iıkarı bundan ibaret sevgili okur lanm, pazar gezmeleriniz keyifli geçsin. 1) llçemlz Değirmenaltı, Safran Köprusü lnşaatı 24yo 5d>ı lı kanunun hükümlerine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmevsçıkarılmıştır. 2) Inşaatın muhammen bedelı UU12b;) l'L 'dır 3) thale tarıhl 20 Haziran 1972 Salı günü saat 11 Uü'de Yalova Beledıye Encümenı hu^urunda yapılacaktır 4) Bu ışe aıt fennl ve ıdarî sartname hergün mesaı saatlerı dahılinde Beledıye Fen tşlerinde sorülebilir 5) Eksiltmeye girebilmek tçın ısteklılerın; a) Geçici teminat olarak 6.815.S3 TL (Altıbin seklzyüzocbeş lira, altmış üç kuruş.) veya teminat mektuplannı, b) 1972 yıhna ait Ticaret Odası belselennı teklıf mektuplan ile beraber zarfa koymaları lîzımdır. 6) Istekhlerin teklif mektuplannı 20 Haziran 1972 San günü saat 11.00'e kacfaı makbuz karşılığında komısyona vermelen mecbundir. 7) Bu işin cins ve önemlnde en az bir defa da 100 U O (Rı U PL.'lık bir işm yaptığını belirtır tasdiklı belge. 8) Telgrafla müracaat ve postadaki vâkı gecıkmeleı kabul edilmez (Basm: 15904" 39?3 O NIMBÜS ÖKLERE SAHİP OLMADIKÇ VATANA SAHİP OLAMAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear