24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
LK UTARMA 1908 de MAKEDONTA' da ilân edilen îkinci Meşrntiyeti takip eden yıllaıda, o zaman SELÂNİK'te 3 tincü Ordu kurmay heyetinde buIunan kolağası MUSTAFA KEMAL tarafından yapdmış re doğru yol gösterilmlştL I lsrar ve uyarmalar itinu bnkânı da «T*tr vevahnt bir meydan mnharebesinin «iesll Bemalan altmda bu hali düzeltmeye tmkin bulunamıyarak, tekmil vmrlığımın yok edecek bir felakette kârşı karsıy» gelecektir. 1912 İS Balkan Savaşının sonucunu Atatürk daha 1909 yılında kendisine has lleriyl görüş ve sezişiyle ulusuna ve onun başmda bulunan devlet yöneticilerine böyle haber vermiş ve uyarmıştır. Ne yazık kl başta bulunan politıkacılar birbirleriyle uğraşmaktan etrafı dinlemeye vakıt bulanuyorlardı. fc faydaya benzer bir şey soğlamıyor Savas öncesi döneminde önce savunma stratejisi uygulanıp daha sonra saldırı stratejU sine geçümesi plânlandığı halde, çeşiüi müdahaleler sebebiyle kararuygulanmamış,bu yüzden de birlikler bos yere heba edilmisti zum var gibl bir eda ile şflyle cevap verirler: Canun, buraya gelecek olan Goltz Paşa biıden deri almak için değil, bize ders verraek için geliyorBu kısa görüşlü ve düştincesfz ce sarf edilen sözlere karsı yti ee Atatürk şöyle hltap ederek hak ettlkleri dersl vermekte »aman kaybetmemi?ti: Büyük âlim, füozot «Mllletl Müsellâha» yszan olan Goltz Paşadan istifade etmek flzerinde dnrulacak çok 5nem li bir noktadır. Ancak, Türk komuta ve kurmay heyetlerinln kendi vatanlannı nanl sa\anması lânra geleceüni eösterebilmeleri elbette ondan daha çok önemlidir. Bir de buraya yorgun gelecek olan mare^ala fazla külfet yük iememek de mflnasip olnr kuiısındayun. Bu sözlerle de karsısmdakilerin fıkirlerinde bir degişiklik olmadığuu tezen Mustafa Kemal susmalanndan faydalanarak devamla: Efrndhn, benfan kanrlayscatım meseleyi mareşale gSstermek ayıp df^üdir. Bnnun aksi »yıptır. Benbn eserim marefalin fîkrine nygun düşmez veyahnt mareşal bp nlm eserime ilff gSstermezse. kendi istediğini tatbik ettirmek onun Hindedir. Fakat bütün Makedonya'va hfikmeden, büyük bir TSrk ordusu komuta ve kurmay heyetinin hiçbir şeyi dflşfinmes ve hiç bir savunma tertibatı alamaz insanlardan 8rgütlendi|i kanısını onda uvandımsak, lşte asıl Turklüğe ve TSrk askprligine yakıştuılamıyacak hareket bn olnrBu sözlere l&yık olan paşala nn artık bir diyeceklerl kalma mıştır. Nihayet Mareşal Golts Paşa Selânik'e gelmiş ve Splandit • Palas oteline yerieşmlşti. O gUnün geceslnde, Atatürk bu otele ve maresalın yanına gitmek üzere çağnlmışü. Atatürk'ü otelin holünde karşılayan Kurmay Başkanının yüeünde müjdeleyici bir gülüş v»rdı. Kurmay Bajkanı, mareşalin bulunduğu salona eiderlerken bu mujdeyi Atatürk'e ?öyle bildirdl: Mareşal sizin hazırladığınu plam çok befenmisier, ancak ban noktalarda irahat almaya lüzum gördüklerinden sahibini, yani sizi dâvet ettfler, demls, Atatürk'ten de şu cevabı almıştı: Merak etmeyiniz, icabeden Izahatı terirlm. Bu söz başkanı ferahlatırKen, birlikta salona girilmiş ve mareşal ile kar?ı karjıya eeH">nH BIILKAN SflVflSI felftkete duğru yoneldıgını gorun ce, kendl isteği ile sadrazamlık tan cekilmi? lse de, ne yazak kı bu zamana kadar yurdumuzdan çok şeyler kaybediimiştir. Balkanlardakl anlaşmazlığın çözüm yolunun banşli mümkün olacağı, zamanın Başkomutanı Padisah Sultan Reşat'a, doğum günü dolayısiyle savaştan evve! yapüan bir merasünde, bizzat doğu ordumuz komutanı Abdul lah Paşa tarafmdan anlatılmıs ve «Gerejn yapılsms diye iradesı de alındığı halde, baştaki politikacılar tarafmdan silâh zoru ile halledilmesi yoluna gıdilmls. bu hatalı yoldan dönUlememıs tir. Daha evvel yaptığımız 1911 ttalya savaşuıın da banş yolu ile halli mümkün iken jine vanlış politıka takıbı yüzunden sılâh yolu ile sonuca gıdilmiş venilgıye uğranmış, Trablusgarp elden çıkmıştır. Şündı de aynı hatalar yapılarak Balkan Savaşına girilmiş. devlet yönetıcılerıne doğru yolu ?österenlerin uyarmalan da bir sonuç vermemıştir. Sa\'aşa gınldikten sonra da bidayette savunma stratejisi uygulanıp sonra taarruz stratejisine geçılmesj plânlanmışken sağdan soldan kanşmalarla uygulanamamış bu vüzden birlikler erıtilmiştir. Sonuç olarak bılgtn kişller yrıne, bilgisizlerın sözu dınlenmıs, başımıza gelen felâketler bundan doğmuştur. Atatürk Meşrutiyetin ilanından aonra. ordu mensuplannm gUnlUk politika konulanyl» uğraşmalannm ileride iyl sonuçlar vernüyeceğinl düşünerek, ordudaJd görevleri başına dönmelennl uygun görüvordu. Bu maksatla da en kuçük birlik olan takımd&n tabura kadar yeni usulde yaptfması gereken öğreUm ve eğitirai gösterir, Almancadan çevirme ve kendi deneylerine dayanır eserler yayınlamıştı. Maksadı bu turlU çalışmalarla subayları askerlik görevine döndürmek, mesleğe ısındırmak ve bilgılerini yeni esaslara göre çoğa'tmak gayesini güdüyordu. Selânik'te 3. Ordu Subay ve As subay Taliragab. Komutanlığında lken, bu işlerle uğraşmaya daha çok vakdt ayırmıs 1907 • 1910 yıl lan arası ordu İçin kıymetli eserler hazırlamıs ve yayınlamıştır. Kendl kanısına göre ordunun, Alman usullertna göre yetistirilmesınl öngöruyor, gelecekte yapılacak savaşlarda, hâlen yürürlükte olan eskl usullerle basarıya ulaşılamryacsğım kabul edjyordu. Bu inamş ve gonişlerini Balkan Savasından az evvel yazmış olduğu eserlerinde şu cümlelerle belutiyordu: İşte bugün Turk ordusu heyeti askeriyesi hâlâ eski usullerle çabatamaktadır. Lâkin ne çare kl bn aaskınlıkt»n knrtulmays bugün itiraz etmedifimiz takdirde, yann derecesi büyüyeceği için, bu Y A R I N : Savaştan alınması gereken çeşitli dersler İtiraz IYILI yazında Türk ordusunu kalkmdırı m hizmetinde bulunan Alman Mareşall Von der Goltz Paşa, MakedonyadaM Türk ordusuna garaizon tatbikatı yaptırmak Uzere Selftnik'e gelmektedir. Ordu Komutarüığı kurmay heyetinde, eğiüm ve öğretim kısmı şefl olan kolağası Mustafa Kemal, Von der Goltz Paşa gelmeden evvel, Selânik civannda tatbikini uygun gördüğü bir meseleyi hazırlamakla meşguldür. Bu durumdan Komutan Hadl ve Kurmay Başkanı AU Rıza Paşalan da haberdar eder. O zamanın Yedi Sekiz Hasan Paşalarından olan bu paşalar, onun bu hizmetini sevinç ve takdirle karşılayacaklan yerde, bilâkis hayretle karşılayarak, âdeta n« lü 1909: 54 Emin efendi, tasdlk makamınd» bajını saHa«nıjtı »adece. Bu ijaretl föıünden kaçırmayan Fevzullah Armi, masayı sarsarak. yalpalıyarak yerinden kalkmış, Erain efendinin yanına gelmis, alnından. yanaklarından sapur supur öpmüs, kucak lamıştı Emin efendi kurtulmaya çalışıyordu elinden. Naciye onan rahatsız olduğunun farkmdaydı. Bııak! Fevtullah ağbi. sıkma dostumuzu.... Karısma bana! Öpeceğim, kucaklıyacağını tabil. Böyle büyük adamı nrrede bulabilirim bir daha. Affetti o beni. benim gibi bir »erseriyi, ne dediğini bilmezi affetti. Öp onn, sen de öp. Kucakla! Yeryüzüne böyie adam gelmemiştir. Sana diyotnn, ne duruyorsun! Kübettireceksin bana Sarhoj, siz onun kusuruna bakmayın Op di>oram Naciye! Öp dlyorum sana! Naciye ne yapacağını {aşırmıştı. Fe\iullah Az. mlnin, çbründüeu kadar sarhoş olmadığinın farkındaydı. Öperse. Emin rfendi şajiracaktı ilkin: öpücukleri Fevzullah Azminlnkiler gibi öfkelendirmiyecekti onu. Öptü, yanaklarından, alnuıdan optü Emin efendiyi. Acemi kollariyle kendisine sarıldığını. kucaklamaja çalıştığını farketmişti: kendisl yanaklarından öperken, onun birdenbire dadaklaıı nı arayıp acemi bir öpüciik kondnrnvermesi Naciyeyi şajırtmıstı: Acemi!.... Emin efendi de farkındajdı acemiliğinin. Kor. ka korka, kutsal bir feye değer gibl firkerek öp> mü;tü. Fevnılah Azm), Naciyenin sözlerinl, afnni yayarak tekrarlamıstı: Kendisine acemi diyen hu sarhog hcrifln, bir kadının nasıl öpnleceğini göstermek için, Naciyenin dudaklaruıa uzanıvereceği akluıa gelmi;ti. Fevzul. lah Azmi yerinden kımıldamaımştı bile; yalniz gozlerinde, kadını sanki krndisl öpmüş gibi, zevke yorulabilecek panltılar vardı. Naeiye hafiften bir »arkı tutturmuştu: «tçen hir daha aydmaz ajkı gönül kadehln. den... Emin efendi>e şarkılann hiçbiri bu kadar dokunmamı^ı. Sarkınm orfa yerine dogrn Fevıullah Asmi eoşmuştu: Allah! Dilin dert görmesin Naciye.Naciye «Oldtı, kusuruna bakmayın» der gibi Emin efendiye bakıp gülümsemişti. Emin efendinin kimsenin ktı<urnna bakacak hali yoktu. Şarki bittifi zaman Fevzullah Azmi horuldamaya başlamı?tı. Emin efendi onun bu halini görünce utanmaya, •ıkılmaya başlamışlı. Hem kendislni zorla davet etanişti, hem de ntanmadan horlnvordu. Ne demeliy. di, ne yapmalıjdı da buradan bir an evvel kaçabll meliydi. Kambur herif ayumadan önce konuşacak fey bnlabilmişler, kavga gürnitü vakit geçirmişti; Rahatlıkla ı tîTÜK bir masa üzerine serill bulunan bantada hazırlanan meseleye ait mareşal'.n sordugu sorular Atatürk tarafından gayet rahatlıkla cevaplandınhyor, toplantıya katılan kurmaylar bu izahatı ayakta izliyorlardı. Karsılıklı tartışmalar sonu karar olarak mareşal, Atatürk'ün hazırlamıs olduğu meselenln Utbik edileceğini Mldiriyordu. Ertesi günü Vardar nehrl havcasuıda tatbikat Mavi Kırmızı kuvvetler arasında karşılıklı olarak başladı. Mareşal ve Türk Komuta Kurmay Heyetleri harekâtı birlikte izlediler. Harekâtın sonuna Kadar mareşal onun plânı tatbik edildiği için Atatürk'ü yanından hıç ayınnıyordu. Zira kenclısı yabancı olduğu cihetle arazi ve Türk ordu birliklerl hakkında Atatürk kadar bllgiye sahip değildi. Tatbikat basan İle sonuçlanmıştı. Tenkidl bizzat Mareşal Goltz Paşa yaptı. Evvel* plam yapanı, yanl Atatürk'ü övdükten ve gördüğü hususlan belirttikten sonra karannı şu sözlerle özetliyerek bıldirdl: Komutanlar, alt kademelerdekilerden daha vüksek bflgiye sahip olmalıdırlar. O zamanki düşünüş ve lnaruşa göre, küçuk rütbedekl komutanlann fıklrlertne taymet verilip dinlenmedıklerinden, Kolağası Mustafa Kemal de bu zihniyetteM komutanlar a maksat v« meramını anlatamamıştır. O zaman Kolağası bulunan Atatürk bu cevherini, ttalyan, Bal kan ve Birinci Dünya, son olarak da Kurtuluş Savaşlannda göîtermiş. bütün dünya askert tarihine şan ve şerefle yazdırmış olduğu, dâhiyâne plânla kazandığı 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle Un salmıştır. Plânını hazırladığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi sırasında da bu karanna karşı çıkan ve beğenmeyenler olmuştur, fakat muharebe zaferle sonuçlanınca, karşı koyanlar şaşırmış, herbiri bir köşeye kaçmıstır ÇALINAN TAÇ Yoıon v t çıren: AYHAN BAŞOĞlü tanımadıgi bir kadınla yainıı basına konnşmamiftı Emin efendi o ana kadar. Fevzulah Azmiye baktı birkaç kere. acı>ormus, haline »aşıyornıus gibl Na ciye onun bakışlarmdan, kaçmaya niyetlendiginJ anlamıştı. Emin efendi, bütün cesaretini toplavıg onünü ilikledi. sendelememlye çalısarak ayağa kalkh: Haııımefendl. sayın hanımefendi. müsaadele. rinlzi rica edeceğim. Sizi daha fazla rahatMZ etmek istemem. Çok tesekkür ederim. Beni hayattan haberdar ettiniz, bu ceceyi ömrümün sonuna kadaf unutamayacağım. Fevzullah beyi yerine yatıralım. Bendeniz de yavas yavaş yoln tutayım Bforim m«ruk da meraklanır. Ne, gidecek misiniz? Bu halle mi? Halimde ne var? Görüyorsunus kendimi ( a . sıyorum. Naciye, etraftan duvulmasindan korkmadan nn giraklı bir kahkaha attı: Kendinizi taşıyorsunuı demek... Adamı guU düruyorsunuz Emin efendi Daha arkı gecmeden yıkılır kalırsımz. Hem daha <ize öerermrk i<lrdieim şeyler var.. Ben bir ;ey öğrenmek istemiyorum; taten altiist ettiniz beni. Bırakın ne olur gide>im Naciye, ayakta sallanıp duran Emin efendiye sanlıverdi birden, dudaklannı dudaklanmn ar»*ına aldı. \efesi kesilmişti. beyninde çimşekler cakı>ordu Emin efendinin. Birlikte yere yıkıldıklan za man Naciye: Öğrendin ml acemi! Emin efendi, derin derln soluvordu saderp N e . den sonra inler gihl: Öğrendim divchtldl. Artık kendisinde değildi. Sanki rüyadaymı; glbi. Naciyenin saclarını okşuyor, dudaklarından fni sünden. kollanndan hırsla koparır gibi öpınordu. Çok zengin bir hazine karşısındavdı; hangi parcava elini sıireceğini şaşınyordu. Bundan sonrasını hayalmeyal hatırlıyordu: Fevzullah Azmiyl birlikte kulübeye taşımış, yatağına yatırmışlar. kendileri de öteki yatağa yıkılmışlardı: Başka yatağımız yok. Bu yatak da ikimizin. Herhalde Fevıullah ağbl ile yatmayl tercih ettnezsiniz.. Rahatsız etmeyim sirl. Affedin, Allah aşkına affedin beni. Sarhoşluğuma verin. deliliğime \erin neye verirsenlz verin. Ne olur affedin beni. Delisin. delisin sen! Seni seviyorum »nlamıyor musun! Beni ml? Daha fazla konuşamamıştı. Benim gibi gırkin, hastalıkh adamı nasıl sevebilirsin, yalan sö>lüvorsun. düpedüz yalan sdylüyorsun d!yememi;ti Çennetin eşigindeki adam; >ben buraya giremem girmem haksızlık olur. demek cesaretini göstcrcbilir mi? (Arkan var) Uyarılar DİŞI BOND ALKAN Savası hakkında Atatürk'ten sonra doğu ve batı ordu komutanlan da ba?kotnutanlık kararg&hjnı çesitll zamanlarda uyararak, ordulannm savaşa hazır olmadığuu bildirmislerse de gayretleri »onuçsiiz kalmiştır. Politikacılar ve particiler duruma o derece hflkim olmuşlardır ki, savaş sırasında sadrazam olan ünlü komutan Gazl Ahmet MuhUr Paşa gibi, 1877 • 78 aavaşııun binbir yoksulluğunu gören ve ordunun iç durumunu bilen komutanı bile, yamltarak ulusu bir felftkete daha sürüUeyecek olan Balkan Savaşının ilanında kendılerirıe ftlet etmijler dir. Her ne kadar Pasa tonucun B u Dlkkat. oaşüyorus! Çember daha yoğunlasrı. îlk iki top, toprağa ayru zamanda vurmuş, diğerleri de bunu izlemişti. Herşey öğrenciler tarafın dan tepki gösterilmeksizin akış maktaydı. Yüzlerinln deyiminden, hiçbirşey anlamadıklan görülüyordu Gallle duyurdu: Quod erat demonstrandum. (İşte kuilanılması gereken şey.) Hazır bulunanlardan biri, hayal kınklığı ile bağırdı: Hepsi bu mu?. GaHIe karşüık vermedl. Bir mudzeye tanık olamamaktan sevlncl ksçmış öğrenciler dağılıp gittiler Mazzonl onun omuzıına vurdu' Pek güzel, oğlum. Bu bilgisiz adamlar. önlerinde geçmiş olan bu seylerden babersız ler. Bana gelince. tamamlyle anladıra Toplann peripatesyenlertn teorilerini sarstı. Bilimin geleceği vönünden sonsıa portes) olan bir vanm saat vaşamı? bulunuvoruz. Floransaiı. cesaretlenuı. nele rinden dolay. yasb dostuna teşekkür etti: fakat konuşmayı uzatmaya hiç nlyetl yoktu: ne onunla ve ne de öğrencilenyle. Luca bitkln bir durumda seslendl: Yazan: Zsolt HARSANY Çeviren: Tank ÖZBİLGEN Uzeri, verilecek dersı olduğunu hatırlayaraktan oradan ayrıldı. Fakat dalgın bir adım kendisınl iklnci bir kabareye götürmüstü Artık çevr»sini arada bir görebiliyordu Bunlardan biri esnasmda, bir üçüncü tavernada olduğunu farketU Akşamdı, lâmbalar yanmış bulunuyordu; yanına bir genç kız oturmuş. şarkı söylemekteydl. Onun elini tuttu ve mınldandı: Beni aldattın, Bianca. Sen hayalt bir kadın degilsin... tı: Güzel fa2 eulmeye baçlamışsen geçmekteydl. Galile sabâJv tan akşama kadar alacakülarla uğraşıyordu Ceplert celpnamelerle dolmuştu Her akşam vatağına, ölü gibi vıftılıyordu Fakat bir lıaftanuı sonunda mağazaya bir alıcı bulmuş; dığer mallar da tyl koşuJlar altınds satılmıştı. Virgınla'nın mıras payına konan Benedetto drahtv manın tasflyesl IÇİD beklemeyl kabullenmiştl. Giulia, ooeukla» nyla birlikte, eski komıtlannd» kalabilecekti.. TİFFANY JONES İLÂN Konya Belediye Başkanlığından Sarıcalar kum ocaklanndan asfalt şantiyesine kum temini ve nakli lşi 576.000,00 lira keşif ve 26.790, Ura muvakkat teminatla 30.6.1972 Cuma günü saat 15 00 de kapalı zarfla teklif almak suretiyle ihaleye çıkartılmıştır. Dosyası bedelsiz olarak Pen îşlerl Müdürlüpnde g5rülebilir. thalelerı Belediye Sarayında toplanan Encümence yapüacaktır thaleye lştirak edeceklerin 2490 sayılı kanunun 2, 3 ve 32. maddesine göre hazırlavacaklan teklif mektuplanru Oı*le saatinden bir saat evvellne kadar Encümen Kalemlne vermelerl sarttır thale saatinden 24 saat evvellne kadar yeterllk belgesi alınması lasundır. Postadakl gecikme GARTH "ıfflr,'7.il'T:.".i!.;ıi" ler nazara alınmaz. Niçtn beni Bianca diye çaGalile. Piza'dakı sözleşmeslğınyorsunî nln yenilenmesl lçın berhangi Galile onu senulne doğru çek bir istemde bulunmadı Yaz Ue U ve dırenme duymayınca da birlıkte kurlarm da sonu geltamamıyle şaşırdı. Onu dudak miştl. Son dersinde Arısto"tıun Kanıtlannm larından öptü ve sonra venıden teorilerine karşı bir özetini sunm^vı düsüranüssızdı. tü; fakat bir ayak aensına tu* •• tuldu ve fafcülteve gelemedl. Vincenzo Galileı ölmüştü. Öğrenciler kendisinı bir dana Uzun süredır, sonunun yaton göremeksizirı 'lağıldıiar Gende olduğundan söz etmekte ve oğ dort sadık çömez) fealıyoTdu: luna tnektuplan vedı. mesaila Onlara ber çeşıt cavsiyelerde bulundu kendilpnnı sanlıp ripnnı andınnaktavdı Endişeyi artık k&nıksadığı bu dönemde, tü; onlar da kendisine mektup yazacaklanna söz ^rdiler Sonhaberi alınca Galile dehşetle ra Mazzoni've vpdı» »ttı v ı vurulmuşa dönmüştü tzin alav profesör kansi VP CJaüIe üçü rak cenaze törenin* izlemeye bircien ağlamava lcovuldulftr. gitti. Bu dost Rvın KaDisı ^rket"pr'^n tkl kum saatl çalınmış! En genç Kız karflsşı Uvia, Galile, omuzlannı silkti. Bunu ancak onüc yaşındaydı Onaltı kapandıgmda delikanlı oradan beklemek gerekirdi: Pizs Üni sında olan Mıchelagnolo, gür avnlmakla vitırdiği herşeyi aversitesl'nin eski bir teamülü, bıyıklanyla ttoca bir deükanlı cı a o duvumlsmaktavdı. ertesi eünü kendisine satrnak olmuştu Onyedisin) doldurmuş Evine dönüp gıysilerını ve Uzere profesörün bir ftletini bulunan Anna hasta olduğundenevlert için Kullatıdıgı gereççalmaya eevas vermekteydi Ga dan, törende hazıı oulunamalerini paketledı. ev sahibinin Hle. orada bulunan herkese ve mıştı. Virginia. lcooasının eşlt hesabmı Sdedi ve Kendi'ane ikl da etti ve dua etmek Uzere git ğinde idi: üzun nlsanlılıktaiî sün sonra vola çıkacağını bllMjfinl sSviedigi DOme'a vöneldt. sonra, Benedetto d] Luca Lan dirdl. Fakat ertesi eece etines Gerçekte valnız telma gerek ducci'nln kansı olmustu Yeni doSmadan önce saiktı eizlice sinmeslnt duymuştu Kllise'nin damat pek öyle duvarlı bir ?vin dışıns fcavdı ve Pignorta' »erin ve bulrar kokulu gölge kalp taşımama>tavdı: eömUlm* va vardi orada m.ı ich1 1° sinde, bir an ke^dim dil^üncele sona erer ermez Dsr« sorunla yinmeve nazır biı nraba bekl» ri lçlnde vitirdl nnı ve özelUkle de Virginla' mekteydi Kentten çıktığı tndan ıtibarpn Ari^to'va daldî ve Ordan çıkarak en ratnn bir nm drahomasım tasflve olana bir daha da oahtsizlıklannın tavemaya girdi ve vemek viye ğı olarak öngördügfl ticaret fo profes«Tlueunün eegl yerde bol bol kırmızı şarap nunun satısinı tartısmak Uzere ve üç vıllık geçtiği bu çevreye hakmadı. içti; sira, çakır keytf olmayı kavınçosunu bir kenara çektl. var) ölümü izleyen günîer çok tnuluyordu. Çok sonra. Iktndl (Bsun: K • 483 • 16690) 4274
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear