28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖRT BCÜMHURITET : L• » A iafiu c TJLTAN Azb Devrind» btnbir tedakarlıklarla mey dana getirUen ve dflnyada Ingiltere'den sonra iMnci deniz kuvvetine, Almanya ve Fransa'dan sonrm üçüacü kara kuvvetlerine n b i p oUn Türk devleti, ondan sonra başa geçen Sultan Hamit'in ordu ve donsnma kendisini de tahtmdan indirir korkura lle, gemileri Haliç'e çekerek ve orduyn da kışlalara enterne ederek, adeta egitim, ögretim ve silihtan ayırnustı Kâgıt üzerinde 7 ordu ve 780.000 kişilik kara kuvveti. 22 nrhlı, 83 aırhsıs, gemımiz görünuyordu. Hamit bu kuvvetleri keyfi ve korkak idaresl yüzünden ulus yaranna kullanamarnıştır. Bu kuvvetlerle 187778 savasını kaybettıgimiz gibi, Balkan Savaşınm da yenilgısini hazırlamıştır. Her ne kadar İkinci Meşrutiyet Uinı lle, eldekl para oranında ordu ve donanmanın noksanlarıxun bir kısmımn tamamlanmasına başlanmış ise de, 1911 ltalyaTurk savaşı Balkanlı devletlerin 1912 yüında ani saldınşlan karşı sında yeteri kadar tamamiamna•ı yapîlamamışü. S Ordıınun ve savaş alanındaki kalelerin ilııııali Almanya'dan General Von der Golta Pasayı orduyu yenl usullerle kalkındırsm diye getirtmis, ona da istedıği serbestiigi vermedigi için askert hareketler harita üzerinde gösterilmış tatbikat yap tınlmamıştır. Beltd bir haritayı yönüne koymaktan aclz kafasında ve etrafına topladıgı kendi gibi cahü komutanlarla 187778 TürkRus savaşım Başkomutan olarak tstanbul'daki Yıldız Saraymdan yönetmlş ve izlemiş verdıği yanhs ve yersiz emlrlerle ordularım ı a yenilgiden yenilgiye ugratarak perişan etmiştir. ülusun cahilliğinden faydal&narak kendini yer yüzünde Tann' nın gölgesi diye tanıtmıs, saltanat hırsı Tann'nın gölge bırakmıyac&k bir varlık olduğunu bile unutturacak kadar kafasını sarmıştır. Bu hal de onun dinl bilgisinin de ne dereca kıt olduğuna açık bir delildir. Tann'dan bu suretle haberi olmayan Hamit, ortaya bir de Peygamber postunda oturdugunu yaydırmıştır. Bilindigi üzere Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinden sonra, orada bulunan son halifeden, Pey gamberimize ait olan eşyalan kutsal bir emanet olarak îstanbul'a getirmiş, Topkapı Sarayında, özel bir bölmede saklanmalannı, belirll zamanlarda halka gösterilmesini ernretmiştir. Şayet böyle bir posta oturmak lâzım gelse ldi bu işi herkesten evvel Yavuz Sultan Selim yapar ve ondan sonra gelenler de aynı yolda hareket ederlerdi. Halbiıki böyle bir Sdet olmadığına göre Hamit veya dalkavuklan tarafından da yayılmış olabilir. Şayet geroekte bu lş yapümı? ise Yavuz'un bile hakkı oldugu halde oturmayı, düşünmedigl Peygamber» tit bir posta Hamit'in oturması en btiyük bir saygısızhktır. BflLKflN SflVflSI istemış ise de. Islâm dınmde böyle bir zorlama yoktur, Tann buyruğuna da »ykındır diye önüne geçilmlşti. ömrü kısa süren bu namlı hükümdar yaşasa ıdi belki de bu kararını tatbıkte önüne geçen engelleri yok etmekte güçliik çekmeyeceği pek aşıkârdı. Ya\nız Sultan Selım'in kaç yuz yıl evvel sezdigi bu tehlike her zaman Türk ulusuna yapılan zulümlerle kendını göstermiştır. tkinoi Balkan savası sonu Çatalca hattından ileri harekâta geçen Türk ordusu Edirne'yi alarak daha ileTiye Bulgarıstan topraklanna derlnliğıne dofru girmemisti. Yalnız o zaman kurulusumuzda bulunan bazı asiret alaylanmız Bulgar toprakları içersine dalmı? bir hayli köy, ilçe, bucak isgal etmlşler •onra ordudan aldıklan emırle kendi sınırlanmu gerisına çekilmışlerdi. lşte bu aşıret alaylanmız dahi aç ve susuz kaV dıkları halde Bulgar ulusuna asla zulüm ve işkence yapmamışlar, yiyecek verirlerse almışlar, vermezlerse istemeye lüzum gör memişlerdır. Kendllerinı Balkanlardaki devletlerin en uygan diye dünyayB tanıtmak lsteyen Bulgarlann Edirne'de Türklere karşı takındığa canıyane hareketler, bu uygarlıktan çok uzak olduklarınj gösterir en büyük bir delüdir. Yine şükür Hamit gibi saltanat düşkUnü ve vesveseli bir Padişahın, Sultan Aziz'den devir ve teslim aldığı ordu ve donanmayı bu kadar da meydanda tuttuğuna şükretmek lâzım gelir. Zira saltanat elden gider korkusu ve vehmiyle, devletin başm» (uzulî masraf açan ordu ve donanmaya ne lüzum var? dlyerek her ikisini de ortadan kaldırabılirdl. Yukardan berl belli başlı taşiliginl öıetle belirtmeye çalıştığıtnıa ve Padisah diye devletin basında bulunan Sultan Hamit yönetiminde ordu. gavas gilcü noksan bir durumda tutulmus ve bu seMlde de Balkan Savasuıa sokuhnuştur. Bu kadar fhmale ragmen Türk Ordusu, düşman ordulanmn kuşatma cenberine girerek yok olm ı tehllkelerinl önlemis, onlara bu fırsatı vermemiştir. Bir savas sanayil kurulmadıgi, her çesit sllah ve cephana dışardan temin edildiği için, savasın en nkısık anında cephane bitmlf, yeniden temin edillneeye ka dar yersia mütareke v» konuşmalarla saman geçirümiştir. Aslında her türlü varlıktan yoksun olarak elde bulunan Ordu ve Donanmanın savas başladıktan sonra tekmil Ortiyaçlannın teminlne lmkân olanuyacağı Bastaki ügililerin kayıtsızlığı, ordunun da kasten atalete ıığ ratılmnsına, «r/ıfe, cephanesizlik ve benzeri nedenler de ekle* ninceTSMartl913deEdirne kalesi 6 ay çibi uzıın bir direnişten sonra düsmü*. htı7iıı sırası ile diğerleri takip ptmişti gerçegi bir ke» daha ortaya çıkmıştır. le takviyt edilmlslerse <to. maksada yeterU değildi. 6070 bln kişı bulunması gerekirken, her kalede 1020 bin ki^i zor bulundurulabildi. Bu noksanlık yetmıyormuş gıbı Italyı savaşı Eamanınd* bu ka lelerden sökülen çabuk ateşlı ağır sahra ve obUs bataryalan da Selânık, Izmiı ve Çanakka le'ye götürUldügünden, tekrar eskl yerlerine getirilmesine irakân bulunamamıştı. Bu yüzden kalelerin ateş (UcU de rayıftı. mfls.. Bir Rskana r e t m a . diyen Y a T u ı Sultan Selim, ülkemizdeki tekmil Hıristiyanlann tslâm olmaları ıçın bır lerman hazırlamasırı Şeyhülislâm'dan Y A R I N: Israr ve uyarmalar favdaya benzer bir şey sağlamıyor Sultan Hamit gerçek mermilerle eğitim yapmayı, tatbikat ve Manevralan, yasakladıgından sılâhli kuvvetleri n sav&s gUcil kalznanuştı. Bu gibi hareketlerl yap maya kalkanları da o zaman sınırlarımız lçinde bulunan Fizan' ın kızgın çöllerine sürgün etmekten geri kalmıyordu. Sarayın etralını kendini koruyacak alaylı subaylar komutasında, Amavut ve Çerkez erlerden örgütlenmış birliklerle çevrelemiş ve ancak bu birhklerde cephane bulundurulınasına müsaade etmiştir. Okuldan çıkan genç subaylan îst&nbul'da tutmayarak uıak yerlere göndermlg, bunlar ömürleri boyunca merkezi yerlere getirilmemişlerdir. Kaleler I ALKANLAR'da yapılacak bır I savaşta, Edirne, Yanya ve 1 tşkodra kalelerinin büyük rolleri oldugu bir gerçektir Bunlann görevleri, seferberliğin Umamlanmasına kadar, zaman kazanmak, uzerlerine fazla düşman kuvveti çekmek, düşman ordulan yan ve gerilerine, seyyar ordumuzla birlikte baskınlar yaparak, hareketinl zorlaştırmak, bu suretle kendi seyyar ordumuzun serbest hareketinl sağlayarak, ma nevra gücünü arttırmaktan ibaretti. Bunun içm de tahkimatı bitirilmiş, silâh, cephane, insan, araç, gereç ve yiyecek gıBİ noksanlannın daha, banş zamanında tamamlanmış olmasi gerekırdi. Ordu bölümünde belirttigimiı nedenlerle kalelenmiz de ihmale ugramıştt. Her ne kadar bu kaleler mevcudu noksan üçer tümen Şan ve şeref jSTANBÜL'nn yakm savunma • ve korunmasıyla ilgıli Çatal•ca müstahkem hattmdan da sökülerek Çanakkale'ye götürülen agır toplar aynı nedenle getirilememis, bo? kalan beton mevzılerine sahra toplan konularak düşmana ateş açılmıştı. Noksanlıklanna ragrnen, gerek kaleler ve gerekse Çatalca hattımız savunmad» uzerlerine düşen göre%ierl fazlasıyla basarmış ve tarıhimize şan ve sereflerle dolu destanlar yazdırmışlardır. Edirne Kalesınde, Şükrtl Paşa, Yanya Kalesinde Esat ve Vehip Paşalar hem kardeş ve hemde Yanyalı idiler. Işkodra Kalesinde Hasan Rıza Paşa ve Çatal ca h a t t ı n d a da son olarak Ahmet tzzet Paşa adındaki linlü komutanlar bulunmuşlar dır. Nihayet açlık ve cephanesizUk nedeniyle 13 Mart 1913'de Edirne Kalemiz S ay gibi uzun bir dayanıştan sonra teslim olmus, bunu sırasıyla diğer ksJelertmiz lzlemişlerdl Bulgarlann Edirne Kalemizl ele geçirdikten sonra, asker ve sivil Türklere karşı yapmif olduğu vahsiyane ve rezilane «ulüm ler ordulanna büyük bir rahşet lekesi sürmüs ve bizimle olan komsuluk duygularmı da zedelemiştir. Bulgar Dlusıı su gerçeği iyl bılmelidir M, îstanbul'u fetheden Fatih Sultan n . Mehmet, fetanbul'da Ortodoks Patrigine imtiyaz verirken, Bulgar, Sırp, Romen, Enneni ve Musevilere ülkeleri dahilinde Hıristiyan, ruhanî başkan bulundurmalanna müsaade etmişti. Bu müsaadenin ilerde Ttlrk ulusu başm a bir felâket getireceginl sezen ünlü Türk hakanlarmdan ve o zamanlti dünya haritasına bakarak: Dünya bu kadar mı? Küçük Ayağın «akuıarak basma aman sulUntm • Dökülen mey. kınlan. fisei rindân olson.. demijtL Ne mey dökülmüstü. ne de ji»e kınlmiftı: ktrılıp dökülen bir jey vardı: Kadımn kshkahm... Ben miyim sultan? Bir bahçe kulübesinden meze getiren lultan! Bu ay ısığı, icki, nzaklardan. ba«ka bir verdea (eliyormuf gibi blrden isitiliveren blr kahkaha, Emin efendiyi kendi olmaktan cıkarmıjti: Hıkikateo tultansmız. sultınUr elinize f» bile dökemez.. Yanına oturan kadma bn «özleri söyledljrin» kendisi de inaoamamıştı. Demek ki İnsan. her zaman aynı insan degildl. O da iciyordo kendil»riyle beraber. Güzel yuzü bnrusuyor. yndumunı> "»e ze ile tamamladıktan sonra, ferahlıyormns ffibf bir derin nefes alıyorda. Kın mıydı, metresl miy di, kansı mıydı bn adamın? Fevznllah Azmiye yakıjtıramamiftı ba kadını. Blr randan banlan düfünnyor, btr yandan da adamın töyledlklerinl zihnlnden kovmaya çalısıyordu. Burada bulunmasının sebebini biliyorda «rtık. Fakat bırakıp gidemiyordu da. Bütün vücudunun bu kadar gev» jedİRİnl, içinde böyle gıeıklanmalar oldujunn, dünyıyi her seye ragmen bu kadar beğendiğini hatırlamıyordo. Naciye. kadehinl Emin efendinlnkine tokuftu. rurak ksldırmıştı: İçmiyorsunuı beyefendi? tçelbn! Beyefendlnln jereffne! Naciye hanım. Emm oVyin sadeee. Beyefen dl de ne oluyor... Dostumuz Emlnin şerefine Içellm öyleyset Şerefiniz daitn olsun. Fevzullab Azmi, uyanıyor gibi bir halle: Içelim! Unutalım dünyayı. Dünyayı unutmak gibi iyi şey var mı? Naciye. kizun. bir »arkl toyle, dokunaklı olsun şöyle. Fevzullah ağbl böyledir. biraı leti ml, »ar» kı, illâ dokunakli »arkı diye tuttnrnr, «onra da başlar aglamaya Kanşmı ağlamama: ağlayun ben. Kötü bit Inun ağlamıyacak da kim ağlıyacak. Beyefendi» nin de canını sikttm iistelik. Affet. ayagmui <ürabı olayım affet... Sikma dostnmuzu Fevzullab «ğbl. •ffetti senl. Beyefendi, affettiniz mi? sahiden affettinis ml beni? • (Arkası var) 53 Çekil önfintden bırak beni.. Şimdl de köpekler gibi.. De! Ne dersen de! Biitün söylediklerine mfistahakıın. Sizin gibi bir adamla içmeve bile lâyık değilim. Dinle yine vnr! Allahıni serersen, p«ygamberini teverten olur. . Deminkl sözlerden »onrs AllahUn, peygamberden bahsediyordu Fevzullah Azmi. Emin efendi onun inanmadıgının farkındaydı. Onlann kavga eder gibi konuçraalan uzerine Naeiye, elinde bir gemici feneri olduğn halde kuliibeden çıkmı?tı Fevznllah Azmi, hâli Emin efendiyi oturtmaya çalışıyor. Emin efendi jitnıek için direniyordn. Naciye bir müddet onların haline îiaskın saşkın baktıktan sonra meseleyi anlayıvermişti. Feneri masaya yakın bir ağactn dalına astıktan sonra yanlanna gelmişti: Fevrullah ağbi! Kaç defa söyledim bu kadar içme diye. Dayanamıyorsun Iftc. Gene can ııkacak ne yaptm? Niye gficendlrdln beyefendiyi? Fevznllah Azmi, yerdekj boşainuf rakı tişesioe bir tekme savururken Emin efendiyi de bırakmamağa gayret ediyordu: BUdigin gibi kızım, bildigin gibi Naciye. Kabahat bende degil bu namussuzda.. tçemiyonım, dayanamıyornm içkiye her halde; olnnı olmaa söyleyiveriyorum. Miidahale edilecek zamanın geldiğini farketmlsti Naciye. Bir vumnsacık elin eline dokunduğunn hissetmişti Emin efendi. İnsanı tnhatlastıran bir bakışı vardı bn kadımn. Kusunına bakmayın sis onun. Elinden ne eektiğimi bir Allahım, bir de ben bilirira. Içti Ü zamanlarda ne vaptıgımn farkında olmaz. Kusuruma bakmayın siı benim. Naciye dognt söylfiyor; deliyim ben deli Bir dellnin kusurnna baküır mı? Bırakın beni rica ederim. Hem feç kaldım zaten. Danlınm beyefendi, benim hatınm içln FevmUah ağbinin münasebetsizligini affedin. Omm güzel hatın İçin Fevrallah Azmlyi bafıslayıvermlşti o gece. Tekrar oturmuşlardı yerlerine; bu sefer Naci. ye de vardı aralarmda. Emin efendinln hemen yanına oturmuş. kadehleri yrnilemlj, içerden yenl mezeler fretirmişti. Kulübeden meıelerl getirirken sürçmüştü bir defasrada Fevzullab Azmi gözlerinl süzerek: Yenilgiler Y ABANCI Ulkelere yenilik taraftan gibi görünmek gayesiyie ve istibdat klarealnl sozde saklamak lçin, 1883 tarfhinde ÇALINAN TAÇ Yozon ve ç.ıcn; AYHAN BAŞOĞİU Islanbul Vilâyeti Daimi Encümeninden DİŞİ BOND Fatihte 1 dersaneli Haca SülejTnan Bey llkokulunun 686^59,91 lara dairesınde ınşaası 4 Temmuz 1972 Sall günü saat 15te tstanbul Sultan Ahmet Yerebatan caddesindeki Özel tdare blnasmda toplanan Dauru Encümende kapalı zarf suretiyle ihale edilecektır. tlk teminatı 31.201 liradır. Şartnamesı tstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden alınacaktır. isteklıleriD ilk teminat makbuz veya mektubu 1972 yüı Ticaret Odası vesıkası ve şartnamesinde yazıU kayda uyularak ihaleden 3 gün evveline kadar (tatü günleri hanç) Vilâyet Makamına müracaatla alınmış yeterlik belgesini havi hazırlayacak. lan kapalı zarflannı üıale günü saat 14'de kadar Dalmi Encümene vermelerl lâzımdır. A<B.SP2\MBl'S OYUMOU(Basm: ltt>89) 424S 10 Benim İçln vaHt bulmak güç olacak... Tüm kızgınlıgı lçinde delikanh bu karşıhğı güç tşittt. Kapıyı hızla kapadı. Blr an nezaketsızliğinden plşmanlık duymus ve özür dılemenin gerekıp gerekmediğınJ düşünmtiştü; fakat omuzlannı silkmekle yetindi. Kararlı adımlarla merdivene yöneldl. öylesine slnirliydl ö o gece pek az uyudu. Ertesi günü, Piza'da geçlcl olarak lkaraet kuran saraya gitmek zorundaydı. Vlnta kendisinl tam saat onbirde çağırmıştı. Sizi selâmlanm azlz dostum, dedi en güzel giysileri ile Galile lçen girerken saraylı. Piza'da oldugumuzdan oeri. sı si görme ftrsatını elde edemedim. Nasılsınoz? tyi misiniz? Buna çok memnun oldum. Pa kat olays gelelim! Uvoume limanınm vapımı yönünden, neh rln deltasını dertnleştirebilmemiz, çok önem taşımaktadır. Giovannl de Medlcis bulguladığı bir tarama gemisl Ue bu işl yapraamn olanaklı olduğunu 8ne sürüyor. Bir küçük maket yapıp bunu gTandüke vermis. Pa kat bir oyuncak Uzerinde yargı ya varnıak güç ö t e vandan maklneyi vapmak, hayli paraya da mal olacak Hükümdanmız, bu harcamayı, pek güvençll olduğu takdirde yapmak istiyor: bunun için de maketin, bir eks per tarafmdan incelenmesini emretmiş bulunuyor. Pek güzel, nerde maket? Vlnta gülümsedl: Sarsyda azizbn. Unutmayı nız ki çok lhtiyath olmak gerekir. Tutalım ki. çok korktuğum Uzere, makine kötü olsun ve siz de bunu sövlemis bulumm: bu halde, Giovannl'rin can düşmanlıfını kazanmış olursunuz. Eger siz onu iyi bulursama, makine yapılacaktır. Fakat ya ça Yazan: Zsolt HARSAMY Çeviren: Tank ÖZBİLGEN lışmazsa, sorumlu klm olacaktır?. Galile pannaklanm çıtlattı: Işte çok nazik bir durum! Bu ekspertizden vazgeçmeyı çok lsterdim. Elbette. Pakat saray haya tında her zaman tstenilen $ey vapılmaz. Gidelim. Ve özellikle sözlertnizde lhtlyatlı olunuz. SilShh nöbetçilerin ve süslü uşaklaruı arasmdan geçtikten sonra, srrandükün dalresinin antişambnna girdiler. Kemertnde karaa taşıyan. dantel yakab bir emir subayı derhal onlan haber verdl. Hükümdar, genç kansı ve Giovannl salonda hazır bulunmaktaydılar. Onlann önünde. masa üzerinde küçüls model duruyordu. Bulgun. genç bilglnı selâmla dı ve tören gereği, ondan müsaade aldıktan sonra, büyük bir açıklama lüksü lçinde, deneye başladı. Maket. masa üzerindeki kumlan küremekteydi. Bu ışi bitirdiğlnde. Giovannl onavıra lstercesine ona baktı Galile, apareyi dikkatle etüd ettikten tonra başıru salladı: Bu fconuda ne düşünüyor sunuz? Dive sordu erandük Bu makine iş görmeyecek Grandük. Vinta'va tsaret etti: o da Galile'nin koluna dokun riu, yerlere kadar eğilerekten çıktılar. Giovannl kalmıştı. Fakat berikiler çıkarlarken öfkesı ni tutamavsrak hayteırdı: Eşşek kafalılar. Galile basınj çevinB: Makinenizin hiçbir değen vok, dedl kuvretle. BirseyleT daha söylemek istıvordu ams Vlnta kendisinl sti rükledl. tjmanra ki. dedi saraylı uzlasılmaz bir düşınan kaznmı; olduğunuzun farkındasınızdır. Oaüe durdu. Çehresi blr bas kaldırı duygusunu du: Bütün bunlan başıma seytan açtı! Ben bunu asla düşünmemıstlm Bu melur; makineyt görünce, gerlsinı tümüyle unuttum. Bilimsel bır çalışmada bir vanlış bulduro mu onu sbylememi engetleyemivorum.. D6me meydanma geldiglnde saat omlilye ancak Dlrkaç daklk vardı. Kule'nin yanında uın duğundan çok sayıda etüdyen bulunmaktavdı Yaşlı Mazzonl de orada olup Kansını da birlikte •tirmişti Dtğeı profesörlerden hiçbın gelme bevesi göstermemıştı Luca ve arkadaşlan, tvedılikle hocalanna doğru vöneldiler Herşev hazırdı Kutnlar toplar kum saatlert Diğer mesiektaslanmiî gel miyorlar mı? Diye sordu Ma» zoni"ye selâm yerine. Bu hususta birşey bilmlyorum. Bugün kimseyt gönnedim. Belkl. berşeye rağmen karar verirleı Henüî onikl olmad>. Beklediler Canıar çaldıgı vakit figTenciter verlerine çıktılar ve 6bür öSreneıler de Kule'nin diblnde kümelestiieT Genç profesör onlars bos mrakılması gereken alanı eösterdl Bu arada kent Tanını sollamalctavdı; fakat eörüner olmadı Omuzlannı silkti sonra ds ellerinl çırptı: bir sessizlik oldiı. Denevin amacım Dfime"ım a v t zesinden itibaren Benedetti'nin, Tartaglla'nın Moletti'nin ve Aristo tle avnı diisünrevi paylaş mavan «teki btlginlerin öfretilerinden eeçprek pandülp kadar çrelen ohısumunu <e«tn1 znrlavaraktan ekspoze etti Sonr» bunlan kısaca «zetledî ve Carlo'ya doğru bagırdı: (Arkası var) TİFFANY JONES Üsküdar Kadastro Müdürlüğünden Kadastrosu cekemmül ettiriien Üsküdar Çen.^l!îöy mahallesı 878 ada 1 ve Muratreıs mahallesı 170 ada 1 ve Beykoz Anadoluhisan • Göksu mahallesı 49 ada 3 ve 689 ada 1 parseJ sayılı gayrimenkuller 2613 sayıh kadastro kanunu hükümleri gereğince ifcl ay müddetle askıya çıkanlmıştır Bu mUddet lçinde ltirazlan olanlann Omraniyede üsküdar Kadastro Müdürlüğüne müracaatlan Uân olunur. (Basın: 16680) 4244 KAYIP Sebekemı kaybettur. Hukümsüzdür. t t ' . Tıp (••akultesl 720* VMIIH Detskinaziı GARTH Cumhuriyet u KAYIP Şebekemt vt oasotnı kaybettım Hukumsuzdur t.t. Tıp Psköltni ;i49 tsıtıcl Ta«delen Cujnhnriytl 42J3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear