26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 Mayıs 1973 ABtft komntanı Binbası İsmet, Anburna'na çıkarma habertni Eceabaftaki J. Tümen karargâhına hemen büflinnekle beraber, Kabatepe bamandafci mantelli tek topmnuza ates actırmısb. Tabur komutam, çıkarmanm eiddi oMnğanu saat besten sonra »ııl»nıq ve 5,2fde: «Duşma nın bir miktar asker çıkardı>ğaa yüzbajı Faik mldırmis. lse de. düşmarun hareketi ciddî olduğu arüaşılıyor; kuvvet gondermeniz lüznnra katidir» dtye hndat IdemiştL T Çellk ve barvtu eriten lurk muctzesi: 1 Arıburnu'ndaki yüzbajı FaflrTn 4. boluğünden bir haber alamayan tabur komutam, yedekteki 1. böiukten asteğmen Mastafa'nm komutasında bir takım ayrrarak saat altıda Anburnu gerisinc gön dermiş, bu takım Faik'in böiagünun akıbeüni görmüs, Topçularartı'na geçmiş, Kemalyeri nok tasının kuzeyinde düşmana karjı koymus, biraz sonra 27. Alayın 3. Taburu emnne girerek karjı saldırunıza katılmıştı. Kabatepe'deki mantelli topumuz bu estıada düşmana ates püs küriıyor, ağır ateşli oîmasına rağ men bir hayli kayba sebep oluyordu. Palamutlu sırt'm arkasmdaki ağır ateşli obüslerimiz da dusrnan çıkarmasım gecütiriyordu. Mantelli top 114 sarapnel ve 37 «taae» atabıldikten sonra, Anburnu ile Kabatepe bumu arasma aokulan bir savas gemlsi tarafından susturulabilmisti. Gunes Gelibolu yanmadasına İlk ışınlarmı ulaştırırken. Arıbur nu çıkarma tavafinın birinci saf hası boylece bitmifti. 4.000 kLçinm yapüğı çıkarmayı durdurma yı kahraman 4. bölüğün 2. ve 3. takımlarmdaki 160 yiğit Türk evlâdı yüklenmişti. Bu iki takınumız denizden ve karadan yedıkleri ateşin siddetinden tınmamışlar, son ers kadar düsmanla burun buruna çarpısarak aziz varhk larını milletlerine vermislerdi. Bu yiğitlerin övülmeğ* en değer tarafları, kendüerina yardım icin gelecek o civarda ve yakında bir yedek kuvvetin olmadığını. bile bile, bulundukları yerden çe Ofüme meydan okuyan bir avuç kahraman tutmalan için arhk bir engel kal mamıştı. 27. Alayın, 1. ve S. taburlan, Eceabat'm batısıcda zeytinlikler ıçinde çadıriarda yedekte idiler. Ciddl bir »ava? eğıtimi gören 27. Alaym erlerinin yarısı Biga, yüzd* 15*i Gelibolu, fene yüzde beşi Lapsekl ilçeleri halkından, yüzde yirmisi de Çanakkaleye yakın ve Orta Anadohı Ulerindendi. Bunların "o 99 çıftçı ıdi. Genç ya;larda idiler, dörtte üçü evli ve çoluk çocuk sahibiydi. Yaş or talaması 20 ile 30 arasındaydı. Alay Komutam Yarbay Şertk (Aken erlerinin nitelikJerini (öyl« anlatmıjtt: • Tuzlerine toplnca baktığrm zaman, metin çehreler ve frürbüx vıicnUarla karşıla {îrdun. Hepainin gözlerinden yiğit ırkıraın mustesna vasıflarmı okurdum. Oufmanlanna yenilmeye lahammullcri yoktn. Savaşmanın şiddetinden ve cefasından yılsınhk göstemealerdi. Hepsl rnıiütü ve ynrda uğrunda fedakâr, cesur, gayretll ve Itaatli inunJardt. Alayım savaş için iji yetiftiril mlşti, nijancıhklan da ilerietilmigti. Alaymın subaylan da, ordnnun diğer mrnsuplan gibi »aiyetine karjı hâkinıiyetlni tesis ctmiç. şefkat ve uluvvücenaplık duyguları yüksek klmsclerdi; vazifeye bığiı, fe dakâr ve atılgan gençlerdt, ço Içlerinde öyle kı> metlileri Tardı ki. daha Ü5t goreıler için kendilerini fikren de, yetlîtirm'şlcrdi. Her husnsia kendilerine güveniyordum. Aralarmda ancak bir ikhinln Türeklerinde ve iradelerinde zayıflıga rasladım. Fakat bunlar çok büytık çoğunluğun içindc eridiler ve savaş ate?i içlnde piştiler. Şimdi bu yiğit silâh arkadaşlarım, teker teker gozıimun önünde vakur crbreleri İle sankl geçit yapıycrlar: BİRtNCt Tabur Ko. Bınbagı Malatyalı Ibrahım, 3. Tabur Ko. Yuzbaşı Halis, Makınelitü fek önyuzba^ısı Hamdi, alay yaveri asteğmen Cevdet, alay hekimi bmbaşı Rakım, 1. Taburun bölük kotnutanlan yüz bajl îsmaıl Hakkı, Teğmen lzT£t, yuzbaşı Cemıl ve Sadık, takun komutanları Asteğmen Talat, Yarsubay Hayrettin, asteğ men Atâ Mazlum, Emin, Mehdi, Yarsubay Selahat'in, Asteğmen Suleyman. Suphi Ibrahim, Ratrp ve Hafız İsmail Hakkı. TABURCN bölük ko mutanları Yuzbaşı Refik. Asım, Faik ve Tcg men Mahınnt; Ukun komutanları asteğmen Mu<tafa, İsmail Hakkı, tbrahfm HavTettin, Mu harrem, Yarsubay Mitat ve BaKavot Suleyman. ÜÇÜNCU Tabuıun böluk komu tanları yuzba$ı Ziya,,QaUp, Teğmen Idrıs ve Mustafa. takım ko mutanları Asteğmen Lutfi, Mıtat, Cemal, takımhsşı Hasan, Yarsubay Halıl. Zıya Mucıp (eski milletvekillerinden Mucıp Kemalyeri) subay ada\n Jledeni ve Abdurrahman, makmelıtufek subay ları teğmen Halıl ve Yarsubay Saadet . |B... UE.UG Dfisman» ait «Irreslıttble* istmll savaa semisinin ölnmfi.. dedim • Veriloeek emre gnre hareket ederdniz, buna intizar ediniz» ce vabmı aldım. Askerlerın çorbasını olduklan yere yolladım. Çorba içıldı, fakat yıne emır yok. Top sesleri seyrek seyrsk gelıyor, fakat bu seslerın arasmda derınden derine karanlıkların içinden gelen bir uğultu vardı ki, bu, ne olduğu bıljımıyen ses, uzerimde deruı tesir yapıyordu. Bu uğultu devam ettikçe, bunun çok şıddetli bir piyade ve makineli tüfek ate sınin bize kadar akseden gurultüsü olduğunu anlıyordum. Bu uğultu, Arıbumu'nda bir avuç kahramandan ibaret olan ve (u anda yardımdan uzak bulunan alay birliklerimln, kim bılır nasıl nasıl güçlükler içinde kendU lenne sa>nca çok üstün duşman karşısındaki dırenıslerının bize ga len akısleri idi. Y A R I N: KURTARAN DEHA Çanakkale kahranunlanndan bir grnp gfperde t a a r m Içln emir bekliyor.. kilmeyip eanlannı feda etmeleri idı. 27 nci alayın 4. böluğünün bu savunması, saldıranlan «jasırtınıs, guneş doğmadan önce varmak istedıkleri hedeflere ilerlemelerin» engel olmuştu ve çok geriden Arıbumu'na kosan yardım kuvvellermin atese (irmelerini hazırlamıjtı. Bu kahraman bölügün komutanı ıle, bütün takun komutanlan, aldıklan ağır yaralar iyilejiikten sonra yine alaylanna katümiîlar, yeniden kurulan bolüklerindeki yerierini alarak »«vajlara girmi|lerdi. Nitelikler NZAKLILAK nat «Itıda çıkarma kıyuım ele geçirdıkten sonn Yüksek sırt, Boyon noktası, Merkeztep«, Kırmınsut ve Kanlısırt'ı tutauşlardr. Conkbayın Kabatepe hâkım çizgisini  12 Merhaha Mnstafa Afa! Mustafa Ağa, elindeki süpürgey] merdivenln trabzanına dayadı: Merhaba Emin Efendl, bd seferden de döndün geldin demck? Haaa görün aydın doktur RCİdi size; cençten bi adam .. Emin Efendi, tasbğın duvarlanm süsleyen, vereme \e trahoma ait resimli levhalan sanld yenl görujormus seyrederken: Eee lâzımdr. ko6koca bir fube doktursuı idare edilecek değü a .. Mustafa Ağa, saçsız basını kasıyarak: Lâf aranuzda Emin Efendi hanl pek de Utenecek bi şey değil, ne de olsa ıraiutınn kaç«r .. Evli miymis Bilmiyom. Yalnn geldl. Bek o gmdar efyası da vok . Huse\in Efendi geldl mi? O daha gelmedi, emme Cerdet Bey ynkarda . Mustafa Ağa, süpürgesinı yeniden almıs, o da merdncnlere doğru yurümuştü; demek Cevdet yukarda>dı. Memurların odasına gırdiği zaman Cevdet, defterlerin üıerine efllmlâ, çah^ıyordu; onun içeri girdiğini görünce doğruldu: Merhaba Emin Efendi! DUn aksam nu döndün? Çok yağmur rardı. Sığınacak bir yer bulabildin mi bari? Merhaba Cevdet î Nereye «ığina^aksın kardeşim; Hacılardan bu yana sudan çıkmıs sıpaya dBndöm. Bizim beygir de iyice kantemirleşti mi ne? bir türlü yürümey) istemiyor... Sana o kadar söyledim Emin Efendi o hayvandan sana fayda yok diye... Emin Efendl, doktordan hiç haberl rokınuş gibi: Ne o? defterlerin ttzerine kapuunıssın eabah sabah? Bu imannu yandıgımın hesabına Mde benim aklım mı ermez, yokss herkea benim fibi midir? Geçen aykl cetvele röre onbes Atebrin fazlam var .. Emin Efendi onun derdinl bilivordu, maksadı kendisini konnşturmaktı. Onun hesaplanın \e cetvellerini merkeı memuru Mustafa yapardı. Sevmezdi Emin Efendi defter tutmayı, cetvel yapmayı, hesaplan . Parmaklan, kenannın bir tarafı kınlmıs ebonit sigara tahlasında doUşırken bir yandan Ce\dete bakıyordu: Sinni yedi, yirmisekiz yışlarında ancak rrnrdı, sarı saçları panl parıl parlıyordu; sinek kaydı tras olmuştu. Mavi gözlerinde bugfin başka panltılar dolaşıyordn. Emin Efendi arasıra onun sarımsı, kırmızunsı saçlarına, kaslanna bakar, «Bu oflan sakal ozatsa ne kadar acaip olur; ÇALINAN TAÇ Yoxon tre ç«en: AYHAN beyaı yahut siiah sakalın yanında kırmın sakal ne kadar acaip dururdu» der kendl kendine. Elbiseleri, Emin Efendinintülere gore daha düzgiindü; vakıa ceketının vakasmda, pantalonun bazı yerlerinde bütun ograsmalara rağmen çıkarılamamıs yağ lekeleri yok değildi. Fakat fitüsü vardı hiç olmazsa, görünür yerlerindo yama da yokta. Emin Efendl, ceketinin yakalarından baslayarak kendl elbiselerinl baştan asa£i sıizdü; kendindeki eksikligi mejdana (retiren acaba bnnlar mıvdı? Son olarak ka«ketindekl karam lekesin« takıldı tözleri; ono asmak için yer aradı. Esklden ber masanın üstünde sapİca asaeak btr çi\i vardı; çalıstıklan verin Ostüne sspkalapnı ilistiriverirlerdi. Cevdet onun arandıfını gö« rünce: Şapkanı asaeak çivi mi anyorsun? Kaldırttı hepsini de... Kim? Doktor... Geldi demek nfhayet. Ne oî Pek aeıklı söyledin. Gelmemell mijdl yani .. Bırak zevzekligi Cevdet, nasıl bi adam? Vallaha bilmem Emin Efendi, bana göre hn adam scker gibi bir adam. Hos daireyl hiç begenmedi; scivle bir cöı gezdirdl, perdesiz pen. cerelere. musambasının söküklerinden etlar görfinen ninatene tnasasına, başlarımızm üstünd*W $apka çi\ilerine. \arısı kırılmıs siîara tablasına baktı baktı: dndaklannı büktü, haritavı ç6rdü birden: sn dnvardald Nnb Nebl'den kalmış sevi Giildü. Hüseyini ça£rdı, <S6k o basınızın üstfindekl çivileri, »n baritayı da kal* dır» dedi. Desene vaman bi hertf bn .. Dnrur mu dersin Emin Efendl? Hiç aklım kesmez. Burda benden eskl. nis var mı? Hançisı gcldi de dnrdo? Burası doktorlara göre de£il. ts yok burda. Maaga nu kslsın elin adamları. Hayrl Beyl anntuyor ransun? Var mı ondan ba$ka? O berlf snmıınıa gözü bl herifti. Bana bak Emin Efendi bSyle bagıra ba. fıra konnsraa, nerdevse gelir. Emin Efendi doktornn odan İle kendUerininki arasındakı kapıya baktı. Kapı kapalı bile olsa OstSndeki pencerenin camı kırıktı. Odalarında yüksek sesle ne konnsnlsa doktorankinden dnynlabilirdi. Emin Efendi, sıvası düsük dnvarlarda gözlerı Ile cczindikten sonra: Benim için bi şey soledi mi? Cevdet hiç alâkadar olmamif gibi: ^ (Arkaıı var} Güven duygusu U ARKADASLARIMIN bir kısmı şehı* oldu. pek çoğru ya ıalandı; ben alayıma güvenl jcrdum. Onlarda nefse itimadın arttığmı görüyordum. Bu cevheri savaş sanatmın inceliklerine uymıyan şekılde kullanmamayı ve yerınde olmıyan kırdınmJarla.. semeresiz kayıplara sebep olmamayı kafama koymuştum Çanak kale savaşlarında bu kutsal alaya korr.uta ettiğim sürece askerlerimin moral kuvvetinin kırılmama sına. en az kayıpla gerçek netice alma yollanm aramağa gayret ettim. Yemelerine ve içmelerine sağlıkJarma ve dinlenmelerine itina gösterdim. Bu tutumumun neticelerıni döğıis günleri gözlerimle gordüm Emirlerime kesin bir itaat. son erine kadar ölümle kar^ı kar?ıya. fakat yüzgeri yok Bu ilkeler askerimin kafasuıda yeretmişti..» B DİŞI BOND Zomone Cecuou Tazan: 0/U HAUCHTOH TİFFANY JONES 27. Alayın, Eceabaftaki 1. ve 3 taburu ıle makinelitufek bölüğu 2425 Nısan gecesi, yani çıkarmaların başladığı gece yansuıdan birkaç saat önce Kabatepe'ye gı derek bir gece tatbikatı yapmıstı; 27. alay düsman karşısmda uvumuyor, Yanmadayı bekliyordu. Gece yansmdan sonra saat iklde alay, tatbikatını bitirmis, çadırh ordugâha dönmuştü. Asker ve subaylar yorgun argın uykuya dalmışlardı. Alay komutam. çadırında o geceki tatbikatın başanlı bulduğu veya beğenmediği noktalarmın tenkidini kendi kendine yapa ya pa henüz dalmıstı ki. top sesleri ıle uyanmıştı: Biz her gece Boğaz'dan gelen top seslerine alışmıştık. Fakat bu se^ler Boğaz'dan değil. Kabatepe'den geliyordu Derhal telefona yapı=*"m Trm<"n karargâhmdaki «antralden Kabatepe telefon merkezini buldum: Oralarda ne olnyor bir |ey mi var? diy* sordum. Düşman Anbnrnn'na asker çıkanyor dedıler. Kabatepe'ye karjı bir jey V«T mi? diye •orduır. Hayır slnnlilik blt fey yok, cevabını aldun. Telefonu kapattım ve tabur ve makineU tufek bölüğü komutanlarına askeri silâhbaşı yapıp yal^rat ssvşi ağırlıklannı yüHetmelerini, ekmek dağıtmalannı hayvanlara vem astırmaiarını err rettim. Birhkler toplanma verinde haTirlanırken tümen kararcihından emir heklivordum; emir gelmemiçti. Alay harekete haz^r olunca tumpne telefon ettınn karşıma kurmav baskanı Kul "i Bey çıktr • Düjman \nburnn na n«k?r çıkarırnrmuf, alay harekete hazırdır», Çevıren; NfffAL YEĞINOBÛLI kendilerine kıyasla daha rahat, daha işi iş. kaşığı gümüs olmasından nefret ederler. tsterler kl hepsi de aynı ayar olsun. Anca beraber, kanca beraber. Nasıl ki serhoşlar da karşılannda ayık adam görmeğe dayanamazlar. Ama o sırada bunu tam mânâsıyla kav nvamıyordum tlra omuzumda ötüp duran o cüce de vardı. «O kadını evinde daha fazia tatarsan Alfie.» deyip duruyorda •Seni öylesine değiştlrecek ki artık sen bile kendi kendini tanıyaınayacaksm^ Tiksindiğim bir şey varsa o da kannm birine uyup benlikten çık maktır Öncü bunu biliyordu her halde. «Haydl. klüb» göturüyorum si« zi.» dedim. Sharpey. «Ha yasıyar.nl» dedi «Aslan Alfie!» • Perce, «Yola geleceğftıl bılıyordum zaten,» diys ekledi Vi ise bardaklan silip bana bakmakta devam ediyordu. *** YİBMİBİRÎNCİ BÖLÜM Sharpey ile Perce'nin o gun n» demek istediklerini bir türlü an* lıvamadım. Benl iğnelemek iste* dıklerini anlamaro çereklrd' ima ashnda is;n içinde başka Isi'1 <î« vardı. Klüpteyken ortays pa« diye garip bir lâf arnlar ?ın van» «Jurmuslardı ve aralajvada birsevler epctiği belliydl Sonunda Sharp«v olacak o tiHd sordu: «O besill piliçle hâîa g5rÜ5Ü* vor musun Alfie?» (ârkaai nt> 56 Perce, «Aluuna hemen, Alfie,» dedi. «Biz görunüşe göre konusuyoruz.» «Ne görünüşu?» diye sordum. Bu sefer Sharpey ile Percs beni tepeden tırnağa şöyle bir süz düler ve sonra hiç ses çıkarma» dan başka yana döndüler. Bu arada gene o cüce olacak nea nenin sesi geldi kulağuna: •BUİyor musun Alfie, o ev senin değil, artık, Annie'nin evi olup çıktı o.» Hani pek o kadar yanlıs da de6ıi. Vi biralan bar tezgâhına koyarak, «İki duble» dedi. «Uç yap» diyerek parayı tezglca (ârptım. «Zaten ısmarlamak sı* rası bende ..• Birayı zorla içtim doğrusu. Bir kaç dakikn sessizlik oldu. Ama herkesin aklmdan birseyler geçir diğıni duyabılıyordunuz. Sonunda Perce bana ddndfl ve gayet halden anlar bir iradeyle, «Yakıçmıyor sana, Alfie,» dedi. «Neymis bana yakısmayan^ «Bu hacıağa hali?» «Hangi hacıağa hallî» Sharpev, «Gnmba gibi bir halln var,» dedi ve yanaklanmı «ıkıştırmaya kaUaştı. «Kes.» dedim. «Bu laflar da faema! Tuıp gibiyim maşallah.» Birayı aldım ve yarısını bir se ferde diktim. Kamım iyice şişkinleşmişti. Cüce gene dınldanmajta basladı: «Seni beslye eektifi Içln oMo hu içler. 41fie. Sijmanlatıyor seni.» Perce «Yanhş annadın» dedL «Bizim Tiüd senin nhhatsis ol GARTH dujunu kasdetmedl, 6ylt değil mi Sharpey? Sadece su daralmışa benzeyen yakanla, tambara gibi gerüen pantalonunla. koltuğunun altmdan kasüan caketinle biraz..». Sharpey, «Hacıağalara benziyorsun.» diye onun eümlesini bitirdi. «Kelleli kulaklı. enseli göbekU.» Yüdırım gibi döndüm ondan yana «H41I kesmiyor musun, Sharpey?» Perce, «Sinirlenm» be. Alfie» dedL Sharpey, «Ben ne diyorum, bilıyor musun, Alfie?» diye sordu «Su senin Annie denilen pilıç seni kafese koymaga baslıyor ama sen daha farkında değilsin, gibi geliyor bana. Sen ne diyorsun buna?» Ben. «Kızcağız sadece hizmetiml görüyor benim.» diy« cevap verdim. Perce. «Sersera gibi konu«ma,» dedi. tKan bsmı bSyle kafese koyar adamı Hizmetini görmekle. Boylece alıştınr adamı onsuz edemez OIUTSOD sonunda. övle değn mi Vi?» Vi, «Kullanılsn usuüerden blrl budnr,» dedi Sharpey «Aradan bir yıl geçsin. kendi kendini tanımaz hale geleceksln.» dedi. «BöreM, ç8rekti derken tostoparlak olacaksın » «Sadece hlzmetimi gSrüyor, diyorum size.» Peret «Besiy» çekiyoT senl ahbap • kurbanlık koç gibU Kendi kendime. ha<etlerinden söylüyorlar deyip dunıyordum. Kim olsa kıskanır benim su rahatmu. Erkekler arkadasiannın
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear