26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DORT: =CUMHURÎYET: 21 Mayıs 1978 ÜKKİYE'NtN 5zOr dileme. mekdeki tsran Mısır basınınd* kızgınlık yaratmıştı. Bu sıratfa Türk basınında yaymlanan Mısır temsılcisinın «olayda sahsen bir hakaret bnlmadığı, meselenin tngillı ve Munr basınının büyütmeainden dogdnğu» yolundaki blr demeci (1) işl bir an kızıştırdı. Mısırlı diplomat yayım yalanladı, Turk gazeteleri ise, «Demecin Tokatlıyanda gazeteci Rüştü Bİtye verildlğini, onun hâtasının ise, herhalde s e . fir hazretlerinin gazeteye geçmemeri kaydıyls söylediklerinin yanlmannda oldagunn, bn yanIıslıkdan dolayı Szfir dilediklerini» belirterek yayını kestiler. Yunus Nadi'nin 1.9.1933 tarihli son basyazısı ile olay Türlc basını için tümüyle kapanmış oldu: «Ksrdes Mıaır ve Tfirk Milletleri Olay dostane kspandı Iki tanfa d s tesekkörj» Olaydan son bahls, 23.1.1933 de Mısır Dışişleri Bakanı'mn MecHsteki konusmasmda geçti. Bakan olayın, Ankaradaki Mısır Malâhatgüzannın resmt bir dâvetin sonunda, fesin Türldyede T ATİTÜRKE TEPHİLER SAPIA DEVRİMİ ve DÜNYA Yaıan: Orhan KOLOGLU Mısır'da şapkaya Mısır elçisiyle ilgili fes olayı dostça kapatılmıştı ama, yöneticiler, bunu fırsat bilerek fese daha da çok sarılmışlardı resm! başlık olduğu devreden kalma bır gorenek uyarınca, ısterse fesmi çıkarmağa dâvet edıl mesinden ibaret olduğunu açıkladı. «Olaydan terasilcisi tarafın dan haberdar edilen Mısır Hükümeti bn konndakl niyet busnsnnda teminat istemistir. Türk hfikümeti Mısır Kralırun temsil. cisine verdiği değeri ve Türk bal kının Mısır halkına dostluk hiılerini tekrarlayarsk bann cevaplandırmıs ve ek olarak, Türkiyenin Mısıra kartı iyi niyetlerini göstermek, iki filke arasındaki dostça iliskileri knvvetlendirmek ve Türk yönetimlnin Mısır Kralına duvduklan yüksek deferin belirli bir kanıtını vermek için Kral yanındaki temsilciliğini Oria Elçiliğe yfikselt. meğe karar verdiğini ve bnna Majeste Kralın izninl riea ettiğini ve gerekli onayın verjjdiğini» açıkladı (2) eğillmi yönü fizerinde duruyor, Sultan Mahmut fesl zorlayınca Avrupaya milyonlarca lira kaptırılmıs olmasım yeriyordu. Kendisinin fes kullaBicasına gelincp bunu bir alışkanlıkla açıklıyordu. Abdülhamit devrinde ögretraenlerin fes giyme zorunluğu konması lebebiyle »ilesinde ilk feı giyen klsi olduğunu ve Osmanlığı tmparatorluğunun değişik okullannda 13 yıl öğretmenhk yaptığmı belirtiyordu. (4) Sarıkta milH niteük bulan. fese karsı olmayan sapkayı dinsizlık işaretl sayan Al Khatib Mısır yöneticilerinin de desteklediği sapka aleyhtan kampar.yanın bayraktarı oldu. Bunun etkisi, 1934 yılında îstanbula gelen Mısır Genç Müslümanlar Derneği üyesı gençlerin başlannda hemen kendisini gösterdi Evvelki yıllann »porcularının aksine bunlar, milliyetlerini belirtmesl için fes giymişlerdi. de vazgeçmek niyetinde olmadık larını ortaya koydu. AyrıCa Mısırda şapkaya veya sarıktan fese geçmeğe yonelecek bütun akımlara karşı hükümetin kararlı olduğunu ortaya koydu 1934 yılı ortalarında Mısırda sanğı fese karşı destekleyen bır broşür yayınlsndı. Al Mukattam gazetesinde S. T. imzasıyla yaymlanan bir makalecfe (3) brosürun, unlu Ulemadan bin. bır <fes gıyen», belki de yazar ve âlim MuhıbbedDin El Khatıb tarafmdan yazılmış olabileeeği belirtiliyor, îslâmın hiçbir giyim şekline bağh olmadığı ve yalmz doğulu giysilere uyan sarığın Avrupalılar ve Avrupahlasanlarla lllskide bir engel olabıleceğl açıklanıyordu. El Khaüb buna, dergisi Al Fath'da brosürü kendisinin yazmadığı cevabını verdi. Sanğın araplann kimse tarafıcdan yönetilmediği devre alt milll kisiliğini belirttikten sonra S T ' . nin dlnsiz davranısına çattı. özellikle dururnun ekonomik «Şapka Devrimi»nin saflam temeller fistüne otarmağa basladıgı bir dönemde Mnıtafa Kemal, • devrin Maarif Vekili Mnstafa Necati, Yaveri Rnra si ve tamail Hakkı Tekçe Ue bir geıi nracında .. Surlye arasında görüldü. Türkiye ile birleşınceye kadar Hatay, Kemalist devrimleri düşmanlarının toplandığı bir bölgeydi. özellikle Türkiye'den kaçmış veya sürülmüs olanlar, burada Türkler çoğunlukta olduğu için dlğer Arap şehirlerinde (Halep, Şam) isittiremeyecekleri seslerıni daha kolayhkla yükseltebiliyorlardı. Hatay Türkleri daha 1922'den beri Türkiye ile birleşme kampanyasını devam ettirdikleri ve bunu ancak Mustafa Kemali lzlemekle gerçekleştirebileceklerinl bildiklerinden. dev rimleri de imkânlar derecesinde izliyorlardı ve bir kısmı kafasına sapkayı geçirmistl bile. Durumun bir hayli garip olduğunu kabul gerekir. Hatay şapkalı Fransızlann mandasın. cîaydı. özgürlüğü peşinde koşan iki cemaattan bırı (Araplar) mandacımn timsall saydığı şapkaya nefretini fese sanlarak belırtiyor, diğeri (Türkler) ıse amaçlanna varmakta başhğın bır önemi olmadığını kabul ederek, baslanna mandacımn başlığını geçirmekte sakınca görmü yorlardı. Bunun sonucunda, t a . raflardan birlnin diğerini gericı, tutucu, öbürünün de onu «gâvnr» saymasından daha doğal birşey olamazdı. Bu çekişraede parçalanma Türk cemaatinin içinde oluyordu. Türklerden bir kısmı lâiklikten başlayarak devrimlere karşıydı ve Araplarla birlikti, geri kalanlan ise Türkiyeyl Keraalizmin getirdigı her şeyle birlikte istiyordu. (1) Bu olay hakkında dah* aynntılı bilgi 20, 21, 23 Aralık 1933 tarihli MİIliyet ve Cumhuriyet gaze. telerinden sağlanabilir. (2) Onente Moderno, Şubat 1933 S. 96. La Bourte Egypüeane 24.1.1933. (3) 19.7.1934. (4) Al Fath No. 405, 28.7.1934: Oriente Moderno Eylül 1934, S. 438. (5) Al Fath No: 531, 7.1.1937; Bu yazı genellıkle bütün Kemalist devrimlere, ozeİ likle liiklik konusuna karşı gorüşlerl savunmak tadır. Konumuz itibariyle sao*ece bu kısraını aldık. (6) Al Fath No 547, 29 4 1937 (7) Al Mukattam. 26.4 1937. Fes düşmanlığı 1925'den sonra ksrikatfir konusnnda TSrk'fi fessiz tanıtmak fiiçtü. Bnna rağmen fanatçılanmız Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ın sahsında silindir sapkalı bir Tfirk yarattılar... EVRtMCt olmaktan çok dıplomatik olan olayın boylelıkle yine diplomatik bir şekildTe kapanması taraflann bağlandıklan prenslplerden hiç O T A RI N Hatay'da şapkahlarla feslilcr arasındaki son savaş Ahlâk hocalığı L FATH yalmz Mısınn debutün Arap ve lslâm âleminin ahlâk hocalığını üzerine almış gibiydi. Nitekim Irakta devrim amacı güden bazı davranıslar hissedildiği an. da bunlara tepki gösteren yavınlara Al Fath'da rastlandı. Derginin yayınladığı açık mektuba göre, iktidardaki iki Bakanın da Cvesi bulunduftu Irak'ın yeni Milll Reform Birliği Partlsi komünirt eğilimliydi. Birçok ijaret şinıdiki hükümetin ihtilâlci devrünlere taraftar olduğunu ortaya koymaktaydı. Ramazan ayının sona ermesi ile birhkte hükümet memurlan Av rupa sapka=1 satın almaya başlamışlardı. Ban bakanlann. meır.urlann sapka givmesine taraftar oldukları sövlenmpktevdi Hattâ Iraklı vöneticiler* daha da ileri gidip Türkiye ve trandakine benzsr devrfmleri tasarladıklan. dinle devlet islerinın aynlmasının düsünüldüğü belırtiliyordu Bu mektubu yorumlayan vazısında MuhibbedDin Kl Khatib Islim Araplar için çelikter. bir duvar olduğundan Kemalist devrimlerin Arap ülkelerine giremeyeceğini; Araplarm, kalkınmalarının yapısmı Avrupalıların veva Avrupalıları taklit etfenlerin taklidi üzerine kur»cak derecede mavmun olmadıkîarını. açıklıyordu. (5) â MALKOÇÖĞLÜ ÇALINAN TAÇ Yozonveçrzen: AYHAN Prens Tosun V KESÎN ve sert saldırıl»ra rağmen Mısırda şapka akımı durulmadı 1937'nın ilk aylarında şapkayı yaymak için bir dernek kurmağa kalkışanlar gdruldü. Al Fath tabıı yi ne buna karşı dlkildi ve çabaları gülünç olarak niteledi. (6) Aynı konuda Al Mukattam gazetesinin sorusunu cevaplanrfıran, Mısırm sevilen ve milliyetçi fıkirleriyle ünlü prensi örner Tosun, fesl milli başlık ilân eden şu demeci verdi: «Şapka giymek Batılıyı taklit. ten baskaca birşey değildir. Asil veya asagıhk, güzel veya çirkin, Av rupa sapkasına maledilen, daba dojtrusn onda bnlunduŞu bayal edilen deferler, örnefin Amerikan zencilerini hiç de yiikseltmemistir. Aksinl Japonlarda eörüvornz. Oysa giy sinin ne sekilde olnrsa olsnn, vfikselmek veva cökmekle bir iliskiıi yoktur. tnsanı vükselten tlim ve çalısmadır. Bunlar ne kadar büvük olnrsa başan o kadar büyüktür. Aynca karakterin gerçek ilmin rere^i oldu^ana inanıyornz. tyi karakterden ki«isel özçürlük gelir, nasıl kl kötS karakterden taklit gelirse. Bir fün Mısır büyük devlet olacak ve o zaman herkes bize bakıp bnnnn fesden ileri geldi. fini sSyleyecektir, nasıl ki bngun llerlemenln sapkadan zeldiğini İleri sSrülmektedir. Bos seylerle vakit ceçirmeyelim. tn Mnlanmıza ilim ve çalısma verellm, onlan vetiştirmeğe ve bir kalıba sokmafa çalısalım; ba, inganlar arasında bizi belirleyen ve ayıncı isaretimiz haline gt\. mis olan milli timsaliraizi (simsemizil ortadan kaidırmavı düsünmekten daha oygnndnr. Efer kendl kendimizi vükseltebilirsek bn semboiün düzeyi de yükselecek ve eğer . Allab ç6stermesin . çökersek o da bizim sonncnmnza oSravacaktır. tnanıyornz ki Avrnpa sapkasını savnnanlar, din baglarından, Srflerden ve asil DoÇnlu millî feleneklerinden sıynlmak ırtiyorlar, ve şapkavı baslanna g e . çirdiler mi, kaprislerine g5re, hiç sınırsıı ve ölçüsüz davran. raak pesindeler. Bn. ihtiraslarım tatmin pesinde ritmek istefinden eelivor.Rnnda basarıva nlasamayacaklanna ve milletin ahlâki sa^lamlıiının, akla nygnn vola döneeeklerinin earantisl oldnguna inaniToruı.» (7) B kıyamet kopardı herhalde. Emln efendi komsulan olduğu İçin sık sık karsılaşmıştı. Ayse. Hastalıklı bir hali vardı adamın. Mahallcnln bütün çocuklan Bir gün ekmek vermis, fakat tsmail almamıs. atına takılmadan duramıyorlardı. O da pek güzel eiiyle itmişti. Bakıslan Zelihaya baktıfı zamandeğildi, fakat Kupecik gibi bir acayip mahluk da delardaki gibiydi. Agzı ısınverecekmis gibi açılıp ğildi. Hakkında türlü sdylentiler de olsa. onu adam kapanryordn. Halindeki degisiklik Aysenin de göyerine kojuyordu herkes Emin efendi eimridir, zünden kaçmamıştı: adamı be; kunısa kurban eder, Emin efendi geeira Cisrara mı istiyon tsmail? sizdir, bütun koylüler sikâyetçi, Emin Efendi Nuh derse peygamber demez. çok aksidir. çok «aftır, Goaussana lan! her söylenilene inanır diyorlardı onun için Ka Abüa sabada lâf kıtlığmda hakkında en çok konıljulao Ey! Ne olmu?. Emin efendi idi. Aneak yeni bir hidise çıktıği za Bcn seni öpecen, öpecen... .j^, ^,^tt . man Enoin Efen* unntnlnrdn. Ağası kendisini Ayıp lan utanmıyon mu? deli! ' Emin Efendiyle evlendirmeyi aklına koyilugn sünIsjnail. ayıp filân dinlememis, Aysenin dadakden beri. ber jpia Hatice kadma ysrdıma fftnoVrilaruıı agzının içerislne alıvermisti. Sarsılmıstı Ayyordu: şe. gözlerinin önü karanvcrmişti; sanki bir bos. Gldiver bacım, icblere yardım en büyük »eluktaydı, tutunacak bir s«y yoktu etrafında. tsmail. vap; hasta zati zavallı.. Oğlu da kbylerde dolajıkueaklıyor, tekrar tekrar öpüyordu. Elleri, gögsünyo, yardım ederek kimsesi yok de, bacaklarında dolaşıyordu Aysenin. O, kısdmıj Ayse meselenin sadece şefkate dayanmadığının bir sesle: farkındaydı. Nihayet. adet görmediğinin farkuıa Yapma deli! dlyeblllyordu sadece. \ardığı fünlerde ağası nlyetini açıklamıstı: Seni Emin Efendi ile everecem ne dirrin tsmailin kucağında ahıra girdiğinl lyice hatırlıyordu. Sonra bilinmez karanlıklara girip çıkmış Ha ne dirsin tı; bütun vucndundan bir sıcaklık dalgası geçmlsSuratından razı olmadığı mânasını çıkarmıjtı ti. Zelihanın odasuıın penceresindeki golgelerin, ku ağası. Hakikat de öylcydi. tsmail hâdlseslnden soncaklasmalannuı, altüst olmalarının mânasını kavra nasıi evlenebilirdi Suratı kızarrnış. kaslan çaramıştı. Ismail daha sonralan da gelmlş, ber wfetılmiîtı: rinde ekmek ve sigaradan başka şeyler istemlfti Onunla ili|kisinden kimsenin baberi yoktu Ko Ağa sapıttın mı sen? Heç olmayacak bi feypecik gibi bir deliden kimse böyle bir sey ununazden gonuauyon. Bn yasa gelmislm evlenmemişim dı zaten. Hangi kadın ona kadar alçalırdı. Işte Ayde bundan sonra mı evlenecem? Hem onlar seherli. Beğenirler ml bakalım bizleri? Evlenmem ben se bu alçalmayı göstermisti. Fakat Ayse için bu hiç ağa! de bir alçalma değildi; onu görmediği zamanlar kendlsinde bir eksiklik duyuyordu. SakaJlannı, çar Ne dimek evlenmem? Baska blrlnde göypık agzını, kamburunu anyordu onun. tki aydan nün mü var? beri adet gdrmüyordu. Şimdi karnında bn deltoin Evlenmem dlyom Iste! piçini tasıyordu. Karnı belli olmadığı için kimse Emin efendlden iyisinl mi balacaksm. tsi farkında değildi; fakat er geç şişmeye baslayacakvar gücü var herifin. Akıllı uslu adam. Alemin tı. O zaman neler neler söylemiyeceklerdl klm blsoylediklerine bakma! Eplee de parası var herlir. Bütun bu olnp bitenler yetmiyormus gibl bir halde. de Emin efendi Ue evlenme meselesi çıkmıstı orta Sük mü oluyom sana? Benl basından sav. ya. Ağası israr ediyordu. Ismail ile aralannda olan mak mı istiyosnn? Evleauniyecem! Ne Emin Efen bttenin farkında değildi tabii. Zaten baberi olsa diynen ne baskasıynan... 30 (Arkan var» Zomane Cocuov . Yaıan: 0/11 NAUCHTON dl Içimden ama lyl kl durmuşurn durdugum yerde. Zira bu Sanatoryumdan çıktıktan sefer de yoldan bir berlfle kansonra Daphne'yl sadece blr tek sı geçtiler. Kadujın Irucagonda ukere gidip görmüştüm ama ka ZUD dantelll beyaz sallara sanldıncagız benl ber zaman güier mıs minik bir bebe vardı 7Uzuyüzle karşılardı Zaten dofruyu nü gördürn, benim M»*mrnm ge söylemek geretarse su anda bi çerken. Yanl kadının yüzürrU. raz başımı dinlemeğe Ihtivacım Gözleri kucağındaki bebeye çe» vardı. Ruby İle saatler saati rüiydi Bir an tanıyamadını • son gtireşmeyl gözfime alamıyor ra farkettim kl bu kadın benım küçük Gllda'dan başkası değildum. dı. Gel gör ld o eski Gilda gitBöylece bir telefon fcullibe mış, yerine bambaşka bir tcadın sine gidip Daphne'ye telefon et gelmişti. Hamm hanırncık bır tıra. Bir kaç espri yapıp gev» ev hanunı. Bir Ud yıl sonra torneellk ettim, neden sonra kan balak bir batun olaeagı belliydı nin aklı başına geldi de bana ab Hiçbir şeyi eksik oîmayan bir lasıyla beraber olduğunu, abla kadın Bali vardı Uzerlnde Anlar sınm çaya kalacağıru söyleal. A sınız ya • ama sadece onu detna saat altı sjralannda celebılir mek istemiyorum. Besbelli arasın. dedi. Şu thtlyar lazlaT yok dığı herseye lcavusmustu. Ve mu, adanun vaktini heba etmels şimdi de yeni doğmus çocuftute birincıdirler zaten tçinıden, nu kılisede vaftia etmege götüru sana da ablana da. diye dümdüz vordu. glttim ve gevezelığl kısa kesıp Tarunda yürüyen berif de telefonu kapadım. Humphrey'di, tabii Gllda'cık Şimdi efendiclflme sOyliyeylm, şişmanlasa da Hurnphrey orab krulaklıği yerine asmıstırn ve dı olmaz. Hatta o çeşit aile babaşan çıkmazdan önce saçımdan lan tombalak hâtunlan •»tdtı çöyle bir tarak wçiriyortlum kl ederler. Yoksa dünya dunrrdu kulübeden dışarı baktun ve bır «a ten Vani berkesln fevkJ avn lld saniye İçin hayal filân gö ayn olmasa. demek tsöyorum rüyorum sandım Zira voldnn Neyse td ber erkegin kadın hubir oğlan çocugv Keçlyordu kJ susunda «evkl başkadu da yer hık demlş benim Malcolm'un yüzunden her çeşit k»'lm için da burnundan dü?müş OaAa büyük fma Umit kapısı açıfctır. ttl tabii, daha iri, ama bpatip o Senln Humphrfy bayramlık na benziyordu, hareketleri bile. fürne kostUmleri (flymıştl arTannm! Marcolm'nn ta kendi tık • modası treçti bunlann ama •iydl hern de! Yüregim i$r.ma haberl yok M salagın • ve haySl gelmlstl onu görünce. Hemen leri gerçek olmus insanlar gibl arkasındaa koşup yeüşmek cel bir yUrflyUsU vardı. Arkadan da Çeviren: NIHAL rEĞINOBÛLI blr başka çtft gellyordu. Humph rey'in erkek kardeşiyle kansı filân herhalde, öyle blr se; Hep sinin de kaynaşmış, can ciğer kuzu sarması blr halleri vardı. «Bizi bırakma, Aliie>, demışti. (Pısman olmazsın», demişti. Amma da sdzünde durmuştu ha! Gerçi eusurlanna bakılmaz. Onlar da berseyden önce kendi çıkarlanru gözetecekler tabii. Ama numara yapıp KendiJerıni olduklanndan başka tılrlü gostermeleri ayıp. Hemeyse onlar yörOdUIer. Ben de kendimi toparlıysbilmelc tçin bir an durdum ord» Evlihklennın tiç avtna pebe kalrnış olsa gerek diye düşündlim, zihnimden sflyle bir b*sap vapa rak. Sonra teleton fcultlbesinden çıkıp arkalartndan oaktıra. Bani göreceklenne nlc Ihtlmal vermlyordum. Orada çınlçıplak çıkıp dursam bile dönüp bakmaz lardı bana Birbtrlerlnden başka kimsevi görecek halleri yoktu. Ama ben MsJeolm"u bfr sere daha gOrmek tstivordum Humph reyin eünl uzatfıfım vr Malcolm'un Rldlp onun elira tuttugunu gördüm Garip degll mı, kıskançlık fil»n duvmsflim Kevindim Sevindim bilâki* tnsan bir Icimsey) eercekten sevivorsa fenalıffıni. ecı çekmesini filin lstemivor DUnvada sırf itnviisi İçin sevdlgim tek tnsan bu çocuktu. diyebilirsinla. Klliseye girdiklerln) gördüm. ' (Arkan rsM 74 TİFFANY JONES PUOJ&ÜM SEMIST E DA<SLA(2l AYAMADr^fMOl'feKOMW Fr<pe Çekişme Jülh 1PKA ile fes arasında daıha önemlı ve söz alanını 'hırakıp gerçek bir çatısma hallnı alan bir gelı<me Hatav sorunu yCzünden Türkiye İle S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear