28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: sCUMHURIYET: 15 Mayıs 1972 FEVDÎ stıli giyinmek bu arada Dftr £1 Ulutn cğrencılerinden köy fcocalanna da yayıldı. Bunlar sayılan Çok fazla o'duğundan ve okul kapamakla o 'enemıyeceklerınden isteklerır ksbul de etürcölpr. Bu haber veren mılllyetei Vâdi EI Nil gazetesi endişe ile «Son gfinlerde Kahireye gelen Tnrk futbol takımımn öğrencilerimizi geniş jaz şapkalan giymeğe isteklendirditleri ve onlann da akmu yaymağa çaüstıklan söyleniyor» dıyor ve buna karşı oldıığunu belırtiyordu. E ATATURIfE TEPKUER SAPM DEVRİMİ ve DÜHY1 TTuxanı Orhan KOLOGLU giyimde degisiklik tnilfi geleneklerimizle bafdaşmamaktadır. Asafı sınıflarda, kötü benMtmelere dıendimjesi Te dans ve keyif verirf maddcler kullanmak gibi kötü âdetlere kaptırtması sehebiyle ahlâk yönünden tehlikelidir. Mısınn Turkiyeyi taklit ederek yaşayışmı degiştirmesi için bir sebep yoktur. Blısır müslüman ülkelerle çevrilmis olduğu cihetle daha değisik bir dıırumdadır ve komşularınca Islâmın minaresi sayılmak tadır.» Mısır Egltim Bakanlığı da ay Al Azhar'ın, devrimleri reddeden bir bildirisi Mısır'lı yöneticiler, diğer devrimlere yol olur endişesiyle, öğrencilerin sarıktan fese geçmesini bile kesinlikle engellemişlerdi. ğinl «anabilir; oys» bu uygarlını şeltilde düsunüyordu ve sert ğın söz ve düsünce özgürlSğü bir şekılde «EfendUleşmek lsteiçinde, yüzlerce ve yüzlerce yılyen Dar El Ulum öğrencilerinin Iık çaba ve savaştn ürünu oldukarşısına dikildi. Yan resml ğunu, Yakın Doğunun geri kalEgyptian Gazette yöneticl kadmıs ülkelerinin uygarlığı railli rolaruı resml görüsünü Doğuda secîye ve karakteri nzun yıllar baslık'ın önemlni anlatan bır boyunca aynı şekilde kuvvetlenbasyazı ile (1) açıkladı. Bunda direrek elde edebileceklerini fes lehine sanğı kaldırraanın bilmelerl gerekir. Gerek Türkisonra fesi şapka İle defiştirmeye ve gerekse Mısınn kesHrme ye yöneleceğini, oysa bu son yol olmadığını kafalanna yerleşderecs lhtilâld davranışın TUrtinneleri gerektir.» kiyede de tutuklamaîar ve idamlarla yürutulebıldığine bakılarak olumlu gdrülmediğini, Doğuda başlığın özel bir önemi ve anlamı olduğunu, M. Kemal'in sert davranışına ancak Türkiye' Şapka devriminm flk yıllannda nın geleceginın Batıya bağlı olİstanbal basinmda yaymlanan ÜRKtYETJEKt akımın, saduğu tezi kabul edilirse hak veflci karikatiir. 1) Devrimfn ynmnktan fese geçmek şeklinde rılebıleceğini belirttıkten sonra ruyu kabadayılarm katasındu de olsa ızlenilmesınl onleeklıyordu: «Tnrk de başına bir fesi atı\or. 2) Dunyanın en jaşznek amacını güden bu kampanşapka geçirmekle bnnun temsi] lı adamı Zaro Aga hasır sapkası yaya ragmen gençler yılmadılar. ettijji uygarlık dönemine eriştiile.. Öğrencilerin «Şapkayı Destekle Şapka Devriminin ilk günlerinde Atatüık ve beraberindekiler Gâvurkaleje de uğtamıslardı. organı As Siyasa gazetesinden geldı. Şapkanın belli bir dinin özel temsilcisi sayılamayacağını, büyöik kısmı Hıristiyan olan Avrupa ve Amerıkalıları şapka gıydıkleri için kâfir dinsiz saymanın ölçüjüz bir taassup olduğunu ileri sürdü. Dığer gazetelerde ise okuyuculann kararı yeren açık mektupları yayımlandı. Çoğunluğu Ulemanın işin sağlık yönünü duşünmemelerini yeriyor. özellikle doktorlar gözleri güneşin etkisinden koruduğu için şapkayı fese üstün tuttuklannı belirtiyorlardı. Hattâ ulusal kişiliği korumak amacıyla özel jekil ve rertkli, örneğin kırmızj şapka yapılmasını ileri sürenler vardı. Ancak Milliyetçilerin lideri Saad Zaglul Paşanm şapkaya kesın direna fesi bırakma gösterilerini çabucak durdurdu. Bu arada İskenderiye, Tanta Ulemalan ve eski Müftü Muhammed Bakhit el Muti de, Al Azhar bildirisini destekleyen demeçler verınce şap ka akımı kurudu kaldı. (1) Egyptian Gazette, 2 3.1926, başyazı «Headgear in the Near Eıst» (2) Egyptian Gazette. 911926 (3) Imparziale 13 3 1926 Orıent» Moderno'dan Mayıs 1926. . M Al Ahram, 12.2.1926 • > < > Ittıhat, E. Gazette'den 16 3.1928 5 (6ı Al Ahram, 12.3.1926 (7) Al Ahram. 24.3.1926. Yöneticilerin korkusu Î me Komitesi» 6 Mart Cumartesl gunünU fesi atma karapanyası ıçm gösten gunü ilân etmışti. O gıin Ziraat ve Sanayi SergİJİni gezen öğrencilerin buyük kısmının şapka gıydjğı goruldü. Bunlann sajnsmın yaz gelince busbutun artacağı anlaşüryordu (2). Cogunluğunun Avrupaya eğitim gormeğe gıdecek öğrencüer olması ışe özel bir onera vermıştı. YalnK öğrencilenn önceden Egitım Bakanhğına olaydan bilEi ventıiş olmaları, hoş olmayan bazı sorunlann ortaya çıkmasını engelledi. Buna karşılık Iş, ulkenin ıleri gelen politikacıîan ve partileri ıçin de üzerinde görüşlerinl açıklamalan gereken bir prensip tartışması haline gel miştl. Prens ömer Tosun «Milll BajIık» saydığı fes'e t&raftardı, daha fazlasma değil (3). Milliyetçl hder Saad Zaglul Paşa, TürkiyedeH devrimlere karçı olduğunu bu vesile ile Al Ahratn'a açıkladı (4). «Babadan çocuklara aktanlan (riyim ve (elenekler bir milliyetin ayırıcı ve yapıcı unsnrlanndan sayılmalıdır. (Dolayisiyle), zarsrlı olduklan sörültnedikçe bunlar korunmalı ve saypı ile tutulmalıdır. Aksi halde geleneklerden vazgeçmek kcndi milletine ihanet olur. Geleneklerini baş kılanmnki ile değistirenler, başka bir aileye bağtanmak için kendi ailesini bırakanlar Ribidirlcr ve bunu yaparken onur kazandıklarını sanırlar, oysa, serçekte, yalmzca torunlannın linetini alırlar.» Liberal Parti Başkanı Yardırncısı Muhammed Mahmud Paşa. ölçulü davramyordu, şapkaya karşı clmadığını açıklamakla bırlikte r.eden fesin yerine şapka konmak istendiğini anlamadtğını aöyluyor ve sorunun, ozel bır başlık seçimi için bütun Mısır düşünürlerınin katılacağı bir toplantıda hallıni istiyordu. Dört Imam'm görüşlerine dayanıla rak bu tez savunuluyor ve şapka ile ilgıli kısım şöyle sona erıyordu: «Millî giysileri, başkaiarınmkini ahnak üzere terkctmek, onlan benzetleme aşkı kendi milliyetimiziıı kaybına scbep olur. Zira, (jîi\siler, başkalannm giysüerine benzediği zaman. kalpler de başka kalplcre uyarlar) hadisine, inaııç değişikliği yarabğı için, bir ulusun yokolma sebeplcri arasında îri^silerin benzerliği de \ardır. Ve tnan bağını kokuştunnak tan daba büjük hangi zarar olabüir?» Bu bildirıyi, Ulema Dayanıçma Derneği ikincı bir bildiri ile destekledı, onlar da şapkanm kâfır işı olduğunda birleşıjorlardı. Din adamlarının bu kesın davranı$ına tepki yalnız Liberal Parti Y A RIN : Afgan Kralı, şapka ile namaz kılıyor MALKÖÇOĞLÜ ÇALINAN TAÇ Voa» f * taett: AYHÂN 24 Bir Ayşenin, böyle çirkin bir Ayşenln «• lenmesi mumkiındu demek. Altı ay evveline kadar ne kadar istiyordu evlenmeyi; bu zaman zarhnda her şey değişmişti. Simdi aklından bile gcçirmek istemiyordu. ÇocukJuğundan beri rahat bir giin görmemişti. Çirkinliği aklına geldiği zaman her şeyi unuturdu. Duaları birdenbire yan bırakır, diliyle defil, fakat aklıyla isyan ederdi. O, her şeyin üstünde olan, neden onu bu kadar çirkin, bu kadar nasipsiz olarak yeryfizüne bırakjvermi?ti? tnananlara haykırmak istiyordn: duaları, ibadeti yüzünden güzeliesmiş, hiç defcilse talihi değişmis bir çirkine rasladınız mı? Onlar raslamamışlardı herhaldc. Kendisi de olnıayacak seylerle avunacak kadar akılsız değildi. Bu suratı sevse sevmese, ölene kadar tasımaya mecburdu. Eski koyu dindarbğı kalmamıştı. tnandığı tek sey \ardı: Alın yazısı. Büvük bir sehirde, zengin bir adaroın kızı olarak dunyaya gelmek de mümkündii pekâlâ. Dısardaki ayak seslerini takip edivordu. Vakit hayii ilerlenria, ağası hâlâ dönmemişti. Çocukiuğu aklına celdi Ayşenin. Babasını iyice hatırlıyamıyordu. Baba dendl mi korkunç bir adam suratı gelirdi hayaline. Neden bu sekilde aklında kalmıştı? Scbebinl btlemiyordu. Belki de anası onu kendisine böyle korkunç bir hayal olarak tanıtmıştı. Anası. babasından söz edcrken artık toprak haline gelmiş adamın arkasından ilenmeden rahat edemezdi, ölmiis bir *• dama nasıl ilenilebilir? «Inşaallah derdi anaaı, bu dünyada bana ettiklerini obül dünyada fazlasıyla çeker. Ca>ır oayır cehennemde yanar insaallah . » Anasına göre cehennem bile az gelirdi böjle bir adam için. Komşular o ölmüş kocasının arkasından üenirken «Günaha giriyon gadun derlerdi. bunca seneiik eyalin aenin; yediğin içtiğin ümügüne durur». Anası, yediklerinin bofazına takılmasından çckinmcden ilenmesine devam ederdi. Babası çok içenniş söylediklerine gore; içti mi de deli gjbi olurmus, bütün hırsmı evdekilerden alınnıs. Anası «yediğira dayaklan bir ben bir de AUahım bilir» derdi. Bekir ağası da çok dayak yemisti. Kendisi daha dayak atılacak yaşa telmemisti o öldüğünde. Anası evlenmemisti babası öldükten aonra. Anası için çirkin de güzel de denemezdi. tstiyenlerj olrauştu. Fakat nedense razı olmamıstı. «Ben, bîrisinden gulmedlm; ikincisinden ne ha>ır bulacağım» diye kestirıp atıvermişti. tkisı ile onun elinde buyumuşlerdi. Komşulara ırgatlığa, memurlara çamaşıra gıderdi.. Işe gittiği zamanlar Ayseyi arka torbası gibi yanından syırmazdı. Bırakacak kimsesi yoktu. Irgatlıga Rİttici yerds iki agacın arasına bir torba salıncak kurar, Ayseyi orava >atmrdı. Bekir Ağası mektebe Rİdiyordu. Babası öldüğü zaman, on iki, on üç vaşlanndaydı o. Ayşe, anasınm onu çalısmıyorsun diye azarladığını hayalmeyal hatırlıyordu. Bekir aja, okvldaki tembellijini inkâr etmiyordu. Bazan isten yorgun döndüğü zamanlar, derin bır of çeker: «Ana sözu dinlemek varrrus, kocakarı oku dedikçe bİ7e şaka geldi. Okueaydık bı baltaya sap olurduk. Onümüze gelenin afu kokusunn dinlemezdik hiç değilse..» Bekir ağası da babasmdan el alnustı; zaman zaman anasını dövmege kaUrtıgı olurdu. Ağabeysi, anasına elini kaldırdığı zaman kenciisine vuruJuyormu? gibi ağlamaya basUtrm Ökuyamamıstı; anasınm bütün zorlamasına rağmen, yedj senede ilkokulu bitirebilmışti. Oysa o, oğlunu gedikli okuluna göndermeyi düsiinüyordu. Hocası: «Zorlama kadınım, bu çocuk okumaz: ona bir ilkokul şahadetnamesi verelim diye basımıza gelmedik hal kalmadı. tyisi Kn onu bir sanatkârın vanma çırak vcr.» Anası da dedikleri gibi yaptı. Bir kalaycının yanma çırak verdi ağabeysini. tik çünlerde ustası memnundu. Fakat tez soğudu işten. Dükkândan kaçmaya, kendi yaşındaki serserîlerle dolaşmaya. kahvelerde kumar oynamaya başladı. Bundan sonrasını gavet iyi hatırlıyordu Ayşe. Anası kendi kendini jiyordu: «Saçunı sfipürge ettim bunların yoluna; tek âleminkılerden ayırt olmasmlar diye. Allah bana evlât değil gazap vermis. Aman okusun dedim, bi tş duttunnadım, her yere kendim koştum, harcadığım kitap, kalcm, defter parası da caba: okuyamadı. Barı bi zanaat edinsin dedim, yaivar yaksr, Mehmet ağanm yaıuna verdim. Elin adamı harçlık da veriyordu üstelik zanaata ısıruun diye. Tut sen bırak dükkânı tapla etrafına serserileri, o kahve senin, bu kabve benım dolaş. • (Arkan T K ) Türk etkisi LVTIN zaten bir hajlı karı^ık olan Mısır iç politikasmda yenı gerginlikler yaratmasından çekınenler, ışın farla kurcalanmamasını salık vermeğe başlamışlardı •Turk politikasının bu olaylardal.i etkisini kuçumseycraeyiz. Çok zaman once bazı kimseler festcn lazçcçip sapkajı alraajı istemişlcrdi. fakat cesaretleri yoktu \e ivi bir fırsat bekliyorlardı. Bu nu onlara Turkler \erdi. (.„) Sapka kullanmanın salık verilebileceği zamanı ola>lar gosterecrktir ve halk da o zaman. hiç dırenmeden buna uyacaktır. çünkıı «en u>gun olan >aşar» jasası değiştfrilemez. Ancak, şu anda, ülkemizin özel başlığina karjı ayaklanmnk için bir gerek görraüjoruz^(ö) Yan resmi Al Ahıam ise, olayı bambaşka bır yönden, tartışma czgurluğu gıbı konujla hiç de ilgısi olrnajan bir ydnden ele alıp işi tatlıya bağlamak yollarını arıyordu: •Sarık yerine fes getircn öğrenciler teklif ettikleri giyim değişikliğinin milli gelişmeyi sağla>acağı kanısındalar. Bunu yeren tutucu grup ise, halkın kendi giysılerini terketmesinin milletin kişiliği üzerinde kötü bir etki ?aratmasından korkuyor. (...) Zayıf olan kuvvetliji taklit eder. (...) Bu tartışma bizi ürkütmöyor; aksine kıvanç duyuyoruz, zira millî yönden ilcrleme ve gelismenin işaretidir. tkl taraf da ülkenin iyiliği icin tartısıyorlar ve bu aydın saraşından endi;elenmemeniz düşüncelerin çatısmasından gerçek kıvılcımının çıkacak olmasındandır.» Ve Al Ahram yazısını, işgal altındaki bir ülkede garip karşılanacak bir cümle ile bitırıyordu: •Yaşasın Özgürlük: Düsünme, özgiirlıiKÜ. söyleme özgiirlüğü ve yapma özgÜTlüğü. Bütün ilerleme lerin annesi jalnızca odur.» (S) O DİŞI BOND Zamane Cocuâu . Yazan: BIU NAUGHTON 68 Çevı'ren: NİHAL YEĞİNOBÛU TİFFANY JONES Al Azharın bildirisi ARTIŞMA, Mart ayı sonunda Al Azhar Şeyhi Muhammed Abu1Fadl el Cızavi üe Mısır Muftüsü Abder Rahman Kurrah'ın yayınladıklan bildiri ile dini yönden karara bağlandı. (7) Bil diri gerçekte Türkiye'nin son dört yıldaki lâikleşme ve batılılaşma akımma, günluk havatı ilgilendiren üç konuda (Şapka, miras. hırıstiyan müslüman evlenmesi) cevap verirken lâıkliği kökünden red etmek amacını güdüyordu. Şap ka konusunda, ilerlemenin şapka giymeMe geleceğine inananlar «Benzetleme aşkı ve tutkusu kişileri yabancılann kılığını kabul düşkünlüjüne yöneltti. Peygamberimiz (Bir topluluğu benzetleyen ontîan olur) demiştir. Dolayısıyla. baska bir dine ejilim veya kendi dininl kiiçüm?emek sebehlyle şapka etyçn, Müsiümanlann tiim o*u lle klfir'dir» cümlesiyle din duşmanı ilân edildikten sonra. T GARTH bir baktı, t o n n kapıyı kapadı. zel çalkaladı sonra çantadan * * * kocaman bir şınnga çıkarıp taTtRMtBEŞtNCİ BOLÜM Dediğinln dedlk olduğunu gösın lçine koydu. Kaynar suyu Lily'clgln herifin yanısıra o rebilıyordum. Herif öylece durüstüne boca edlp tası gene ateşa odaya ^rtşlnl görünce lçim rnuş bekler! Lily'de bes sterlinl kalktı, namussuzum. Adını bile yerleştirdl. Sonra küçük plâstlk çıkarmak ıç:n çantasına davranbilmiyordum onun. «Mr. Smith», leğenlnl alıp sıcak suyla çalkamaz mı? Hernen engel oldum. dercişlerdl ama gerçek adı bu Kendi cebimdekl son beşliğl çıladı. îcine biraz daha sıcak suyd e p d l tabü. Herif odadan çıkararai ötekl 25 Sterlinln üstanca serlnkanlılıkla dUsunme la Dettol koyup lçinl, dlşuu ovtüne koydum ve uzattım. ğe başladını ve herifin madra mağa başladı. Zaten temtzdl biPara destesinl banka vezneda bazlığının dereceslnl ancak o za zim leğen. Ama beyefendl beğenn gıbi aldı mübarek ve çabucak man kavradım. O çektiğl nutukama dikkatle saydı. Böyle bir lar adamakıllı içlmize lslemişti. memlştl sshlr. Nihayet gönlüne backnot destesini bu ilk sayışı Ama şimdi hepsinin numara ol gBre temlzleylnce lçlne yenldea olmadığı belli. Sonra paralan duğunu anlıyablllyordum. Bu kaynar su ve Dettol boşaltö. arka ceblne soktu ve cebln ka vaazlan her gittigi evde tekrar Sonra çantasmdan çıkardığı 8zel pağım dlkkatli düğmeledi. 7an ladıgına kalıbtmı basanm! Kellkesici bile olsa, cebi üstünden mesl kelimeslne ezbere billyor sabun ve fırçayla ellerinl sajiletle kesmedikçe dokunamazdı du artık! Ama bepsl de traştı bunlamağa başladı. öylesine bir bu paraya artık! bunlann, Onun gerçelc kjşiliğl ksayordu kl kendi elleri değll «Para» dediği vakit ortaya çıHerlf şimdl papellerl cebe ln kıyordu. O zaman gözlerinde be sanırdınızl dlrmlştl ya, İyice pratikleştl ve llren bakışı bir görebilseydlniz! Görünüşe göre hle acelesl yok demlnki o ciddl, ağır haUerl kay Şu para denen nesnede nasıl bır tu ld elleriyle tırnaklarmı fırçaboldu. keramet vardır da lnsanlann ka ladı, fırcaladı. brçaladı. Derisi flç odadakl yatağı kullanaca nma glrer bilmem! Gerçl yüzü yüzülecek sandım. Nihayet bu ğım.» dedi. cKasap kâğıdı ha herkese gıcaktjr meretln, ama isl bltlrince vine kendi 8zel hav za mı?» bazı kimseler) kendine tutsak lusunu çıkardı ve ellerinl titizeder âdeta. Nasıl da tutturmuş«Evet, dört tabaka aldun.» llkle sillp kuruladı Demek lste«Biraz kaynar suyla temlz bir tu, «Daha aşağ: olmu!» diye. diğım, tırnaklanmn etrafım, lçlBen de amma yutmuştum ha! tas da lflzun olacak.» nl. dışını oarmaklannın ueunu îbrikteM su kaynamaga baş flian öyle bir slld) H elleri cara ttyl,* dedim. cMutfaktan gelamıstı. Kapıya giderek. üreylm. Şimdl gellrim.» glbl parladı adeta! Sonra da «Suyunıa kaynadı,» diye fısıl büsbütün mırusun diye ellerinl Vakit, saat gelip çatınca lily havada salladı. Benim bakıslaendişeli bir hal alrruş. solmus dadım. sararmış, sus pus olmustu. Herif gömleglnln kollanm sı rıma aldıns bile etügl yoktu. Herif de bunu farkettl ve bir vamıs olduğu halde eeldl, ftlet Sonunda legenı boşaiup kuruan için adeta tnsanlaşarak, ladı, içlne venlden kaynar su çantası elinde. «Endi'eye hacet yok, kızırn,» «Saplı Mr tas tsterlra,» dedi. boşalttı Wraı d3 soguk suyla dedi. «Havdi gel sen benimle» Şans bu ya. Annıe gitmezden Dettol ekledi ve gözüm kör Lıly torbasını eline alarak be önce saplı bir tas almışti da olsun, ellerinl yeni bastan yıkarlfin peşinden öbür odaya yü hiç kullamlmadığı için terte maga başladı. rudü Herıf benden ysna çöyle tnizdi. Bl2lm adam tası bir gü(Arkan *sr)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear