26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT :CUMHURÎYET: 12 Mayıs 1973 Şapka kanununa Batıdaki ilk ve en yaygın tepki «Bu davranışıyla Türk, kafasının içinin boş olduğunu doğruladı» düşüncesini yansıtan «Gerekli olan üstündekini değil kafanın içindekini değiştirmektir» tekerlemesinde özetlenebilir, ATATURKE TEPKİLER SAPM DEVRİMİ ve 0İ)iri S nerler ve gazetecilerln haberlerinl okuyun.. Evrimi ne olursa olsun Türk hep 83111 toplumdnr.» Aynı duşunceyi New York Times'ın bir yazarı (Harry A. Franck) bir benzetme ile anlatma ya çahjıyordu. •Kafalaroıdakuıi kesmiş olmalanna rağmen Çinlile rin saç örgülerinin fikirlerinde ya şamakta olduğunu soylevenler var. Bu Turkler için de doğru, Türk, fesini hâlâ kafasınm içinde giyiyor.» Olayı tümüyle bir gulmece konu «u olarak ele alanlar da çoktu. «Gelenekse! TÜRK KAFASI (5) Doğuda en küçük bir de#i?ikliUygarlık artık ne sarık, ne de fesle göriileği bile kabul etmeyenleriıı en meyecek. Gelgelelim yine de bir öntüsü Piyer Loti idi. Burss'ya ÜRKİYENİN son yenik düş demiryolu yapılmasına, bile sidTürk kafası kalırsa ne yapartz? manı Yunanistanın da bu ko detle karşı koymustu. En bü Bizi kuskulandıran da bu i$te. '•oya katılmasmdan daha doğal yük zevklerinden biri de fes Öyle anlaşılıyor ki, Turkiyede uy bırşey o'.amazdı. «Ba derece radi garlığin anlamı yanlı; yorumlanı giyip dolaşmakti. kal ve hızlı bir değişiklik nasıl ger yor. Ülkeler, insanlan melon şapçekleşebildi? Bütün bir halkın, yazısında bir Beyrut gazetesi (4), ka giydikleri için uygar olmazyasa, kararname ve Bakanlık ge •Kafanın insanda en soylu ve en lar (...) Biiyük Petro da Rusyada nelgeleriyle boylesine değismesi yetkin uye olduğiı düşünülür«e, Mustafa Kemalin şimdi yaptıklaolanaklı mıdır?» sorusanu soran nna benzer şeyler yapmıştı. Bir bnndan, şapka>ı kabul etmekle Messager d'Athenes'e gbre «masTürklerin uygarlık ve evrim eği miUet terziler veya şapkacılar kenin altında Türkije gecmişteuygarlaştınlamayacağı gibi, limini taçlandırdıklan sonucnnn la ki kadar Doğulu kalmaktadır.» cıkarmak gerekir» diyor ve ekli pernkacüarla da uygarlaştırılaYeni Mandacısına bağhlığıru es yordu: «Şapkalı Turkün temelde maz» diyen France Militaire, Moki yöneticısini yererek belirtmelie're'in gülünçlü bir oyununda (6) Fesli Türk kalıp kalmadığını öğyi seçenler için de bu iyi bir fjr Türk kılığma gırenlerin artık bun renmek istiyorsanız, İstikUl Mah satU. «Şapkalı Turk» başlıkh baş kemelerinde yargılanan reaksiyodan \azgecmelen gerekeceğıni be AZETELERtN «Fes Trajedist» (D veym «Türkiycnin sakası yok» (2) tjeklindeki başjjklan *e bunlan izleyen yasanın »ert uygulanmasına aıt haberler tutuklamalar, idamlar, sılâhlı çatıa.malar vs.. hep Osmanlı kaiası nın değişmemis olmasının bir kanıtı olarak ileri surüluyordu. Değil yalnız Batı, Doğuda büe, o yıl larda Turke kızınca şapkasını ka fasına kakıp içinde birseyin değismemis olduğunu ileri sürmek alış kanlık olmuştu; Türk îran sınır anlaşmazlığı sırasmda bir Tah ran gazetesi şöyle yazıyordu: •Görüyoruz ki, Hilâfeti Cumhu rijete çevirmenin, kınrnzı fes ye rine Avrupa şapkası koymanm ve Gregoryen takvimlni kabullenme nin halkın düsüncelerl ve psikolo ji«.i üzerinde hiç bir etkisl olmamış. Genç Türkiye ( ) Osmanlı Imparatorluğunun çocuğudur.» 13). Kaf anın dışı değil de içi değişmelidir Batının ilk tepkist «Şapka Devrimi»nin bir maskarahk olduğu yolundaydı. Bu devrimin Mustafa Kemal'den sonra yaşamayacağını ileri sürenler soruyorlardı: «Fessiz ve devesiz islâm olur mu?.» lirtiyordu" •Simdl Istanbul sokaklarmda polisler yasaya karjı gelenleri ka rakola söturüyor'ar. Mösyö Jourdain Mamaourhi ünunu bosuna hatırlatacak zira sarıktan vazgeç mesi gerek. Bu Moliere'in yarat tığı en başarılı ve kaba komedi idi. Ancak ba captaki maskaralık lar tivatro sahnesi yerine sehir sokaklarmda geçerse sonnçlarının kotü olntası beklenebilir.» bile göninüşte giyeni eski Türk yolunca alnını yere değdirmektcn alıkoyar. Hiç bir gâvur alnını ye re degdinnez: gâvurlar nygardırlar: Dolayısiyle kenarlıklı şapka giyeo nygardır. Pek yalın bir man tık... \oel cumbiışçuleri ile kenar mahalle komedyenleri ileriye, uy garlığa yürüyorlar. (...) Ba çabalan kanunızın kay namasına ve uygarlaşma konusun daki kararlılıklarına rağmen, ilerlemenin bu çeşit belirtileri karşı sınd» gerçekten ciddi olmak çok güç.» Musul tartışması ve pazarhfının en çekişmeli ânında daha başka bir iepkisi beklenemeyecek olan Ingiliz basınını bırakıp Mustafa Kemali «sadece büyflk bir rnıder, essiz bir devlet adamı değil, aynı zamanda hayran olunaeak bir ffil düriıcü» diye tammlayan yazann '8) fıkrasma gelelim: yazar. şapka ve kılık değiştirmekle Törklerin uvgar milletler arasına soku] mak istenmesi çabasına değinerek diyor ki: •Ba bana. Diyo)enln de hazır bulundugu bir derste Eflâtunun in sanı «iki ayaklı ve kanatsız bir hay van> olarak tanımlaraasını hatırlattı. Ertesi gün Diyojen, üstadın da bulundugu sırada, dinlcyicller halkasının ortasma «tşte Eflârunun adami" diye ba^ırarak. ikl kanadını kesmis olduğu bir horo zu fırlatti. Sanırım Mustafa Kemal Pas« da bir parça ünlü alayeı'nın oyununıı üzerine almıç; doğrusu, mo dern uygarlıgı değerlendlrme sek linin bir hoslugu da yok değll!.^ Yalmz sapka, ceket ve pantolon dan kurulu giyimin uvgar sayılması halinde eteklikli Iskoçlar ve Yunanlılarla. mılli giysili Avusturyalı ve Macarların uygarlar arasından çıkarıUpası gerekecsğim alayls anlaUnlar da vardı. Mustaf» Kemal, «Şapka Devrimi»ni kesinlikle Rerfekle?tirme|e karar verdikten sonr» bn devrimin a m a ç l a n n ı millcte anlatmak için b i r gezjye çıkmıştı. Fotoğraf, Gazi'yi, Inebolu'da bu k o n u Ue ilgili konuşmasını vaparken gösteriyor. birşey beklenemeyecegini tekrarlı yorlardı. (1) (?) (4) (41 (5) Corriere Della Sera, 5.12J925 L e Revell, S.12.1S25 Şafak1 Sorkh L e Reveil. 1S.19.1S» Turk Kafası = T e t e d e Ture = üzerine herkesin vurdugu şey L e Bourgeoi» Gentilhomme Basyazı Sapkalar v e Politika lar. 4.H.1S25 (S) L e Reveil, 14.11.1925 M. Kemal v e Uygarlık» bagJıklı yazı. (9) N e w ' York Times, H.7.192S v e 2U.192S. (K) (7) Yozan: Orhan KOLOGLU ? ARI N Batı, Mustafa Kemal'i alkışlamaktan çekinraemelidir. T S min Rotnan.IVIuzaffer Hacıhasanoğlu 2 1 Oğlunun bu akîamki kadar, sert ve kendine hâ kim olduğunu gbrmcmişti. Hatice kadına göre, o, ağzına vurulup Iokması almabilecek cinsten bir adamdı; bir çocuktu. Emin de keudisinde biı bajkalık bulujordu bu aksam. Eskidenberi var oldu gunu kabul ebnek istemiyordu: su anda birdenbire yaratılıvermiş olduğunu sanıyordu. Kapıyı açtı: Buyur, Bekir ağa dedl. Bekir ağa neşeli bir yüzle kapıdaa Içerl girdi. Eminin anasuım sofra kaldırmakta olduğunu gordii: Erken mi rahatsız ettimV., Emin efendi sedirde yer gosterlrken Estagfurullah, buyur Bekir ağa. dedi. Bekir Ağa, bir ayağını altına alarak sedir* otururken Eminin anasının halini gbzüodeo kaçumamıjtı. Kederli bir hali vardı kadının. «Deli oğlan kim bilir neye kızdırmıstır yine...» dedi kendi kendine. Bekir Ağa, Emin Efendiye tam akülı gözüyle bakmıyordu. Her haliyle kazanın dilindeydi Emin Efendi; o halde kızkardeşini niçin bu adama verecekti? Bu Allahın delisine vermesem, sanki alacak var da...» dedi. Emin Efendi onun dü;ündüklerinin belkl de hiç farkında değildi. O meseleyi büsbütön başka yonden düşünüyordu. Bu adamın ne isi vardı burada? Bütün kabahat anası olacak cadıdaydı. Nene gerek be kadın. elin ayısını kız istemek için eve çağırmak. Zaten bu berifts izan denilen scyin zerresl bulunsaydı kosa koja, kızkardetbıi sat. mak îçin gelmezdi. Bu çesit dtinurlük ncrede 16rulmüştü. Hatice kadın sofrayı kaldırmıştı. Mangalın yanındaki mindere çöktü. Yüıünün hatlanndakl bezginllk Bekir ağayı korkutuyordu. İhtiyar kadın ellerini oğustururken sessizliği bozmak ister gibi: Nerelerdeydin Bekir Ağa? Hiç jbrünmüyordun? Bekir Ağa, po» bıyıklarını çekiştirdi: İsler sıkı ba sıra deyze Ayse de öyle diyordu. Galiba yeni imirlnia sıkıymiî. Hiç göz açtırmıyornus kbylülere.. Ne diyon deyze, herif geleli uyku baram oldu bize... Elinden gelse çaiı kestirmeyecek. Fena bu kıs kazanın hali. Yakacak bir dirhem odun bulamıyacak kimse. Biraz göz j u n s ı da hem fakir fukara oduncu sebeplense. hem de yakacak sıkıntısı olmasa ne olur yani. Emin Efendi yerinden kımıldandı: Aferin adama. Kanunu tatblk edemedikten sonra memur olmas, ne anladım ben ondan. Böylclerinin arkasmdan atıp tutmak değil, gidip alnmdan öpmek lazun. Erkek adam dediğin boyle olur. Alay edenler SNGİLTERE'nin en ağırbaşh ga İTetesi London Times ise, konu •'nun hîç bir ciddi yönü bulun madığını göstermek istermişcesine 15i tumüyle alaya vurmuştu: (7) •Kâğıttan da olsa şapkanm bir kcnarı vardır ki, gerçekte olmasa w Bekir Ağa, genç orman mühendisinin alnından öpmeyi hiç aklından geçirmemi$ti: Billrine bilmezine söyleyiverme Emin Efendi. Mesele senin bildiğin gibi değil. Kanup her yerde her zaman sokmez. Ba herif mcktcpten yeni çıkmıs; her seyin kiUpU okuduklan gibi yuriiyeceğüıl sanıyo. Yooo, gazın ayağı öle değil. Sen ganuna göre ij goreceksin, elin tarlası. tapanı olmayan ebccdat kestiğl odunla geçinen fukarası ne b. yiyecek. Açlığmdan gebcrsin mi? Sole: Hadi o. odunu getirmedi, açlığından oldu. Sen ne nanedeceksin. kaymakamın ne halt edecek? Ne \akacaksınız? Biz aluşgunuz kuyruklu dağın odunana... Ya siz? Hatice kadın, cezveyf mangala sürerken: İstiyenlere taj komürü gctireceklermiş. Lâf o, dcyzecüçüm, geçen sene de getirdiler. Kömürler bitti, tükendi kavgası hâlâ bitmedi. Yok kaymakama, malmüdürune çok vermi}ler de tapucuya az vermisler, filâncaya hiç vermemisler. L'nuttun mu heriflerin birbirlne girdiklerini. Emin Efendi, Bekir ağanın söyledikleruıin hepsinin de yerinde olduğunu kabul etmemekle beraber ona hak vermiyor da değildi. Fakat yeni orman mühendisi geldiğinden beri bütün ornıan kolcularının rahati kaçmıştı. Durmak dinlenmek yokru artık. Ayrıca kârlanna da kesat girmişti. Söylendiğine gorc çok nâmuslu adamdı niühendis: ba yüzden de kaçakçılara hiç göı jummui ordu. , Hatice tfidjn, kahvelerinj vormişti. Simdi Bekir Ağm başka bir taraftan meselcye girmek için kapı arıyordu. Böyle lamanlarda tahsilin lüzunıuna kani oluyordu. Ona göre tahsilli adam lâfı tam sırasmda knnuşabilen adamdı. Hatice kadın bu ftrsatı vermekte gecikmedi: Bckârmıs galiba siıin mühendis?. Bekâr. Yazık çok sıkıntı çeklyordur herhalda? Ahçılann yemeği yenmez ki.. Müstehak böylelerine deyzecöğüm; bu y« sa gclmiş hâlâ evlenmemiş. Şcherlilerin aklına akıl sır ermiyo ki. Eskerden sona evleneceğimiş. Ne olur askere gitmeden evlense. Bizde hepo>le everirler u;akları. Hem rahat eder, hem de gözii dı;arda olmaz. Gayrim evlenemez blrim mühendis. bu kadar fakir fukaranın ahını aldıktan sonra. Emin Efendi sözün dönup dolaşip nercye geleceğini anlamışd: Aferin adama. tylce akıllı adammış. Asker den sonra da evlenmese daha akıllılık eder. Herkes senin gibi. anasını hizmetçi diy» kullanmıyo... Emin Efendi ba sozün üzerine lyidtn lyiy« kumıstı: MALKOÇOĞLÜ ÇALINAN TAÇ Yoıov» »e çızwf: AYHAN BA$OĞW Ölen Doğu "Sİ ALAYA vuranlann yanı a ra bir de olayı yalnız kendi gcz zevkleri yönünden ele alıp «Vazık!. Doğunun son renkli ve çekici yönü de kayboluyor» dıye yerinenler de vardı. «Çinliler saç örgulerini keslp ipek giysilerini ceket ile değistirdiklerinden berl Tiirkün fesl yer yüzünde kalan renkli ve çeklcl son ayruıtıydı. Şimdi o da kalktı ortadan. tnsanlar. dünyanm bir ucundan diğerine kadar aynı cazbandın gürültusü İçinde, siyahlar giyinmiş aynı garsonlar tarafmdan daçıtılan aynı yemekleri. aynı yerlerde yemeîe zorlandıkları gl hi. melon sapka ile düz kasketin yürekler acısı tek ömekliğini de kabule 7orlanıyorlar... Ovsa. fesli kafayla da liberal olunabilir.» Başka biri könrii üzerinde duruo sevrettifi fesü kalabalığın renklılık ve canlılığını kaybedip ulkenin sıkıcı bir tek örneklige dusmesine üzulürkpn. çapkm Seyh fılımlerirun moraklıları arasında barabaşka bir keder farkediliyorâu •Bir zamnntar Doğunun Binbir Gece Masallarmı okuyan. şimdi Seyh Fiümlerini gören Batılılar icin bu değisiklikler tum sasırtıcL Kırmızı fes«iz. sercadesiz. ezanstz. peçesiz İslâm. tslâm sayılniaz. Galiba. Kemal InaOa demlryofu ta sarılarım riı çercck'estiHnre karşımıza bir de devesiz İslâm çıka cak.» (9) I (Arkan • DIŞI BOND MABELLE. •Sl BSvl O UZüM OOLASACAK ÛCTtP ACAZfDB , Yaıon: 8/11 NAUCHTON Çev/ren: HÎMAL YEĞİNOBAU 65 Sonuc S TIFFANY JONES APKA devrüninin karşısında olduklannı acıklayanlar. türlu yorum v e yermelerden s o n ra ıki noktada birleşiyotlardı: % Jinden zaten ayrılmı? olan Türk. bu kararlarla son bağını da konarmı;tır Fesin özelliği nam»7da alnın yere değntesine imkân vermesiydi, oysa M. Kemalin karnrı hunıı engellemektedir Türk yöneti cilerini dinsizlikle suçlamakla baslayan bu düşünce giderek, TürVun temelde dinsiz olduğu iddiasına varıyordu. A Boyle bir değitikliğe halk ne hazırdır, ne de gönüllü. Do layısivle bu devrim, halkın kendNine setjrisi sebebiyle. M. K«mal ya;adı£ı sürece devam eder ve ölümüvle birlikte orta dan kalkar. Anadolu halkmın bu değişikli | e fikren hazır olmadığını ileri sü renler «M. Kemal i l e •halkın Snce eteklerini, sakallarını. fazla dire nlrlerse kafalannı kesiyordu» d e dikleri B Petro arasmda benzerlik kuruvorlsrdı. S. Rusvanın, Bolşevik Ihtilâlinden sonra kanlı iç olaylarına ve durumuna değinerek. Petro'nun ancak yüzeyde uvşar bir haik ve Glke yaratabılmesi pibi. Anadnludan da başka îşte böyle, iki tarafuı skrabaları ve tabii, komjular yüzünden Harry istese bile onu affedemeyecektir. Zavallı kocacığı sanator yumlarda, yorgan döşek yatarken Lily'nin fink atüğı dillerde gezecekti. Evet, güneşli bir pazar gü nü kırda gezerken üç dakika için kendini unuttu diye hayatcağızı mahvolacaktı kızın • Vay canına,» dedim cTanrıya şükür bir akrabam makrabam yok da kendi hayatmn, kena bil difim gibi sürdürebUiyorum.» Böylece acıdığım için Lily'ye yardım etmeğe ve herşeyi ayarlamağa razı oldum. Londra'da bu işin çaresine bakacak heriflerin sürüsüne bereket! YİRMİDÖRDÜNCÜ BÖLÜ>1 Lıly içeriye girince, bu kadınm iki ay önce Taymis nehri kıyısında çimenler üzerinde beraber yattığım aynı kadın oldufuna inanmak için bin jahit gerek, diye düîündum Demek istedifim, bu durumdaki bir kadının bütün kaygu ve derüeri yüzüne yazılmıj gibiydi ki bu da bir kadını herhalde güzelleştirme2. Omuzumdaki o cüceyi dinleseynüşim keski! Lily elinl çantasına atarak, cParayı getirdim. dedi. •söyledifin gibi hep teklik olarak otU2 «terlın. Al. gelince verirsin.» Paralara baktım ve, cBu kadsr papeli gizliden gizliye buluşturmak herhalde kolay olmadı onun îçin.» diye düsündüm içimden Hattâ. parayı geri iterek «Bu da benden olsun, bizim kız!» diyebilmenin güzel bir jtst olacağını bile düsündüm. GARTH KİRALIK BÜFE CAR GAZfNOm KARŞ1SI TEJftKAPl TEL: İS U 93 Ama neylersiniı ki durumura da, cüssell herifln biriydl B » musait değildi. Daha geçenlerd* ğa çerçeveU gözlük genls keçok kelepir bir elden düjme RUey narlı şapka ve uzun, aiyah palbulmuş ve eümde avucumda ne to giymiçti. En çok cenaze İ9varsa, kapora olarak vatırmış gi vazımcısına benziyordu. biydim. Maamafıh raüştensini Kapıyı açınca dosdoğru lçeri bulursam üçte iki kârla satabi gırmekie beraber tek kelıma leceğimden emindim soylemedi. tlk tşi Lily ile ben«Parayı bana verme,» dedim den yana çabucak baktıktan Lily'e. «Herif gelince senden iste sonra gözlerinl etrafta gezdırrim. Sadece yirmibeş sterün bu mek oldu. Yatağuı altına, kapı labildiğini söylersin sen de. Bir alüarına, gardrobun içine bak> kere buraya kadar gelmijken ge tı. Bırden şaşaladım, sonra kafama dank etU ki deyyus. tçerrı dönmez herhaide.» Doğnısu, belki bir aksıJik filân de gızli poü3 molls var rru diolur diye ben de azbuçuk dıken ye arasurma yapıyor. Bu mesüstündeydün Bılinmez kil Bu lekte adanun ihtiyatlı olması Rerefctiğlnl ben de bilmea deglyüzden: lım ama bu feadan da biraz fas •Bana bak, Lily, sakın unutma ha!» dedim. «Benim bu işle la pbi eeldi bana! bir ilgim yok. Ben sadece bir «Yanlış yere gelmls değilsldost olarak sana yardım ediyo nız,z dedim. «Bu da Bayan Clanım Sakın beni kanstırma An macraft, tıanl size bahsettiğim ladın ya. bizim kız?» hanım arkadaş.» Lily, evet gibilerden öaşını «Isim vermiyelJm lütfen.» egdi Böyle öir zamanda işın Lily elin] uzatarak, «Memnua bu tarafından söz açmak kim oldum, etendım,» dedi. senin ho$una gitmez ama tazGerçl bu şartlar Jtında onu caga ölüp gıttikten sonra ben gördüğüne sahıden memnun olde hapse girerseın kimin Işine muştu herhalde ama gene de bl yarar sanki? raz tuhafımi gitü bu sözler. Bun dan sonıa nedense lconu Herif Lily'cikle tokalaşıp tokasac&k lâf bulamadık, Lily ve lasmamakta tereddüt eder giben. Kapıya vuruldugu zaman bîydl ama sonra bir sey kaybetbayagı «evtndJm. meyeceginl düşünmüş olsa ge<O herhalde.» chyerek topıyı rek ki, söyle nezaket lcabı bir tokalaîtı. Üçümüa de ftylece açtım. Herifi görmüşlügünı yoktu ayakta duruyorduk Lily ne d> veceginl bllemıvordo Vt heriama bana onu sahk veren arka da$un tarifini vapmıstı Hattâ tm ed ağzmı açıp gık demiyeevifie degi) umr.mı bir yerdekJ cegi belli bir seytfl tlfc adımian bep bfzden beküvordu öyla bir telefon köşküne telefon e dip konuîmuştura onunla. Zlrs ya? Belkl bir yerlere bir mikpolisler telefonu dinlerler, 5 8 rofon filân gizlemlstllt! / da bir tuza* kurarlar filân dı (fTakımlannıa yanınusda mı?» ye ödtf kopuyo.Tntış, dive sordum. • Herneyse. kırkbeş yaslann tsr) Cumhurıyet 33B5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear