24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA ÎKİ 1 Mayıs 1972 G eçenierde 14 Mart Tıp Bayramı adı altında kutlanan Tıbbiyeliler Bayramı, bana Cumhuriyef tarihimizin Türk hekimliğine ait taer vakit Için ibretle hatırlanması lâzım gelen olayı yeni kuşakların önune sermek imkSnım verdi. Ök defa 1929 yüı 12 Mayısında Haydarpasa Tıp Fakültesi konferans salonunda kutlanan Tıbbiyeliler BajTamı üzerinden bugün 43 yü geçmis bulunuyor. Tıp tarihiraizde önemli bir yeri olan Bayranun nasıl doğduğunu izah etmeyi faydalı gördüra. Tarihî olaylann hazırlayanlar tarafmdan anlatılması, bem anlatana bem de dinleyene zevk verir. Tıl 1928... Aralık ayının 30'uncu günü, milletin çok sevdiği, Kurtuluş Savaşınuı genç öncülerınden MJlli Eğitiın Bakanı Mustafa Necati hastalanıyor, apandisit krizi geçiriyor. Ankara'da Ekrem Şerif, Şevket Halit, Yusuf Hikmet, Fabrettin, Rıfat Beyler tarafından tedavi ediliyor. Durum açırlaşınca Istanbul'dan Neset Omer, Akil Muhtar, M. Kemal beyler davet edilerek müşavere yapılıyor. Yapılan ameliyata ragrnen hastalığın vahim seyri ve mihrakı, afetin derinliği yüzünden rahmetli Mustafa Necati kurtarılamıyor. Tıbbiyeliler Bayramı Niçin ve Nasıl Kuruldu? Ord. Prof. Dr. F. K. GÖKAY bir eksifi olmadığını izah ettiler. Meeele pariamentoya intikal etti. «Vakit» gazetesi başvazarı Giresun Mebusu Hakkı Tank Bey, bir soru takriri ile Sıhhat ve tçtimaî Muavenet Vekilinden bu konuda izahat vermesini istedi. Zamanın Sağlık Bakanı rahmetU Refik Saydam. parlamentoya geniş bilgi verdi. Uzun konuşmasından şu cümlevi alıyofum: «Türk Heyeti Tıbbıjresinin bugüne kadar lıarpte ve sulhta en büyük afetler karşısmda nasıl çalıştıfını ve ilmî kıymetini nasıl ısbat ettiğini tekrar etmege ihtıyaç görmedim.» Parlamento Necati'nin vefatı karsismda matcm havası içindeydi. Bu geniş izahatı dinledikten sonra o da Türk hekiminin bJsnetlerini şükranla tasdik etti. Bu hücumlara gazetelerde Prof. Fuat Köprülü, Falih Rıfkı Atay ve bir arkadaşunız gazete sütunlannda yazılarımıtla gerekli cevaplan verdlk. Prof. Fuat Köprfilü 1»9 Martında yazdığı «Müesseselere Hürmet» başhklı makaJesinde hislerinl «u cümlelerle ifade ediyordu: «Her mllletin şahsiyeti, berüıgl, onun sıyasi, ıdari, ilmî. iktisadi, bir kellmeyle içtimai müesseselerinde tecelll eder. O tnüessese'ere karşı daıma hUrmetkâr bulunmak mecburiyetindedirler. Içtimai n:zam bunu emreder. Bunlara yapılan tenkitlerin hakikı tenkıt mabiyetinde kalması, msafsız ve yıkıcı bir taarruz mahiyetini almaması da bırinci sarttır. Bu hadisenin en iyi mısahnı Türk hekımliğı ve Tıp Fakültesi hakkında ortalığı dolduran münakasalar esnasında gördük, Turk hekirr.lığıne ve Tıp Fakültesne hücum edenlerin bazıTarı bilprek. yahut bilmeyerek bu mUesseselerin halk nazannda kazanmı? olduklan hürnıet ve Itimadı kökünden baltalayacak şekilde llsan kullanıyorlardı. Türk hekimliği hakkındaki münakasalann ecnebi memleketlerde uyandırdığı akisler müesseselerimize hürmet lüzumunu bize artık anlatm&lıdır.» Ben de o zaman bir gazeteve verdiğim bir beyanda «Bir heyeti içtimaiyenin en büyilk ltuvveti, onu teşkil eden fertler arasmdpkı karçılıklı hürmet ve sevgiden dofar. Tesanüt, asnn en büyük umde^srinden bıridir> cümleleriyle sarsılan dayanı$manın lüzumono ifade etmiştim. yapmalıyır» konusann konuştuk. Tıbbıyeli ruhnnun mektep cıralarında başladığuu, son nefesimizi vererek fani âleme rcdamıza kadar bu ruhun devam ettiğini tesanüt fikrinin zaman zaraan maserî topluluga belirtilmesi ve bir «Tıbbiyelfler Bayramı» ihdas edilmesini teklif etti. îalnız bu bayramın da tarihi bir güne rastlamasmın ayn bir değer taşıvacagma işaret ettim. Talat çok memnun oldu. O zaman Tıp Tarihi Enstitüsü henüz kurulmamıştı. Türk Tıp Tarihi üzerinde yayınlan bulnnan Dr. Osman Sevki Uiudağia görüjtüler. Bursa'da ilk Türkce tıp tedrisatınm başlartığı 12 Mayıs 1960 tarihinin bayram günü olarak seçilmesini söylemişler. Bu fikir kabul edildi. Bu suretle o tedrisatı yapan hoca Halip Hüsnö Kemankes ve Ağa Çelebi' nin adları ilive edilmi;. tlk bayram 1929 yüı 12 Mayısında kutlandı. Tarihi Haydarpa$a Tıp Fakültesi binası cfimle kapılanndan baslayarak bayraklar ve Cİçeklerle süslenmişti. «Ertugrul» bandosu dnnnadan etrafa neşe yayıyordu. Rektör müderris Dr. Ne»et ömer, müderris Besim ömer Paşa, Batıya açılan pencere ile yepyeni bir hüviyet kazanan tıp tedrisatındak] ilerlemelere işaret ettiler. O zamanın Başvekili tsmet Pa$a, Tıbbiyeliler Bayramını ?u telgrafla kutlaraıştı: «Varlıgı çok kıymetli, hizmeti çok degerli olan Tıbbiyemizin füzide talebelermin bayramlanm şevkle kutlanm efendiınj» Maresal Fevzi Çaktnak da Türk hekimlerinin mcmleket hizmetlerini takdir eden beyanat verdi Talebe Cemiyeti Reisi Talat Vasfi açılış konuşmasında, «12 Mayıs bir aile mevcudiyetinin varlıgı, hep bir hisle çarpan kal^ lerin roü«terek bayramıdır» diyordn. Bu toplantılarda zamanın vall ve kumandanları bulunuyorlardı. Hocalardan Neçet ömer. CemU BUsel, Akil Muhtar, Ziya Nuri, Nurettin Ali, Mazhar Osman, Süreyya Ali, Bohçet Solut, Tertik Recep, Kemal Atay, Tevfik Remzi, Zeki Zeren. Kânm tsmail, Sadi Irmak, Süheyl Ünver, Ekrem Şerif, Fahir Arel, Muhiddin Erel ve ben Bayramın ruh ve manasını ifade eden konuşmalar yaptık. İasim Adaaallar onci oldular. Bayramda geceleri Süreyya Salonu, Tokatlıyan, Maksim'de balolar verilirdi. Ayrıca Fakülteyi bitirenler veda geceleri tertiplerlerdi. Tıp folu adlı bültenlerde karikatürler, hikâye ve espriler, siirler yayınlanırdı. Oldubça uzun müddet Tıbbiyeliler Bayramı 12 Mayıs'ta kutlandı. Gunfl bırak. talebenin rozeti ve bayram günü degişti. 1927 14 Martında tstanbul'da VeznecUer' de Mustafa Behçet Efendi tarafından ikinci tıbhanenin açılış gününün bayram günü olarak kutlanmasına ve adımn da 14 Mart Tıb Bayramı olmasına karar verilmis, tıp talebe rozeti de değiştirilmişti. Bu da jeni bir nıiinakaşa konusu oldu. Hakfkatte 1928'de yapılan ve oldukça uzun sayılacak bir zaman devam eden hayram herhangi bir nldönümünü kutlama için değildi. Buns'da tıp tedrisatına Türkçe başlama. bir tesadüf olarak seçilmişti. r Parülere düşen önemli göre? Haftanm raporu Millî ve ahlâki geleneklersını sağlıyordu. Bu bayramlarda çok güzel konnlar ele alınıp, tarih boyu tıbbi merahirimiz dile getiriliyordu. Meselâ rahmetU Rektör Cemil Bilsel, 1941 Tıbbiyeliler Bayramında \aptifi konnşmada. 1892 Tunan Harbindrn baslayarak Türk hekimlerinin memleket için yaptıkları hizmetleri belirtmiş, yeni keşifleri takip ettiklerini misal alarak. 1895'te keşfedilen röntgen şuasının genç Türk tabipleri tarafından aynı yıllarda memleketimizde tatbik edildigini, Birinci Cihan Harbinde Filistin'de çok büvük hizmetlerine şahit olduğunu. Lozan'da Meclisi Kebir L'muru Sıhhıye adlı 18'i ecnebi hekimlerden mürekkep bir nevi gıhhî kapitüla.syon olan komisvonun kaldınldıpını izah. etti. Mahmut Adli'nin 18Z7 de kurdugu Tıbhanede Fransızca baslavan ted risatın Kıntnlı Aziz ve arkadaşlarının himmeti ile Türkçeye çevrildiğini, bugünkü Türk Tıp Akademisinin Cemiyeti Tıbbi Osrnaniye olarak kuruldngunu anlatan hatipleri zevkle dinledik. Geçen ay içerisinde kaybettigimlz Prof. Kâzım Istnail Gürkan. 1935 Bayramı konusmasına şn cümlelerle başlamıştı: • Tiirk tıbbının baştanbasa gurur ve iftihar doguran şerefli mazısini anmak ıçın r.yırdığımıa güne kavuştuk. Bayramı nw kutlu olsun.» TıbbiyelOer Bayramının kunıluşundan kisa bir müddet eonra, bugünkü törenimizi hazırlayarak kadirsinaslığın yeni bir nümunesini veren Türk Tabipler Odası kurulmuştu. türkiye Tıp Encümeni, Millî Türk Tıp Kongrelerini fasılasız devam ettiriyor. RahmetU Muzaffer Sevki, tktisat Haftasında, Türk hekimlerinin ovnayacaçı rolü, genç yaşında kaybetliçimiz Rükneddin Fethi 193T"de köy sağIıçı knnusunu izah ettiler. Ben ve Sadi Irmak Halkcvlerinin sosyal yardım subelerinde vazife aldık Hekim arkadaşiarımıı bütün yurtta Halkevleri dispanserlerinde çalıştılar. Türk tıp ailesi, miUî ve ahlâkî eeleneklere çok bağlıdır. Bunu ifade eden Me\rzuatul Ulfim ve Sakayıkı Numaniye müellifi Taşköprüzade'nin şu beyti ile son veriyonun: Muallimde Tabibe riayet olmıyacak Ümidi menfaat etmek olur hayali mühal, Tabibe ce\Tedersen sabır gerek maraze Cefayı hâce ile kesbi uluma umma mecâl. ve Bayramlar üısanlann bayatmd» aevinçbir nesfi kaynağı olmaları dolayısıyla mesleğe mensup olanlann birbirine bağlanma Geniş tepki ile memleketçe çok seviH amlecl icraatı gençyaratıyor. \efati, kamu Ien Necati'nin yaşında oyunda geniş tepkiler Gazetelerde yapılan şiddetli tenkidler, hekimler arasında münakaşalara ve birbirlerini suçlamalara sebep oluyor. Tıp Fakültesi dışında buîunan bazı hekimler Fakulteye karşı cephe alıyorlar. Hattâ bazı sivriler dışarıdan hekim çetirilmesini teklife kadar isi zorlastırıyorlar. Mesele millî hudutlar çerçevesinde kalmıyor, Paris'in tanınmıs «Le Temps», Londra'nın «The Times» eazeteleri. kapitülasyonlann kalk ması yüziindeo ecnebi hekimlerin Türkiye'yi terkettiklerini, esasen Türk hekimüğinin temeli çuriik olduğunu, bu yiizden halkıtı Tfirkiye'de kalmış olan birkaç ecnebi hekimine mubtaç kaldıklarım yazmağa cüret ediyorlar. aa Uygurlar zamanında vc dünT yanın takdirini toplayanbaslayan hekimliTürk ğine yapılan bu haksız saldırmaların yavılmasına, heldmlerhniz arasındaki meslekî dayanışmanın zaafa uçraması srbep olmustu Durum gün geçtikçe nazikleşiyordu. O çünkü adıyla Etıbba IMuhadelet Cemiyetinde bu konu üzerinde heyecanlı toplantılar japıldı. Birçok halipler yok yere baslayan bu münakaşaIarın, mesleğimizde açtıgı derin yaralara dokundular. Söz aJanlar arasında Prof. Tevfik Saglam, «Türk hekımi takdıratını bizzat çalışmalanyla almıştır» diyerek Yunan, îtalyan, Balkan ve 1. Oünya Savaşında, Kurtuluş Cihadunızda Türk hekimlerinin, hayatlannı feda suretiyle gösterdikleri ferarat ve fedakârlığı anlattı. Ben de snz almıştfm. Tantığım konuşmanın şu cümlesini, o zaman duyduğum lıevecanı tekrar sizjnle birlikte yaşamak için müsaadenizle yine yazacağım: «Bugün Türk Tıb Tarihınin müstesna bir günüdür. Şu daklkada yatağında inleyen Türk hastası sizo elerri ve teessürle şefkatine sığındığı müdavi hekimlerıne karşı tevcih edilen haksız ve insaisız nücumlar karşısında duydukları ıstırap bizler içın en büyük raanevî mükâfattır.» a toplantıda Akil Muhtar, M. Kemal Beyler Ankara'da yapılan tedavinin hiç Veda geceleri neddin Fethi, Rükneddin Tüzüner, Fahri Kurtulus, Cihat Abalı, Namık Gedik, Muzaffer Canbolat, Dr. Lebit Turtoğlu, Ercüment, Dr. Hüseyin, Dr. Rahmi Duman, Dr. Hulusî, Dr. Fethi gibi genç talebe evlâtlanmızı nnutmuyomz. Son yıllarda çok defa haberimiz olmadıgı için isimlerini bilmiyorum. Ankara Tıp Fakültesi açıldıktan sonra, orada da bayramlar yapıldı. Prof. Abdülkadir Noyan, Prof. ugün ve bir B yasta yaşlan ilerlemişvummu;kısmı genç hayata gözünü Dr. Rük tlk bay ram şte bu mflnakaşalann devam ettigi n> rada Tıp Talebe Cemiyeti Reisi Dr. Talat Yasfi ziyaretime geldi. Sarsılan mesleki hayatı sırasında parlamentomuza milletvekill olarak katılmıj olan Dr. Talat, güzel konu?tu: heyecanlı bir gençti. Tslebelerin durumdan çok müteessir olduklarım söyledi. «Ne t %/ Cumhurbaskanı Cevdet Sunay, Prolesör Or. Nitaat Erimln istifasırun reemen açıklanmasından onüç gün sonra. Kontenjan I Senatörü Suat Hayri ürgüplü'yü veni hükümeti kurmafcıa gö I revlenmrmi?Hr. Saym Ürgüplü'nun, Çankaya Köşkfinden ayı» . brfcen soyledikleri, onüç günlök hükumet buhranı boyunca da I ynlan tedirginlikJeri, yeni ve güzel ümitlere dönüstürecek nt ' teüktKdir. , Basbakan, «Tamamiyle AtatUrkçü bir hükümet kurma ka I ranndayım. Bu kabine, huzur getirecek kanunlan çıkardıktan I sonra, insallah mülete, lradesine müracaat ederek seçimi tahakkuk ettırecektir» demiştir. «Huzur kanunlan» ndan ne an I ladığını da açıkça ortaya koymaktadır Sayın Ürgüplü: Bunlar ' «Reform kanunlandır». • Büylece, sanssn günlerin, sanssız olaylann da etUsiyle, I herşeyden önce asaytş sorununa bir çözüm bnlmanın öncelik ' taşıdıjj re bo nedenle ister istemez afırlığını Mssettigimiz bir I dönem artık geride bırakılmaktadır. Sayın Basbakan, gerçek I huzurun. kökenl ekonomik olaa ana davalarımızın haUedibnesiyle gerçekleşecegini bilmekte ve kuracağı hükümetin reform I kanunlarına öncelik tanıvacağını daynrmaktadır. Bu tutumun, I •Her sevden önce asaviş» anlavışının verini almakla. kamuoynnun, hiç değilse belU bir kesiminde, «Bakın nasü tahrik edfli I yornz» diye, bundan önce alınan sert tedbirlerin özürüne «ıgı I narah kutülügünü surdüren anarşiyi. yurttas gözünde bütün * bütün çıplak bırakacağı. çiderek ülkemizden deredeceği orta I dadır. Tirte bo tntnm, 12 Mart Muhtırasında öngörülen knrtu | luş şartlannuı da kesin gereğidir. Saym Basbakan, Çankaya KösUünden aynlırken verdigi I ilk demecte, kuraeagı hükümetin izleyecefi tutuma. bütân3y I le parlamentodan destek alacagım da açıkç» ifade etmlştir. Gerçi hükfimetin adı «koalisyon hükümeti» olmayacaktır. I Çünkü 13 Mart Muhtırası, filkenin Içine toknlduğu dururadan I «partilerfistü bir anlayısla» çıkılman gerektigini bildirmekte | dir. Ama, bn ke«, «Kontenjan SenatSrB» «ıfatiyle, «partilerüstü» niteliÇi. söyle ya da böyle tartısma konosu yapılamıyacak I bir Basbakanın hükümetinde, dört büyük parti fiilî bir isbir , lifine giriseceklerdir. I Bu isbirliğinin iyi urünler vermesi gerekmektedir. Siyasi I partilerimiz, ne yazık fel, ştadiye dek. tek basianna kurdnk t lan iktidarlardan iyi bir sınavla çıkamamışlardır. Sonuçlan | da meydandadır. Ve bn sonuç, en basta Tfirk. Silâhh Kuvvet ' Jerinin istemedigi bir «onnçtnr. Bunan için, Sayın Trgüplü' ı nün, knracafı veni hükümetin ülkeyi «çimlere eötürecegi I müjdesinin, önce «huzur kanunlan» seklijföe bir sartı tia 8n I görmesini dofal karsılıyoruz. Orgüplü hükumetfni yalnııca • bir «seçim hükümeti» seklinde anlamak isteyen siyasi partile I rimizin. başansız sınav sonnçlannı batırlamalan çerekir. Se * çim, knsknsuz, demskrasinin basta gelen bir geregidir. Ama • önce, demokrasiyi, bu geregin kesintilere ogramıyacagı asga. I rî sartlanna kavustnrmak zorundayız. Bu sartlar ise, sosyo ' ekonomik kökenlidir, istismarın finlenmesi dogrnltDSundadır. Siyasî partilerimiz, onan için, S»yin rrçfiplü'yü. \alnızca, tt Mayıs sonrasında, kurdo|n Dördüncü Koalisyon Hükümeti ile. ülkevi seçimlere götüren bir devlet adamı olarak gorme • melidirler. AP iktidarımn basarısız sınavının sonncu olan | 13 Mart Muhtırası ve ta»nlıfı hüttümler bütün reçfrlilijl ile ' ortadadır. Bu nedenle siyasî partilerimizin yeni ümitlerle • vepyeni bir dönemin esitinde duran Ürgüplu hükümetini. val. I nız Bakan vererek değil, asıl getirerefi rrform kanunlannda desteklemeleri, seçimler vapılıp da demokrasi olafan kosulla I rıvla islemefe basladığında, artık kesintilere ugramamasıniD I biricik sartı olacaktır. I • • • ^• ^ • Cumhuriyet I i • «• « ««aı»ı « « M B mmmX B VEFAT Merhum Suvari Kaymakamı Ali Rıza ve merhume Rıfkıye Hanımın oğullan, mejHOme Va5fiy© Harurnve mertnnnBmı'FömgTilr ye Pandır'ın sevgill eşi, Meliha Süer, Saadet Kozbek, Sait Ahmet, Mesut Pandır vt Muzaffer Köni"nin babalan, ömer Süer ve Ruhl Könl'nin kayınpederleri, Dürdane, Katya ve Yurdanur'un kayınpederlerl, • Em. Alay Kâtiplennden Bilim TeînîK^în 54. Mayıs sayısı çıktı Bütün bayilerde bulunur. TBTAK (Basın A 8273 14552) 3068 Cumfruriyete mektuplar Üniversıte reforrn tasansıyla her yiiksek okula gırenden senede 2.000 lira gibi çok a^ bir harç alınacakmış!.. Bu miktar 20 bin öğrenciden tam 40 m:lyon lira yapıyor. Bu paranın 50 milyarhk, dev bütçede lafı bıle edilemez. Harç bedelmin alınma sında; birtakım sosyal nedinler le. şahsi menfaâtler yatmaktadır. Personel Kanunu 1 Aralık 1970 Zeki ve üniversıteye gırmeye tanhine kadar olan terfileri gerıamzet talebe; fakırliğı nedeçerlı sayarak intıbaklan ona niyle az görünen bu parayı vegöre yaptı. Oysa ben, 29 Aralık remeyecek, açıkta kalacak, işe 1970 tarihinde 80 lira aslî maasa alınmayacak ve ıssizler grubuna terfî edecek ve bunun karsılıgı bi: blok daha eklenecektir. 5 inci dercceye mtibak edecekDaha ileride üniversıtelenn tun. 29 gün gibi kısa bir süre tamamıyla paralı olma ihtimaiçin 1 derece kaybettim. 6 uıcı li de varmış... dereceye oturtuldum. (Bu iki îşte! adına reform tasansı de derece arası ayda 300 T i . yakm fark ediyor). nen kanun budur... Ben lisede okuvan bir genYeni kanun terfileri 4 seneye çim; istikbalimi düsünmek, kençıkardı. «Ne yapalım, kanun dimin oldufu kadar benim giböyle 1 sene daha çalışır, 5 inci dereceye terfi ederim» diyebilerin de hakkıdır. Ey ilgililer! rek, ümitle 1 sene bekledim. 29 sızlere sesleniyonun, ben geleAralık 1971 de (son terfî tariceğe güvenle bakabilir mıyim? himden itibaren) 4 seneyi de Erkek Lisesi doldurdum. öfrencileri adına Aradan 3 ay daha geçti. Ne bir grup terfî verildl, ne derece. Görevini başan ile yapan bir memurun zamanında terfî etmesl en tabiî bir hakkı d e p midir? Sıhhatim çalışmama müsait olmadığı için emekü olmak istiyorum. Pakat şimdi emekli olursam 1 mcı derecenin 1 İnci kademesinden maaş bağlanaGazetenizin 21.3.1972 tarihli cagını öğrendim. nüshasıncla yayınlanan «En dePeki dolan terfî sürem (4 seğerü arutlanmız ilgiden yokne, 3 ay) hiç hesaba katılmayasun» başlıklı yazı ilgililer taracak mı? 29 gün için, 15 aydır ak fından incelenmistir; ranlarımdan 300 lira eksik maaş «Kariye Camiine giden yollaalıyorum Bu yetmiyormuş ginn tarairleri imkânlar nispetinbi bu kayıp bir ömür boyu da de yapılmaktadır. Bu arada fomı sürecek? toğrafta görülen kısımlar da *&• Bir memurun bu kadar mağmir edümiştir. dur olması, bence bir sanssızlık Kariye camiine giden yolladeğU, büyük bir haksızlıktır!.. nrı asfaltlanması isi 1972 \ılınMaiiye Bakanhğınca lütfen bır açiklama bekliyorum. da müteahhitçe yapılacaktır.» Saygılanmla... Bilgilerinizi ve gazetemzde Akhisar Misakımilli yavınlanmasına müsaadelerinizı llkokulu Oğretmeni rica ederim. Leman BERTAN tstanbul Belediyesi Universiteye gırenlerden almocok hatç cok fazlo l w f «Cnu açıldı. Turizm mevsiminin başlaması münasebetiyle geçenlerde bir basın toplantısı yapan Turizm ve Tanıtma Bakanı, 1972'yi (1 milyon turist yüı) olarak ilân etmiş ve yurdumuza gelen turist sayısının 1971'de bir önceki yıldan yüzde 22 fazlasıyla 935 bine ulaştığını ifade ederek, bu yıl bu rakkamın bir milvonun üzerine çıkacağını, dolayısıyla turizm gelirlerinin de 100 milyon dolara yaklaşacağın söylemiştir. Bundan cidden memnunluk duymaktayız, gönülden temenni ederiz. tahakkuk etsin. Konısu memleketlere nazaran bilhassa yurdumuzun tarıh ve tabiat servetlerinde, milletçe kalkmma ve refahımız için büyük imkânlar mevcuttur. Bunların başında da hepimizin bildıji ve fakat bir türlü iyi realize edemediğimiz turizm meselemiz gelir. O itibarla artık bugün Türkiye turizme bir nevi savaş açmış bulunduğundan, turizm alanında gözle görülür büyük gelişmeler de kaydedilmektedir. Yalnız üzüntü ile itiraf edelim; senelertfen beri ihmâl ettigimiz turizm komısuna zamanında egilemediğimizden dolayı da çok ama çok geç kalınmıstır. henüz yeni sayıhyoruz bu sahada. Zamanımız sürat devri olduğuna göre, bes on seneden beri biz de pekâlâ bu mevzuda hiç olmazsa Balkan memleketleri kadar hamleler yapabilirdik; olmadı, olamadı velhasıl. ste onun içindir k!, turirm konunında Yugoslavya, Yu nanistan, Komsnva hatta Burgari<;tan dahi bizi maalesef geride bırakmıslardır. Acıdııama, gerçek de budur. Bu saydıgımız memieketler ^imdi turist celbl bakımmdan birbirleriyle âdeta yarış eder hale gelmlslerdir. Nitekim büt Turizm ve te meselemiz çelerindeki geniş gelırin turizm yolu İle temin edildigini rfe maddeten hep gormekteyız. Soylemeye luzum yok, hele Almanya, Fransa, îspanya ve îtal va gibi memleketlerin durumlan daha da başka. onlar Balkan memleketlerinden de fersah fersah ileridedirler N'e yapalım, blzde Türkive olarak turizm dâvamızı geç de oUa haliyle halledecegiz, fakat doğrusunu isterseniz heba ettiğimiz bunca zamana da cidden yazık olmustur. Simdi kendimizi asla yeise kaptırmadan. azimîi ve süratli bir tempo ile istenilen hedefe ki'a zamanda pekâlâ ula^abilmemiz de mümkündür kanaatindeyiz. Geçmiş «enelere nazaran memleketimize gelen vabancı turist sayısında elbette ki bir artış vardır, ama ne varki: Türkiye'ye turist namı altında gelen kimselerin hemen vüzde altmışının bu kisve aitında parasız, peimürd'e ve bütün dünvanın basına dert olan batı âlemin (Beatnlk veya Hippv) diye vasıflandırdıgı biçarelerden müteşekkil pasaportlu berduşlann da dolmasmdan ibaret olmuştur. Yüzde yirmi beşini ise, parasının hesabını çok iyi bilen orta halli veya onun altında turist teşkil ediyor. Bunlar da seyahatlerini ucuza mal ecfebilmek maksadı ile toplu, grup halinde uçak, vapur veya kara yolundan otobüs ya da hususi otolanvla yolculuğu tercih etmektedirler. bir bir dolastıktan sonra, ancak Yunanistan'a kadar uzanıp ve oradan da donmek suretiyle turlarını böylece taraamlıyorlar. Binaenaleyh geriye kalan diğer yüzde on beşı de, gayet mukemmel techiz edilmis olan Ingiliz, Fransız ve Yunan gemilen ile yurdumuza getirilmekte; kaldıkları kısa müddet içerisinde de bu gemiler ayni zamanda turistlere otel ve lokanta vazifesi görmektedirler. Başta Rusya olmak Czere Balkan devletlerınden Romanya ve Bulgarlstan'dan da gemi ile lımanlarımıza turist getırildığinde, keza yukarıda tebaruz ettirdiğımiz gibi onların da ayni tedbirleri almış olduklanm teessürle müşahede etmekteyiz. Gönül arzu eder kı, Türkiye'ye gelen turistlerin miktar. ları Sayın Bakanın da ifade ettiği üzere daha da çok artsın ve bu yabaneı turistlere ayni zamanda memleketimizi niç böl gelerini de gösterme imkânlan verelim ^ira güzel vatanımız her yönü ile milyonlarca yabancı turiste: tarihi bakımdan olsun, tabiat bakımınd'an olsun, jeolojik bakımdan olsun tatmin edici bir durum arzetmektedir. Kıymetini bilelim, bundan büyle geçecek zamanlarımızı hiç olmazsa heba etmeyelim. ENVER PANDIR TARTIŞMA amacı İle, hep birlikte en kısa bir zamanda turizm İle alâkalı techizatımızı tamamlamak zorundayız. Tnrgnt TOPALOĞLÜ D.P. Istanbnl Milletvekill Bu büyük bir haksızlıktır 30/4/1972 gıinil Hakkın rahmetine kavSısmuştur Cenazesi l/5/ig?2 Pazârtesl günü (bugün) öğle namazını müteakjp Besiktas Slnanpaşa Camitnden almarak Karaca BhmetteM aile mezarligina defnedilecektir. Mevlâ rahınet eyleye. Eşi ve Evlâtlan (Cumhuriyet: 3069) .«•*••••••••••••••• ••••••••••••«•••*••• D j : • t 9 j Orhan TÜZÜN Saal; UJÜ tSJO Samatya Cao No tüO TEL: M 18 83 ; mwımmw»MM•••••»«•••••••• ^ (Cumhuriyej . 3070) !•••••••*••*•* Yaşayan her olgu bir evrim geçirir TÜRKÎYE BÎLfMSEL ve TEKNİK ARAŞT1RMA KÜRUMU Y Kariye'ye giden yol asfalflanaeak Sonuç ugün dünyanm hemen her yerinde bütün mevsim çalışan ve yorulan insanlara gezmek, lstirahat etmek ve eglenmek hakkı verilmisar. Bu sebeptendir ki, turizm, endüstri olma vasfından ziyade, şimdl adetâ bir ticaret olmuştur. Turfzmi artık bir ticaret olarak kabul ettiŞimize göre: bilhassa bu konuda memurl zihniyete asla iltifat etmeyip. daha ziyade ticarî dusünceye sahip olarak, iyi bir tüccar gib! hareket etmemlz gerekmektedir. Bu bakımdan Türkiye'nin turizm meselesi de akla gelmevecek nitelikte teşkilâtlandınlabilir, çünkü memleketimizin cografî. Iktisadî ve leolojik durumu buna fevkalâde müsaittir. Karadenlz, Ege ve Akdeniz bölgesi, Orta AnadoJu ve Dogu Anadolu on binlerce "senelik tarihl hazinelerle doludur. O lHbarla huralara kadar uzanmak ve yabancllara Türk'ün rfefismeven asalerini ve mi«afirperverliğini îösterebilmek J Acı ama gerçek B Yüzde 15't M emlekete döviz getiren esas paralı (zengin turist) turizm mevzuunda iji teşkilâtlanamamamıı yüzünden bize gelmiyor, gelse de pek nadir; AvTUpa memleketlerini NİMBÜS aşayan her olgu bir evrim geçirir. Sanat da yaşayan bir olgudur. Evrim sırasında yeniliklerin doğacağı da gerçek; bundan ötürü yeni doğacak sanat türlerini kimse yadırgamıyacaktır. Ne ki bugün bildiğimiz sanatların yaratı olanaklannm • daraldığını öne süremeyiz!.. Sanatçı: dtoğal yetisiyle yaratıcı olan kişidir. Bu yetisini yitirmis olan sanatçı suçu tüm sanatlara yüklememeli ve kendinde aramahdır. Sanatın olanakltm tükenmez, onun olanaklanm sanatçı gellstirir. Bu işi yapamayan sanatçı, sanatını benliğinde yitirmiştir. Insanhk nasıl (Joğal bir evrim geçirmekteyse, sanat da öyledir, onun olanak sınırları iterek genişletllemez. ülkemizde bir sanatçının olanaksızlıktan sözetmesi gariptir. «Toplom İçin sanat» ilkesi ışığmdaki sanatçı toplumla krucaklaştıkça olanak sınmnı genişletir. Bizde bu kucaklaşma yenidir. Batı sanat müziğini dinletmediğiniz bir insana, onun evrim geçirmişini dinletenoezslnlz. Şliri rakı masasıncfan kopararak toplumsal eğiticiliğe itmek, olanagm genlsletllmesidir; sövdeşî fyani') duygularını egitmediğiniz insana yeni nitelikler kazanan duyguları anlatamazsınız. Müziği tinsel (ruhsal) egltiel, resim ve benzeri plâstik sanatlan kisiliBi gösterici, şiiri duygusal egitici yapmak sanatın olanaklanm geliştirmek degil midlr?.. Üniyersite ve Lisans Üstti Bursları (ÜİNİVERSİTEYE BU YIL • GIRECEKLER İÇİN) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, miisbet bilimlerin temel ve uygulamalı dallarında cğretira yapan fakuJlel&ı ve yfîksek okulların matetnatik, fizik, kimja. biyoloji, Jeoloji, mıibendlslik, tıp, veterinerlik ve hayvancüık. tarım ve ormancılık boiümlerindc ve bunlarla ilgili ara disiplinlerde öğrerume başbyacak olan üstün kabiliyetli öğrencüere ayda 600 TL. karşılıksız destekleme bursu jrerecektir. Bdksların dağıtımı ıçın aşağıdakı sartlar konulrouştur: *J . A. Türk vatandaşı olmak. (Türk asıllı olup, memleketimizde okuyacak olan yabaneı uyrııkhı öğrenciler bu durumlaruıı belgelen• dirmek şartı ile bursa müracaat edebîlirler.) • B. Lise bitirme imtiharunda fen kolunda, matematik ve fizikten (8) sekiz ve daha vukarı not alarak 1972 Haziran döneminde iyi derece ile mezun olmak. C. Yeri ve tarihi daha sonra bildirilecek sınavlarda başan göstermek. tlgilenenlerin Kurumdan, mezun. olduklan lise müdürlüklerinden vey'a Millî Eğitim Müdürlüklerinden temin edecekleri (TÜBİTAK BAY • Form Ü la 69) Müracaat Formunu doldurup tastik ettirerek en geç 26.Vin.1972. Saat 13.M'de aşağıdaki adreste bulundurulacak şekilde göndermeleri gerek rr.ektedir. Postadaki gecikmeler dikkate alınrr.az. Ü nutmamaltdır ki. «Sanatçılı gını yitirmişlikle; sanat olanaklanm yitirivor» demek, toplumsaT sanat Hkesine karsı çıkmak demektir. Sanatçısina sönül vermiş bir ülke« de. »öydes! sanatçiTiın e5ttmen oldugJ ülksmizd'e 1b5yle bir çıkış suçtur kanımca'.» Ayral, M. CtNETT Sonuç Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Sekreterliği Bayındrr Sokak No. 33/6, l'enişehir • Ankara îlgililere duyunılur. Nisan 197? (Basın: A 7618 13727i 3059
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear