26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: 3 Nisan 1972 S nin Temmuz 1961 millilestirme kanunlarında ve Mayıs 1962 tarihli MiIU Anayasa'da belirtildiği Uzere «Arap Sosyalizminin» benimsenmesi üzerine bunlar parHİMON Shimir'e göre, 600 komünist 1958 Ocağında ku tiyi kapatıp rejimle işbirliği yaprulup kısa ömürlü olan Mı mak karan aldılar. Bu kolay olmadı, birçok komünist Nâsır resır Komünist Partisi üyeleri idi. jiminin «işçi sınıfının gayeleriBunlar 1959'da tutuklanarak ne hizmet edemiyecek kapitaliz«Makbarat El Ahya Yaşayanlar Mezarhğı» denüen Ebu Zac min bir başka şekli okiugunu» iddla ettl. Partinin kapatılmasını bal temerküz kampma atılmışlarilk isteyenler Mouvement Dedı. Bu kampta Mısır komünizmocratique de Liberation Natiminin Jdeolojik ve siyasî meseleonale (Millt Kurtulus Demokraleri tartışılmıştır. Nâsır rejüni 1 1 | > | veren Telaviv Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Etüdleri Shiloah Merkezi Müdürii Prof. Dr. SbJraon Shatrdr şunları anlattı: «Konuşmamda Mısırda Komünist Partisinin kendi isteğiyle kaparunası ve komünistlerin Nâsır rejimine müsaadeli sızmalannı anlatacağım. Bu olağanfistü gelişmede komünistler için önemli olaa partinin maddî varlığının devamından ziyade Mısır siyaaî bayatında Makrsist • Leninist ihtilil kampanyasının muhafazası idi. Bu takük başarılı olmamış IMichel Salomon'un 1970'de Partete basılan Mediterranee Rouge (Kızü Akdeniz) adlı kitabında belirt tiği gibi, altın yaldızlı Gnettolaı yaratnuktan ileri gidememis, sonunda hep tecrit edilmislerdir. Nâsırcılar içinse bu bir övünme vesUesi idi. Devlette iktidan in hisarlanna aidıktan sonra yerli «Arap sosyalizminin» birleşıniş bir ulusun oybirliği ile ve kaçınılmaz surette kabul etiikleri yegâne tereih olduğunu göstermek istiyorlardı. Marksist kadrolan ernerek massederek ve milli bir çerçeve içinde faydalı şeldlde kul lanarak bu arzulannı gerçekleştirmek istedüer. Fakat sommda Marksizm gibi sistematik bir doktrinle karşılaştıklannda kendi ideolojllerinin eklektik, müphem ve şeküsiz olduğunu ortaya koydnlar. S<rvyet!erin sornnn fse dünya srratrjilerird bn bölgede sosyanst ihtUâle olan Ideolnjik taahhütle telif etmekti.» ISIRDA Markalstlen kcn y I I M n u s u n d a b l r konferans Prof. Dr. Yılmaz ALTUG DI10 < Mısırda Marksistler Komünist Partisinin görülmedik biçimde kendi kendini feshetmesi tepki, tartışma, spekülasyonlara yol açmıştı Nahar gazeteslnde yayınlanmiştır. Komünistlerin tutuklu hali 1962 ve 1963 te kaldınlmaya başîamıştı fakat pek çoğu Kruşçev' in 1964 Mayısında Mısın ziyaretinin ancak arifesinde hürriyetlerine kavuştular. Resmî bildiride «Mısır Komünist Partisinin bağımsız bir kuruluş olarak mev cudiyetine son vermesi ve iiyele rinin ferden Arap Sosyalist Birliği üyeliği için müracaatlan ve ülkemizdeki bütün ihtilâlci kuvvetlerin tek bir sosyalist partide toplanması için mücadelede bulunmalan için talimat vermesi kararlastınlmıştır» denilmektedir. Nâsır rejiminin 1961'den sonra sosyalizme dogru kapitalist olmıyan bir yol izlediği, Nâsınn geçici bir süre açtığı ve bu surede gelişmeyi sosyalizme doğ ru götürmek için bir siyasî teşkilât kurma gereğini belirttiği bildiride yer almaktaydı. Bumın için bildiriye göre bütün sosyalist kuvvetlerin anlaşmazhklanra blr yan8 bırakıp bir öncü ihtilâl partisi (Hizb Tawn Taliki Wahid) kurmak için birleşmeleri gerekliydi. Yeni parti bilimsel sosyalizmi kabullenecekti; zirt sadece bir tür bilimsel sosy» lizm vardı. Demokratik esaslar^ göre kurulacak parti, işçi sınıfı nın çıkarlannı savunacak ve münhasıran bunlara dayanacaktı. «Yeni »osyalist kuvvetlen ted ricen partide çogunluğu ele ge çireceklerdir. Parti Nâsınn liderliği altında çahsacaktı. İİANAU BOYt.NUAKl yoktur. Bazan işçi grevleri tertiplediler, öğrencileri sokağa döktüler, tedhişçi teşkilât kurdular ve şiddetli mukavemet (bilhassa Port Saidde) hareketlerine giriştiler, bütün bunlara rağmen iste diklerine ulaşamadılar, Arap Sosyalizmi ile anlaşmalan kendi hususiyetlerini yok etti, bugün Mısırda Marksistlerin ne istedigi tSRAİL ASKKKLKKİ İÇİ.N OtZENLENEN .BİR EGLENCE..; belU değildir. 1 Ekim 1967 tarihli Jeune Afrique dergisi yazanna bir Mısırlı Marksist şunlan söyle miştir: «Büyflk hmUlar tşlrdik. Nâsır bizim milli hayata kstıln»mıza musaade etti ve basında ve üniversitede makamUr verdi diye »ğrımıı sulandı, bnrjuvaziye dönfiştük, kitlelerle teması kaybettik. Gerçek su U yorulduk ve hapse dönmiye hiç hazırlıklı değilizj» URIN: Süveyş Kanalı Red ve inkâr ISIRLI komünistlerin karan Mısır dışındakl Marksistler tarafından şüphe ile kar şılanmıştır. Bildiri yaymlandıgı zaman Mısırlı komünistler Prag' da «Arap Komünist Hareketleri» Konferansına katılmakta idiler. Derhâl bildiriyi red ve inkâr ile bunun gerçek Mısır komünist hareketini temsil etmiyenlerce hazırlandığını iddia ettiler. Nâsınn diktatörltigüne ve gerioi rejimine lıarşı mücadeleye devam edeceklerini bildirdiler. Arap Komünist Partilerinin liderlerinden bazılan örneğin Halid Bağdaş «World Marxist Review (Dunya Marksist Dergisi)nin Aralık 1965 sayısına yazdığı bir yazıda bu feshin dogru olmadığını yazmış ve ondanberi de bu görüşünü değiştirmemiştir. Gerçekten bağımsızlığı red bir Komünist Parti tarafından atılan hiç ahşümamış t ir adımdı. Bunu anlamak için komünistlerin ne durumda bulunduklanm incelemek gereklidir. Sadece 800 ilâ 1000 aktif üyesi olan parti iç çekişmelerle rayıf durumda idi, rejim bunlann kaynaklannı kesmiş, teşkilâtı dagıtmış. lider ve üyeleri uzun süre!er hapiste ve kamplarda tutmuş tu, bir çok meşhur komünist huralarda ölmüşlerdl. Suriye ve İrakta da Komünist Partilerin 1958 den sonraki başansulıklan cesaret kıncı diğer bir sebepıi. Aynca Mısırlı komünistleri SSCS ile Nâsır arasındaki sıkı Işbirliğinl de üzüntü ile izlemekte idiler. GOLAN'UA KALAT .NİMKOD DAGl. tik Hareketi) mensuplan ldl. Komünist Parti kendi kendini feshetmek ve rejime katılma işini resmi makamlarla müzakerelerle yaptı. Burada Mısırlı komünistlere etkl yapanlann daima sıkı üişküeri mubafaza eden Italyan komünistlerl olduğu görülraüştür. Işbirliğine karsı olanlar azınhkta idiler, çogunluğa uydular; sadece küçük bir Maoist grup buna uymadı. Işbirliğine dair resmi bir bildiri 25 Nisan 1965 te halka açıklannuç ve metni ise 1214 Ekim 1966 tarihli Kendi kendini fesih M YAĞMUR n» IIII Afsar Timuçin 31 •Hava nasıl da soğuk. Bu Ankara böyle toğuk oluyor bu aylarda. Ben sojuğu da, sıcağı d» " v e * rim. Gelgelelim, soğuk bazan dayanılmaz oluyor. Hele senin yanımda olmadifin }u sıra soğuk deneıı sey baştan sona anlamsır. İner inmez telefon edeceğim. sonra eve gideceğim, yatmaya, gunlerin yorSfunluğunu çıkarmaya. Ertesi akşam saat »ltıda ge. ne istasyonun Snünde buluşuruz. Yalnız şu comın konusunda peşini bırakmayacağım tenin. Geldiğimde roraan adına elinde hiç bir scy buUmazsam gör sen kavgayt. Yalnız. Hiiseyin. ben keşke }U Ankara'ya gelmeseydim, içirnde garip bir bojluk ve anlamsız gibi gelen bir tedirginlik belirdi. Bu tedirginliğe ne dersin iki gözüm. Galiba, senin beni sevdiğine inanamıvorura. Ama. nasıl olur. nasıl inanamam. Hayır, o da değil, galiba şu: senle «rarmza benzer bojlukların girmesinden korkuyorum. tnsan olarak ayn yerlere diiştük müydü, birlikte olmak cefa haline gelecck. O zaman ter» yüı oluyor insan. Ellerinin sicaklığını bir süre fonra »evemez olmak! İnanılır sey mi? Ama. gerçekten garip bir korku var içimde. Bu korkuyu anlayıp bana yardım etmelisin. Bana yardım cdeceğine inınıyorum. Ne diye lnanmayacakmıjım! •Demek ki artık bu konuyu kapadık, demek kl artık bunları konuşmayacagız. Gozlerinden öpcrim. Ayşe.. ••»• < • • f XXIII Rüzgâr eteklerl, saçları, saçaklan uçuruyordu. Ne kadar pis, ne kadar rüzgârlı, ne kadar bllinmez, ne kadar kaypak, ne kadar çamurlu bir sehirdir tstanbul sehrl. Yaıan da, jairi de, batıkçısi da, denizi de, kuytnlan da, bahçeler] de, parkian da, kaldırımlan da gariptir. «Dünyada bir başka Is' tanbul jok dcdikleri doğru olmalı. Sanırım, bu şehir bir başka şehre, örneğin bir Frankfurt'a benzeyemez. Özellikleri tonladır, benzemek bir yana, andırmaz bile blr başka şehre. Ne saman tarısı bir ufuk. ne atlas mavlsi bir gök, ne göğsünü gere gere yayılan bir gece karanlığı. ne ot kokusu, ne dağ çiçeği, ne tasra kırgınlığı... Kendiliğinden bir | c hir bu, kendi halinde, kendine göre. Bu jehirde ben, işte bir basıma, işte günlerce dolaştım durdum. Roman diye yazdığım şeyler eskl yazdıkiarımın yanında kepazeliktl. Yenlden meyhaneler aldı beni, yeniden yollar süriikledi. yeniden insanlar» knrı;tun. Yeniden aydın kişi gevezelikleri ettim, bilgiç liklere yaslandım, yeniden... Bunları, ber lamaıf olduğo gibi simdi de iğrenerek, kendimdeo liksinerek yaptım. Ayje'yi beklerken'oldu bunlar. Doğrusu, dengenıi bozdum yeniden. Belki de korktum kaybederim diye onu, bu yüzden kendiml sağa sola vurdum, bu yüzden yavan bir gidişin tutsağı olmaya razı oldun.. Ama geçidydi. Aksamlan pek dur madun evde. Kaldıysam, kendimi lorlayarak, roman yazmak için kaldım. , Ayje'yi istasyonun önünde bulmaya giderken, durabilmek için koskoca bir nokU bekleyen çarpık çurpuk bir satır gibi duyuyorum kendimi. Kavuşmanın sevinci nerede? Ayaklanm geri geri gidiyor sanki. Biliyorum, bende de onu görecek, bende de o boşluklar ve o dağınıklıklar içinde yuvarlanıp gi ' den Insanlardan birini bulacak. Hayal kırıklığuıa ugrayacak. O zaman kopacak benden. Demek. sen de onlardan biriydin. onlar gibi biriydin, diyccek. Biliyorum. Yakında kopacak bu fırtına. Kopacak, Haklıdır. Toparlanmaya çaltşıyonım. «Gel bakalım Ankara yolcnsn!» •tkimiz de erkeıı gclmişiz Istasyona.» «Özlem.» •Gördün ya, gelebildim^ «Gelecektin. biliyordum' geleceğinl. Gelectjina inanıyordıım. Geleceğine inamyordum da, sanınm lende yavaj yavas başlayan korku bende de başlıyor: senin karjmda boşluklar verebilmek, ^eter», dz kalmak.» ' •/''•'.' " ' «Dur ctrtırn, daha .nasılsın bile demeden birblrfanize. korkulan konu etmenin anlamı var mı?» •Yok, öyle değil. Sağlam olma konusu> •Sağlamsın.» •Tam tersl, çok kötfl blr sınav verdijn scnin yokluğunda.» •Yazmadın mı romanı?» t •Birkaç tayfa, zorlama.» •Neyse, yazarsın.» «Evet ama, bu nereye kadar gider ve.» • ' •Canım, sonunda sart değil ya roman da.» •Yok, gevşeme sen de benim gibi. Dünyada blr anlamumz olacak, bu konuda anlastık. Ot gibi yajamayacağu. Boşlnklar vermeyeceğiz.» «Bütün bunlar ortahğı bulandırmadan kono edilebilir.. •Sen gittln, ben de burada tam bir meyhana kugu oldum. tçmekte^ iyiden iyiye uzaklastığuni sandığım anda. Eskl çevremden kopmu{turo, kısa sürede onlaruı arasrha düştüm, çevremin, o batu anlamsız gelenlerin...» «Çok garip buldum senl doğrusu. Böyleslne; yanlıj bir telaja gtrme n« olnnuıı^ ' '• (Arkan var) MALKÖÇOÖLU ÇALINAN TAÇ ; AYHAN 8AŞOĞIV MSSMBİC <İMPİ / ^ # > i • DİŞİ BOND f 8EN / £ ? MÛLA BİP > LİHTTE TSFFANY JONES Nâsır rejimine katılmak Urarını Mısırlı komünistler bazı olumlu mülahazalarla da vermişlerdir. 195658 yıllannda rejimin antifeodal ve anti emperyalist mahiyeü bazı komünistlere lşbirliği fikrini aşılamıştı D»r »1 Fikr dergisi etrafında topianan bir grup Millî Birlik tarafıcrian massedilme fikrini dahi savunmuştu. Millî Anayasayı komünist ler beğenmediler fakat içinde befendikleri terimler vardı: «Sömürülmenin tasfiyesU «Tarihi kaçınılmazlık», «Siyasî çıkarlann vansunası, siyasî partileri rueydana getirir», «Kapitalizm, •mper yalizmin en son aşamasıdır», «Cretim araçbtnnın halkın ellerinde toplanması». «Gericilikle mücadele» V3. gibi. Anayasa komünistler için Nâsırın sosyalist ihtilâle doğru bir taahhüdü 13i Mısırlı komünistlerin karannda en önemli âmil Arap Sosyalist Birliği Partisinde propaganda sisteminde ve öncü tnakamlarda önemli yerler verileceği vaadi idi. Diger taraftan Sovyetler de Nâsır tipi tek partinin faydalı o lacağı kanısına varmıslar ve Sovyet taraftan komünistler kendi partilerini feshe gitmişlerdir. Sadece yüz kadar eskl komünist Arap Sosyalist Birliği Partisine kabul edildller. Üç buçuk yıl sonra Arap Sosyalist Birliginde seçimler yapıldığında bunlardan 75'i adaylıklarını koydu ve 68'i seçildl. Seçildikleri yerler de önemli İdi. Millî Eğitim Bakanlığmda ve yüksek tahsil müessese lerinde görev almışlardır. Bir kısrru basında yer almıştı. Halid Muhial Din, Akbar el Yovm gazetesi îdare Meclisi Başkanı ve Arap Sosyalist Partisi Basın Komitesi Sekreteri olmuştu. Lütfi el Kholi Al Tallca'nın başyazan Olmuş ve El Ahram'ın yazı heyetine dahil olmuştu. Mahmud £3 Alem el Hilâl'in müdürlüğüne atanmıştı. îsmail Sabrl Abdullah ta Plânlama Bakan Yardımcıhğına kadar yükselmişti. Muhi al Din ve basın toplantısında, «Mısır Millî Anayasasının dörtte üçü Marksist temele daranmaktadır» demiştir. (Nahar'ın 30 Mayıs 1971 tarihli nüshası). Nâsır «Milli BirlSu ten bahsederken Marksistlerin «Snuf •nücadelesi» bunun karşısma diKilmiyor muydu? Nâsır «Smıtlann birblri İçinde» erimesi (tçd vib) nden bahsediyor, köylülerin, ışçilerin, aydmların, miliî kapitalizmln ve ordunun ittifakından sözediyordu. Marksistler bunu dinamik blr erime olarak kabul ediyorladı ve onlara göre işçi sırafı kendisiyle çatışan kuvvetleri tedricen eritecekti. Marksistlerin 196465 te rejimle yaptıklan pa'arlık bekledikleri sonuçlan vermemişür. Yeni bir ihtilâlci partide aktif ort8V olma yerire ikj esö önceM parti Millî Birlik v« Kurtuluş Ophesinden farklı olmıyan Arap Snsyalist Birllftl içinde eriyip eittiler. Propaganda araçları ellerinde idi fakat fikirlerini yayıp bunları gerçefcl'^.irecek madSî kurvete sahlp oîmamanın sadece akamet demek olduğunu gördüler. Mısırda Mark «istlerin 1963 tenberl sayılannm arttığını gösteren bir işaıet ta Zomane Cocuâu . Yazan: BILL HAUGHTOH düğüntl ve, «Tannnın buzuruna böyle zll zuma çıkmaga utanmıyor muONİKİNCİ BOLÜM sun?» diye sordugunu görür, Sabah olup da çaylar gelıp duyar gibi oldum. pencereden içeri gUneş rurunca tnanır mısınız? Uçuş boyunherşey gözüme bambaşka gö ca ağzuna bir yudum daha içki rünmege başladı dogrusu. Ko koymadım! guşta kendilerini komiktşehlr Zannetmeyin kl tıastan&neye sanan birkaç herif varcîı ve İlk yatüğımda, yapmış olduhemşirelerle şakalaşıp duruyorğum şeyler hakkında bir pişlardı. Herkes de birbirtni, kırk manlık duyuyordum. Yoo, yalyıllık ahbap gibi, «Jack, Joe, nız ne var kl o çeşit blr ömür Len, Alfie» diye senli benll çasürmUş olmak vakit telâfi gibi ğırıp duruyordu. Bir de bafcgeliyordu bana şimcU. Yeniden tım, ben de aralanna kansıver eüme fırsat geçse başka türlü misim! yasardım gibi geliyordu Ama Böyle çeşit çeşit adarrüa bir düşünürseniz bunun pe> imkâarada yasamak bana çok şey öğ nı yoktur. Bu dünyada neysen retti. Neme lâzım, şu hastaha osun Ve tabiatınm gerekçeslne denen yerler Insanlan birbi ne göre yasamak zorundasın.. rine cidden kaynaştınyor ves Ama dedirn ya. bir kere kenselâm. dini toparlayıp da sabahlan Beri taraftan, önceden de de dipdiri uyanmaga Daslavınca bu çeşit düşünceleı zinnimden dıgim gibi, insan ölmeyecegini Maamafih böyle bir anlar anlamaz bemencecik kü silindi. reklere yapışıyor ve normale yerde bulunmak insaniD öayat değiştirmez. demek dönmeğe başhyor. Oysa ki, bas felsefesini istemiyorum. ölümle yüzyüze taneye, ilk yattığım vakit aklım fikrim Tanrı ve ölüm düşünce çelmek? üerkese canıgönülden leriyle doluydu. Okuldald ög salık veririm bunu: Ölüme yaretmenlerin ve kutsal kitapla lon dunın biraz Hayaü daha iyi görmeğe başlayacaksımz. nn söyledikJerinin aslı varsa hftlim duman gayri. diye tasaAma yakın dunın dedikse lanıyordum. Zlra yeryUzUnde pek de yana?mav;r. hn yoksa yaşamış oldugum fimür üzerihuzurunuî kaçar. ne nesap vermege pek yüzüm Bakın, rnesel^ aen esUden, yoktu doğrusu. Ama orasını so • Herşeyin başı para,> diye dürarsanız kimin var henap v» şünürdüm. «Faran var rm îıer recek naUTşeyin far,» drrdira: «Sık kosBir keresinde şu ucıu turls tümler, hususi atabainr kâjnnetik gezilerin birine kablıp Ma ler, dilber plliç'er.. A'.:l) ijM^rlorca'ya gittimdi. Uçakta hepl da olan adam da bur.dsn buka miz visküeri yuvarlayıp durur ns istiyeb'ür?» dertiirr.. ken blrden aklıma birs«r geldi: Ama ştaıdl (arkma vanyo• t a uçak düserse?» rum B , kazın ayagı ö'yie değii. Demek ki öbür dünyayı şu tnsanın sıhhatı yerinde olmahalimizle boylayacaktık. Sorgu vınca hlçblr «eyln faydası yok. Melâikesinln b«nl şOyl* bir »Uı Sen tancıdan tavranırken ban tfİHAL Çeviten: YEĞİNOBÛU 33 kada oncunierin oimuş, neye yararT Saglığm birinci derecede önemli olduğunu artık anlamış bulunuyonım. Sanatoryumun penceresindea' dısan. bakınca yoldald yapraklan süpüren çöpçüyü göriiyorum. Sivü bayatımda bu çeşit adamlara dönüp bakmam bile. Daha dogrusu bakanm da görmem. Ama şimdi bakıyoruro da ona gıpta ediyorum. lnan olsun! Bir Kere ben böyle yataktayken onun açık bavada oluşunu kıskanıyordum. Sonra benim yatakta doğrulup oturmaga bile dermanım. vokken onun yol süpürecek kadar gücü olmasını İHskaruyorum. Sağlıgına imreniyorum onunl Varsan.baksan, tansı ell maşalı, eteği düşök, sişko cadalo zun blridirl Ama gene de onların her gece yatafa girip mer cimeğ] fınna verdikleriru düşündükçe hasetten çatlıyorum vallahi! Kendi kendlme, «Oğlum Alfie, hayatta ne türlü dertlerin ohırsa olsun. vaşayışm ne derece basit olursa olsun sınhatli misin? Haiine şükretrnelisin^ diye düşünür bldum. Yanımdald yatakta Harry Clamacraft diye otuzbeş vaşlannda biri yatıybr. Slougnlu; evli. üç çocuk babası. Kansı her Pazar geliyor ve ona kendt eüyîe v?ptıft înpjmelStlar eetıriyor. Berbal bir şty, iâstik gibi, çiğne babarn çigne. Ama tyi, tatlı blr kadıncagız ve birbirlerine bayılıyorlar. Harry Lily Lily. Hatrj Gözleri birbirlerlnden başka btr şey eörmüyor. Eir de çocuklan tabll. (Arkuı var) GARTH MECuSı KlSMIKIIM ADLI SAMANIKJ SATUC<>;
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear